18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2019 PAZAR İZMIT LAVANTA KOKACAK İzmit Belediye si tarafından kadınlara işgücü oluşturmak, onlara kültürel ve ekonomik katkı sağlamak için ku rulan İzmit Kadın Kooperatifi, 23 bin lavanta fidesini “Lavanta Dikim Bayramı” etkinliğiyle toprakla buluşturdu. l Kültür Servisi SAYISAL LOTO 6 BİLEN: 1.867.760.94 TL (1.devir) 5 BİLEN: 6.227.25 TL 151923343641 4 BİLEN: 79.10 TL 3 BİLEN: 11.90 TL ikramiye kazandı. Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin katkılarıyla hazırlanmıştır. TASARIM: İLKNUR FİLİİZ 2019’A DAMGASINI VURAN BİLİMSEL GELİŞMELER Einstein’ı haklı ihra‘çAertdıkiyboirluimz’OPRMNHOKEAOFHB.MLEDORERATJ.ILMERKEZI VE POLIKLINIK BINALARI AÇILDI Başkent Üniversitesi Hastanesi’nin Bahçelievler Sağlık Yerleşkesi’ne yapılan onkoloji merkezi ve poliklinik binaları önceki gün düzenlenen törenle açıldı. Törene, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, TBMM Başkanvekili Celal Adan, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay katıldı. Açılışta konuşan Prof. Dr. Mehmet Haberal, Türkiye’nin pek çok alanda geliştiğini belirterek “Rahmetli Demirel ‘Bu ülke ineğini bile ithal ediyor’ diyordu. Atatürk, İsmet Paşa’ya yazdığı bir mektupta ‘Bu ülke kiremiti bile ithal ediyor’ diyordu. Şimdi ben ikisi ne ‘rahat edin’ diyorum. Artık bu ülke bilim ihraç ediyor. Artık hastalarımız başka ülkeye muhtaç değil. Başka ülkeden gelenleri tedavi ediyoruz” dedi. Kazakistan’da bir toplantıya katıldığını söyleyen Haberal, “Orada dedim ki, Atatürk ‘Aynı kökten gelenleri yalnız bırakmayın’ demişti, onun için buradayım. Aynı zamanda, bilesiniz ki sizi asla başka ülkelere muhtaç etmeyiz, dedim. İşte Türkiye bu noktaya geldi” ifadelerini kullandı. Haberal, şöyle konuştu: “Daha çok çalışacağız. Çünkü artık insanlar Ay’a, gezegenlere gidiyorlar. Birbirimize güvendiğimiz zaman yapamayacağımız hiçbir şey yok. Yarınlar her zaman güzel olacak.” l ANKARA/Cumhuriyet MURAT DAĞI İÇİN ÇED RAPORU İPTAL EDİLDİ İnsanların sağlığı için risk içeriyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kütahya Gediz’de bulunan Murat Dağı’nda altın madeni arama çalışması için Anadolu Export Maden firmasına verdiği “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporu” Kütahya İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Temyiz yolunun açık olduğunun vurgulandığı gerekçeli kararda, ÇED raporunun eksiklikler içerdiği belirtildi. Kararda, projenin insan sağlığı, orman ve bitki varlığı, hayvanlar, yeraltı ve yüzey suları ile tarım alanları açısından önem arz eden riskler barındırdığına dikkat çekildi. Türkiye’nin en büyük su kaynaklarından Murat Dağı’nda maden çıka rılma faaliyeti için 8 Mayıs 2019’da, bakanlık tarafından “ÇED olumlu” kararı verilmiş ve yaşam savunucuları kararın iptali için dava açmıştı. l Haber Merkezi ‘caVnaanvGaröı’lü Van Gölü Havzası’nı tehdit eden ve istilacı bir tür olarak bilinen zebra midyelerin ardından bölgede, şimdi de tatlı su ıstakozu ortaya çıktı. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan inci kefalleri için tehdit oluşturan su ıstakozlarının birileri tarafından ge tirilip su kaynaklarına atıldığını söyleyen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Dr. Mustafa Akkuş, “Bunların hiçbiri doğal yolla gelmedi. Yani birileri bunları getirip buradaki su kaynaklarına attılar. Bu ekolojik açıdan da çok tehlikeli bir durum” dedi. l DHA MODERN INSANLARLA AYNI DÖNEMDEN Homo Erectus sürprizi Dik yürüyebilen ilk insansı Homo Erectus’un düşünülenden çok daha yakın bir zamana kadar hayatta kaldıklarına dair bulgulara ulaşıldı. ABD’deki Iowa Üniversitesi uzmanlarının Endonezya’nın Cava Adası’nda Solo Nehri kıyısında bulduğu fosiller, bu türün 100 bin yıl öncesine kadar yaşadığına işaret ediyor. Kalıntıların yaşı, Homo Erectus’un son durağının Cava Adası olduğunu ve 1.8 mil yon yıl boyunca varlığını sürdürerek en uzun süre yaşayan insan atası olduğunu gösteriyor.Bu, Homo Erectus’un modern insanlarla aynı dönemlerde de yaşadığını gösteriyor. BBC Türkçe’deki habere göre Afrika’da ortaya çıkan türün Afrika’da 500 bin, Çin’de de 400 bin yıl önce dünyadan silindiği düşünülüyordu. Araştırmanın sonuçları bilim dergisi Nature’da yayımlandı. l Cumhuriyet çıkaran fotoğraf BATUHAN SARICAN 10 yıllık çalışmanın ürünü tek bir kare Bu yılın belki de en önemli bilimsel gelişmesi, elde edilen ilk kara delik fotoğrafı olsa gerek. Diğerlerine oranla daha meşakkatli ve uluslararası bir çabanın eseri olması, kara delik fotoğrafını ön plana çıkarıyor. Bu başarı, on yıldan uzun süren bir çalışmadan sonra Event Horizon Teleskobu’nun (EHT) topladığı verilerin işlenmesiyle mümkün oldu. Arizona Üniversitesi’nden Prof. Dr. Feryal Özel bu çalışmanın teori ve hesaplama kısmındaydı. Meslektaşları ise teleskobun inşasına ve veri toplamaya odaklandı. Bu ikonik resim, evrenimizin nasıl işlediğine dair temel bir teoriyi de doğrulamış oldu: Einstein haklıydı. Bir yıl daha geride kalıyor. Ve her yıl olduğu gibi bu yıl da bilimsel birçok gelişme yaşandı. Bu gelişmeler, insanlığın bilimdeki ilerleyişini gösterdiği gibi eksik kaldığı noktaları görmek için de iyi bir fırsat. Şimdi gelin, 2019’a damgasını vuran bilimsel gelişmelere hep birlikte göz atalım... İklim krizinden etkilenen kutup ayıları, kentlere kadar inmeye başladı. Denisovans keşifler Arkeoloji açısından da önemli bir yıldı. Bu yılki keşifler, Denisovans adlı eski bir insansı grubuna odaklanmıştı. Fosil ve genetik bulgular şimdi, 500 bin ila 300 bin yıl önce, Afrika kökenli Homo Sapiens’in Denisovans ile karışık genetik özelliklere sahip olacak şekilde karşılaştığına dair bir senaryoyu destekliyor. Bu yılki keşifler çok net olmamakla birlikte yoruma açıktı. Araştırmacılar, Denisovans anatomisinin Homo Sapiens de dahil insan atalarının genetik yapısını nasıl etkilediğini, fosiller biriktikçe kavrayacak. İKLİM KRİZİ Büyük bir sorunla daha devam ediyoruz: Bu yıl, yaz sıcaklıklarının 100 yılın rekor seviyelerine ulaşmasıyla şiddetli sıcaklık dalgaları, orman yangınları ve kuraklıklar yaşandı. Bununla birlikte Grönland’da eşi benzeri görülmemiş erimeler görüldü. Bilim insanları, yıllardır iklim değişikliğinin yol açtığı felaketlerle mücadele konusunda uyarıyorlardı. Ve bu yıl, iklim aktivizminin yükselişine de tanıklık edildi. Birçok genç iklim aktivistinin önderlik ettiği iklim protestoları, milyonlarca insanı kapsayacak şekilde dünyaya yayıldı. İklim aktivizminin karar alıcıları nasıl etkileyeceğini ise önümüzdeki yıllar belirleyecek. Genetiğiyle oynanan bebekler doğuyor CRISPR hayatımıza yaklaşık olarak 7 yıl önce girdi. Ancak insanlar üzerinde test edilmeye başlanması çok yeni. Geçen yıl Çin’de ikiz bebeklerin genetiğiyle CRISPR yöntemi kullanılarak oynanması, büyük etik tartışmalarına neden olmuştu. Ancak çalışmalar devam etti. CRISPR bu yıl da büyük bir araştırma alanına sahipti. ABD’deki araştırmacılar, CRISPR / Cas9 gen editörünü insanlar üzerinde test etmeye başladı. CRISPR / Cas9 ile kanseri, kan bozuklukları ve kalıtsal bir körlük türünün tedavi edip edilemeyeceğini görmek için klinik deneyler devam ediyor. Biyolojik çeşitlilik ekolojik stres altında Doğa risk altında! Yukarıda bahsettiğimiz iklim değişikliği meselesi, biyolojik çeşitliliği, dolayısıyla yeryüzündeki canlı yaşamını da doğrudan tehdit altına sokuyor. Bu yıl bu konuda birçok çalışma yapıldı. Bulgular, böceklerden memelilere, bitki türlerinden mercan resiflerine kadar sanayileşmeyle birlikte biyoçeşitliliğin büyük bir kısmının “insan sebebiyle” kaybolduğunu ortaya koydu. En çok etkilenen türlerin ise sırasıyla şayak sineği (%68), kelebekler (%53), böcekler (%49) ve arılar (%46) olduğu göze çarpıyor. İnsanoğlu Ay’a dönüyor Kızamığın dirilişi Büyük bir olumlu gelişmeden sonra bir de olumsuz bir gelişme verelim. 2019, bazı ülkelerin zor kazandığı bir halk sağlığı başarısını kaybettiği bir yıldı: Kızamık tekrar patlak verdi. 2000 yılından beri bu hastalığın ortaya çıkmadığı ABD’de 1992 yılından daha fazla kızamık vakası bildirildi. Katil esigara Sağlığa zararlı olan tütün ürünlerine karşı çeşitli alternatifler son yıllarda iyiden iyiye arttı. Esigaralar da bunlardan biriydi. Dünya çapında kullanımı hızla artan esigaraların, diğer tütün ürünlerine oranla daha az zararlı olduğu sanılıyordu. Ancak bu durum, 2019’da değişmeye başladı; akciğer ve solunum yolu hastalıkları ve esigara ile bağlantılı ölümler rapor edildi. Kuantum yarışı 10 POPÜLER MEDYA ve SAHİPLERİ nSn(SaTNuleilemzswbfeoeY(rrMcgoeearkrrkcATuBirimlueecensuisi)os fuf), zos, Amazon) n n CUNS NNe(AwTs&(TM) ortimer ZnuNcakteiromnaalnG) eographic (nnnnRWoRFNTatoehelhtxuewsDtc(EseMihcswrinusoledern(ed,TyoAkoh)mgco(BihnmsaetApğl(lisıiClmeoAasnsidilı)ezAbl)ueilerryis),i) Kaynak: VisualCapitalist.com Bu yıl, Ay görevlerinin de yılı oldu. 1972’deki son Apollo görevinden beri ayak basılmayan Ay, uzay bilimcilerin yeniden gözdesi haline geldi. Rusya, ABD ve Çin’den sonra Ay’a inmeyi başaran dördüncü ülke olmayı amaçlayan Hindistan, Ay’ın Güney Kutbu’na iniş görevi (Chandrayaan2) ile İsrail ise özel sektör girişim li bir uzay aracı Beresheet ile Ay’a inmeyi denedi. Ancak iki ülke de son anda bağlantılarını kaybederek başarısız oldu. Bununla birlikte özellikle ABD ve Rusya’nın uzay ajansları önümüzdeki yıllarda Ay’a tekrar gitmeyi ve hatta istasyon kurmayı hedefliyor: Yeniden dönüşün hedefi, evrenin keşfine yönelik daha net sinyaller almak. Birçok bilim insanına göre teknolojik açıdan son yılların en önemli gelişmesi, kuantum hesaplama ve kuantum bilgisayarlardı. Ekim ayında, Google araştırmacıları, kuantum üstünlüğü olarak bilinen bir dönüm noktasına ulaştıklarını iddia etti. Ancak IBM araştırmacıları, Google’ın özel bir şey yapmadığını savundu. Bu çatışma, şirketlerin kuantum hesaplamaya olan yoğun ticari ilgisini de gösteriyor. Her ne olursa olsun kuantum hesaplamanın 2020 dahil olmak üzere önümüzdeki yıllara damga vuracağı aşikâr. Dogor: Köpek mi, kurt mu? 2018’in yazında Yakutistan’daki İndigirka nehrinde çok iyi korunagelen bir yavru bulunmuştu. Radyokarbon tarihlendirme yöntemine göre hayvan yaklaşık olarak 18 bin yıl önce iki aylıkken ölmüş. Bölgedeki dondurucu soğuklar sayesinde ceset çok yeni görünüyor. Sibiryalı araştırmacılar “Dogor” (Yakutça arkadaş demek) olarak olarak isimlendirdikleri hayvanın kurt mu yoksa evcil bir köpek mi olduğunu öğrenmek için DNA örneklerini Stockholm Paleogenetik Merkezi’ne (CPG) göndermişler. Yavrunun köpek olma ihtimali büyük, çünkü bulunduğu bölgeye insanlar 32 bin yıl önce “yerleşmişlerdi”. Dogor’da yapılan daha ayrıntılı kalıtım analizlerle elde edilen verilerin, günümüzdeki kurtların ve köpeklerin DNA’larıyla karşılaştırmaları gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle