22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 13 EKİM 2019 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Savaş, şiddet, av ve yaşam hakkı Ben bir yaşam hakkı savunucusuyum.  İnsan olan ve insan dışı hayvanların, bu dünyaya gelen her bilinç sahibi duyarlı canlının yaşamının dokunulmaz olduğunu düşünüyorum.  Her türlü şiddeti reddediyorum. Bu nedenle savaşa karşıyım ve veganım. Yaşadığımız bu vahşi dünyada, fiziksel şiddet ve terör suçsuz insanlara yöneldiğinde, öz savunmanın zorunlu olduğunun farkındayım. Ancak bu zorunluluğun bulunmadığı durumlarda, savaşın cinayet olduğunu da biliyorum.  İnsan/hayvan hayatının, zıvanadan çıkmış liderlerin iki dudağının arasındaki şuursuz hezeyanlara bağlı olmasını reddediyorum. Emperyalistlerin Türkiye’ye yönelik tehditlerini reddediyorum. Onlara diplomatik olarak gereken yanıtın en sert şekilde verilmemesini kınıyorum. Sanki bir kahvehanedeki kumar masasında pazarlık yapıyormuşçasına, Twitter’dan verdikleri mesajlarla ortalığı karıştıran siyasetçilerin oyunlarına alet olmayı reddediyorum.  Roketatar ve havan mermileriyle masum canların katledilmesini reddediyorum. Sonu görünmeyen çatışmaların içinde yaşamak istemiyorum! ‘Kendi yıkımımızla flört etmek’ Bu yazıyı yazarken aklıma bir kitap geldi. Başarılı savaş muhabiri ve yazar Chris Hedges’ın “Savaş Bizi Anlamlandıran Güç” adlı kitabının Türkçe çevirisini ben yapmıştım.  Birçok büyük savaşı yerinde takip eden Hedges, kitabın bir yerinde şöyle diyordu:  “Etnik grubun veya halkın içinde devletin hırsını, savaşa duyduğu gereksinimi sorgulayanlar hedeflenir. Bu muhalifler en tehlikeli olanlarıdır. Bize alternatif bir dil sunarlar... (...) Bu seslere nadiren kulak verilir. Savaş zamanında devlet tarafından bize sunulan dili reddedip, kendi düşüncelerimizi ifade etmeyi tekrar öğrenene kadar da, kendi yıkımımızla flört ederiz.” Tüm mesele bu.  Kendi yıkımımızla flört etmemek için gerçekleri söylemek gerekir. Gerçekleri söylemek ise koroya katılmayı değil, yalnız kalma pahasına cesaretli olmayı gerektirir.  TBMM çatısı altında skandal! Elime yeni geçen bir mektuptan söz edeceğim. Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yazılan mektup, vegan ekoanarşist tutsak Osman Evcan’ın imzasını taşıyor.  Kurban Bayramı’nda üç günlük açlık grevine girmeden önce Adalet Bakanlığı’na gönderdiği çok uzun bir mektup. Oradan bir alıntıyı özellikle TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’ndaki üyelerin dikkatine sunuyorum. Çünkü Hayvan Hakları Kanunu’nu geliştirmek üzere kurulan bir komisyon, silahla hayvan katletmeyi “kültür”, “spor” ya da “gelenek” olarak savunan avcı lobisini, bu hafta davet edip saatlerce dinledi! Hayvan özgürlükçüsü bir vegan olarak beni dinler misiniz desem dinlemezler ama avcıları dinlediler. Bu TBMM çatısı altında gerçekleşen bir skandaldır; inanılmaz bir aymazlıktır.  Nasıl ki kadın cinayetlerini önlemek için kurulan komisyona kadın katillerini çağırıp dinleyemezseniz, hayvan katillerini de komisyona çağırıp dinlememelisiniz. Masumları öldürenlerin öne sürebilecekleri hiçbir mantıklı gerekçe yoktur. Bırakın onları dinlemeyi, avın her koşulda yasaklanması gerek.  Niye mi? Yanıtı Osman Evcan’dan: “Avcıav ilişkisinin niteliği, şiddet ve sömürgenlik güdülerine dayanır. Avlanan, öldürülen hayvanlar, kendilerini avcıya özgür iradeleri kapsamında yiyecek nesnesi olarak sunmazlar, teslim etmezler. Tam tersine kıyasıya var oluşsal direnç ve mücadele içinde bulunurlar. Avcı taraf olan insan, bir yaşamın öznesi hayvanı avlarken her türlü hile, kurnazlık, aldatmaca, şiddet, terör, işkence üretmiş olur.”  “Hayvanlar da birbirini öldürüyor ama...” argümanını sahiplenen varsa sorarım: Ormanda mı yaşıyorsun?  Ormandaki hayvanlar gibi sadece pençelerinle karşındakini öldürüp çiğ çiğ mi yiyorsun?  Hayatta kalmak için onlar gibi hayvanları öldürmen zorunlu mu?  Üçünün de yanıtı hayır.  Demek ki insanın hayvan avlaması cinayettir.  TBB BAŞKANI metin Feyzioğlu: Yükümlülüğü olmamasına rağmen devlet sivilleri gözetiyor Katıldığı televizyon programında Barış Pınarı Harekâtı’nı değerlendiren Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, “Uluslararası hukukun bu çatışmaları düzenleyen maddelerine göre, eğer silahlı güçler sivilleri kendilerine kalkan yapıyorsa, saldırıya uğrayan devlet sivillerin hayatını korumak zorunda değildir” açıklamasını yaptı. Feyzioğlu, ““Buna rağmen TSK, ‘hayır, bana uluslararası hukuk, sivillere gerekirse zarar verme hakkını tanıdığı halde, daha fazla zayiat vermeyi göze alırım ama sivilleri ayırır, korurum’ diyor” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi CHP, ‘İstanbul modeliyle’ 24 ilde özel çalışma yaparak oyunu artırmak istiyor 24 kente özel strateji CHP’de partinin oyunu artırma potansiyeli olan 24 ile ilişkin “İstanbul modeliyle” özel bir strateji iz lenmesi benimsendi. Milletvekilleri gö revlendirildikleri 24 ilde vatandaşlarla yakın ileti şim kurarak, CHP’nin et kinliğini artıracak. CHP mahmut lıcalı Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da her ay 2 il olmak üzere bir yıl bo yunca 24 ili ziyaret etmesine yönelik özel bir program hazırlanacak. CHP milletvekilleri eylül ayı boyun ca, Adıyaman, Aksaray, Bayburt, Çan kırı, Çorum, Düzce, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Gümüşhane, Kars, Kasta monu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Ki lis, Konya, Nevşehir, Osmaniye, Rize, Şanlıurfa, Trabzon, Uşak ve Yozgat ol mak üzere 24 ile ziyaretler yapmıştı. Anket çalışmaları ve saha analizleriy le partinin oyunu artırma potansiyeli yüksek olan söz konusu 24 ilde görev lendirilen milletvekilleri, bu kapsamda Kılıçdaroğlu: İhtiyacımız olan barış ve huzuru sağlayacağız Etkinlikte İmamoğlu’na Cumhuriyet kadınları adına çiçek takdim edildi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün CHP Rize İl Başkanlığı ve İstanbul Rize Masası’nın düzenlediği “Rizeliler Buluşması”na katıldı. İmamoğlu konuşmasında Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin “Amerika ve Rusya sadece toprakların altındaki petrolle ilgilenerek milyonlarca insanın hayatını yok sayıyorlar. Dünyanın da buna sessiz kalmasını üzülerek izliyoruz. Umarım bir an önce barış, huzur gelir, kaos son bulur” ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılamayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise mesajında “Bu zor dönemde ihtiyacımız olan, barış, kardeşlik, hukuk, adalet, huzur ve güvendir, bunu sağlayacağız” ifadelerini kullanarak Barış Pınarı Harekâtı’nda şehit olanların ailelerine başsağlığı diledi. l İLAYDA KAYA/İSTANBUL illerdeki CHP’ye yakın olmayan sivil toplum örgütleri, muhtarlar ve kanaat önderleriyle görüşmüştü. Edinilen bilgiye göre 24 ile ilişkin partide özel bir strateji uygulanması benimsendi. Ön raporlar hazırlandı Görevli milletvekillerinin söz konusu 24 ile ilişkin hazırladıkları ön raporlar CHP lideri Kılıçdaroğlu’na sunuldu. Ön raporlarda, illerde yaşanan ortak sorunlar ve her ile özgü yaşanan sıkıntılar sıralandı. Milletvekillerinin sahada olmasının seçmen nezdinde büyük bir karşılığı olduğu dile getirildi. Bu kapsamda CHP’nin oyunu artırma potansiyelinin yüksek olduğu belirlenen 24 ile görevli milletvekilleri düzenli olarak ziyaretlerde bulunmaya devam edecek. CHP’nin 24 ile ilişkin uygulayacağı stratejinin “İstanbul modeli” olduğu belirtildi. 31 Mart ile 23 Haziran tarihleri arasında milletvekillerinin İstanbul’da vatandaşla bire bir temas kurarak gerçekleştirdiği kampanyada olduğu gibi 24 ilde de vekillerin vatandaşlarla bire bir iletişim kuracağı ifade edildi. Milletvekillerinin özel strateji izleyeceği illere yönelik CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ziyaretler yapacak. Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediyelere gerçekleştirdiği teşekkür ziyaretlerinin tamamlanmasının ardından bir yıl sürecek özel takvimin oluşturulacağı kaydedildi. CHP’nin izleyeceği özel strateji hakkında bilgi veren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Milletvekillerimiz illerde tespit ettiğimiz sorunlara yönelik, gerek soru önergeleri vererek, gerekse Meclis kürsüsünden konuşarak gündemde tutacak. Herhangi bir ilde yaşanan bir soruna ilişkin örneğin bir davaya hukuki destekte bulunarak CHP kendini hissettirecek” dedi. l ANKARA Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’dan uluslararası topluma mesaj IŞİD’liler kamplarda tutulacak CUMARTESİ ANNELERİ’NE MÜDAHALE Barıştan vazgeçmeyiz Cumartesi Anneleri’nin 759. haftada gerçekleştirmek istediği eyleme polis biber gazı ile müdahale etti. Müdahale de iki kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıldı. Müdahalenin ardından yapılan açıklamada, “Barışı istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. Cumartesi Anneleri 759. hafta eylemleri için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binası önünde toplandı. Basın açıklamasını okuyan Gülseren Yoleri, “Kuzeydoğu Suriye’ye” dediği anda, polis aileleri çembere alarak sert müdahalede bulundu. Polis, kayıp yakınlarını zorla İHD binasına sokmak istedi. Buna direnen kayıp yakınları “Biz kayıplarımızın katilerini istiyoruz, biz insanların savaşlarda ölmesini istemiyoruz” deyince ailelere biber gazı sıkıldı. Müdahaleye direnen aileler, uzun süre bina içerisine girmeyerek açıklama yapmak istedi. Kayıp yakınları tüm engellemelere rağmen bi nanın önündeki polis kordonundan ve İHD’nin camlarından açıklamalar yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Suriye’deki operasyona karşı barışı ve ortak yaşamı savunduklarını belirtti. Kayıp yakınları ise, “Biz kayıplarımızı istiyoruz. Siz bizden ne istiyorsunuz? Yeter artık” diyerek polis müdahalesine tepki gösterdi. Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır ise “Cemil Kırbayır nerede? Ben kardeşimi devlete teslim ettim. Cumhurbaşkanı sen anneme söz verdin” dedikten sonra fenalaştı. Hanım Tosun da, “Biz sokakta olmaya devam edeceğiz. Meydanlarda kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim” ifadelerini kullandı. Müdahalenin ardından Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi ve Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon tarafından yapılan açıklamada, “Devletin yürüttüğü savaş politikaları sonucunda yakınları gözaltında kaybedilen biz Cumartesi Anneleri, 759 haftadır ısrarla Türkiye’deki insani ve hukuki değerlerdeki ağır tahribata dikkat çekiyoruz. Şiddet ve çatışma politikalarının yarattığı ağır yıkımın sonuçlarını yaşayanlar olarak, her zaman barıştan yana olduk. Her zaman Türkiye’nin tüm sorunlarını hak ve adalet o¨lc¸u¨leri ic¸inde barıs¸c¸ıl yollardan c¸o¨zmesini istedik. Savas¸, herkes ic¸in kan ve go¨zyas¸ıdır, Savaş ölümdür. İnsanlıgˆın ortak vicdanının savas¸ı reddetmesi bu yüzdendir. Bugün bunları söylediğimiz için polis tarafından kalkanlarla itildik, plastik mermilere maruz kaldık, yaşlı annelerimiz ve babalarımızla beraber atılan yoğun gazla nefessiz bırakıldık. Bizlere yapılan bu uygulama anayasaya aykırıdır. Devleti yönetenleri hukukun sınırlarına çekilmeye çağırıyoruz. Kayıplarımıza ulaşmak için hakikati, adaleti ve barışı istemekten vazgeçmeyeceğiz” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Sosyal medya paylaşımlarına gözaltı Kocaeli Dilovası Belediyesi’nin ekim ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada Barış Pınarı Harekâtı’nı eleştiren Saadet Partisi Belediye Meclis Üyesi M.D. tutuklandı. Adana’da sosyal medyada operasyonu eleştiren HDP Ceyhan İlçe Başkanı Delal Mamuk, başkan yardımcısı Seyfettin Aydemir ve partinin eski yöneticisi Tahir Özdemir gözaltına alındı. Sosyal medya paylaşımla rı nedeniyle Hatay’ın HDP İskenderun İlçe Eşbaşkanı Hülya Ateş, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. İzmir’de ise aynı gerekçeyle 1 kişi tutuklandı. Kocaeli’nde sosyal medya paylaşımları nedeniyle 2 kişi tutuklanırken, Şırnak’ta da 5 kişi gözaltına alındı. Mersin’de sosyal medyadan PKK/KCK terör örgütünün propagandası yaptıkları ileri sürülen 4 kişi gözaltına alındı. l İç Politika HDP’lilere Nusaybin’de engelleme HDP Grup Başkanveli dar ve Ebru Günay’ın da Mithat Sancar başkan aralarında bulunduğu helığında milletvekilleri ve yetin Nusaybin ilçesine giPM üyelerinden oluşan bir rişi polis kontrol noktaheyet, dün Mardin’in Nu sında İçişleri Bakanlığı ve saybin ilçesinde inceleme Mardin Valiliği’nin talimatı lerde bulunmak üzere böl doğrultusunda “güvenlik” geye gitti. Mithat Sancar, gerekçesi ile engellendi. milletvekilleri Pero Dün l İç Politika iğneli fırça zafer temoçin Aksoy, “Kalıcı çözüm, Suriye’deki yabancı teröristlerin ve ailelerinin menşe ülkelerce geri alınmasıdır” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında Türkiye’nin sorumluluğunu üstleneceği Suriye’nin kuzeyindeki kamplarda tutulan IŞİD militanları ve ailelerinin, yine bu kamplarda tutulmaya devam edileceğini belirtti. Aksoy, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında IŞİD’li tutuklular ve ailelerinin akıbeti hakkındaki bir soruya cevaben yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile yaptığı son telefon görüşmesinde belirttikleri üzere, Barış Pınarı Harekâtı’yla terörden arındırılacak alanlardaki alıkoyma merkezlerinde bulunan DEAŞ unsurlarının ve kamplarda bulunan ailelerinin gözetimini üstleneceğiz. DEAŞ mensupları ve ailelerinin, bu aşamada, Suriye içinde terörden arındırılmış bölgelerde tutulması yönünde çalışmalar yapılacaktır” dedi. Türkiye’nin, IŞİD’li teröristlerin suça karışmamış eş ve çocuklarının rehabilitasyonu konusunda vatandaşı oldukları ülkeler ve uluslararası örgütlerle birlikte çalışmaya hazır olduğunu bildiren Aksoy, “Kalıcı çözümün Suriye’de tutulan yabancı terörist savaşçılar ve ailelerinin, vatandaşlığını taşıdıkları menşe ülkelerce geri alınması, yargılanması ve rehabilitasyonundan geçtiği bilinmelidir. Bu doğrultuda uluslararası toplumun ortak çabalarını önemsiyoruz. Türkiye, her türlü katkıyı vermeye devam edecektir” ifadelerini kullandı. ‘Misliyle mukabele’ Aksoy, ABD Hazine Bakanlığı’nın Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle Türkiye’ye yönelik yaptırım hazırlığı içinde olduğu açıklamasıyla ilgili de “Tam mütekabiliyet çerçevesinde misliyle mukabelede bulunacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Çavuşoğlu: Teröristlerle müzakere etmeyiz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Deutche Welle’ye verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Türkiye ve YPG arasında arabuluculuk başlatabiliriz” sözlerine ilişkin, “Amerika’nın yapabileceği en iyi şey, buradan söz verdiği gibi YPG’lileri çıkarmak. Hâlâ geç kalmış sayılmazlar. Biz teröristlerle arabuluculuk yapmayız, müzakere yapmayız. Biz geçmişte Türkiye’de siyasi çözümü denedik ve ne olduğunu gördük. Amerika önce verdiği sözleri tutsun, destek vermeyi sonlandırsın ve sınırımızın öbür tarafından, Başkan’ın da söylediği gibi 3032 km’lik bir derinlikten çıkarsın” ifadelerini kullandı. IŞİD’li teröristlerin Fırat Kalkanı bölgesinde kontrol altında tutulduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Güvenli bölgede de kontrol altında tutarız. İçinde Türk vatandaşı varsa getiririz. Diğer ülke vatandaşlarını ülkelerine göndermek için girişimde bulunuruz. Almazlarsa orada tutarız. Serbest bırakılması mümkün değil. Güvenli bölgenin dışındaki yerlerdeki DAEŞ’lilerden de sorumlu biz değiliz ancak buralara gelirlerse o zaman sorumlu biz oluruz” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle