28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 25 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Çare ‘Kanal İstanbul’ değil, üreten Türkiye Ranta, imar ve inşaata dayalı ekonomik model tıkandı. Bir “çılgın” hamleye daha ihtiyaçları vardı; onu da getiriyorlar. Diğer yandan iktidarın Türkiye’ye dair sözü, siyasal ufku ve gelecek vaadi de tükendi. Bu tükeniş iktidarı hem daha fazla hataya hem de dağılma potansiyeli gösteren tabanı yeni bir kutuplaşma zemini etrafında derleyip toparlama arayışına sürüklüyor. Yine böyle bir kutuplaştırma stratejisinin işaretleri var, o nedenle de doğru siyasetle iktidarı hataya zorlamak, iktidar blokundaki çözülmeyi derinleştirecek bir yol tutturmak gerek. Bunun için de en geniş muhalefet hattının halkın gündelik yaşamına en rahat dokunacak meseleler üzerinden kurulması zorunlu. Yani Kanal İstanbul tartışması sadece İstanbul’un tartışması olmaktan çıkarılmalı; Türkiye’nin düzeniyle, halkın gerçek sorunları ve çözümleriyle ilişkilendirilmeli mutlaka. Açayım. Halkımız borçlu, işsizlik ve pahalılık başını aldı gidiyor. Vergiler, zamlar sırtımızda. Böyle bir ortamda iktidar daha fazla borçlanmaya dayalı bir projeyi, faturayı yine üstlenecek olan halka sormadan, oldubittiyle dayatmaya çalışıyor. Memleketin asıl, gerçek sorunlarını çözmek yerine; Kanal İstanbul çılgınlığıyla toplumu oyalıyor; gelecek kuşakları borçlandırmaya çalışıyor. Fatura ne olacak, kimlere borçlanacağız? Halka sormadan bu yükün altına kimler giriyorsa onlar ödesin; CHP bu yönde bir açıklamayı yaptı, muhalefet partilerinin tümü ortaklaşarak bu finansmanı reddetmelidir. Bu model tıkanmıştır. Türkiye, üretmek ve adil paylaşmak zorunda. Üretimse özelleştirmelerle, tarım arazilerini imara, ranta açmakla sağlanmıyor. Memleketin her yanı inşaat, AVM oldu. Zengin daha zengin; fakir daha fakir şimdi. Önceliği inşaat, tüketim olan bir rantiye modeliydi bu. Denendi ve deniz bitti; bitti de, iktidarın rantiye modeliyle büyüyen sorunlardan, Kanal İstanbul gibi dev bir rantiye modeliyle kurtulabilir miyiz? Yanıt bellidir. Öyleyse sorunları çözemeyeceklerinin de itirafı bu proje. Kanal İstanbul, kamusal değil özel çıkara dönük yeni bir rant projesidir. İktidar yetkililerinin “yeni şehirler yapacağız” sözleri boşa mı? Türkiye bu rant projelerinden, birkaç şirketi ihya hedeflemelerinden kurtulmak; yerinde kalkınmayı teşvik eden, göçü önleyen, üretken ve adil bir ekonomi modeline geçmek zorunda. Kanal İstanbul’a karşıt hat kurulurken, konu Türkiye’nin alternatif ekonomik modeliyle mutlaka irtibatlandırılmalı, iktidarın ekonomi modelinin tükenişi, yerine ne konulacağıyla birlikte anlatılmalıdır. Fırsattır. Bitmedi. Ülkece göç ediyoruz. Tarlamızı, toprağımızı bırakıyoruz. Niye? Ürünümüz para etmiyor; iş bulamıyoruz, geçinemiyoruz. Ekmek kavgası bu. Kanal İstanbul, İstanbul’a göçü durduracak mı, yoksa ülke nüfusunu daha da İstanbul’a mı yığacak? Yanıt belli: Kanal İstanbul, göçü durdurmaz; yaratılacak yeni rantla ve şehirlerle göçü artırır. Hepimiz İstanbul’da mı yaşayalım? Bu sorunun umurlarında olduğunu sanmam. İktidarın öncelikleriyle Türkiye’nin öncelikleri arasındaki makasın açılmasının son örneğidir Kanal İstanbul. Bu makasın açıklığını gösterecek bir hat şarttır. Böylece, “millilik, milli çıkarın temsilciliği” imajı üstünden kurmaya çalıştıkları hikâye de aşınacaktır. İstanbul deprem bölgesinde. Bırakalım yeni nüfusu taşımayı; var olan nüfusu ve yapı stoku azaltılması gereken bir şehir. Şimdi bu projeyi de depremle mücadele olarak sunacaklar. İlgisi yok. Madem böyle bir proje etrafına kurulacak şehirlerle İstanbul’un deprem güvenliği sağlanacaktı; kent rantı için bunca “kentsel dönüşüm” projesine, onca binaya, gökdelenlere, yeni finans merkezlerinin inşasına niye izin verildi? Yapı stoku niye bu kadar artırıldı? Seçim öncesi “imar affı” niye getirildi? Deprem hayati bir sorundur, bu hayati sorunla yeni rant alanları yaratmak isteyenlerin mücadele edemeyeceğinin örneğidir Kanal İstanbul.  Bir de karar sürecine bakalım: Kanal İstanbul, tek kişinin her şeye karar verebildiği yeni sistemin sakıncalarının açık örneğidir. Vergileri, borçları sırtımıza yıkmamaları içinse “demokrasi” ekmektir, sudur, yaşam sigortasıdır. Önümüzdeki sınırlı günlerde her yurttaşın ÇED raporuna itiraz hakkını kullanması, en geniş demokratik halk itirazını örmesi mümkündür. Gerekirse son aşamada ülkenin tümünü ilgilendiren bu konuda referandum talebi de iktidarın önüne konulmalı; halka sormaktan niye kaçındıkları sorgulatılmalıdır. İstanbul’un su kaynakları, nefes veren ormanları, doğal yaşamı ranta ve borca bir daha feda edilmemeli; boğazlarda milli egemenlikten Katar emirinin ailesinin arazi almasıyla ilgili konulara kadar her olgu, ulusalhalkçı bir karşı hattın inşası için Kanal İstanbul projesiyle bağlantılı olarak seslendirilmelidir. Kanal İstanbul’a değil, üreten Türkiye’ye ihtiyaç var. CHP’li Bilek darp edildi CHP Siirt İl Başkanı Nevaf Bilek, Eruh ilçesinde uğradığı darp sonucu yaralandı. Aralarında bir konuda anlaşmazlık bulunduğu öğrenilen, kimlikleri belirlenemeyen kişilerce darp edilen Bilek, 112 Acil Servis ekiplerince kaldırıldığı Eruh Devlet Hastanesi’ndeki müdahalenin ardından Siirt Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. İddiaya göre olayla ilgili 6 şüpheli gözaltına alındı. l İç Politika Para çuvala sığmadıGaziantep AKP İl Başkanı Özkeçeci, 2020 yılında da devlete kömür torbası satacak 2019’da 15 milyon kömür torbasını TKİ’ye satan şirketler den birinin sahibi olan Gazian tep AKP İl Başkanı Özkeçeci, 2020’nin ihalesini de aldı. İhale 3 şirkete bölüştürülünce kamu 1 milyon TL kâra geçti. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun (TKİ) 2019 yılında yapılan 15 milyon kömür torba sı ihalesinin büyük payını alan Gazi antep AKP İl Başkanı Meh met Eyüp Özkeçeci’nin şirketinin 2020 yılı için açılan ihalenin önemli bir kıs HAZAL OCAK mını da aldığı ortaya çıktı. İhalenin yaklaşık 4 mil yonluk bölümünü alan Özkeçeci’nin şirketi 2020 yılının nisan ayına kadar devlete kömür torbası sat CHP’Lİ KALKAN: İHALELER İNCELENSİN İhale sonucunu gazetemize değerlendiren Gaziantep Şahinbey Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, “Bir önceki ihalede olduğu gibi bu ihalede de yine aslan payı yaklaşık 4 milyon lira ile Eyüp Özkeçeci’nin firmasının oldu. Aynı ihale bu yıl 1 milyon lira daha az bedele mal oluyor. AKP Gaziantep İl Başkanı’nın ağzını bıçak açmıyor. İlk ihalenin etik olup olmadığını sormuştum. Herhangi bir yanıt gel medi. Bu sefer de iki ihale arasındaki 1 milyon farkın sebebini AKP Gaziantep İl Başkanı’na soruyorum: Kasım ayındaki daha fazla olsa maliyetler arttığı için olabilir diyeceğim ama düşündürücü bir şekilde aylar önce yapılan ihale daha pahalı bir şekilde ihale ediliyor. TKİ Genel Müdürlüğü’ne çağrıda bulunarak bu iki ihalenin incelenmesini talep ediyorum. Konuyla ilgili yazılı olarak da gerekli başvuruları yapacağım” dedi. maya devam edecek. TKİ Genel Müdürlüğü, 16 Temmuz 2019’da 2019/294914 ihale numarasıyla “Ege Linyitleri İşletmesi Müdürlüğü ihtiyacı için 15 milyon adet lamineli polipropilen kömür torbası alımı” ihalesi açmış, 11 milyon 700 bin lira maliyetli ihaleyi 9 milyon 652 bin 800 lira bedelle 2 şirket almıştı. İhalenin büyük payını Gaziantep AKP İl Başkanı Mehmet Eyüp Özkeçeci’nin şirketi ÜNAL Sentetik Dokuma Sanayii ve Ticaret AŞ’nin aldığını gazetemizin manşetinden duyurmuştuk. TKİ Genel Müdürlüğü bu kez 2019/525663 numarasıyla 4 Aralık 2018 4 Nisan 2020 tarihleri için “15 milyon adet lamineli polipropilen kömür torbası alımı” ihalesi açtı. 1 milyon fark var 14 Kasım 2019’da yapılan ihalenin yaklaşık maliyeti 12 milyon 109 bin lira olarak belirlendi. 9 şirketin teklif verdiği ihalede 7 şirketin teklifi geçerli sayıldı. İhale 3’e bölünerek toplam 8 milyon 730 bin 170 lira bedelle 3 şirkete verildi. İhalenin en yüksek tutarı olan 3 milyon 973 bin 100 lirasını Özkeçeci’nin şirketi aldı. Sözleşme 3 Aralık’ta imzalandı. İhalenin 3 milyon 388 bin 800 lirasını da FİBATEK AŞ alırken ihalenin 1 milyon 368 bin 270 lirasını ise Üçler Tekstil İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi aldı. 2 ihale arasında yaklaşık 1 milyon fark olması dikkat çekti. Rüşvete rastlanmadı TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, TOGO Kuleleri’ne dair tartışmalara ilişkin açıklama yaptı. Şube, Mansur Yavaş döneminde rüşvet niteliğinde bir uygulamaya rastlanmadığını açıkladı. Eski CHP milletvekili Sinan Aygün’ün sahibi olduğu TOGO Kuleleri’nin mühürlenmesinin ardından tartışmalar sürerken, TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi konuya ilişkin açıklama yaptı. İmar rantlarının taahhütler karşılığında ayrıcalıklı kişilere keyfi olarak dağıtıldığı belirtilen açıklamada, “Belediye, özellikle son 10 yıldır, kamuoyu nezdinde aklanmış bir imar yolsuzluğu düzenini bünyesinde kurumsallaştırabilmek için sürekli olarak yeni araçlar icat etmektedir. Bu araçsallıkların temelinde ‘rüşvet niteliğindeki kimi tekliflere’, ‘sosyal’ bir kılıf giydirilmeye çalışılarak imar süreçlerine entegre edilmeye çalışılması vardır” denildi. Eski Başkan Melih Gökçek döneminde İncek ve Kızılcaşar mahallelerinde yaklaşık 102 hektarlık alanın yapılaşma koşullarının yüzde 20’sinin belediyeye bağışlanması şartıyla yaklaşık yedi kat artırıldığı anımsatıldı. “Kreş, okul, yurt, mescit, spor kompleksi gibi yapılar yapma vaadi karşılığında kimi ayrıcalıklı kişilere imar rantı aktarımı” yapıldığı belirtilen açıklamada, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetim dönemi içinde alınan ve şubemizce incelenen imar kararları nezdinde örnekleri sıralanan rüşvet niteliğindeki uygulamaların bir benzerine rastlanmamıştır. TOGO Kuleleri özelinde gündeme gelen ‘25 milyon TL değerinde okul taahhüdü’ meselesi Şubemizin takip ettiği kararlar ve belgeler dahilinde tespit edilememektedir” denildi. Suç duyurusu Mimarlar Odası Ankara Şubesi ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Sinan Aygün Gayrimenkul İnşaat AŞ, Melih Gökçek, Mustafa Tuna, Togo Ayakkabı San. Tic. AŞ yetkilikleri ve Togo plan kararında imzası bulunan meclis üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Şube Başkan Tezcan Karakuş Candan, “TOGO ikiz kuleleri davasında ortaya çıkan grift ilişkiler buzdağının görünen yüzüdür ve bu sistemin sorumlusu iktidardır. Çukurambar’dan çevre yoluna kadar bunun gibi onlarca ayrıcalıklı imar hakkı kullanılmıştır. Belediyeye ivedilikle mülkiye müfettişleri gönderen İçişleri Bakanlığı’nın geçmiş dönemlerde Melih Gökçek hakkındaki onlarca suç duyurumuzda soruşturma izni vermediğini de hatırlatarak, aynı hızla, suç duyurumuzu dikkate alıp almayacağını da göreceğiz” dedi. Öte yandan Sinan Aygün, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve 3 CHP’li meclis üyelesi hakkında rüşvet iddiasıyla yaptığı suç duyurusuna ilişkin, soruşturmayı yürüten savcıya yaklaşık bir saat ifade verdi. l ANKARA/Cumhuriyet AKŞENER’DEN YAVAŞ’A DESTEK İş insanı Sinan Aygün’ün iddialarıyla ilgili tartışmalar sürerken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a destek verdi. Twitter hesabından açıklama yapan Akşener, “Milletimizin hakkını savunan, Ankaralı hemşehrilerimize dürüst ve kaliteli belediyecilik anlayışıyla hizmet eden başkanımız Mansur Yavaş yalnız değildir. Bu çamur atma girişimleri, iktidarın millet iradesinden ne kadar uzaklaştığının, milletimize nasıl yabancılaştığının göstergesi” ifadelerini kullandı. l İç Politika Sözcü Kalın: Cumhurbaşkanı Erdoğan talimat verdi, çalışma başlatıldı Değerli konut vergisi ertelenebilir Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, değerli konut vergisiyle ilgi kün olmayacağını ifade ettik. Zaman haberleri gördük. Bunu Rus mevkidaşlazaman ABD’nin ve Rusya’nın YPG/PYD rımıza ilettik. Fırat’ın doğusunda YPG’yi, li soruya “Bir yıllık erteleme söz konu terör örgütü ile çeşitli biçimlerde ilişki anlaştığımız 30 kilometrelik o hattın dı su olabilir. Bununla ilgili Cumhurbaşka ye girdiğini, belli bölgelere getirip gö şına çıkarma dışındaki bütün faaliyetler nımızın talimatı ile bir çalışma şu anda türdüklerini gözlemliyoruz. Bazı Körfez ve angajmanlar, bir tür o terör örgütü ile başlatılmış durumda” yanıtını verdi. ülkelerinin de Mazlum Kobani kod ad işbirliği yapmaktır. Kalın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo lı terör örgütü elebaşı ile görüşmeler n Tartışmaya açmayız: Kanal İs ğan başkanlığındaki yılın son kabine yaptıklarını, onu Türkiye’ye karşı kul tanbul bir devlet projesidir. Bunu “Yap toplantısına ilişkin açıklamalarda bu lanmak için bir arayışın içerisinde ol tırmayız” gibi yaklaşımlarla engelle lundu. Açıklamadan satırbaşları şöyle: duklarını da görüyoruz, not ediyoruz. meye çalışmak çok anlamlı gelmiyor. n Karşılıksız kalmayacak: “YPG’yi Bunlar karşılıksız kalmayacak. Montrö’yü tartışmaya açmayız. Kanal PKK’dan ayrıştıralım, Suriye merkez n Rusya’ya “teröre destek” uyarı İstanbul, bu anlaşma kapsamında ya li bir oluşum olarak devam etsin” şek sı: Rusya’nın Haseke’de, YPG terör örgü pılacak bir projedir. Kalın linde tekliflerle geliniyor. Bunun müm tü ile böyle bir angajmana girdiğiyle ilgili l ANKARA/Cumhuriyet YARBAY ALİ TATAR’IN EŞİ, CHP’DEN SİYASETE ATILIYOR Nilüfer Tatar, Ataşehir’de aday ALİ AÇAR CHP’de ilçe başkanlığı seçimleri için süreç işlerken, bu pazar İstanbul Ataşehir’deki delegeler sandık başına giderek yeni ilçe başkanını belirleyecek. FETÖ’nün Ergenekon kumpası sonucu intihar ederek yaşamına son veren Yarbay Ali Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar da CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı’na adaylığını açıkladı. Tatar, “Cumhuriyet değerlerinin yok edildiği bir dönemde CHP çatısı altında siyaset yapmaya karar verdim” dedi. Seçim çalışmalarında eşinin ismini kullanmamaya özen gösteren Nilüfer Tatar, eşinin Türkiye’ye mal olmuş bir subay olduğunu ve siyasetle isminin anılmasını istemediğini söylüyor. Siyasete kadın eli değmesi gerektiğinin altını çizen Tatar, “Siyasette kadınlar için hep ‘çalışsın ama yönetici olmasın’ deniliyor. 31 Mart seçimlerinde belediye meclis üyeliği için benim de aralarında olduğum birkaç kadına teklif götürülmüştü. Sonrasında ise listelerde kadınlar ve gençlerin yeterince yer almadı Nilüfer Tatar ğını gördüğüm için aday olmaya karar verdim” dedi. Türkiye’de Cumhuriyet değerlerinin yok edildiği ve kutuplaşmanın öne çıktığı bir dönemden geçildiğini kaydeden Nilüfer Ta tar, “Ülkenin geleceğinden endişe duyan, benim de bir fikrim var, emek vermek istiyorum diyen samimi, vicdanlı, herkese ilçenin kapısını sonu kadar açacağız. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda yaşamını yitiren tüm Anadolu kadınlarının, Kastamonulu Şerife Bacı’nın, Erzurumlu Kara Fatma’nın yolundan ilk ateşi Ataşehir’den yakacağız. Siyasette kadının ve gençlerin önünü açacağız. Delegelerimiz destek verir de seçilirsek üyelikleri aktif hale getirerek pasif üyeliği sonlandıracağız. İlçe genelinde çeşitli komisyonları hayata geçirerek yurttaşlara daha çok dokunan ve onların her an sorunlarını dinleyen bir siyaset çizgisini hâkim kılacağız. Sorunun çözümünü yerinde sağlayağız. Her mahallede dayanışma evleri kurarak yurttaşlarla iç içe olacağız. Tüm bunları hayata geçirmek için de delgelerimizin desteğini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Tatar, ilçe başkanlığı için belediyedeki görevinden istifa eden Cem Uğur Günel’in de kendisi lehine çekildiğini ve birlikte hareket ettiklerini söyledi. l İSTANBUL Bu rantın başka örneği yok Sinan Aygün’ün Togo kulelerine ilişkin yeni bilgiler çıkmaya devam ediyor. CHP sıkı durursa, Ankara Büyükşehir Belediyesi odaklı, partiye yapılan operasyon ters tepmek üze re... Öyle iddialar gündeme geliyor ki, sadece Ankara değil, Türkiye’yi sarsacak bo yutta. Ne kadarı açıkla nır, ne kadarı açıklan maz önümüzdeki gün lerde netleşecek. SERTAÇ Başkentte inşaat işle EŞ rini bilen ancak köşesi ne çekilmiş yapsatçılarla konuşun ca inanılmaz gerçekler de ortaya çı kıyor. CHP’den ihraç edilmek iste nen Sinan Aygün’ün partisinin çap razındaki Togo Kuleleri olarak bili nen inşaatın taban alanı 12 bin 500 metrekare. Herkes inşaat emsali ni (birim metrekare üzerine yapıla bilecek inşaat alanı) 2.1 olarak bili yor. Ancak gözden kaçırılan başka uygulamalar da var: Plan notları. Bu radan inşaat alanına sağlanan katkı ayrıca emsale 3.34 düzeyinde ekle me yapılmasını sağlıyor. Daha anla şılır yazalım. 12 bin 500 metrekare arsa üzerine yapılan inşaat alanı 120 bin metrekareye ulaşıyor. Aygün’ün savunması, “Merdiven boşlukları da buna dahil”. Ancak inşaattan anla yanların yanıtı da şöyle: “Dünyada merdivensiz bina henüz inşa edilme di. Bu kural herkes için geçerli.” İnşaatçılar diyor ki, “Bu arsa üze rine bu düzeyde bir inşaat yapılma sı emsali 10’a çıkarıyor. İşte bura dan soruyoruz. Bu işleri en iyi Melih Bey bilir. Ankara’da Sinan Aygün’ün arsasına verilen kat yüksekliği ve in şaat yoğunluğunun başka örneği var mı? Varsa açıklasın. Bizim bildiğimiz böyle bir uygulama yok.” Kimseye verilmeyen bu inşa at hakkının AKP’li Belediye Başkanı Melih Gökçek yönetimindeki beledi ye tarafından CHP’li birine niye veril diği hâlâ meçhul. Niye? Yandaş ya zarlar bir de bu sorunun yanıtını bul salar da biz de aydınlansak. Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin eski üyelerine ulaşınca farklı bir bilgi daha ortaya çıktı. Aygün’ün bu pro jesinin planı meclisten geçirilirken plan notları dosyaya konulmamış. Bu uygulama ilk kez bu proje için gerçekleştirilmiş. Neler çıkar neler? Yeni yıla tam bir hafta kaldı. Siyasi mücadelenin çok yoğun olacağı bir yıl geliyor gibi. Biz bunun Ankara yerelindeki yansımalarını yoklayınca, çok dikkat çeken iddialarla karşılaştık. Eğer bu iddiaların yüzde 10’u doğruysa ve açıklanırsa Türkiye’yi sarsacak düzeyde. Ortaya çıkan rant iddiaları, FETÖ’nün bunlarla bağlantıları üzerinden suçlamalar, başkentte boyutlanacak gibi görünüyor. Rantçılar için çıkarları kendileri açısından önemli. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın geçmiş on yıllarda yaratılmış rantçılarla uğraşmaya ne kadar zaman ayırabileceği de soru işareti. Mansur Yavaş savcı değil, belediye başkanı. Savcılar harekete geçse ve sorumluluk üstlense, Mansur Yavaş da Ankaralıya vaatlerini yerine getirmekle ilgilenebilir. Ancak çürüme de ihmale gelmiyor. 2020 yılı hareketli geçecek gibi...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle