23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 512 KASIM 2019 SALI SARAY’A ULUSLARARASI TOPLANTILAR İÇİN SINIRSIZ HARCAMA YETKİSİ VERİLDİ ‘Şatafat itibarı’ndan yine tasarruf yok! Şiddet karşıtı cesur bir yüreğin ardından... Hırsızların, çıkarcıların, yağmacıların ve kötülerin cirit attığı bu diyardan, hassas ama şiddet karşısındaki direnciyle güçlü, çok iyi yürekli ve cesur bir insan geçti.  Belki onu tanımadınız, adını duymadınız; neler yaptığını, neleri dert edindiğini, başına neler geldiğini bilmediniz... 32 yaşındaydı. Üniversitede hayvan sağlığı üzerine çalışırken, hayvanlar üzerinde yapılan vahşi deneylere ortak olmak istemedi; ilkesel olarak uygulamalı derslere girmeyi reddetti. Mezbaha vahşetine gözleriyle tanık olduğunda, hayvancılık sektöründeki zulmü desteklemek istemedi; vegan oldu. 2011’de Şırnak’ta yaşanan olaylarda ordunun öldürdüğü katırlar için mücadele etti. Çabaları sonuçsuz kalıp katırlara yönelik katliam devam edince vicdani ret kararını açıkladı. Bu yüzden hakkında dava açıldı. Eğitim, çalışma, seyahat, konaklama gibi birçok hakkı ihlal edildi, hesapları bloke edildi. Üst üste idari para cezaları verildi.  Gezi Parkı Direnişi sırasında polis şiddeti yüzünden yaralanan ve hayatını kaybeden hayvanlarla ilgili hak ihlallerini gündeme getirmek istedi. Bunun için Gezi Parkı’nın merdivenlerinde 28 Eylül 2013’te basın açıklaması yapmak isterken çok sert bir polis saldırısı ile karşılaştı. Onunla birlikte 14 kişi gözaltına alındı.  Bu olaydan altı yıl sonra hakkında “terör soruşturması” başlatıldı... HHH Tüm ayrımcılıklara, baskı ve sömürüye karşıydı. Hem insan hakları hem de hayvan hakları için ses çıkaran bir aktvistti. LGBTİ hareketi ve cinsel suçlarla mücadeleye de omuz verdi, ırkçılığa karşı durdu. Henüz çok gençti ama kısa hayatında bu devlet onu çok yordu. Yaşam hakkını ve doğayı savunmak için seferber olan sevgi dolu bir insandı, ona “terörist” muamelesi yapıldı.  Beş gün önce vicdani ret konusunda açılan davada hâkim karşısına çıktı. “Vicdani ret Türkiye’de hak olarak kabul edilmese de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde anayasamıza göre bu sözleşmeler dikkate alındığında bir haktır ve kimse hakkını kullandığı için cezalandırılamaz” dedi. Dava 14 Ocak’a ertelendi... Ve aradan bir gün geçtikten sonra bir gece kalbi durdu... HHH O benim mücadele arkadaşımdı... Hayvan özgürlüğü için yaptığımız birçok eylemde yan yana durduğum,  Hayvan Hakları Yasası’nın çıkarılması için TBMM’de çırpınan,  Genç yaşına rağmen yasaları hukukçulardan iyi bilen çalışkan dostumdu... 2018’de içinde 25 bin canlı hayvanın olduğu ölüm gemisi Brezilya’dan Mersin’e doğru yola çıktığında verdiğim mücadelede yanımda o vardı. Ankara’daydı; bir gün telefon etti, Mersin’e gideceğimi duyunca “Yalnız kalma Zülal, geleyim mi?” dedi.  “Ne iyi olur” dedim ama ikimizin o andaki parası iki kişinin yol ve seyahat masraflarını karşılamaya yetmedi. Hayvan özgürlüğü aktivisti dostumuz Yeşim Nurova yetişti yardıma. Onun desteği ile gittik Mersin’e.  HHH Onunla ilgili çok anım var ama aklıma en çok Mersin’de gemiden indirilen hayvanların mezbahaya götürülüşünü görüntüleme çabamız geliyor.  Limana alınmadığımız için çok rüzgârlı bir günde çevre yolunun üzerindeki bir köprünün üzerine çıkmıştık. Bir ucunda o, diğer ucunda ben... O, gelen TIR’ı bağırarak haber veriyor; ben diğer uçta durup video kaydediyordum.  İkimizin de gözyaşları içinde olduğu bir an sordu: “Sence biz bu dünyada niye böyleyiz?” “Bizim şiddet eşiğimiz çok düşük. Sen, ben ve bizim gibilerin aklı, vicdanı ve ruhu şiddeti reddediyor” dedim.  O, bu kokuşmuş düzenin karşısında, bir anarşist ve hayvan özgürlükçüsü olarak, tahakküm ilişkilerini ve şiddeti mümkün olduğunca kendisinden uzak tutmaya çalışıyor ve hayatını kimseden emir almadan, hiçbir otoriteye itaat etmeden, kimseyi öldürmeden yaşamak istiyordu... Bu dünyadan böyle bir insan geçti. Yaptıklarıyla insana, hayvana ve yeryüzüne sadece iyilik getirdi. Dik durdu.  Adı Burak Özgüner’di.  ROMANLAR PARTİ HAZIRLIĞINDA ‘Yüzde 13 oy alırız’ Romanlar, “Güzel Parti” adını verecekleri bir siyasi parti kurma kararı aldıklarını duyurdu. Sesimi Duyan Yok Mu Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele Derneği Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, Edirne’de yaptığı basın toplantısında, 2020 yılının ocak ayında partinin kuruluş işlemlerinin tamamlanacağını belirterek, partilerinin yüzde 13 oy alacağını iddia etti. l İç Politika HÜSEYİN HAYATSEVER Türkiye tarafından düzenlenen uluslararası toplantılardan Cumhurbaşkanı’nca belirlenenler için yapılacak harcamalara geniş kapsamlı kural muafiyeti getirildi. Buna göre Cumhurbaşkanı’nın belirlediği uluslararası toplantılar için yapılacak mal ve hizmet alımları, herhangi bir parasal üst sınır olmaksızın “doğrudan alım” usulü ile yapılacak. Ayrıca bu tür alımlarda ilana çıkılması, teminat alınması, yaklaşık maliyet hazırlanması, yeterlilik kurallarının aranması, sözleşme yapılması, alım komisyonu kurulması, belge hazırlanması zorunluluğu aranmayacak. Türkiye tarafından düzenlenen uluslararası organizasyonlar ve toplantılardan Cumhurbaşkanı tarafından belirlenenler için yapılacak mal ve hizmet alımları, daha önce Kamu İhale Yasası’nda yapılan bir değişiklikle bu yasa hükümlerinden istisna tutulmuştu. Yasanın bu maddesine göre düzenlenen ve Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla, Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği Başkanlığı’nın uluslararası düzenleyeceği toplantılardan Cumhurbaşkanı’nın belirleyecekleri için yapılacak mal ve hizmet alımlarının esasları belirlendi. Hangi uluslararası toplantının bu kapsama girece ğini Cumhurbaşkanı belirleyecek. Bu karar kapsamında gerçekleştirilen uluslararası organizasyonlar ve toplantılar süresince düzenlenecek ikili ve çok taraflı görüşme, her türlü toplantı, basın toplantısı, kültürel, sanatsal ve turistik program ile tanıtım etkinlikleri çerçevesinde ihtiyaç duyulan her türlü mal ve hizmet alımları, kiralama ya da doğrudan alım yoluyla temin edilebilecek. Bu kapsamdaki doğrudan alım usulü için herhangi bir parasal üst sınır bulunmadığı da kararla hükme bağlandı. Ayrıca bu tür alımlarda ilana çıkılması, geçici veya kesin teminat alınması, yaklaşık maliyet hazırlanması, yeterlilik kurallarının aranması, sözleşme yapılması, alım komisyonu kurulması, belge hazırlanması zorunluluğu aranmayacak. Bu zorunlunluluklardan her birinin uygulanıp uygulanmayacağı, alımı yapan harcama biriminin takdirinde olacak. ‘Türkiye’nin imajı için...’ Getirilen kural muafiyetine “uluslararası toplantıların Türkiye’nin imajı için büyük önem taşıdığı ve kısıtlı zaman diliminde hızla hareket edilmesi gerekliliği” gerekçe gösterildi. Ayrıca bu tür toplantılar için yapılacak alımlarda “devletin yüksek çıkarları ile devlet itibarının gereklerine uygun hareket edilmesi” temel ilkeler arasında sayıldı. l ANKARA Anıtkabir’deki densizler!CHP Sözcüsü Öztrak, 10 Kasım’da Erdoğan’a Anıtkabir’de yapılan tezahüratı eleştirdi: CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 10 Kasım’da Anıtkabir’de bir parti mitingindeymiş gibi slogan atıldığını belirterek “Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bu duruma sessiz kalamaz. Bu densizler kimdir” diye konuştu. Öztrak, milletvekillerinin Anıtkabir’e girememesine de tepki göstererek, Meclis’in bu konuda düzenleme yapması gerektiğini ifade etti. Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin dün şu açıklamaları yaptı: n Protokol rezaletine son verilmeli: Akıldan nasiplenmeyen; tarihimiz, anayasamızla, Cumhuriyetimizle kavgalı bir zihniyet ülkemizin kaderine hükmetmeye çalışıyor. 10 Kasım’da Atatürk’ü anma törenlerinde bunların örneklerine şahit olduk. Seçilmiş milletvekillerine Anıtkabir’e girişlerinde zorluklar çıkarıldı. Ama atanmışlar rahat rahat geçtiler. Saray’ın atadıkları, milletin ve seçtiklerinin üzerinde vesayet kuruyorlar. Bu cürete artık “dur” deme zamanı gelmiştir. Yasa çıkarıp bu rezalete bir an önce son vermeliyiz. n Bu densizleri kim soktu: Bazı bindirilmiş kıtaların Anıtkabir’e daha önce alınıp bir partinin mitingindeymiş gibi sloganlar attıklarını gördük. Atatürk’ün manevi huzurunda yapılan bu saygısızlığı kınıyoruz. MSB ve Anıtkabir yöneticilerinin bu konuda bir açıklama yapmalarını bekliyoruz. Bu davranış daha önce Ekrem İmamoğlu’nun Anıtkabir’i ziyareti sırasında söyledikleri “merasim usul ve esaslarına” uygun mudur? MSB bu duruma sessiz kalamaz. Bu densizler kimdir? Oraya onları kim sokmuştur? n Erdoğan okuyup öğrensin: AKP Genel Başkanı, kulaktan dolma, yarım yamalak bilgilerle konuşmayı seviyor. Kendisine şunu tavsiye ediyoruz: Şevket Süreyya Aydemir’in kitabını alsın okusun. Birinci Dünya Harbi’nde Rus cephesinde savaşan Mehmetçiklerimizin peygamberimiz ve milletimizin adından bile bihaber olduklarını, nasıl bir cehalete mahkum edildiğini okuyup öğrensin. Ondan sonra çıksın Atamızı anma toplantısında Osmanlı’ya güzellemeler yapsın, atsın tutsun. n Aileler canına kıyıyor (Cumhuriyet ve Osmanlı dönemine ilişkin okumayazma oranlarını anlatan tabloyu göstererek): Milletimizin gündeminde boş tencere var. Saray’ın gündeminde ise Osmanlı’da okuryazarlık oranı ve kendi ucube rejimini ülkemizin kurtuluş ve kuruluş dönemiyle karşılaştırma hadsizliği var. İşin gerçeği bu grafikte. Aileler çaresizlikten canına kıyıyor. Tek bir haftada 8 can gitti. Umutsuzluğa kapılan aileler kendilerini yok ediyorlar. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’lilerden ‘Salda’ eylemi Komisyonda CHP milletvekilleri, “Salda’ya dokunma” yazılı pankartlarla eylem yaptı. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI BÜTÇESİ GÖRÜŞÜLDÜ ‘Boğaziçi kanun teklifi sonunuzu getirecek’ OZAN ÇEPNİ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde, bütçede tutmayan hedefler ve olmayan ödenekten yapılan yüz milyonlarca liralık harcamalar yer aldı. Görüşmelerde, CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, iktidarın İstanbul’da yeni Boğaziçi Kanunu planlarına tepki göstererek “Boğaziçi Başkanlığı planı var. Bu teklif sizin sonunuzu getirecek” dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. Bakanlık bütçesi 2020 yılı için 2 milyar 827 milyon 733 bin TL, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bütçesi ise 1 milyar 185 milyon 359 bin TL olarak belirlendi. Bakan Murat Kurum’un bakanlık faaliyetlerine ilişkin yaptığı sunumdaki Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’nda 100 bini İstanbul’da olmak üzere her yıl 300 bin konutun dönüştürüleceği hedefi yer aldı. Ancak Kurum 2019’da 25 bini İstanbul’da olmak üzere toplam 65 bin bağımsız birimin dönüştürüldüğü bilgisini paylaştı. Bakanlığın bütçe teklifindeki ödenek ve harcamalar da dikkat çekti. Bakanlık 2018’de bütçesi 1.9 milyar iken 4.7 milyar TL, 2019’da başlangıç ödeneği 2.5 milyarken, 8 ay sonunda 5.6 milyar TL’lik harcama gerçekleştirdi. Son 2 yılda bütçesinin 2 katı harcamaları ile dikkat çeken bakanlığın 2020 bütçe tek lifi 2.8 milyar olarak belirtildi. 2021’de 3 milyar, 2022’de de 3.1 milyar olarak öngörüldü. 2018’de ödeneği ve harcaması sıfır lira olan “Kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transfer” kaleminde de 2019’da 2 milyar lira harcama gösterilmesi dikkat çekti. Kurum’un sunumunun ardından CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan iktidarın İstanbul’da yeni Boğaziçi Yasası planlarına tepki gösterdi. Ülkede ekonomik kriz nedeniyle intiharlar yaşandığına ve İstanbul’da deprem riskine dikkat çeken Emecan, “Bu kadar çok işiniz varken başka işlerle uğraşıyorsunuz. İBB’nin Boğaziçi Yasası’ndaki yetkileri Cumhurbaşkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devrediliyor. Boğaziçi Başkanlığı planı var. Sayın Bakan, bu paralel bir başkanlıktır. Daha yeni bir seçimden çıktık. Siz İstanbullulara sordunuz mu? Bu kanun teklifi sizin sonunuzu getirecek” diye konuştu. Kurum: Yetki İBB’de değil Bakan Kurum ise “Mesele CHPAKP meselesi değildir. Mesele, Boğaziçi’nin gelecek kuşaklara bırakılma meselesidir. Planlama yetkisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda değildir. Yapılması düşünülen düzenlemede Boğaziçi kesinlikle imara açılmayacaktır. Tarihi doku ve silueti koruyacak önemli adımların atılacağı düzenleme Meclisimizdedir” diye konuştu. l ANKARA TUTUKLANAN HDP’Lİ SELÇUK MIZRAKLI’DAN DÜNYAYA MEKTUP: Adalet için ses yükseltin Yerine kayyım atanarak görevden alınan ve ardından tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı, uluslararası kamuoyuna mektup yazarak, çağrıda bulundu. Mızraklı, tutuklu bulunduğu Bünyan Cezaevi’nden yazdığı mektubunda, “2016 yılı itibarıyla Türkiye’nin kayyım atanan 95 HDP belediyesinden biri olan Diyarbakır’ı 31 Mart 2019 seçimlerinde yeniden geri alarak yerel demokrasinin inşasına geçmemizden sadece 4 ay sonra bir kez daha kayyım atanmış, iktidar, seçim ile alamadığı Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerini bir kez daha hukuksuzca gasp etmiştir. 19 Ağustos 2019 günü yerel demokrasiye indirilen bu darbe, AKP iktidarı tarafından kamuoyunda yaratılmak istenen ‘terör’ algısının aksine doğrudan Kürtlerin seçme ve seçilme haklarına yönelik olmuştur” dedi. Milletvekili olduğu süre içerisinde hakkında başlatılan soruşturmaların da belediye başkanlığından alınmasında gerekçe Selçuk Mızraklı olarak öne sürüldüğünü söyleyen Mızraklı, “19 Ağustos 2019’dan bu yana 15 HDP belediyesine AKP hükümetinin İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanmış ve 12 belediye eşbaşkanı tutuklu bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. Tutuklama sürecinden de bahseden Mızraklı, şöyle devam etti: “Tutuklanınca ilk üç gün tek kişilik hücrede bırakıldım. Daha sonra da ailemden çok uzak olan Kayseri Cezaevi’ne benim Yacan ve Kurt tutuklandı Van’da geçen 8 Kasım’da gözaltına alınan ve terör örgütü PKK/KCK’ye üye olmak ve örgütün propagandası yaptıkları gerekçesiyle adliyeye sevk edilen HDP’li İpekyolu Belediye eşbaşkanları Azim Yacan ve Şehzade Kurt çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. l İHA le aynı gün tutuklanan Kayapınar ve Kocaköy belediyelerinin kadın eşbaşkanları ile birlikte sevkim yapıldı. Buradaki siyasi tutuklu ve hükümlüler ağır baskılar altındadır. Adalet bu ülkede sadece mahkeme duvarlarını süsleyen bir kelime olmanın ötesine geçmemektedir. Tüm adalet sistemi tek bir partinin hizmetindedir. Cezaevinde bulunan seçilmiş bir belediye başkanı olarak uluslararası kamuoyunu, muhalif siyasi partiler ve hareketler üzerinde baskının kaldırılması için ses çıkarmaya ve adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye çağırıyorum.” l İç Politika KILIÇDAROĞLU: Tarihi çarpıtıp gündemi gizliyorlar MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 Kasım Atatürk’ü an ma töreninde Cum hurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Osmanlı döneminde okurya Kemal Kılıçdaroğlu zarlık oranıyla ilgili başlattığı tartışma üzerine, “Tarihi çarpıtmak, ekonomik konuları gizlemek için yaratılan gün demler bunlar. Bu tarih üzerine yan lışları daha sık dile getirecekler. Ha kikat onlardan daha güçlüdür” değer lendirmesini yaptığı öğrenildi. ‘Osmanlıcılık’ çıkışı CHP’nin dün gerçekleşen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında, Erdoğan’ın ABD’ye yapacağı ziyaret ve ziyaretin ardından yaşanması muhtemel gelişmeler, son dönemde artan intihar olayları ve 10 Kasım Atatürk’ü anma töreninde yaşananlar ele alındı. MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atatürk’ü anma töreninde Osmanlı dönemindeki okuryazarlık oranıyla ilgili çıkışı da ele alındı. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun MYK toplantısında, bu konuyla ilgili, “Tarihi çarpıtmak, ekonomik konuları gizlemek için yaratılan gündemler bunlar. Bu tarih üzerine yanlışları daha sık dile getirecekler. Hakikat onlardan daha güçlüdür” dediği kaydedildi. Edinilen bilgiye göre ayrıca MYK toplantısında ekonomik zorluklar nedeniyle İstanbul ve Antalya’da iki farklı ailede yaşanan toplu intihar olaylarının mercek altına alınması gerektiği vurgulandı. Kılıçdaroğlu’nun da intiharların arkasında yatan nedenlerin araştırılması için hem TBMM’de hem de parti bünyesinde çalışma yapılması talimatını verdiği kaydedildi. l ANKARA Kaftancıoğlu Korumaları geri çekildi MAHMUT LICALI CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun tehdit edildiği gerekçesiyle hakkında verilen koruma kararının 9 Kasım’da herhangi bir gerekçe gösterilmeden geri çekildiği ortaya çıktı. Kaftancıoğlu, kendisine elden gösterilen karara, “Koruma kararının kaldırılma gerekçesi tarafıma tebellüğ edilmemiş olup başıma gelebilecek her türlü olayla ilgili İçişleri Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu kayıt altına alırım” şerhini düştüğü ifade edildi. Tebligatı imzalamasının hemen ardından 10 dakika içinde Kaftancıoğlu’nun koruma polisleri, koruma şube tarafından geri çekildi. CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine taşıdı. Zeybek, Kaftancıoğlu’nun farklı kesimler tarafından aleni bir şekilde kendisi ve ailesinin hedef gösterildiğini, pek çok kez ölüm tehdidi aldığına dikkat çekerek Soylu’ya, “Sorumluluğu üstleniyor musunuz? İstanbul’daki diğer siyasi parti il başkanlıklarındaki koruma statüsünde herhangi bir değişiklik bulunmakta mıdır” diye sordu. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle