24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 9 ŞUBAT 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER ‘3 polis şüpheli’Londra Üniversitesi, Tahir Elçi’nin katledilmesiyle ilgili rapor hazırladı Açılan ilk sandıklara göre Her seçimin bir sayısal bir de siyasal sonucu vardır. Sayısal sonuç, sandıklar açılınca ortaya çıkar. Gerçi bizde artık bu da pek sağlıklı değil. Siyasal sonuç içinse seçim gecesini beklemeye gerek yok. Yeni tabloya bakıp sonuçlar üretmek şimdiden mümkün. Bakalım. Birincisi; Türkiye siyaseti 16 Nisan referandumunda ‘Evet’ ve ‘Hayır’ tercihlerine göre yeniden mevzilenmişti. Bu durum özellikle muhalefet cephesinde ideolojik açıdan uyumsuz ama yeni sisteme de karşı olan partileri birleştirmişti. Adım adım fiili iki partili düzene geçiş işaretleriydi bunlar. Yerel seçimler, ittifakların ve karşıtlıkların 16 Nisan’a göre sürdürülmesi bakımından bu fiili iki partili sistemi şimdiden pekiştirdi. Seçim genel, yerel fark etmiyor artık. Türkiye’nin fiili iki partili sistemi, Saray rejimine karşıtlık ya da yandaşlık üstünden doğdu. Saraycı olanların “yeni sistem halkın hayatında iyileşme sağlayacak” vaadi aşındı. Ancak muhalifler, “Hayır” karşıtlığının ötesine geçen gerçek bir değişim siyaseti henüz oluşturamadı. Sistem değişikliği tartışması/vaadi koyamayanlar, iktidarla milliyetçilik yarışına girişti. Nitekim ikinci sonuç tam da bu boşluğun ürünü. Özellikle MHP’nin ya da ülkücülüğün aynı anda hem iktidar koalisyonu hem de muhalefet stratejisi üstünde kazanmış olduğu olağanüstü belirleyicilikten söz ediyorum. Fiili iki partili düzende iki tarafa da aynı anda etki edebilen tek ideolojik çizgi ‘ülkücülük’ bugün. Yeni merkez de diyebiliriz buna.  Bu durum CHP çatısından yeniden Ankara adayı yapılan Mansur Yavaş’la ya da Siverek’te CHP’den aday gösterilen MHP aday adayı Mehmet Fatih Bucak’la sınırlı değil elbette. Asıl ağırlık, CHP ile ittifakın İYİ Parti ayağında. İttifak kapsamında CHP’nin aday çıkarmayıp İYİ Parti’ye bıraktığı şehirlere bakmak bile bunu anlamaya yetiyor. Birçok şehirde kısa süre öncesine kadar MHP’den belediye başkanlığına ya da vekilliğe aday olmuş ya da “ülkücüyüm” diyen isimlerin ortak aday yapıldığını görüyoruz. Gaziantep, Kocaeli, Balıkesir, Denizli, Düzce, Kayseri, Konya, Sakarya bu şehirler arasında. Aynı şekilde, ortak aday çıkarılmayan şehirlerde de İYİ Parti’nin adayları ağırlıkla MHP kökenli.  Bu aslında İYİ Parti’nin MHP ile rekabet sarmalından kurtulamadığına işaret. Kendisini AKP’den çok, MHP ile rekabet pozisyonuna sıkıştırıyor bu parti. Bunda sadece İYİ Parti’nin payı yok; CHP de bu çizgiyi paylaşıyor ve iktidarda MHP varmış gibi davranıyor. Muhalefetin “yüzde 50yüzde 50” kemikleşmesini karşı bloktaki MHP seçmenini kendi tarafına çekerek kırma arayışında olduğunu anlıyoruz. Tam da bu stratejinin uzantısı olan aday belirleme ve kampanya diline baktığımızda, seçimin bir “milliyetçilik yarışı”na doğru çekildiğini; iki blokun da “en milliyetçi, en milli” tarafın kendileri olduğunu ülkücülük üstünden kanıtlamaya çalıştığını görüyoruz. Milliyetçiliğin ülkücü versiyonu hem iktidar hem de muhalefet bloku üzerinde ideolojik açıdan en belirleyici dönemini yaşıyor bu nedenle. İktidarın muhalefete Tunç Soyer’in babası ve ülkücülük üstünden yüklenmesi, “HDP ile ittifak yapıyorlar” vurgusuna sarılması da bunun bir ayağı. Seçimin üçüncü siyasi/yeni sonucu; ilk kez bu denli keskin bölgecilik eğilimlerinin ortaya çıkması. HDP’nin batı illerinde aday çıkarmamasından söz etmiyorum sadece. Aynı zamanda, kayyım uygulamasına da tepkinin bir sonucu olarak, kendilerini Kürt örgütlenmesi olarak gören ve ideolojik açıdan birbirine benzemez yapıların HDP çatısı altında doğu ve güneydoğu şehirlerinde kimlik temelli geniş bir bölge ittifakı kurmasından söz ediyorum. Seçim yerel olmakla birlikte, HDP’nin bu bölgede kayyım uygulamasına karşı “Kürtlerin güvenoylaması” stratejisi aracılığıyla “şemsiye ulusal hareket” pozisyonuna doğru ilerlediğini söylemek mümkün şimdiden. Özetle milliyetçilik ve bölgecilik eğilimlerinin/sıkışmasının güçlendiği, Türkiye siyasetinin merkezinin sağa çektiği, solun siyasal belirleyiciliğinin belki de ilk kez bu ölçüde gerilediği, sosyalist solunsa seçime girme yeterliliği ya da özerkliği sağlayacak bir örgütlenme kapasitesi bile geliştirmekten uzaklaştığı bir sahneyle karşı karşıyayız. Buradan çıkış yolları üzerine düşünmek, Türkiye’yi birleştirecek halkçı ve gerçekten milli bağımsızlıkçı bir siyaset hattına odaklanmaksa daha da önem kazanıyor. MAHMUT ORAL 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetinin faillerinin kim olduğuna ilişkin sır perdesi, İngiltere’deki Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Architecture tarafından hazırlanan bilimsel raporla aralandı. Raporda, Elçi’nin katledilmesinde sokak içinde ateş eden polislerden 3’ünün şüpheli olduğu vurgulandı. Polis C’yi işaret etti Sokağa koşarak dalan terör örgütü PKK mensubu 2 kişinin hareketlerinin ayrıntı larıyla ele alındığı raporda bu kişilerin Tahir Elçi’yi öldürmüş olmalarının büyük ölçüde imkânsız olduğu belirtildi. Raporda “Yaptığımız analize göre, polis memurları A, C ve D’nin silahlarını ateşlediklerinin görüldüğü anlarda Elçi yönünde (farklı engel seviyelerine sahip) doğrudan ateş hatları bulunmaktadır ve dolayısıyla her birinin Elçi’yi vurmuş olması ihtimal dahilindedir. 24, 26, 28 ve 29 numaralı atışlarıyla polis memuru C, Elçi’ye doğru engelsiz bir ateş hattına açıkça sahip olan tek memurdur. Öldürücü atışın Elçi’yi vurma kastıyla yapılmış olup olmadığının saptanması araştırmanın kapsamı dışındadır” ifadelerine yer verildi. l DİYARBAKIR Dört ayrı kamera görüntüsünün senkronize edilmesi ve toplam 40 el silah atışının ses incelemeleri ile sokak içindeki insan hareketleri, seken mermi izleri, silahlardan çıkan dumanlar gibi birçok ayrıntının analiziyle hazırlanan raporda, sokak içindeki polislerden “A, C ve D” olarak kodlananların, Elçi’yi vurabilecek ateş hattına sahip şüpheliler olduğu belirtildi. Çok sayıda tanık ifadesi, Elçi’nin ölümüne ilişkin adli tıp raporu da dahil soruşturma dosyası içindeki belgelerden de yararlanılarak hazırlanan raporda, sokak içindeki şahıslar ile birlikte krokilendirildi. Raporda, sokak içinde koşan PKK’li iki kişi “K1 ve K2”, Tahir Elçi “TE” ve sokakta ateş eden polisler ise “A.B.C.D ve E” şahıslar olarak kodlandı. Kadro isteyene azarErdoğan,işçilere‘Bizdenbirşeyistemeyin’deyipsebzefiyatlarıveMehmetçik’ikarşılaştırdı Erdoğan, Sivas mitinginde “KİT’lere kadrolarını verdik, bizden bir şey beklemeyin. Alışılmış bir lider değilim. Provoke etmeyin” dedi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamu iktisadi teşebbüsü (KİT) için kadro isteyen yurttaşları azarladı. Erdoğan “KİT’lere kadrolarını verdik, bizden bir şey beklemeyin. Alışılmış bir lider değilim. Provoke etmeyin” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında ilk mitingini Sivas’ta tarihi kent meydanında yaptı. Erdoğan’ın konuşması bir grup tarafından “KİT’lere kadro” sözleri ile kesildi. Erdoğan bunun üzerine alışılmış bir lider olmadığı konusunda yurttaşları uyararak, “Biz KİT’lere falan hepsine kadrolarını verdik. Bizden bir şey beklemeyin. Alışılmış bir siyasetçi değiliz. Alışılmış bir lider de değilim. Provoke etmeyin, lütfen. Samimi olalım, dürüst olalım bu toplantımızı da güzel bir şekilde çıkaralım. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Kandil’de terör ile mücadele verirken onları sıfırlarken, temizlerken sizin söylediklerinize bakın” diye konuştu. Sebze fiyatları ve Mehmetçik Meyve ve sebze fiyatlarını arttıranları da uyaran Erdoğan, belediyeler eli ile tanzim satış noktaları oluşturabileceklerini anımsatarak, “Biz terör ile mücadele ederken birileri bizi farklı yerlerden vurmaya çalışıyor. Ne diyorlar? ‘Domates, patates, sivribiber’ Erdoğan, yerel seçimler kapsamında ilk mitingini Sivas’ta tarihi kent meydanında yaptı. diyorlar. Düşünün, bir merminin fiyatı nedir düşünün. Mehmedimin giyinip kuşanması ve teröristlere karşı verdiği mücadelenin bedeli nedir, bunu bir düşünün. Bunları bu iktidar yapıyor siz halen kalkıyor, patates, soğan, domates, sivribiber diyorsunuz” dedi. ‘Corç ve Hans’ Erdoğan dış güçleri işaret ederek, “Bizleri Corç, Hans bir yerlerden vurmak istiyor, bunlar da Corç ve Hans’a ön ayak oluyorlar. Geçen günlerde Kabine toplantısında da açıkladım. Gerekirse tanzim satışlarını belediyeler eliyle kurarız. En ucuz fiyatlarda da buralara bu ürünleri getiririz. Belediye başkanı olduğum zaman da fırıncılar benzer şeyler yapmıştı. Fırıncılar bunu yapınca tuttum İstanbul’un üç önemli yerine ekmek fabrikaları kurdum. Kurduğumuz büfelerde maliyetine ekmek satmaya başladık” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın iki partiden oluştuğunu belirterek, “Neymiş, AKP adayını çekecekmiş. Sakın bu yalanlara aldanmayın. Bizim şu anda Cumhur İttifakımızın iki ayağı vardır. AKP ve MHP. Bizimle rastgele bir resim çektirip ondan sonra bu resmi sağda solda istismar edenlere inanmayın” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizden önce Sivas’ta üniversite var mıydı? Yok. Bizimle beraber Sivas’a üniversite geldi” ifadelerini kullandı. Ancak Sivas’taki Cumhuriyet Üniversitesi, 9 Şubat 1974’te kuruldu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Erdoğan’ın sözlerine Twitter’da tepki gösterdi. l İç Politika akp’nin ankara adayı Özhaseki’ye protesto şoku Çalışanlar salonu terk etti AKP Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mehmet Özhaseki, yerel seçim çalışmaları kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanlarıyla önceki gün Ankara Arena Spor Salonu’nda buluştu. Toplantıya ilişkin Odatv’de yer alan görüntülerde belediye çalışanlarının Özhaseki’nin konuşması devam eder ken salonu akın akın terk ettiği anlar dikkat çekti. Yavaş, eleştirmişti CHP Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş, toplantıyı “Hangi sıfatla yapıyorsunuz?” diyerek eleştirmişti. l ANKARA/Cumhuriyet TMMOB yine devre dışıHükümet yasal zorunluluk olmasına karşın görüş sormamakta direniyor MUSTAFA ÇAKIR Açtığı davalar nedeniyle hükümetin hedefinde yer alan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), yabancı mimar ve mühendislerin çalışma izin başvurularında da yasaya karşın devre dışı bırakıldı. TMMOB Yasası’na göre yabancı mimar ve mühendislere çalışma izni verilirken, TMMOB’den görüş alınması gerekiyor. Ancak son dönemde TMMOB’ye görüş sorulmamaya başlandı. Bakanlığı uyardı TMMOB yetkilileri, “Bize görüş sorulmamaya başlandı. Yabancı mimar ve mühendis, ‘Bakanlık izin verdi, odaya üye yapın’ diye bize geliyor. Ya da bakanlık ‘Biz izin verdik, üye yapın’ diye bize gönderiyor. Biz de böyle haberdar oluyoruz. Bakıyoruz bu kişiyle ilgili bize görüş sorulmamış. Ya saya göre bize görüş sorulması gerekiyor. Bu yasal zorunluluk” bilgisini verdi. Bakanlığın daha önce “sehven” olmuş yanıtını verdiğini, ancak sonrasında “görüş sormama” uygulamasının yaygınlaştığına dikkat çeken TMMOB, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yazı göndererek uyardı. Yasadaki maddeleri anımsatan TMMOB, görüş alınmaması halinde yasaya aykırı hareket edilmiş olunacağı vurguladı. l ANKARA n CHP’Lİ ÖZGÜR ÖZEL: Soma’nın karnı yalana tok! AKP’lilerin Soma’daki işsiz madencilere yönelik iş vaadi, ilçede inandırıcı bulunmadı. HAKAN DİRİK Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından Enerji ve Ta bii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Soma’daki işsiz madencilere yöne lik iş vaadi, ilçede inandırıcı bulun madı. AKP’nin bu ma dencilere verdiği söz leri tutmadığını anım satan CHP Grup Baş kanvekili Özgür Özel, “Verdikleri sözlere 5 yıldır kulaklarını ka patmış olanlar, se çimde Soma’daki gi Özgür Özel dişatı görünce, ellerini ceplerine atma ya başladılar. Bayram değil seyran değil, AKP bugüne kadar itip kaktı ğı madenciyi neden sevsin? Maden cilerin alınamayan tazminatlarını 36 taksite bölüp, referandumdan ön ce bir taksit ödeyip unutanları, 24 Haziran’dan önce bir taksit ödeyip unutanları, maden işçileri unutmadı. Soma’dan her gün onlarca telefon alıyorum. Somalılar ‘Karnımız yalana tok’ diyorlar” diye konuştu. AKP’nin Soma’ya ilişkin verdi ği sözlerde seçim stratejisi yürüttü ğünü ve samimi olmadığını vurgula yan Özel, hükümetin “Bu madenler de çalışan kimse işsiz kalmayacak” sözünü 5 yıldır tutmadığını anımsat tı. Özel, “Verdikleri sözün mürekke bi kurumadan, 2 bin 750 maden işçi sini bir SMS ile işsiz bıraktılar. Özel likle eylem yapanlar, fişlenmişçesi ne hiç iş bulamadı, cezalandırıldı. Şimdi Soma madenlerinde şu an ça lışan bazı işçilerin TKİ üzerinden işe alınacağını söylüyorlar. Bu olumlu. Ama esas sorun, şu anda işsiz olan, o zaman madenlerde olan, tazmina tını da alamamış bu kişilere devle tin tazminatlarını verip, onları yeni den işe almasıdır” dedi. İşçilere “laf oyunu” yapıldığını vurgulayan Özel, “TKİ’nin ortağı olduğu şirketlere alı nacağı söyleniyor. Oysa söz verildi ği gibi gerçek birer sendikaya sahip olan kamu işçisi haline dönüştürül mesi lazım” diye konuştu. Türkiye’nin en büyük iş cinayetinin ardından eylem yapan işçilere veri len sözlerin Meclis çatısı altında tu tanak altına alındığını vurgulayan Özel, “AKP, önce Ankara’ya giden ve verdikleri sözleri tutanak altına alan madencilere verdikleri sözleri tut sun” dedi. l İZMİR Yargıtay’da tek aday Cirit Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in 4 yıllık görev sü resinin 10 Şubat’ta dolması ne deniyle Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nda başkanlık için 11 Şubat Pazartesi günü seçim ya Cirit pılacak. Cirit’in tek aday olarak seçime girmesi bekleniyor. Yaş haddinden emekli olması için yak laşık bir yıllık süresi kalan Cirit, yeniden başkan seçilmesi halinde yaş haddinden emekli olaca ğı 23 Mart 2020’ye kadar görevde kalacak. Cirit, Yargıtay üyeliğine 2004’te, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca 2015’te Yargıtay Birinci Başkanlığı’na seçilmişti. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Bahçeli’nin aracındaki silahlılar vekil oldu’ Geçen günlerde CHP’ye katılan eski Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan, Halk TV’de Ayşenur Aslan’ın sunduğu “Medya Mahallesi” programında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Okuyan, Bahçeli’nin Gazi Üniversitesi’nde asistanlık yaparken 4 ülkücüye Adana’ya gitmeleri için aracını verdiğini ve bu gençlerin Ankara yakınlarında silahla yakalandığını ve tutuklandıklarını söyledi. Okuyan, “01 FE 994 plakalı beyaz Toros araç Devlet Bahçeli’ye ait” dedi. Okuyan, “Bu araçta yakalanan 4 gençten 2’sini daha sonra Bahçeli milletvekili yaptı” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Altun: KAŞIKÇI’NIN Katillerİ iade edilmeli Reuters’e Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, BM Raportörü Agnes Callamard’ın kanaatleri ile Türkiye’nin bulgularının örtüştüğünü belirterek, “Suudi makamları katilleri Türkiye’ye iade etmelidir” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da cinayetin aydınlatılması için komisyon kurulması gerektiğini, bunu da BM Genel Sekreteri ya da İnsan Hakları Komiseri’nin gerçekleştirebileceğini belirtti. Çavuşoğlu, “2 gün önce dışişleri bakanlarıyla da Wasghinton’da bu konuyu konuştuk. Önümüzdeki günlerde bazı ülkelerle bu başvuruyu yapacağız” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’Lİ BAŞKAN Yetiş: HIRSIZ, BİZİM HIRSIZIMIZ CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, Twitter hesabından Mersin Çamlıyayla AKP İlçe Başkanı Mehmet Ali Yetiş’in konuşmasının görüntülerini yayımlandı. Görüntülerde Yetiş, hırsızlıkla suçlanan belediye başkan adayı için “Hırsız bizim hırsızımız. Biz yanında yer alırız” diyor. Yetiş’in açıklamalarına CHP ve SP’den tepki geldi. CHP milletvekili Ali Mahir Başarır, “Adayının hırsız olduğunu kabul ediyor. Hırsıza sahip çıkalım demekten de çekinmiyor. Bu cesareti nereden alıyor?” dedi. SP lideri Temel Karamollaoğlu da “İlçe başkanı ‘Hainlere oy vereceğinize hırsızlara oy verin' diyor. Bizim içimizde hırsız ve hain çıkmaz. Hırsızlık yok diyemiyor. ‘Bizim hırsızımız' iyidir diyor" diye konuştu. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle