18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ AVRO STERLIN FAİZ BORSA 1112 ARALIK 2019 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.8090 0.6 kuruş 6.4390 1.4 kuruş 7.6690 0.6 kuruş 12.00 0.07 puan 107.922 89 puan 1844.75 81 kuruş 274.28 5 kuruş Sudan’dan at eti gelecekSudan’dan kiralanan arazilerde tarım üretimi başlayamadı, doğrudan ithalat kararı alındı Türkiye Sudan’dan 500 ton at, eşek ve katır eti ile ayrıca 500 ton at, eşek ve katırın da aralarında bulunduğu hayvanların sakatatları gümrük vergisi uygulanmadan ithal edecek. Türkiye, tarım üretimi için Sudan’da 99 yıllığına kiraladığı araziler de üretime başlayamaması na karşın bu ülkeden tarım ürünleri ve canlı hayvan ithal etme kararı aldı. TBMM Dışişle ri Komisyonu’nda HÜSEYIN HAYATSEVER geçen hafta görüşülerek kabul edilen ve yakın zamanda genel kurulda ka bul edilerek yürürlüğe girme si öngörülen anlaşmayla Tür kiye, birçok tarım ürünü için Sudan’a yüzde 100 kota içi ta rife indimi uygulayacak ve buradan büyükbaş ve küçük baş hayvan, tereyağı, yumur ta, bal, patates, domates, sar mısak, üzüm, buğday arpa ve mısır ithal edecek. İthal edi lecek ürünler arasında at ve eşek eti ile sakatatları da bulunuyor. Türkiye ve Sudan, 2015’te tarımsal işbirliği anlaşması imzalamış ve Türkiye bu ülkede 99 yıllığına kullanmak üzere tarım arazisi kiralamıştı. Ancak bu arazilerde üretim başlamadı. Sudan’da Ömer El Beşir’in darbeyle devrilmesinin ardından kiralık arazilerin durumu gündeme gelmiş ancak bir sonuca ulaşmamıştı. Ömer el Beşir’in iktidar olduğu dönemde Türkiye ile Sudan arasında 24 Aralık 2017’de imzalanan Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması, geçen hafta TBMM Dışişleri Komisyonu’na getirildi. Komisyon görüşmelerinde konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kı ‘TÜİK’İN ÜRETİM VERİLERİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR’ Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, Türkiye’de 80’li yıllarda 2 milyon ton olan bakliyat üretiminin bugün 1 milyon tona gerilediğine dikkat çekerek Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan, baklagil ürünlerine pozitif ayrımcılık istedi. Ulusal Baklagil Konseyi’nin 9. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Özdemir, şu tespitlerde bulundu: l Türkiye, 2017’de 373 bin ton, 2018’de 352 bin, bu yılın ilk 10 ayında 274 bin ton kırmızı mercimek ithal etmiş. Bunlar genelde dahili işleme kapsamında gelip tekrar ihracatı yapılan ürünler. O malları üçüncü ülkelerden alıyoruz. Problem burada. l Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri gerçeği yansıtmıyor. TÜİK’e göre, 2018’de Türkiye’de 630 bin ton nohut üretilmiş. Buna inanmı yoruz. TMO’nun aldığı bir miktar nohut var, Mersin’e gelen 50 bin ton. Peki, gerisi nerede? l Kırmızı mercimek 310 bin diyor. Türkiye’de 310 bin ton mercimek olsa, kabuklusunun kilosu 5 liraya çıkmaz. Kırılmış mercimekte Kanada malını iç piyasada 4.104.20’ye satarken, yerli mercimekten yapılmış futbol mercimeği 6.606.70 liradan satıyoruz. Demek ki, bir yerde yanlışlık var. l Ekonomi Servisi ran, Sudan’daki yeni yönetimin eski yönetim döneminde imzalanan anlaşmalara bağlılığını teyit ettiğini, Sudan’ın yeni dışişleri bakanının 24 Aralık’ta Türkiye’yi ziyaret edeceğini belirtti. Komisyon toplantısında Sudan ile imzalanan Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması onaylandı. Muhalefet, anlaşmayla Türkiye’de üretilen birçok tarımsal ürünün Sudan’dan ithalatının önünün açıldığını vurgularken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, “İç piyasamızın ve üreticilerimizin aleyhine olan bir durumu bu anlaşmayla aslında tescil ediyoruz” dedi. Anlaşmanın ekinde Sudan’dan yüzde 100 kota içi tarife indirimi uygulanarak ithal edilmesinin önü açılan tarımsal ürünler madde madde sayıldı. Buna göre Sudan’dan 50 bin büyükbaş, 2 bin küçükbaş canlı hayvan, 2 biner ton küçük ve büyükbaş hayvan eti, 2 milyon yumurta, 500 ton bal, 3 bin ton turunçgil, 3 bin ton limon, 5 biner ton buğday, arpa, yulaf, çavdar ithal edilebilecek. Anlaşmayla 500 ton at, eşek ve katır eti ile 500 ton at, eşek ve katırın da aralarında bulunduğu hayvanların sakatatları da gümrük vergisi uygulanmadan ithal edilecek tarım ürünleri arasında sayıldı. l ANKARA Azeri gazında indirim talebi VakıfBank artık Hazine’ye ait Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün idare ve temsil ettiği yüzde 58.51’lik hissenin devir işlemlerine ilişkin süreç tamamlanırken, bankanın yüzde 58.51’lik hissesi Hazine’ye devredildi. Bankanın Hazine ve Maliye Bakanlığı’na devredilen hisseleri, 2.5 milyar lira olan banka sermayesinin 1 milyar 463 milyon liralık kısmını oluşturuyor. Hazine’ye devredilen hisselerin toplam büyüklüğü 13.9 milyar TL. Halkbank ve Ziraat Bankası’nın aksine VakıfBank, Varlık Fonu şemsiyesi altında bulunmuyordu. Hazine’nin elindeki VakıfBank hisseleriyle ne yapacağı merak konusu. l Ekonomi Servisi 4.82 milyar dolarlık cari fazla Cari denge ekimde zayıflayan turizm gelirleri ve artan dış ticaret açığının etkisiyle önceki aylara göre azalmasına rağmen fazla vermeyi sürdürdü. Ekimde cari fazla 1.55 milyar dolar olurken yılın ilk 10 ayı itibarıyla 4.82 milyar dolar oldu. Merkez Bankası verilerine göre 12 aylık kümülatif cari işlemler fazlası ise 4.34 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari dengenin pozitife dönmesini sağlayan başlıca nedenler arasında TL’deki değer kaybının ithalatı pahalılaştırması ve yavaşlatması, ekonomideki yavaşlamanın iç talebi zayıflatması ve turizm gelirlerindeki canlı seyir bulunuyor. l Ekonomi Servisi Fed bu kez faiz değiştirmedi ABD Merkez Bankası (Fed), iki gündür süren Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısının ardından dün faizlerde bir değişikliğe gitmediğini duyurdu. Böylece Fed’in politika faizleri yüzde 1.501.75 aralığında sabit kalmış oldu. Fed, rezerv fazlasına ödenen faiz olan IOER’yi de değiştirmeyerek 1.55 seviyesinde sabit tuttu. Bu kararla Fed’in son 3 toplantıda gerçekleştirdiği faiz indirim serisi son buldu. Fed, son olarak 30 Ekim’de faizlerde 25 baz puan indirime gitmişti. Fed’in bir sonraki faiz toplantısı 29 Ocak’ta açıklanacak. Fed’in, “belirsizlikler” ifadesinin çıkarıldığı karar metninde, faiz seviyelerinin büyümeyi destekleyecek nitelikte olduğuna işaret edildi. l Haber Merkezi Üst gelir grubu ev seçimi yaparken gösterişsiz lükse, orta gelir grubu ise çocuklarının mutluluğunu ön plana koyuyor. HERKES EVINDEN ŞIKÂYETÇI Türkiye’de yaşayan üst gelir grubunun yüzde 29.2’si konutundan memnunken, yüzde 46.5’i ise memnuniyette kararsız kaldı. Yüzde 24.3’ü ise konutundan memnun değil. Orta gelir grubuna sahip grubun ise konutlarından memnuniyet oranı yüzde 15.2, memnun olmayanların oranı 32.8 iken, memnuniyette kararsız olanların oranı yüzde 52 oldu. EVA Gayrimenkul Değerle me Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı ile Akademetre Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Zeytin, Gayrimenkulün Büyük BuluşmasıRE360’ta yaptıkları “Karşılanmamış Beklentiler” sunumunda şu tespitleri paylaştı. n Konut almadaki önceliklerde de segmentler arası farklılık ortaya çıkıyor. Üst segment, konut seçiminde, yalınlık ve gösterişsiz lüks ile yönetilebilir ev anlayışını tercih ederken orta ve alt segment konut seçiminin odağına, çocuklarının mutluluğunu koyuyor. n Üst segment, hizmet alanında, sorunlar karşısında başvurulacak tek bir yetkili ile etkin site yönetimini tercih ederken, orta segment, sosyal etkinlikler ve acil sağlık hizmetini bu alanda ilk sıralara koyuyor. l Ekonomi Servisi Ankara, Avrupa’daki ortalama seviyenin iki katı fiyattan gaz aldığı Baku’dan indirim istedi. EMRE DEVECI Rus gazından yüzde 12 ucuz olacağı açıklanan ancak TANAP’taki yüksek taşıma ücretleri nedeniyle en pahalı gaz konumuna yükselen Azeri gazı için Ankara’dan indirim talebi geldiği öğrenildi. Avrupa’da doğalgaz fiyatları 11 Aralık itibarıyla spot piyasada 1000 metreküpte 165 dolar seviyesindeyken Azeri gazı taşıma ücretiyle 300 doları aşıyor. Türkiye TANAP’ta Eskişehir tesliminde 78 dolar, Trakya tesliminde 103 dolar gibi astronomik taşıma bedeli ödüyor. Ocakeylülde Türkiye’nin Azeri gazı alımında yüzde 31.6’lık artış oldu ve Azeri gazının toplam içindeki payı yüzde 21’e yükseldi. Öte yandan, Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in, “Doğalgaz olması gerekenden yüzde 59 daha ucuz” açıklaması yeni zam mı gelecek sorularına neden olurken, eski BOTAŞ Gaz Alımı Daire Başkanı Ali Arif Aktürk, Türkiye’nin uzun vadeli ve petrole endeksli sözleşmeler nedeniyle doğalgazı pahalıya aldığını ancak yakın zamanda zam beklemediğini dile getirdi. Bankalar batıklar için varlık yönetim şirketi kuracak Türk bankaları, yeni krediler için alan yaratmak ve ekonomiyi desteklemek amacıyla gelecek yılın mart ayına kadar bazı tahsili gecikmiş alacakların (TGA) bilançolardan temizlenmesi için varlık yönetim şirketi kurmayı planlıyor. Bloomberg’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre bankalar, bu adımla uluslararası kurumları hissedar olarak çekmeyi hedefli yor. Bir kaynak, hangi tür sorunlu kredilerin devredileceğine daha sonra karar verileceğini belirtti. Tahsili gecikmiş alacakların kredilere oranı ekim ayı itibarıyla yüzde 5.2 seviyesinde bulunuyor. Bu oranın yıl sonunda yüzde 6.3’e ulaşabileceği belirtiliyor. BDDK, eylülde bankalardan 46 milyar liralık kredinin yıl sonuna kadar TGA olarak sınıflandırılmasını istemişti. l Ekonomi Servisi Kemal Tanca’da iflas riski EMRE DEVECI Geçen ay konkordato başvurusunda bulunan 130 mağazalı ayakkabı markası Kemal Tanca için hazırlanan bilirkişi raporunda, şirketin sürekliliğiyle ilgili önemli belirsizlik olduğu belirtildi. EY tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan raporda, 31 Aralık 2018 itibarıyla şirketin 286 milyon TL’si kısa vadeli olmak üzere toplam 337 milyon TL’lik borcu, 15 milyon TL özkaynağı olduğu bilgisi paylaşıldı. Raporda şirketin birikmiş zararlarının 14.2 milyon TL olduğu ve 2018 soru itibarıyla kısa vadeli borçlarının dönen varlıklarından 39.8 milyon TL daha fazla olduğuna dikkat çekilerek bu durumun, işletmenin sürekliliğinin devamına ilişkin ciddi şüphe oluşturabileceği belirtildi. Eren Çamurdan Boyner 12 mağaza açacak Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Eren Çamurdan, 2020’de 12 yeni mağaza açacaklarını belirterek Boyner’in 38 ilde toplam 112 mağaza ve 270 bin metrekareye ulaşan satış alanı olduğunu söyledi. Çamurdan, bu yıl 7 mağaza açtıklarını anlatarak “Müşterilerimiz mağaza içinde yüzde 25 oranında daha fazla vakit geçiriyor. Sepet ortalaması da buna bağlı olarak yüzde 20 artıyor. Boyner mobil uygulamamız da 3.2 milyon kez indirildi” dedi. Boyner olarak hazırlıklı olun, hayata tutunun sloganıyla 3 farklı deprem çantası hazırladıklarını ve çantaları maliyetine müşterilerine sunduklarını kaydeden Çamurdan, 24 saat, 48 saat ve 72 saat süreler için tüm yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek malzemelerden oluşan çantaların içinde yemek seti, ilk yardım seti, hijyen seti ve afet seti bulunuyor. Özel teknolojiyle hazırlanan ve en az iki yıl dayanıklı gıda malzemelerinden oluşan yemek seti, acil bir durumda ihtiyaç duyulacak kalori hesabı yapılarak hazırlandı. Sette yemekleri ısıtma imkânı sunan özel alevsiz ısıtıcı dahi var” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi İngiltere uçurumun kenarında Bugün, Birleşik Krallık (İngiltere) seçmeni “ileri” doğru bir adım atmakla, uçurumun kenarından geri dönmek arasında bir seçim yapıyor. Seçimlerden iki gün önce, sağ ve sol yorumcular arasında iki olasılık genel kabul görüyordu: Ya bir Muhafazakâr Parti çoğunluk hükümeti ya da bir İşçi Partisi azınlık hükümeti. Bir İşçi Partisi çoğunluk hükümeti çok uzak bir olasılık. Bir Muhafazakâr Parti çoğunluk hükümeti kurulursa, seçmen “ileri” doğru büyük bir adım atmış demektir. Tarihsel genel seçimler İngiltere tarihinde, yeni bir ekonomik model getiren iki seçim var. Birincisi, II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından herkese ücretsiz hizmet verecek ulusal bir sağlık sisteminin ve genel olarak “refah devletinin” kurulma sürecini başlatan 1945 seçimleri. İkincisi, Margaret Thatcher’ı iktidara getiren, neoliberal dönemi başlatan 1979 seçimleridir. Bugün yapılmakta olan seçimler, neoliberal dönemi kapatarak yeni bir ekonomik modele geçilmesinin ya da Singapur tarzı dizginlerinden boşanmış, “Yeni Faşizme” doğru koşan bir kapitalizmin yolunu açacaktır. Bir İşçi Partisi hükümeti, refah devletinin restorasyonu, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, ulaşım, telekomünikasyon, enerji, eğitim sektörlerini yeniden devletleştirerek toplumun altyapısının yenilenmesi, yeni bir ekonomik modele geçilmesi anlamına gelecektir. Bu genel olarak İngiltere kapitalizminin, talep yetersizliği, düşük verimlilik, toplumsal mutabakat gibi sorunlarına uygundur; çalışanların yaşam koşullarında da önemli iyileştirmeler getirecek, ikinci bir Brexit referandumuyla toplumsal mutabakatı yeniden oluşturma şansı yakalayabilecektir. Bu model başarılı olduğu takdirde, İskoçya’nın ayrılma arzusu, İrlanda barış sürecine yönelik tehlikeler zayıflayabilir. İkinci seçeneğe daha yakından bakmak gerekiyor. ‘Yeni Faşizme’ doğru Boris Johnson, Muhafazakâr Parti liderliği içindeki bütün ılımlıları, bir anlamda hareketin “duayenlerini” tasfiye etti. Böylece parti, “European Research Group” adlı örgütün “sağcı reaksiyoner” seçkinlerinin eline geçti. Columbia Üniversitesi’nden Prof. Mark Lilla’nın vurguladığı gibi “muhafazakâr” var olanı, ufak, kozmetik değişikliklerle korumaya çalışır. “Reaksiyoner”, nostaljiktir, var olanı yıkarak bir “mükemmel” geçmiş dönemi yeniden yaratmaya çalışır, faşist hareketler gibi... Muhafazakâr Parti’nin seçim manifestosunda, bu geriye dönme niyetinin ipuçları var. Yürütme, yasama ve yargı arasındaki ilişki, yürütmeyi güçlendirecek biçimde yeniden düzenlenecek, “insan hakları” yasaları ulusal güvenliğe öncelik verecek yönde değişecek. Ülkedeki göçmenlerin sayısını azaltacak. Manifestoda yok, ama partinin kimi önde gelen politikacıları, seçim kampanyası sürecinde göreli bir bağımsızlık sergileyen, yalan söylemeyi zorlaştıran, BBC ve Kanal4 televizyonlarının lisanslarının gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyorlar. Diğer bir deyişle Johnson hükümeti, basını da “hizaya” sokmaya kararlı. Brexit üzerine yalanlara dayalı Muhafazakâr Parti kampanyası finiş çizgisine yakınlaştıkça “göçmenler burasını kendi ülkeleri sanıyorlar” gibi açıkça ırkçı ifadeler de öne çıkmaya başladı. Hak ve özgürlüklere saldırmaya, ekonomide tüm denetimleri kaldırmaya niyetli, “anlaşmasız Brexit” konusunda kararlı bir hükümet olasılığı var. Financial Times, The Times gibi iş çevrelerinin geleneksel gazetelerin ekonomi yorumcuları kaygılı. Peki, öyleyse bu “Muhafazakâr Parti neyi temsil ediyor?” Bu soruya, May’in maliye bakanı Hammond, “İş çevrelerini değil Londra mali piyasasındaki küçük bir azınlığı” diye cevap veriyor. The Guardian’daki bir yorum, kampanya boyunca Muhafazakâr Parti’ye yapılan, 7 bin 500 sterlinin üzerindekilerden oluşan 12 milyon sterlinlik bağışa (İşçi Partisi’ninki, toplam 3.7 milyon sterlin) bakarak “ufak bir grubun temsilcisidir” diyor. Ekonomist F. Coppola da 50 bin sterlinden büyük bağışların yüzde 80’inin son yıllarda partiye 130 milyon sterlinden fazla bağış yapmış “Liderler Grubu” denen bir yapılanmanın üyelerinden geldiğine dikkat çekiyor. Benim de aklıma, Dimitrov’un “sermayenin en gerici kesiminin iktidarı” sözleri geliyor. KISA... KISA... l Garanti BBVA takipteki krediler portföyündeki 323.3 milyon TL tutarındaki kredi kartı, bireysel destek kredisi, kredili mevduat, ticari kredi ve masraf hesabı türündeki tahsili gecikmiş alacakları 25.1 milyon TL’ye sattı. l Moody’s, ekonomik büyümenin zayıflaması nedeniyle Avrupa bankalarının görünümünü “durağandan” “negatife” çevirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle