Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 12 KASIM 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ HABER/YORUM Pera’da, Müjdat’la volta atmanın keyfi Vefa Lisesi’nden vefalı dostum Müjdat Gezen’in Pera müzikalini TİM’de izlerken İstanbulumuzun dünden bugüne binlerce yıllık serüvenini, onu temsil eden zarif kırmızılı kadının şahsında her yönüyle yaşadım. Bazen acı acı güldüm, gülerken duygulandım, üzüldüm. Kara mizahın “ak mizahla” gelgitler oynadığı curcunada güzellikle çirkinlik, iyilikle kötülük hep oynaştılar. Müjdat kenti gömmeye, yok etmeye çalışanlara inat içinde akların ve karaların oluşturduğu “inanılmaz zenginliğimizi” yediden yetmişe, herkesin seveceği bir üslupla sunuyor. Pera müzikalinde “klasik Müjdat’ın” köşe taşlarını gördüm. Kendi aklındakileri “söylettiği” kırmızılı kadın aynen, Gezi’de Taksim Meydanı’na sahip çıkan hatun misali, kentin esas sahibiydi, kentin kendisiydi. Cüneyt Arkın, Gönül Yazar ve Kayhan Yıldızoğlu’nun sahnede görünmeleri, izleyenleri yarım yüzyıl öncesinin İstanbul’una savurdu, herkesin gözleri yaşardı. Bugün kentte yaşadığımız Haydarpaşa İstasyonu ve Sirkeci Garı faciaları izleyenlerin kafalarında siyahla beyaz gibi ayrıştılar. Kırmızılı kadını darp edenler sergilendi. Sevgili Müjdat, İstanbul kentinin kozmopolit ve çokkültürlü kimliğini sade ve yormayan bir tarzda öne çıkarmış. Ama son bölümlerde işgale karşı direnişte de kentin nasıl öne çıktığını bir güzel sergiliyor. Atatürk ve kurtuluş da bir anlamda bu kentte planlanıyor. Mizahın içine “yumuşak güç” gibi serpiştirilmiş siyasal sözlerin izleyiciler üzerindeki etkisi çok kuvvetli, alkışlar bunun kanıtı oldu. Müjdat’ın Pera müzikali sadece müzikal bir komedi olmaktan çok ötede: İstanbul’un 16 milyon insanının ortaya koyduğu iradeye karşı çıkanların bugün yapmak istediklerini de sergiliyor. İstanbul mu? Kendimi bu kentle bütünleştirmiş bir insanım. Müjdat’la, Fatih semtinden kaynaklanan bir ortaklığımız var. Hatta beni doğduğum ve on yıl önce de Silivri’deyken ağır bir ameliyat geçirdiğim Haseki Hastanesi “ziyareti” söz konusu oldu. Ameliyat sonrası gece yarısı yataktayım, kapı aralanıyor ve Müjdat gözüküyor. Bilmem kaç kişiyi atlatarak beni ziyarete gelmiş. “Yolumun Kesiştiği Ünlüler” kitabımda Müjdat da vardı, orada bu olayı yazmıştım.(*) Bu kentte oturmadığım semt kalmadı: Fatih, Beşiktaş, Levent, Bakırköy, Cihangir, Beylerbeyi ve Ortaköy. İstanbul Dünya Ticaret Merkezi projemi 1979’da Başbakan Ecevit’e onaylatırken metropoliten planlaması üzerine İstanbul için kapsamlı bir çalışma da yapmıştım. 1980’de Japonya’da (Nagoya) UNDP toplantısında İstanbul’u anlatmıştım. Bu köşede son 25 yıl içinde İstanbul ile ilgili olarak çok sayıda yazım çıktı. Müjdat’ın Pera müzikalini izlerken biraz da bütün bu geçmişim gözümün önünden bir bir geçti. Ortaokulda iken Gezi Parkı’nda da, Gülhane Parkı’nda da taştan kale yaparak çift kale maçlar oynardık. Daha Vefa Lisesi’nde öğrenci iken Prof. Cavit Orhan Tütengil ile Millet Kütüphanesi’nin (Fatih) bahçesinde sohbet etmek, Demir Özlü dostumla gençlik yıllarımda Tepebaşı Pelit’te sohbetlerimiz, İsmet Sungurbey, Demir Demirgil, Sencer Divitçioğlu hocalarım (ve arkadaşlarımla) Rejans’ta, Yener’in Yerinde (Sultanahmet), Lefter’de kadeh tokuşturmalarımız: Attilâ İlhan’la Gezi, Divan, Etap kahvelerinde, sonradan kitaplaştırdığım yıllar süren sohbetlerimiz: dünya evine ayak bastığım Pera Palas oteli, Müjdat’ın Pera müzikalinde bir film şeridi gibi gözümün önünden geçtiler, birlikte volta attık! Pera müzikalinde sevgili dostum Müjdat’la Pera’da volta atmak gerçekten çok güzeldi, teşekkürler dostum... (*) Yolumun Kesiştiği Ünlüler, s.76, Kırmızı Kedi, 2017 Suriye’de 2 rahip öldürüldü Suriye’nin Kamışlı kentinden Deyr ez Zor’a giden Ermeni Katolik Kilisesi’nden rahip Hovsep Petoyan ve babası Abraham Petoyan, yolda araçlarına silahlı saldırı düzenlenerek öldürüldü. Halep Ermeni Başpiskoposluğu’nun yayın organı Kantsasar’da yer alan habere göre, saldırıda araçta bulunan Haseke Kilisesi Diyakozu Deacon Sanchez de yaralandı. Independent Türkçe’nin aktardığına göre, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), saldırıyı doğrularken, Amerikan Ermeni Asamblesi saldırının IŞİD tarafından üstlenildiğini açıkladı. l Haber Merkezi 12 KASIM 2019 SAYI: 34369 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:13 05:56 06:18 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:40 12:53 15:31 07:22 12:38 15:18 07:42 13:01 15:45 Akşam 17:56 17:43 18:09 Yatsı 19:18 19:04 19:28 ABD Başkanı Donald Trump hakkında 5 Ekim tarihli yazım, şu cümle ile sona eriyordu: “Nev York’un ‘emlak kralı’ olan Trump’ın siyasette ve diplomaside bir dediği bir dediğini tutmuyor. Türkçede bu tür insanlara ‘dengesiz’ denilmez mi?” HHH 9 Ekim’de, bu “dengesiz adam”, “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı” Recep Tayyip Erdoğan’a şu mektubu gönderdi: “Sayın Cumhurbaşkanı; Hadi iyi bir anlaşma yapmaya çalışalım. Siz binlerce kişinin öldürülmesinin sorumlusu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisini yok etmek istemem ki yaparım. (Önce iftiraya, sonra tehdide bakınız!) Yapabileceklerimin küçük bir örneğini Rahip Brunson konusunda zaten size göstermiştim. (Tehdit devam ediyor...) Sizin sorunlarınızı çözmek için çok çalışıyorum. (Zahmet etmesin!) Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum (Şahin Cilo adlı PKK’li) sizinle müzakere etmek istiyor, geçmişte yapamayacağı pek çok tavizi vermeye razı. Yeni elime geçen, bana hitaben yazdığı mektubu ekte size gönderiyorum. (Bir terör lideriyle, bir devlet bakanını eşit tutan mantıksızlığa bakınız!) Eğer bunu doğru ve insani şekilde yapabilirseniz, tarih size olumlu bakacaktır. Eğer iyi şeyler olmaz ise sizi sonsuza kadar şeytan (İnanca bakınız!) olarak görecektir. Sert adam olma. Aptal olma. (Hakarete bakınız!) Sizi daha sonra arayacağım. Saygılarımla, Donald Trump.” HHH Kimileri bu mektup çöpe atılsın, kimileri de iade edilsin, diyorlar. Bu “iadeli taahhütlü” mektup mu? Sultan hazretleri, bu tarihsel mektubu çerçeveletip Külliye’deki görkemli makam odasına asmalıdır... Asınca, acaba öğünür mü? Bu mektubun birer kopyası, her yıl Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Hukuk Bölümü’nün yeni öğrencilerine örnek bir ders belgesi olarak dağıtılmalıdır. HHH Mektup, Trump’ın Suriye konusunda Kongre liderleriyle yaptığı toplantıda “Türkiye’nin askeri harekâtına yeşil ışık yakmadığını ispatlamak için” Erdoğan’a “ağır” bir mektup yazdığını söylemesinin üzerine ortaya çıktı. Trump, Cumhuriyetçi Kevin McCarthy’den mektubun suretini masadakilere dağıtmasını istedi. Mektup, Kongre üyeleriyle de paylaşıldıktan kısa bir süre sonra, basına sızdı. Türkiye’deki tepkileri bir yana bırakıp ABD yayın İadeli taahhütlü mektup mu? kuruluşlarının mektubu değerlendirmelerine kısaca göz atalım... HHH Mektubu ilk olarak ABD Foks Nevs TV sunucularından Trish Regan’ın, Tvitter’da “Gazeteciler, mektupta yer alan ifadelerin yarattığı şaşkınlık nedeniyle, doğruluğunu Beyaz Saray ile teyit etmeleri gerekir!” diye yazdı... HHH Amerikan NBCTV kanalının baş siyaset yorumcusu Nicolle Vallace, “Beyaz SaraySon Dakika” adlı programında, mektubu okuduktan sonra, “Bu mektup, o kadar acayip ki, Beyaz Saray’dan doğruluğunu teyit etmem gerekti!” yorumunu yaptı. HHH CNN TV’nin Vaşington temsilcisi Jack Tapper, canlı yayında “Mektubu ilk gördüğümde şaka sandım, sahte olduğunu düşündüm. Sonra Beyaz Saray Sözcüsü’ne yolladım ve bana gerçek olduğunu söyledi!” dedi. Aynı programda söz alan siyaset yorumcusu Sara Murray, “Olayın ciddiyetinden dolayı, mektuptaki ifadelere gülmek istemediğini!” belirterek “Bu mektubun Trump’ın bire bir görüşmelerde dünya liderlerine nasıl yaklaştığını gösteren önemli bir örnek olduğunu!” söyledi. HHH Eski Başkanlar George W. Bush ve Barack Obama döneminde Ulusal Güvenlik Kurulu, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan Kelly Magsamen, Tvitter’da, Trump’ın mektubunu “utanç verici” olarak niteledi ve ekledi: “ABD başkanı tarafından yabancı liderlere yazılmış bazı mektupların hazırlık sürecinde yer almış biri olarak, size bunun normal olmadığını söylemek isterim. Utanç verici!” HHH Nev York Üniversitesi ABD başkanları tarihçisi Timothy Naftali, başkanların kendilerinin imzalayacakları mektupları kaleme alan “yazarları ve iletişim uzmanlarıyla” çalışarak, “ABD Başka nından beklenecek kadar dolu içeriğe ve zarafete sahip, titizlikle yazılmış metinler...” hazırlamaları gerektiğini söyledi. Naftali, mektubun “bir amatörün elinden çıkmış” gibi göründüğünü belirttikten sonra, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kendisine tavsiye ya da fikir verilmesini kabul edemeyen Trump, bugüne kadar selefleri tarafından korunan ve o koltuğa oturan kişinin ne kadar hatalı olursa olsun, Amerikan Başkanlığı makamının, her zaman profesyonel kalmasını sağla Trump Erdoğan yacak mekanizmaları da sistemli bir şekilde ortadan kaldırdı...” HHH Amerikan Voks yayın kuruluşunun ulusal güvenlik muhabiri Aleks Vard, mektubu “diplomasi tarihinin en hayret verici mektuplarından biri” olarak tanımladı. Vard, Başkan’ın, “nezaket ve iletişim kurallarının her birinin ihlal edildiğini” belirterek, mektubu “saygısız, çirkin ve her türlü diplomatik nezaketten uzak!” olarak tanımladı. HHH George Vashington Üniversitesi öğretim üyesi Henry Farrell ile Abraham Nevman, Vashington Post gazetesine, Trump’ın mektubu “mafya babalarını anımsatan tehditkâr bir üslupla” belirlediğini yazdılar. İki yazar, Trump’ın mektubunda, hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceği “tehditler savurduğuna” da dikkat çektiler. HHH Bloomberg araştırmacılarından Jonathan Bernstein da kendisini en çok etkileyenin, Trump’ın bunu Kongre liderlerine dağıtacak kadar büyük bir “başarı” sanıp yazdığı mektupla “böbürlenmesi!” olduğunu belirtti... HHH “Dengesiz” sözcüğümü; “gerzek” ya da “üşütük” sözcüklerinden hangisi ile değiştirebilirim? Ve de sultan hazretleri, bu “kişiyle!” konuşmaya Vaşington’a ayağına “paşa paşa tıpış tıpış” gidiyor? Ne dersiniz? İstihbaratçınınBeyaz Baretliler’in kurucusu Le Mesurier sokakta ölü bulundu sır dolu ölümü Suriye’de “Beyaz Baretliler” grubunun kurucusu olarak tanınan eski İngiliz istihbarat servisi MI6 görevlisi 48 yaşındaki James Gustaf Edward Le Mesurier, Beyoğlu’nda ölü bulundu. Bir süredir psikolojik tedavi gördüğü belirtilen James Gustaf Edward le Mesurier’in balkona çıkıp kendini boşluğa bıraktığı veya düştüğü iddia ediliyor. Le Mesurier’in Rusya tarafından casus olmakla suçlanmasından birkaç gün sonra ölümü pek çok soru işaretini de beraberinde getirdi Cami görevlileri, Karaköy Kılıç Ali Paşa Cami yanında saat 05.30 sıralarında caminin yan tarafında bir kişinin yerde hareketsiz yattığını görünce durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yerde hareketsiz yatan kişinin öldüğü belirledi. Cesedin yüzünde kesici alet yarası, elleri ve ayaklarının ise kırık olduğu tespit edildi. Ceset ilk incelemeler sonrası otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu mor James Gustaf Edward Le Mesurier guna götürüldü. Yapılan incelemede cesedin Suriye’de “Beyaz Baretliler” olarak bilinen gruba desteği ile tanınan eski İngiliz istihbarat subayı James Gustaf Edward le Mesurier’e ait olduğu olduğu tespit edildi. 48 yaşındaki Le Mesurier’in şüpheli ölümü, polis kayıtlarına “yüksekten düşme” olarak geçti. Ancak konu hakkında Mesuier’in arkadaşı ile konuştuğunu belirten BBC editörü Mark Urban ise Mesuier’in iş arkadaşının kendisine, “Dairesini biliyorum o balkondan düşmesine imkân yok” dediğini kaydetti. Lemesurier’ın eşiyle kaldığı eve giden polis ekipleri, eşinin ifadesine başvurdu. İlk ifadesinde kocasının uyku ilacı kullandığı ve olayın sabaha karşı kendisi uyurken gerçekleştiğini anlatan eşinin, eve yabancı bir kişinin girip çıkmadığını anlattığı öğrenildi. İfadesinde, le Mesurier’in yaklaşık 4 yıl önce Türkiye’ye gelerek olay yerindeki adreste bulunan ve eğitim kurumu olarak faaliyet gösteren işyerinde çalışmaya başladığını söyleyen eşi, “Dün saat 04.00 sıralarına kadar eşimle uyanıktık. Birlikte uyku ilacı aldık. Saat 05.30 06.00 sıralarında kapının dışarıdan çalınması üzerine uyandım. Eşimi görmemem üzerine 3. katta açık olan pencere camından baktığımda onu yerde yatar halde gördüm” bilgisini verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Teröristlere iadeIŞİD’li yabancı teröristler ülkelerine geri gönderiliyor AFAD ve Göçten Sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, yabancı terörist savaşçıların (YTS) iadelerine dün sabah başlandığını açıkladı. Türkiye’deki Geri Gönderme Merkezi’nde işlemleri tamamlanan ABD’li bir teröristin deport (sınır dışı) edildiğini duyuran Çataklı, işlemleri başlatılan Almanya ve Danimarka uyruklu iki terörist için de “Bugün (dün) ülkemizden çıkışları sağlanacak” dedi. Çataklı, Suriye’de yakalanan Alman uyruklu 9 teröristten 7’sinin 14 Kasım, 2’sinin ise bu hafta sınır dışı edileceğini, Fransız uyruklu 11, İrlanda uyruklu 2 teröristin de işlemlerinin sürdüğünü duyurdu. Berlin: IŞİD’li değil Öte yandan Alman Dışişleri Bakanlığı’nın sözcü vekili Christofer Burger, Çataklı’nın dün “yabancı terörist savaşçı” denilerek sınır dışı edildiğini açıkladığı Alman vatandaşının “IŞİD ile ilişkili olmadığını” duyurdu. Burger, söz konusu kişiye Alman makamlarının zaten konsolosluk desteği vermekte olduğunu söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet Yunanistan kabul etmedi Türkiye’nin Suriye’de sürdürdüğü Barış Pınarı Harekâtı’nda yakaladığı IŞİD’li terörist, dün Edirne Pazarkule Sınır Kapısı’ndan sınır dışı edildi. ABD vatandaşı olduğu iddia edilen IŞİD’li, Kastanies, Sınır Kapısı’ndaki Yunan lı görevliler tarafından kabul edilmedi. Yunanlılar, IŞİD’li teröristi yeniden Türkiye’ye yaya olarak geri gönderdi. Türkiye’nin de kabul etmediği IŞİD’li iki ülke arasındaki tampon bölgede beklemeye başladı. l DHA Kamışlı’da patlama: 5 ölü, 25 yaralı Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK’nin etkinliğini sürdürdüğü Haseke iline bağlı Kamışlı ilçesinde dün eşzamanlı meydana gelen 3 bombalı saldırıda 5 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Mardin’in Nusaybin ilçe sinin karşısında yer alan Kamışlı’daki pazaryerinde düzenlenen saldırılarda biri motosiklet olmak üzere üç bomba yüklü aracın kullanıldığı açıklandı. Saldırılarda çok sayıda bina da hasar gördü. l Haber Merkezi Esad Rusya televizyonunda: Rusya ulusal çıkarları için asker gönderdi Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Russia Today televizyonuna verdiği söyleşide, Rusya’nın Suriye’ye asker göndererek kendi halkını ve ulusal çıkarlarını koruduğunu, zira terör ideolojisinin sınır tanımadığını ve tüm dünyada etkili olduğunu ifade etti. Esad, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir kişi için kendi insanlarını ölmeye göndermez ya da o kişi için ülkesinin çıkarlarını riske atmaz” dedi. Esad, Rusya ve Suriye’nin Halep’te “çifte bombardıman” düzenlediği iddialarına, “Sivil halk, kendi bölgelerinden kaçarak Halep’in doğusu da dahil hükümetin kontrolündeki bölgelere geçti. İnsanlar şu anda hükümetin kontrolünde bulunan bölgelerde önceden olduğu gibi yaşıyor. Peki onları neden o zaman öldürmedik? Neden Türkiye’ye kaçmadılar? Bu bile tek başına Batı’daki iddiaları çürütüyor” yanıtını verdi. Esad, Türkiye’nin topraklarını açtığı sığınmacılarla ilgili değerlendirmesinde, “Onların çoğu Suriyeli ancak hepsi değil. Sadece Suriye’den değil, farklı ülkelerin vatandaşları da var” ifadelerini kullandı. Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki sığınmacı sorunu hakkında da konuşan Esad, Avrupa’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la çalışmak istediğini ancak ondan korktuğunu savundu. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Osmanlı 1 padişahının özel eşyalarından sorumlu olan gö 2 3 4 revli. 2/ İşsiz 5 aylak... Yankı. 3/ Osmanlı Devleti’nde zamanın 6 7 8 olaylarını 9 saptamakla görevli devlet 1 2 3 4 5 6 7 8 9 tarihçisi. 4/ “ söz 1 D E C C A L M E erin yüküdür / Çok 2 A L İ L A B E L söz hayvan yükü 3 H A M B E L E S dür” (Yunus Emre)... 4 H C İ V E L E K Ayakkabı çekeceği. 5 A M İ R Z İ L E 5/ Bir tür hafif ve 6 K U M A L A K F kaba ayakkabı. 6/ 7 K E D E R R E Kaz Dağı’nın antik 8 T İ E T D A K dönemlerdeki adı... 9 A M O R O F O B İ Mısır’ın plaka imi... Japon lirik dramı. 7/ Vücutta biriken azotlu bileşik... Dolma yapmak için hazırlanan karı şım. 8/ Konut... Doğu Karadeniz’de yetişen, turşusu ve salatası yapılan bir bitki. 9/ Tahı lın taşını ayıklamaya yarayan elek... İnce ve uzun metal şerit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı saraylarında hizmet eden hadım ların genel adı... Bir gıda maddesi. 2/ Yüksek ses, nara... Bir yaşını geçmiş dişi sığır. 3/ Yarık, çatlak... “ yoluna dökülmedik dilleri neyleyim” (B.R Eyüboğlu). 4/ Soluk borusu... Hitit. 5/ En büyük ustası Montaigne olan yazı türü... Önü hendekli siper. 6/ Ürün elde etme etkinliği. 7/ Kars yöresine özgü, kıyma ve erik kurusuyla yapılan bir tür köfte... İki derenin ya da iki yolun birleştiği yer. 8/ Eklembacak lıların örteneğini oluşturan dayanıklı organik madde... Bir nota. 9/ Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı... “Panzehir taşı” da denilen değerli bir mineral.