18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 27 ARALIK 2019 CUMA HABER Dr. Koray Özalp ‘Anadolu10S0ERYGILISINI Hükümeti Ankarası’ Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 100. yılına özel olarak “Anadolu Hükümeti Ankarası” sergisi Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Ankaralılarla buluştu. Ankara’nın “Kuvvayi Milliye” şehrinden yeni Türk devletinin “başkenti” oluş sürecine uzanan 1919 ile 1923 yılları arasına odaklanan “Anadolu Hükümeti Ankarası” sergisi, bir halkın özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin hangi koşullarda ve nasıl gerçekleştiğini belgelerle birlikte ortaya koyuyor. 27 Aralık’a özel olarak Cumhuriyet’e konuşan serginin küratörü Dr. Koray Özalp, uzun yıllardır özenle topladığı koleksiyon parçalarını, aslında 25 yıllık mesleği olan “diş hekimliğinden” kazandığı parayla elde ettiğini belirtiyor. Özalp, “Diş hekimliğinden kazandığı bütün parayı bu işe dökmüş meraklı bir adamım. 58 yıldır devşirme Ankaralıyım. Bu şehre merak sardım ve Ankara’yla ilgili fotoğraf, kartpostal, mektup zarfı, belge ne varsa topladım. Şimdi bunların içinden yayınlar yapıyorum ve sergiler açıyorum” dedi. “27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’yı merkez seçmesiyle Ankara’nın da kaderi değişiyor” diyen Özalp, bir kitap çalışmasından doğan serginin içeriğini, “Savaş Ankara’da olmuyor ama savaşın Ankara’da izleri oluyor. Biz de bu izleri sergimizde gösteriyoruz. Mesela Ankara’ya Kars’ın kurtuluş haberi geliyor, Ankaralılar kutlama yürüyüşü yapıyor. Düşmanın işgaliyle bozulan moraller, tedavi olan askerler, bunların hepsi fotoğraflarıyla belgeleriyle sergileniyor. Ankaralılar bunu görsün ve Türkler o dönemi anımsasın diye böyle bir çalışma yaptık” ifadeleriyle anlatıyor. ‘I. Meclis’in tapusu da sergide’ Çalışması sırasında  döneme ait tapuları incelerken bir tapunun özellikle dikkatini çektiğini kaydeden Özalp “Bu tapunun yazılarının çok düzgün olması dikkatimi çekti. Neymiş diye tercüme ettirince İttihat ve Terakki Cemiyeti adına bir arsanın yazılı bilgileriyle karşılaştım. Bir anda çok hoşuma gitti. Bu tapu belgelerin içinde en ilgi çekici ve tek olanı, I. Meclis binasının arsa tapusu. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kulüp yapmak için Ankara Belediyesi’nden 1915’te resmi yazıyla istediği yerin arsa tapusu” dedi. Atatürk’ün bir yandan yurdu kurtarmak için plan üstüne plan yaparken, bir taraftan da kuracağı cumhuriyetin temellerindeki kültürel yapıyı hazırladığını belirten Özalp, Ulu Önder’in Ankara’da yaptıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Meclis açıldıktan sonra Ankara’da at yarışı tertip ediyor. Sonra Ankara’yı dolaşırken, bir sürü eski Roma kalıntıları heykellerle karşılaşıyor. Onları, Ankara Kalesi’nin yakınlarına bir ‘eski eserler müzesi’ kurma fikri ile toplattırıyor. Meclis’in açılışının 1. yılında, hatıra posta damgası yaptırıyor. Bu pul, sergide de yer alıyor. ‘Paşam düşman Polatlı’yı geçti. Top sesleri duyuluyor’ diyorlar, Mustafa Kemal ‘Onları hallederiz’ diyor ve 23 Nisan tarihli posta damgasını Anadolu Hükümeti pul haline getirip milletvekillerine dağıtıyor. Bir taraftan savaşan bir taraftan bir kültürü yerleştiren ikinci bir lider var mı?” Halk Fırkası damgası Sergide Hâkimiyeti Milliye gazetesinin ilk 10 sayısının da yer aldığını aktaran Özalp “Atatürk 27 Aralık’ta Ankara’ya geliyor, 10 Ocak’ta Hâkimiyeti Milliye gazetesini çıkartıyor. Gazetenin ilk 10 sayısında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın damgası var. Bu belgenin devlette bile olduğunu sanmıyorum” dedi. Bu sergiler sayesinde Ankaralının kendi kentine olan yabancılığının ortadan kalkacağını düşündüğünü belirten Özalp, “Kentin hatıralarının yıkılmadan, değiştirilmeden korunması, bizim gibi koleksiyoncuların sayesinde olacak. Bu sergiler sayesinde insanlar tarihini tanıyacak ve geçmişine hep beraber sahip çıkacak” ifadelerini kullandı. Özalp, serginin, 2 Ocak’a dek gezilebileceğini de belirtti. l ANKARA/ Cumhuriyet ‘Vefa olmazsaAtatürk’ün Ankara’ya gelişinin 100. yılında Ankara Paneli beka olamaz’ Eski Başbakan Yardımcısı ve eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın, “Ku rucuya, kurucu değerlere ve başken te özen gösterilmesi gerekir. Bu, dev letin bekası için gerekli dir. Eğer bu değerlere ve fa göstermiyorsanız, be kanız da olamaz” dedi. Ankara Kulübü Der SENA YAŞAR neği ve Ankara Enstitüsü Vakfı’nca Atatürk’ün Ankara’ya Gelişinin 100. Yılında An kara Paneli düzenlendi. Çankaya Çağ daş Sanatlar Merkezi’ndeki panele es ki başbakan yardımcılarından Mu rat Karayalçın, Prof. Dr. Ruşen Ke leş, Prof. Dr. Bilsay Kuruç ve dernek başkanı Dr. Metin Özaslan konuşmacı olarak katıldı. Özaslan, 27 Aralık tari hinde Milli Mücadele Projesi’nin ha zırlıklarının başlatıldığı ve Ulu Ön der Atatürk’ün Samsun’dan başlayan Anadolu yolculuğunu Ankara’ya ge lerek tamamladığını söyledi. Özaslan, “Ankara’nın bir diğer adı varsa o da cumhuriyettir. Ankara’ya mandacılar hiçbir şekilde girememiştir. Atatürk bu nedenle Ankara’yı seçmiştir” dedi. ‘İki irade hiç ayrılmadı’ Karayalçın ise 27 Aralık’ta Mustafa Kemal Atatürk’teki egemenlik iradesi ile Ankaralı Seymenler’in Kuvayi Milliye ve cumhuriyetçi iradesinin birleştiğini belirterek, “Bu iki irade Dikmen sırtlarında buluştu ve hiç ayrılmadı” diye konuştu. Tarihçilerin, yeni bir devletin kurulurken “ulus, ülke ve egemenlik” öğelerinin mutlaka olması gerektiğini dile getirdiklerini belirten Karayalçın, bu öğelere “kurucu, kurucu değerler ve başkent” unsurlarının da eklenmesi gerektiğine dikkat çekti. “Ulus, ülke ve egemenlik kendiliğinden bir araya gelmiyor. Birinin bunları bir araya getirmesi gerekiyor” diyen Karayalçın, şunları kaydetti: “Bir kurucu ve mutlaka ‘felsefe’ olmalı. Ayrıca, tüm bunların toplandığı bir merkez olmalı. Bunlar devletin temelleri olan öğelerdir. Kurucuya, kurucu değerlere ve başkente özen gösterilmesi gerekir. Bu, devletin bekası için gereklidir. Eğer bu değerlere vefa göstermiyorsanız, bekanız da olamaz.” Kurucu değerler, kurucu ve başkent üçlüsünde en çok karalanan ve saldırılanın başkent olduğunu söyle yen Karayalçın, Ankara’nın tarih boyunca kucaklayıcı bir kent olduğuna dikkat çekerek “Dünyada hoşgörünün fotoğrafını çekmek isteyenler Ulus’a gelip Hacı Bayram Camii ile Augustus Tapınağı’nın birliğine bakmalıdır” diye konuştu. Son 25 yılda Ankara’nın hem ihmal hem de tahrip edildiğini belirten Karayalçın, “Artık Ankaralılar olarak 27 Aralık’ı farklı kutluyoruz, Ankara yeni bir dönemin içine girdi. Hep birlikte kurucumuza, kurucu değerlerimize ve başkentimize sahip çıkacağız” dedi. ‘Ankara da payına düşeni aldı’ Prof. Dr. Keleş ise Türkiye’nin çağdaşlaşması ve kentleşmesi için en önemli örneğin Ankara’nın Cumhuriyetin kenti olarak inşa edilmesi olduğunu belirtti. Ankara’nın da, son yıllarda “sermayenin sınır tanımaz egemenliği olan neoliberalizmin etkilerinden payına düşeni aldığını” dile getiren Keleş, tüm bunların hukuk kılıfına uydurulan “kent planları” ile Ankara Kulübü Derneği ve Ankara Enstitüsü Vakfı’nca Atatürk’ün Ankara’ya Gelişinin 100. Yılında Ankara Paneli düzenlendi. yapıldığını kaydetti. Keleş, “Atatürk Orman Çiftliği’ni yoğun yapılaşmaya açan aracın adı da bir plandır. Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan bir kent planında, AOÇ, ‘Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı’ olarak ilan edildi ve sonrasında olanlar oldu. Cumhuriyetin kent kimliğini oluşturan Ankara’nın son yıllarda uğradığı bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. Ankara’ya yeni zararlar verilmesini istemiyorsak, sessiz kalmayalım” dedi. ‘Ödül cumhuriyet’ Prof. Dr. Kuruç ise mücadelelerin kente kişilik kazandırdığına dikkat çekti. Ankara’nın 3 farklı aşamada incelenmesi gerektiğini belirten Kuruç, “Milli Mücadele Ankarası, Devrimci Ankara ve Başkent Ankara; birbirini tamamlayan birbirine geçen üç perdedir” dedi. Kuruç, şunları kaydetti: “Cumhuriyetin ilanı, Ankara’nın tarihsel mücadeledeki en büyük ödülüdür. Devrimci Ankara’nın, devrim madalyasını takmasıdır. Fakat devrimin simgelerini silmek ve yok etmek isteyenlere karşı; Ankara, cumhuriyetin simgelerini canlı tutmaya mecburdur. Bir kent, ayarını tarihin yaptığı bir zaman birimi içinde, o kente bir kişilik sahibi olma payesini veriyorsa, devrimciliğini sürdürür.” l ANKARA Tarihi Ankara Garı yakınlarındaki Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi, hafta sonları hariç her gün saat 09.00 12.00 ve 13.00 17.00 arasında kapılarını ücretsiz olarak ziyaretçilerine açıyor. ‘Direksiyon’ 1919’ların izlerini taşıyor Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldiğinde konakladığı, cumhuriyetin kuruluş günlerine tanıklık eden “Demiryolları binası”, 55 yıldan bu yana müze olarak hizmet veriyor. Atatürk’ün Ankara’daki günlerinde konut olarak kullandığı bina, Başkomutanlık karargâhı olarak hizmet verdiği 19201922 yılları arasında ise, dönemin önemli kararlarına ev sahipliği yaptığı ve komuta merkezi görevi gördüğü için “Direksiyon Binası” olarak anılıyor. Demiryolu yönetimine özgü bu yapı, 27 Aralık’tan itibaren ülkenin idaresi için bir direksiyon görevi görüyor ve direksiyonun başında ise Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal yer alıyor. Direksiyon Binası’nda; Kurtuluş Savaşı’nın harekât planları hazırlanıyor, TBMM’nin kuruluş kararı alınıyor, aynı zamanda İnönü ve Sakarya Meydan Muharebeleri’nin sevk ve idaresi buradan yapılıyor. Atatürk, “Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir” sözünü ilk kez burada söylüyor, 23 Nisan’ın “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak ilan edilmesi kararı burada alınıyor ve 21 Ekim 1921’de Fransa ile Ankara hükümeti arasında yapılan Ankara Antlaşması’nın görüşmeleri, burada gerçekleşiyor. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle