24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 25 MART 2019 PAZARTESİ Din adına yapılan katliamlar A hlak dinin tekelinde değildir. Ahlaklı olmak için dine gereksinim yoktur. Ahlakın tarihi dinin tarihinden daha eskidir. Ancak dinlerin de bir ahlak anlayışı vardır. Dinler de insanlara merhametli olmayı, vicdanlı olmayı, adil olmayı öğütlerler. Ancak nasıl oluyorsa, din adına hareket ettiğini iddia eden bazı odaklar, ahlakı yerle bir ediyorlar, her türlü merhametsizliği, vicdansızlığı ve zulmü gerçekleştiriyorlar, insanları katlediyorlar. Ortaçağda haçlı seferlerinde yaklaşık 2 milyon insan katledildi. Yine aynı çağda Avrupa’da, yaklaşık 35 bin kadın, cadı ve büyücü olduğu iddiasıyla yakıldı. Avrupa’da 16181648 yılları arasında gerçekleşen 30 yıl savaşlarında, yaklaşık 7 milyon insan öldürüldü. Ortaçağdan sonra Fransa’daki mezhep savaşlarında yaklaşık 3 milyon insan katledildi. 1960’lı yıllarda Nijerya iç savaşında yaklaşık 2 milyon insan, 1980’lerde ve 1990’larda Sudan iç savaşında yaklaşık 1.5 milyon insan, 1970’li ve 1980’li yıllarda Lübnan iç savaşında yaklaşık 200 bin insan öldürüldü. 1980’li yıllarda İran’da yaklaşık 8 bin kişi idam edildi. 2000’li ve 2010’lu yıllarda El Kaide, Taliban, El Nusra, IŞİD gibi terör örgütleri 10 bini aşkın insanı katletti. Türkiye’de 1970’li yıllarda Çorum ve Maraş olaylarında, 1990’lı yıllarda Sivas olaylarında yüzü aşkın insan katledildi. Yine Türkiye’de 1990’lı yıllarda, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve Uğur Mumcu gibi gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, siyasetçiler öldürüldü. Geçen hafta Yeni Zelanda’da yaşanan katliam da bu büyük tablonun bir parçasıdır. İnsanlar yüzlerce yıldır, Hıristiyanlık adına, Müslümanlık adına, Musevilik adına, Katoliklik adına, Ortodoksluk adına, Protestanlık adına, Sünnilik adına, Şiilik adına birbirlerini katlediyorlar. Oysa Tevrat’ta, İncil’de ve Kuran’da insanların canını almanın, bir insanı öldürmenin büyük bir günah olduğu, bunun Tanrı’nın buyruklarına aykırı olduğu, bunu yapanların Tanrı tarafından öte dünyada sonsuz bir acıyla, yani cehennem azabıyla cezalandırılacağı belirtiliyor. Yaşananlar karşısında sorulması gereken sorular şunlardır: Din adına bu kadar çok vahşet neden gerçekleştirilmektedir? Dindar olduğunu iddia eden bazı insanlar, neden din adına dine aykırı hareketler içinde yer almaktadırlar? Dindar olduğunu iddia eden bazı insanlar neden merhamet, vicdan, sevgi ve adalet duygusundan yoksun bir biçimde yaşamaktadırlar? Dindar olduğunu iddia eden bazı insanlar neden ahlaklı olmayı bir türlü becerememektedirler? Bu vahşetlerin sorumlusu dinler midir, yoksa dini kullanan siyasetçiler midir? Din üzerinden öfke, kin ve nefret duygularını teşvik eden siyasetçilerin ve yöneticilerin bu vahşetlerin ve katliamların yaşanmasındaki rolü nedir? Din adına şiddet ve terör eylemi yapanlar bu cesareti nereden almaktadırlar? Bu eylemleri yapanların esin kaynağı nedir? Laiklik ilkesinin bireysel, toplumsal ve siyasal bağlamda içselleştirilmediği ve özümsenmediği bir ortamda din ve mezhep adına yapılan katliamlar önlenebilir mi? Din ve mezhep üzerinden siyaset yapmak, insanların bütünleşmesi yerine, farklı dinlerden, mezheplerden ve dünya görüşlerinden olan insanların kutuplaşmasına ve eninde sonunda bir çatışma kültürünün içinde yer almasına yol açmaz mı? Bu soruların sorulmadığı ve bu sorulara yanıtların aranmadığı bir ortamda söylenen tüm sözler boş laftan ibarettir. Yöneticiler, siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, televizyoncular boş işlerle uğraşacaklarına, biraz da bunlarla uğraşsalar, insanlığa büyük bir katkı yapmış olurlar. Ama bunu yapabilmek için de akılla birlikte, bir ahlak ve erdem anlayışına, bir vicdan, merhamet ve adalet duygusuna, bir insan sevgisine gereksinim vardır. 25 MART 2019 SAYI: 34137 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:27 05:14 05:39 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:53 13:17 16:45 06:38 13:02 16:30 07:01 13:25 16:53 Akşam 19:27 19:11 19:34 Yatsı 20:47 20:30 20:51 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ER YORUM/HABER Çok partili siyasal rejim Cumhuriye demokrasi nefesi aldıracaktır. Bu beşlinin önemli bir or tin ulaşmak iste tak özelliği var: her biri belediye diği en önemli hedef başkanı oldukları ilçelerde çok lerden biriydi. İki başa büyük demokratik belediye ba rısız deneyden sonra şarılarına imza atmışlardır. girilen 1945 sonrasının Bundan sonra ne yapacak çok partili yaşamı bu larını da ülkenin ekonomi poli amacın gerekleştirilme tiği belirliyor. Seçilecek büyük Yerelde yeşermelisine yönelikti. Çok partili siyaset, günümüzde yok edil şehir belediye başkanları, açık ve etkin bir biçimde; katılımcı ve demokratik bir anlayışla ola me tehlikesiyle karşı ğan belediye hizmetlerini eksik karşıyadır. Özellikle son bir haftasına girilen yerel seçim kampanyası sırasında yaşananlar bunu kanıtlıyor. Çok partiden tek partiye! İktidarı elinde tutan Başkan ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli, yerel seçimlere gidilirken tüm muhalefet partilerini, bunun da çok ötesinde, kendilerine eleştirel bir gözle leceğini haykırmaktan kaçınmıyor. Ankara örneğinde olduğu gibi, muhalefetin adaylarıyla bire bir uğraşan iktidar ortakları, gerçekte kendilerinden başka siyasi partilerin yaşamasını istemiyor. Erdoğan’ın mimarı benim dediği ve özellikle 2010 yılından bu yana tuğla tuğla inşa edilen siyasal yapının geldiği nokta, özetle budur! Bu nokta, hafta sonu yapılacak yerel seçimleri, yerel seçim olmaktan çıkarıyor. siz yerine getirirken kentlerinde üretim ve özgürleşmeyi buluşturmak zorundadır. Çünkü ülkenin nesnel koşulları bunu gerektiriyor. Bu bağlamda, yeni iş bulma olanakları yaratmak ve özellikle de kadın istihdamına öncelik vermek; tarımsal üretimi artırmak; üretim ve tüketim kooperatifleri oluşturmak; çocuğun ve gencin yaratıcı yeteneklerini geliştirmelerinin temellerini oluşturmak; kültür ve sanata önem vermek büyük değer taşıyor. Bunları tamamlamak üzere, temel bakan kişi, kurum ve kuruluşları tamamıyla susturmak için ellerinden İlk kareden… insan hak ve özgürlükleri; düşünce ve ifade özgürlüğü; hukukun üstün geleni yapıyor. Çocukların seksek oyununda lüğü; basın yayın özgürlüğü; kültü İktidar mutlak egemeni olduğu yaptığı gibi, yerel seçimlerle, de rel ve sanatsal çalışmalar, öncelik büyük devlet gücünü, yüzde 90’dan mokrasinin ilk karesinden başlamak li hedefler olarak, olabildiğince can fazlasını yandaş yaptığı basınya gerekiyor. Bunun için de beş büyük lı tutulmalıdır. yını ve devlet olanaklarıyla besle kentte belediye başkanlıklarını mu Ülkenin büyük kentlerinde ger diği sermayeyi ve kişileri kullana halefetin adayları kazanmalıdır. çekleştirilecek özgürlük, barış ve rak, tüm muhalefet partilerini, üs Abecesel gidelim; Adana’da Zey dayanışma uygulamaları, kaçınıl telik hiçbir kanıt ve belgeye dayan dan Karalar, Ankara’da Mansur maz olarak ülkenin tümünü etkileye madan, PKKHDP bağlamında te Yavaş, Bursa’da Mustafa Bozbey, cek ve temel demokratik dönüşme rörist ya da işbirlikçi olmakla suçlu İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve leri, bir daha kaybedilmemek üzere yor. İlginçtir, iktidarın İstanbul ada İzmir’de Tunç Soyer’in büyükşehir sağlayacaktır. yı HDP oylarını istiyor, ancak iktidar, belediye başkanı seçilmeleri, ben Son hafta boyunca yapılacak si HDP’yi örnek göstererek seçimler zer görüşleri paylaşan diğer il ve il yasal çalışmalar ve sandığa atılacak den sonra, CHP ve İYİ Parti’nin ge çe belediye başkanlıklarıyla birlikte, oylarla, demokrasinin yerelden ye nel başkanlarının hesabının görü çok açıktır ki topluma yeniden bir şermesi gerçekleştirilmelidir. üBçirünhcaüftöaldüam Byairşatmutıunkalusodnavheardi Erzurum Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde Zehra Sağlam (23) isimli tutuklu, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verdi. 17 Mart’ta da Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Zülküf Gezen ve 23 Mart’ta ise Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ayten Beçet (24) de yaşamına son vermişti. Erzurum’un Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 23 yaşındaki Zehra Sağlam’ın kendisini asarak intihar ettiği öğrenildi. Çocuklarının yaşamını yitirdiğini duyan Sağlam ailesi Erzurum’a gitti. Öte yandan Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaşamına son veren Ayten Beçet’in İstanbul’daki cenazesi de önceki gün akşam saatlerinde Gaziantep’e götürüldü. Kızının cenazesinin zorla yola çıkarıldığını öğrenmesi üzerine Ankara’dan Gaziantep’e dönen baba Sabri Beçet’in, kent girişinde polisler tarafından Yeşilkent Mezarlığı’na götürüldüğü kaydedildi. l Haber Merkezi Kastamonu ve Şırnak’ta trafik kazası: 4 asker şehit Kastamonu ve Şırnak’ta meydana gelen trafik kazalarında 4 asker şehit oldu. Kastamonu’da otomobilin kamyona çarpması sonucu jandarma komando uzman onbaşılar Emre Tarlacı (21), İsmail Doğan (22), Enes Sertkaya (21) şehit oldu. Jandarma Komando Uzman Çavuş Burak Çelikoğlu ile kamyon şoförü Hamdi Y. ya Doğan Tarlacı Sertkaya Uygun ralandı. İl Jandarma Komutanlığı’nda düzenlenen törenlerin ardından şehitler memleketlerine uğurlandı. Şe hit İsmail Doğan’ın cenazesi, dün Afyonkarahisar’da toprağa verildi. Şırnak’ta askerleri taşıyan zırhlı midibüsün devrilmesi sonucu Uzman Onbaşı Yavuz Uygun şehit oldu, 20 asker yaralandı. Uygun, bugün Tokat Turhal’da toprağa verilecek. Yaklaşık 1 yıldır görev yapan Uygun’un geçici görevle İstanbul’dan Şırnak’a görevlendirildiği öğrenildi. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ 1914’ten başlayarak 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Avrupa ve ABD’de yaygınlık kazanmış 1 M U R A K I P A bir salon dansı. 2/ İşsiz, aylak... Bir ucu 2 U Z A M R İ S K kapalı cam boru. 3/ Uzun şeritler durumunda bir deniz yosunu. 4/ Bildirme yazısı. 5/ Ev, arsa, bahçe gibi taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı... Bir Asya ülkesinin başkenti. 6/ Uzaklık anlatmakta kullanılan söz... Kral sofralarında kullanılan ve yiyeceklerin zehirli olup olmadığını anlamaya yarayan 3 RAPATA ÜÇ 4 AMA AKOV A 5 K TAR DAK 6 I RAK DARA 7 P İ ODA İ T 8 SÜVAR İ I 9 AKÇAKAT I K kap... Tavlada “üç” sayısı. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 7/ Tiyatroda, bir oyuncunun heyecanlanarak rolünü oynayamamasına verilen ad... Leyleğe benzer bir kuş. 8/ Bursa’nın İnegöl ilçesinde bir kaplıca ve mağara... Yeniçeri kışlası. 9/ Gümüş elementinin simgesi... 8 9 Görülen bir şeyi ya da benzerini edinme isteği. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şarkılarını yalnızca kafa sesiyle söyleyen çocuk ya da yetişkin erkek şarkıcı. 2/ Düz ve geniş arazi... Dişi koyun. 3/ “ olan belli olur sözünden” (Karacaoğlan)... Suyosunu. 4/ Asya’da bir ülke. 5/ Yaşar Kemal’in sinemaya da aktarılmış bir romanı... Boru sesi. 6/ Satrançta bir taş... “Altın Oran” da denilen, yaklaşık 1.61 değerindeki sayıya verilen ad. 7/ Devekuşu tüyü... İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. 8/ İnsan ve hay van derisi üzerinde bulunan ince kıl... Un, et ve bamya ile yapılan bir yemek. 9/ Bir tür İtalyan peyniri. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Atlantik’i bölen 4 sorun A BD Başkanı Donald Trump’ın “önce Amerika” stratejisi, kritik konularda ABD ile AB’yi karşı karşıya getiriyor. Bu gerçeği görmek, “yeni bir dünyanın kurulmakta olduğunu” bilmeyi ve ona göre konumlanmayı gerektirdiği için önemlidir. Sıcaklığına göre ABD ile AB’yi karşı karşıya getiren ve Atlantik’i bölen konuları inceleyelim: 1. ABD’nin Kudüs ve Golan kararı Trump, “ABD için İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımanın zamanı geldi” dedi. Kuşkusuz bu açıklama bir yönüyle ABD ve İsrail iç politikası gereği Trump ile Netanyahu’nun birbirine karşılıklı desteğiyle ilgilidir ama bundan çok daha fazlasıdır! Trump’ın Golan Tepeleri açıklamasını, Kudüs kararıyla birlikte okumak gerekir. Trump 1.5 yıl önce Kudüs’ü İsrail’i başkenti olarak tanıdığını açıklamış, ardından yaklaşık 6 ay sonra büyükelçiliğini Kudüs’e taşımıştı. Bu taşınma işinin ardından da İsrail Parlamentosu Kudüs’ü dünya Yahudilerinin ebedi başkenti ilan etmişti. Üstelik ABD bu süreçte İsrailSuudi Arabistan ittifakı oluşturmuş ve “yüzyılın anlaşması” öncesi Arapları ikiye bölmüş ve İran’a karşı bir cephe oluşturmaya başlamıştı. AB, ABD’nin bu kararına tümden karşı. AB sözcülüğünden Avrupa Komisyonu Başkanı’na, tüm AB organları Trump’ın açıklamasına tepki gösterdi ve “İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki egemenliğini tanımadıklarının” altını çizdi. 2. AB İpek Yolu’nun ortağı İtalya, Roma’yı ziyaret eden Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile İpek Yolu Projesi (Kuşak ve Yol İnisiyatifi) kapsamında çok önemli anlaşmalar imzaladı. 7 milyar Avro’luk değeri olan ve dolaylı etkileriyle 22 milyar Avro’ya çıkabilecek anlaşma, ÇinAB ilişkileri açısından çok önemli. ABD’nin karşı çıktığı Çin’in İpek Yolu Projesi’ne bugüne kadar 15 kadar AB ülkesi destek vermişti. İtalya’nın katılması ayrı bir değer taşıyor. Böylece hem AB’nin en büyük 3. ekonomisi, hem de ilk defa bir G7 üyesi Çin projesine dahil olmuş oldu. Almanya ve Fransa’nın da zamanla projeye dahil olacağı öngörülüyor. Eski İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini’nin saptaması dikkat çekici: “Diğer AB ülkeleri de Çin projesinde yer almak isteyebilirler, çünkü bugünlerde Avrupa ülkeleri daha bağımsız politikalar izliyor ve Amerikalı müttefiklerinin isteklerini takip etmek konusunda eskiye nazaran daha olumsuz bir yönelime sahip.” 3. AB’nin İran’la ticaret kararı AB, Trump’ın İran’la varılan anlaşmadan tek taraflı çıkmasına da, sonrasında Washington’un Tahran’ı ambargolarla ekonomik kuşatmaya almasına da cepheden karşı çıktı. Öyle ki, Almanya, Fransa ve İngiltere, ABD’nin yaptırım kararlarını devre dışı bırakarak İran’la ticareti sürdürebilmek için bir “ortak ödeme mekanizması (Intexs)” bile kurdu. 4. AlmanyaRusya enerji işbirliği ABD, Almanya’nın Rusya ile imzaladığı Kuzey Akım2 projesini engellemek için çok uğraştı. ABD Enerji Bakanı Rick Perry, açık açık “projeye karşı mücadele ettiklerini” ilan etti. Konu NATO Zirvesinde Trump ile Angela Merkel’in atışmasına kadar vardı. Almanya Şansölyesi Merkel, “Almanya tümüyle Rusya tarafından kontrol ediliyor” diyen Trump’a “ülkesinin aldığı kararlarda bağımsız bir yol izlediğini” söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass ise “ABD’nin tutsağı olmadıklarını” ilan etti! Sonuç AB ülkeleri bir süredir “ABD’den bağımsız hareket etme eğilimi” gösteriyordu. Trump’ın “önce Amerika” stratejisi gereği, pek çok ülkeye olduğu gibi müttefiki AB’ye de “küresel ticaret savaşı” açması, bu eğilimi güçlendirdi. Yukarıda özetlediğimiz 4 “ayrışma konusu”, yeni bir sürece işaret ediyor. Öyle ki, artık Berlin ve Paris, ABD’den bağımsız bir Avrupa Ordusu kurulmasını bile gündemlerine aldılar. Kısacası, “yeni bir dünya”, “çok merkezli bir dünya” kuruluyor… ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Hakan Yeşil 220 oyla GMİS başkanı seçildi Genel Maden İşçileri Sendikası’nın (GMİS) 11. Olağan Genel Kurulu’nda, 220 oy alan Hakan Yeşil başkanlık koltuğuna oturdu. GMİS 11. Olağan Genel Kurulu, cumartesi ve pazar günleri Zonguldak’ta Şemsi Denizer Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Seçimde 263 Hakan Yeşil delegenin 258’i oy kullanırken, sayım işlemi devam ettiği sırada genel başkanlık sonuçları açıklandı. Genel başkan adayı Hakan Yeşil 220 oy alırken, mevcut başkan Ahmet Demirci 38 oy alarak başkanlık koltuğunu Yeşil’e bıraktı. l İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle