21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 14 EKİM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ilknur filiz eğitim Ayrıntılar Yanlış yerde dolanmak Her birimizin önünde iki seçenek var; ya iktidarın kuyruğuna takılıp milliyetçi, dinci söylemi büyütecek ya da hakikati aramaya devam edip yalnız kalma pahasına sözünü söylemeye devam edeceğiz.   Geçen hafta adına “Barış Pınarı” denen harekâtla birlikte RTÜK açıklama yaptı, dedi ki: “Harekâtı itibarsızlaştıracak her yayın anında cezalandırılacaktır.” Ekranlarda çalan tamtamların nedeni bu olsa gerek. Yetmedi Süleyman Soylu: “Kimse harekâta ‘savaş’ diyemez” diye buyurdu. Ülke nereden tutsan elinde kalıyor. “Savaşa giriyoruz” diyen Numan Kurtulmuş. E, o zaman önce Kurtulmuş’u yargılayın. Beş yüz sosyal medya hesabı kovuşturma altına alınmış. Bazısı mahkeme karşısına çıktı hesap sahiplerinin. Mizah konusu olacak durumlar bizde hukuk olarak sunuluyor. Baştan başlayalım: Demokrasilerde her fikir, her eylem eleştirilebilir. Toplumun büyük kısmı karşı dursa, irkilse bile bu haktır ve adına “ifade özgürlüğü” denir. Harekât yapmak da siyasal bir tasarruftur ve bu kararı alan siyasiler de bizim gibi ölümlüdür, hata yaparlar. Kararı alanların memleketimi benden daha çok sevdiğine dair herhangi bir bulgu da söz konusu değildir. Gazeteci, söylendiği gibi tarafsız değildir. Gazetecinin dini, ırkı, ülkesi olmaz. O evrensel değerlere bağlıdır, gerçeğin peşinden koşar. Ayrıca “barış” yanlısıdır. Görevi budur. İnsanları bilgilendirirken gerçeği eğip bükemez, herhangi bir tarafın lehine yayın yapamaz. Kaldı ki, bana kalırsa bu salt gazetecinin görevi değildir; sorumlu her yurttaş sormak, sorgulamak ödevini yüklenir. En çok bağıranın haklı sayıldığı düzene “demokrasi” denmez. Otoriter düzenler ancak böyledir. Soru şu: “Söz konusu harekât meşru, haklı ve zamanlaması doğru mudur?” Her ülkenin, onu tehdit eden unsurlara karşı meşru müdafaa hakkı vardır. Yalnız bunun olması için, o ülkenin başka bir ülkeye yönelik bu türden tehdit oluşturacak tavrı olmaması gerekir. Davutoğlu önderliğindeki NeoOsmanlıcılar baştan yanlış kararla, komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğüne kasteden gruplarla işbirliği yaptı. Yanlıştı bu. Bundan dönmek elzemdir. O bölgede ortaya çıkan tüm gruplar boşluktan doğdu. Hem Kürt oluşumları, hem IŞİD ve benzerleri, hem de ÖSO. Şimdi bunlardan bazısına terörist, kimine milli ordu muamelesi yapamazsınız. Meşruiyetini halkından almayan gruplarla girişilen her eylem yanlıştır. Sorun her neyse, bu açıkça “Komşularımın toprak bütünlüğüne saygılı olacağım” diyerek çözülmelidir. Hal böyle olunca muhatap Esad’dır. Suriye devletinin düşmanı serseri gruplara “milli” diyerek girişilen mücadele meşruiyet sorunu doğurur. Bu grupların IŞİD benzeri yapılardan geldiğini göz önünde bulundurursak, “cihatçılarla çihatçıları etkisiz hale getirme planı” hangi aklı evvelden çıkmadır, ayrıca düşünmek gerekir. Kaldı ki egemen bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti ordusuyla serseri kalabalığı eşit tutmak ayrıca büyük hatadır. Bölge koşulları gereği küresel ilgi odağıdır. Sömürgeci güçler dilediğince kavramlarla oynamakta, duruma göre konum değiştirmektedir. Benzer tutarsızlığı bizim ülkemiz de yapmıştır. Dün sınırları açarak yol verdikleri yapılara, bugün “terörist” demek inandırıcılık sorunu doğurur. Bunun da çözümü egemen devletlerle, meşru zeminlerde konuşmaktan geçer. Ülke içindeki demokrasi, insan hakları, hukuk sorunları girişilen her eylemi gölgelemektedir. Küçülen dünyada otoriter düzenler yalnızlaşmakta, tecrit edilmektedir. Artık “iç” veya “dış” sorun diye ayrım söz konusu değildir. Her ne kadar küresel ahmaklık herkesi esir aldıysa da, hâlâ dünyayı yönetenlerin iki dudağı arasındadır ülkelerin kaderi. BM oylamasında Rusya ve ABD’nin neden genel eğilime katılmadığı önemli sorudur? Kapalı kapılar ardında kim kimle ne görüştü, dost kim, düşman kim yakında açığa çıkar. Bu türden şeytani meselelere karşı bizi etik ölçülerimiz ve ideolojik tutumumuz korur. Dış siyasette taban tabana zıt iki küresel güce hoş görünmek mümkün değildir. O halde Suriye’nin toprak bütünlüğünde ısrarlı olan Rusya ile bölmek için tutuşan ABD hangi konuda uzlaşmıştır? Diyeceğim: Bu meseleleri daha çok yazacağız, konuşacağız. Bize dayatılan düzene itiraz etmek zorundayız. Bu gürültüye kapılıp daha büyük acılara yol vermemek için ses çıkarmak sorumluluktur. Türkler ya da Kürtler diye başlayan her cümle risklidir. Unutmayalım ki insanımız çok zamandır küresel sömürgeciler elinde inlemektedir. Temel soruları sormadığımız müddetçe hakikate varmak güçtür. Yalın soruyu koyalım ortaya: “Siyasal İslam”ın kapitalizmin güçlü oyuncağı olduğunu bilmeyen var mı hâlâ? Fransa’da burs Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği ‘2020 Araştırma Bursları’ için adaylık başvurusu süreci başladı. Üç farklı kategorideki programda, doktora öğrencileri için hareketlilik bursu, genç araştırmacılar için hareketlilik bursu ve davetli öğretim üyeleri için hareketlilik bursu bulunuyor. “Hareketlilik Bursları”, Türk araştırmacılar için akademik kariyerlerinin farklı aşamalarında Fransız araştırma ekipleri ile etkileşim içinde bulunmalarına olanak sağlamayı amaçlıyor. Adaylık için son başvuru tarihi, 25 Kasım 2019. Ayrıntılı ilan ve basvuru formu için www.ifturquie.org 2020 LGS, ÖĞRENCİ SAYISINDAKİ PATLAMA NEDENİYLE ZOR OLACAK ama ‘Paniğe gerek yok’Ayrıntılar Ayrıntılar Liseye Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında 2020’de sınava girecek 8. sınıf öğrencilerinin sayısında patlama olması nedeniyle sınavın zorluk derecesi yüksek olacak. Sınavla öğrenci alacak okulların kontenjanlarının artıp artmayacağı henüz belli değil. 2020’de liselerde yeni öğretim programına da geçilecek. Yani 8. sınıfı bitirecek öğrencileri zor bir sınav, zorlu bir tercih ve geçiş dönemi bekliyor. Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, sınava girecek öğrencilerin mutlaka belli bir program dahilinde sınava hazırlanmasını önererek şunları söyledi: “Bu yıl LGS’ye girecek öğrenci sayısı geçen yıla göre yaklaşık 500 bin artacak. 8. sınıfı bitiren öğrenci sayısı MEB istatistiklerine göre 1 milyon 687 bin 879. Ancak sınavla öğrenci alacak okul kontenjanlarının artıp artmayacağını bilmiyoruz. Sınava girecek aday sayısının artması doğal olarak öğrencilerin daha sıkı hazırlık yapmalarını gerektiriyor. Bu arada yerleştirmenin sağlıklı yapılabilmesi için soruların zorlaştırılması gerekeceğini de unutmayalım. CHP’DEN ARAŞTIRMA ÖNERGESİ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 20202021 öğretim yılında liselere giriş sisteminde ortaya çıkabilecek sorunlarla ilgili TBMM’ye araştırma önergesi verdi. Özel, şunları söyledi: “20122013 öğretim yılında ilkokula başlayan 1 milyon 870 bin 705 öğrencinin 20192020 öğretim yılında 8. sınıf olduğu göz önüne alındığında, geçen yıla göre yüzde 54’lük bir artış söz konusu olacaktır. Bu artış nedeniyle sınavla öğrenci alacak okullara her zamankinden çok daha fazla talep gerçekleşecektir. Bu nedenle de bu yıl LGS’ye gi recek öğrencilerin sınavla öğrenci alan okullara girme olasılığı azalacaktır. Ayrıca lise 1 seviyesinde öğrenci sayısının yüzde 54 fazla olması nedeniyle genel ortaöğretim verileri baz alındığında liselerde yaklaşık 31 bin 428 bin dersliğe ve binlerce öğretmene ihtiyaç duyulacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaya çıkan bu soruna ilişkin bugüne kadar herhangi bir tedbir alınmadığı görülmektedir. Liselere giriş sisteminde yaşanan ve yaşanacak sorunların bir Meclis Araştırma Komisyonu kurularak araştırılmasına gerek duyulmuştur.” Bilinçli çalışın n Bilinçli çalışmak, sınava gireceğiniz derslerle ilgili konulara hâkim olmayı gerektirir, çalışırken öncelik konuyu öğrenmek olsun. n Sizi geliştirecek olan, testlerde yanlış yaptığınız soruların doğru çözümünü öğrenmek olacaktır, her yapamadığınız sorunun doğru çözümünü mutlaka ama mutlaka öğrenin. n Rastgele değil belirlediğiniz çalışma programına göre çalışın. Ne zaman ne çalışacağınızı bilirseniz panik yaşamazsınız, kendinize güveniniz artar. n Unutmak öğrenmenin ikiz karde şidir, unutmamak için çalışma programınızda haftalık ve aylık tekrar yapmayı unutmayınız. n Çözemediğiniz soruları sormaktan çekinmeyiniz. Çalışan ve soru soran öğrenciye her öğretmen destek olur. 2020’de yeni program Öğrencileri bekleyen ikinci durum ise önümüzdeki öğretim yılında liselerde yeni öğretim programına geçilecek olması. Yeni programın tüm detayları belli olmamakla birlikte fen ve sosyal bilimler liselerinin programında değişiklik görülmüyor. Anadolu li selerinde zorunlu ders sayısı azaltılarak seçmeli derslere ağırlık veriliyor. Anadolu liselerinde ders seçme sistemine geçilecek olması öğrencilerin üniversiteye ve mesleğe yönelik hedeflerini çok erken belirlemelerini gerektirecek. Mesleki ve teknik liselerde ise alan seçimi 9. sınıfın başına alınıyor. Bu durum meslek liselerinde 10. sınıfın sonuna kadar farklı bir tür liseye geçme şansının ortadan kalkması demektir. Ortaöğretim (lise) programlarında yapılması düşünülen değişiklik, okul türleri arasında geçişleri zorlaştıracak gibi görünüyor. Bu nedenle de öğrencilerin devam edebilecekleri lise türleri ile ilgili şimdiden sıkı bir araştırma yapmaları gerekiyor.” Zor tercih dönemi Yılmaz, bu yıl öğrencilerin, annebabalarının desteğine daha çok ihtiyaçları bulunduğuna dikkat çekerek “Anne babaların çocuklarını desteklemek için daha yapıcı, motive edici ve destekleyici tutum sergilemeleri gerekiyor. Çocukları ile konuşarak onların kendilerinden beklentilerini öğrenerek yardımcı olmaya çalışmaları gerekecek. Ayrıca yeni lise sitemi ile ilgili araştırmalar da en çok velilerin görevi olmalı” dedi. 3 bin lira verene özel sınıfÜmraniye Nihat Sami Banarlı Ortaokulu’nda paralı sınıf açılmasına veliler tepki gösterdi ‘Kral’ın Altınları’ TEGV için Tiyatro Mima Kadıköy Sineması’ndaki ilk oyununu Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) çocukları için oynadı. Farklı okullardan TEGV tarafından Kadıköy Sineması’na getirilen 610 yaş arası 290 çocuk, Kral’ın Altınları (Bir Midas Ma salı) adlı müzikal oyunu izledi. Müzikal, mitolojik bir karakter olan Frigya Kral’ı Midas ile İngiliz Yazar Oscar Wild’ın “Mutlu Prens” adlı öyküsünden esinlenerek 1994 yılında Çimen Turunç Baturalp tarafından kaleme alınmış ve sahne lenmişti. Kadıköy Sineması Sahnesi’nde 25 yıl sonra tekrar seyircisi ile buluşan oyunun müziklerini Burçak Çöllü, sahne tasarımını Ayhan Doğan, kostüm tasarımını Ebru Canlı, koreografisini Ayşegül Uçanoğlu yaptı. ‘Trafikte küçük hata yoktur’ Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Shell Türkiye, çocukların trafik alanında bilinçlendirilmesini sağlamak amacıyla “Trafikte Küçük Hata Yoktur” sosyal yatırım projesini başlattı. Proje ile 20192020 eğitim öğretim yılında 311 yaş arasındaki çocuklar ile ailelerinde trafik kuralları hakkında farkındalık oluşturulması hedefleniyor. İlk aşamada İstanbul’da uygulanacak proje ile 8 ay içinde 39 ilçedeki 120 okulda 311 yaş arasındaki toplam 70 bin çocuğa ve dolaylı olarak ailelerine trafik kuralları hakkında eğitim verilmesi amaçlanıyor. Proje kapsamında öğrencilerde trafik bilinci oluşturmak amacı ile okullarda tiyatro gösterileri yapılacak. Kural ihlalleri Ayrıca projenin uygulandığı her okulda öğretmenlere ve velilere seminer verilecek. Eğitimlerde, trafik kazalarının yıkıcı sonuçları ve alınabilecek önlemler anlatılacak. Projenin tanıtım toplantısında konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Son yıllarda teknolojik ilerlemeler ve altyapı eksikliklerinin giderilmesine rağ men, kural ihlalleri sebebiyle kazalar oluşmaktadır. Çocukların trafik eğitimi konusunda İçişleri Bakanlığı ile orijinal projeler yapıyoruz. Tedbirler alındıkça ölümlü ve yaralanmalı kazalarda azalmalar oluyor. Bu meselenin özü eğitimden geçiyor” dedi. Tiyatro gösterileri ile verilecek eğitimlerde, trafik işaret ve levhalarının anlamı, emniyet kemeri kullanımı, yaya geçidi kullanımı, yaya güvenliği, araçta güvenli yolculuk, hız limiti ve araç sürerken cep telefonu kullanmanın riskleri gibi konular işlenecek. KÜBRA KÖKLÜ Ümraniye’deki Nihat Sami Banarlı Ortaokulu’nda 3 bin TL’ye özel sınıf açıldığı iddia edildi. Cumhuriyet’e konuşan veliler, devlet okulunda paralı sınıf açılmasına tepki gösterirken, bir okul yöneticisi uygulamayı, “Veliler, bizi 3 bin lira aldığımız için mi şikâyet etti? Ne var ki bunda? Her okul özel sınıf açıp para alıyor. Hatta bir okul öğrenci başına 15 bin TL alıyor’’ ifadeleriyle savundu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın devlet okullarında sıkça gündeme gelen paralı sınıf iddialarıyla ilgili inceleme ve soruşturma başlatıldığına ilişkin açıklamasına rağmen “paralı sınıf” ihbarları gelmeye devam ediyor. İstanbul Ümraniye Atakent’te bulunan Nihat Sami Banarlı Ortaokulu’nda öğrenim gören öğrencilerin velileri, okulun paralı eğitime geçtiğini öne sürerek, 3 bin TL’ye özel sınıfların açıldığını dile getirdi. Eğitimde çifte standart uygulandığını belirten bir veli, “Çocuğumun not ortalaması yüksek olduğu halde benden özel sınıf için 3 bin TL istediler. Benim de ekonomik durumum iyi olmadığı için ödeyemedim. Taksitlendirme istedim ama yapmadılar. Özel sınıfın olması çocuklar arasında kötü bir rekabet oluşturdu” dedi. ‘Ezik sınıfı’ Okulda İngilizce ağırlıklı paralı sınıfların olduğunu kaydeden başka bir veli de, “Veliler bir kereye mahsus 3 bin TL veriyor. Bir dahaki yılda ise bu özel sınıftaki çocuklardan 900 TL kitap parası alıyorlar. Özel sınıfa okulun en iyi hocaları giriyor. Devlet okulunda paralı özel bir sınıfın olması kabul edilemez. Çocuklarımız sorunlar yaşamaya başladı. Çünkü özel sınıfta okuyan öğrencilere hocalar daha iyi davranıyor. Çocuklar arasında ‘ezik sınıftasınız’ diye kavgalar çıkıyor. Kısacası Nihat Sami Banarlı Ortaokulu’nda parayı veren düdüğü çalıyor” diye konuştu. Okul yönetimi ise 3 bin lira karşılığında özel sınıfların açıldığını doğrulayarak uygulamayı savundu. Bir yönetici, MEB’in verdiği ödeneğin okulun masraflarını karşılamaya yetmediğini, okullarında ek gelir elde etmek için bu yola başvurduklarını aktardı. Öte yandan, mahalle sakinlerinden Bulut Can Okuducu, “Okul yapıldığı günden beri alt katta su var. İnşaat firması tarafından okul, arazi tam olarak araştırılmadan dere geçen araziye yapıldı. Su ve nem yüzünden asansörün halatları pas tutuyor. Binaların altında bulunan su motorlarıyla bu sular atılıyor. CİMER’den henüz cevap gelmedi” dedi. l İSTANBUL Okan Üniversitesi 20 yaşında İstanbul Okan Üniversitesi 20. yılını Fazıl Say konseri ile kutlayacak. Piyanist ve besteci Fazıl Say’ın 17 Ekim’de Bekir Okan Kültür ve Sanat Merkezi’nde vereceği piyano resitaline üniversitenin öğrencileri ve çalışanları katılacak. Üniversitede, ana kampusu Tuzla’nın yanı sıra, Ka dıköy ve Mecidiyeköy’de toplam 26 bin öğrenciye eğitim veriliyor. 10 fakülte, 2 meslek yüksekokulu, 3 enstitü ve konservatuvar bünyesinde yaklaşık 250 diploma programının yürütüldüğü üniversitenin Tuzla’da hastanesi, Mecidiyeköy ve Tuzla’da diş hastaneleri bulunuyor. İzmirli gençler Eğitim Günü’nde Gençler, İzmir Amerikan Koleji’nin düzenlediği “Eğitim Günü”nde, ABD, Kanada, Asya, Uzakdoğu ve Avrupa’dan 72, Türkiye’den de 25 üniversitenin temsilcisiyle bir araya geldi. Etkinlik, önce Türk ve yabancı üniversite temsilcilerinin İzmir Ameri kan Koleji (ACI) öğrencilerine yönelik seminerleriyle başladı. Öğrenciler, 20 konu başlığını içeren çalıştaylara katıldı. Sonrasında kampusta düzenlenen üniversite stantları, İzmir’de değişik okullarda okuyan tüm öğrenci ve velilerin ziyaretine açıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle