18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İmece suasnualüt “I ME CE” bünyesindeki genç sanatçılardan Cansu Naz. SANAT ESERLERININ NASIL ÜRETILDIĞINI GÖREBILMEK IÇIN BIR FIRSAT: ‘I ME CE’ Üç genç sanatçı adayının bir araya gelip sanatçıların eserlerini nasıl ürettiklerini anlatmak için oluşturdukları “I ME CE” projesi, Şişli’deki Hub İstanbul binasında ziyaretçilerini bekliyor. Sanatçıların üretim süreçlerindeki aşamaları ziyaretçiAYÇA lerin de görebileceği şeHAN kilde oluşturulan projede, öğrenci ve yeni mezun kırk sanatçı ile on beş gönüllü yer alıyor. Projeyi hayata geçiren Efe Göle, Esra Önel ve Mina Gürsel Tabanlıoğlu projeyi ne bir etkinlik ne de bir sergi olarak tanımlıyor, genç sanatçılara göre bu bir sanat deneyi. Projede mekân, sanatçıların çalıştıkları açık bir atölye olarak kullanılıyor. Çalışma sahalarını bir buçuk ay önce Hub İstanbul binasına taşıyan sanatçılar, bu süre içerisinde ürettikleri sanat eserlerinin tamamını da aynı mekânda sergiliyor. Sanatçı nasıl üretir? Projenin ortaya çıkışı, ekibin dolaştıkları sergilerde fark ettikleri bir noktaya dayanıyor: sanat eserinin yalnızca bir fikirken, son formuna nasıl ulaştığına tanık olunamaması. “İzleyicinin ya da bir başka sanatçının bu sürece dahil olma ihti mali merakımızı körükledi. Bu etkileşimin gerçekleşmesi için aracı olmak istedik” diyen sanatçılar, hayata geçirdikleri deney aracılığıyla katılımcılara tam olarak vaat ettiği süreci sunuyor. Binanın her iki katına da yayılan üretim alanı, içeriye girdiğiniz anda sizi kendine çekiyor ve sanatçı bir arkadaşınızın atölyesindeymiş gibi hissetmenizi sağlıyor. Bir sanatçının dikiş ipliklerinin, kumaşlarının, desenlerinin yer aldığı bölümler; başka bir sanatçının Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM), tarihi Narmanlı Han’ı çizmeyi sürdürdüğü çizim masası; siyah perde leri aralayıp girebildiğiniz, banyo yaptırılmış fotoğrafları görebileceğiniz karanlık odalar; belki de en keyiflisi, siyah bir çadırın içine girdiğinizde ayağınızın altında çıtırtılarını hissettiğiniz kuru yapraklarla dolu bir “Orman.” Proje, Anadolu’da yüzyıllardır ortak amaca hizmet anlayışı olan imeceyi usul olarak benimsiyor. Bir etkileşim ortamı yaratmayı amaçlıyor ve sonuca değil, sürece odaklanıyor. Tamamı 20’li yaşlarındaki genç sanatçı ve gönüllülerin hayata geçirdikleri, bir yardımlaşma ve dayanışma sürecinin de örneği olan “I ME CE” 29 Aralık’a kadar sizleri bekliyor. ‘Amacımız iyi müziği herkese ulaştırmak’ ‘İSTIKLAL’ sergileri hazirana kadar uzatıldı Eminönü’ndeki Türkiye İş Bankası Müzesi ve Ankara Ulus’taki Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi’ndeki “Milli Mücadele’nin 100. Yılında İstiklal” sergileri talep üzerine 6 ay uzatıldı. Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Milli Mücadele’nin isimsiz kahramanları olan Anadolu insanını bir kez daha saygı ve minnetle anmak üzere hazırlanan sergiler, “On Yıllık Savaş”, “Mütareke ve İşgal”, “Direniş ve Kuvayı Milliye”, “Düzenli Ordu ve Sathı Müdafaa”, “Hukuk ve Taarruz”, “İstiklal ve Cumhuriyet” olmak üzere altı bölümde bilgi ve belgeleri ziyaretçilere aktarıyor. Türkiye İş Bankası müzeleri pazartesi günleri, Ramazan ve Kurban bayramlarının ilk günleri ile 1 Ocak günü hariç her gün 10.0018.00 saatleri arası ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. İlçelerde ücretsiz ‘Beethoven’ konserleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Senfoni Orkestrası, şef Cem Mansur yönetiminde, Sultangazi, Kartal ve Bakırköy’deki İBB’ye bağlı kültür merkezle rinde ücretsiz üç konser verecek. “5’. Senfoni: Kader Kapıyı Çalmıyor” başlığıyla yapılacak konserler, “2020 Beethoven Yılı”nı karşılama niteliği taşıyor. CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur şefliğindeki konserler öncesi Mansur, dinleyicilerle yarım saatlik bir söyleşi yapacak. Beethoven ve eseri 5. Senfoni üzerinden yapılacak söyleşide, dünyayı etkileyen besteci ve eseri dinleyicilere tanıtılırken, onu tanıyanlarla da felsefesi, etkileri ve bugünün bestecilerine düşündürdükleri üzerine sohbet edilecek. Konserler, bugün (27 Aralık) saat 20.00’de Kartal İBB Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde, 29 Aralık’ta saat 20.00’de Bakırköy İBB Cem Karaca Kültür Merkezi’nde, 30 Aralık’ta ise saat 19.30’da Sultangazi İBB Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi’nde İstanbullularla buluşacak. CRR Orkestrası Cem Mansur yönetiminde M. Ravel’in “Ölü Bir Prenses için Pavane” ile başlayan L.v. Beethoven “5. Senfoni” ile biten bir konser verdi. GÜLÇİN GÜLAN CRR Orkestrası önceki akşam kendi salonunda Cem Mansur yönetiminde M. Ravel’in “Ölü Bir Prenses için Pavane” ile başlayan L.v. Beethoven “5. Senfoni” ile biten bir konser verdi. Konserin solisti Almanya’da Hochschule für Musik Theater und Medien Hannover’de yüksek lisans eğitimine devam eden genç keman yıldızı Elvin Hoxha Ganiyev idi. Orkestra eşliğinde çaldığı C. Saint Saens, “Introduction & Rondo Capriccioso”; J. Massenet, “Thais Operası’ndan Méditation”; M.Ravel, “Tzigane” Konser Rapsodisi” nin ardından bir de bis parçası olarak Ysaye’nin “No. 3 Balade” eserini seslendiren Ganiyev büyük bir yetenek olduğunu bir kez daha kanıtladı. Konser öncesi yaptığı açıklamada Mansur, iyi müziği canlı olarak herkese ulaştırma ve insanları klasik başyapıtlarla tanıştırmayı bir kamu görevi olarak gördük lerini ve bu doğrultuda çıkacakları ilçe konserlerinde 2020 yılı boyunca bütün dünyada 250. doğum yılı kutlanacak büyük besteci Beethoven’in, “5’incinin Senfonisi” çalacaklarını açıkladı. Mansur, “İyi çalınmış, inanarak çalınmış, özgürlüğün müziği olan Beethoven 5.’in ulaşamayacağı insan olamaz. Eminim ki, bu konserlerle dostluk perçinleşecek, ön yargılar azalacaktır” dedi. Piyanist Elina Valiyeva hayatını kaybetti Rus piyanist Elina Valiyeva Macaristan’da kiraladığı dairedeki gaz kaçağı sebebiyle yaşamını yitirdi. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye giden Rus piyanist Elina Valiyeva, kiraladığı dairede meydana gelen gaz kaçağı yüzünden hayatını kaybetti. Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarı mezunu olan Valiyeva, Rusya Kültür Bakanlığı, Belarus Devlet Başkanlığı, Rusya Kültür Fonu ve “yeni İsimler” Uluslararası Yardım Fonu’nun Uluslararası Yardım Programı, “Yetenekli Çocuklar” Fonu burslarının sahibiydi. Assos’ta 1600 yıllık kolye ucu bulundu Çanakkale’deki Assos antik kentinde devam eden kazılarda, kemikten yapılmış kolye ucu ve yüzüklerin yanı sıra granit balta ile sikkelere rastlandı. Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, “Bu taş balta nekropolis alanında yüzeyde bulunmuş bir eser ancak benzerleri gerek Ame rikan kazılarında gerekse 1990’lı yıllarda Türk arkeologlar tarafından bulunmuş. Elimizde milattan önce 5 bine tarihlenen, Kalkolitik dediğimiz döneme tarihlenen 4 baltamız mevcut. Bu baltalar Assos’un iskân ya da yerleşme tarihinin milattan önce 5 binlere kadar gittiğini gösteren izler olması bakımından önemli” ifadelerini kullandı. ROCK MÜZİKLİ ÇOCUK OYUNU Müzikli çocuk oyunu olan “Kırık Boynuzun Hikâyesi” rock müzikli çocuk oyunu 29 Aralık’ta saat 14.00’te Sultanbeyli Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde çocuklarla buluşacak. Kemal Başar’ın yazdığı ve Savaş Alp Başar’ın yönettiği oyunun konu su: İki inatçı keçinin kütükteki mücadelesinden sonra yıllar geçmiş, derenin iki yanında aileleriyle yaşayan iki dede keçi, anlamsız düşmanlığı hâlâ sürdürmekte, aileler karşı tarafa geçememektedirler. Barışı iki torun sağlayacaktır. KADINLARIN 2020 AJANDASI: ‘ARŞIVIM NEREDE?’ Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nın 30 yıldır çıkardığı tematik ajanda 26 Aralık tarihinden itibaren raflarda. Ajandanın 2020 teması “Arşivim Nerede?” vakfın kuruluşundan bu yana üzerinde önemle durduğu özel arşivlere yer veriyor. Ajanda da ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan’dan siyaset bilimci ve kadın hakları aktivisti Şirin Tekeli’ye; yazar, siyasetçi, öğretmen Halide Edib Adıvar’dan Cumhuriyet tarihinin önemli isimlerinden Latife Uşaklıgil’e; Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’dan arkeolog Halet Çambel ve Jale İnan’a; müzikolog, kanun, çeng ve arp icracısı Şefika Şehvar Beşiroğlu’ndan Türk Sanat Müziği Ses Sanatçısı Behiye Aksoy’a uzanan 52 kadın özel arşivini tanıtan, bilimsel kütüphanecilik deneyimiyle yazılmış metinler yer alıyor. Metinler hazırlanırken, kütüphane bünyesindeki özel arşivlerin yanı sıra Aşiyan Müzesi, Atatürk Kitaplığı, Boğaziçi Üniversitesi Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Türk Tarih Kurumu, Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi gibi kurumların koleksiyonlarında bulunan kadın özel arşivlerine de yer verilmiş. Kütüphaneden temin edilebilecek olan büyük emek ve bilgiyle hazırlanan 2020 ajandası, araştırmacıların kadınlara ait özel arşivlerden ve onları barındıran arşiv merkezlerinden haberdar olmalarını, bu arşivlerin görünür kılınmasını ve özel arşivlerin bağışlanması konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. İrtibat için: 0212 621 81 34 / Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, Fener Mahallesi, Mürsel Paşa Caddesi, No: 8, 34220, Fatih İstanbul. 1527 ARALIK 2019 CUMA Onurlu bir özyaşam Dönemin Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, Köy Enstitülerinin kuruluş evresinde, “Türk vatanının dağlarında, bayırlarında ve kırlarında hatta en ücra yerlerinde kendi kendine açıp solan çiçek bırakmayacağız” diyor. Kimdi o kendi kendine açıp solmaya bırakılmaması gereken çiçekler? Çiçek, köylüdür, köy çocuklarıdır. Bir eğitim devrimidir bu! Yüzyıllarca kentlerde belirli kesimler göz önünde bulundurularak düzen verilmiştir eğitime. Bu bildirgede, şairin deyimiyle “gökte yıldız kadar köylerimiz” de düşünülmüş oluyor. Atatürkçü kültürCumhuriyetbağımsızlıkdemokrasi bileşkesi bu temel üzerine oturtulmuştur. Bir bu eğitim anlayışını, bir de onun bugünkü “tarumar” halini düşünün... Köy Enstitüleri Varlığına ancak on yıl dayanılan bu çağdaş eğitim kurumları “gökte yıldız kadar öğretmen” yetiştirmekle kalmadı. Onların arasından yazarlar, sanatçılar, bilim insanları da çıktı. Ege insanının nasıl bir dille donanıp kendini toprak kadar ömürlü kılan yaşamını Fakir Baykurt, Kaz Dağları kültürünü Homeros’u çağımızda yaşatacak anışlarla Mehmet Başaran, İç Anadolu’yu köy gerçeğiyle Mahmur Makal, yalın diliyle Talip Apaydın, Doğu’yu iç ürperten yaşamıyla Dursun Akçam yansıttı genç kuşaklara. Emin Özdemir, halkın söylem kaynaklarından beslenerek açtı Türkçe düşünmenin yolunu. Onlar yalnızca yazınsal alanda değil, hapislerde yatarak, haksızlıklara uğrayarak, Atatürk Cumhuriyeti’nin kökleştirdiği özgürce düşünmenin savunucusu olmuş, solgunlaşarak ölmekte olan çiçeklere direnme bilincini de aşılamıştır. Fakir Baykurt Michel Butor, “Verimli yazarlar edebiyatın işlevinin, içinde yaşadığımız dünyayı değiştirmek olduğunu ve bunu da edebiyatın belli bir süre içinde başarabileceği eğilimi içindedirler. Ama alıştığımız anlamda edebiyat yapma olayı yeterli değildir bunun için” diyor. Baykurt, yazınının yalnızca en verimli yazarlarından biri olmamıştır. Butor’un yazınsal yapıtlara yönelik bu tanımının, Fakir Baykurt’un romanlarını, öykülerini, örgütçülüğünü de kapsadığı görülüyor. Yazarlık ışıklarını yaşamın anlatı oyuklarına tutan Çehov, Gorki gibi, Fakir Baykurt da Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan ilk romanı Yılanların Öcü’nde başkişisi “Irazca”yla, üstü örtük bütün gerçekleri günyüzüne çıkararak yazgı sayılan düzene başkaldırır. Tırpan’da “Uluguş”, Amerikan Sargısı’nda “Temeloş” direngenliğin simgesidir. Baykurt’un özyaşamı Baykurt, yazdığı onlarca roman, öyküye, Literatür Yayınları arasında çıkan Özüm Çocuktur, Köy Enstitülü Delikanlı, Kavacık Köyünün Öğretmeni, Köşe Bucak Anadolu, Bir TÖS Vardı, Genç Emekli, Sıladan Uzakta, Dost Yüzleri adlarını taşıyan 8 ciltte bir araya getirilen 3 bin 740 sayfalık bu diziyle, yaşamöyküsünü de katmıştır. Baykurt’un yaşadıkları, Türkiye’nin toplumsal, siyasal dengesizliğinin haritasını seriyor gözler önüne. Bu özyaşam, Köy Enstitüsünde yetişenlerin, toplumda nasıl bir sorumluluk yüklendiğinin de tanığıdır. Baykurt roman, öykü gibi okunabilecek bu özyaşamöyküsünü neden yazdığını özeleştiri mantığıyla da açıklıyor: “İnsanın, kuşun, kurdun halini anlatan romanlar, öyküler yazdım. Özellikle köylüleri, ağzı var dili yok kadınları anlattım. Kendimi anlatmaktan nedense kaçındım. Yazarlık bana yıllar yılı bir ‘kamu görevi’ gibi göründü. Oysa kusurlarımla, erdemlerimle ben de bir insanım. Bu işe geçten geç yöneldim. Neler yazarım diye kafa yorarken birbirinden ilginç öyküler buldum. Yazınca ayırdına vardım, meğer ne güzel bir yaşamım varmış.” Dizi, açtığı anlatı alanıyla, insanın yürek vuruşunu yansıtan bir ortama sokuyor. İzmir’de kültür sanat İzmir, 2020 yılını konserlerle karşılamaya hazırlanıyor. İzmir Big Band Orkestrası bugün Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi’nde, Tranquillo Ensemble ise Urla Belediyesi Zafer Caddesi Sanat Sokağı’nda 30 Aralık saat 20.00’de konser verecek. İzmir Show Band Orkestrası, Bayraklı 75. Yıl Parkı’nda saat 18.00’de sanatseverlerle bir araya gelecek. Müştemilat Kumpanya’nın son konseri, Şirin Pancaroğlu tarafından Karaburun Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda yarın verilecek. Kadifekale Pagos Üretici Pazarı, 2019 yılını iki konserle uğurlayacak. Ritim ve Sahne Project 11.30’da, Set Grubu ise 14.30’da konser verecek. Bostanlı Pazar Yeri’nde de 31 Aralık’a kadar İzmir Hediye Fest 2019 yapılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle