24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Gezi mağduruymuş! 925 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA Gezi Direnişi’ne ilişkin aralarında aralarında iş insanı Osman Kavala’nın da bulunduğu 16 kişi nin, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs veya gö revini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamasıyla yargılandıkları da vanın 4. celsesi dün görüldü. Mahkeme heyeti AİHM’nin Osman Kavala hakkın da verdiği hak ihlali kara rına karşın Kavala’nın tu tukluluk halinin devamına hükmetti. Mahkeme, arala SEYHAN AVŞAR rında, Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldü rülmesi olayında ölümcül tekmeleri attı ğı gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezası na çarptırılan polis Mevlüt Saldoğan’ın “zarar gördüğü” iddiasıyla yaptığı katıl ma talebini kabul etti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkeme si’nce Silivri Cezaevi Kampusu’nda gö rülen davaya tutuklu sanık Osman Ka vala, tutuksuz sanıklar, taraf avukat ları, CHP ve HDP’li siyasetçiler ile çok sayıda izleyici katıldı. Duruşma başla madan konuşan mahkeme başkanı çi zim yapmanın yasak olduğunu belirt ti. Duruşmada ilk olarak Gezi Direni şi sırasında İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde ekipler amiri olarak çalışan ve ihraç edilen Ercan Orhan Aydın tanık sıfatıyla dinlendi. Aydın, yargılanan isimlerin hiçbirini olayları provoke ettiğini ve polise taş ya da mo lotof attıklarını görmediğini söyledi. Mahkeme başkanı, “Eylemler sırasında gaz maskesi, gıda yardımı yapan oldu mu sanıklar arasından” diye sordu. Ta nık Aydın ise “Herkesin yüzünde gaz maskesi var, maske de denmez, beyaz bir şey vardı. Limon vardı. Bildiğim bir organizasyon yoktu” dedi. Mahkeme başkanının ardından Kavala’nın avuka tı İlkan Koyuncu tanığa soru yöneltti. ‘İlk defa görüyorum’ Koyuncu, “Osman Kavala’yı Gezi eylemlerinde gördünüz mü” diye sordu. Aydın, “Osman Kavala’yı fiziken ilk defa burada görüyorum, eylemlerde görmedim. Burada sanık olarak yargılananlardan hiçbirini orada görmedim, Can Atalay’ı avukat kimliği ile eylemlerde gördüm. Eylemlerde gördüm, taş, molotof atarken değil” yanıtını verdi. Aydın’ın ardından Gezi eylemleri sırasında İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde görev yapan Hasan Gül, tanık olarak dinlendi. Mahkeme başkanı tanığa, sanıklar arasında şiddet eylemlerinde yer alan kişilerin olup olmadığını sordu. Gül, “Bizim bunları bilmemiz mümkün değil, biz sadece gözle görülür olan kısmı ile ilgileniriz. Eylemlerde müzakere görevi de bizimdir” dedi. Mahkeme başkanı, sanıkları müzakereler de görüp görmediğini sordu. Gül, “Ben sanıkları sadece iddianame bağlamında biliyorum. Ya Ali İsmail cinayetinde suçlu bulunan polis Saldoğan, ‘zarar gören şikâyetçi’ olarak davaya dahil edildi İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Cezaevi Kampusu’nda görülen dava öncesi alınan sıkı güvenlik önlemleri dikkat çekti. l AFP ni fotoğrafları görürsem bir şey söyleyebi AİHM’YE KARŞIN lirim” diye konuştu. Mahkeme başkanı bu kez Kavala’yı eylemlerde görüp görmedi TAHLİYE YOK ğini sordu. Gül ise “Osman Kavala ismini kamuoyundan bilirim. Gezi olayları ile ilgili nerede, hangi kitlesel kalabalık ortam Tanık beyanlarına ilişkin konuşan Kavala ise “Tanıklar benim her da olduğunu görmedim, şiddet olayların hangi bir şiddet eylemine katıldığı da hiç görmedim, eylemlerde gördüm mü ma dair ya da yönlendirdiğime da onu da hatırlamıyorum” diye yanıt verdi. ir bir bilgi vermediler. Benim Gezi ey ‘Elinden geleni yaptı’ lemlerinde yönlendirici oluğuma dair de bir bilgi vermediler. Başka söy Gül, Can Atalay’a ilişkin soruya ise, “Can Atalay’ı müzakere süreçlerinden biliyorum. Özellikle en kalabalık cenaze olan Berkin Elvan cenazesinde kendisi görevliydi, sorun çıkmaması için elinden geleni yaptı, bunu söylemem gerekir” dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne neden olan Mevlüt Saldoğan’ın aralarında bulunduğu polislerin ve Hazine Bakanlığı’nın davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verdi. Heyet, leyeceğim bir şey yok” dedi. Tahliye ye ilişkin talepte de bulunan Kava la özetle şunları söyle di: “Önceki celselerde Gezi olaylarını planla dığım ve organize et tiğim iddialarının da yanaksız olduğunu ifa de ettim. MASAK ra porları bir kaynak ak tarmadığımızı göster di. Manipülasyonlar Osman Kavala yaparak adaleti yanıltma gayreti bu iddia adli kontrol taleplerinin kaldırılması namede görülmekte yönündeki talepleri ise reddetti. Ada dir. İddianamede anlatılan edimlerin let Bakanlığı’na AİHM kararının kesinleş suç unsuru taşımadığı ve benimle so mesine ilişkin yazılan yazının yanıtının mut bir ilişki olmamasına rağmen be beklenmesine karar veren mahkeme he nimle ilgili şüphelilerinin ağır basma yeti, Osman Kavala’nın tutukluluğunun sı özgürlüğümün değerinin verilmedi devamına karar verdi. Heyetin kararı du ğinin göstergesi. Ama özgürlüğümün ruşma salonunda bulunan izleyiciler tara değeri evrensel normalara dayanıyor. fından alkışlarla protesto edildi. Bir sonraki duruşma 28 Ocak’ta. l İSTANBUL AİHM kararı da bunu gösteriyor. Bu hukuksuz ve ayrımcı uygulamaya son verilmesini istiyorum.” AYM’DEN PALALI SALDIRI KARARI Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi eylemlerine katılanlara pala ile saldıran şahsı engellemek için po lisin gereken özeni göstermediğine karar verdi. Yaralanan gazeteci En der Ergün’e 32 bin 500 TL tazminat verilmesine hükmedildi. AYM, lokantacı Sabri Çelebi ile lo kanta çalışanlarının göstericilere pala ile saldırması ne ticesinde yarala nan gazeteci En der Ergün’ün yap tığı bireysel baş vurusunu kara ra bağladı. Karar da, “Görüntülerde elinde kesici alet bulunan şahsın kolluk görevlileri Sabri Çelebi nin arasından geçerek çevrede bulunan kişilere saldır eylemcilere pala ile saldırmıştı. dığı, kolluk görevlilerinin gerekli özeni göstermediği açıktır” denildi. Polisin bu tutumu ile gösteri yürüyüşü düzen leme hakkının ihlal edildiği belirtilen kararla, dosya yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Mahkeme, Ergün’e 32 bin 500 TL tazminat veril mesine karar verdi. l ANKARA ‘Sözleşmeli’ ayrımcılık Maaşına kayyım! MEB dergisinde sözleşmeli öğretmenlik için itiraf gibi araştırma. Özlük haklarından başlayarak tepki çeken sistemin olumsuz yönleri sıralandı. OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 3 ayda bir yayımlanan hakemli dergisinde, 2016’da başlatılan zorunlu sözleşmeli öğretmenlik programı hakkında eğitimcilerin görüşleri ve önerilerinin olduğu araştırma da yayımlandı. Araştırmada, sözleşmeli öğretmenliğin olumsuz yönlerine ilişkin özlük haklarının kısıtlı olduğu, öğretmenler arası hiyerarşik üstünlük kurulduğu, uygulamaların prosedürde kaldığını, sürenin uzun olduğunu ve kaygı nedeniyle mesleki motivasyonun düştüğünü yönündeki değerlendirmeler dikkat çekti. ‘Öğretmenler rencide edildi’ Öğretmenler, sözleşmeli sistemde eğitimcilerin haklarının iyileştirilmesi gerektiğini, kadrolu ve sözleşmli kavramları ile öğretmenlerin gruplaştığını, öğretmenlerin rencide edilmesi nedeniyle mesleki doyumun azalmasına neden olduğunu belirtti. Araştırmada, bir öğretmen yaşadıklarını, “Aynı eğitimlerden ve sınavlardan geçerek atamaya hak kazandıkları halde kadrolu öğretmenlerle aralarında sınıf ayrımı oluşturulmaktadır. Kısaca lisans eğitimi, KPSS, mülakat ve güvenlik soruşturması gibi birçok aşamayı geçerek hak edilen pozisyona emaneten yerleştirilmiş hissi” ifadeleri ile anlattı. Sistemin olumsuz yönlerine ilişkin de öğretmenlerin eş durumu ya da sağlık ataması, ek ders ücreti, izin gibi konularda yaşadıkları özlük problemleri ile öğretmenler arası hiyerarşik üstünlük kurulması değerlendirmesi öne çıktı. l ANKARA KHK ile ihraç edilen 25 yıllık memur Leyla Sezen hayatını çiçek satarak kazanıyor. KHK’li çiçekçi BEKİR ŞAHİN raç edildiğiklerini belirtti. Sezen, Olağanüstü hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hük “O sabah işyerine gittim. Güvenlik görevlisi bana ‘ihraç edildiniz’ dedi” diye ifade etti. münde Kararnameler’le (KHK) KESK’in bileşenlerinden ihraç ihraç edilen KESK’e bağlı Büro edilen 6 şube başkanı ile birlik Emekçileri Sendikası (BES) Eş te dayanışma sergileyerek ayak başkanı Leyla Sezen, 3 yıl ta kalabilmek için birlikte çi dır hayatını çiçekçi çekçi dükkânı açtıkla lik yaparak kazanıyor. Hiçbir gerekçe gösterilmeden mesleğinden koparıldığını belirten Sezen, “Dosyam OHAL komisyonunda, görevime geri döneceğime eminim. Çünkü hiçbir suçum yok” dedi. BULUŞMA NOKTASI v“SdyüUecanbLDeyeoyaeeeadrenfennşknyviaçnıvltlliladaeı’aozddaldbemtdiarmkakieeiSikmmtırake.dirdıtenzml.aiaÇeizzadf.Bdrnalsereieyauçicsdaaynusaeioyabolhnl,imetyekluredsmeçek.slueuudİiitdşalnnş”ieylykeiymddlaetniarrieepkailrmeoiatmlıidkdzigzuedirkedr.bıinğaSıidşneskilöiğizökarzğseiylı,treminöırsdmnelır,kaelıiya,iankyiedyşçlamh1hedieyesaenmaaedtıelinlyrğcyeesırisirsşı.raıskikrlLinotılivSkielbeıainçiaenkeneiyçoiigyrrlnrnlateleaı Sezen, 25 yıllık dev zen, çiçekçi dükkânında, let memuru olduğunu, 22 Kasım aynı sendikadan ihraç edilen yö 2016’da hiçbir gerekçe ve suç netim kurulu üyesi ile birlikte ça gösterilmeden 20 arkadaşı ile bir lıştıklarını söyledi. likte KHK ile hukuksuz şekilde ih l ŞANLIURFA KCK İstanbul ana davasında, İsveç’te bulunan Ragıp Zarakolu’nun mal varlığına kısmen el konulması kararı alındı. ZEHRA ÖZDİLEK KCK İstanbul Ana Davası’nda mahkeme, yurtdışında bulunan ve Türki ye tarafında iadesi istenen yazar Ragıp Zarakolu’nun mal varlığına kısmen el konulması kararı alındı. Zarakolu’nun avukatı Sennur Baybuğa kararı, “Mü vekkilimin maaşına kayyım atandı” diye yorumladı. 205 sanıklı KCK İs tanbul ana davası nın görülmesine İs tanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de vam edildi. Duruş Zarakolu mada söz alan Ra gıp Zarakolu’nun avukatı Sennur Baybu ğa, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suç ları Araştırma Kurulu’nun İsveç’te bulu nan Zarakolu’nun mal varlığına el koyma kararı talep etmesini kabul etmediklerini belirterek “Müvekkilim duruşmaların en başında mahkemenizce duruşmalardan vareste tutulmuştur” dedi. 14 Mayıs’a ertelendi Kararını açıklayan mahkeme, Zarakolu’nun “duruşmaya gelmesini sağlamak amacıyla” Türkiye’de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına el konulması talebinin kısmen kabul edilmesine hükmetti. Ayrıca mahkeme, Zarakolu’na SGK tarafından yapılan ödemelere de el konulmasına karar verdi. Duruşma 14 Mayıs 2020 tarihine ertelendi. l İSTANBUL Ankara’nın rantları! Türkü malum: “Ankara’nın bağları da, kıvrım kıvrım yolları...” diye başlayıp gidiyor. Bugünlerde başkentin hayata geçen türküsü ise şöyle: “Ankara’nın rantları da, beşer, onar katları, ne zaman zengin oldun sen, kaldıramıyon tapuları!” Ankara 1994’te Melih Gökçek’in belediye başkanlığından sonra başkalaşmaya başladı. Kimliği altüst oldu. Rant uğruna kentin ana merkezlerindeki asırlık çınar ağaçları kesildi. Kentin ortasından otoyol geçirildi. Kent bilincinin olduğu ülkelerde şehrin tarihi dokusuna dokunulmaz, bizde en iyi olasılıkla betonla kuşatılır. Tarihi yapı ayakta kaldığına şükretsin. Ankara’nın çevresindeki gecekondular elbet çağdaş bir görüntü değildi. Dar sokaklarından açık kanalizasyonların aktığı o derme çatma yapılar, Gökçek’in Meclis’ten yasa çıkarmasıyla toplu olarak “hamurlaştırıldı”, yıkıldı. Yerine yüksek binalar dikildi. Gecekondulaşmanın yerini betonlaşma aldı. Gecekondu gitti, betonkondu geldi. Eskişehir yolu ve çevresi tam bir dev hayaletler koridoruna çevrildi. Arsasının üzerine en çok 35 katlı bina yapılabileceğini düşünen yurttaşlardan bu eder karşılığı arsa toplandı. 3050 katlı binalar yapıldı.  Atatürk Orman Çiftliği talanı apayrı bir konu. HHH Sinan Aygün’ün 45 gündür canlı yayınlar eşliğinde sayıp döktükleri yukarıda özetlemeye çalıştığımız tablonun sadece gözle görünen unsurlarından biri.  Aslında ortaya dökülen Ankara’da 25 yıldır yaşanan talanın ucu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, tam bir şeffaflık içinde ve hukuk zemininde bu talanın bütünüyle ortaya çıkmasını sağlayabilir. Mansur Yavaş’ı kutluyoruz; bu rant çarkına teslim olmadı.  Mansur Yavaş’ı uyarıyoruz; kendisinin temiz, şeffaf olması yetmez, tüm kadrosunun da öyle olması gerekir. Yavaş’ın kadrosuna nüfuz ederek, gerektiğinde satın alarak hata yaptırmaya çalışacaklar.  Yaratılan ve dar alanda paylaşılan rant o kadar büyük ki ne çuvala sığıyor ne televizyon ekranlarına. Bir anda 5 kat yerine 55 kat yapma izni alan, bunu kaybetmemek için neler yapmaz! Konuya bir de şu açıdan bakalım: İmar barışı çıkardılar. Vatandaş evini bir metre geniş yaptıysa, balkonu salona katıp biraz büyüttüyse, hasılı imar planına aykırı ne yaptıysa parası karşılığı affedildi. 3 milyon 599 bin 867 başvurudan 23 milyar 609 bin 133 lira para toplandı.  Bir yanda vatandaşa imara uymadı diye ceza kesip para toplayacaksınız... Bir yanda imar planı dinlemem mimar planı yaptım diyenlere yol verip rantı katlayacaksınız! Kenti kirletmek, halkın adalet duygusunu yok etmek de cabası... HHH Ankara’daki güncel tartışmanın ana hedefi CHP.  Dışarıdan saldırı ile olmuyor, içini karıştırmaya çalışarak deniyorlar. Malzeme bulmakta da zorlanmıyorlar! Son saldırıda CHP, “Bizim üstümüze bir şey bulaşmaz. Olay hukuk zemininde seyrediyor” demekle yetinemez, yetinmemeli. Bu saldırıyı terse çevirmeli. 25 yılın hesabını sormalı. Kente karşı suç işleyenleri açığa çıkarmalı. Büyük kentlerin belediye başkanları gerçek belediyecilik nasıl olur göstermeli, kanaat önderlikleri yaratmalı. CHP sadece saldırıları püskürtmeye çalışmakla yetinirse bunun sonu gelmeyecek. İş şu söze varacak: Hırsıza hırsız deme, çuvalı başına geçirir! Yükseköğretimde katkı payı Saray’dan 6 ay rötarlı açıklama Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, üniversiteleri de vurdu. Yükseköğretimde öğrenci başına devletin ödediği katkı payı ücretleri üniversitelerin başlamasından 3 ay sonra açıklandı. Haziran ayından itibaren geçerli olduğu belirtilen karar ancak 6 aylık gecikmeli olarak dün yayımlanabildi. Kararda, uzaktan ve ikinci öğretim öğrenim ücretleri geçen yılla aynı kalsa da devlet tarafından karşılanacak öğrenci katkı payı tutarlarının yüzde 20 artırımlı olarak ödeneceği belirtildi. Üniversitelere ödenecek en düşük katkı payı, yıllık öğrenci maliyetinin 1923 TL olarak belirlendiği fen ve edebiyat fakülteleri ile yıllık maliyetin 2 bin 53 lira olduğu ilahiyat fakültesi gibi bölümlerde 284 TL olarak belirlendi. Öğrenci maliyetinin en yüksek olduğu ve 15 bin 544 TL’ye ulaştığı tıp fakültesinde ise katkı payı 591 TL oldu. l OZAN ÇEPNİ/ANKARA AYM’den ‘KHK’liler için ek tedbir’e iptal CHP, 1 Şubat 2018 tarihli Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un, bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması için AYM’de dava açmıştı. Dün görülen dava ile OHAL İnceleme Komisyonu’nun görevlerini düzenleyen maddedeki, “ilave tedbirler ile” ibaresinin iptaline karar verildi. Kanun maddesi, OHAL kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lerde yer alan ilave tedbirler hakkında ayrıca başvuru yapılamayacağını öngörüyor. Böylece, KHK’lilere uygulanan “pasaportun iptali, yurtdışına çıkış yasağı konulması, mal varlığına el konulması” gibi ilave tedbirlerin alınması nedeniyle OHAL Komisyonu’na başvuru yapılmasının yolu açılabilecek. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle