22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SANDVİÇ ÇALAN MİLLETVEKİLİ Slovenyalı milletvekili Darij Kraj cic, başkent Ljubljana’da market çalışanlarının ilgisiz davranması üzerine ‘bir sosyal deney gerçekleştirmek’ için aldığı sandviçi ödemeden marketten ayrıldığını açıkladı. Ancak Krajcic, partisinin bu davranışı ‘kabul edilemez’ bulması üzerine istifa etti. Krajcic, yaptığı hırsızlığın önce fark edilmediğini ancak daha sonra ödeme yapmak için geri döndüğünü öne sürdü. l BBC Türkçe 16 ŞUBAT 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ MEB, OKUL ETKİNLİĞİNDEN VAZGEÇTİ Gericilerin baskısı yogayı iptal ettirdi OZAN ÇEPNİ Okullarda tarikat ve cemaatlerin her türlü dini etkinliğine izin veren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), gericilerin “putperest ibadeti” diyerek hedef göstermesinin ardından Ece Vahapoğlu’nun çocuklar için hazırladığı yoga etkinliğini iptal etti. MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, geçen hafta Ece Vahapoğlu’na “Çocuk Yogası Etkinliği” izni verdi. Ancak ücretsiz olarak yapılacak etkinlik izni gerici grupların hedefi oldu. Uluslararası Müslüman Alimler Dayanışma Derneği (UMAD), Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) ve Ehli Sünnet Alimler Birliği (ESAB) yaptıkları ortak açıklamada, yoganın “putperest ibadeti” olduğunu iddia etti. Bakanlık, gericilerden gelen tepkilerin ardından dün akşam saatlerinde etkinliği gerekçe göstermeden iptal etti. Ece Vahapoğlu da sosyal medya hesabından açıklama yaparak yoganın ne olduğunu ve etkinliğin amaçlarını anlatmaya çalıştı. Vahapoğlu, “Yoga bir felsefedir, insanı iyi ahlaklı olmaya teşvik eden, bede nini esneten ve güçlendiren, zihnini sakinleştiren faydalı bir öğre ti ve spordur. Yoga evrenseldir. Bir din değildir. Yoga yapmamış önyargılı insanları sakinliğe davet ediyorum. Zaten yoga eğitimini devlet veriyor” dedi. l ANKARA Öğretmenliğe 1948 yılında Cumhuriyet’te gördüğü ilanla 101 yasındabaşlayan Haydar Göfer, öğrencilere ‘hayat dersi’ verdi karatahtada İTHAL cİHAZ VE BULUŞ ÜRETİMİNE SON Koç’tan kanser tedavisi merkezi Sosyal bilimler, tıp ve mühendislik alanlarını bir araya getiren “Koç Üniversitesi Translasyonel Tıp Araştırma Merkezi (KUTTAM) faaliyete geçti. Yurtdışından büyük mali kaynaklarla ithal edilen çeşitli cihaz ve buluşların Türkiye’de üretilmesi için bir platform oluşturan KUTTAM, kanser tedavisine yönelik çalışmaların yanı sıra görme engellilere umut olacak yapay retina, parkinson hastalarının yaşam kalitesini iyileştirecek giyilebilir teknoloji, herkesin kendi kan tahlilini yapabileceği cihaz gibi projeler gerçekleştiriyor. KUTTAM’da ulusal ve uluslararası alanda 73 proje yürü tülüyor. KUTTAM bünyesindeki 8 laboratuvarda; 8 araştırmacı, 40 öğretim üyesi, 49 doktora ve 21 yüksek lisans öğrencisi tarafından sürdürülen çalışmalarda temel bilim keşiflerinden yola çıkarak klinikte hastanın yatağına ulaşabilecek biyomedikal cihazlar ve yenilikçi ürünler geliştirilmesi hedefleniyor. KUTTAM’ın açılış töreninde konuşan Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, “Gelecek 10 20 yıl içinde insanlığı ve toplumları en çok etkileyecek bilimsel gelişmelerin tıp ile diğer alanların örtüşmelerinde olacağını görüyoruz. Bu öngörü ile kurulan KUTTAM’ı kurduk” dedi. l Ekonomi Servisi Ovacıklı beyaz gelincik Dünyada her geçen gün sayıları azalan ve görüntülenmeleri çok zor olan sansargiller ailesinden beyaz gelincik, Tunceli’nin Ovacık ilçesinde görüntülendi. Uzun gövde ve kuyruğu olan Beyaz Gelincik, çok hızlı hareket edip çok küçük deliklerden geçebilme yeteneğine sahip. Beyaz Gelinciği görüntülemeyi başaran Mutlu Akın (22), “Ben özellikle son 5 yıldır her kış beyaz gelinciği görüyorum. Bu sene ilk kez yakınıma geldi ve görüntülemeyi başardım. Sanırım yiyecek arıyordu. Çok güzel bir hayvan, köyde birçok kişi varlığından haberdar ama kimse dokunmuyor. Yakından görüntülediğim için kendimi çok şanslı hissediyorum” dedi. l DHA ÇİN, EVEREST DAĞI’NI KAPATTI Çatıda temizlik Çin, Everest Dağı’nın kendi topraklarında kalan kısmındaki zirve kampını, tırmanma izni olmayan ziyaretçilere kapattı. Karara gerekçe olarak, çöplerin toplanmasının giderek zorlaşması gösterildi. Yetkililer, böl gede gittikçe büyüyen çöp sorunuyla mücadele edebilmek için bu adımı attıklarını söylüyor. Çinli yetkililer, ocak ayında da Everest’e tırmanma iznini yılda 300 kişiyle sınırlandıracaklarını açıklamışlardı. l BBC Türkçe Haydar Göfer Öğretmenlik yaşamı boyunca ayakta ders veren Haydar Göfer, Tarsus Amerikan Koleji 10. sınıf öğrencilerine verdiği dersin tamamında da ayakta kaldı. FİGEN ATALAY 101yaşındaki efsane öğretmen Haydar Göfer, 27 yıl edebiyat dersi verdiği Tarsus Amerikan Koleji’nde öğrencilerle bir araya geldi. 1 saat boyunca ayakta ders veren Göfer, öğrencilere Türkçe’nin özelliklerini, öğretmenliğe nasıl başladığını, Atatürk’le karşılaşmalarını anlattı. Dersten önce sohbet etme olanağı bulduğumuz Haydar Göfer’le, öğretmenlik yıllarını, öğrencilerle ilişkilerini, uzun yaşamın sırrını konuştuk. 12 Şubat 1919 yılında doğan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli okullarda yardımcı öğretmenlik yapan Göfer, 1948 yılında Haydarpaşa Lisesi’nde çalışırken, öğrencilik ve öğretmenlik hayatı boyunca okuduğu Cumhuriyet’te küçük bir ilan görmüş. Sonrasını Göfer’in ağzından dinleyelim: Gaipten bir ses... “Askerden geldikten sonra Haydarpaşa’da yardımcı öğretmen olarak ayda 59 lira 50 kuruş maaşla çalışıyordum. 1948 yılında Cumhuriyet’in sayfalarından birinde ‘Tarsus Amerikan Koleji edebiyat öğretmeni arıyor’ ilanını gördüm. Telefon ettim, müdür çıktı. Tarsus’a kimse gitmek istememiş, rakibim de yoktu. Trenle geldim, gece 11’de indim, elektrik de yok, her yer karanlık. Sanki gaipten bir ses duydum: ‘Amerikan Koleji’ne gelen Haydar Göfer’ diye! Bir arabaya bindik, otele götürdü beni. Ertesi sabah buraya geldim. Başlayış o başlayış.” Mutlu bir öğretmen Çok mutlu bir öğretmenlik hayatı olduğunu, sahneye koyduğu 10 piyesi unutamadığını anlatan Göfer, öğrencilerine hep “evlat” diye seslenirmiş. İyi bir öğretmen olmanın ilk şartının ‘öğrencilere sevgiyle yaklaşmak’ olduğunu söyleyen Haydar Göfer’in öğretmenlere önerileri de şöyle: “Öğretmenlik önce ulvi bir meslek sonra da çok zevkli bir sanat. Öğretmenseniz çocuklara evlat sevgisiyle yaklaşacaksınız. Onlar bana emanet edilmiş evlatlar. Öğretmenlerin çok okuması lazım. Ben iki senedir okuyamıyorum, harfleri seçemiyorum, çok sıkıntı çekiyorum.” Mavrasız olmaz Kendisini “mavra”cı olarak tanımlayan Göfer, şöyle devam etti: “Derslerimde ‘mavra’ da yapardım. Öğrencileri sıkmadan dersi anlatırdım. Tatlı tatlı, yumuşak, sıkmadan öğretirdim. Hiçbir öğrencimi tahtaya kaldırmadım. Sorularıma hep yerlerinde cevap vermelerini istedim. Zira çok iyi bilen çocuğun bile tahtaya kalktığında bildiğini unuttuğunu gördüm. Herkesin karakterinin farklı olduğunu bilirim.” l TARSUS Haydar Göfer, 1948 yılında Haydarpaşa Lisesi’nde çalışırken öğrencilik ve öğretmenlik hayatı boyunca okuduğu Cumhuriyet’te küçük bir ilan görmüş. Göfer, “Trenden gece 11’de indim, elektrik de yok, her yer karanlık. Bir arabaya bindik, otele götürdü beni. Tarsus Amerikan Koleji’nde başlayış o başlayış” diyor. Gözleri çeliktendi, uzun uzun bakamazDINIz Atatürk’ü 3 kez gördüm ‘HAYALLER KURUYORUM’ Göfer, arkadaşımız Figen Atalay’ın gününün nasıl geçtiği sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Hatıralarım hep kafamda, tek üzüldüğüm iki yıldır gözlerim iyi göremediği için okuyamıyorum. Ama hayaller kuruyorum.” Öğretmenlik yaşamı boyunca ayakta ders veren Haydar Göfer, Tarsus Amerikan Koleji 10. sınıf öğrencilerine verdiği dersin tamamında da ayakta kaldı. Haydar Göfer’in dersini, Sağlık Eğitim Vakfı (SEV) Genel Müdürü Binnur Karademir, TAC Başdanışmanı Andrew Leathwood ve okul müdürü Günseli Yüksel de izledi. Göfer, bir öğrencinin “Atatürk’ü gördünüz mü” sorusunu da şöyle yanıtladı: ‘O anı unutamıyorum...’ “Atatürk’ü 3 kez gördüm. İkisi Ankara’da, Cumhuriyet Bayramı’nda halkı selamlarken. Yanında Fevzi Çakmak da vardı. Son görüşüm en önemlisi. 1938’de sınıf arkadaşlarımla kamp yapıyorduk. Gece 12’de kaldırdılar Anadolu Hisarı’ndan Beykoz’a doğru yürüyüşe çıktık. Sabah olmak üzere, gün ağarırken mola verdiler, oturduk. Vapurun kalkma saati gelirken kaldırdılar, yürümeye başladık. Birden bir subay yakasını ilikledi, selam verdi. Atatürk meğer Paşabahçe’ye gelecekmiş, ‘Atatürk geliyor’ diye sözler dönmeye başladı. O anı unutamıyorum 22.5 metre yakından bize bakıyordu. Rus elçisi yazdığı kitapta ‘gözleri çeliktendi, uzun uzun bakamazsınız’ demiş. Öyleydi gözleri gerçekten.‘ ÖĞRETMENE MEKTUPLAR... Haydar Göfer’in mezun ettiği ve öğrencilerinden yıllar boyunca aldığı mektupların bir araya getirilmesiyle oluşan, ‘Sevgili Hocam Bir Öğretmene Mektuplar’ adlı bir de kitabı bulunuyor. 2016 yılında aramızdan ayrılan Tarsus Amerikan Koleji (TAC) mezunu gazeteci Mete Akyol’un araştırmasıyla toparlanan kita bın birinci sayfası 1953 yılında, son sayfası 1985 yılında yazılmış ve 60 ayrı kişi tarafından kaleme alınmış. Tarsus’un “Tonton Amca”sı, uzun yıllar birlikte olduğu okuluna ve öğrencilerine yakın olabilmek için Tarsus’ta yaşamaya devam ediyor. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış öğrencileriyle bir araya geliyor. AZ YİYİN, ÇOK YÜRÜYÜN Haydar Göfer, sağlıklı, uzun yaşamının sırrını da şöyle anlatıyor: “Hayatım boyunca hep yürüdüm, hâlâ yürüyorum. Pertevniyal Lisesi’nden sınıf arkadaşım Aydın Boysan’la bir gün yemek yiyoruz, ‘Haydar’ dedi, ‘şimdi cebimizde 2.5 kuruş olsa bile tramvaya binmez yürürdük’! Bir de hiç çok yemem. Harp çocuğuyuz, 6 yıl az yemişiz. Az yemek lazım, öyle çok etli, yağlı yemekler yemem.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle