18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DİZİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 917 MART 2019 PAZAR Adaya değil ittifaka oyAntalya’da ittifak politikası Millet İttifakı’nın şansını artırıyor, sadece adaya kalsa Türel önde gibi ANTALYA Büyükşehirlerde BÜYÜK YARIŞ YAZGÜLÜ ALDOĞAN Antalya’da adaylar neredeyse uyumuyor, çok yoğun programları var. Kente AKP adayı Türel’in afişleri hâkim. CHP adayı Muhittin Böcek’in seviliyor olması şansını artırıyor, hayat hikâyesi tam filmlik. Minibüs şoförlüğü sonrası dışarıdan okuyarak yüksek lisans yapmış... Film hikÂyesi gibi Antalya’da seçim, yerel seçim olmaktan çıkmış, ittifaklar arasında tercih yapmaya dönüşmüş. Bunda ekonomik krizin kentin tarımla geçinen kesimini vurması kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “terörist” suçlaması da rol oynuyor. Bu da Millet İttifakı’nın şansını artırıyor. Sadece adaya kalsa AKP adayı Menderes Türel daha şanslı. Anketlerde adaylar başabaş, hatta CHP adayı Muhittin Böcek önde görünüyor. Sonuç bıçak sırtı. Adaylar çok yoğun Saat gece yarısını çoktan geçmiş. Ortalığı temizleyen otel personelinin şaşkın bakışları arasında kapıdan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel giriyor. Ben de heyecanla kendisini bekliyorum. Amacım, bir yarım saat kahve içip sohbet etmek ve fotoğraf çektirmek. Zaten projelerini ve seçimin gidişini biliyorum. Gecenin bu saatinde İstanbul’dan gelen ve uçağı rötar yaptığı için ancak buluşabildiğimiz başkanı yormamak lazım. Geçmiş yıllardan kalan dostluğumuzla ikimiz de Antalya’da kaldığım üç gün içinde buluşabilmek için çok uğraştık. Ama ne var ki bu şehirde kampanya yürütmek gerçekten çok zor. AKP’nin kırsal bölgeleri kent merkezlerine dahil ederek seçim şansını arttırmaya yönelik ve merkeziyetçi sistemi Bütünşehir yasası 2014’de yürürlüğe girdiğinden beri Antalya BB’nin sorumlu olduğu alan Kaş’tan Gazipaşa’ya 640 km sahili, çoğu bir şehir büyüklüğünde 19 ilçesi, 911 mahallesi, 2.5 milyon nüfusuyla devasa bir alan. Birine gidip diğerine gitmezsen olmaz. Üstelik seçim ortada, büyük çekişme var. Kent bundan önceki seçimlerde bir CHP, bir AKP’ye gidip gelmiş. AKP Genel Başkanı Erdoğan, büyükşehirleri kaptırmamak için her yolu deneyerek mücadele ediyor. Antalyalı iki bakanın biri gidiyor, biri geliyor. Hatta Bilal Erdoğan bile geliyor! Buna başkan adaylarının çağrıldıkları televizyon programları için İstanbul’a gitmelerini de ekleyince uyku uyumadıklarını söyleyebilirim. Menderes Türel’in Antalya’da ikinci dönem Belediye Başkanlığı. Arada bir dönem CHP’li Mustafa Akaydın’a yenildi. O dönem de AKP milletvekili olarak görev yaptı. Tıpkı belediyeyi Menderes Türel’e geri veren Mustafa Akaydın’ın şimdi CHP milletvekili olması gibi. Bütün şehir Menderes Türel’in Böcek’in ekibinden İYİ Partili yani eski MHP’li bir seçmen öbür grubu protesto ediyor, ama bozkurt işaretiyle. Yazarımız Aldoğan, Muhittin Böcek’in seçim programına katıldı. Millet İttifakının adayı Muhittin Böcek, 20 yıldır Konyaaltı Belediye Başkanı. Siyasete ANAP’ta başlamış, hayata da en alttan. Mende res Türel gibi piyano çalma sını bilen iş insanı değil, Yö rük çocuğu, minibüs şöförlü ğü derken filmlere konu olabi lecek bir aşk hikâyesiyle zen gin bir ailenin kızıyla evleni yor. Kendini yetiştiriyor, dışa rıdan okuyarak yüksek lisans bile yapıyor. İlçesinde çok se afişleriyle dolu, projelerini ezberledim. Öğrencilere burs, kadınlara mikro kredi, sulama suyuna elektrik bedava gibi projelerin ekonomik sıkıntıdan kaynaklandığını söy vilen, başarılı bir belediye başkanı. İddia o ki bu seçim için adaylık sözü kendisine iki yıl önce verilmiş. Büyükşehire talip olan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da yine Muratpaşa ile yetinmek durumunda kalmış. Muratpa lemeye gerek var mı? şa benim Antalya’da en sev “Bu sulama suyu pro diğim, en gelişmiş, doğasıyla jesinden 50 bin çiftçi ya en keyifli yeri. Za rarlanacak” diyor. Ama ten altyapıyı bi rakibi Muhittin Böcek’in tirdi bile. Çok da damacanayla içme suyu güzel sosyal pro projesini kıyasıya eleştiri jeler yaptı, park yor. “Ben evimde musluk ları, yürüyüş par suyu içiyorum. Damacana kurlarıyla cennet suyunu 600 liraya satmış gibi. İşi daha ko olacak!” diye kızıyor. lay, halk da sevi Kruvaziyer ve yor, bir kahve içtik, konuşamadık, yat limanı “Keşke bu seçime beka meselesi diye kutuplaşma karıştırılmasaydı, projeleriniz daha çok konuşulurdu, şimdi seçmen ittifaklara göre oy vermeyecek mi?” diye soruyorum. Seçmenin yüzde 49’unun projeye bakarak oy vereceğini gösteren bir araştırmayı gösteriyor. İki aday arasında en büyük tartışma Menderes Türel’in Lara Bölgesi’ne yapmayı planladığı kruvaziyer limanı. Burası Antalyalının denize girdiği yer. Liman yapılırsa halka kapanacak. Üstelik limanın arkasındaki araziye de 5 yıldızlı, bin yataklı bir otel projesi var. Burasının imara açılacak, halka gelip giden, sarı lıp öpenden. Böcek, halk la temas etme yi seviyor. Kam Türel ile yoğun bir günün sonrasında görüşebildik. panyasını Gülfem Sanver yürü zel kumsalı ve falezler limana feda edilir mi? Antalya’da 5 yıldızlı 395 tesis ve yarım milyon yatak var. Bin yataklı otel şart mı? Ya bu otelin Tamince’ye ihale edilecek olması söylentisi doğru mu? İşte tüyor. Hangi cadde, hangi mahallede geçişkenlikler olabilir, sandık sandık inceleyip saptamış, oralarda dolaşılıyor. Kepez’de bir cadde gezisine ben de katıldım. Kepez Belediyesi, AKP’li. bu sorularım Menderes Başkanı sinirlendiriyor. Bütün ihalelerini şeffaf ve canlı yayınla yaptığını, hiç haram yemediğini anlatıyor. Bunun üzerine kruvaziyer limanının da LimakNihat Özdemir’e verilece konuşulduğunu soruyorum. “Keşke ihaleyi daha çok para veren başkası alsaydı, başkası girmedi. Ama şimdi hiç olmazsa belediye hiç masraf etmiyor” diye yanıtlıyor. kapanacak olması demek. Hat ği söylentisini soramıyorum. ta bunun için limanın bahane Ama 200 milyona mal olan, Açık denize yat limanı edildiği söyleniyor. Suriye kri içinde 33 büfe, 1500 metrezi çıktığından beri kruvaziyer karelik 41 restoran bulunan Menderes Türel’in iddialı projeleri olan Lara’ya kru şirketleri Türkiye’yi rotaların Konyaaltı Yaşam Parkı’nın dan çıkardı. İstanbul’a hiç ge Hülya Koçyiğit’in damadı mi gelmedi, Antalya’ya da ge Alkoçlar’a 250 bin lira yıllık vaziyer ve Konyaaltı’na yat limanı projelerine Antalya’nın eski belediye başkanlarından le gele 3 gemi gelmiş! Bunun kirayla çok ucuza ihale edildi şimdi İyi Parti’nin milletvekiiçin Lara gibi dünyanın en gü ği dedikodusunun şehirde çok li olan Hasan Subaşı da karşı. Böcek gezdiği sürece, otobüsleri gidip gelip gürültü kirliliği yapıyor. Böcek’in yanında İyi Partililer de var. Onlar eski MHP’li malum. İçlerinden biri AKP’lilere kızdığı için kendini yola atıp otobüsleri protesto ediyor, ama bozkurt işareti yaparak! Oysa onlar şimdi bozkurtlarla işbirliği içinde, siyasetin cilvesi! Böcek’in projelerini İnşaat Mühendisleri Odası’ndan öğretim görevlisi Cem Oğuz’un başında olduğu büyük bir ekip hazırlamış, Çılgın projeler yerine Antalya’nın sorunlarını çözecek, halka dokunacak çözümler üretilmiş. İstihdam yaratacak ve hayatı ucuzlatacak projelerin içinde en çok Halk Mama’yı beğendim. Mama çok pahalı. Antalya’da meyva bol. Bu meyvalardan mama yapıp ucuza satmak iyi fikir. Halk Süt ve Korkuteli’nde Halk Yem de öyle. Tüm ilçelerde ekonomik kreş, öğrencilere tarım ve turizmde istihdam sağlayacak ek zamanlı projeleri de ilgi görecektir. Ulusal Yarışma geri gelecek Muhittin Böcek, bu yıl 56.’sı yapılacak Altın Portakal Film Festivali’ne Ulusal Yarışmayı geri getirerek ve gala gecesini stadyumda halka açarak popülerleştiriyor. Benim daha çok hoşuma giden projesi ise Şirince’deki Matematik Köyü’nden esinlenen Bilim Koyu ile Uluslararası Antalya Çağdaş Sanat Bienali. Antalya, 12 ay turist çekebilecek bir doğaya, iklime sahip. Neden bir Barselona, Venedik olmasın? Açık denizde büyük yat limanına ihtiyaç olmadığını, Lara ve Konyaaltı’nın halkın denizden istifade ettiği tek alan olarak kapatılmamasını gerektiğini söylüyor. Antalya’nın 640 km uzunluğunda kıyı şeridinden sadece 10 km’si halkın denizi; onu korumak gerekiyor. İki adayın da sunduğu proje güneş tarlaları ve güneş enerjisinin bedava verilmesi. Bu ve bunun gibi bir iki proje çakışıyor ve adaylar birbirini proje hırsızlığıyla suçluyor! Kadınlar yine azınlıkta kaldı! Antalya’nın bu çalışmamda keşfettiğim bir kurumu, Kent Konseyi oldu. Türkiye’de ilk kez Antalya’da kurulan ve belediyelerden ve devletten bağımsız kimliğini koruyan tek kurum olan Konsey’in kentin yerel ve merkezi yöneticilerin dışında sivil toplum örgütlerinden oluşan çok ilginç bir yapısı var. Hepsi gönüllü çalışıyor ve başkanı seçimle geliyor. Başkan Semanur Kurt, seçim öncesi, çalışma gruplarının adaylara sunulmak üzere hazırladığı öncelikler çalışmalarını anlattı. Elbette çevre ve doğal kaynakların korunması ve altyapı sorunları konusunda ısrarcılar. Turizm kenti Antalya’da her şey dahil sistemin yeniden değerlendirilmesini, kent merkezi, tarihi mekânlar ve ören yerlerinin cazibe merkezi haline gel mesini istiyorlar. Gerçekten de Antalyalı turisti görmüyor bile! Turist, havaalanı, otel arasında geliyor ve gidiyor. Antalya caddelerinde ise kiralık ve satılık tabelaları giderek daha çok göze çarpıyor, ekonomik kriz bu zengin kentte bile hissediliyor. Çünkü kentin yaşayan insanları, emekliler, ücretlilerden oluşuyor. Tarımda yaşanan kriz ise büyük bir tehlikeyi beraberinde getiriyor, Semanur Kurt tarım arazilerinin imara açılması konusunda büyük bir baskı var. Çifçiler böylece arazilerini satıp çalışmadan kira geliriyle yaşayacak. Oysa geçmişte bu yolla büyük paralar batırılmış, hepsi sonra beş parasız kalmış, sattıkları evlere uzaktan bakmış. Kentin sanayi ve iş dünyasının temsilcileriyle de bir akşam beraber olduk. Başkanı oldukları kurumların adına konuşmak istemedi ler ama çok değerli görüşlerini paylaştılar. Bekir Özsoy ve arkadaşları, her iki adayı da artıları eksileriyle değerlendirirken Millet İttifakı’nı projelerin geç açıklanması ve tanıtım konusunda yetersiz buluyorlar. Konuştuğum hemen herkesin ortak eleştirisi, kadın adayların azlığı. Olanların da seçilemeyecek yerlerden aday gösterilmiş olması. Neredeyse tamamı CHP’li olan Muratpaşa Belediyesi’ne Cumhur İttifakı’nın adayının Meclis kürsüsünde CHP’li Şafak Pavey’e saldıran AKP’li kadın milletvekili Gökçen Özdoğan Enç olması da başka bir ilginç detay olsa gerek! Son bir söz ise sürpriz ilçelerden. 1958 yılında ilçe olmuş ama CHP’den hiç belediye başkanı çıkarmamış Kumluca’da Mustafa Köleoğlu, emin adımlarla başkanlığa ilerliyor ve ilçede ilk kez iktidar el değiştirecek görünüyor. Aynı şey Finike ve Demre için de söz konusu olabilir! Martın sonu bahar mı olacak, göreceğiz! Bekir Özsoy YARIN: KOCAELİ ŞÜKRAN SONER DENİZLİ m. kemal erdemol İnsanofobi! Yeni Zelanda’daki insanlık dışı, alçak saldırı dinin dünya siyasetindeki yerini bir kez daha gündeme getirdi. Batı sömürgeciliği küresel güç olmak için ilk, dini kullandı. 15. yüzyıl ve sonrasında ele geçirdiği topraklarda Hıristiyanlığı da yaydı. Bunu en iyi, çok verimli topraklara sahip Afrika ülkesi Kenya’nın kurucu Devlet Başkanı Jomo Kenyatta özetlemiştir: “Beyazlar geldiğinde onların elinde İncil, bizimse topraklarımız vardı. Zamanla bize gözlerimizi kapatıp dua etmesini öğrettiler. Bir süre sonra İncil bizim elimizdeydi. Topraklarımızsa beyazların olmuştu.” 18. yüzyıl sonrasında uygarlığı kullandı. “Ben size medeniyet getireceğim” diyerek sömürgeciliğini sürdürdü. İstiklal Marşımızdaki “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”ı bu pencereden de yorumlamak gerekir. 20. yüzyıldan itibaren de “Size demokrasi getiriyorum” söylemi küresel etki olarak kullanıldı. Bugün Irak ve Afganistan’a getirilen demokrasi, ortada; tadından yenmiyor! Hıristiyanlığın şöyle bir genel hedefi vardır: “Birinci bin yılda Avrupa’yı, ikinci bin yılda Amerika’yı Hıristiyanlaştırdık. Üçüncü bin yılda da Afrika ve Asya’yı...” HHH İslam dünyası ne âlemde? Bir milyar 700 milyon nüfus, 57 ülke... Durum şu: 57 ülkenin toplam gayri safi milli hasılası yıllık 6 trilyon dolar. Sadece Çin’in 13 trilyon dolar.  Dünya enerji kaynaklarının yüzde 70’i, doğal kaynakların yüzde 40’ı bu coğrafyada ama, nüfusun yüzde 40’ı açlık sınırının altında yaşıyor. Okuma yazma oranı yüzde 63. Kadınlarda yüzde 50. Arap coğrafyasında internete erişim yüzde 1. İslam ülkelerinin gerek iç barışı gerekse komşu İslam ülkesiyle ilişkisi her gün haber konusu. Bu haberlerin yüzde 95’i savaş, şiddet, kriz, gerilim içeriyor. İç savaşlar dikkate alındığında silahlı saldırı sonucu ölen ve öldüren her 10 kişiden 9’u Müslüman. Sınırı yan yana olup iyi geçinen 3 İslam ülkesi yok! Stratejistlerin değerlendirmesi o ki; İslam ülkelerinin okları birbirine çevirmesi sayesinde Batı Kapitalizmi yüz yıl daha kazandı. HHH İki büyük din coğrafyasını özetledik. Yeni Zelanda saldırısını ve saldırının sözde manifestosunu bu tarihi, siyasi ve ekonomik haritanın neresine koyacağız? Batı’da ırkçılığın yükselişi ciddi bir tehlike... Bu zeminde yabancı düşmanlığı yükseliyor, beraberinde İslam karşıtlığı yayılıyor. Bu iklimde de onlarca kişiyi tıpkı bir kurgu film gibi acımasızca, planlı bir şekilde öldürebilen teröristler yetişiyor, yetiştiriliyor, kullanılıyor... Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren de “İslamofobi”, İslam korkusu olarak adlandırılan bir tehlike söz konusu. Yeni Zelanda saldırısını salt “İslamofobi” olarak yorumlayıp, buradan çözüme gitmek olanaksız. Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun terörün her türlüsüne karşı çıkmak, lanetlemek, buna başka bir ad takmamak gerekiyor. Yeni Zelanda olayı, dinin vicdandan çıkarıldığı an hangi boyutlarda kullanılabildiğini de gösterdi.  Terör en geniş tarifiyle, insanofobidir. İnsan korkusudur. İnsanı insanlıktan çıkarmadır. Böyle bakmadığımız sürece, terörle mücadele ile mukavele birbirine karışır. doğalgaz kesildi, maaşlar ödenmiyor Seçime günler kala AKP’li belediye battı Samsun’un AKP’li Canik Belediyesi’nin mali sıkıntı nedeniyle batma aşamasına geldiği iddia edildi. Belediye bünyesinde çalışan işçi ve memurların, maaşlarını ödeyemeyen Başkan Osman Genç hakkında suç duyurusunda bulunacağı öğrenilirken borcunu ödemediği için de belediyenin doğalgazı da kesildi. İflas bayrağını çeken şirketlerden sonra bazı belediyeler de mali darboğaza girdi. Samsun’un Canik ilçe belediyesinde çalışan memurlar 2 aydır maaşlarını alamıyor. İller Bankası’na yatan memur maaşları çekilerek belediyenin borçlu olduğu firmalara aktarıldı. Bu nedenle 2 aydır memur maaşlarının ödenmediği öne sürüldü. Öte yandan, Canik Belediyesi’nin doğalgaz ve server parasını ödeyemediği için iki hizmetin kesildiği öğrenildi. Belediyede çalışan işçi ve memurların, 18 Mart Pazartesi günü Belediye Başkanı Osman Genç hakkında suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi. Odatv daha önce Canik Belediyesi hakkında hazırlanan Sayıştay raporunu haberleştirmişti. Raporda, çalışanların maaşlarını ödeyemeyen belediyenin 46 milyon TL borcu olduğu belirtiliyordu. Belediye Başkanı Genç’in, Samsun Büyükşehir Belediye başkanlığı adaylığı için belediye kasasından reklam verdiği de iddia edilmişti. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle