17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 26 ŞUBAT 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER ‘Dadyan Sokak’ın garip öyküsü 24 Şubat Pazar günü, bir süredir Paris’te olan Mine Kırıkkanat’ın, oradan yazdığı yazısında “Fransa’da cadde ve sokak adları zamana ve tarafından bu şekilde bırakılmasını umuyoruz” sözleriyle son buluyordu. Olayda bir gariplik vardı. Başkan Kerimoğlu acaba ne muktedirlerin keyiflerine göre demek istiyordu? değişmez” tümcesini okuyunca, aklıma şair Ergin Günçe Önce dilerseniz “Dadyan”ın nereden geldiğinden başlaya geldi. lım. Kimdir bu Dadyan? 1983’te erken kaybettiğimiz bu akademisyen şair dostum ile unutulmaz 1968 Paris’inin ünlü Gay Lussac Sokağı’nı arşınlarken, dönüp, “Görüyor musun, oturmuş burjuva toplumlarında, sokaklara ve caddelere her önüne gelen hatırlı kişinin adını koymazlar” demişti. Haklıydı, ünlü bilim adamı Gay Lussac’ın adını taşıyan sokağın yanı sıra 5. bölgenin ilk anda aklıma gelen sokak ve cadde isimlerinin kimileri şunlardı: Voltaire Rıhtımı, Anatole France Rıhtımı, Saint Bernard Rıhtımı, Descartes Sokağı Pierre, Curie Sokağı... Sokağa adı verilen Hovanes Bey Dadyan 3. Selim’in Barutçubaşısı Arakel Bey Dadyan’ın üçüncü oğlu olup, 1820’de Beykoz kağıt fabrikasını, 1825’te Eyüp dokuma fabrikasını kurmuş, 2. Mahmut’un Barutçubaşısı olduktan sonra, İzmit’te çuha ve Hereke’de ipek dokuma, Zeytinburnu’nda demir işleme tesislerini kazandırmış ve 1844’te de Surp Astvadzadzin kilisesi ile yanına 1892’de Dadyan adını alacak okulu kurmuş olan kişi. Zaman içinde bu kilise ile okulun bulunduğu ve halk tarafından Dadyan olarak anılan sokağa, Mabet adı verilmiş. O sırada benim Türkiye’deki Ama, ilçe sakinlerinden ge adresim ise, Sarraf Ali Sokağı len talepler üzerine 2004’te ile Tuğlacı Emin Bey Sokağı sokağın adı Dadyan olarak arasındaki sakinlerinden çoğunun Abdülhamid’in paşalarından Rıza Paşa olduğunu tescil edilmiş, sokak levhası da bizzat dönemin başkanı Ateş Ünal Erzen tarafından çakıl bilmedikleri Cihanseraskeri Sokağı 22 numara idi. Kimdi Sarraf Ali, kimdi Tuğlacı Emin Bey, adlarının sokaklara verilmesine yol açacak hangi katkıda bulunmuşlardı topluma? Sokak adlarının bizdeki kadar kolay verildiği ve nobran bir kadirbilmezlikle değiştirildiği bir ülke daha yoktur herhalde yeryüzünde. mıştır. Ne var ki, sokak adlarını onaylama yetkisini elinde bulunduran, Büyükşehir Belediyesi’nin AKP’li üyeleri Dadyan Sokak adını beğenmemiş ve belediye zabıtaları gelerek, Dadyan adını indirip tekrar Mabet Sokak tabelasını çakmışlardır. 20042018 arasında bu işlem altı kez yinelenmiştir. HHH 7 Şubat tarihli Cumhuriyet’in 8. sayfasında yine sokak adıyla ilgili bir haber çarptı gözüme: “Mabet Sokak adı Dadyan olarak değiştirildi”. Haberde Bakırköy Belediyesi sınırları İşte Başkan Kerimoğlu’nun sözlerinin ardında yatan gerçek bu. İBB’nin AKP’li üyeleri bu kadar hayranı oldukları Osmanlı’nın üç padişahı döneminde, ülkeye büyük hiz içinde bulunan ve üstünde metler vermiş olan Hovannes Surp Asvadzadzin Ermeni Ki Dadyan’ın nesini beğenmeyip lisesi ve Özel Dadyan Ermeni de adını kaldırmışlardır? ilk ve ortaokulunun bulunduğu, 31 Mart seçimlerinden Mabet sokağın adının, ilçede sonra AKP İBB Meclisi’nde yaşayan yurttaşların isteği çoğunluğu sağlarsa, Bakırköy üzerine, Bakırköy Belediye Meclisi’nin CHP ve MHP’li bütün üyelerinin katılımıyla değiştirildiği bildiriliyordu. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun ad levhasını çakarken fotoğrafının da yer aldığı haber, Başkan’ın bu kararı oybirliği ile alan üyelere teşekküründen sonra, “Bundan böyle herkes tarafından Dadyan Sokak olarak bilinen bu sokağın tabelasının sökülmemesini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Belediyesi’nin CHP ve AKP’li üyelerinin oybirliğiyle ve ilçe halkının isteğine uygun olarak aldıkları kararı bir kez daha kaldıracaklar mıdır? Bakırköy’ün ve İstanbul’un yanı sıra ülke demokrasisinin de birçok sorunla boğuştuğu bir sırada bir sokağın adına bu kadar takmak da neden demeyin? Çünkü bir sokak adı, çoğu zaman tüm zihniyetin göstergesidir. ŞENTOP ANITKABİR’E GİTTİ Başkanlık Divanı toplandı Yeni TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ilk icraat olarak Anıtkabir’i ziyaret etti. Şentop’a ilk kutlama ziyaretinde bulunan isim ise eski TBMM Başkanı ve AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım oldu. TBMM Başkanlık Divanı da dün Şentop başkanlığında toplandı. l ANKARA/Cumhuriyet VATAN PARTİSİ ADAYI YÜCEL: Deprem için ‘Kırmızı Alarm’ Vatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Mustafa İlker Yücel, Yeditepeli İstanbul’a Yedi Renk Projesi’nin ikincisi olan Kırmızı İstanbul’u Üsküdar Ünalan’da açıkladı. Deprem konusunun üzerinde duran Yücel, İBB bün yesinde Depreme Hazırlık Daire Başkanlığı kuracaklarını belirtti. Yücel, “Kontrol ve denetim için inisiyatif meslek örgütlerine verilecektir. İnşaat Mühendisleri Odası’nın ‘Yapı Polisi’ önerisi dikkate alınmalıdır” diye konuştu. l İç Politika İnfaz durdurulmalıProf. Sözüer, Cumhuriyet davasındaki hukuk garabetine çözüm yolu gösterdi: 2004 yılında hazırlanan yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Ceza Muhakeme si Kanunu’nun mimarlarından olan İstanbul Üniversitesi Hu kuk Fakültesi Ceza ve Ceza Mu hakemesi Hukuku Anabilim Da lı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözü er, istinafın Cumhu riyet davasında 5 yıl altında hapis alanla rın cezasını onama Alican uludağ sı, 5 yıl üzeri hapis verilenlere ise Yargıtay yolunun açık olmasıyla ortaya çıkan “hukuk garabeti”yle ilgili dikkat çeken öneride bulundu. Yargıtay’dan çıkacak yeni bir içtihatla 5 yıl al tında ceza alanlara temyiz yolu nun açılabileceğini belirten Sö züer, “Şu anda böyle durumlarda çözüm, kanun değişikliği olma sa bile, Yargıtay aynı olay kapsa mında yargılanan kişilerden beş yıl altında ceza alanların da tem yiz talebini kabul etmesi ve bu durumda infazın durdurulması kararı verilmesidir” dedi. Ceza Hukuku Profesörü Adem Sözüer, son dönemde toplu mun muhalif kesimleri üzerin de “Demoklas’in kılıcı” gibi sal lanan Türk Ceza Yasası’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında düzen lenen “örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte, örgüte bile rek ve isteyerek yardım etmek” suçu ve buna bağlı olarak istina fın gazetemiz eski yazar ve yöne ticilerinin davasında verdiği ona ma kararını Cumhuriyet muhabi rine değerlendirdi: İfade özgürlüğü örgüte yar dım olamaz: TCK’nin 220’nci maddesinin 7’nci fıkrası örgüt hiyerarşisine dahil olmamak la birlikte, örgüte bilerek ve is teyerek yardım etmek fiilini ce zalandırılmaktadır. Bu suç an cak ve ancak suç örgütü veya te rör örgütünün varlığı, bu durum dan haberdar olarak ve bu örgüte TCK’nin mimarlarından Prof. Sözüer, Yargıtay’dan çıkacak yeni bir içtihatla 5 yıl altında ceza alanlara temyiz yolunun açılabileceğini belirterek, ‘Yargıtay aynı olay kapsamında yargılanan kişilerden beş yıl altında ceza alanların da temyiz talebini kabul etmeli ve bu durumda infazın durdurulması kararı vermelidir’ dedi. yardıma yönelik fiillerin “bilerek ve isteyerek” icra edilmesi durumunda oluşabilir. Örneğin örgüt yöneticisinin yargılamada savunmasını üstlenen avukat veya örgüt üyesini hasta olduğunda tedavi eden hekim, suç örgütüne yardım etmiş sayılamaz. Benzer durum, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında mütalaa edilecek açıklamalar bakımından da geçerlidir. Eğer yapılan bir açıklama, sarf edilen bir söz ifade özgürlüğü kapsamında ise şiddeti övmek meşru göstermek vasfına sahip değilse, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan veya terör örgütü propagandasından bahsetmek imkânı da bulunmamaktadır. İstinaf kararları gerekçeli olmalı: Gerek ilk derece mahkemelerinin gerekse istinaf mahkemeleri ile Yargıtay’ın tüm karar ve hükümlerinin gerekçeli olması anayasal bir zorunluluktur. Bu zorunluluk sadece bozma kararları için değil onama kararları için de geçerlidir. İstinaf mahkemesi veya Yargıtay bir hükmü onuyorsa, o hükme karşı sanık veya katılan tarafından ileri sürülen iddiaları ciddiyetle değerlendirmeli ve neden bu talepleri yerinde görmediğini izah etmelidir. Nitekim Anayasa Mahkememiz, ancak bu şartlarda etkili bir kanun yolu denetiminin, hak arama özgürlüğünün, çelişmeli yargılama ilkelerinin bulun duğunu kabul etmektedir. Bu nedenle yıllardır gerek Yargıtay’da gerekse istinaf mahkemelerinde görülen “usul ve yasaya aykırı görülen temyiz/istinaf isteminin reddine” şeklindeki kararların anayasada düzenlenen gerekçeli karar hakkına uygun olduğunu söylemek imkânı yoktur. Maalesef halen hukuk uygulamamızda gerekçeli karar yazımına uyan tek mahkeme Anayasa Mahkemesi ile bozma kararlarında Yargıtay’dır. Onama kararlarında tarihimizin hiçbir döneminde gerekçe yazılmamıştır ve yargı uygulamamız bu hukuka aykırı ve kötü gelenekten kurtulmalıdır. Hakkında mahkumiyet kararı verilen bu karara karşı istinaf veya temyiz başvurusunda bulunan insanlar, en azından neden başvurularında ileri sürdükleri hususların isabetli olmadığını bilmek hakkına sahiptirler. ‘5 yıl altı’na temyizin kapalı olması sorundur: Temyiz kanun yolunu düzenleyen CMK’nin 286. maddesi 5 yılın altında ilk derece mahkemesi kararlarını artırmayan istinaf mahkemesi kararlarının kesin olduğunu ve bu kararlara karşı Yargıtay’a başvuru imkânını kapatmaktadır. Değerlendirmeye konu birden fazla sanığın bir arada ve benzer fiillerden yargılandığı olaylarda bu düzenlemenin bir sorun olduğu kabul edilmelidir. Ancak CMK’nin 306. maddesi temyiz kanun yolundan sanık lehine sonuç alınması durumunda, temyiz isteminde bulunmamış sanıkların da bu hükümden yararlanmalarına imkân vermektedir. Esasen CMK 306. maddesindeki bu hüküm, cezanın beş yıl altında olması nedeniyle temyize başvuramayan sanıklar bakımından uygulanabilir gözükmemektedir. Ancak temyiz mahkemesi ile istinaf mahkemesi kararlarında olası çelişkilerin giderilmesi amacıyla kıyasen temyize başvuramayan sanıklara uygulanmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Yargıtay temyizi kabul etmeli, infazı durdurmalı: Diğer yandan aynı soruşturma ve kovuşturmada ve aynı olay kapsamında yargılanan kişilerin farklı suçlardan mahkum edilse dahi beş yıl altındaki suçlarında bu gibi hallerde temyiz yoluna başvurabilmeleri mümkün olabilmelidir. CMK’nin 296/2 fıkrası aracılığıyla Yargıtay içtihatla bu yolu açabilir. Çünkü temyiz aşamasında Yargıtay’ın vereceği olası bozma kararı, sadece beş yıl üzeri ceza almışları değil, beş yıldan az ceza alanları da etkileyebilir. Bu zaman aralığında kararın infaz edilmesi sorununun ise bu gibi durumlar için infazın ertelenmesine ilişkin bir kanun değişikliği ile çözümlenmesi daha doğru olur. Aksi durumda, aynı veya benzer fiillerden cezası 5 yıldan az olan sanıklar cezaevine konacak ve infaza başlanacak, sonradan bozma kararı verilse bile geri dönülmez ve giderilmez zararlara uğrayacaklardır. Şu anda böyle durumlarda çözüm, kanun değişikliği olmasa bile, Yargıtay’ın aynı olay kapsamında yargılanan kişilerden beş yıl altında ceza alanların da temyiz talebini kabul etmesi ve bu durumda infazın durdurulması kararı verilmesidir. l ANKARA Siz yeni partiye bakınAKP’li Ünal’ın CHP’de karışıklık çıkacağı yönündeki sözlerine CHP’li Özel’den yanıt: CHP’yi terörle işbirliği içinde gösteren Erdoğan, Bahçeli, Soylu ve Çavuşoğlu için suç duyuru yapacaklarını belirten CHP’li Özel, Davutoğlu ve Gül’ün yeni parti kurma hazırlığında olduğunu söyledi CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP’nin adını terör örgütleriyle yan yana getiren AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu. Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Terör örgütü, eylemlerini kendi adından söz ettirmek için yapar. Erdoğan ve Bahçeli, sabah akşam terör örgütlerinin isimlerini anmakta, parayla pulla yapamayacakları reklamı, bir yerel seçimi kendileri açısından avantajlı olacak bir şekle dönüştürmek için gayret göstermektedir” dedi. ‘Hakaret’ vurgusu Özel, suç duyurusunun ikinci ayağının bakanlar tarafından hakarete dönüşen söylemlerin olacağına dikkat çekerek CHP’nin adını terör örgütleriyle işbirliği halinde gösterilmesine yönelik olacağını kaydetti. Özel, Soylu ve Çavuşoğlu’nun bazı açıklamalarını anımsatarak, “Başta Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli olmak üzere, Soylu ve Çavuşoğlu özelinde, terör örgütlerinin isimlerini alenen anmak, bir seçimi kaderini belirleyecek güçte olduklarını iddiasında bulunmak, partimizin ismini bu terör örgütleriyle birlikte anmak suretiyle, partimize seçmen nezdinde itibar kaybettirmeye çalışırken, bir diğer yandan suçu ve suç örgütlerini överken, CHP’yi bunlarla işbirliği halinde gösterme suçlarından, ilgili cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Ünal’a sert yanıt Özel, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın CHP’de karışıklıklar çıkacağına yönelik açıklamalarına ise “Bugün tüm Türkiye yenibirparti.org’u konu şuyor. Yeni bir merkez sağ parti, eski AKP’lilerden, eski bakanlarınızdan, eski başbakanlarınızdan, eski cumhurbaşkanlarınızdan müteşekkil yeni bir parti konuşuluyor. Mahir Ünal’a bir ev ödevi veriyoruz. Vereceğim 4 kelimeyi bir cümle içinde kullan bakalım: Ali Babacan, Davutoğlu, Abdullah Gül, yeni bir parti.org. Biz, 31 Mart seçimlerinde İstanbul, Ankara ve İzmir çok sayıda büyükşehri almış, bu şehirleri hak ettikleri sosyal belediyecilikle kavuşturmuş olmanın mutluluğunu yaşarken, siz, pirincin içine, Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın, Abdullah Gül’ün döktüğü taşları ayıklıyor olacaksınız. Helikopteri hazır edin Mahir Bey. Genelkurmay Başkanı’nı da Milli Savunma Bakanı yaptınız, İbrahim Kalın ile birlikte inecek bahçe ararsınız” ifadesini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘yenibirparti.org’ yayına başladı Son dönemlerde 31 Mart’ta düzenlenecek yerel seçim sonrası 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun parti kuracağı yönündeki iddialar hız kazanmıştı. Kamuoyunda tam bunlar konuşulurken dikkat çeken bir girişim yaşandı. İnternet üzerinden ‘yenibirparti.org’ adlı internet sitesi yayın yapmaya başladı. Parti sitesinin “Biz kimiz” kategorisinde şu ifadeler dikkat çekti: “Kendisini merkez sağda konumlandıran ve dört eğilimi bir araya getirecek olan partimizin kuruluş çalışmaları devam etmektedir. Kurucu kadromuz ve partimizin ismi, politika ve vaatlerimizin kadromuzun gölgesinde kalmaması için stratejik bir tercih olarak uygun göreceğimiz tarihe kadar açıklanmayacaktır.” PROF. KARPAT’IN CENAZE TÖRENİ Karşılaşmamak için törenleri paylaştılar ABD’de yaşamını yitiren tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat (96) için düzenlenen İstanbul Üniversitesi’ndeki cenaze törenine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan katılırken, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu sadece Fatih Camisi’deki törene katıldı. Böylece yeni parti kuracakları söylenen Davutoğlu ve Gül, Erdoğan’la karşılaşmadı. Karpat’ın cenazesi, öğle vakti kılınan namazın ardından, Fatih Camii haziresine defnedildi. Erdoğan, İstanbul Üniversitesi’ndeki törenden sonra Yozgat ve Tokat mitinglerine katıl mak için yola çıktı. Erdoğan’ın, Tokat’taki mitingde yeni parti iddialarıyla ilgili, “Bazı yola beraber çıktığımız arkadaşlarımız yola çıkarken onlara makam mevki verirken her şey iyi güzeldi ama öyle anlar geldi ki, ‘Gel biraz da sen dinlen buraya bir başkasını koyalım’ dediğimizde bakıyorsunuz ki bizim trenden inip başka bir trene biniyorlar. Bu kader birliği değildir bu dava birliği değildir. Bugün bize ihanet edenler yarın da gittiklere yere ihanet edeceklerdir" sözleri dikkat çekti. l İç Politika Meclis’ten dünyaya ‘Hoca’lı çağrısı TBMM Dışişleri Komisyonu, Hocalı katliamının 27. yıldönümü dolayısıyla bir bildiri yayımlayarak uluslararası toplumu bu katliama “hak ettiği önemi vermesi ve gerekli tepkiyi göstermesi’ çağrısında bulundu. TBMM Dışişleri Komisyonu’nda oybirliğiyle kabul edilen bildiride “Ermenistan birliklerince 1992 yılının 25 Şubatı’nı 26 Şubat’a bağlayan gece, Yukarı Karabağ’ın Hocalı kasabasına du¨zenlenen saldırıda 106’sı kadın, 63’u¨ çocuk ve 70’i yaşlı olmak u¨zere, 613 masum Azerbaycan yurttaşı hunharca katledildi. Ermenistan Cumhuriyeti bir liklerince gerçekleştirilen bu katliamı ve Azerbaycan topraklarının yıllardan bu yana devam eden işgalini şiddetle kınıyoruz. İnsanlık adına kanlı bir leke olan bu tu¨r saldırgan eylemlerin tekrarlanmaması için uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler Gu¨venlik Konseyi, Avrupa Gu¨venlik ve İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ilgili kararları çerçevesinde bu katliama hak ettiği önemi vermesi ve gerekli tepkiyi göstermesi gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz” ifadelerine yer verildi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle