19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 312 KASIM 2019 SALI kDaördrteşFiAnTİHFsA’ToCEİKAnİ yolculuğu İstanbul Fatih’te evlerinde siyanürle ölen 4 kardeş, Fındıkzade Albayrak Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Kardeşlerin naaşını ise maskeli AFAD ekibi taşıdı. Fatih Molla Gürani Mahallesi’nde geçen hafta bir dairede ölü bulunan Cüneyt (48), Oya (54), Kamuran (60) ve Yaşar (56) Yetişkin isimli kardeşler için dün cenaze töreni düzenlendi. İkindi namazının ardından Fındıkzade Albayrak Camii’nde düzenlenen törene, aile dostu Serpil Alkan, avukatı Aydın Egemen, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve çok sayıda yurttaş katıldı. Kardeşlerin naaşı cenaze namazının ardından maskeli AFAD ekibi tarafından taşındı. 4 kardeş, Ayazağa Mezarlığın’da toprağa verildi. l DHA Zonguldak 3 işçi göçükte yaralandı Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında meydana gelen göçükte, 3 işçi yaralandı. TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne ait maden ocağında dün sabah saat 11.00 sıralarında, yerin 560 metre altında üretim yapan maden işçileri, tavan göçmesi sonucu kömür ve taş yığınlarının altında kaldı. Göçükte yaralanan maden işçileri Muharem Kasım (27), Bayram Özdemir (40), Abdullah Okut (19), mesai arkadaşları tarafından kurtarıldı. l DHA Temsili fotoğraf Genç öğretmen PKK, FETÖ, MİT yalanlarıyla borçlandırıldı. İntiharın eşiğine gelen Sevil C., yaşadıklarını anlattı Bir 260/10 0 250/160 TARİHTE BUGÜN 280/14 0 190/10 0 240/15 0 250/8 0 180/2 0 130/1 0 80/1 0 270/20 0 90/4 0 50/3 0 110/4 0 120/5 0 1799: Meteor yağmuru ilk kez kaydedildi. 1929: Yeni harflerle basılan ilk Türk posta pulları kullanıma girdi. 1999: Bolu, Düzce ve Kaynaşlı’daki 210/6 0 80/4 0 7,2 büyüklüğündeki 290/13 0 190/10 0 depremde 894 kişi 230/8 0 200/8 0 70/6 0 210/1 1 0 öldü, 4 bin 948 kişi yaralandı. korku hikâyesi SEYHAN AVŞAR Öğretmen Sevil C., iddialara göre, 2017 yılında atandığı Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde tanıştığı Servet E. tarafından tehdit ve işkenceye maruz kaldı, bankaya binlerce TL borçlandırıldı. İntihar etmeye dahi kalkışan Sevil C., yaşadıklarını paylaştı. Servet E. iddialara göre genç kızın ev bulmasına, eşya almasına yardım etti, ailesinin güvenini kazandı. Bir arkadaşıyla yemeğe çıkan Sevil C.,’yi gören Servet E. genç kızı “Gittiğiniz mekân PKK’lilerin. Yanındaki öğretmenin nişanlı sı ise FETÖ’den alınan bir polis. Ondan uzak dur. Seni korumaya çalışıyorum. Kimseyi tanımıyorsun” şeklinde ifadeler kullandı. Sevil C.,’yi bu tarz söylemlerle arkadaş çevresinden uzaklaştıran Servet E., kendisinin MİT’e çalıştığını söyledi. ‘Asit kuyularına atarız’ Servet E: Ortağımdı Söz konusu iddialara ilişkin görüştüğümüz Servet E. ise, öğretmen Sevil C.’nin yalan söylediğini belirterek “Kendisi benim ortağımdı. O nedenle bana kredi çekti” dedi. 2017 yılının ekim ayının sonunda ise Servet E. iddialara göre öğretmen Sevil C.,’ye “Seni burada barındırmam. Asit kuyularında çok adamı yok ettik” tehdidiyle 40 bin TL kredi çektirdi. Servet E., öğretmeni ölümle tehdit etmeye, darp etmeye devam etti. Bölgeden tanıdığı Emniyet müdürünü, aynı binada kaldığı savcıyı, ilçedeki polisleri Sevil C.,’nin üzerinde baskı unsuru olarak kullanan Servet E. kredi olayından kısa bir süre sonra ise “kredi çekeceğim kefil lazım” diyerek Sevil C.,’yi kendisine kefil yaptı. Öğretmen Sevil C.,’nin kredi kartını da elinden aldı. Sevil C., daha sonra kefil yapıldığı kişinin Servet E.,’nin kardeşi olduğu ve miktarın 260 bin TL oldu ğunu öğrendi. ‘İstifa et, kaç’ Evden çıkamayan, başka insanlarla konuşamayan Sevil C.’nin ruh sağlığı bozuldu. Servet E., “Muaz Ergezen beni arayıp FETÖ’cü isim varsa ver’ diyor. Senin ismini veririm. Hapislerde çürürsün. Savcı da polis de bana dokunamaz” şeklindeki tehditlerine devam etti. Sevil C., yaşadıklarını bazı yetkililere anlattı. Ancak kendisine “İstifa et kaç buradan” denildi. Sevil C., yaşadıklarını Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yazdı. Ailevi sorunlar da eklenince yaşadıklarına dayanamayıp Van Gölü’ne giderek intihar etmeye kalkıştı. Doktor: Araştırılsın Öğretmen Sevil C., 13 Ağustos 2019 tarihinde yanına gelen annesiyle ilçeden kaçtı. Kaçar kaçmaz şikâyetçi oldu ve yaşadıklarını sosyal medya hesabından anlattı. Bakanlık Sevil C.,’yi tayin etti. Sevil C., şimdi zorla çektiği ve kefil edildiği 300 bine yakın borcun yükünü taşıyor. Öğretmen Sevil C. ilçeden ayrılmadan önce sağlık raporu almak için has taneye gitti. O sırada hastanedeki bir çalışan, “Size bunu yapan Servet E. isimli şahıs mı” diye sordu. Çalışan, “Daha önceden burada bir doktor vardı. Bu adam o doktora da size yaptıklarını yaptı” dedi. Hastane çalışanının ismini verdiği doktor da “Hoca hanımın nasıl bir şey yaşadığını tahmin edebiliyorum” diyerek konunun araştırılmasını istedi. l İSTANBUL Yanlış bilgi ve iddia Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen Atatürk’ü anma töreninde konuşmuş ve “Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz. Sürekli Cumhuriyet denilerek Cumhuriyet güçlendirilemez. Cumhuriyete en büyük katkıyı şahsımın başında bulunduğu hükümetler yapmıştır. (…) Son günlerde yine birileri ağızlarına sakız ettiler. Osmanlı’da okuma yazma oranı çok düşükmüş. Osmanlı’nın kendi silah sanayii yokmuş. Osmanlı yönetimi altındaki halklara zulmedilmiş. Hepsi de yalandır, iftiradır. (…) Osmanlı’ya, Selçuklu’ya haksızlık etmemek gerekir” demiş. HHH Kompozisyon olarak yanlış bir konuşma. Toplantının amacı Cumhuriyetin, yani tarihin ilk ve tek Türk devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak ve bu vesile ile onu değerlendirip övmek idi. Ama AKP Genel Başkanı anmayı vesile yaparak Cumhuriyetçileri ve Cumhuriyetin dünya görüşünü, dolayısıyla da Atatürk’ü eleştirdi. Bir cumhurbaşkanı asla böyle bir konuşma yap(a)maz. HHH Ruhsatsız sarayda yapılan törenlerde tarihteki 16 Türk devletinin askeri kıyafetlerini giyen askerler de yer alıyor: Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ak Hun İmparatorluğu, Göktürk Kağanlığı, Avar Kağanlığı, Hazar Kağanlığı, Uygur Kağanlığı, Karahanlı Devleti, Gazne Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Harezmşahlar Devleti, Altın Ordu Devleti, Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu... HHH İyi de, bu devletlerin hiçbirinin adında Türk sözcüğü yok. Göktürk Kağanlığı’nın ancak yarısı Türk. Bu nedenle tarihte bir tek Türk devleti vardır, adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Anadolu Selçukluları, Farsçayı edebiyat ve devlet dili olarak kullanıyordu; siyasal ve kültürel bakımdan İran’ın etkisi altındaydı. Keykubat, Keyhüsrev, Keykavus gibi unvanları kullanan Selçuklu sultanları, yönetimde İran asıllı kimselere görev veriyordu. Halkı Türkmendi ama devlet Türk devleti değildi. Adı devletle özdeşleşmiş büyük vezir Nizamülmülk bir Fars idi. Türkmenler sonunda isyan etmek zorunda kaldı: Babai isyanları. HHH Dünyada bir ailenin adıyla anılan tek devlet Osmanlı Devleti’dir. Devleti kuran Kayı boyu Türk idi ama Osmanlı Devleti yıkıldığı zaman hanedan aile (dil, duygu, zihniyet olarak) artık Türk değildi. Kimi tarihciler Osmanlı Devleti’ni “SlavoGrekoTürk” olarak tanımlarlar. Osmanlı Devleti Türk olsaydı, sıbyan mekteplerinde, medreselerde öğrenim dili Arapça olur muydu? Devleti kuran halkın dili Türkçe ama devlet dili, edebiyat dili sentetik Osmanlıca... Bu nasıl iş?! İşte bu nedenle, YörükTürkmenlerin Osmanlı ve Selçuklu’ya istediği kadar hakaret etmeye hakkı var. Karamanoğullarına ise sonsuz saygı. HHH AKP Genel Başkanı aynı yanlış konuşmada: “Gazi Mustafa Kemal Samsun’a bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara’daki Meclis’i yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. Cumhuriyetin inşası da Osmanlı’dan devralınan mevcut idari sistem çerçevesinde gerçekleşmiştir. Tarihimiz bizim yörüngemizdir. Yörüngeden çıkan bir gök cismi yok olmaya mahkumsa toplumlar da öyledir. Bugüne kadar milletimizi kadim tarih yörüngesinden çıkarmaya kimse muvaffak olamadı” diyor. Gazi Mustafa Kemal elbette Osmanlı subayı idi. Ama Türklüğünü unutmamış bir Türk idi. Yaptığı işler, kurduğu devletin adı bunun en önemli kanıtıdır. AKP Genel Başkanı, “Tarihimiz bizim yörüngemizdir. Yörüngeden çıkan bir gök cismi yok olmaya mahkumsa toplumlar da öyledir. Bugüne kadar milletimizi kadim tarih yörüngesinden çıkarmaya kimse muvaffak olamadı” diyor. Ki bu da yanlış! Uyduların yörüngesi olur. Yörünge, bir gök cisminin başka bir gök cisminin çevresinde dolanırken izlediği yol. AKP’ye kadar, Türkiye Cumhuriyeti’nin elbette yörüngesi yoktu. Akla dayalı ulusal siyaseti ve yolu vardı. AKP Genel Başkanı, ne yazık ki, gene yanılıyor: Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Devleti’nin “kadim” (ıskarta) yörüngesini bilinçli olarak terk etti; Çağdaş Uygarlık Takım Yıldızı’na katıldı. 18 yıllık engele karşın hâlâ orada. Tarihin arabasında “geri vites” yoktur! Geçmiş ola! Komisyon üyelerinden Rabia Naz gözlemleri: Çatıdan düşse veranda parçalanır SELDA GÜNEYSU / MAHMUT LICALI Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu üyelerinin Giresun’un Eynesil ilçesindeki ziyareti, Rabia Naz’ın ölümüne ilişkin akıllara yeni sorular getirdi. MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, “Rabia Naz’ın çatıdan düştüğü söyleniyor. Çatıdan düşse veranda parçalanır, yırtılır, oraya düşemez. Çatının diğer tarafından düşse, bahçeye düşmesi gerekiyor. Bulunduğu yere sırtüstü sürünerek geldiğini söylüyor görgü tanığı ama niye kan izi yok” diye sordu. Eynesil’deki gözlemlerini aktaran MHP’li Enginyurt, komisyonun iyi ki Eynesil’e gittiğini belirterek öncelikle Rabia Naz’ın düştüğü apartmanda incelemeler yaptıklarını anlattı. Olayı soruşturan başsavcı ile görüştüklerinin altını çizen Enginyurt, “Olay için ‘trafik kazası’ da ‘bina üze rinden düşmüş de diyemem’ diyor. İyi ki komisyon olarak oraya gitmişiz dememin önemli kazanımı bu. Ben oraya gitmeden bir çatı, bir veranda... 10 metreden fazla atlaması gerekir betona düşmesi için. Oradan atlaması mümkün değil, ben de olay yerini gördüm” dedi. Komisyon üyesi CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da anne Atika’ın da bir bebek dünyaya getirdiğini ve onun adını da Rabia Naz koyduklarını kaydetti. l ANKARA otopsi videosu tartışma yarattı Rabia Naz’ın şüpheli ölümüne ilişkin verdiği hukuk mücadelesiyle tanınan baba Şaban Vatan'ın sosyal medya hesabından yayımladığı video yürek burktu. Paylaşımında gözyaşları içinde iktidara seslenen Vatan, "Ben kızımın otopsi videosunu izliyorum. Ey insanoğlu görün! Adalet neler izletiyor! Böyle adalet yerin dibine batsın. Hükümet size sesleniyorum: Ben kızımın bütün organlarını canlı canlı izliyorum. Bir Nurettin Canikli için bunları yaptınız!" ifadelerini kullandı. Vatan’ın paylaşımının sosyal medyada büyük Baba Şaban Vatan ve kızı Rabia Naz yankı yaratmasının ardından açıklama yapan Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı, otopsi videosunun Vatan’a başsavcılık tarafından izletildiği iddiasının doğru olmadığını, soruştur ma dosyasının avukatı ile paylaşıldığını açıkladı. Başsavcılığın açıklamasında, Rabia Naz’ın yeleği ve tırnağından alınan DNA örneklerinin 13 kişiyle karşılaştırıldığı ancak uyum tespit edilemediği belirtilerek “DNA mukayesesi için 28.08.2019 tarihinde kan örneği alınmak istenmesine rağmen baba Şaban Vatan, kendisinden ve oğlundan kan örneği alınmasına rıza göstermemiştir. Bu nedenle otopside bulunan erkek DNA karşılaştırması ile ilgili kesin bir kanaate ulaşılamamıştır” denildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle