19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 HAZİRAN 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER İzlanda ve ABD Milli Takım son dünya şampiyonu Fransa’yı yendi; hem de gol yemeden. Genç, başarıya aç bir ekip ve doğru yönetimle olabiliyormuş dedik, sevindik ve elbette gururlandık. Oradan İzlanda’ya geçti takım. Uçaktan indiklerinde bekletilmişler, arama süreci uzatılmış, takım kaptanına da mikrofon yerine fırça uzatılmış. Tatsız mı? Elbette tatsız; yaşanmasa daha iyi. Ülkelerin milli marşlarının ıslıklanması da, milli takımların saygısızlığa maruz bırakılması da kabul edilir işler değil. Ama sonrasında yaşananlar, verilen tepkiler daha ilginç. Önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu sert tepki gösterdi; ardından da İzlanda’ya nota vereceğimizi söyledi; verdik de. İzlanda’da diplomatik temsilciliğimiz olmadığı için Norveç’teki büyükelçiliğimiz aracılığıyla. Yine aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’i aradı; tepkisini iletti. Basın aracılığıyla kamuoyu da bu görüşme hakkında bilgilendirildi. Bu sırada Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu “destek” için İzlanda’ya gitmeye karar verdi; “Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletimiz olarak en güçlü şekilde yanlarında olacağız” dedi ayrılmadan; sonra da üzerinde “Türkiye Cumhuriyeti” yazan uçak beraberindeki “gazeteci” heyetiyle uzun bir sefere çıktı. Kaynaklar bizden elbette. Nota ile de kalmadı; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bu kez İzlanda Dışişleri Bakanı’nı aradı; “Milli Takım’a yönelik muamele kabul edilemez” dedi. Yürütme görevini yapadursun, yasama organı da boş durmadı. Meclis Başkanı Şentop, İzlanda Parlamentosu Başkanı Sigfusson’a bir mektup yazdı, Milli Takım’a yönelik saygısızlığın kabul edilemez olduğunu ifade etti. İyi ya, milletvekillerimiz durur mu? Sosyal medya hesapları, İzlanda’yı kınayan mesajlarla dolu. Yani neredeyse bütün devlet mekanizması İzlanda’ya karşı seferber oldu. Pentagon’a sessizlik Haksız ve incitici eylemlere karşı gelmek doğrudur elbette; ama her alanda böyle yapılırsa. Daha geçen hafta ABD Savunma Bakan Vekili Shanahan, yani Pentagon Türkiye’yi S400 alımı konusunda yaptırımlarla tehdit eden bir mektup yolladı, basına da sızdırıldı. Ne içeriği diplomatik nezakete uygundu, ne de sızdırılması. Güç gösterisiydi. “F35 programından çıkarırız, ekonominiz yaptırımları kaldırmaz, ya biz ya Rusya” diye tercih dayatan, devletler arasında eşitsiz bir ilişki öneren, “patron biziz” mesajını açıkça veren, Türkiye’nin egemenlik alanına dair müdahaleyi açık şekilde de göstermek isteyen bir ABD var mı? Var. Bizde de her fırsatta “emperyalizme karşı savaşıyoruz” diyenler çoğunlukta olduğuna göre, bu konuya da tepki gerekmez mi? İzlanda emperyalist değil, ama ABD emperyalist sonuçta. İyi, güzel de; bir hafta olacak; Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmuyor; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu konuşmuyor, Meclis Başkanı konuşmuyor mektup hakkında. Milli Savunma Bakanlığı ise içerik çok açık değilmiş gibi hâlâ “stratejik ortaklık”tan söz ediyor yaptığı kısa açıklamayla; mektubun geldiğini ve gerçek olduğunu da kabul ederek elbette.  Milliyetçi partilerimiz de konuşmuyor. İzlanda konusunda konuşan, haklı tepkisini gösteren kim varsa, ABD mektubuna karşı susuyor. Niye böyle? İki yorum şekli var aslında; ya İzlanda’ya bu olağanüstü tepkiyi verirken ABD’ye tepki vermemelerini bir çelişki olarak görebiliriz; ya da egemenlik sahamıza daha büyük tehditler karşısında susmak zorunda kalınca açığı İzlanda gibi ülkelere verilen olağanüstü tepkilerle, üç gün sonra unutulacak “kuru milliyetçi” ataklarla kapatmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. Ben ikincisinin yapıldığını düşünüyorum. Yani bir çelişki yok aslında. İzlanda’ya tepki, ABD’ye tepkisizliğin örtüsü oldu. İktidarın “milliyetçi” stratejisi tam da böyle bir şey zaten. Varlıklarını bu tür geçici milliyetçi kabarmaları yönetmeye dayandıranlarla gerçek antiemperyalist, bağımsızlıkçı duruşu savunanlar arasındaki fark da böyle zamanlarda ortaya çıkıyor.  “Ne yani; ABD’ye savaş mı ilan edelim?” diyorsunuz şimdi. Bekleyin; bu S400 konusunda gözden kaçırılan ve bizim kamuoyunda yeterince tartışılmayan boyutlar var. Cumartesi buradan devam edelim. Adıgüzel: Ordu Valisi ‘T.C. olmasa da olur’ dedi CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu Valisi Seddar Yavuz’la ilgili yeni bir iddiada daha bulundu. Adıgüzel, Yavuz’un Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını aldıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin binasındaki tabelaya “T.C.” ibaresini eklemesini eleştirdiğini belirterek “Vali, ‘T.C. çok da önemli değil, T.C olmasa da olur” demiştir” görüşünü dile getirdi. Adıgüzel ayrıca, Yavuz’un makamında 10 Mayıs’ta Engelliler Haftası dolayısıyla gerçekleştirilen bir toplantıda “İmamoğlu’na, CHP’ye, TÜSİAD’a, İstanbul İl Başkanımıza bir valiye yakışmayacak ifadelerde bulunmuş ve ‘İmamoğlugiller’ diye tanımladığı tüm muhalif kesime ‘s..ttirin’ diyerek küfür etmiştir” açıklamasını yaptı. Her şey kontrol altındaCHP lideri Kılıçdaroğlu grup toplantısında 23 Haziran İstanbul seçimine ilişkin konuştu: Kılıçdaroğlu, “Seçim sabahı seçmen listeleriyle oynayabilirler, her türlü sahtekârlığın önlemini alıyoruz” diyerek 23 Haziran için güvence verdi. Kılıçdaroğlu “Emin olun, her şey çok güzel olacak” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Haziran’da sandık başında olacak görevlilere ilgili sandıkta oy kullanacakların isim listesinin olduğu broşür vereceklerini belirterek “23 Haziran sabahı bile seçim listelerinde oynayabilirler. Her türlü sahtekarlığın önlemini alıyoruz. ‘Seçmenin gelip imza attığı listeyi kontrol edin’ diyeceğiz. Her şeyi kontrol edeceğiz, her şeyi denetleyeceğiz. Ve emin olun, her şey çok güzel olacak” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında özetle şunları dile getirdi: Kabul edilemez: Milli takımımız Fransa karşısında olağanüstü bir başarıya imza attı. Tarihten bize kalan bir mirasımız var, her ülkenin bayrağına saygı duymak gibi. Dolayısıyla Fransız milli marşı okunurken yapılan protestolara üzüldüğümü ifade etmek isterim. İzlanda’da milli takımımızın karşılaştığı bir olay vardı, son derece üzücü bir olay. Kendisini medeniyetin en önemli aktörlerinden biri olarak gösterenlerin bizim Milli Takımımıza karşı işledikleri, insanlık dışı demeyeyim de kabul edemeyeceğimiz bir olayı Milli Takımımıza yaşattıkları için büyük üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isterim. İnşallah Milli Takımımız Fransa’da olduğu gibi bir başarının altına imza atar ve bütün dünyaya da farklı bir mesajı vermiş oluruz. n Hükümet randevu vermiyor: Çalışan insanların bazı hakları vardır. Grev hakkı, toplusözleşme hakkı gibi. Bu hakları savunacak olan sendikalar vardır. Türkİş bizim işçi sendikaları içinde en çok üyeye sahip olan konfederasyondur. Şubat ayında yeni sözleşmelerin yapılması gerekiyor. Şimdi Haziran ayındayız. Hükümet 4 aydır randevu vermiyor. Niçin vermiyor? Seçim CHP’nin dünkü grup toplantısında geçen hafta hayatını kaybeden CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın fotoğrafı sıraya konuldu. Konuşmasında Arslan’ı anan CHP lideri Kılıçdaoğlu, yinelenecek İstanbul seçimine ilişkin tüm önlemlerin alındığını anlattı. ler var. Seçimden sonra çok düşük rakamlar verecekler. Uzlaşmayacaklar, hakem heyetine gidecek. Hakem heyeti Saray’ın adamlarından oluşuyor. Düşük rakamlar verecekler, yaşanan enflasyonun faturasını işçilere çıkaracaklar. 4 aydır Türkiye’nin en büyük sendikasına eğer randevu verilmiyorsa bütün işçi kardeşlerimin oturup düşünmesi lazım. 4 aydır randevu verilmiyorsa o sendikanın da yerinde durmaması lazım, beklememesi lazım, 200 bin işçinin hakkından ve hukukundan söz ediyorum. Ben takipçisi olacağım, umarım onlar da kendi haklarının takipçileri olurlar. n Samimiler mi bakacağız?: Deniyor ki; “Adalet reformu yapacağız. Gerçek anlamda adaleti getireceğiz.” Bu şu anlama da geliyor. Bu ülkede adalet yok, getirmeye çalışıyoruz. 17 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Yeni mi aklınıza geldi? Adaleti getireceğiz diyorlar, getirsinler başımızın üstüne. Ama adaleti getirmekte samimiler mi, değiller mi, onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. n Hesap sormalı: Türkiye’de 8.5 milyon insan işsiz. Bütün işsiz kardeşlerime ve onların ailelerine sesleniyorum. Eğer bir hesap soracaksan önünde 23 Haziran var. Gideceksin, gözünü kırpmadan Ekrem İmamoğlu’na oyunu vereceksin kardeşim. n Vicdanın kaldırıyorsa: Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı. İki oğlu var. İki oğlunun işine son veriyorlar. Ben AK Parti’ye oy veren değerli vatandaşlarımın vicdanına sesleniyorum. Hangi vicdan bunu kaldırır? Eğer senin vicdanın bunu kaldırıyorsa git, oyunu Binali Yıldırım’a ver kardeşim. n Türkiye savruluyor: Dediler ki, “Fiyatlarda yüzde 10 indirim yapacağız.” Olmadı. Damat yine devam ediyor. Belediye zabıtalarına görev verdiler; fiyatları denetlediler. Damat, yine yerinde duruyor. Toptancıları, halcileri terörist ilan ettiler, soğan ve hal depolarını bastılar. Fiyatlar değişmedi. İçişleri Bakanlığı valiliklere genelge gönderdi; fiyatları denetleyin ve düşürün diye. Yine bir şey olmadı. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Yöneten yok Türkiye’yi. 82 milyon, freni patlamış bir kamyondayız. Direksiyonda kimse yok, yokuş aşağı gidiyoruz. n Kim dolarla ihale verdi: AK Partili kardeşlerime sormak isterim: Kim yandaşlarına kendi destekçilerine Türkiye’nin en büyük ihalelerini dolarla verdi? Dış güçler mi yaptı bunu? Kim yandaşların 123 milyar dolar olan projelerine, Türkiye Cumhuriyeti devletini kefil etti? Kim döviz geliri olmayan şirketlere dövizle işlem yapabilirsin dedi? Kim tarımı bitirdi? Kim devletin silah fabrikasını Katar ordusuna sattı? AK Partili kardeşim sen buna dur demelisin, yanlıştır demelisin. Dünyada kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya satan örnek yoktur demelisin. n Her şeyi kontrol edeceğiz: YSK’den şunu bekledik: Aynı sandık, aynı heyet, aynı zarf. Nasıl oluyor da üçü kabul, biri ret oluyor. Bulana Nobel ödülü verecekler. Bu dümenin nasıl olduğunu kimse bilmiyor. 23’ünde sandık başında görev yapacak arkadaşlarımıza bir broşür vereceğiz. O sandıkta oy kullanacakların isim listesini vereceğiz. 23 Haziran sabahı bile seçim listelerinde oynayabilirler. Her türlü sahtekârlığın önlemini alıyoruz. Listeyi vereceğiz, bakın bunlar oy kullanacak burada diyeceğiz. Seçmenin gelip imza attığı listeyi kontrol edin diyeceğiz. Her şeyi kontrol edeceğiz, her şeyi denetleyeceğiz. Ve emin olun her şey çok güzel olacak. Ekrem Bey projelerini açıkladı, “İstanbul’u yaşanabilir bir kent yapacağım. İstanbul’da yoksulluğu bitireceğim, İstanbul’u yeşile boğacağım, bütün İstanbul’u kucaklayacağım, kazanan ben değil,16 milyon İstanbullu kazanacak” diyor. Tatile gidenlerin de dönmesi ve oylarını kullanmaları lazım. Her şey çok güzel olacak diyorum. l ANKARA/Cumhuriyet İmamoğlu işsizlerin, gençlerin, kadınların, çocukların yaşamına dokunacak plan ve projelerini anlattı İmamoğlu hayatı kolaylaştıracak “İstanbul’da Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler Toplantısı” düzenleyen İmamoğlu, projelerine “Belediyenin işi değil” çıkışı yapanların projelerini kopyaladığını söyledi. İmamoğlu,“İşsizlik Destek Paketi” projesiyle işsiz yurttaşların hayatını kolaylaştır mak için atacakları adımları açıkladı. İLAYDA KAYA Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 16 yıldır girdiği hiçbir seçimi kaybetmediğini anımsatarak “Erdoğan sizce bir hata yaptı mı” sorusuna “Şu anda konumuz Cumhurbaşkanı değil İBB seçimi. Çünkü o kadar çok konuşan var ki bazen rakibimizin kim olduğunu şaşırıyoruz. 31 Mart’taki neticeden çok daha farklı bir netice ile karşılaşacağımızı belirtmek isterim” dedi. İmamoğlu, ilk kez açıkladığı “İşsizlik Destek Paketi” projesiyle işsiz yurttaşların hayatını kolaylaştırmak için belediye olarak atacakları adımları duyurarak “Bu şehrin kaynakları sadece bir avuç insana peşkeş çekiliyor. Ben, bu şehrin ailelerinin haklarını savunmaya geliyorum” dedi. İmamoğlu, Taksim’deki The Marmara Otel’de “İstanbul’da Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler Toplantısı” düzenledi. Projelerine, “Belediyenin işi değil” çıkışı yapanların daha sonra projelerini kopyaladığını söyleyen İmamoğlu, “Tam bir kopyala yapıştır kampanyası var. 25 yıl sonra gelebildikleri yer, haksızlık ve kopyala yapıştırcılık. Kopyala yapıştır yoluyla bile olsa, halkın gerçek sorunlarını, gerçek ihtiyaçlarını o kibirli gözlere gösterebildiğim için seviniyorum” diye konuştu. Gıda, eğitim, sağlık ve sosyal yaşamın tüm alanlarında yapacağı desteklerle, İstanbullu aileleri yıllık 2 bin 500 liralık masraftan kurtaracağını belirten İmamoğlu, seçim öncesi kurulan tanzim satışları anımsatarak “Kışın soğuğunda, 16 milyonluk İstanbul’da 55 tane yer açıp insanları kuyruğa dizip afişe ederek, bir de adına ‘varlık kuyruğu’ deyip adeta milletle dalga geçtiğiniz bu seçim yatırımı, neyi çözdü de apar topar kaldırmaya başladılar? Bir de İGDAŞ indirimi diye bir şeyden bahsediyor. Sanki dertleri vatandaşın derdine çare olmakmış gibi, yazın ortasında doğal gaza indirim yapacaklarmış” dedi. Kadın Emeği Ofisi ile kendi sınırlı imkânları ile çalışan tüm kadınlara destek olacağını söyleyen İmamoğlu, “İBB ev ka dınlarının ürünlerini ulusal ve uluslararası pazarlarda alıcıya ulaştıracak kanalı sağlayacak. İstanbullu kadınların kendi markası olacak. İBB İstanbullu kadınların ilk müşterisi olacak. Böylelikle hanelere aylık düzenli gelir sağlanmış olacak” dedi. Çocukların ve gençlerin faydalanabileceği projelerle sosyal yaşamlarını destekleyeceklerini söyleyen İmamoğlu, “İstanbul’da 1525 yaş arası toplam 2 milyon 278 bin gencimiz yaşıyor. Her türlü eğitim, kültürsanat ve spor imkânlarını sunacağız” dedi. ‘İşsizlik Destek Paketi’ “Henüz kopyalanmamış bir destek paketimizi de sizlerle paylaşmak istiyorum” diyen İmamoğlu, “İşsiz vatandaşlarımızın diğer destek paketleri ile birlikte bir nebze olsun hayatını kolaylaştırabilecek imkânlar sunan, ‘İşsizlik Destek Paketi’ni göreve geldiğimiz andan itibaren hayata geçireceğiz. Bu paket ile, ‘Bölgesel İstihdam Ofisi’mize başvurmuş, mesleği, yeteneği, birikimi ve piyasanın talepleri doğrultusunda iş bulma programımıza aldığımız her kişi, kendisine bir iş imkânı sağlanana dek, toplu ulaşımdan ücretsiz olarak faydalanabilecek. Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerdeki işsizlerin genel sağlık sigortası katılım payını İBB olarak biz ödeyeceğiz” diye konuştu. İmamoğlu, sofra destek paketi, geçim destek paketi, eğitim destek paketi ve evlilik destek paketi ile de İstanbullulara destek olacağını söyledi. İstanbul’daki mülteci sorununa da değinen İmamoğlu, “İstanbul’da 1 milyon civarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan insan yaşıyor. Resmi rakamlara göre, kayıtlı 547 bin Suriyeli göçmen var. İBB bünyesinde mülteciler birimi kuracağız. Sorunları net olarak tespit edeceğiz. Özellikle çocuk ve kadın mültecilere ilişkin sağlık, beslenme, istismar, gayrı insani barınma koşulları gibi akut sorunlarıyla ilgileneceğiz. Nihai olarak göçmenlerin kendi memleketlerine dönüşlerinin sağlanması için çalışacağız” ifadelerini kullandı. ‘Kendi işiyle uğraşmalı’ Toplantının ardından soruları yanıtlayan İmamoğlu, gazetecilerin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul’da toplantılarını artırdığını anımsatarak “Cumhurbaşkanı’nın sahadan çekilmesini siz nasıl yorumluyorsunuz” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Siz ısrarla önümdeki rakip sayısını artırmak istiyorsunuz, ben de teke indirme çabası içindeyim. Ben seçimden önce, herkesi görevine davet etmiştim. Bu ülkenin cumhurbaşkanı, kendi işiyle uğraşsa; bakın ülkenin güvenlik sorunu var, dış politika sorunu var, ekonomi sorunu var; bakanlar bunlarla, kendi işleriyle uğraşsa.” l İSTANBUL canlı yayına yanıtları damga vurdu Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dün akşam katıldığı NTVStar ortak yayınına, kendisine yöneltilen imalı sorulara verdiği yanıtlar damga vurdu. İmamoğlu, Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu’nun Koç Holding’den uçak kiralanmasıyla ilgili sorusuna, “O uçağı Binali Yıldırım kullanırken ne kadar analiz etmişse arkadaşlarım da o kadar analiz etti. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşık 100 yıllık kuruluşunu hangi ithamla suçluyorsunuz? Sizinle ne kadar temasımız varsa o kurumla da o kadar temasımız var. Sizin şu an çalıştığınız grubun, parti olarak bugünkü iktidarla temasının milyonda biri kadar temasım yok” diye konuştu. Müderrisoğlu’nun terör örgütü PKK ile ilgili sorduğu soruya da İmamoğlu “Yine manidar bir yorum yaptınız. Polemik yapıyorsunuz. ‘Yok hükmündedir’ dedim, ülkede şehitler oluyor dediniz. Terör örgütünün yorumları benim için yok hükmündedir dedim” yanıtını verdi. CHPİYİ Parti’nin adayı olduğunu söyleyen İmamoğlu, herkesin oyuna talip olduğunu vurgulayarak, “HDP, AKP, MHP, BBP, DP, DSP, Saadet Partisi, herkesin oyuna talibim. HDP, Türkiye’nin siyasi partisidir. Dün başka konuşan hatta iki hafta önce başka konuşan bugün başka konuşanları sorgulamanızı isterim” dedi. Sorular istendi mi? İmamoğlu, AKP’nin adayı Binali Yıldırım ile katılacağı canlı yayın programına ilişkin, “Yıldırım soruların görüşülmesini talep etmiş. Bana gelen bilgi o yönde. Şahsen bana soruları yollamasalar da olur” ifadelerini kullandı. Binali Yıldırım ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bunun doğru olmadığını belirterek “Kanıtı varsa açıklasın” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle