17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 31 EKİM 2019 PERŞEMBE [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY DİSK’e bağlı Genelİş Sendikası raporuna göre kamuda 10 çalışandan yalnız biri kadın Kamuda kadın yok EMEK Kamuda çalışan sayısı da kadın sayısı da OECD ortalamasının çok gerisinde kaldı. Türkiye’de her 100 kişiden 16’sı kamuda çalışıyor. OECD ortalaması yüzde 18’in üzerinde. DİSK’e bağlı Genelİş Sendikası her yıl düzenli olarak yayımladığı “Ka mu İstihdam Raporu”nun ye ni sayısında, Türkiye’deki ka mu harcamalarının yetersizli ğine dikkat çekti. Kamudaki istih damın OECD ülke ortalamasına gö MUSTAFA ÇAKIR re düşük kaldığını belirten Genelİş, her 100 kişiden 84’ünün özelde, 16’sının kamu da istihdam edildiğini kaydetti. Kamu işçiliğindeki cinsiyet eşit sizliğine de işaret eden Genel İş, her 10 işçiden 9’unun erkek, yalnızca 1’inin kadın personel olduğunu belirtti. 100 kişiden 15’i Genelİş Sendikası’nın raporunda yer alan değerlendirmeler şöyle: n Türkiye’de kamu harcamaları yıllar içerisinde azaldı. GSYH içerisinde genel kamu harcamalarının oranı yüzde 33.1, OECD ülkeleri ortalamasında ise yüzde 40.9. Birçok Avrupa ülkesinde bu oranın OECD ortalamasının çok üstünde olduğu görülüyor. Türkiye’de bu oranın yüzde 30’larda olması kamu harcamalarına GSYH’den ayrılan payın yeterli olmadığını gösteriyor. n Toplam istihdamda kamu istihdamı oranı OECD üye ülke ortalamasında yüzde 18.1. Fransa’da bu oran OECD ortalamasının üzerinde ve yüzde 21.4 iken Almanya’da yüzde 10.6. İspanya ve Portekiz’de ise yüzde 15 civarında. Türkiye’de ise bu oran, yüzde 12.4 ile OECD üye ülke ortalamasından oldukça altında kaldı. Bu durum kamuda istihdamın, diğer ülkelere göre düşük olduğunu gösteriyor. n 2018 yılında kamuda çalışanların oranı yüzde 15.1 iken özel sektörde çalışanların oranı yüzde 84.9. Toplam istihdam içerisinde özel sektörün payı, kamu sektörünün 5.56 katı ve çalışma hayatında her 100 kişiden sadece 15’i kamu sektöründe çalışıyor. n Kamu istihdamının yüzde 38.48’i kadınlardan, yüzde 61.52’si ise erkeklerden oluşuyor. Yani kamuda istihdam edi len her 10 kişinin 6’sı erkek, 4’ü kadın. Bununla birlikte cinsiyete dayalı işbölümü kamu istihdamında da görülüyor. Kamuda işçi olarak istihdam edilenlerin yüzde 91’i erkek, yüzde 9’u kadın. Sürekli işçilik düştü n Belediyelerde en fazla istihdam artışının belediye şirket işçiliğinde olduğu görülüyor. Belediye şirket işçiliğine göre güvenceli bir çalışma biçimi olan “sürekli işçilik” ise azalıyor. n Memurluğa göre güvencesiz bir çalışma biçimi olan sözleşmeli personel sayısı memur sayısının iki katı arttı. Sözleşmeli personel sayısı 2018 yılında 2017 yılına göre 103 bin 324 kişi artarak 349 bin 618 olurken, memur sayısı 31 bin 703 kişi artarak 2 milyon 862 bin 765’e çıktı. 2019 yılında ise 2017 yılına göre sözleşmeli per sonel sayısı 140 bin 98 kişi artarak 392 bin 392 kişi olurken, memur sayısı ise 70 bin 387 kişi artarak 2 milyon 901 bin 449 kişi oldu. n “Diğer” statüsünde çalışanlar 100 binin üzerinde. Kamuda hangi işlerde çalıştırıldığı belli olmayan ve 657 sayılı yasanın 4. maddesinde kamuda çalışanların statüleri içerisinde yer almayan “diğer” başlığı altında çalışanlarda 2018 yılından 2019 yılına ciddi bir artış olmadı. Fakat sayıları 100 bini geçen bu çalışma biçimi, aynı zamanda adı konulmamış bir güvencesiz çalışma biçimi. n Genel olarak kamuda istihdamın dağılımına bakıldığında toplam istihdamın yüzde 63.4’ü memurdan, yüzde 8.5’i sözleşmeli personelden, yüzde 25.6’sı işçiden ve yüzde 2.2’si diğer statüsünde çalışanlardan oluşuyor. l ANKARA İki iş cinayeti iki can aldı İstanbul Avcılar’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için asılan bayrakları kaldırma çalışması esnasında sepetli vincin koluna kamyonet çarpması sonucu 5 metrelik yükseklikten, sepetten düşen 47 yaşındaki Sabahattin Karamahmut hayatını kaybetti. Vinç sürücüsünün çalışma sırasında gerekli tedbirleri almadığı iddia edildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde de, iş makinesinin enerji nakil hattına takılması sonucu 35 yaşındaki Ömer Uçar adlı işçi yaşamını yitirdi. Dün Kırcalar Mahallesi’nde su kuyusu açmak için görev yapan iş makinesinin vinç kısmı, bölgenin elektrik enerjisini sağlayan enerji nakil hatlarına takıldı. Bu sırada iş makinesinin ön kısmında bulunan işçi Uçar akıma kapılarak ağır yaralandı. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesine karşın Uçar, hayatını kaybetti. l AA Direndiler, kazandılar İzmir’in Konak ilçesinde, 5 aydır paralarını alamadıklarını öne süren 8 işçi, çalıştıkları inşaat şantiyesindeki vincin Paralarını alamayan işçiler vinç üzerinde SAATlerce bekledi üzerine çıkarak yardım istedi. 7 saati aşkın süren eylemin akşam saatlerinde sona erdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, firma sahibinin işçilere maaşları ödeme sözü verdiği ve işçilerin ikna edil diği, işçilerin de eylemlerini sonlandırdı. Halkapınar’da bulunan bir inşaat şantiyesinde dün sabah 09.00 saatlerinde, iddiaya göre 5 aydır paralarını alamayan 8 işçi, mesai başlamadan önce ustabaşının yanına gidip bu durumu konuştu. Paralarının ödenip ödenmeyeceğine dair bilgi alamayan işçiler, bunun üzerine yaklaşık 30 metre yükseklikteki vinçlerin tepesine çıktı. l DHA İşten çıkarıldıklarını eve gönderilen tebligatla öğrendiler Hürriyet’te tenkisat Her sabah işe gider gibi... Tuzla Serbest Sanayi Bölge si’ndeki işyerlerinden “eleman fazlalığı” gerekçesiyle çıkarılan 10 işçi, işlerine geri dönme talebiyle her sabah işe gider gibi geldikleri fabrika önünde mesai bitimine kadar eylemde. İstanbul Tuzla’daki Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesi’nde beyaz eşya yan sanayi ürünleri üreten Valfsan adlı bir firmada çalışan 10 işçi, “eleman fazlalığı” gerekçesiyle 11 Ekim’de işten çıkarıldı. Üyesi oldukları Birleşik Metalİşçileri Sendikası yöneticileri aracılığıyla işverenle yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine işçiler, 23 Ekim’de fabrikanın girişinde eylem başlattı. Hürriyet gazetesi bir grup çalışanın işine son verdi. Çalışanlar işten ayrıldıklarını evlerine gönderilen tebligatla öğrendi. Doğan Medya Grubu’nda mart ayında Demirören Holding’e satılmasının ardından başlayan işten çıkarmalar devam ediyor. Demirören Medya Grubu’nun amiral gemisi Hürriyet gazetesinde tenkisata gidildi. Dün işe giden çalışanlardan yaklaşık 30 kişinin yolları gazete ile ayrıldı. Çalışanların evine postayla ulaştırılan tebligatta, kararın 25 Ekim’de alındığı ve gerekçesinde “Yönetim Kurulu’nun işletmesel kararı” yazdığı öğrenildi. Gazetede yaşanan tenkisattan Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar ve servis şeflerinin haberinin olmadığı belirtildi. Munyarı’ın günün ilerleyen saatlerinde atılanların geri alınmaması üzerine geçerli olacak istifa mektubunu gazete yönetimine verdiği öğrenildi. Hürriyet Seyahat’te çalışan Serkan Ocak, işten çıkarıldığını sosyal medya hesabından “Gazetecilik hayatımda bunu da yaşamak varmış, mail hesabım kapatılınca Hürriyet’ten kovulduğumu öğrendim. Özetle, kovuldum ey halkım unutma bizi” ifadeleriyle duyurdu. Grupla yolları ayrılan çalışanların yazı işlerinden idari kadroya hemen her servisten olduğu öğrenildi. Öte yandan senarist ve oyuncu Gülse Birsel ise Twitter hesabından, Hürriyet gazetesinden istifa etmeye karar verdiğini duyurdu. Koton’da ‘like’ cezası Koton’un Antalya mağazasında çalışan bir işçi, Instagram’daki “Kotoncalisanlari” hesabını takip ettiği, hesaptan yapılan paylaşımları beğendiği gerekçesiyle tazminatsız işten çıkarıldı. Koton tartışmalı işten çıkarmaya “Yargıtay kararı var” diyerek cevap verdi. Açıklamada “Hakarete ‘like’ iş akdimize aykırı” denildi. Diğer yandan işten çıkarılan Koton işçilerinin Ankara’nın üç farklı noktasında yapacağı basın açıklamalarını valiliğin engellediği ileri sürüldü. Yaklaşık 6 bin 500 kişinin çalıştığı Koton’da sendika olarak örgütlenmeye çalışan Türk Koopİş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, en son H&M’de olduğu gibi, Toplu İş Sözleşmesi imzalanan işyerlerinde elde edilen kazanımlardan dolayı sektörde büyük bir sendikalaşmanın başladığını söyledi. Alemdar, Koton’da yaklaşık 50 dolayında işçinin sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle işten çıkartıldığını, bunların yüzde 99’unun sendikadan dolayı çıkartıldığını ifade etti. Hazine’de altın risk Altının gram fiyatı Türk Lirası cinsinden son iki yılda ikiye katlanırken, Hazine bu dönemde 88 tonluk altın borç aldı. Emre Deveci Bütçe açığı ile borç ve faiz ödemeleri artışı verileri alarm verirken, Hazine’nin giderek artan bir şekilde altın cinsinden borçlanması dikkat çekiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, ilk kez Ekim 2017 tarihinde 187 kg. altın karşılığı altın tahvili ve 171 kg. altına dayalı kira sertifikası ihraç eden Hazine, Ekim 2017Ağustos 2019 döneminde toplam 41.5 ton altın borç aldı. 20.7 milyara çıktı Eylül ve ekim ayında altınla borçlanmaya hız veren Hazine, söz konusu iki ayda toplamda 10.1 milyar TL’lik altın cinsinden borçlanmaya gitti. Eylülde yaklaşık 21, ekimde de 26 tonluk daha altınla borçlanmaya giden Hazine’nin mevcut altın cinsinden borç stoku 20.7 milyar TL’ye ulaştı. Altınla borçlanma, Hazine’nin borç stoku hesaplarından “değişken faizli döviz cinsinden borç” başlığı altında yer alıyor. 2017’de yüzde 0.3 olan toplam iç borçlanmada altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası nın payı, 2018’de yüzde 0.7’ye, Ağustos 2019’da yüzde 5.94’e yükseldi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamalarda, altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihraçlarının gerekçesi “Sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunulması, yurtiçi tasarrufların artırılması, yatırımcı tabanının genişletilmesi ve finansman araçlarının çeşitlendirilmesi” olarak belirtilirken, Hazine dün de altınla borçlanma ihalesi yaptı. Hazine’nin ilk altın cinsi borçlanmaya gittiği Ekim 2017’de 1200 dolar seviyesinde olan altının ons fiyatı, şu an 1500 dolar seviyesinde bulunuyor. Aynı dönemde dolar/TL kurunun 3.6 seviyesinden 5.7 seviyesine yükseldiği de düşünüldüğünde, altınla borçlanma hem dolar kurundaki artıştan hem de altının kendi fiyatının artışından kaynaklı risk taşıyor. Nitekim altının ons fiyatı bu dönemde TL cinsinden ikiye katlamış durumda. Altınla borçlanma faizleri diğer borçlanma enstrümanlarına göre düşük olsa da, altın fiyatlarındaki hızlı artış ciddi bir risk oluşturuyor. Fed art arda 3. kez faiz indirdi Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) ekim toplantısında beklentiye paralel olarak 25 bp faiz indirimine gitti. Böylece banka fonlama faizinde hedef aralığı yüzde 1.501.75 aralığına çekildi. Banka, 11 yıllık aranın ardından ilk kez temmuz ayında faiz indirmişti. Böylece 3. kez art arda indirime gidilmiş oldu. Fed rezerve uygulanan faiz oranını (IOER) yüzde 1.80’den yüzde 1.55 seviyesine çekti. Ekim toplantısının karar metninde, belirsizliklerin varlığını koruduğu belirtilirken, uygun faiz patikasının değerlendirileceği ifade edildi. İşgücü piyasası ve istihdam artışının güçlü olduğu ifade edilen açıklamada ekonomik faaliyetin ılımlı bir hızda arttığına ve tüketimin güçlü olduğuna dikkat çekildi. Yatırım ve ihracatın zayıf kaldığının altı çizildi. Açıklamada, Fed’in faiz patikası için verilerin etkilerini iz Jerome Powell lemeye devam edeceği ifade edildi. Fed tarafından yapılan açıklamaya göre, faiz indirimi kararı sekize iki oyla alındı. Açıklamada, Kansas City Fed Başkanı Esther George ve Boston Fed Başkanı Eric Rosengren’in faiz indirimine gidilmemesi yönündeki karara muhalif olduğu belirtildi. Fed Başkanı Jerome Powell, ne zaman faiz artırılacağıyla ilgili “Faiz, enflasyon beklentisi artınca artırılır. Şu anda öyle bir durum yok” diye konuştu. Fed kararının ardında TL değer kazandı. Dün sabah saatlerinde 5.77 TL seviyesine çıkan dolar, Fed kararından sonra 5.72’ye geriledi. l Ekonomi Servisi Fakirleştiren bütçe MUSTAFA ÇAKIR Birleşik Kamuİş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, Cumhuriyet tarihinde bütçe büyüklüğünün ilk kez 1 trilyon TL’yi aşmasına karşın bu yıl da bütçeden emekçilerin ve yurttaşların payına zam ve ek vergiler düştüğüne dikkat çekti. Asgari ücrete 161 TL zam yapan, memura yüzde 4’lük zammı reva gören Cumhurbaşkanı’nın kendi maaşına ise 7 bin TL zam yapmasına karşı çıkan Balık, “Türkiye’de açlık sınırının 2 bin 500 TL’yi, yoksulluk sınırının 7 bin TL’yi aştığı bir dönemde hazırlanan bu bütçe, yurttaşların bütçesi olamaz. Saray’a ve ona bağlı kurumların artan zenginliği, bizlerin yoksullaşmasına neden oluyor. Bu bütçe merkezi bir devlet yönetimi bütçesi olmaktan öte belirli bir kesimin yararlandığı, servetine servet kattığı, denetimden ve hesap verilebilirlikten uzak otoriter bir yönetim bütçesidir” dedi. Öte yandan, hükümetin “emekliyi enflasyona ezdirmedik”söylemi, kendi ha Mehmet Balık zırladığı bütçe ile yalanlanmış oldu. Emekli aylıklarındaki artışlar 2017 ve 2018’de yıllık tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) altında kaldı. Meclis’e sunulan 2020 Bütçe Gerekçesi’nde memur emekli aylıklarında 2018’in ilk yarısı için enflasyon farkı dahil yüzde 5.69, ikinci yarısı için enflasyon farkı dahil yüzde 8.65 artış yapıldı. 2019’un ilk yarısı için artışın, enflasyon farkı dahil yüzde 10.73, ikinci yarısı için enflasyon farkı dahil yüzde 6.02 oldu. 2019’un ikinci yarısı için en düşük memur emekli aylığı, ek ödeme dahil 2 bin 523 liraya yükseldi. İşçi emeklisi aylıklarındaki artış 2017’de yüzde 11.92, 2018’de yüzde 20.30 olan yıllık TÜFE oranının çok altında kaldı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle