18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 2 ARALIK 2019 PAZARTESİ HABER/YORUM Pilot bankayaErdoğan’ı İstanbul’a götüren pilot Yurtseven beraat etti Anayasa İslama mı uyacak?! A KP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçen hafta düzenlediği 6. Din Şurası’nda, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkelerinden birisi olan ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan laiklik ilkesi açısından, en sorunlu konuşmalarından birisini yapmıştır. Laiklik, dinin, devlet, siyaset, hukuk, eğitim işlerine karışmaması ve bu koşulla, devletin dini inanç ve ibadet özgürlüğünü güvence altına almasıdır. Laiklik dini ortadan kaldırmaz, ancak dinin yetki alanına bir sınır çeker. Anayasanın 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti”dir. Anayasanın 14. maddesinde de şu yazılıdır: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.” Anayasanın 24. maddesinde de şu yazılıdır: “Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” Erdoğan, 9 Temmuz 2018 tarihinde TBMM’de şu andı içmiştir: “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkilaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma, büyük Türk milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim.” Erdoğan, 6. Din Şurası’nda ise şunları söylemiştir: “Dinimiz İslam, hayatın tüm alanlarını kuşatan, kucaklayan, ihata eden kurallar, yasaklar manzumesidir. Ticaretimizden beşeri münasebetlerimize, eğitim öğretimden evliliğe, temizlikten kılık kıyafete, yaşantımızın her safhasını düzenleyen bir dine inanıyoruz. Zaman ve şartlar değişse de, İslamın nasları değişmeyecektir. Nerede ve hangi zamanda yaşarsak yaşayalım, kelimeyi şehadet, namaz, oruç, hac, zekât bizler için farzdır ve öyle kalacaktır. Faiz, yalan, zulüm, kibir, iftira, tecessüs, zan, hırsızlık, masumu öldürmek ise yasak olmaya devam edecektir. Hangi sebeple olursa olsun Kuran’ın emirlerini yok saymak, hafife almak veya hükümsüz kılmak bir Müslümana yakışmaz. Dolayısıyla dinde ekleme çıkarma, yani bidat olmaz. ‘Bana uymuyor, zamana uymuyor, hoşuma gitmiyor, aklım almıyor’ bahanesiyle kimse nasları inkâr edemez. Çünkü bir Müslüman dinini hayatın şartlarına göre değil, hayatını inancının esaslarına göre uyarlamakla mükelleftir. İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz. Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz. Elbette bu süreçte aşırılığa, ifrata ve tefrite de kaçmayacağız. Özellikle dini, hayattan tecrit eden, sadece belli kalıplara, şekillere, davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz.” “Faiz, yalan, zulüm, kibir, iftira, tecessüs, zan, hırsızlık, masumu öldürmek” konularında AKP hükümetinin üzerine düşeni yapıp yapmadığı, ayrıca dinin bu ilkelerden ibaret olup olmadığı ve dinin kendisinin dogmatik olup olmadığı tartışması bir yana, Erdoğan, “Biz İslama göre hareket edeceğiz” derken, “biz” ifadesiyle kimi kastetmektedir? Kendisini mi, Müslümanları mı, Müslümanlığın Sünni mezhebinden olanları mı, laiklik ilkesini benimsemiş Müslümanları mı, laiklik ilkesine karşı çıkan köktendincileri mi, tüm vatandaşları mı, devleti mi, hükümeti mi? Anayasa mı İslama uyacaktır, yoksa İslam mı anayasaya uyacaktır?! para yatırmış 15Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Dalaman’dan İstanbul’a getiren uçağın pilotu olarak bilenen Barış Yurtseven’in “FETÖ’den beraat ettiği” davanın açılmasında, “iş değiştirmek için savcılıktan belge alAlican mak istemesinin” neuludağ den olduğu ortaya çıktı. Savcılığın, “Hakkımda FETÖ soruşturması olup olmadığının tarafıma bildirilmesini arz ederim” diye başvuran Yurtseven hakkında başlattığı soruşturma sonucunda, “FETÖ üyeliği” suçundan dava açtığı anlaşıldı. Yurtseven, Ankara’da yargılandığı davada geçen hafta beraat etti. Pilot Barış Yurtseven’in dava dosyasında dikkat çeken ayrıntılar günyüzüne çıktı. İddianameye göre, 1997 yılından bu yana THY’de pilot olarak görev yapan Yurtseven, özel bir havayolu şirketinde çalışmak için başvuruda bulundu. Özel hava yolları şirketi, Yurtseven’den “hakkın Erdoğan’ı İstanbul’a getiren uçağın pilotu Barış Yurtseven, “FETÖ davasından” beraat etti. İddianamede, Yurtseven’in 1725 Aralık 2013 tarihinden sonra Bank Asya’ya para yatırdığı, örgütün Ankara imamı Cemil Koca ile telefon görüşmeleri yaptığı belirtildi. da herhangi bir soruşturma veya dava bulunup bulunmadığı konusunda” belge talep etti. Yurtseven, bunun üzerine, 14 Temmuz 2017 tarihinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak “hakkında soruşturma veya dava olup olmadığının bildirir” evrak istedi. Yapılan araştırmada, FETÖ’nün finans kuruluşu olan Bank Asya’da bulunan hesabında, 1725 Aralık 2013 tarihinden sonra, yüklü miktarda para artışı yapıldığı belirlendi. Emniyet’in savcılığa gönderdiği yazıda, şüphelinin, örgütün sözde Ankara il imamı olan ve işadamlarından “himmet” adı altında para toplayan Cemil Koca isimli şahıs ile 20092014 yılları arasında birçok kez telefon görüşmesi yaptığı belirtildi. Emniyet raporunda, şüphelinin, “FETÖ üyelerince kullanılan ByLock isim li program kullanıcısı olan birçok şahıs ile FETÖ’ye üye olma suçundan hakkında işlem yapılan birçok şahısla çok kez telefon görüşmesi yaptığı” tespit edildi. Yurtseven, savcılığa verdiği ifadesinde, “Bank Asya’ya 200 bin TL’lik para yatırma işleminin kendisi tarafından yapıldığını, bu parayı araç almak için bankaya yatırdığını” öne sürdü. Mahkemedeki savunmasında suçlamaları reddeden Yurtseven, 15 Temmuz gecesi helikopterle Dalaman’a gelen Cumhurbaşkanı’nı aldığını, şahsi girişimiyle, tedbir amacıyla, ATA uçağının T.C.1 olarak kullandığı çağrı adını, THY’nin herhangi bir yolcu uçuş seferi numarası olarak sistem üzerinde değiştirdiğini anlattı. Yurtseven, İstanbul’a inişten dolayı Cumhurbaşkanı’nın kendisine “takdir ve teşekkürlerini” ilettiğini belirtti. l ANKARA Mahkemenin ‘reddi hâkim’ hassasiyeti ZEHRA ÖZDİLEK Kanun hükmünde Kararnameler (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen ve Bakırköy Meydanı’nda eylem yapan Nursel Tanrıverdi ile Selvi Polat’ın “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçundan yargılandıkları duruşmada reddi hâkim talepleri kabul edildi. Bakırköy 19 Asliye Ceza Mahkemesi heyeti, “Taraflardaki adalet duygusunun incinmemesi gerektiği gözetilerek mahkememizce davadan çekilmenin uygun olacağına karar verilmiştir” ifadelerini kullandı. Tanrıverdi ve Polat’ın avukatı Ferdi Yamar, “Bu dosyadan daha önce müvekkillerimiz hakkında onca beraat kararı sunmamıza rağmen ver diğiniz ceza kararının istinaf mahkemesindeki sonucunu beklediğiniz kanaatindeyiz. Bu nedenle dosyadan kendinizin çekilmesini talep ediyoruz, dosyadan çekilmemeniz halinde reddi hâkim talebinde bulunuyoruz”dedi. Mahkeme, reddi hâkim kararı için dosyayı bir üst mahkemeye gönderdi. l İSTANBUL BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Yerli bir armut cinsi. 2/ İngiltere’de çok sevilen bir cins bira... Bilek hizasında kalan kısa çorap. 3/ Uzaya gönderilen ilk canlı olan köpek cinsi... Oyunda cezalı çocuk. 4/ Doğu Anadolu’da çift sürülürken hep bir ağızdan söylenen türkü. 5/ “Hile, dümen” anlamında argo sözcük... Bezik, tavla gibi oyunlarda ortaya konan parayı iki misline çıkarma. 6/ Museviliğin simgesi olan yedi kollu şamdan... Akdeniz’de, hapishanesiyle ünlü küçük bir Fransız adası. 7/ Yemek... Bir takvim türü. 8/ Örnek alınan, hayranlık duyulan kimse... Eski dilde dudak. 9/ Antil Adaları’nda yaşayan bir papağan cinsi... Bir nota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ayrana verilen bir başka ad. 2/ Bir göz rengi... Açık yeşil ve 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 BRÜSE L LOZ 2 REYE LOB İ 3 OJ E NAD İ R 4 D İ PANO 5 EMR E OS L O 6 AK İ S OT 7 SÖKE L AKA 8 EĞ İ N OLUR 9 S E P T İ S EM İ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 pembe renkli bir süs taşı. 3/ Yaprakları güzel kokulu bir 8 9 bitki... Rusçada “evet”. 4/ Mısır. 5/ Eskiden harman ürün lerinden onda bir oranında alınan vergi... Boya ve badana yapmakta kullanılan, silindir biçimli fırça. 6/ “Hayır” anlamında kullanılan söz... Halkın aşağı tabakası. 7/ Hıristiyan... İsrail’in plaka imi. 8/ Sonsuz, ölümsüz... Notada durak işareti. 9/ Mükemmel olamama korkusu. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 2 ARALIK 2019 SAYI: 34389 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:32 06:15 06:36 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:03 12:58 15:22 07:44 12:43 15:10 08:03 13:06 15:37 Akşam 17:44 17:31 17:58 Yatsı 19:09 18:55 19:20 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] AnkaraTrablus mutabakatı T ürkiye, Libya ile “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” imzaladı. Bu muhtıra, Münhasır Ekonomik Bölge ilanından önceki son basamak olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin bu hamlesi, Doğu Akdeniz’deki “enerji savaşı” açısından doğru ama iki nedenle eksik adımdır.  Hangi Libya? Erdoğan, mutabakat muhtırasını Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz esSerrac ile imzaladı. Yani “Üç Libya”dan biriyle… Çünkü AKP iktidarının da dahil olduğu NATO saldırısıyla Kaddafi öldürüldü ve Libya iç savaşa sürüklendi, bölündü. Şu anda üç Libya var: Birinci Libya, Türkiye’nin de desteklediği ve yukarıda bahsettiğimiz mutabakat muhtırasını imzaladığı Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti. İhvancıların kontrolündeki bu hükümeti Türkiye dışında Katar ve bazı AB ülkeleri destekliyor. BM nezdinde meşru Libya temsilcisi, şu anda bu hükümet. Fakat Trablus merkezli bu hükümetin kontrol ettiği Libya toprakları 103 bin 81 km² ve ülkenin sadece yüzde 6.35’i. İkinci Libya, Tobruk merkezli Libya Ulusal Ordusu. Rusya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa’nın desteklediği General Hafter liderliğindeki Tobruk hükümetinin kontrol ettiği Libya toprakları ise 1 milyon 259 bin 800 km² ve ülkenin yüzde 77.58’i. Üçüncü Libya ise Tebu halkının yaşadığı güneydeki “yarı özerk” bir bölge. General Hafter ile işbirliği içindeki bu bölge 260 bin 989 km² büyüklüğünde ve ülkenin yüzde 16.07’sini kapsıyor. Yani Türkiye’nin mutabakat muhtırası imzaladığı Libya, bu bölgelerden en küçüğüdür. Öte yandan özetlediğimiz mevcut tablo ABD, Fransa ve Türkiye ağırlıklı NATO güçlerinin eseridir ve ne yazık ki ABD Başkanı Donald Trump’ın ekibinden Sebastian Gorka’nın Avrupalı bir diplomatla 2017 Nisanı’ndaki buluşmasında bir peçeteye çizdiği Libya’yı üçe bölen haritayla uyumludur. O haritaya göre Trablus merkezli kuzeybatı bölgesi Trablusgarp, Tobruk merkezli kuzeydoğu bölgesi ise Sirenayka diye bölünüyor ve güneyde, Çad sınırında da üçüncü bir devlet kuruluyor! Trablus’la mutabakatın kazancı Türkiye’nin Trablus merkezli en küçük Libya parçasıyla yaptığı anlaşmanın önemi şurada: Yunanistan, Libya’nın içinde bulunduğu üç parçalı durumdan yararlanarak ve Girit Adası’nı baz alarak, 2014 yılında Libya’nın 39 bin km²’lik karasuları alanını kendi karasuları ilan etmişti. Oysa adalar üzerinden karasuları ilan etmek için anakaraya sahip bir ülkenin olmaması gerekir. Atina’nın kendi karasuları ilan ettiği o bölge, Doğu Akdeniz’den çıkarılacak doğalgazın Kıbrıs’tan Yunanistan’a taşınabilmesinin güzergâhıdır. İşte Ankara, Trablus hükümetiyle bir anlaşma yaparak KıbrısYunanistan hattını kapatmaya çalışıyor. Böylece Doğu Akdeniz doğalgazının Avrupa pazarına taşınabilmesinin tek güzergâhının Türkiye olmasını sağlamaya çalışıyor. Türkiye’nin doğal müttefiki kim? Trablus’la yapılan bu anlaşmanın Doğu Akdeniz enerji savaşı açısından doğru ama eksik olmasının ikinci nedeni ise Türkiye’nin bu konuda asıl Suriye ile anlaşması gerektiğidir! Zira Suriye, Doğu Akdeniz açısından Libya’ya göre çok daha önemli bir ülkedir. Her şeyden önemlisi doğalgazın bulunduğu Kıbrıs çevresine yakın konumdadır. Diğer yandan Suriye, bu enerji savaşında arkasına ABD ve AB’yi de alan İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır dörtlüsüne karşı, Türkiye için en doğal “stratejik müttefik”tir. Dahası Şam yönetiminin pozisyonu, Kahire’nin pozisyonunu gözden geçirmesine de neden olabilecektir. Kaldı ki Mısır’ın enerji savaşındaki bu konumlanışında, AKP’nin İhvancı yaklaşımı nedeniyle Kahire yönetimini tanımamasının etkisi büyüktür. Ankara ile Şam’ın normalleştiği süreçte, Ankara ile Kahire’nin normalleşmesinin de yolu açılacaktır. Ne yapmalı? Türkiye, Doğu Akdeniz enerji savaşının kaybedeni olmamak için öncelikle Suriye ile anlaşmalı ancak Rusya’nın desteklediği Tobruk hükümetini doğrudan karşısına alan mevcut politikasını da güncellemelidir. Zira ABD’nin hem Trablus hem de Tobruk hükümetleriyle görüştüğü ve bölünmediği takdirde Tobruk merkezli hükümetin tüm Libya’da egemen olabilme olasılığının çok daha yüksek olduğu şartlarda, Ankara’nın sadece Trablus’a “oynaması”, sonrasında Türkiye’nin pozisyonunu sıkıntıya sokacaktır!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle