19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 16 HAZİRAN 2019 PAZAR EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Çalıntı kart poliste çıktıGazetecinin evinden çalınan hafıza kartları yargılandığı davada suçlamaya delil oldu berkin 6 yıl önce bugün vuruldu Anne Baba Gülsüm Sami Elvan Elvan ‘Çocuğu yanında olmayan bir babayım’ SEYHAN AVŞAR Berkin Elvan, 6 yıl önce bugün Gezi Direnişi sırasında Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesiyle ağır yaralandı. 269 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra 11 Mart 2016 tarihinde hayatını kaybeden Berkin Elvan bugün vurulduğu yer olan Okmeydanı Gaziler Sokak’ta ailesi ve Taksim Dayanışması üyeleri tarafından anılacak. Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan çocuğunun anılacağı günün Babalar Günü’ne denk geldiğine dikkat çekerek, “Benim için çok zor birgün. Çocuğu yanında olmayan bir babayım. Babalar Günü adalet arayışımıza denk geliyor” dedi. Kamuoyuna çağrıda bulunan acılı baba, “Herkese sesleniyorum. Bizim hukuk ve adalet arayışımız devam ediyor. Haftaya duruşmamız var. Yüreğime taş basıp adalet aramaya devam edeceğim” diye konuştu. l İSTANBUL ‘6 ay işkence gördüm’ iddiası SEYHAN AVŞAR İçişleri Bakanlığı tarafından “Aranan teröristler” listesinde “turuncu” kategoride yer alırken Lübnan’da yakalanarak Türkiye’ye teslim edilen Ayten Öztürk DHKP/C yöneticisi olmak suçundan yargılandığı mahkemede savunma yaptı. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen perşembe günü yargıç karşısına çıkan Öztürk, Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde resmi gözaltı tarihinin 28 Ağustos 2018 olduğunu ancak bunun gerçeği yansıtmadığını belirterek, “13 Mart 2018’de yasadışı biçimde gözaltına alındım. Yaklaşık 6 ay boyunca işkenceye maruz kaldıktan sonra bir mizansenle gece yarısı açık arazide polise teslim edildim. Elektrik, cinsel ve psikolojik ağır işkencelere maruz kaldım. Yaşadıklarım nedeniyle vücudumda yüzlerce yara oluştu ve 40 kiloya düştüm” dedi. Suçlamaları reddeden Öztürk’ün avukatları müvekkillerinin beyanları çerçevesinde soruşturma yapılmasını talep etti. Mahkeme heyeti Öztürk’ün avukatlarının bu iddialara ilişkin suç duyurusunda bulunabileceklerini belirterek, Öztürk’ün tutukluluk halinin devamına karar verdi. l İSTANBUL Gazeteci Hayri Demir’in evinden çalınan fotoğraf makinesine ait hafıza kartları yargılandığı davada karşısına çıktı. Demir, “hafıza kartında yer alan kayıtların Suriye’de haber takibi için çektiği görüntüler olduğunu” söyledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, serbest gazeteci Hayri Demir’e, “terör örgütü üyesi olmak ve propagandası yapmak” suçundan dava açtı. İddianameyi okuyan Demir, “evine giren hırsızlar taraAlican fından çalınan fotoğraf uludağ makinesine ait iki adet hafıza kartının iddianameye delil olarak girdiğini” gördü. Bir yurttaş da hırsızlık olayından bir gün sonra yolda bulduğu hafıza kartlarını polise götürdü. Polis de Terörle Mücadele Şubesi’ne teslim etti. Bu olaydan bir süre sonra Demir’in gözaltına alındığı operasyon yapıldı. Demir ise “hafıza kar ‘Gazetecilik faaliyeti’ Hayri Demir, savcılık ifadesinde, “Suriye’nin kuzeyine gazetecilik faaliyeti kapsamında gittiğini” belirterek, “Bu görüntülerin internet ortamında yer alıp almadığını bilmiyorum. Habercilik gereği çektiğim bu anonslu görüntüler, attığım hali ile İMC TV, Hayat TV, Van TV, Gün TV başta olmak üzere birçok yayın organında yayımlandı. Bunun dışında herhangi biriyle paylaşmadım. Gazetecilik gereği birçok paylaşım yaptım. Bunlar arasında herhangi bir suç teşkil edebilecek paylaşımlara gazetecilik kimliğim gereği özellikle dikkat ettim. Çünkü gazetecilik aynı zamanda tarafsız olmayı da gerektiren bir durum” dedi. tında yer alan kayıtların Suriye’de haber takibi için çektiği görüntüler olduğunu” söyledi. Ankara’nın Çankaya ilçesinde oturan gazeteci Hayri Demir’in evine, 28 Şubat 2017’de, hırsız girdi. Eve giren kişi ya da kişiler, odada masanın üzerindeki para dolu kumbarayı almak yerine sadece çekmecedeki fotoğraf makinesine ait iki tane hafıza kartını götürdü. Demir’in ihbarı üzerine eve gelen polisler, parmak izi araştırması yapıp, tutanak tuttu. Demir, bu olaydan günler sonra, 16 Mart 2017’de yapılan operasyonda, gözaltına alındı. Bu işlem sırasında ev araması da yapıldı. 8 günlük gözaltı sürecinin sonunda Demir’e, sorgusunda, “ha ber amacıyla gittiği Suriye’de çektiği fotoğraflar” delil olarak gösterildi. Demir, ifadesinin ardından 24 Mart’ta adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yolda buldu, polise verdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yaklaşık iki yıldır yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak Demir hakkında “terör örgütü üyesi olmak ve terör örgütü propagandası yapmak” suçundan iddianame düzenledi. Demir, iddianameyi eline aldığında “evinden çalınan hafıza kartlarının delil olduğunu” gördü. İddianamede, “hafıza kartlarını Ö.H. adlı kişinin yolda bulup, polise verdiği” belirtildi. l ANKARA Amasya Genelgesi’nin yayımının 100. yıl etkinlikleri kapsamında konferans gerçekleştirildi Amasya Baro Başkanı Melik Derindere’nin yönettiği konferansta TBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Şaduman Halıcı, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Zekeriya Türkmen, eski İLESAM Başkanı Mehmet Sarıtaş konuşma yaptı. Konferansa Vali Osman Varol, Belediye Başkanı Mehmet Sarı ve yurttaşlar katıldı. ‘Çıkış yolu millet egemenliğidir’ MEHMET MENEKŞE Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Amasya Barosu, Amasya Genelgesi’nin yayımının 100. yıl etkinlikleri kapsamında “Milli Mücadele’de meşruiyet manifestosunun 100. yılında Amasya Genelgesi” isimli konferans gerçekleştirildi. Saraydüzü Kışlası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını TBB Başkanı Metin Feyzioğlu yaptı. “Tarihini bilmeyenlerin geleceği olmaz” sözleriyle konuşmasına başlayan Feyzioğlu, büyük önder gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1. Dünya Savaşı’ndan çıkılan yenilgi ile kimsesiz kalan millete “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözleriyle umut verdiğini belirterek, “Atatürk’ü bağrına basan, zor günlerde umudunu yükselten cesur ve kahraman Amasyalıları saygıyla, minnetle anıyorum” dedi. Amasya Genelgesinde yer aldığı gibi çıkış ve kurtuluş yolunun millet egemenliği olduğu, bu ruhun Amasya’da yakalandığının altını çizen Feyzioğlu, “Kurtuluş mücadelesi sürecinde Amasya’nın rolü vazgeçilemez, çok önemlidir. Kararlılık imzası Amasya’da atılmıştır. Geri dönülmez irade Amasya’da ortaya konulmuştur. Bölen, parçalayan, benim gibi düşünmeyen benden değildir düşüncesi asla yoktur. Bu ruh kucaklayıcı, birleştirici, bütünleştirici bir ruhtur. Bu vatana ancak kucaklayanlar hizmet eder, bölenler değil. Mesele hepimizin bir kişi gibi düşünmesi değil, mesele millet için düşünmektir. Vatandaşına kucak açan, insanı merkez alan hukuk devleti, adaletli devlet kutsaldır. Bu ruha ancak 100. yıl ruhu ile ulaşabiliriz” dedi. l AMASYA T.C. BAKIRKÖY 7. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN 2016/667 ESAS, 2019/134 KARAR SAYILI KARARIN İLANEN TEBLİĞİ DAVACI: AYŞE GÜNER Seyitnizam Mah. 2/27 Sok. No:18/6 Zeytinburnu DAVALI: OĞUZHAN GÜNER DAVA: BOŞANMA DAVA TARİHİ:08/09/2016 KARAR TARİHİ:22/02/2019 Taraflar arasında mahkememizde görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda: Davacının boşanma davasının kabulü ile GÜMÜŞHANE İli, KELKİT İlçesi, KÜÇÜK CAMİ Köyü/mah. Cilt 1, hane 96’de nüfusa kayıtlı, AHMET ve ZEYNEP’den olma, 18/02/1983 İstanbul doğumlu, 44761485706 kimlik numaralı davacı AYŞE GÜNER ile aynı hanede nüfusa kayıtlı İBRAHİM ve HATİCE’den olma 12/01/1978 Osnabrück/ALMANYA doğumlu, 29896680424 kimlik numaralı davalı OĞUZHAN GÜNER’in BOŞANMALARINA, Müşterek çocukları 12/10/2004 Osnabrück/ALMANYA doğumlu, 21197212656 kimlik numaralı Doğukan GÜNER ve 09/08/2007 Darmstadt/ALMANYA doğumlu, 20768226924 kimlik numaralı Oğuzcan Ahmed GÜNER’in velayetinin davacı anneye verilmesine, Davacı annenin velayeti altında bulunan müşterek çocuğun, varsa mal varlığı ile ilgili kararın kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde Aile Mahkemesi’ne bildirimde bulunulmasına, kendisine velayet tevdii edilen kişinin ölümü halinde velayetin karşı tarafa geçeceğinden bu bildirimin diğer tarafça yerine getirilmesine, T.M.K.nun vesayet ve miras hukuku ile ilgili tüzüğün 4.maddesi gereğince,mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesi ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri mahkememize bildirmesine, Müşterek çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisi bakımından, her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günü saat 09.00’dan Pazar akşamı saat 17.00’ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00 dan akşam saat 17.00 arası, sömestr tatillerinin ilk haftası 1. günü saat 09.00’dan 7. günü saat 17.00’ ye kadar bir hafta süreyle, ayrıca 1 Temmuz saat 09.00 dan31 Temmuz saat 17.00’ye kadar baba yanında kalmak suretiyle görüşme günü tayinine, Oğuzcan Ahmet için takdir edilen aylık 500 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar kesinleştikten sonra aylık 1000 TL iştirak nafakasının davalıdan davacıya verilmesine, her yıl Tüik Üfe endeksi oranında arttırılmasına, Müşterek çocuk Doğukan için takdir edilen aylık 500 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar kesinleştikten sonra aylık 1000 TL iştirak nafakasının davalıdan davacıya verilmesine, her yıl Tüik Üfe endeksi oranında arttırılmasına, Davacı çalıştığından davacı için yoksulluk nafakasına yer olmadığına, Davacının maddi tazminat talebinin kabulüne 100 000 TL maddi tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50 000 TL manevi tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının davası kabul edilmiş olduğundan 2725 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Alınması gereken ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 12,20TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yapılan 29,20TL başvurma harcı, 29,20TL peşin harç ve 862,75 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 921,15TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Taraflar tarafından yatırılan, kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine, karar verilmiş, davalı Oğuzhan GÜNER’in belirtilen adreslerinde bulunamadığından ve yapıan arıştırmalar sonucunda adresi temin edilemediğinden ilanen tebligat yapılması gerekmiş olup; İşbu ilanın yayınlandığı tarihten itibaren bir hafta sonra tebliğ yapılmış sayılacağı ve 2 hafta sonunda da istinaf edilmediği taktirde hükmün aynen kesinşeceği, tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 10/05/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1012171) T.C. KÜTAHYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2019/337 Esas KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Kütahya Merkez Alayunt Mahallesi MEVKİİ: Kafiryokuşu Mevkii, Mütevelli Mevkii PAFTA NO: J24A08D1 J24A08D3 ADA NO: 3232 ada, 3238 ada PARSEL NO: 68 parsel, 15 parsel VASFI: Tarla YÜZÖLÇÜMÜ: 68 parsel 4032,74 m2 (irtifak tesis edilecek alan 3382,03m2) kamulaştırılacak alan 100,00m2 15 parsel 4013,17 m2 (irtifak tesis edilecek alan 443,02 m2) MALİKİN ADI VE SOYADI: Naciye TÜRKEL KAMULAŞTIRMA BEDELİ: 68 parsel için: 9.101,51 TL 15 parsel için: 1.929,80 TL DURUŞMA GÜNÜ: 17/07/2019 Saat: 11:45 KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: Türkiye Elektrik İletim A.Ş. KAMULAŞTIRMANIN VE BELGELERİN ÖZETİ: Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2019/337 Esas sayısında dava açılmıştır. 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 10/06/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1011430) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/399 Esas KARAR NO: 2019/40 Davacılar NESİME BUHARALI, ZEKERİYABUHARALI aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: 1Davanın KABULÜNE; Davacıların müşterek çocukları 69880227822 T.C. Kimlik Numaralı Sultan Buharalı’nın kayden Sultan olan isminin Timur olarak TASHİHEN TESCİLİNE, 23/01/2019 Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 31/05/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1012491) T.C. İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/124 Esas KARAR NO: 2019/286 “Davacı tarafından açılan soyisim değiştirme davasının Kabulüne, Rize İli, Güneysu İlçesi, Küçükcami Mahallesi, 100 cilt, 34 Hane, 48 Bsn’de Nüfusa kayıtlı Baba adı Fehmi, Anne adı Mukaddes, 31289249514 T.C Kimlik Numaralı Fehmi Kapot olan soyadını İptali ile, Bozkurt olarak değiştirilmesine ve nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine” şeklinde İlan olunur. 11/06/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1012474) Yarısı blöfyarısı ciddi: ABD tehdidi  n çok sinirlendiğim “ABD ile Türkiye’nin stratejik müttefik” olduk Elarının dillendirilmesidir. Bu konuda çok yazdım. İki ülke hiçbir zaman “stratejik müttefik” olmamıştır. Ayrıca dillerinden bu terimi eksik etmeyenler içeriğini anlatmak zahmetine bile girmiyorlar. Bu terim ABD tarafından Türkiye’ye bir yutturmadır. Bizim Amerikancı siyasetçiler bunu benimsediler, işlerine geldi. Şimdi de Amerikan Savunma Bakanı’nın gönderdiği 1964 Cansın mektubundan daha aşağılık tehdit dolu mektuba bakıp “hiç stratejik müttefikliğe sığar mı?” diyorlar. Stratejik müttefik ne demek?  En basitçe: Dünyanın belirli koşullarına karşı iki veya daha fazla ülkenin çıkarları uyuştuğu için ittifak kurmaları, dayanışma yapmalarıdır. NATO böyle bir amaçla, Sovyetler Birliği’ne karşı kuruldu; bir büyük tehdit ve çatışmada, askeri savunma/savaş anlaşması. Bu çerçevede Türkiye, Amerikan ve Batı çıkarları için hep kullanılan ülke oldu.. Ayrıca “müttefiklik” dünya koşullarına göre değişir, ebedi değildir. ABD’nin her zaman dayanıştığı iki ülkesi vardır İsrail ve İngiltere. İsrail, Amerikan hükümetinin adeta yarısıdır. Biraz azalır biraz çoğalır ama hiç değişmez. İngiltere ise ABD’nin adeta kurucu ortağıdır, hatta bizatihi kendisidir bile diyebiliriz. İngiltere’nin bir ayağı ABD’dir, diğer ayağı Avrupa’dadır derseniz yanılırsınız, belki çeyrek hatta daha az ayaktan bahsetmeniz gerekir. Tüm dünyayı tehdit  Türkiye, ABD bölgeselküresel politikalarına hizmet ettiği sürece iyiuslu çocuktur. Bu bölgesel politikalarda derin çıkar çelişkisi çıkarsa, dayak yiyen taraftır, düşman muamelesi görür. Artık NATO yoktur. Fikren ve çıkar ilişkileri açısından kâğıt üzerindedir, özünde dağılmıştır. Trump denen Amerikan belası, sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı tehdit etmektedir. Rusya, Çin, Avrupa.. En son olarak Almanya’ya, Rusya’dan gaz alma benden al, Rusya’ya bağımlı olursun, en iyisi bana bağımlı ol, demiştir. ABD’nin yeni politikasının içeriğinde “ideolojik düşman” yoktur. Dost da yoktur. Ne siyasi müttefiklik ne başka bir şey. ABD’nin politikası artık tamamen ekonomikticari çıkar üzerine kuruludur. Amerika ekonomik çıkarlarını zorbalıkla, askeri gücüyle herkese dayatma politikası izliyor. Çünkü ekonomik üstünlüğü elinden kaçırmıştır. Şimdi bu kaçırdıklarını tehditle geri almaya çalışıyor. Ticaret savaşlarının nedeni de budur. Çin ekonomik baş düşmandır. Çin kapitalizmi nasıl vurdu  Küreselleşme ABD’nin aleyhine gelişmiştir, kapitalizmin eşit olmayan gelişme yasası işlemiş ve yeni iç ve dış koşulların olanaklarını merkezi olarak da en iyi kullanan Çin, ABD’nin ve Batı’nın önüne geçmiştir. Hemen her alanda! Çin, kapitalizmi kapitalizmin bizzat kendi silahıyla vurmuştur: Özel girişimciliği destekleyerek ve serbest bırakarak. Yurttaşlarının girişimci niteliklerini, yeteneklerini bizzat maddi ve manevi destekleyerek ve onların elini dünya çapında özgür bırakarak. Başka türlü zaten başaramazdı. Önemli olan “fareyi tutmaktır”, yoksa kedinin ne renkte olması değil. Bu yolu Deng Şiao Ping açtı. Çin tüm güçlerini küresel anlamda merkezi olarak yönetmeyi başardı. Çin, küreselleşmenin baş savunucusu durumundadır şimdi, ABD ise “küreselleşme sadece bana yaradığı sürece iyidir” politikasına geri çekilmiştir. Bu çizgisini de “askeri” gücüyle savunma peşindedir. Ve Türkiye..  ABD’nin Türkiye politikasının iki yönü var, ilki İsrail bağlantılıdır. Ortadoğu’da İsrail’i yenilmez armada haline getirmek ve İsrail için tehlikeli görünenleri de bertaraf etmek, ama esasında zayıflatmak. Kesinlikle Suriye’yi parçalamak. PKK varlığına büyük destek bu amaca yöneliktir. İkincisi ticaridir. Türkiye iyi bir silah alıcısıdır. S400 füze sistemini satın almak, Rusya’ya yeni ve büyük bir müşteri kazandırmanın büyük bir adımıdır. Bunu engellemek için F35 uçaklarını ileri sürüyor. F35 uçaklarını Türkiye’nin satın almasını İsrail de istemiyor denebilir. Ama ABD bir ciddi müşteri kaybını tehditle engellemek istiyor, denebilir. F35 uçaklarını Almanya ve Fransa da almıyor. HHH Peki ne kadarı blöf ne kadarı ciddi? Hacettepe Üniversitesi Öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. SENA NUR DAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle