18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 52 ARALIK 2019 PAZARTESİ Öksüz’ün yerini biliyoruzFETÖ’nün yeniden atak yapmasını beklemediklerini söyleyen Bakan Soylu: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü’nden kaçarken yakalanan, ancak şüpheli bir şekilde serbest bırakılan FETÖ’nün TSK imamı Adil Öksüz’e ilişkin dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Soylu, “Net bir şey söylememek gerekir ama nerede olduğunu biliyoruz, bizde kalsın” dedi. Kanal 7’deki bir programda dün konuşan Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “devlet imkânları kullanılarak CHP’nin dizayn edilmek istendiği iddiasına” şu yanıtı verdi: “Eğer demokratik siyaseti ve bunun alanını daraltmak için birilerinin peşine adam takılacaksa ve birilerinin peşine adam takılıyorsa, devlette bunu bilmemek mümkün değildir. Böyle bir şey olabilir mi? Bu deli saçması bir şey. İmkân olsa bunu yapmak ayrı bir hastalıktır zaten.” Soylu, yeni tespit edilen 5 bin 149 ByLock kullanıcısının 1387’sinin de kamuda çalıştığına ilişkin bilgiyi de paylaştı. Soylu, “FETÖ’nün TSK imamı Adil Öksüz’ün nerede olduğunu bildiklerini” de söyledi. “Almanya’da olduğunu teyit eder misiniz” sorusu üzerine ise Soylu, “Bize kalsın” demekle yetindi. “FETÖ’nün Türkiye üzerinde yeniden iç yapılanmaya yönelik atak yapacaklarını beklemediğini ancak birçok Soylu, “Öksüz’ün Almanya’da olduğunu teyit eder misiniz?” sorusuna “Bize kalsın” yanıtını verdi. Soylu, İzmir’de Alevi bir ailenin duvarına yazılan nefret yazısı için de “Aleviler bu konuda çok sağduyulu davrandılar” dedi. Soylu Öksüz ülkenin bu sistemden çıkar bekledikleri için ufak tefek denemeler olabileceğini” dile getiren Soylu, “Bir kişi mahkemeden beraat almışsa görevine neden dönemiyor” sorusuna ise “Çok basit. Bir devleti teslim almaya çalışan bir örgütten bahsediyoruz. 500 bini aşkın insanla ilgili adaletin ve mahkemenin karşısına çıkardık. Elbette ki güvenmeyeceğim. Herkes devletin içine girmek zorunda mı?” dedi. Terör örgütü PKK’yle mücadeleye de değinen Soylu, “Bir boksör rakibini ringin köşesine sıkıştırmış artık onun hamle yapmasına fırsat vermeden sürekli indiriyor. Biz de sürekli indiriyo ruz. O köşeden çıkması mümkün değil artık” ifadelerini kullandı. ‘Aleviler sağduyulu’ Terör örgütlerinin devletler ve uluslararası istihbarat örgütleri tarafından kullanıldığına da vurgu yapan Soylu, “Ama ilk kez bir terör örgütünü bir devlet yönetiyor, ABD. İlk kez bir terör örgütü, bir devlete kendisini yönettiriyor ve strateji kuruyor, dilini kuruyor ve ilişkilerini kuruyor” dedi. İzmir’de bir Alevi vatandaşın evinin duvarına yazı yazılmasına ilişkin soruya ise Soylu, “Türkiye’nin kritik karar alma zamanlarında bu işi harekete geçirmeye çalışırlar. Bunlar eski alışkanlıklardır. Benim İçişleri Bakanlığım döneminde bu işler, bir elin parmakları kadar oldu ve bu işleri yapanların, İzmir hariç, hepsi bulundu. Kimler olduğu da belli. Bir kısmı kendi aralarındaki tartışmadan kaynaklı, bir kısmı provokasyon, bir kısmı hakikaten çocuklar. Bursa’dakini 910 yaşındaki çocuklar yapmıştı. Aleviler bu konuda çok sağduyulu davrandılar” yanıtını verdi. l ANKARA / Cumhuriyet Alevilerden Seyit Onbaşı anıldı ‘nefret yazısına’ tepki CHP’li Koç: İyi koruyor musunuz bari CHP milletvekili Haluk Koç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Adil Öksuz’ün nerede olduğunu biliyoruz ama bizde kalsın” açıklamasına çok sert tepki gösterdi. Koç, sosyal medyada “Süleyman Soylu Bey, ‘FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz. Ama bizde kalsın’ demiş. Bizde kalacak hali yok ya, tabii ki bileceksiniz, kesin biliyorsunuzdur, sizde bir yerlerde kalıyordur. İyi koruyor musunuz bari?” mesajını paylaştı. 15 Temmuz gecesi eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’u kaybeden Nihal Olçok, Twitter hesabından Soylu’ya “Bir seçim zamanı Apo gibi iade edilmek üzere, muhafaza mı ediliyor biryerlerde? Ayrıca madem gizli neden dillendiriyorsunuz Sayın @Süleyman Soylu, neden kalpleri ve akılları bulandırıyorsunuz? Ne geçiyor elinize acımıza acı katmakla. Sizin politika ürettiğiniz konu için biz ağlıyoruz” ifadeleriyle tepki gösterdi. Karadeniz Alevi örgütleri temsilcileri MEHMET MENEKŞE Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu, İzmir Gaziemir’de Alevi yurttaşın evinin duvarının işaretlenerek nefret yazısı yazılmasını kınayarak faillerin bir an önce bulunmasını istedi. Tokat, Çorum, Amasya, Merzifon, Samsun, Ünye, Fatsa, Ordu ve Trabzon ve ilçelerinden 49 Alevi sivil toplum örgütünden oluşan Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu adına açıklama yapan Tokat Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Muharrem Erkan, Alevilerin ev işaretlemelerinin arkasında yatan nedenlerin bulunup, ortadan kaldırılmasını istedi. “Alevi evleri niçin işaretleniyor, bunun arkasında yatan sebepler nelerdir? Geçen yıllarda Alevi evlerinin işaretleyenler bulunup, gerekli cezalar verilmiş midir?” diye soran Erkan bir an önce bu ayrımcı, ötekileştirici olaya son verilmesini istedi. Geçmişte olduğu gibi yaşanan olayı “Çocuk işi, sarhoş işi” diye nitelemenin olayı hafife almak olduğunu, bu yaklaşımla gerçek faillerin bulunamayacağının altını çizen Erkan sorumluları göreve davet etti. Erkan, “Aleviler bu ülkenin asli unsurudur. Cumhuriyetin kuruluşunda da Anadolu da, yaşayan tüm canlarla beraber bedel ödeyerek bu Cumhuriyet kurulmuştur. Kendini bilmez birkaç kişinin demesiyle de bir yerlere gitmesi mümkün değildir. Ülkemizde inanç, ırk üzerinde oy devşirme uğruna insanların kutsallarına yönelik geçmişte atılan adımlar bugün bu ve buna benzer olayları doğurmuştur. Bir daha görülmüştür ki laik devlet yapısı önemliliğini korumaktadır” dedi. Erkan, inceleme yapmaya gelen polislerin evi işaretlenen mağdur yurttaşa, “Alevi derneklerini aradınız mı, kimseye haber vermeyin” yönündeki sözlerine de tepki göstererek “Güvenlik güçlerinin görevini ifa etme yerine örtbas etmeye yönelik adımları ortada durmaktadır” ifadelerini kullandı. Evlere yazılan tarihler tedirgin etti Mersin’de, bazı yurttaşların evlerinin duvarlarına yazılan tarihler, ilçe sakinleri arasında tedirginliğe neden oldu. Yenişehir’e bağlı Piri Reis Mahallesi’nde, Alevi ailelerin yaşadığı bölgedeki bazı evlerin duvarlarına çeşitli tarihler yazıldığı görüldü. Alevi olmayan ailelerin de evlerinin duvarlarında tarihlerin yazılı olduğu fark edildi. İlçede tedirginliğe yol açan durum polise bildirildi. Mersin Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, tarihlerin kim ya da kimler tarafından yazıldığının belirlenmesi için dün inceleme başlattı. l DHA Çanakkale’de 104 yıl önce sırtlayarak kaldırdığı 215 kiloluk top mermisiyle deniz savaşının seyrini değiştiren Havranlı Seyit Onbaşı, ölümünün 80’inci yıldönümünde destan yazdığı Rumeli Mecidiye Tabyası’nda anıldı. Çanakkale Savaşları kahramanı Seyit Ali Çabuk, ölümünün 80’inci yıldönümünde dün Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı’nda törenle anıl dı. Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyündeki Fatih Camii’nde ve Rumeli Mecidiye Tabyası’nda anma töreni düzenlendi. Törene, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Levent Kerim Uça, Eceabat Kaymakamı Hasan Ongun, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Faruk Ka raduman, diğer protokol üyeleri ile çok sayıda davetli ve öğrenciler katıldı. İsmail Kaşdemir, “Seyit Onbaşı gibi vatanını ve milletini korumak uğruna, Çanakkale’de bir insanın kaldırabileceğinden çok fazla bir yükü omzuna alan bu kahraman, Çanakkale ruhunun temsilcidir. Çanakkale ruhu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür, Çanakkale ruhu, Seyit Onbaşı’dır” dedi. l DHA ŞENER’DEN SERT YANIT: erdoğan ve güler’i unuttu. KORKUSU MU VAR, ANLAŞMASI MI? Uzan, Babacan ve Şener’i hedef aldı Türkiye’ye dönüş hazırlığında olan Cem Uzan, CHP’li Abdüllatif Şener ile yeni parti kurma hazırlığında olan Ali Babacan’ı hedef alarak “ailesine kurulan kumpasın sorumlusu olduklarını” ileri sürdü. Uzan’ın paylaşımına Şener, “Ne hikmetse, süreci başlatan en önemli iki ismi; o günkü Başbakan Erdoğan ve Enerji Bakanı Güler’i görmezden geliyor” ifadeleriyle yanıt verdi. Kurucusu olduğu Genç Parti vasıtasıyla yeniden siyasete gireceği öne sürülen Cem Uzan, sosyal medya hesabından dün yaptığı paylaşım CHP’de siyasete devam eden eski bakan Abdüllatif Şener ile parti kurma hazırlığında olan Ali Babacan’ın hedef aldı. İki siyasetçinin fotoğraflarını Twitter’da paylaşan Cem Uzan, “Uzan ailesine kurulan kumpasın sorumlusu hırsızlar. Ali Babacan Abdüllatif Şener” ifadelerini kullandı. Uzan’ın paylaşımına Twitter’dan yanıt veren Abdüllatif Şener ise “Cem Uzan başına gelenler nedeniyle Erdoğan karşıtlarına saldırmaya başlamış. Ne hikmetse, süreci başlatan en önemli iki ismi; o günkü Başbakan Erdoğan ve Enerji Bakanı Güler’i görmezden geliyor. Korkusu mu var, umudu mu, yahut bir anlaşması mı? Göreceğiz” dedi. l Haber Merkezi Emsal Atakan gözaltına alındı Gezi Parkı Direnişi sırasında Hatay’da, polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan, önceki gece Hatay’da gözaltına alındı. Atakan, savcılığa ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Emsal Atakan’ın gözaltına alındığına dair haberi oğlu Zafer Atakan Twitter hesabından duyurdu. Atakan, daha sonra yaptığı paylaşımda ise annesinin serbest bırakıldığını, gözaltı gerekçesini ise henüz bilmediklerini kaydetti. Emsal Atakan oğlu Ahmet’in sürüncemede bırakılan dava sürecini takip ettiği gibi Gezi sonrası dava ve etkinliklerde aktif olarak yer alıyordu. l Haber Merkezi Şentop 744 bin TL’lik ziyaret TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve eski Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte Cibuti’de inşa edilen 2. Abdülhamit Han Camii’nin açılışına katılmak için kullandığı uçağın maliyetinin 744 bin lira olduğu iddia edildi. Anka Haber Ajansı’nın haberine göre, seyahat için kiralanan Gulfstream G550 tipi özel jetin 6 saat süren uçuş için yakıt masrafının 124 bin lira, kiralama bedelinin ise 620 bin lira olduğu aktarıldı. Cibuti ziyaretin ilişkin açıklama yapan Şentop, “Bu ziyaretin ve gerçekleşen temasların etkili olduğunu kısa zamanda öğrendik. FETÖ kaynakları, önemli ziyareti ‘cami açılışı’ diye nitelendirerek haberleştirmeye yönelmişler. Bir ‘ağ’ bulduklarını da müşahede ediyoruz” dedi. Şentop, ziyareti, FETÖ’nün hâlâ faal olduğu Afrika ülkelerinin parlamenterleriyle temas ve FETÖ tehlikesini anlatmak için vesile olduğuna inandıkları için gerçekleştirdiklerini aktardı. Gulfstream G550 tipi özel jetlerin yüksek kiralama maliyeti, geçen yıl da Arjantin’de düzenlenen G20 Dijital Ekonomiden Sorumlu Bakanlar Toplantısı’na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yaklaşık 17 saatlik özel uçuşuyla gündeme gelmişti. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Karanlık tünel’den ‘kurtarıcı’ya yakından bakış Ülke “karanlık bir tünelde”... Ve “kurtarıcı” olarak Babacan meydanlara çıkıyor! Babacan “karanlık tünel” derken kastettiği esas olarak ekonomik kriz. Buradan yola çıkarak ülkenin içinde bulunduğu durumu tarif ediyor. Şöyle soralım: ekonomik kriz olmasaydı Babacan’ın kendisine “ihtiyaç” da olmayacaktı, öyle anlaşılıyor. Oysa karanlık her alanda, üstelik yeni de değil, 2015 Kasımı’na kadar kendisi hükümette iken de adalet, demokrasi, ifade özgürlüğü, dış politikada derin sorunlar vardı. Ama Babacan ortalıkta yoktu, daha doğrusu sorunların parçası ve ortak sorumlusu olarak vardı. Hadi diyelim, ekonomiden sorumluydu. Peki, ekonomi iyiye mi gidiyordu, o ayrıldıktan sonra? Pardon, Bakanlar Kurulu’na seçilmeyince ve bunun sonucu olarak mı ekonomi krize girdi?! Babacan, ekonominin harika çocuğu muydu.. Babacan’ın şu tablosuna bakalım: (TÜİK verileri, kişi başı milli gelir $) 2006: 7.906, 2007: 9.656, 2008:10.931,  2009: 8.980, 2010: 10.560, 2011: 11.205, 2012: 11.588, 2013: 12.580, 2014: 12.112, 2015: 11.019, 2016: 10.883, 2017: 10.602, 2018: 9.632. Bu yıl ise daha aşağı gerçekleşecek. Türkiye ekonomisi tıkanmış, orta gelir tuzağı adı verilen 12 bin dolarlarda kalakalmış, sonra da baş aşağı gitmeye başlamış, emperyalist güçlerin oyun alanının bir parçası olmuş, çünkü bir tweet ile berhava edilecek bir kırılganlık ve zayıflıkta kalmış. Borç ekonomisinin adı Babacan, borç ekonomisinin adıdır. Finansal araçlarla ülkelerin refaha ulaşabileceğini, kalkınabileceğini düşünenler ekolündendir. Nitekim Türkiye ekonomisinin ulaştığı kişi başı 12 bin küsur dolar milli gelire paralel artan dış borçları giderek alacaklılar açısından riskli olmaya başladı. 2019’da milli gelire olan borç oranı yüzde 61’i geçti. (30.9. 2019, Hazine açıklaması) 2009’da 269 milyar dolar olan dış borç basamak basamak yükselerek 2019’da 447 milyar dolara ulaştı. Dolara bakalım: (ortalama alış fiyatı TL) 2006: 1.4318, 2007: 1.3015, 2008: 1.2930, 2009: 1.5474, 2010: 1.5011,  2011: 1.6708, 2012: 1.7921, 2013: 1.9020, 2014: 2.1881, 2015: 2.7209, 2016: 3.0123, 2017: 3.6491, 2018: 4.8154, 2019: 5.6523. Babacan, bu tabloya bakarak “bakın ben gittikten sonra her şey baş aşağı gitmeye başladı” mı diyecek? Babacan’ın ekonomide yeni bir sözü var mı? Yoksa adalet ve demokrasinin gelişmesiyle Türkiye’ye yeniden güven gelir, para akar ve biz de kalkınırız gibi, artık ucubeleşen eski ekonomik anlayışın politikacısı mı? Parti kursun tabii ki Hayır, Babacan ve arkadaşları niye parti kuruyor diyecek değilim. Amacım bugün tüm alanlarda dibe vurmakta sorumluluğu olduğunu anımsatmak. Bir bellek tazelemek. Babacan, RTE sona doğru hızlı adımlarla koşarken, yeni bir AKP doğurmaya çalışıyor. Çizdiği politikayla aynı yolda. Şansı var mı? AKP ve RTE’den kopanların gideceği kolay ve kestirme yol oraya mı çıkar? Ne kadar şansı var, bilinmez. Bu arada, RTEAKP’nin iflasından kaçanlar, Babacan’ın partisine mi yoksa Davutoğlu’na mı akarlar? Davutoğlu, AKP taban teşkilatında daha mı etkili? Sanki. Babacan’ın yanında Gül’ün varlığı, her iki liderin etkisini de dengeler mi? Ortada bir AKPRTE mirası olacağı açık. Bu mirasa iki lider de hevesli.. Ama belirtelim ki, artık AKP ve mirasçılarının ülkeye vereceği ne var, sorusunun yanıtı yok. CHP ve muhalif yol arkadaşları, içinde bulunduğumuz koşulları iyi değerlendirirlerse mirasçılar umduklarını bulamazlar. Son söz olarak şunu belirteyim: Henüz işin başındayız, siyasi tablo çok renklenecek ve yepyeni olasılıklar ortaya çıkacak. Hasan Cemal’in pasaportuna el kondu Gazeteci Hasan Cemal’e yurtdışı yasağı getirilerek, pasaportuna el kondu. Almanya’nın başkenti Berlin’e gitmek üzere dün eşi ile birlikte İstanbul Havalimanı’na giden Hasan Cemal, polislerden hakkında yurtdışı yasağı olduğunu öğrendi. Pasaportuna el konulmasının ardından Cemal’e imzalatılan tebliğ tutanağında, yurtdışına çıkış yasağının tarihinin 11 Kasım 2019 olduğu kaydedildi. Polislerin pasaportuna el koymasının ardından Hasan Cemal hakkında neden yurtdışı yasağı olduğuna ilişkin açıklama yapılmadı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle