24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 27 ARALIK 2019 CUMA gorus@cumhuriyet.com.tr TASARIM: İLKNUR FİLİZ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ankara’ya geliş yoluM. KEMAL, ÖNCELIKLE MILLI MÜCADELE’NIN SOSYAL TABANINI DA HAREKETE KAZANMAYI DÜŞÜNÜYORDU OSMAN SELİM KOCAHANOĞLU ARAŞTIRMACI YAZAR Kasım ayındaki Sivas Kumandanlar Toplantısında Heyeti Temsiliye’nin Ankara’ya taşınması kararlaştırılınca, 20. kolordu kumandanı Ali Fuat Paşa, 12 Aralık 1919’da Ankara’ya dönmüştü. Ali Fuad Paşa, Heyeti Temsiliyenin yer leşm esi için haz ırlığını tamamlayınca durumu Sivas’a bildirmişti. Bunun üzerine Mustafa Kemal ve arkadaşları Sivas’tan ayrılmaya karar verdiler. Sivas valisi Reşid Paşa bol mönülü bir veda yemeği vermişti... Mustafa Kem al ve ark adaşları 18 Aralık 1919 Perşembe sabahı üstü açık üç otomobille soğuk kış günü Sivas’tan ayrıldılar. Kafilede şunlar bulunuyordu: Mustafa Kemal, Rauf Bey, Alfred Rüstem, Mazhar Müfit, Hakkı Behiç, İbrahim Süreyya, Cevat Abbas, Hüsrev Gerede, Dr. Refik Saydam... Saatte 20 km. yol alınabiliyordu. 19 Aralık 1919 Cuma akşamı Kayseri’de, 150 kişilik atlı millis tarafından Kumarlı köyünde karşılandılar. Şehir bayraklarla süslenmişti. Mustafa Kemal İmamzade Raşit Ağa’nın, diğerleri Nuh Naci Bey’in evinde ağırlandılar. Mustafa Kemal Kayseri ahalisi için bir teşekkür beyannamesi yayımladı. İki gün Kayseri’de kalan Mustafa Kemal ve arkadaşları, Mucur üzerinden 22 Aralık’ta Hacıbektaş’a geldiler. Burası AleviBektaşi kitlesinin inanç merkeziydi. Çelebi Cemaleddin Efendi milli davayı destekliyordu. Mustafa Kemal daha Amasya günlerinde Konya’daki 2. Ordu Müfettişi Cemal Paşa’ya şu telgrafı çekmişti: “....Tokat ve Amasya bölgesinde hayli kabarık Alevi nüfusu bulunmakta ve bunların çoğunun Hacıbektaş’taki Babaya bağlı oldukları görülmektedir. Milli harekete bağlılıkları görülen bu kitlenin kazanılması için dergâh yetkilileri ile temasa geçilmesi ve Müdafaai Hukuk Cemiyetlerini takviye edecek şekilde birkaç mektup yazdırılarak Sivas’a gönderilmesini faydalı buluyorum...” Buradan anlarız ki Mustafa Kemal, Samsun’a çıkar çıkmaz Milli Mücadele’nin sosyal tabanını da harekete kazanmayı düşünüyordu. Mü fettişlik unvanı ve yaveri şehriyalik kordonu mücadelenin sadece göstermelik kılıfıdır. Hacıbektaş Dergâhı da zaten o günlerde Milli Mücadeleyi destekleyen bir beyanname yayımlamıştı. Mustafa Kemal Hacıbektaş’a geldiğinde Çelebi postunda Cemaleddin Efendi, Dede postunda Salih Niyazi Baba oturuyordu. Çelebi Efendi’nin cumhuriyetçi tavrı, Niyazi Babanın içkili sofrası ve masonların loca merasimleri hakkında geniş bilgisi dinlemeye değerdi. Kırklar meydanı ve Balım Sultan türbesi ziyaret edildi. Mustafa Kemal’in konvoyu Kırşehir üzerinden 27 Aralık 1919 Cumartesi günü Ankara’ya ulaştı. Ali Fuad Paşa ve Vali Vekili Yahya Galip Bey tarafından karşılandılar. Her tedbir alınmış, kaza ve köylere haber yollanmıştı. Yahya Galip Bey Haymana Kaymakamı Cemal Bey’i (Bardakçı) Ankara’ya çağırıp güvenliği sağlaması için polis müdürü yapmıştı. Ankara’nın nüfusu 1520 bin civarındaydı. Dikmen Keklikpınarı’nda Mustafa Kemal Paşa’yı karşılayanlar arasında Bektaşi, Rufai, Bayrami ve Mevlevi dervişleri vardı. Müdafaai Huk uk reisi müftü Rıfat Efendi de oradaydı. Kamaları bellerinde Oğuz boyunun Alperenleri sayılan seymenler de ordaydı. Çubuk’ta Kınık, Kargın, Çavundur; Elmadağ eteğinde Bayındır, Kırbız, Kusunlar; Ayaş’ta Kayu, Göler; Hüseyingazi Dağı eteğinde Peçenek, Yazır, Dodurga, Bala’da Avşar, Gölbaşında Eymür ve köylerinden gelmişlerdi. Her köy bir Oğuz boyu nu temsil ediyordu. Ankaralılar istasyondan hükümet dairesine kadar yollara dökülmüş, “Kongre Paşası”nı alkışlıyorlardı.. Halk arasında Kongre Paşası deniliyordu. Karşılama galeyana dönüşmüş, milli müfrezelerin sayısı bin i geçm işti. Mustafa Kem al Ankara’ya gelişini 27 Aralık 1919 tarihli tamimle mahalli teşkilata duyurmuştu: “... Siv as’tan Kays eri tarik iyle An kara’ya harek et eden Heyeti Tem siliy e, bütün güz ergâhınd a ve Anka ra’da büy ük milletimiz in har ve sa mim i tez ah üratı vatanperveran esi içind e bug ün muv asalat eyledi. Mil letim izin gösterd iği eseri vahd et ve azim, memlek etim izin tem ini istik bali hakk ınd aki kan aatleri, lay etez el zel bir surette tars in edic i mah iy et tedir. Şimd ilik, Hey eti Tems iliy enin merk ezi Ank ara’dır. Takd im i hürm et eyleriz efend im...” Haftalık vilayet gaz etes i 29 Aralık 1919 tarihli sayısında şu haberi vermiştir: “...Ankara’nın sahaifi tarih iyesi içind e hiçb ir vak a, hiçb ir hareket ta savvur edem iy oruz ki, bug ünk ü tez a hürat kad ar ruh u milletten doğm uş ols un! Bu şek il ve itib ar ile de, biz bu tezahüratın sam imiy et ve metân eti ni Müd afaai Huk uku milliy enin ru hu teş ekkül ve tec ellis ind eki ulv iyet te, azim ve hed efind eki kuds iy et ve cidd iy etinde buluyoruz. Katiy en anlı yoruz ki, bu millet artık ins anca, as rı haz ırın ins anlık nam ın a kab ul etti ği her türlü huk uk a sahip olarak ya şam ak, böyle yaş amak için de sedd i rah ı amali olab ilec ek meş ak ve me halik i hal iktih ama, ruh u millis ind en doğan lay ez al seb at metan etle tar sin edic i mah iy etted ir...” 27 Aralık 191923 Nisan 1920 arasında geçen 118 günlük süre Heyeti Temsiliyenin Ankara günleri sayılır. Yapılan seçimlerde Müdafaai Hukuk ve İttihatTerakki yanlıları büyük başarı kazanmıştı. Mustafa Kemal Erzurum mebusu seçildiği halde 12 Ocak 1920’de açılan Meclis’e katılmayıp Ankara’da kaldı. Yanında sadece Hakkı Behiç kaldı.(Kanaatım Rauf Bey Hakkı Behiç’i gözcü olarak bırakmıştır). Rauf Bey ve Hüsrev Gerede İstanbul’a gittiler. Osmanlının bu son meclisi Misakı Milli kararı (17 Şubat 1920) dışında ciddi bir varlık gösteremedi. 26 Mart işgalinde İngilizler tarafından basılınca, 18 Mart 1920 tarihinde tehiri müzakere kararı alarak dağıldı. Rauf Bey ile bazı mebuslar Malta’ya sürülünce, Sultan Vahdeddin de Meclisi resmen kapatma fırsatı buldu... Sivas Kumandanlar Toplantısı’nda Mustafa Kemal, toplanacak meclisin Anadolu’ da bir yerde çalışmasını savunmuş, Karabekir buna karşı çıkmıştı. İngilizlerin 16 Mart işgaliyle, İstanbul’un Meclis çalışmaları için güvenli bir yer olmadığını hususu gerçekleşmişti. Mustafa Kemal dağılan meclisin Ankara’da toplanması için 19 Mart 1920 tarihli bir beyanname yayımladı. Yeniden seçimler yapılacak, Ankara’da yeni bir meclis toplanacaktı. Kapanan Meclisin üyeleri de gelip katılabilecekti. Ankara’da TBMM’nin açılacağı duyulunca İstanbul ve Saray destekli isyanlar başlatıldı. İsyanlara daha çok saraya yakın olan Abaza ve Çerkezler rağbet etmişti. Abaza ve Çerkezlerden mürekkep dört bin kişi 13 Nisanda Düzce’yi basarak hapishaneyi boşaltmış, süvari birliğinin silahlarını toplamış, fırka kumandanı Atıf Bey şehit edilmişti. Manyas ve Biga çevresinde Ahmet Anzavur çetesi Bursa’yı tehdit ediyordu. Bolu / Hendek isyancıları Ankara’ya yaklaşıyordu. Saraydan yönetilen isyanların amacı TBMM’nin açılışını engellemekti. Mustafa Kemal bir yandan Meclis’in toplanması ile uğraşırken, diğer yandan isyanlarla uğraşıyordu... ‘Kanal İstanbul’: İktidar sarhoşluğu mu, umutsuzluk mu? Kötü bir Türkçeyle “Kanal İstanbul” denilen ve sadece İstanbul’u değil, yeniden inşa edilebilir. İstanbul’daki deprem sorunu olan ne kadar riskli yapı varsa, tüm tüm bölgeyi katledecek bir den yeniden yapılabilir. “çılgın proje”: HHH Bilim insanları karşı... Peki iktidar, bilimin ve hal İstanbullular karşı... kın karşı olduğu bu kadar İstanbul Belediye Başka yanlış ve zararlı bir projeyi ni nı Ekrem İmamoğlu da, zaten çin dayatıyor? evli, üç çocuk sahibi bir İstan Emekli Tümgeneral Ahmet bullu olarak karşıydı... Yavuz, Twitter hesabından Şimdi, görevi gereği, bilimin teşhisini şöyle duyurdu: ve halkın sözcüsü olarak, bu “Kanal İstanbul isimli çılgın projeyi engellemeye çalışıyor. projenin altını kazıyınca üç fak Bir basın toplantısında bu tör öne çıkıyor: projenin İstanbul’u katledeceği 1. ABD’nin Montrö’yü delerek ni madde madde açıkladı. Karadeniz’e hâkimiyet arayışı. 1 Terkos Gölü ve Sazlıde 2. İnşaat sektörüne can suyu re Barajı yok edilecek, İstanbul verme çabası. susuzluğa mahkum olacak. 3. Birilerini zengin etme yani 2 Deprem riski tetiklenecek. rant sevdası. 3 İstanbul ve çevresinin do Üçü de milletin zararınadır. ğası katledilecek. Karşıyım.” 4 İstanbul’un tarihi talan edi HHH lecek. Zaman geçtikçe, bu proje ile 5 82 milyonun sırtına 110 ilgili felaket senaryoları, rant milyar lira yük bindirilecek. hesapları, emperyalist beklenti 6 İBB’ye 23 milyar lira ek ler iyice açığa çıkıyor, her türlü maliyet eklenecek. kirli ilişki ortaya dökülüyor, “Ka 7 İktidar, gelir rüyası görü nal İstanbul”a olan muhalefet yor, getirisi beklendiği gibi ol gittikçe keskinleşiyor ve mayacak. büyüyor... 8 Trafikteki sıkışıklık iki kat İmamoğlu, Belediye’yi pro artacak. jeden çektiğini ve CHP de, ik 9 Bağcılar, Güngören ve tidara geldiğinde projeyi ip Esenler’i 10 katlı bina kadar tal edeceğini ve kredi filan alın yükseltecek, İstanbul’un 50 yıl mışsa, bunun ödenmeyeceği lık hafriyatı yapılacak. ni ilan etti. 10 10 bin hafriyat kamyonu Peki, “Tek Kişi Yönetimi” bu daha trafiğe çıkacak. projede neden hâlâ ısrar ediyor? 11 1.2 milyon yeni nüfus ge Doğrusu bu sorunun yanıtı lecek. nı vermek benim için çok ko 12 8 milyon İstanbullu, ada lay değil... ya hapsolacak. İki olasılık var: 13 Montrö’yü aşmak rüyası 1) Ya iktidar sarhoşluğu; görüyorlar. yani “Bilim de karşı olsa, halk 14 Balıkçılık yok olacak. da istemese, ben ne istersem 15 İstanbul’un geleneksel yaptırırım” yanılsaması... yaşam özellikleri yok olacak. 2) Veya, umutsuzluk; ya 16 Bu proje milleti sevme ni “Zaten gidiyoruz, bari çıl mek demek. gın bir proje ile veda edelim” 17 Tam bir israf pro çabası. jesi. Çevre ve Şehircilik Hangi olasılık geçerli olur Bakanlığı’nın kentsel dönüşü sa olsun, “Kanal İstanbul”, ik me ayırdığı paranın 7 katı. En tidarın gidişini hızlandıran ve az 9 Marmaray inşa edilebi Ekrem İmamoğlu’nun siya lir. İstanbul’daki bütün ilkokul sal kariyerini güçlendiren bir lar, ortaokullar ve liseler sıfırdan proje! Kamu borç yönetiminin yeniden düzenlenmesi Emekli maaşınız yatmadan hesabınızdan para çekin harçlıkları erken verin Siz de hemen mobilden emekli maaşınızı Akbank’a taşıyın. Maaşınız yatmadan iki gün önce hesabınızdan para çekme fırsatı ve 450 TL’ye varan hoş geldin hediyesi ile emekliliğin Akbanklısını sevin. Bankamızdan SGK emekli maaşını alan ve maaş hesabında artı para kredisi tanımlı tüm müşteriler kampanyadan yararlanabilir. Emeklilerimiz, maaş tarihinden 2 gün öncesi ile ödeme günü arasında mevcut artı para kredisini %0 faiz ile kullanabilecek, maaş günü sonrasında bankamızca geçerli güncel faiz oranları uygulanacaktır. Maaş gününden önceki 2 gün içinde emekli maaşını taşıyan, maaş hesabına artı para kredisi tanımlanan müşterilerle, ilk kez maaş ödemesi alacak emekliler kampanyadan bir sonraki aydan itibaren yararlanabilir. Çekilebilecek tutar artı para kredisi limiti ile sınırlı olup bu limit banka tarafından belirlenmektedir. Aynı hesaba birden fazla maaş yatması durumunda kampanya ilgili ay içinde hesaba yatan ilk maaş ödemesi için geçerlidir. İkramiye ve diğer ödemelerle taksitli artı para kredisi kullanımı kapsam dışındadır. Akbank T.A.Ş. dilediği zaman kampanyayı durdurma ve şartlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Detaylı bilgi: www.akbank.com Sizin için BÜLENT TANIK ESKI ÇANKAYA BELEDIYE BAŞKANI Cumhur Başkanı R.T. Erdoğan’ın, büyükşehir belediye başkanları ile 11 Eylül 2019’da Beştepe’de yaptığı toplantıda “ekonomik durum ve borçlara ilişkin bir sunum yapıldığı” da açıklanmıştı. 27 büyük kentin seçilmiş belediye başkanının, ekonomik gidişat ve mali durum hakkında birinci elden bilgilendirilmesi, alışıldık bir davranış değildi. Büyükşehir belediyelerine verilen öneme işaret eden, paylaşımcılığa açık bir uygulama görüntüsü verdi. (Keşke bir “sandalye bacağına” heba olmasaydı.) Bir ay sonra medyaya bir haber daha servis edildi; Tüm belediyelerin bütünleşik ve merkezi bir internet sistemine bağlanması yönünde sona yaklaşıldığı bu sayede büyük zaman ve kaynak tasarrufu yapılacağı haberi. Bu iki haberin birbiriyle ilgisi kurulmayıp tek başlarına değerlendirildiklerinde olumlu adımlar atıldığı düşünülebilir. Oysa birlikte okunduklarında ve siyasal arka plana bakıldığında aynı olumlu sonuca ulaşmak zor. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi 9 Ağustos 2018’de yayımlanan 7 Sayılı Cumhur Başkanı Kararı ile Belediyeler, İl Özel İdareleri ve bunların Birlikleri, Tek Hazine Kurumlar Hesabı (THKH) kapsamına alındılar. Ayrıca kamu idarelerinin mali kaynaklarının toplandığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yönetilecek yani THKH kapsamına alınacak hesaplar da belirlendi. Belediyeler, il özel idareleri ve bunların birlikleri ile ortaklıklarının tüm banka hesaplarının kapatılması; tüm mali kaynak ve varlıklarının “Bakanlık” tarafından namlarına açılacak tek, gelir ve gider hesabına aktarılması” ve bu hesaplarda biriken mali kaynakların ve getirilerinin yönetimi, Hazine ve Maliye Bakanı’na devredildi. Cumhurbaşkanı Kararı ile aynı gün yayınlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı THKH Uygulama Yönetmeliği, üç ayrı kanunda değişiklik yapan 4749 Sayılı bir “torba” Kanun’a dayandırılıyor. Bunlar Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi, Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri ve Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkındaki Kanunlar. 4749 Sayılı Kanun’un amacı başlangıçta “Devletin iç ve dış borçlanmasına, hibe almasına, borç ve hibe vermesine, nakit yönetiminin maliye ve para politikaları ile koordineli bir şekilde yürütülmesine, verilecek garantilerin, bu borçlanma ve garantilerden doğan finansal alacaklar ile devlet iç ve devlet dış borcunun etkin bir şekilde yönetimine ve izlenmesine,” biçiminde tanımlanmış. Özetle amaç, “Devlet iç ve dış borçlanma ve borcun yönetimine” dönüktür. Kanun, 3 Kasım 2002’de kurulan ilk Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinden önce çıkarılmıştı. Ancak AKP döneminde 15 kez değiştirilmiş amaç, içerik ve kurumsal ilişkiler düzeni, adım adım yeniden kurgulanmıştır. Adeta metamorfoza uğratılmıştır. Ayrıca 4740’ın uygulanacağı ortam, devlet ve idare yapılanması da çok köklü değişikliklere uğramıştır. TBMM ve hükümet/bakanlar nitelikçe başkalaşmış yürütmenin siyasal kimlikli organları elemine olmuş yerlerini bürokratlar almıştır. Devletin bütün kuvvetlerinin, partili Cumhurbaşkanında toplanması, yerinden yönetim örgütleri üzerindeki vesayetin de seçilmişler değil atanmışlar eliyle uygulanacağı bir yapı doğurmuştur. Hazine Müsteşarlığı’nın yetki ve sorumluluğu, Bakanlık birleştirilmesi üzerinden doğrudan ilgili “Bakana” kaydırılmış; kurumlar arası yetki paylaşımı ile sağlanan denge ve denetim imkânı kısıtlanmıştır. Ekonominin tüm karar erki ancak Cumhurbaşkanıyla var olabilen tek bakanda toplanmıştır. Hem öz hem de bağlam değişmiştir. Tek Hazine kurumlar hesabı Aslında THKH uygulaması, Tek Hazine Cari Hesabı adı altında, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Ziraat Bankası arasında yapılan bir protokol ile 2007’de başlatılmıştı. Buna göre taşrada ve merkezde genel bütçeye dahil muhasebe birimlerinin bütün ödeme ve tahsilat işlemlerinin tek bir yerde toplanması ve Kamu Elektronik Ödeme Sistemine geçilmesi devam ediyordu. THKH uygulaması Cumhurbaşkanı Kararındaki kapsamına bugüne kadar genişletil(e)medi. Kurumların teknolojik alt yapısının yetersizliği, beklemenin nedeni gösterilse de muhtemelen siyasal ve ekonomik uygun zaman gözlendi. Başa dönersek, belediyelerin THKH uygulamasını taşıyacak dijital teknolojik kapasiteye ulaşıyor olduklarına işaret eden haber ve Beştepe’deki mali durum sunumu haberi birleştirildiğinde, belediyeler için köklü bir yetki kısıtlamasının kapıya dayandığını görmek gerekir. İdarenin yerinden yönetim örgütleri olan belediyeler ve il özel idarelerinin, kendi bütçelerini yapma ve seçilmiş organları eliyle yönetme erki, böyle bir düzenlemeyle ellerinden alınır ise Anayasanın 123 ve 127. maddeleri ve Avrupa Yerel Özerklik Uluslararası Sözleşmesi ihlal edilmiş olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle