25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 31 EKİM 2019 PERŞEMBE TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM Ortadoğu’da büyük gaz savaşı A BD, Suriye’nin kuzeydoğusundan çekiliyor ancak geri bir mevzide, Suriye petrol yataklarında kuvvet bulunduracağını ilan ediyor.  Hegemonyası inişe geçen ABD için bu ne kadar mümkün olacak, soru işaretli ama Ortadoğu’daki gaz savaşının yeni bir boyutta süreceğine işaret ediyor elbette... O nedenle incelemeliyiz: Amerikan koridoru ABD’nin Basra’dan Doğu Akdeniz’e uzanan bir enerji koridoru inşa etme hedefi, bugün bölgemizde yaşadığımız sorunların temelidir.  Kuşkusuz bir proje olarak bu koridor, sadece enerji koridoru değildir; aynı zamanda İsrail’in güvenliği için bir koridordur; üzerine bir Kürt devleti inşa edilecek koridordur; bölge ülkelerini bölecek bir koridordur!  Koridor bir enerji koridoru olarak da Çin’in enerjiye ulaşımını engelleme koridorudur; Rus gazının önemini azaltma koridorudur; İran gazının satışını durdurma koridorudur; Katar, Mısır ve Doğu Akdeniz gazlarını kontrolüne alma koridorudur.  Bu mesele anlaşılmadan ne 8 yıldır süren Suriye meselesi anlaşılır, ne KörfezKatar gerginliği anlaşılır, ne bir yönü İhvan meselesi olan Türkiye ve Katar’ın Suudi Arabistan’la karşı karşıya gelmesi anlaşılır, ne de Doğu Akdeniz’de yaşanmakta olan yeni enerji savaşı anlaşılır.  Daha anlaşılır olması için bölgedeki somut gaz projelerinin güzergâhını ve akıbetlerini özetleyelim: Mısır, Katar ve İran gazı 1. Mısır gazı, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Türkiye güzergâhını izleyerek Avrupa pazarına ulaştırılacaktı.  2008’de başlayan proje, 2011’de Suriye’de “ortaya çıkan” iç karışıklık sonucunda rafa kalktı. 2. Katar 2009’da Suriye’ye bir boru hattı önerisi götürdü: Katar gazı Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye ve Türkiye güzergâhı üzerinden Avrupa pazarına ulaştırılacaktı. Katar’ın projesi bir ABD projesiydi. Esad yönetimi müttefikleri Rusya ve İran’ın çıkarlarına aykırı olan bu projeyi reddetti.  3. Esad yönetimi, Katar gazının taşınması projesini reddedip 2011’de İran gazının taşınması için bir anlaşma yaptı. İran, Irak, Suriye güzergâhları üzerinde bir boru hattı inşa edilecek ve İran gazı Doğu Akdeniz’den Avrupa pazarına satılacaktı.  Suriye nasıl karıştırıldı? Tunus ve Mısır’da halk hareketlerinin iktidar devirdiği şartlarda, ABD, 14 Mart 2011’de İstanbul’da “Değişim Liderleri Zirvesi” topladı. Zirvede Başbakan Erdoğan, “Değişime yardımcı olmak, istikamet tavsiyelerinde bulunmakla mükellefiz” derken, Dışişleri Bakanı Davutoğlu da “Eğer aktif bir öncülükle değişim liderliği yürütmezsek, biz bu coğrafyada bu gelişmelerden en olumsuz etkilenen ülke oluruz” uyarısı yaptı.  Ve 4 gün sonra 18 Mart 2011’de Suriye’de iç karışıklık başladı.  Ankara Esad’a İhvan’ı hükümete monte etmesi önerisi götürdü, haliyle reddedildi. Körfez ülkelerinin Haziran 2011’de Esad’a götürdüğü teklif ise şuydu: Eğer Esad, İranIrakSuriye boru hattı anlaşmasını iptal ederse hem 150 milyar dolar yardım yapacaklardı hem de iç karışıklığı sona erdireceklerdi! Esad bu teklifi reddedince sınırlar açıldı ve pek çok ülkeden on binlerce terörist Suriye’ye karışıklığı büyütmek ve yönetimi devirmek için sokuldu.  Enerjipolitik Suriye’deki iç karışıklığa ABD adına üç ülke vekâlet ediyordu: Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar.  Ancak Esad ve Suriye halkı direndi; İran ve Rusya yardım etti... Böylece Atlantik cephesinin Esad’ı devirme ve Suriye’yi bölme hedefi gerçekleşemedi.  Bu süreçte Mısır ile Kıbrıs ve İsrail ile Kıbrıs arasında büyük doğalgaz rezervleri bulundu.  Bir başka önemli gelişme daha vardı: İhvan eksenli olarak ABD’nin Suriye’deki vekilleri bölündü. Şöyle ki, 2011’in başında Mübarek’i deviren halk hareketine sonradan dahil olan örgütlü güç İhvan, halkın devrimini çalmıştı. Halk daha sonra İhvan iktidarını yıkmak için de ayaklandı. Bu kez halkın devrimini asker çaldı ve Sisi başa geçti. Ardından Mısır’da Sisi’yi destekleyen Suudi Arabistan ile Sisi’ye karşı çıkan Türkiye ve Katar ayrıştı. Babasının tahttan feragat etmesiyle başa geçen yeni Katar Emiri el Tani, doğalgaz rezervi ortak sahada bulunan İran’la işbirliği yapmak istedi ve Körfez ülkelerinin hedefi oldu. (İlk üç büyük gaz rezervi: Rusya 35, İran 33 ve Katar 25 trilyon metreküp; bunun 51 trilyon metreküpü İranKatar ortak sahasında) Doğu Akdeniz’deki rezervler ise Mısır, İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni ve elbette Yunanistan’ı müttefik yaptı. Yine İsrail ile Suudi Arabistan da İran’a karşı stratejik işbirliği kararı aldı.  Doğu Akdeniz’deki esas ortak Çok kısaca özetlediğimiz şu tablodan çıkan önemli bir sonuç var: 2011 öncesi tablo, Türkiye için enerjipolitik bakımından da çok daha iyi bir tabloydu.  Peki tablo diğer yandan neye işaret ediyor? Türkiye, sadece “terör koridoru” nedeniyle değil, Doğu Akdeniz gaz savaşında mevzi elde edebilmek için de o coğrafyaya en yakın ülke olan Suriye’yle işbirliği yapmak zorunda! 31 EKİM 2019 SAYI: 34357 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:00 05:44 06:07 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:26 12:53 15:42 07:09 12:37 15:29 07:29 13:00 15:54 Akşam 18:10 17:56 18:21 Yatsı 19:30 19:15 19:38 Bir yandan özellikle iktidar, “Neden milli birlikberaberlik istediğimiz gibi gerçekleşmiyor?” diye şikâyet ediyor, öte yandan Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’de muhalefet liderinin eli sıkılmıyor, Diyanet Başkanlığı’nın hutbelerinde Atatürk’ün adı geçirilmiyor, Nevşehir Valiliği, “Cumhuriyet yürüyüşü izin krizi” yaratarak ülke çapında rahatsızlığa neden oluyor. Gerek protokolde muhalefetin yeri, gerek demokrasi konularında bitmeyen gerginlikler ve çifte standartlar, her biri siyasi günlük yaşamımızı sürekli zora sokan daimi gerçeklerimiz. İşte bu anlaşılmaz şekilde süregelen hazımsızlıkların ortasında, bir kere daha umutla Atatürk’ün büyüklüğünü hatırlama ve yüreğimizde hissetme fırsatı bulduk. Büyük önder, Cumhuriyeti kurarken, öyle bir hukuk ve kültür devrimi eşliğinde bunu gerçekleştirmişti ki, 70 yıldır uğraşmalarına rağmen batıramadılar! Türkiye’nin hâlâ yakın ve Ortadoğu’nun kaosu içerisinde göreceli de olsa hâlâ bir “demokratik” rejime benzeyebilmesi, işte bu nedenlerden... Hangi Batı, hangi çıkarların peşinde? Barış Pınarı Harekâtı hakkında daha fazla analize girmeden önce, konuya makro açıdan bakmamız lazım. Batı, özellikle 150 yıldır niye bu coğrafya ile bu kadar ilgili? Bu bölgelere eğitimkültürsağlıkeşitlik ve adalet getirmek için mi? Hayır. Dünya egemenliği merakı dışında petrol, su, daha sonra doğalgaz gibi tamamen “duygusal” sebeplerden. Hangi Batı’dan bahsediyoruz? Yüzyıllardır sömürücülüğü kendine şiar edinmiş, tüm dünyayı kendisine mal, hizmet ve zenginlik taşıması gereken bir dere olarak gören zihniyet... Hangi Batı’dan bahsediyoruz? Irak’a sözde “kitle imha silahları bulmak” için giden ve orada bir bu bir yargı kararı veya meto dolojik arşiv tetkiki olma dan, Ermeni soykırımı iddi alarını kabul edip yaptırım lara da razı olmalıdır. Yine Batı’ya göre Nikos Samson darbesi hiç yaşanmamış ‘Hangi Batı, bize nasıl bakıyor’ tır, Türkiye bir sabah vakti Kıbrıs’ın yarısını durup dururken işgal etmiştir. Aynı Batı’ya göre “PKK bir terör örgütüdür” ama bu örgütün her üyesi ışığında Suriye... ile görüşürler, hatta imaj yenilemek için sürekli güncellenen piyon isimlerle büro açmaları çuk milyon kişiyi sivilasker demeden öldürdükten sonra “Özür dileriz, yanlış istihbarat almışız” derken yüzü kızarmayan Batı... Ulaştığı bilimsel, ekonomik, teknolojik, kültürel seviyelere rağmen, manevi ve etik açılardan içler acısı bir iflas yaşayan emperyalist Batı... Bir de madalyonun diğer yüzü var “Hangi Batı?” derken... Bitik Osmanlı Cumhuriyeti’ni yıkmaya kararlı iken, en beklemediği anda Kurtuluş Savaşı’nda, Anadolu’da ve İzmir’de Atatürk’ün tokadını yiyen Batı... Zaten öncesinden 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesini hâlâ hazmedemeyen Batı. Uzun lafın kısası, her türlü kin, hesaplaşma, intikam ve bu doğrultuda entrika, gerekirse yaptırım, tehdit ve baskı, yalan dolan her türlü beyin yıkama ve operasyona hazır bir Batı... İşte bu Batı, yüzyıldır gerek Er na göz yumarlar. Bir de Batı’ya göre IŞİD lideri Bağdadi tehlikeli bir teröristtir, en çarpıcı ve gururlu kelime seçimleriyle “nasıl ortadan kaldırıldığı” ballandırılarak anlatılır. Ama Türkiye’ye karşı korkunç suçlara bulaşmış bir PKK uzantısı teröristi “General Mazlum Kobani” diye sunup kendisiyle diplomatik ilişki kurmak, yüz kızartıcı bir mektupta bile bundan gururla ve “akil” bir edayla söz etmek, Batı emperyalizmi için çifte standart bile sayılmaz! Bütün bu “çetrefilli ilişkiler” ortadayken, 29 Ekim’de ABD’nin Ermeni Soykırım Tasarısı üzerine aynen 1975 ve 1984’te olduğu gibi yine geçirilen tasarı ve ABD ile varılan 17 Ekim kararlarına ters düşen ekonomik yaptırım hiç de şaşırtıcı gelmiyor. Çünkü tehdit, sopa, yaptırım, çelişki bu ilişkilerin ruhuna sızmış değişmeyen unsurlar. meni soykırımı iddialarında, gerek ayrılıkçı Kürt ayaklanmalarında, gerek Yunanistan’la yaşadığımız Günümüz gerilimlerine dönersek her türlü Ege krizinde ve tabii Kıb Sonuçta, ne yazık ki Batı budur. rıs Harekâtı tartışmalarında gerçek Yaşanan ve yaşanacak tüm ilişki yüzünü ortaya çıkarır. Sürekli se ler, tartışmalar, diplomatik diyalog viyesiz demokrasi saptırmalarıyla, lar hep benzer zemin üzerinde yürü içler acısı çifte standartlarla, ön meye çalışacaktır. Bu nedenle UE yargılarla bu konuları kafasına ve o FA, Türk futbolcularının “asker se günkü gündeme göre yorumlayıp lamı” konusunda her türlü tehditkâr arapsaçına dönüştürerek ve tabii soruşturmaya ırkçı şekilde yüzü kı sonuçta bizi suçlayarak, bu kimli zarmadan girişebilir. Çünkü Türkiye ğini her fırsatta sergiler. her daim “olağan suçlu”dur. Fransa Batı’ya göre, Türkiye ortada hiç da geleneksel olarak “Ermeni Soy kırımı” tasarıları veya anıtlarını sürekli gündeme getirir. Ama mesela akıllarına hiçbir zaman kapitalist yol ortakları ABD’ye karşı, bir “Kızılderili Soykırım Anıtı” veya yasa tasarısı gelmez. Aynen ABD’nin aklına Fransızlara veya İspanya’ya karşı “Cezayir Soykırım Anıtı” veya “Aztekler Soykırım Tasarısı” dayatmak gelmediği gibi. Geleneksel kanırtmaları için onlara Türkiye yeter... Şimdi tekrar bu veriler ışığında dönüp göz atabiliriz Suriye’ye... Evet Türkiye, Suriye sınırı boyunca kendisine dayatılan ağır tehditler ve risklerle dolu hattı kabul etmeyeceğini, oldubittiye getirilemeyeceğini Barış Pınarı Harekâtı ile göstermiştir. İyi de, akla şu soru gelmektedir: ABD, aramızdaki mutabakatla, Kürt devleti projesini terk etmiş midir? Tabii ki hayır. ABD, silahsızlandırılmayan YPG’yi ordumuzdan korurcasına 32 kilometre içeriye, adeta güvenli bir bölgeye çekmiştir. Amerika bizim için terörist olan Kürt örgütlerini kendi “kara gücü” olarak devreye sokup şehit vermeden kendisi için vazgeçilmez olan enerji çıkar bölgelerini kontrol altında tutmak istemektedir. Sonuçta ABD, hatta Rusya ile yapılan mutabakatlar bize bir çeşit sakinleştirici ilaç gibi gelse de, olsa olsa sorunu ötelemeye, ertelemeye ve kuluçkaya yatırmaya bırakmaktadır. Sömürgeci devletler, sınırsavaşbüyük çıkar ilişkileri gibi konularla ilgili satranç hamlelerini, bizden çok daha sabırlı bir şekilde yapıyorlar. Bazen sus payı veya oyalama olarak bir fil veya kale verip bir sonraki hamleyi hazırlıyorlar. Biz ise 3510 yıl ötede bekleyen senaryoların her zaman farkına varamadan, güncel hamlelerle mutlu olabiliyoruz. Barış Pınarı Harekâtı, emperyalist devletlerin oyununu bozmuştur. Ama ne terör oluşumları, ne de onları kullanan kurnaz senaryolar ortadan kalkmıştır. 24’ten fazla yerel gazete, okurların karşısına ortak manşetle çıktı ‘Yerel basına sahip çık’ çağrısı Sinop, Elazığ, Şanlıurfa ve Nevşehir’de yayın yapan 24’ten fazla yerel gazete, tek manşetle okurlarının karşısına çıktı. Gazetelerin, “Yerel Basınına Sahip Çık” başlığıyla yayımladıkları ortak bildiride, “birçok kurumun yasal olmayan şekilde pazarlık ya da doğrudan alıma gitmelerine” ortak tavırla tepki gösterildi. Sinop 15 Eylül Gazeteciler Cemiyeti, Kapadokya, Nevşehir ve Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti ile Şanlıurfa Çalışan Gazeteciler Derneği’ne üye toplam 24’ten fazla yerel gazete, ortak manşetle “Yerel Basınına Sahip Çık” bildirisini yayımladı. Bildiride, resmi ilanların yerel basın için önemine dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi: “Giderek artan sıkıntılar, 2018 Temmuz’udan itibaren döviz kurlarındaki artış nedeniyle had safhaya çıkmıştır. Son bir yılda ikiye, hatta üçe katlanmıştır. Maliyetler artarken gazete gelirleri ise hızla düşmüştür ve düşmeye devam etmektedir.” Haksız rekabet Resmi ilan alma hakkının “bedava” olmadığı ve ilan almak için “çok ağır koşullar ve yasaların” gerekliliği vurgulanan bildiride, “bağımsız bir medya için, ekonomik bağımsızlığın da olmasının gerektiğine” dikkat çekilerek şunlar kaydedildi: “Devlet İhale Kanunu’na göre ilana çıkılarak ihale yöntemi ile mal ya da hizmet alımı yapma sı gereken birçok kurumun yasal olmayan şekilde pazarlık ya da doğrudan alıma gittikleri görülmektedir. Bu durum Sayıştay raporları ile de sabittir. Devlet İhale Kanunu’nun delinerek yapılan alımlar sadece yerel basının kaynaklarını kurutmakla kalmamaktadır. Bu durum haksız bir rekabeti ortaya çıkardığından, ihalesiz alımlar devlete daha pahalıya gelmektedir. Yerel basın, sıkılmış tek yumruk halindedir ve Devlet İhale Yasası’nı delerek yok olma noktasına getirenler, hukuksal mücadelemiz ile bunun bedelini ödeyeceklerdir. Seni kör, sağır, dilsiz bırakmak isteyenlere karşı yerel gazetelerine, radyolarına, haber sitelerine sahip çık.” l ANKARA / Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com IŞİD OPERASYONLARI 21 ilde 100 kişi gözaltına alındı Emniyet Genel Mu¨du¨ru¨ Mehmet Aktas¸, “Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde olası eylem arayıs¸ında olan IŞİD tero¨r o¨rgu¨tu¨ne yo¨nelik 21 ilde 26 operasyon gerc¸ekles¸tirildi ve toplam 100 s¸ahıs yakalanarak go¨zaltına alındı” diye konuştu. Aktaş, FETO¨, IŞİD, PKK ve tu¨m tero¨r o¨rgu¨tlerine kars¸ı go¨sterilen mu¨cadelenin titizlikle ve kararlılıkla su¨rdu¨ru¨lecegˆini belirterek “Barıs¸ Pınarı Harekâtı ile ilgili sosyal medya hesapları u¨zerinden 1297 hesap tespit edildi, 452 s¸ahıs go¨zaltına alındı ve 78 kis¸i tutuklandı” dedi. Aktaş, uyus¸turucu ile mu¨cadele, go¨c¸men kac¸akc¸ılıgˆı ve asayis¸ suc¸larının o¨nlenmesi amacıyla bas¸arılı operasyonlar yu¨ru¨tu¨ldu¨gˆu¨nu¨ de kaydederek yol kontrol noktalarında tedbirlerin artırıldığını kaydetti. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ “Ciran” da 1 E R K E N C E K denen bir ba 2 lık. 2/ Asya’da 3 bir ülke... “Hazanbel” de denen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bir bitki. 4 5 6 7 8 L İ ED URL A MA F İ Ş K İ R A İ NAM F A B İRİKİM Y A T MAR İ NA ŞİT YİTİK NAK İ L SA 3/ Yaprakları 9 K A R A K U R A güzel kokulu bir bitki... Japon lirik dramı. 4/ Sıcak bölge lerde yetişen çok sert bir ağaç... Tabut. 5/ Akla ve gerçeğe aykırı olan... Evde beslenen hayvan. 6/ Tombul ve iri yapılı kimseler için kullanılan sözcük. 7/ Şöhret... Karahin dibanın sebze olarak yenen yaprakları. 8/ Akıl... Pilotlar ve havacılar için yayımlanan bülten. 9/ Bir anlatımda verilmek istenen öz... Kenar süsü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde klarnete verilen ad. 2/ Ta rımda kullanılan azotlu gübre... Ağaç testi. 3/ Limanlarda kıyı ile gemi arasında yük taşımada kullanılan altı düz tekne... Tavlada “üç” sayısı. 4/ Manisa’nın bir ilçesi. 5/ Bir renk... “ oluyor halimi takrire hicabım” (Nigâr Hanım). 6/ Giysi kolu... Hipodromda yarış atlarının yedekte gezdirildikleri yer. 7/ Şebeke... Hamur tahtası. 8/ Ayak dire me... Adale. 9/ İnternette iletişim ağlarını taciz ve saldırı amacıyla kullanan hesaplara verilen ad... Cehennem.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle