17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT 14 EKİM 2019 PAZARTESİ 9 Tarihçiler: Yeni Türkiye’ye tarih yazarken Vahdettin’i de aklamaya çalışıyorlar Algı tarihçiliği yapılıyor Murat Bardakçı’nın, “Bir Devlet Operasyonu: 19 Mayıs” adlı kitabında ortaya attığı, Atatürk’ün Samsun’a kendi iradesiyle değil, “devlet kararıyla” gittiği ve Milli Mücadele’nin “devlet operasyonu” olduğu savına tarihçilerden belgeli itiraz geldi. Murat Bardakçı’nın son çıkan “Bir Devlet Operasyonu: 19 Mayıs” adlı kitabında ortaya attığı, Atatürk’ün Samsun’a kendi iradesiyle değil “devlet kararıyla” gittiği ve milli mücadelenin “devlet operasyonu” olduğu savına tarihçilerden itiraz geldi. Gazetemize konuşan Prof. Dr. Hakkı ECE Uyar, tarihçi yazar SiPİROĞLU nan Meydan ve tarihçi yazar Ümit Doğan, kitapta Vahdettin’i “aklama projesinin gerçekleştirildiğini” belirterek, “Ortada bir devlet projesi yok ama devlete ihanet var. Yeni Türkiye’ye yeni tarih yazarken Vahdettinde aklanmaya çalışılıyor. Hainleri kahraman yapıyorlar” görüşünü dile getirdi. Tarihçiyazar Sinan Meydan: Atatürk’ü Anadolu’ya devletin (Osmanlı Hükümeti) gönderdiği doğru. Bu yeni bir tez de değil. Atatürk’ün kendisi Nutuk da zaten bunu ifade ediyor. Burada sorulması gereken soru şudur: ‘O zamanki Damat Ferit Hükümeti MustaSinan Meydan fa Kemal Paşa’yı niye Samsun’a gönderdi?” Bu soruya cevap verdiğinizde her şey ortaya çıkar. İngilizlerin isteğiyle Anadolu’da çıkan karışıklıkları önlemek için gönderilmiştir Mustafa Kemal Paşa. Anadolu’nun değişik yerlerinde özellikle Doğu Anadolu’da başlayan ayaklanmalardan, küçük siyasal oluşumlardan İngilizler rahatsızdı. Vahdettin’e ve Sadrazam Damat Paşa’ya diyorlar ki: “Anadolu’daki bu karışıklıkları bir an önce önlemelisiniz, aksi halde Mondros’un 7. maddesine dayanarak işgalleri genişletiriz.” Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gönderilme süreci böyle başlıyor. Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderenlerin amacı, İngilizlerin isteği doğrultusunda Anadolu’da başlayan Türk direnişini önlemek, Türklerin elindeki silahları toplamak, dağıtılmamış orduları dağıtmak. Mustafa Kemal’e verilen görev belgesinde de bunlar yazılı. Devlet, Mustafa Kemal’i ‘Git Milli Mücadeleyi başlat’ diye göndermedi Anadolu’ya, tam tersi başlamakta olan milli direnişi önlemesi için gönderdi. Nitekim Mustafa Kemal Anadolu’ya geçip kendisine veri ‘Vahdettin’in böyle bir iddiası yok’ Prof. Dr. Hakkı Uyar: de İttihat ve Terakki ile Hür Murat Bardakçı gibi Os riyet ve İtilaf partisi var. İt manı hanedanı ile ilgili tihatçılar Milli Mücadele olanlar, “hanedandan ha yi desteklerken, Hürriyetçi in çıkmaz” mantığı yürütü ler karşı duruyor. İngilizler yorlar. Osmanlı hanedanı le, İtilaf Devletleri ile işbirli na toz kondurmama adına yapılan bir eylem. Ama Hakkı Uyar ği yapıp ihanet çizgisine kadar kayıyorlar. Dolayısıy şunu ıskalıyor ki 600 yıl la böyle bir tablo varken hatta dö lık bir hanedan, bunun içerisinde iyisi de, kötüsü de olabilir. Vahdettin de ihanet çizgisine kaymış osmanlı padişahlarından bir tanesi. Iskaladıkları bir şey daha var: Bu dönem neme dair pek çok anı varken, örneğin; dönemin telgraf ve posta nazırlığını da yapmış olan Hürriyetçilerin yazarlarından Refik Halit Karay anılarında “Ya, biz hata ettik Milli Mücadele’yi desteklemeyerek, Mustafa Kemal’i İttihatçı olarak gördük. Yanlış yorumlamışız. Milli Mücadeleyi analiz edememişiz. Biz hata ettik” diyebiliyorlar. Vahdettin, 1922’de Anadolu’yu terk etmek zorunda kaldığında “Ben Milli Mücadele’yi destekledim, Milli Mücadele’nin yanında yer aldım. Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderdim” diye bir iddiası da olmadı. Dolayısıyla ortada bir devlet projesi yok ama devlete ihanet var. Bardakçı’nın yaptığı örtülü olarak Vahdettin’i aklama projesidir. len görevin tam tersini yaparak, direniş başlatınca; 8 Haziran’da geri çağrıldı. Saray, verilen görevin dışına çıktı diye Mustafa Kemal’i idama mahkum etti. Dolayısıyla Mustafa Kemal saraya karşı da bir savaş verdi o dönemde. Saray, başından itibaren Milli Mücadele’yi yok etmek için elinden geleni yaptı. Anadolu’da 20’den fazla isyan çıkardılar. Anzavur Ayaklanması’nı padişah tertipledi. Gerçek budur. Bu gerçeğin ötesinde tezler ileri sürmenin tarihsel gerçeklerle uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Burada bir algı yönetimi yapılıyor. İhanet fetvaları, padişahın imzaladığı idam fetvası, saray operasyonu bunlardır. Vahdettin’in ihaneti Meclis tarafından onaylanmıştır, biz sonradan uydurmadık. Şimdi “Yeni Türkiye”ye yeni tarih yazarken Vahdettin’de aklanmaya çalışılıyor ama padişah aklanmaz. İngiliz arşivleri, bizim arşivlerimiz Vahdettin’in ihanet belgeleriyle doludur. Aklayamazsınız Kara Sultan’ı. Ama Yeni Türkiye dedikleri yapıya yeni bir tarih uydururken hainleri kahraman yapıyorlar. Bir taraftan Mustafa Kemal’in etkisini azaltmaya çalışırken, öbür taraftan Milli Mücadele’nin hainlerini kahraman yapmaya çalışıyorlar. Resim budur. Bunu iktidarın yapması anlaşılabilir fakat tarihçilerin bu yönde daha dikkatli olması gerekir. ‘Kurtlar Vadisi tarihçiliği’ Tarihçiyazar Ümit Doğan: Son zamanlarda Milli Mücadele’nin kaza nılmasında Atatürk ikinci plana itilme ye çalışılıyor. “Atatürk olmasa da ka Ümit Doğan zanırdık” veya “Milli Mücadele za ten yapılacaktı” gibi algılar yaratılı yor. Bunun için ortaya farklı bir fi kir atılması, Atatürk yerine bir fi gür bulunması gerekiyordu, bul dukları figür de Vahdettin oluyor. Türk Tarih Kurumu’nun birkaç yıl önce Milli Mücadeleyi Vahdettin’in başlattığı yönündeki video, lise ders kitaplarında Milli Mücadeleyi Vahdettin’in başlattığını düşündüren bilgiler, Bardakçı’nın son kitabı vb. Şunu belirtmek gerekir ki; aklı başında her tarihçi Vahdettin’in Milli Mücadele’de zerre kadar payı olmadığını bilir. Üzücü olan tarihçilerin bu konuda açıklama yapmayıp susuyor olmaları. Bardakçı’nın kitabının adı ile içeriği birbirini tutmuyor. Vahdettin bizzat kendisi söylüyor, Mekke beyannamesinde, “Mustafa Kemal’i gönderen hükümetti, ben meşrutiyet gereği onay verdim” diyor. Hükümetin ise neden gönderdiği belli. Bunu bir gizli görev havasına sokmak, belgelerle desteklemeksizin “devlet operasyonudur” demek ancak hayalperestlik olur. Kurtlar vadisi tarihçiliği olur. Bennett ve Atatürk’e vize verme konusunda da, Bennett Milli Mücadele başladıktan sonra defalarca Atatürk’e suikast tertipledi. Bunun arşiv belgelerini Atatürk’ü öldürme planları kitabımda yayımladım. Dolayısıyla Bennett, üzerinden atılan iftiraların tamamı bu belgelerin yayımlamasıyla çürüdü. l İSTANBUL HSK GÖREVE BAŞLATMIŞTI İade edilen savcı FETÖ’den ceza aldı SEYHAN AVŞAR Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından ihraç edildikten üç ay sonra görevine iade eden savcı Semih Kır’a “FETÖ üyeliği” suçundan altı yıl üç ay hapis cezası verildi. Samsun Vezirköprü’de başsavcı vekilliğine kadar yükselen Kır, tekrar açığa alındı. Semih Kır, 2016 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada FETÖ ile irtibatı olabileceği gerekçesi ile görevden uzaklaştırıldı. 13 Şubat 2017 tarihinde HSK tarafından meslekten çıkarılan Kır, 8 Mayıs 2017’de göreve iade edildi. Samsun’a atanan Kır, Vezirköprü Cumhuriyet Başsavcılığı vekilliğine kadar yükseldi. Bu süreçte Kır hakkında, Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, “FETÖ üyeliği” iddiasıyla dava açıldı. Yargılandığı davada savunma yapan Se mih Kır suçlamaları reddetti. Evinde bulunan terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in şiirlerinin bulunduğu ses dosyası ilişkinde beyanda bulunan Kır, “Dijital incelemede 1314 tane CD çıkmış. Birçok kayıttan sadece 3 parçada isim kayıtlarında Fetullah Gülen geçiyor. Diğer ikisi de ilahidir” dedi. Davada ifadesi alınan dört tanık ise Semih Kır’ın üniversite yıllarında ve staj döneminde örgütün evlerinde kaldığını belirterek, 1725 Aralık operasyonlarından sonrada örgütle bağlantısını sürdürdüğünü öne sürdü. Kır ise tanıkların iddialarını yalanladı. Mahkeme heyeti 17 Eylül tarihinde dosyayı karara bağladı. Semih Kır, “Silahlı örgüt üyelisi olmak” suçundan altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Kır’a hakkında ayrıca yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Mahkeme heyetinin bu kararının ardından Kır, yeniden açığa alındı. l İSTANBUL ESKİ GAZİANTEP BAŞSAVCISI PEKER Savcı ByLock’u yoğun olarak kullanmış FETÖ üyeliğinden 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan eski Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Peker hakkındaki hükmün gerekçesinde, sanığın kullanmadığını öne sürdüğü örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’a 71 bin 688 satır bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 23 Eylül 2019’da açıklanan gerekçeli kararda, örgütün yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi, kendisinden olmayanlar üzerinde oluşturduğu baskı, 15 Temmuz darbe girişiminin nasıl yapıldığı ve örgütün Emniyet mahrem yapılanması anlatıldı. Kararda, FETÖ’nün örgüt yapısına ilişkin verilen bilginin ardından sanık Mustafa Peker’in eylemleri aktarıldı. Buna göre Peker, bir dönem Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı yaptı. Daha sonra tenzili rütbe ile önce Ankara’ya ardından Zonguldak’a savcı olarak atandı. FETÖ’nün darbe girişiminden sonra örgüt irtibatı nedeniyle HSYK Genel Kurulu’nca 24 Ağustos 2016’da meslekten ihraç edildi. Soruşturma kapsamında Peker’in evinde yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel doküman bulundu. Kararda, Peker’in FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair tanık beyanlarına da yer verildi. Gerekçeli kararda, dava dosyasındaki tespit ve tutanaklara göre Peker’in örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu ancak mahkemede programı kullanmadığını savunduğu ifade edildi. Peker’in ByLock kullanımına ilişkin ise şu tespite yer verildi: “İletişimin tespiti bilgilerine göre sanığın kullandığı GSM hattından ByLock sunucusunun hizmet verdiği IP adreslerinden 11 Ağustos 2014 tarihinden itibaren başlamak ve 17 Kasım 2014 tarihinde son bulacak şekilde 3 ay 6 gün süre ile toplam 71 bin 688 satır bağlandığı tespit edilmiştir.” Kararda, eski Başsavcı Mustafa Peker’in “silahlı terör örgütüne üyelik” suçunu işlediği belirtildi. l AA Başkentin 96. yıldönümü kutlamalarında, ABB Başkanı Yavaş’tan Kurtuluş Savaşı vurgusu ‘Ankara, bağımsızlığın sembolü’ Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, “Ankara, tarihimizde Viyana’dan başlayan gerilemenin sona erdiği, düşman ordularına ‘dur’ denilen nihai yerdir” dedi. Ankara’nın başkent oluşunun 96. yıldönümü, bir dizi etkinlikle kutlandı. Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş, yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda “Ankara’nın Milli Mücadele’deki tarihsel tutumu, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde başkent oluşu ile taçlanmış ve Ankara, ulusal bağımsızlığımızın sembolü olarak en önemli işlevleri yerine getirmiştir” ifadelerini kullandı. Ankara’nın başkent olması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen yasa önerisinin kabulünün yıldönümünde, saat 07.15’te Zafertepe’de 21 pare top atışı yapıldı. Resmi ilk tören Anıtkabir’de düzenlendi. Buradaki törene TBMM Başkan Vekili Levent Gök, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş ve beraberindeki heyet katıldı. 2. Meclis Binası’nda da tören düzenlendi. Törende yaptığı konuşmada, baş Ankara’da 2. Meclis Binası’ndaki törende seğmenler tarafından gösteri yapıldı. kentin Türkiye’nin her alanda kalbi olduğunu vurgulayan Vali Şahin, “Bugün bizlere düşen, şanlı tarihimizin mirasına sahip çıkarak Ankara’yı gelişen, değişen Türkiye’ye yaraşır bir başkent olarak aydınlık geleceğimize emin adımlarla ve daha da yücelterek taşımaktır” dedi. Törende Ankaralı seğmenler tarafından gösteri yapıldı, kortej yürüyüşü düzenlendi. Kortej, Samanpazarı güzergâhını izleyerek Ankara Kalesi’ne yürüdü. Cumhurbaşkanlığı, yıldönümü dolayısıyla sosyal medya hesabından paylaşımda bulunuldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, sosyal medya hesabından yıldönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Yavaş, belediyenin internet sitesinden yaptığı açıklamada “Tarihimizde Viyana’dan başlayan gerilemenin sona erdiği, düşman ordularına ‘dur’ denilen nihai yer olan Ankara, bir yandan da tüm dünyaya milletimizin bağımsızlığa ve hürriyete olan sevdasını bir kez daha kanıtlayan merkez haline dönüşmüştür” dedi. Ankara’nın başkent oluşunun 96. yıldönümü kutlamaları kapsamında, dün akşam Gençlik Parkı Kabul Salonu’nda bir resepsiyon düzenlendi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ev sahipliği yaptığı resepsiyona; TBMM Başkanvekili Levent Gök, Ankara Valisi Vasip Şahin, CHP Milletvekili Ankara Nihat Yeşil, İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Sertaç Eş katıldı. ‘Cumhuriyet değerlerinin mutfağı’ Yavaş, resepsiyonda yaptığı konuşmada, Ankara’nın “Türk gelişiminin mekânsal yansıması, Cumhuriyet değerlerinin mutfağı olarak tarihte yerini aldığına” dikkat çekerek “Ankara, bir ulusun yeniden şahlanışının ve hürriyete olan bağlılığını tüm dünyaya göstermenin en net duruşudur” dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve demokratik kitle örgütleri de bir geleneği devam ettirerek yıldönümü nedeniyle Ulus Atatürk Heykeli’ne çelenk bıraktı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Atatürk, Ankara’ya geldiğinde halk onu bağrına bastı ve direncine destek oldu. Atatürk’ün başkent olarak Ankara’yı seçmesinin sebebi kendisine gösterilen sevgi ve desteğe ilişkin vefa örneğidir. 96 yıllık bir kentin başkentliliği kutlu ve daim olsun.” l ANKARA/Cumhuriyet ADD’den, ‘KURTULUŞUN KALBİ, KURULUŞUN AKLI’ özel yarışmaSI Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çankaya Şubesi, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 100. yılında, “Atatürk’ün Gelişinin 100. yılında Kurtuluşun Kalbi, Kuruluşun Aklı Ankara” başlığıyla, “gençlere açık yazı yarışması” düzenliyor. Yarışmaya 29 Kasım’a kadar katılım olabilecek. Eserler kitapta toplanacak Yarışmanın değerlendirme kurulunu Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve gazetemiz yazarı Işık Kansu, eski milletvekilleri Aylin Nazlıaka ve Birgül Ayman Güler, Prof. Dr. Seçil Karal Akgün, Prof. Dr. Sina Akşin, Dr. Halil Özcan ve eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan oluşturuyor. Raportörlüğünü Prof. Dr. Ali Ercan’ın yaptığı yarışmanın düzenleme kurulunda ise ADD Çankaya Şubesi Başkanı Şengül Can, Başkan Yardımcısı Caner Karadağ ve Yazman Mustafa Acer yer alıyor. Birinciye 2 bin, ikinciye 1500, üçüncüye bin TL ve 500’er TL’lik üç adet mansiyon ödülünün verileceği yarışmada, ödül kazanan ve kayda değer bulunan eserler bir kitapta toplanarak yayımlanacak. Sonuçları 24 Aralık’ta açıklanacak yarışmaya, 29 Kasım’a kadar addcankaya06@ gmail.com eposta adresinden veya ADD Çankaya Şubesi’ne gidilerek başvuru yapılabilecek. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle