19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT 912 KASIM 2019 SALI Tutuklu avukatların aileleri, AYM ve Yargıtay’dan adil yargılanma istedi Aileler adalet bekliyor Tutuklu avukat Aytaç Ünsal’ın annesi Nermin Ünsal, tahliye kararına müdahale edildiğini belirterek “SEGBİS ile gizli tanık dinlenirken biz yanındaki suflörün sesini duyduk. Mahkeme başkanı, tanığı yönlendirdi” dedi. İstanbul’da, terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla yargılandıkları davada mahkum edi len Çağdaş Hukukçular Derne ği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bü rosu üyesi avukat ların aileleri, Yar gıtay ve Anaya sa Mahkemesi’ne, “başvurularını bir Alican uludağ an önce görüşmeleri” talebinde bu lundu. Tutuklu avu kat Aytaç Ünsal’ın annesi Ner min Ünsal, “20 yılı ceza mah kemelerinde olmak üzere 32 yıl hâkimlik yaptım. Böyle hu kuksuzluk görmedim. Adil yar gılanma istiyoruz” dedi. Ayşe gül Çağatay’ın annesi Müzey yen Çağatay da “Arkamızda ne Trump, ne Merkel var. Bir pa Tutuklanan ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının aileleri gazetemizi ziyaret etti. paz kadar olamadık” diye konuştu. Aytaç Ünsal’ın annesi Nermin, babası Nihat Ünsal, Aycan Çiçek’in annesi Saniye Çiçek, Ayşegül Çağatay’ın annesi Müzeyyen Çağatay, Engin Yıldırım’ın eşi Meral, babası Sebahattin Gökoğlu, tutuksuz avukat Didem Baydar Ünsal’ın annesi Gülay Baydar ve babası Adem Baydar gazetemizin Ankara Bürosu’nu ziyaret ederek, çocuklarının cezalandırıldığı davadaki hukuka aykırı buldukları noktaları anlattı. Nermin Ünsal, “mahkumiyet kararlarının hukuka aykırı deliller üzerinden verildiğini” anlatırken, 47 klasörlük davanın 3. duruşmada sonuçlandırılmasını eleştirdi. Suflörün sesi duyuldu Ünsal, “İlk duruşmada heyet, avukatların tahliyesine karar verdi. Ancak davaya yapılan müdahale sonucunda yeniden yakalama kararı çıkarıldı. Daha sonra heyetin tümü görevden alındı. Yerine atanan heyet, delil olarak öne sürülen SD kartla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırmadı. 200 kişinin tutuklanmasına neden olan gizli tanık B.E’nin ifadeleri hukuka aykırı delil olarak kullanıldı. SEGBİS ile gizli tanık dinlenirken biz yanındaki suflörün sesini duyduk. Mahkeme başkanı, tanığa sürekli müdahale etti, yönlendirdi. Eski ifadesini okuyarak, ifadelerini dikte ettirdi. Kovuşturmanın genişletilmesi talepleri reddedildi. Polisin ve savcının topladığı delil ler yeterli denildi. Karar açıklanırken heyet herkesi dışarı çıkardı. Esas hakkındaki savunmaları alınmadı, son sözleri sorulmadı. Bütün hukuk kuralları aşılarak, tarafsız ve bağımsız olmadıklarını ilan ederek, her şeyi yok sayarak cezalandırma kararı alındı. Hiçbir talebimiz kabul edilmedi. Jet hızıyla cezalandırıldılar. Ben 32 yıllık hâkimlik yaptım. Ben böyle hukuka aykırı bir yargılama görmedim. Bu zamana kadar bildiğim tüm hukuk kuralları yok sayıldı. Hukukun üstünlüğü yok, üstünlerin hukuku var. Oysa biz bu davada sadece adil bir yargılanma istiyoruz.” ‘Papaz kadar olamadık’ Eski asker olan Adem Baydar da “Ben 31 sene üniforma giydim bu ülkede. Bunun için miydi? Böyle bir ülkede yaşamak istemiyorum. İlkokul müsameresi daha inandırıcıdır” ifadesini kullandı. Meral Gökoğlu ise “Burada yargılanan onların avukatlık pratiğidir” derken, Müzeyyen Çağatay, “Bizim kimsemiz yok. Ne arkamızda Trump, ne Merkel var. Bir papaz kadar olamadık” ifadelerini kullandı. l ANKARA KHK, İBB’den ihraç edildikten sonra Almanya’ya giden Apaydın’ın peşini bırakmıyor KHK’liye evlilik engeli DELEGELERDEN BİLDİRİ TBB yönetimini tanımıyoruz Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) delgeleri, 12 baronun olağanüstü genel kurul talebini reddeden yönetime tepki gösterdi. Metin Feyzioğlu yönetiminin “görevi kötüye kullanma suçunu” işlediğini belirten delegeler, “TBB Başkanı ve yönetim kurulunu tanımadıklarını” açıkladı. Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Antalya’nın da aralarında bulunduğu 17 ildeki 99 TBB delgesi, “TBB Yönetim Kurulu’nun hukuku çiğnemesine izin vermeyeceğiz” başlıklı ortak bir bildiri yayımladı. Avukatlık Yasası’nın öngördüğü, en az 10 baro yönetim kurulunun olağanüstü genel kurul çağrısı yapabilme kuralını, 12 baro, yönetim kurullarında karar alarak yerine getirdiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: “TBB Yönetim Kurulu’nun, 12 baronun çağrısı üzerine TBB delegelerine, toplantı gününü belirleyerek olağanüstü genel kurul çağrısı yapması gerekirken, yetkisi olmayan bu konuda 3’e karşı 6 oyla karar alarak, olağanüstü genel kurul çağrı talebini reddetmesi, TBB Yönetim Kurulu’nun ‘görevini kasten kötüye kullandığını’ açıkça göstermektedir.” Öte yandan, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Adana, Mersin, Aydın, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Van Barosu başkanları, bugün, İstanbul Barosu’nun ev sahipliğinde bir araya gelecek. l ANKARA / Cumhuriyet ZEHRA ÖZDİLEK ki kavgadan alakası olmamasına İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) mühendis karşın kendisinin de etkilendiğini söyledi. Apaydın, “Başka bir ülkede sıfırdan başlamak öncelikle zor. olarak çalışırken KHK ile ihraç Belli bir dil seviyesini aştım, en edildikten sonra kaçak yollarla Al önemlisi oturum aldım ve bu bana manya’ ya giden ve yaklaşık üç yıl moral oldu. Yalnız Avrupa’da da dır orada yaşayan İbrahim Apay olsam KHK zulmü peşimi bırak dın (32), evlilik için gün mıyor. Yazın kız arkada almaya gittiği konsolos şımla evlilik için gün al lukta pasaport verilmedi maya gittik konsolosluğa, ği için nikâh kıyamadı. belgelerimiz tamamdı fa İBB mühendis ola kat KHK durumundan do rak çalışırken Cumhur layı bana pasaport verile başkanı Recep Tayyip meyeceği için nikâhımız Erdoğan’ın Gezi Parkı’na kıyılmadı” dedi. Topçu Kışlası yapmak is OHAL komisyonunda temesi projesine destek ki itiraz dilekçesine yanıt vermediği için sürgün Apaydın alamadığını dile getiren edilen ve çeşitli baskıla Apaydın şöyle devam etti: ra maruz kalan Apaydın “Ekrem İmamoğlu’nun seçimi ka darbe girişiminin birinci yıldönü zanmasına sevindim, Kadir Topbaş münde ihraç edildi. Apaydın, ka ve ekibinin bana ve arkadaşlarıma çak yollarla Yunanistan’a ardından yaptığı sürgünler, cezalar, mob da Almanya’ya gitti. bingler ve görevden almaları uma Almanya’da oturma iznini alan rım bu yönetime muhalif de olsa Apaydın, iki dinci grup arasında kimse yaşamaz.” l BERLİN Osmanlı mirası üzerine kurulduğunu söyledi, Osmanlı, Selçuklu kökü olmasa Cumhuriyetin de olmayacağını söyledi... Dedi de dedi... Ve Erdoğan da AKP iktidara geldiğinde önce milli Atatürkçü oldu! bayramları yok saymaya 10Kasım bir kez daha gösterdi ki, Mustafa Kemal Atatürk, hâlâ çalıştı, 10 Kasım anmalarında olmamak için her şeyi yaptı.  Milli bayramların adeta halkın belleğinde, gönlünde unutulması için, “Bu yaşayan en büyük lider... bayramlar halktan kopuk, Hiçbir zorlama olmadan, devlet kutluyor. Bırakalım her yaştan genciyle tüm halk kutlasın” kılıfı uyduruldu. toplumun Atatürk’e olan Baktılar ki halk kutlamaya saygısını, sevgisini göstermek devam ediyor, anıtlara çelenk için ortaya koyduğu çabanın yasağı getirildi. Baktılar ki, değil Türkiye’de, dünyada eşi bu yasak çok geri tepiyor, benzeri yok.  vazgeçildi... Her seferinde daha da 15 Temmuz 2016’da büyüyor... AKP Genel Merkezi’ne Toplumun umutsuzluğa boydan boya astıkları afişte düştüğü her karanlık anda, Atatürk’ün fotoğrafı vardı. yeniden aydınlanıyor, 10 Kasım 2019’da da aydınlatıyor.  Erdoğan’dan bir Atatürk Yeryüzündeki en büyük destanı dinledik. Erdoğan, mucize, en doğal olandır. kafasının arkasındaki Atatürk’ün gücü buradan düşüncelerin hiçbirinden geliyor.  vazgeçmeden, vitrine bir “Benim manevi mirasım akıl Atatürk anması ve anlaması ve bilimdir” diyen bir liderin yerleştirmiş görünüyor. güncelliği nasıl kaybolur ki! Dedi ki: Madem yok “Bir ulusun kurtuluşu için sayamıyoruz, var sayalım! olmadıkça, savaş cinayettir” HHH diyen bir askerin bu Osmanlı anlatımından sözünden daha hümanist kaç harf devrimine kadar söz bulabilirsiniz ki! Erdoğan’ın hâlâ tarihimizdeki “Yurtta sulh cihanda sulh” pek çok olaya başka bir diyen bir devlet adamından pencerelerden baktığı daha küresel bakabilen kaç anlaşılıyor. insan var ki! Atatürk, Osmanlı’ya değil, HHH Osmanlı yönetimindeki Atatürk öylesine yaşayan emperyalizme teslim olmuş bir lider ki, kimse ona kayıtsız yapıya karşıydı. Onları kalamıyor. bağımsızlık mücadelesine Necmettin Erbakan da çekmek için neler çektiğini Refah Partisi Genel Başkanı Nutuk’ta yeri geldikçe anlatır. iken 1994’te şöyle demişti: Harf devrimi öncesi “Atatürk yaşasaydı, Milli okuma yazma oranıyla Görüşçü olurdu, Refah Partili ilgili gerçekler bir yana, olurdu...” matbaanın İstanbul’a gelişi ve O günlerde şu zeminde bir sonrasındaki bir asır boyunca yazı yazmıştım: basılan kitap sayısı hakkında “İnsanın aklına ilk ‘yok, acaba bilgi sahibi midir? elinin körü olurdu’ gibi bir söz Sadece 180! geliyor ama, olsun... Sonunda Erdoğan’a verilebilecek çok Erbakan da Atatürkçü oldu!” yanıt var, ama asıl olan şu: Aradan 25 yıl, çeyrek asır Atatürk, topluma bütün geçti. 10 Kasım 2019’da yönleriyle anlatılmazsa... 100. Erdoğan şöyle dedi: yılına giren pek çok alandaki “Atatürk’ü sadece anmak mücadelesi yeni kuşaklara yetmez, önce anlamak aktarılmazsa... Atatürk’ün gerekir. Ne Atatürk’ü ne temel ilkeleri ışığında Cumhuriyeti istismarcılara Türkiye’ye bir gelecek hedefi terk etmeyeceğiz...” konmazsa... Erdoğan da bu Bu sözlerin ardından derin alanda kendine rol bulmaya analizlere girdi, Cumhuriyetin kalkar! Arınç’ın damadı, FETÖ davasında beraat gerekçesine itiraz etti Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yargılandığı FETÖ davasında, hakkında “delil yetersizliğinden beraat kararı” verilmesine itiraz etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın beraat kararına itirazının ardından başvurusunu yapan Yeter, beraatın “yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediği nin sabit olması” veya “yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması” maddelerinden verilmesini talep etti. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, beraat gerekçesinde Yeter’in FETÖ’nün 5 tepe yöneticisiyle 766 kez telefon görüşmesi yapmasını, evinde FETÖ lideri Fethullah Gülen’in kitaplarının bulunmasını, FETÖ iltisaklı dernekte yöneticilik yapmasını “örgüte sempati boyutunu aşmadı” diyerek suç saymamıştı. Eczacılar parasını alamıyor Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Başkanı Nurten Saydan, 20 iş günü içinde ödenir deniyor. Ancak, geçen nisan ayı da da ceza infaz kurumlarında bulunan hü hil olmak üzere 7 aydır kurumun kümlü ve tutukluların ilaç ihtiyaçları ödeneği olmadığı için reçete be nı karşılayan eczacıların ödemelerini delleri ödenmedi. Kurum, hâlâ alamadıkları için hizmet veremez du ödenek onayı çıkmadı diyor. Ku ruma geldiğini açıkladı. rum tarafından ödemelerin önü Saydan, “Adalet Bakanlığı Kapsa Nurten Saydan müzdeki Ocak 2020’ye bile kala mındaki Kişilerin Türk Eczacıları Bir bileceği söylendi” dedi. liği üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin İlaçları temin eden eczacıların ciddi eko Protokol”ü anımsatarak “Kuruma teslim edi nomik hak kaybı ve mağduriyet yaşadığını len fatura eki reçetelerin tamamı incelene söyleyen Saydan, noter aracılığıyla ihtar çe rek, fatura teslim tarihinden itibaren en geç kildiğini anımsattı. l Haber Merkezi VEFAT İstiklâl Harbi Madalyası sahibi Bahriye Kolağası merhum Osman Muhtar Soysal ile merhume Samiye Soysal'ın oğulları, Merhume Aliye Tümer, merhume Semire Uzunhekim, merhum Ahmet Muzaffer Soysal, merhume Selma Soysal, merhume Süheyla Özcan, merhum Yılmaz Soysal'ın kardeşleri, Merhume Sevgi Soysal ile Sevinç Karasapan Soysal'ın eşi, Defne Soysal ile Funda Soysal Fuhrmann'ın babaları, Canımız, OSMAN MÜMTAZ SOYSAL'ı kaybettik. Cenazesi 13 Kasım 2019 Çarşamba günü Zincirlikuyu Mezarlığı Camii'nden öğle namazını takiben Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle