18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 [email protected] 25 MART 2019 PAZARTESİ KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Bedevi Kadınlar’ınOrtadoğu’da kadın sorunlarına yaklaşımı ile dikkat çeken yönetmen Elite Zexer İstanbul’daydı Akbank Kısa Film Festivali için İstanbul’a gelen ve mücadelesi... “Bedevi kadınların mücadelesinden onur duydum ve onların hikâyelerini gerçeğe filmlerinizden bahseder misiniz? 2006 yılında fotoğrafçılık ya mümkün olduğu kadar pan ve Güney İsrail’in çeşitli yakın bir dille anlatmak zorunda hissettim kendimi” diyen İsrailli köylerindeki Bedevi kadınlarını fotoğraflayan anneme eşlik etmeye başladım. Bedevi halkından çok etkilendim ve uzun seneler yönetmen Elite Zexer ile filmlerini konuştuk. boyunca bölgeyi ziyaret etmeye devam ettim. Süreçte Bedevi kadınlarla arkadaş oldum. İsrailli yönetmen Elite Zexer’in, tüm filmleri İsrail’de geçiyor. Çölde yaşamını sür Annem ile ziyaretlerimden birinde 19 yaşında bir kızın sevdiği genç yerine düren Bedevi kadınların yaşadık sadece aile ları, zorlukları ve acıları anlatı sini mem yor genç yönetmen... Bedevi ka nun et dınları tanımaktan çok mutlu ol mek için duğunu söyleyen Ze tanıma xer, “Onların çok dığı bir güçlü olmaları be adamla ev nim de ilham kayna lendirilmesi ğım oldu” diyor. ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Zexer’in Sundance Film ne tanık oldum ‘Kum Fırtınası’ ve bu olay “Kum Fırtınası” filmimin çıkış Festivali’nden ödül noktası oldu. lü ve bununla birlikte toplam 16 Kum Fırtınası’nın çekimlerin ödülü bulunan uzun metraj fil den iki yıl önce Arapça öğrenme mi Sand Storm (Kum Fırtınası) ye başladım, yabancı dilde ve ya ve 2 kısa filmi 15. Akbank Kısa Film Festivali’nde gösterildi. Sanatçı önceki gün yaptığı söyleşi Elite Zexer rı içerisinde mevcut sınırları da ‘Nuri Bilge Ceylan’ın bancı bir kültürde uzun metrajlı bir film yapıp yapamayacağımı görmek için ilk aynı konuyu ele de sinemaya dair deneyimlerini sinemaseverle paylaştı. Zexer ile “Bedevi Kadınları” ve filmlerini konuştuk. ‘Onlardan etkilendim’ n Filmlerinizde Ortadoğu kadınlarının sorunlarını, hikâyelerini anlatıyorsunuz nasıl başladı bu serüven? Ben İsrailliyim ve tüm filmlerim de Ortadoğu’nun bir parçası olan İsrail’de geçmektedir. İsrail’de çölde yaşamını sürdüren Bedevi kadınlarının çoğunu tanıma zevkini ve onurunu yaşadım ve pek çoğunun benim arkadaşlarım olması nedeniyle kendimi şanslı hissediyorum. Onları daha ha çok daha çok itmek ve yıkmak için gösterdikleri bitmez bilmez çabalar... Bu kadınların mücadelesinden onur duydum ve onların hikâyelerini gerçeğe mümkün olduğu kadar yakın bir dille anlatmak zorunda hissettim kendimi. n Ülkenizde kadınlar ne kadar özgür? Toplumdan topluma gelenekler ve kültürler, dolayısıyla kadının sahip olduğu özgürlükler farklılaşıyor. Kendi doğduğum, yetiştiğim ve yaşadığım coğrafyaya yakın ancak çok farklı bir kültür bambaşka bir mücadeleydi Bedevi kadınların hayatı ve onların hikâyeleri bu yüzden beni kalpten etkiledi. Öz büyük hayranıyım’ n Türkiye için ne düşünüyorsunuz? Türk sinemasına ilginiz var mı? Türkiye benim oldukça sevdiğim bir yer, keza Türk sinemasıyla da yakından ilgileniyorum. Özellikle Nuri Bilge Ceylan’ın büyük bir hayranıyım, bütün filmlerini izledim ve hepsini ayrı beğeniyorum. Fatih Akın da aynı şekilde bana gerçekten ilham veren bir yönetmen. Bunlar başta olmak üzere diğer pek çok takdir ettiğim Tük Yönetmen de var. Şerif Gören’in Yol filmi mesela, favori filmlerimden biridir. Deniz Gamze Ergüven’in Mus alan “Tasnim” kısa filmini çektim. 140’ın üzerinde festivalde gösterilen ve birçok ödül kazanan bu kısa film, Kum Fırtınası için gerekli bütçeyi toparlamama yardımcı oldu. Kum Fırtınası’nın senaryosu üzerinde dört sene boyunca çalıştım. n Peki, oyuncu kadrosunu nasıl oluşturdunuz? Bedevi kadınlardan oluşan bir oyuncu kadrosu seçemedim çünkü oldukça muhafazakâr bir yapıya sahipler. Örneğin, Bedevi bir kadının fotoğrafı çekilirse sadece kendisi ya da çok yakın ailesi görebilir. Bu konuyu en başından beri bildiğimden Filistinlilere giderek onlara kültür çok tanıdıkça, onlardan o kadar gürlük, modernizm, gelenek, tang filmini de ne kadar takdir hakkında bildiğim her şeyi an çok etkilendim ve onların bu ka determinizm, anneler ve kızla ettiğimi söylemeden geçemeye lattım. Dili öğrenmelerini sağla dar güçlü olmaları benim için il rı, babalar ve kızları, nesillerin ceğim çünkü çok güzel, yüreğe dım, çünkü aynı dili farklı leh ham kaynağı oldu. Bu kadınların evrimi, aile biriminin değişimi dokunan bir sanat eseri olduğu çelerle konuşuyorlar. Bu açıdan iç kuvvetleri ve ataerkil bir top hangi coğrafyada olursak ola nu düşünüyorum. oyuncu kadromuz İsrail ve dı lumun bağlayıcı ve sert kuralla lım evrensel kavramlar. n Festivalde gösterilecek şından toplandı. Hicaz Demiryolu inşa edilirken... Hicaz Demiryolu’nun Şam Maan hattını aktaran ilk kitaptan sonra MaanElUlâ hattını Auler Paşa’nın gözünden aktaran ikinci kitap “Hicaz Demiryolu 2 Maan–ElUlâ” Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nda yerini aldı. 1904 yılında, Hicaz Demiryolu’nun ilk güzergâhını oluşturan ŞamMaan hattının açılışını yapmak üzere II. Abdülhamit tarafından bir teknik heyet görevlendirilir. Bu heyette yer alan isimlerden biri, demiryolu mühendisi ve General Auler Paşa’dır. İnşaatın ElUlâ’ya kadar vardığı 1907 yılında padişahtan yeni bir davet alan Auler Paşa tekrar İstanbul’a gelir. Bu kitap, Auler Paşa’nın Maan–ElUlâ hattına ve bölgeye dair gözlemlerini içermektedir. Birinci sınıf ekspres vagonla yapılan bu ikinci inceleme gezisinde Auler Paşa, 18. yüzyılın son çeyreğinde bölgeyi gezen Charles M. Doughty, Charles Huber, Julius Euting gibi seyyahların izlenimlerine de değinir. l Kültür Servisi Kadıköy Sineması’nda TangoNEVA TangoNEVA, Dilara Öz ve Abdullah Çitil’in dansları eşliğinde yarın 21.00’de Kadıköy Sineması’nda konser verecek. Topluluğa bu konserde bandoneon sanatçısı Arjantinli Leandro Medario’da katılacak. 2011 yılında Ayşe Nil Ülgener tarafından kurulan topluluğun repertuvarı; tangodan esinlenen klasik müzik bestecilerinden Piazzolla’nın başlattığı Tango Nuevo’ya, Türk bestecilerin tangolarından altı farklı dilde klasik tango şarkılarına kadar uzanıyor. l Kültür Servisi T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ MÜDÜRLÜĞÜ “NAPOLİTEN” */konser 26 Mart Saat: 20.00 / 30 Mart Saat: 16.00 ÜÇ SİLAHŞOR / A.DavranV.Ersoy / G.Verdi bale 2 perde 28 Mart Saa2t:,240.N3i0san Zorlu Saat: PSM Turkcell 20.00 * Sahnesi CERVANTES ÇEŞİTLEMELERİ* /konser 29 Mart Saat: 20.00 / 5 Nisan Saat: 20.00 BAHAR KONSERİ * 6 Nisan Saat: 16.00 * Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi Bilet satış için: www.operabale.gov.tr / www.biletiva.com Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi: 0216 346 15 31 / 120 121 Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılı anısına ‘Tohum’ Tünel Ziraat Bankası Sanat Galerisi’nde CEMİL CİĞERİM Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülten İmamoğlu’nun “Tohum” adını verdiği 28 eserin yer aldığı sergisi Tünel Ziraat Bankası Sanat Galerisi’nde devam ediyor. Üç büyük din kitabında da hayatın başlangıcı olduğuna dair söylemler mevcut olan “Tohum” adlı sergide sanatçı Gülten İmamoğlu, varoluşun tohumda gizli olduğu gerçeğiyle yüzleştiğinde, tohum üzerinde geliştirdiği gözlemlerin tuvallerine yansıyan betimlemeleriyle günümüzün giderek yapaylaşan gıda anlayışı içinde tohumun önemini bir kez daha vurguluyor. 5 Nisan tarihine kadar ziyaretçilere açık olan sergi, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılı anısına gerçekleştirildi. ŞİİR TÜKENMEZ / ATAOL BEHRAMOĞLU “Pineklemeye Çağrı” adlı şiirini haftanın şiiri olarak okuyacağınız Salah Birsel 1919 doğumlu olduğuna göre doğumunun yüzüncü, yaşamdan 10 Mart 1999’da ayrıldığına göre de ölümünün 10. yılındayız demektir. Bazı doğum ve elbette ölüm tarihleri edebiyat tarihi bakımından önemlidir. Örneğin derslerimde 19. yüzyıl Rus şairlerini anlatırken Aleksandr Puşkin’in doğum tarihini ölçü alırım. Lermontov 1814’te doğduğuna göre 1799 tarihinde doğan Puşkin 15 yaşındaymış gibi… Böylece amacım bir dönem görüşü kazandırmaktır. Bizim edebiyat tarihimiz bakımından da çığır açıcı Nâzım Hikmet, Orhan Veli gibi şairlerimize ilişkin tarihleri bilmek bu bakımdan ayrıca önem taşır. Orhan Veli 1914 doğumlu olduğuna göre, ondan beş yaş küçük Salah Birsel’in ilk dönem şiirlerinde Garip etkisinde olması doğaldır. Fakat bütün önemli şairler gibi Salah Birsel de çok geçmeden kendi sesine ulaşmış, kendi şiir dünyasını kurmayı başarmıştır. Hemen her konuda, abartıya kaçmayan incelikli bir yergi bu şiirin başta gelen özelliğidir denebilir. Öyle ki kimi şiirlerinde dilin kendisi bir yergi öğesine dönüşüyor gibidir. Salah Birsel, şiirlerinde de denemelerinde de Türkçeyi en büyük ustalıkla kullanan, bu özelli ğiyle de hem şair hem yazar olarak 20. yüzyıl edebiyatımızın en özgün yaratıcıları arasında yer alan büyük bir ustadır. Doğum yeri Bandırma, bu büyük ustanın 100. doğum yılını kutlamak, doğduğu şehre büstünü ya da anıtını dikmek; bir okula, caddeye, parka adını vermek için kolları sıvamalı; 10. ölüm yılı için de Türkiye Yazarlar Sendikası başta olmak üzere yazar kuruluşları gerekenleri yapmalı, şimdiye kadar konulmadıysa eğer Kadıköy yakasında olduğunu bildiğim evine Kadıköy Belediyesi’nce bir plaket konulmalı; anısını yaşatmak, eseri üzerinde yeniden ilgi oluşturmak için ilgili her kurum gereken her şeyi yapmalıdır. HHH Bu haftanın “yeni yayınlardan” bölümüne Tuğrul Keskin’in “Kavil” adlı son kitabından (EverestAlfa Yayınları 2018) seçtiğim “Kesik Kol” adlı şiir, bambaşka bir söyleyişle, Salah Birsel’in “Pineklemeye Çağrısı”yla nasıl da örtüşüyor… Ve kırklıellili yılların seçkin şairiyle seksenli yılların seçkin şairi, 19. yüzyılın büyük şairiyle, “yiyin efendiler yiyin, bu hanı iştiha (oburluk sofrası) sizin” diye haykıran Tevfik Fikret’le nasıl da ortak bir duyguda ve seslenişte buluşuyorlar... HAFTANIN ŞİİRİ PİNEKLEMEYE ÇAĞRI Duralım efendiler biraz Koşmayalım öyle delice Yormayalım kalbimizi Katmerlendirip gerdanımızı Oturalım efendiler biraz İsteyen dikilsin gönlünce Çökelim biz yere şöyle bir Açalım ağzımızı ilkin Gerelim omuzlarımızı sonra Giderek bayıltıp gözlerimizi Esneyelim efendiler biraz Aldırmayalım öyle üçe beşe Yayalım göbeğimizi iyice Dönelim sırtımızı işe akla Acıyan çıkmaz sonra halimize Vakitken çocuklar büyükler henüz Pinekleyelim pinekleyelim Horlayalım efendiler biraz SALAH BİRSEL YENİ YAYINLARDAN KESİK YOL sevgili yurttaş uyu, aldırma sen ölü insanlardan yapılan sahneye ve kuşatılmasına coğrafyanın silahla! bekle kurduğun kurnaz tuzakta kesik kolun vereceği kanlı ekmeği ısır ekmekten dolsun miden kanla! mercimek tarlanı yuttu gökdelenler satıldı bir alçağa son nohut tarlan da fakat aldırma, geçsin ömrün uykuda! yeni ülkeler kurulacakmış yıldızlarda karnını doyurursun sen de yıldız tozuyla ama şimdilik takma bunca ölüme, uyu! kan bulur uykuna sızmanın bir yolunu nasılsa. TUĞRUL KESKİN 10 Mart’18, Balçova Millî Reasürans’ta parlayan yıldızlar İş Sanat’ın düzenlediği parlayan yıldızlar konser dizisi viyola ve piyanonun parlayan yıldızları 1999 doğumlu Fikret Diril ve 1993 doğumlu Beril Eren ile devam ediyor. Milli Reasürans’taki konser 25 Mart Pazartesi saat 20.30’da ücretsiz olarak, rezervasyonla gerçekleşecek. Eğitimine 2008 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Devlet Konservatuvarı’nda başlayan Diril, eğitimine MSGSÜ’de Göknil Özkök Sezener ile devam ediyor ve Prof. Cihat Aşkın’ın kurduğu Aşkın Ensemble’da yer alıyor. Eğitimine İstanbul Özel Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nde Ofelya Aleskerova ile başlayan, da ha sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’ne kabul edilerek çalışmalarını Melin Molla ile sürdüren Eren, yüksek lisans eğitimine MSGSÜ Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Esin Onay Kanberoğlu ve Dr. İris Şentürker ile devam ediyor. l Kültür Servisi an 1 3/22/19 10:28 AM C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle