17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Bali: Serbest piyasaTürkiye iş yapma endeksinde üst sıralara çıkmalı. Hukukta gereken neyse yapmalı ilkelerine bağlı kalın İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, serbest piyasa ekonomisinin bü tün dinamiklerine sonuna kadar bağlı kalınması gerektiğini vurgula yarak, “Biraz meşakkatli olabilecek bu yoldan vazgeçmemeliyiz” dedi. Serbest piyasa ekonomisine vurgu yapan İş Bankası Genel Müdü lı uygulamaların kısa sürede sonuç verebilir olması pratik gelebilir ama kalıcı nak imkânları sıkıntıya girerse büyüme sürecimiz kesintiye uğruyor. rü Adnan Bali, “Bazen farklı uygulamaların kısa sürede sonuç verebilir olması pratik gelebilir ama kalıcı olamaz. Kısa vadede arzu etmediğimiz sonuçları vermiyor diye, meşakkatli yoldan vazgeçmemeliyiz” dedi. Gaziantep Sanayi Odası’nın mayıs ayı meclis toplantısında konuşan Bali, serbest piyasa ekonomisinin bütün dinamiklerine sonuna kadar bağlı kalınması gerektiğini belirterek, “Serbest piyasa; bolluk demektir, bereket demektir. Kontrol; darlık, bereketsizlik demektir, kısıt demektir. Çünkü gerçekte olmayabilecek talepleri uyarır, fiili hale getirir. Bir şeyin kısıtlı olduğu, olabileceği hissini verdiğiniz andan itibaren insan organizması dahi savunma refleksiyle bunu ihtiyacının üzerinde talep etmeye başlar. Bunun için, serbest piyasanın ilkelerine ve dinamiğine sonuna kadar bağlı kalmak önemli. Kısa dönemlerde arzu etmediğimiz sonuçları hemen vermiyor diye, biraz meşakkatli olabilecek bu yoldan vazgeçmemeliyiz. Bazen daha fark olamaz. Daha kötüsü tahrip edicidir. Onun için önemli olan, bu ortamı sağlayabilmek. Serbest piyasa ve onun hukukunun oluşması bu bakımdan son derece önemli” diye konuştu. Türkiye ekonomisinin yılda 800 bin yeni istihdam yaratmak ve bunu sürdürebilmek için yüzde 5 ve üzerinde büyümesi gerektiğini belirten Bali’nin konuşmasının satır başları şöyle: 4 Yüzde 5 büyümeye ihtiyaç var ama kaynak yok. Çünkü iç tasarruf hadleri yüzde 5 büyümemizi desteklemiyor. Büyümek için dış kaynak kullanıyoruz. Dış kaynak imkânları yettiği sürece büyüyoruz, bizden veya dışarıdan kaynaklanan nedenlerle dış kay Güven önemli 4 Hızlı büyümek zorundayız. Öncelikle, iç tasarruf hadlerini artırmak konusunda çok özel çaba sarf edeceğiz. Dış kaynak kullanmaya devam edeceğiz. İş insanları krediyi nasıl kullanıyorsa, ülke olarak dış kaynağı da öyle kullanmalıyız. Ülke olarak, kullandığımız kaynakların maliyetinden daha yüksek getiriyi sağladığımız alanlarda büyümeliyiz. Bunları yapmak için güven, istikrar, geleceğe ilişkin öngörülebilirliğin olduğu uygun bir iklim, ortam da lazım. 4 Türkiye iş yapma endeksinde üst sıralara çıkmalı. Vergi sisteminde, hukukta, teknolojide, teşvik sisteminde gereken neyse onları yapmalıyız. 4 Hanehalkı ve reel sektörün borçluluğu 2001 krizinde, bugüne nazaran çok daha düşüktü. Bu, aleyhe olan kısımdır. Onun için öncelikleri belirleyip, iş lerimizi ona göre götürmemiz gerekecek. l Ekonomi Servisi Adnan Bali Dolar 6.11 TL’yi aştı İstanbul’daki seçimin tekrar etmesi nedeniyle piyasalardaki ateş düşmüyor. Dolar/TL dün 6.116.09 bandında dalgalandı. Dün gün içindeki kur artışı yüzde 1’i aştı. Merkez Bankası 9 Mayıs’ta başladığı 150 baz puanlık ek sıkılaşmayı dün geri çekti ve haftalık repo ihalesine yeniden başladı. Kararın ardından kur 6.09’a yükseldi, daha sonra yeniden 6.05’lere geriledi. BIST 100 Endeksi de günü yüzde 2 civarında düşüşle kapattı. Noor CM Yurtiçi Piyasalar Satış Müdürü Mert Yılmaz 31 Mart seçimlerinden bu yana TL varlıklar üzerinde satış baskısının devam ettiğini söyledi. Yılmaz, “Kurda 6.10’lara geldik, faizlerde ciddi yükseliş, CDS risk priminde 500’lere yükseliş oldu. Borsa İstanbul’da 93 bin 500 aşağı yönlü geçildikten sonra satışların hızlan ması sürpriz değil. 85 bin üstünde kalamazsak bu satış baskısı bir süre daha devam edebilir” dedi. Öte yandan Merkez Bankası verilerine göre, 17 Mayıs ile biten hafta itibarıyla net uluslararası rezervleri 174.898 milyar TL oldu. Merkez’in net uluslararası rezervleri, 17 Mayıs haftasında 24.9 milyar dolar ile ekim ayından bu yana görülen en düşük seviyesine geriledi. Fed ‘sabır’ dedi ABD Merkez Bankası Fed politika yapıcıları sabırlı yaklaşımın bir süre daha uygun olduğuna işaret ederken, çoğu üyeye göre enflasyondaki düşüş muhtemelen geçici bir durum. Fed nisan ayı toplantısı tutanaklarına göre, ekonomik görünüme dair aşağı yönlü riskler sürüyor. ABD ürünlerine vergi indirimi Türkiye, ABD menşeli 22 üründe gümrük vergisini yarıya indirdi. Karar, ABD’nin geçen hafta Türk çeliği ve alüminyum ürünlerine uyguladığı yüzde 50 ve yüzde 20 ek vergiyi yarıya indirmesinin ardından geldi. Türkiye’nin yarıya indirdiği ürünler ve ek mali yükümlülük oranları şöyle: Güzellik ve makyaj müstahzarları ve cilt bakımı için müstahzarlar (ilaçlar hariç) yüzde 30, yaprak tütün ve tütün döküntüleri yüzde 30, pirinç yüzde 10 birincil elyaf kâğıt ve kartonları yüzde 10, yakmaya mahsus ağaçlar yüzde 5, taşkömürü, taşkömüründen elde edilen briketler yüzde 5. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, 75 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi için iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması gerektiğini söyledi. l Ekonomi Servisi SBK Holding, Auto Land’ı satın aldı Filo kiralama sektöründe Ortadoğu’da önemli paya sahip olan Kuveyt devlet fonu KFH Capital’in iştiraki olan Auto Land Otomotiv, Türk SBK Holding’e satıldı. Üç ay süren satış görüşmelerinin ardından SBK Holding, dün Kuveyt’’te atılan imzalarla 10 bin araçlık filoya sahip Auto Land Otomotiv’in sahibi oldu. SBK Holding’den bir yetkili, Kuveytli şirkete önümüzdeki günlerde yeni yatırım yapacaklarını ve sektörde bölgenin önemli oyuncularından biri haline gelmeyi hedeflediklerini vurguladı. Piyasa değeri 700 milyon TL olan Auto Land Otomotiv’in SBK Holding’e satış bedeli açıklanmadı. Çiftçilerin 2002’de 530 milyon lira olan borcu 2018 sonunda 190.5 kat arttı 8 bin çiftçi icralık CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Ziraat Bankası’nın tarım kredi faiz oranlarını yüzde 100 artırdığını söyledi. MUSTAFA ÇAKIR AKP döneminde 700 bin çiftçi üretimden çekildi. 8 bine yakın çiftçi ise icralık durumda. ‘Kaliteli buğdaya prim yok’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın buğday taban fiyatına yüzde 29 yapılan artışı tarihi bir iyileştirme gibi sunduğunu kaydeden Aygun, “Oysa hiç de açıklandığı gibi tablo yok. Çünkü geçen günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ürün alım genelgesi yayımlandı. Bu genelge ile 2019 ekmeklik buğday alım baremi yayımlandı. Ve bu barem, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını boşa düşürdü” dedi. Aygun, geçen yıl taban fiyat uygulamasında kaliteye göre değişik oranlarda çiftçiye prim ödemesi yapıldığını anımsatarak, “Bu yıl ise bu ödeme kaldırılmış. Yani kaliteli buğday üreten çiftçimize artık prim ödemesi yapılmayacak. Böyle bir uygulama olmayacak. Ekmek için kaliteli buğdaya ihtiyaç var. Bu uygulama ile Rusya’dan buğday ithal etmeye devam edileceği sinyali veriliyor” diye konuştu. Aygun, 2018 yılı yağlı bitkiler ayçiçekkanola, aspir, pamuk destekleme primlerinin bayrama kadar ödeneceği müjdesinin verildiğini de anımsatarak, “Gayri safi milli hasılanın yüzde 1’i oranında çiftçiye destek vermeniz gerekirken, çiftçinin cebinden para kaçırıyorsunuz. Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası geçen yıl 3.7 trilyondu. Dolayısıyla çiftçiye bu paranın yüzde 1’i olan 37 milyar TL destek verilmesi gerekiyordu. Siz ise 16.1 milyar TL vererek, 21 milyar lirayı çiftçi yerine başka ellere aktardınız.” Aygun ayrıca Meclis’te araştırma önergesi de verdi. Aygun, Türkiye’nin son dönemde Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere yurtdışına ihraç ettiği tonlarca sebze ve meyvenin “tehlikeli tarım haşeresi, güve” barındırdığı, ya da “zirai atık ve insan sağlığına zararlı kalıntılar içerdiği” gerekçesiyle iade edildiğine dikkat çekti. Ürettiği ile geçinemez hale gelen çiftçi, borç sarmalına girdi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılına göre borcu 190.5 kat artarak 101 milyar liraya ulaşan çiftçi tarım arazilerini elden çıkarıp üretimden hızla çekilmeye devam ederken, şimdi de tarım kredi faiz oranlarının artırıldığı ortaya çıktı. CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Ziraat Bankası’nın tarım kredi faiz oranlarını yüzde 100 arttırdığını vurguladı. Aygun, “2 Mayıs 2019 itibarıyla yüzde 8 olan tarım kredilerinin faiz oranı yüzde 16’ya çıkarıldı” dedi. Destek açıklanmadı Aygun, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2.1 milyon çiftçi bulunduğuna işaret ederek “Bu çiftçilerimizin 2002’de 530 milyon lira olan borcu 2018 sonunda 190.5 kat artarak, 101 milyar liraya fırladı. 8 bine yakın çiftçi icralık durumda” dedi. 2019 için destekleme primlerinin de hâlâ açıklanmadığını anlatan Aygun, “Çiftçinin gözü kulağı bu primlerde. Tarım biterken, AKP döneminde 700 bin çiftçi üretimden çekildi. Üreticinin önünü görebilmesi için desteğin en az üç yıllık programla açıklanması lazım” diye konuştu. l ANKARA Köprü geçişine yılda 2 kere zam İstanbul’daki Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün İtalyan ortağı Astaldi ile IC Yatırım Holding’in, köprü geçiş ücretlerine getirilecek zamlarla ilgili hükümetle anlaşmaya vardığı öne sürüldü. Bloomberg’in haberine göre, geçiş ücretlerinin yılda bir değil iki kez güncellenmesi konusunda hükümetle uzla şıya varan ortaklar, bu gelişme üzerine köprüdeki paylarını China Merchants Group’a satmak üzere görüşmelere yeniden başladı. Haberde görüşmelerin gizli devam ettiği ve kaynakların isimlerini vermek istemedikleri belirtildi. Çinli lojistik firmasıyla yapılan görüşmelerde henüz kesin bir anlaşmaya varılmadığı da kaydedildi. Çin Dışişleri Bakanlığı Söz cüsü Lu Kang, Astaldi’nin üçüncü köprüdeki payının satışı için görüşmelerin henüz bitmediğini belirterek “Şu an Çin tarafıyla Türk tarafındaki bu görüşmeler devam ediyor. Çin tarafı olarak olumlu haberleri bekliyoruz” diye konuştu. l Dış Haberler 1123 MAYIS 2019 PERŞEMBE Merkez çoktan çöktü Ahmet Hakan’ın, İmamoğlu karşısında düştüğü zavallı durum salt bireysel bir omurga zayıflığı sorunundan kaynaklanmıyor, aslında günümüzün önemli bir gerçeğini yansıtıyor. Siyasette “tarafsız bölge”, hiçbir yerde, hiçbir zaman olmamıştı, kocaman bir yalandı. Toplum içindeki çelişkilerin yumuşak, kültürel ortamın homojenlik taklidi yapmayı başarabildiği siyasi coğrafyalarda bu yalan, liberal fantezilerin arkasına gizlenebiliyordu. Kapitalizmin yapısal krizinden kaynaklanan bir seri siyasi, jeopolitik, kültürel, hatta kimlik krizleri zamanla liberal fantezileri çökertti, yalanı gözler önüne serdi. Bir süredir, ülkelerin içinde ve de dünya çapında kutuplaşmalar hızla gelişiyor. Kutuplar arasındaki uçurumlar derinleşiyor. Bu gerçeği yadsıyarak siyaset yapmaya çalışan liderliklerin bu uçurumların içinde kaybolma riski artıyor. Gerçekten de ünlü şiirdeki gibi, “Merkez çoktan çöktü, bir anarşi üzerimize geliyor”. Bu “anarşi” içinde ayakta kalabilmenin yolu, olmayan bir “merkeze” yerleşmeye çalışmaktan değil, kutuplaşma içinde güçlü bir siyasi blok inşa etmekten geçiyor. Çünkü, “kutuplaşmayı” geriletebilecek yeni bir “toplumsal mutabakatı” inşa edebilmek için güçlü bir siyasikültürel dayanak noktası gerekiyor. Ekonomi ve toplum ancak bu dayanak üzerinde, kapitalizmin krizini yönetmeye olanak verecek biçimde, yeniden inşa edilebilir. Kutuplaşmalar... ABD’nin tek kutuplu bir düzen kurma girişimine tepkileri, örneğin, ABD ile Çin arasında ticaret ve teknolojik gelişme alanında şekillenmekte olan Soğuk Savaş’ı konuşmayı başka yazıya bırakalım. Ülkeler düzeyinde, özellikle de gelecek hafta yapılacak olan Avrupa Parlamento seçimleri bağlamında düşünmeyi deneyelim. İngiltere’de merkez sağın geleneksel gazetesi The Times, pazartesi günü bir yorumunda “Bunlar Avrupa merkez sağı için karanlık günler” diyor, Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya örneklerinden hareketle ekliyordu, “bir taraftan popülistlerin diğer taraftan sosyalistlerin saldırıları, altında, parti içi çatışmaların etkisiyle, iktidarın doğal temsilcisi olma özelliklerini hızla yitiriyorlar”. Gerçekten de sağ popülist partiler yükseliyor, hatta siyasi etkinliklerini uluslararası düzeyde koordine ederek birbirlerini güçlendiriyorlar. Dahası, bu partiler sosyal demokrat partilerin sosyalistlerin geleneksel etki alanlarına nüfuz ediyorlar. Sosyal demokrat partiler de Washington Post’un bir araştırmasında işaret ettiği gibi, merkez sağ ile işbirliği yapma eğilimini sola doğru terk ederek bu sürece uyum sağlamaya çalışıyorlar. İngiltere’de Jeremy Corbyn bu gelişmenin en çarpıcı örneği. İspanya’da sosyal demokrasinin son seçimlerdeki başarısında, işçi haklarını savunması önemli bir rol oynamış. Bu bağlamda ABD seçimlerinde parlayan temsilciler meclisi üyesi, Demokrat Parti’de sol bir çizgiyi savunan Alexandria Ocasio Cortez’i de anmak gerekir. Alman Sosyal Demokrat Partisi içinde de bir sol refleksin orta çıktığı görülüyor. Örneğin, gençlik kanadının lideri, Kevin Kühnert, “BMW’nin işçilerin kolektif mülkiyetine geçirilmesi gerektiğini” savunabiliyor. Diğer taraftan, popülizmin, işçi sınıfı üzerindeki etkisinin salt ekonomik reform talepleriyle kırılamayacağı anlaşılıyor. Örneğin SPD Bremen gençlik kolları liderini 90 dakika dikkatle dinleyen öğrenciler, sıra soru sormaya gelince, ekonomik reformlardan çok, yapay zekâ, iklim değişikliği ve göçmenlerle ilgili konulardaki, aslında kapitalist toplumsal örgütlenmenin doğasına ve sonuçlarına ilişkin, sorunlar üzerinde yoğunlaşmışlar. Bunlar, işçi sınıfının yeni teknolojiler üzerinde gelişen, geçmişe değil geleceğe bakan kesiminin özellikle ilgilendiği sorunlar. Sosyal demokrasinin, sola kayarken bu sorunlar üzerinde de yoğunlaşması gerekiyor. Türkiye’de AKP’nin yeni “eğitim programı”, sosyal demokrasinin, ülkenin bekasını, ekonomik sorunlar kadar tehdit eden bir kültürel kutuplaşma ve kültür savaşı saldırısı karşısında olduğunu bir kez daha gösterdi. Ülkedeki kutuplaşmanın tarafları arasındaki çukurda kaybolmamak için ittifakları ve muhalefet blokunu bu gerçeği göz önüne alarak kurmak gerekiyor. Torba kanun Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçti AKP’nin tekrarlanacak İstanbul seçimi öncesi sunduğu ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden kaçak geçiş yapanlara kesilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi ile hurda araçlarda uygulanan ÖTV indiriminin 15 bin liraya çıkarılmasını öngören torba kanun teklifi dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Teklif, TRT’de çalışan memur ve kadro karşılığı sözleşmeli personele uygulanacak disiplin cezalarını ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün MTA adına yeni ruhsat düzenlemesini de kapsıyor. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle