21 Mayıs 2024 Salı English
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 13 EKİM 2019 PAZAR PAZAR YAZILARI Kraldan, çok kral hareket Mutluluğun fiyatı ne? İsveç Kralı’nın beş torunuyla, Veliaht Prenses dışındaki iki çocuğu seyine başkanlık etmesi gibi görevleri var nu saray bütçesinin dışına çıkarma ama bunlar tamamen sı bütün dünyada hayranlıkla karşılandı. Genel kanıya göre Kral, hal OSMAN İKİZ semboliktir. Kısacası Avrupa’daki kral ve kın ödediği vergilerden oluşturulan kraliçelerin devlet yö saray bütçesini, hanedan için har vurup netiminde en ufak bir yetkisi yoktur. Yet harman savurmayacağını göstererek çok kisi yoktur, ama sembolik görevler için kral bir karar aldı. Doğrudur. İsveç Kralı devlet bütçesinden saraylara ayrılan pay akılcı bir çıkışla, saygınlıkları bir hayli yıp lar az buz değildir. Bu yüzden, sarayların ranmış politikacıların karşısında halkın da uslu uslu oturmak varken, skandallara gözünde olumlu bir puan kazandı. Olum karışınca, aşırı harcamaları göze batınca, lu puan kazanması tabii ki politikacıların millet homurdanmaya başlar. rakibi olduğu anlamına gelmiyor. Sadece, İsveç kraliyet ailesi skandallardan uzak modern çağda, eskide kalmış bir modelin, yaşadığından, itibar aşınmasına uğrama sembolik de olsa biraz daha yaşayacağı dı, ama hanedanın genişlemesi nedeniyle, anlamına geliyor. bütçe payı büyüyünce milllet “buna bir sı Para para para... nır koymak gerek’’ diye konuşmaya başladı. Bu yüzden parlamentoda geçen yıl ko Biliyorsunuz, Avrupa’daki monarşilerin nunun araştırılması için bir komisyon ku rolleri son derece semboliktir. Ülkeye ge rulması kararlaştırıldı. Aradan bir buçuk len konuklar kral tarafından kabul edilir yıl geçmesine rağmen komisyon henüz se, üst düzey konuk olduğunu düşünür. kurulmadı. İsveç Kralı da komisyon ku Bu aynı zamanda takdim edenlerin bek rulmadan harekete geçerek hanedanı da lentilerinin büyük olduğu anlamına gelir. ralttığını duyurdu. Yani sorun tereyağın Krallar ve kraliçeler, özellikle iş çevreleri dan kıl çekercesine halledilmiş oldu. Bulu için çok elverişli birer pr figürüdür. Eğer nan çözüm, Avrupa’daki diğer monarşiler bir grup, iş seyahatine kralla birlikte gi için de muhtemelen “İsveç Modeli” olarak diyorsa bilinmeli ki o iş görüşmesine çok örnek alınacaktır. Bu durumda İsveç Kra önem veriliyordur. Tabii her yıl parlamen lı, Kraliçesi ve Veliaht Prenses ile kocası tonun açılışına katılması, dış politika kon ve çocukları Kraliyet Ailesini oluşturuyor. Diğer iki çocuk ise unvanlarını korumakla birlikte apanage denilen ödenekten yararlanamayacaklar. Onların çocukları ise artık sıradan vatandaş sayılacaklar. Medeni ülkelerde sorunlar böyle çözülür. Kurumların yıpratılmasına izin verilmeden, sistem zarar görmeden uzlaşma kültürü işletilir. Bu sorunun çözümünde de mutlaka, bilge kişiler parlamento ile saray arasında doğru yolun bulunması için arabuluculuk yapmış, yapıcı önerilerle çözüme ulaşılmasını sağlamıştır. Vefa... İbrahim Zlatanoviç’i bilmeyen yoktur. İsveç’in güneyindeki Malmö’nün göçmen mahallesi Rosengard’da Hırvat anne Boşnak babadan doğma bir göçmen çocuğudur. Haşarı bir çocukluk döneminin ardından futbol sahalarının en büyük yıldızlarından biri olmayı başarmış, füze vuruşlarıyla tanınan, aykırı bir futbolcudur. Uzun yıllar İsveç milli takımının lokomotifi olan golcü oyuncunun, milli takım ve şampiyonlar liginde attığı gollerin sayısı rekor düzeydedir. Kazandığı 11 “Altın Top’’ ödülü de ayrı bir rekordur. İsveç’te, İspanya’da, İtalya’da, Fransa’da, ABD’de top koşturdu. Her zaman, her yerde aykırıydı. Zor koşullarda geçen çocukluk yıllarının ardın dan futbol sahalarında bir ego heykeli gibi koşturuyordu. “Ben İbrahim Zlatanoviç’’ demekten büyük keyif duyuyordu. Bu egosu pek çok kişiyi rahatsız etmesine rağmen İsveç, onun geçmişteki hizmetlerini unutmadı. Geçenlerde, Malmö’de heykelini dikerek vefanın ne demek olduğunu gösterdi. Vefa deyince Mafi Falay aklıma geldi. Dünyada Mafi olarak anılan caz müzisyeni Muvaffak Falay, 1956’dan beri Avrupa’da yaşıyor. Gelmiş geçmiş en iyi, büyük caz orkestralarından biri sayılan Kenny ClarkeFrancy Boland grubu ile yaptıkları albüm 1969’da ABD’de satış rekoru kırdı. “Jazz is Universal’’ adlı albüm, dünyada kapağında Türk bayrağı olan tek CD. Falay, 30 Ağustos’ta 90’nına girdi. Şu sıralarda,12 yaşındayken trompetle tanıştığı Kuşadası’nda. Kuşadası Belediyesi bir vefa örneği olarak yıllar önce çarşı caddesine heykelini dikmişti. Kurulmakta olan müzede de bir bölüm Mafi Falay’a ayrılacak. Sanatçımız ömrünün geri kalan kısmını memleketinde geçirmek istiyor. Bakalım Kuşadası Belediyesi sanatçımıza el uzatacak mı? Türyak, Falay’ı, İsveç’te bulup, “Örnek Kıdemli Vatandaş’’ seçerek hatırlamaları için bütün kurumları bir anlamda uyarmış oldu. [email protected] Develeri görmeyeli çok olmuştu... Hemen girişte sizi pembe lar. 2013 yılında 22 milyon flamingolar karşılıyor. Avro’ya inşa edilen bu yep Sakin sakin, çoğu tek ba yeni yapıyla Wilhelma bir cağının üstünde öyle dur dönüm noktasına imza at muşlar gelene geçene ba tı. Maymunların geleceğe kıyorlar. Az ötede bir insan dönük yeni bahçeli “villası” kalabalığı. Büyük bir havuz. aydınlık ve de ferah. Bura İçinde foklar yüzüyor. Hızlı da yaşayan 25 goril ve 16 hızlı, heyecanlı. Yemek sa bonobo oturdukları, yattık ati yaklaşmış olacak! Ger ları veya oynaştıkları yer çekten de birkaç dakika den dışarıdaki güzel doğa sonra elinde içi balık dolu yı seyrediyor, günün bel kova bir adam geliyor. Ba li saatlerinde parkı andıran kıcılarını gören fokların he geniş bahçeye çıkıyorlar. yecanı artıyor. Adam onları 1500 metrekarelik dış ye isimleriyle çağırıyor. İsmi şil alanda çimenler, bir de ni duyan hızla geliyor, su recik ve on beş metre yük dan fırlıyor, bakıcının elin sekliğindeki değişik ağaç deki balığı kaptığı gibi yine lar onları bekliyor. buz gibi sulara dalıyor. Ve Goriller tembel tembel çi sıra diğerlerinde. Bu oyun menlere uzanmış uyuklar bir süre böyle devam edi ken ayrı bölümdeki bonobo yor. Biz yolumuza devam lar yükseklere tırmanıyor, ediyoruz. insanın yüreğini ağzına ge Wilhelma büyük. 300 tiren değişik jimnastik ha bin metrekareye yayılıyor. reketleri yapıyor, metreler 1250 cinsten 11 bin hay ce yukarıdaki hamaklara ku vanı barındırıyor. Tarihi bo rulup çevreyi seyrediyorlar. tanik bahçesinde ve geniş Wilhelma’da bonoboları bir parklarında 7.500 çeşit bit de “televizyon odası” bekli ki var. Wilhelma, 1846 yı yor. Canı sıkılan bonobonun lında önce büyük bir bota ekranın yanındaki düğme nik bahçesi olarak kurul lere basarak Bonobo TV’nin muş, 20 yıl sonra da hay her gün yarım saat boyunca vanat bahçesi eklenmiş. yayımladığı beş değişik çizgi Bugün Berlin’den sonra filmi seyretme olanağı var! Almanya’nın ikinci büyük Onların yaşamını araştı hayvanat ve botanik bah ran ve bu amaçla yılda bir çesi. 2018 yılında kapı kaç kez Stuttgart’a ge larından içeri giren len Amerikalı bi 1.7 milyon ziya lim kadını Amy retçi Wilhelma, Parish: “Bo için yeni bir re nobolar daha kor olmuş. Çitalarla, an AHMET ARPAD çok çizgi ve hayvan filmle tiloplar, zürafa rine ilgi duyu lar birbirine oldukça yakın. yor” diyor. “Hareketli ve çok Hemen karşılarında filler renkli filmleri yeğliyorlar. Po le su aygırları geziniyor. Ge litikayla ilgi filmlerde canla çen yıl Doğal Hayatı Koruma rı sıkılıyor.” Bir gün tamire Vakfı (WWF) ile ortak çalış gitmiş olan televizyonu ge maya karar veren Wilhelma ri getiren adamı bonobolar şu anda dişi filler Pama ile coşkuyla karşılanmış... Zella’nın yaşadığı alanı bü Hayvanat bahçesinde kı yütülüp 2023 yılından son sa süre önce yapılan deği ra 14 Asya filine yer açma şikliklerle bizonlar, yaban ya karar verdi. Yolunuza de domuzları, Mezopotam vam edip ceylanların önün ya alageyikleri, Tibet öküz den geçiyorsunuz ve yamaç leri, eşekler ve develer bir taki kayalıklara varıyorsu araya getirilmiş. Hepsi de nuz. Burada eskiden küçük kendi halinde, sakin, kim maymunlar yaşardı. Geçen seye zararı olmayan hay yıl iyice bir elden geçirildi, vanlar. İçlerinde beni en Wilhelma’ya yeni gelen kar çok ilgilendiren develer! leoparları Kailash ile Ladakh Sadık ve alçak gönüllü, sı buraya yerleşti. Nisanda bu cak çöllerde güç koşulla çiftin ikizleri dünyaya geldi. İki aydır her gün mağaraları ra karşın sabırlı, günlerce açsusuz uzun yollar yü nı terk edip annelerinin gö rüyen deve kendine kötü zü önünde Moğolistan veya lük yapanı da hiç unutmaz. Çin’in 6 bin metrelik dağları Almanya’nın kimi yörelerin nı anımsatmaya çalışan ka de deve çiftlikleri var. Bun yalıklarda hoplayıp zıplıyor lardan biri de Stuttgart ya lar. Resmi açıklamalara göre kınlarındaki Nagold’da. Sü günümüzde dünyada 4 bin tünden kremler, sabunlar, kar leoparı kalmış! banyo losyonları yapıyorlar. Yolunuza devam ettiniz Çiftlik sahibi: “Deve iyi niyet mi Wilhelma’nın bir baş li gibi görünür, fakat istedi ka “doruk yerleşimi” olan, mi de kafasına eseni yapar” bonobalarla gorillerin ke diyor. “O köpekten çok kedi yif sürdüğü modern, tama ye benzer.” Deve olmasaydı men camdan “Maymun acaba Arap insanı uçsuz bu lar Evi”ne varıyorsunuz. caksız çöllerde binlerce yıl Stuttgart’ın Wilhelma hay ne yapardı? Türkiye’de 1935 vanat bahçesi Avrupa’nın yılında 120 bin deve varken, tek goril yetiştirme merke günümüzde bu sayı 1500’e zi. Bonobolar ve goriller 2 düşmüş. Acaba ülkemizde bin 300 metrekare büyük develer niçin azaldı? lüğündeki alanda tabii bir birlerinden ayrı yaşıyor [email protected] Ekvador yangın yeri Günlerdir hükümet karşıtı gösterilere sahne olan Ekvador’da dün de eylemler vardı. Yerlilerin başını çektiği protestolara polis sert müdahalede bulundu. Gerilimin daha da artmasının ardından günün ilerleyen saatlerinde yerlilerin Devlet Başkanı Lenin Moreno’nun aracısız görüşme teklifini kabul ettiği haberleri gündeme yansıdı. Ekvador Yerli Halkları Konfederasyonu daha önce yaptığı açıklamada “hükümet ile yalnızca akaryakıt sübvansiyonlarının kaldıran kararnamenin iptali halinde görüşeceklerini” duyurmuştu. Hükümetin akaryakıt sübvansiyonlarını kaldırması üzerine 3 Ekim’de başlayan eylemlerde en az beş kişi yaşamını yitirmişti. Konservatuvarda tarihte yolculuk 3. Napolyonİkinci İmparatorluk sitilindeki mimarisiyle Paris’ten getirilmiş hey nan Yıldız Hamidiye Camisi’ndeki cuma duasından sonra patlayan bombalı bir faytonun betli bir binayı andıran ve olağanüstü 26 kişinin ölümüne ve 58 kişinin de yara akustiği ile Brüksel’in en güzel konser lanmasına yol açtığı Osmanlı’ya ilk bom salonlarından biri olarak dikkat çeken balı saldırı ve Joris’in hayatından kesit Kraliyet Konservatuvarı’nın 597 kişilik ERDİNÇ UTKU ler aktarmak ilginç olabilir. Şeyhülislam konser salonundayız. Konser verecek Cemaleddin Efendi’nin padişaha bir soru grubun adından olsa gerek özellikle kapıya yakın sorarak geciktirmesi, sultanı bombanın etki alanı dı oturuyoruz eşimle. Bir iki parça dinler, beğenmez şında tutmuştu. Anvers doğumlu Edward Joris ya da “ sek sessizce ayrılırız planıyla geldik çünkü. Scheldt’in istenmeyen çocuğu” suikast girişiminin ar Ottoman Ensemble grubundan müzik tarihçisi ve pi dından başlatılan soruşturma ve yargılamada olayın yanist Evren Kutlay, soprano Pınar Temizel Çulha ve baş zanlısı olarak idama mahkum edildi. Hapse atıl bariton Niyazi Ölmez’in konservatuvarın Oda Müzi ması uluslararası bir tepkiye yol açtı ve sonuç olarak ği Orkestrasıyla birlikte verdiği “Avrupa müziğinin Os diplomatik bir karışıklık yarattı. Fakat Joris iki yıl son manlı İstanbul’una etkileri” dinletisinde özellikle Os ra büyük bir olasılıkla Belçika’nın diplomatik baskı manlı padişahlarının klasik müzik bestelerini merak ları nedeniyle padişah tarafından affedildi. Saldırının ediyorum. Kendilerini “Osmanlı torunları” olarak ad Belçika’nın ulusal bayram günü 21 Temmuz’da yapıl landıran, Batı, çağdaşlaşma ve daha önemlisi sanat ması, Joris’in 2 yıl sonra “Padişah adına maaşlı ajan düşmanı güruhun aksine Osmanlı padişahları ve sa lık yapmak üzere” salıverilmesi her türlü komplo teo ray çevresinin Avrupa sanatına duyduğu ilgi ve etkileşi risine açık malzemeler. Bir yandan müzik dinlerken di mi gözlerimle görmek, kulaklarımla duymak istiyorum. ğer taraftan da yazı girişi düşünüyorum: “Walter Res Opera öğrencilerine şan ve müzik teorisi dersleri ver seler 1968 yılında Anvers’teki ata ocağının çatı katın mek amacıyla 1813 yılında müzik okulu kurulmuş bu da içinde mektuplar olan bir evrak çantası buldu. Bun binada. Başarılı olunca müzik enstrümanları da öğretil ların birçoğu 1907 yılında İstanbul’da hapiste olan Ed meye başlanmış.1826 yılında “Kraliyet Müzik Okulu”na ward Joris tarafından Walter Resseller’in anarşist bir evrilmiş.1830 direnişi nedeniyle çalışmaları aksa yazar ve yayıncı olan büyük babası Victor Resseler’e yan,1831 yılında geçiçi olarak kapatılan okul, 1832 yı yazılmıştı. Bu mektup grubu Dynamiet voor de sultan: lında “Brüksel Kraliyet Müzik Konservatuvarı” adıyla Carolus Eduard Joris in Konstantinopel adıyla Walter yeniden faaliyetlerine başlamış. Resseler ve Benoit Suykerbuyk ta Konser çağdaşı Barok dönem rafından 1997 yılında kitapçık hali dini müziğine damgasını vurmuş ne getirildi.” Sultan Abdülhamit için Johann Sebastian Bach ile karşı Yesarîzâde Ahmed Necip Paşa tara laştırılan Itrî’nin, “Tutîi Mu’cizei fından bestelenen Hamidiye Marşı Guyem” bestesi ile başlıyor. Or çalınmaya başlıyor. Yetmezmiş gibi dusunun başında olmaksızın, peşinden Dikran Çuhacıyan’ın bes Avrupa’yı sadece seyahat ve ikili telediği başka bir Hamidiye Marşı! ilişkiler kurmak amacıyla ziyaret eden ilk Osmanlı padişahı olan ve Konservatuvar Batı tarzında ilk besteyi yapan padişah olarak kayıt Sonrasında yine Necip Paşa’nın Sultan 2. Abdülmit’e ithafen bestelediği Askeri Hassasiyet Marşı. lara geçen Sultan Abdülaziz Han’ın “Valse Davet”ini dinliyor, büyüleniyoruz. İngiltere’yi ziyaretinde Krali Müziğin gücü... çe Victoria bu valsi çaldırarak Sultan Abdülaziz’i sa Abdülhamit’in oğlu Şehzade Mehmed Burhaned rayın salonunda karşılayarak hayranlığını belirtmiş. din Efendi’den bir beste ve diğer oğlu Budapeşte’de Sultan Abdülaziz 23 Temmuz 1867’de İngiltere’den kemancılık yapmış Mehmed Abdülkadir Efendi’ye Belçika’ya uğurlanmış. Mütercim Halimi Efendi’nin Callisto Guatelli’nin adadığı bestesi... Dinletinin ne notlarına göre “Fransa’dan trene binilerek Viyana’ya redeyse yarısı 2. Abdülhamit ve ailesine ayrılmış! doğru hareket edilmiş ve akşam ezanıyla birlikte Bir iki parçadan sonra kaçarız diye geldiğimiz ve Belçika sınırına ulaşılmıştır. Seher vaktinde, Belçi en arka sırada oturduğumuz dinletiye iyice kaptı ka Kralı, asker ve devlet adamları tarafından büyük rıyoruz kendimizi. Dinleti Atatürk için Enrico Henri bir karşılama töreni yapılmıştır. Burada Belçika kralı Furlani’nin bestelediği Milli Ün ve Turgay Erdener’in 2. Leopold ile görüşen Sultan Abdülaziz kralın onu Afife Jale için yaptığı “Sen, sen, sen” bestesiyle son runa düzenlediği ziyafete de katılmış ve daha sonra buluyor. Soprano ve baritonlarımız ve sahnedeki di Prusya’ya doğru yoluna devam etmiştir.” ğer sanatçıları ayakta alkışlıyoruz. Kendilerine “Os En çok beste yapan padişah Sultan V. Murad’ın manlı torunları” etiketi yapıştırarak Batı nefreti ve “Kastanyetler Dansı” parçasından sonra “2. Abdül sanat düşmanlığından beslenenlerin, padişahların hamit de besteci olsaydı keşke. Bu etkinlik ile he bestelerini dinlemeleri halinde müziğin büyüleyici men Belçikalı anarşist Edward Joris’in perde arkasın gücüyle normalleşecekleri hayaline kapılarak tarihi da olduğu Yıldız suikastı girişimini bağlar, pazar yazı konser salonundan ayrılıyoruz. Türkçeye de çevrilen mı da aradan çıkarırdım” diye fısıldıyorum eşimin ku “Sultan’ı Öldürmek” adlı kitapta ayrıntılı bir şekilde lağına. Saldırının hedefi olan Sultan 2. Abdülhamit’in, tanıtılan Belçikalı anarşist Edward Joris’in Belçika’ya Tevfik Fikret’in ifadesiyle, “Bir Lâhzai Ta’ahhur” (Bir döndükten sonraki hayatını yazmak başka bir baha anlık duraklama) sayesinde burnu kanamadan kurtul ra kalıyor! duğu, 21 Temmuz 1905 tarihinde, İstanbul’da bulu [email protected] “Parayla mutluluğu satın alabilir misiniz?” Pazar keyfini zi kaçırmak iste mem ama bu soru Dubai’de pe remzi gökdağ şimi bırakmıyor. Çevremdeki insanları hayretle izliyorum. Para harcamanın sınırlarını zorlamaktan zevk alıyorlar ve bunu herkesin gözü önün de yapıyorlar. Tamam, burası lüksün, zen ginlik ve ihtişamın başkenti. Hepsi iyi kaza nıyor. Günlük hayatlarında dert edecek so runları yok. Dışarıdan bakıldığında stresli olmadıkları da belli oluyor... Ama lüks tüke timin de bir sınırı yok mu? Geçenlerde havaalanında taksi sırası ba na geldiğinde yanımda duran görevli, üçüncü şeritteki limuzin benzeri bir aracı gösterdi. Önce yanlış kuyrukta beklediğimi sandım. Si yah takım elbiseli şoförle göz göze geldiğim de arka kapıyı açıp koltuğu işaret etti. “Şa ka yapıyorsun!” ifademle sadece gülümse dim. Boş taksiler müşteri beklerken bu ma kam aracı nereden çıktı? Görevliye taksi iste diğimi söyleyince “Bunların fiyatı uygun” de di. Ne kadar uygun? Taksi fiyatının iki ya da iki buçuk katı kadar... Dubai’de yaşayan dört kişiden biri lüks tüketimi kendilerine sunu lan yaşam tarzının bir parçası olarak görüyor. Pahalı olanı elde etmek için plan yapmıyor lar, çok fazla düşünmeden hemen satın alı yorlar. Sonra gelsin mutluluk... Polis araçları da lüks Lüksün göze battığı yerler sadece mağaza, restoran ya da oteller değil. Otoyollarda da durum aynı. Trafikte seyrederken bazen konvoy halinde gidiyorlar. Dikiz aynasından bakıldığında anlaşılmıyor ama yanınızdan geçerken motorlarından çıkan sesle irkiliyorsunuz. Yolunuza devam ederken benzer manzarayla karşılaşıyorsunuz. Az önce konvoy sandığınız araçların aslında trafikte rasgele sıralanmış lüks spor arabalar olduğunu anlıyorsunuz. İnsanın peşlerine takılıp gidesi geliyor. Çok silindirli, bol beygirli bu tür spor arabalar kent trafiğinde o kadar yaygın ki, bunları takip etmek için otoyollarda dolaşan benzer marka polis arabaları var. Bazı hastaneler lüks cipleri ambulans olarak kullanılıyor. Yolunuz buraya düşerse Marina bölgesinde bir akşam yürüyüşüne çıkın. Bugatti, Ferrari ya da Lamborghini markalı polis arabalarını birbiri ardına sıralanmış görebilirsiniz. Manzara suça teşvik ediyor! Küçük bir kural ihlali yapıp arka koltukta karakola gitme hayali kuran sadece ben miyim? Açın Instagram sayfanızı, Dubai araması yapın, yol kenarına park etmiş milyon dolarlık arabaların yanında poz veren turistleri göreceksiniz ama o fotoğraflara ne kadar dikkatli bakarsanız bakın, karşı kaldırımda kahvelerini yudumlayarak manzarayı izleyen araç sahiplerini göremeyeceksiniz. Onların mutluluktan nasıl dört köşe olduklarını anlatmama gerek var mı? Deniz, güneş, plaj dışında lüks yaşam turizmi buranın cazip gelir kaynaklarından. Milyoner gibi yaşamak için gelen turistler binlerce doları gözden çıkarabiliyor. Dubai uçuşlarında tanıtım filmleri lüks alışveriş mağazaları ve markalarla başlıyor. Dergiler yine onların ilanlarıyla dolu. Havaalanına adım attığınızda lüks markaların reklam panolarıyla karşılaşıyorsunuz, kentten ayrılana kadar bu ilanlar peşinizi bırakmıyor. Aslında reklama da gerek yok, şehrin kendisi en çarpıcı tanıtımı yapıyor zaten. “Hayatı bir ünlü gibi yaşamak elinizde!” cümlesiyle başlayan tanıtımların hiçbirinde “kampanya” ya da “özel indirim” ifadesi bulunmuyor, sadece sunulan paketin detayları anlatılıyor. Rolls Royce ile havaalanından alınıp 780 metrekarelik kral dairenize yerleşmeden önce özel hoş geldin masajı mı istersiniz yoksa özel hazırlanmış yemek mi arzu edersiniz? 24 bin dolardan başlayan fiyatlar yüksek mi geldi? Sadece 13 bin dolara dev akvaryumun içinde bir süitimiz var! Unutmadan, şehir merkezinde dolaşmak için tercihiniz Corvette mi olacak Ferrari mi? Gece kulübünün içine kadar yürümenize gerek yok, yorulursunuz. Özel konuklarımız dans pistine kadar arabasıyla gidebilir, hatta barın yanına park edebilir. Yat mı arıyorsunuz? İstediğiniz yat olsun ama en küçüğü, hafta sonu etkinliğiniz için 130 bin dolar. Doğum günü partisi mi düzenleyeceksiniz? 55 bin dolardan başlayan fiyatlarla size özel paketlerimiz var. Liste böyle uzayıp gidiyor. Teklifleri okumak bile pazar keyfinizi kaçırdı değil mi? Bir de beni düşünün... Son 22 yılım dünyanın farklı kentlerinde geçti. Sayısız şehirde yaşadım, birçoğunda da turist olarak bulundum ama burada karşılaştığım para harcama tutkusu ve kapasitesini hiçbir yerde görmedim. Parayla mutluluk olur mu bilmiyorum ama bugünlerde harcadıkları paradan sonra mutlu ifadeleriyle ortalıkta dolaşan çok fazla kişiyle karşılaşıyorum. Başta sorduğum o zor soruya gelecek olursak... İstediği her şeye sahip olabilen bu zenginler mutluluğu da alabiliyorlar mı? Paranın icadından bu yana insan aklını kurcalayan bu soruya ünlü filozof Albert Camus şu cevabı vermiş: “İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.” Bu arada 1.3 milyon dolar etiketiyle satışa sunulan “Shumukh” adlı parfümden bahsetmiş miydim? Geçenlerde sergilendiği alandan sessizce kaldırıldı da... Merak etmeyin, “Parfümü alan mı daha mutlu veren mi” diye sormayacağım. Mutlu pazarlar. [email protected]
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle