21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Say, Kaz Dağları Marşı ile İstanbul’u selamladı ENKA Kültür Sanat’ın daimi sanatçısı, dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, 8 Ekim akşamı ENKA sahnesindeki konserinde; İzmir Süiti başta olmak üzere kendi bestelerini ve çağdaş bestecilerin eserlerini yorumladı. Say ayrıca, Kaz Dağları için özel bestelediği “Kaz Dağları Marşı” adlı eserini ilk kez İstanbul dinleyicisi ile buluşturdu. Biletleri aylar öncesinden tükenen konserde Fazıl Say, açılışını yaptığı ENKA Oditoryumu’nda tam 20 yıl sonra, dinleyenlerini bir kez daha klasik müzik dünyasında bir keşfe çıkardı. Konserine “İstanbul’da Bir Kış Sabahı” eseri ile başlayan sanatçı; daha sonra “İzmir Süiti” ile devam etti. Hemen ardından “Kaz Dağları Marşı”nı seslendiren Say, Çaykovski’nin “Mevsimler” adlı eserinin “Haziran” bölümünü 20 yıl sonra ilk kez dinleyiciyle buluşturdu. Baladlarından ve çağdaş bestecilerin çok sevilen eserlerinden sunduğu seçki ile konserini tamamladı. l Kültür Servisi ‘Ayrımcılığa son’11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü etkinliklerle kutlanıyor Kadının işgücü içindeki emeğinin ucuz, “ev içi emeği”nin ise karşılıksız emek olması nedeniyle kız çocuklarının eğitiminin engellenmesi sorunu bağlamında Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler tarafından alınan kararla 2012 yılından itibaren “11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü” olarak kutlanmaya başlandı. Amaç, kız çocuklarının desteklenmesi, güçlendirilmesi, insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarının sağlanması, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi. ‘Okusun da Büyüsün’ Bu yıl Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı yazar Tülin Tankut’un geliştirdiği kitap, kütüphane, kız çocuklarının eğitim görmesi konseptiyle 12 Ekim Cumartesi günü saat 11.00’de kütüphanede “Okusun da Büyüsün” başlığıyla okumayı özendiren bir etkinlik düzenliyor. Yazarların ve eğitimcilerin çocuklar ve genç kızlarla buluşacağı müzikli etkinlikte tüm dünyada 90. doğum günü kutlanan Anne Frank da anılacak. Tankut, “Engellerden kurtulan kız çocuğu, yasal haklarını kullanmaya başlayabilir. Kendi geleceğiyle ilgili kararlar alabilir. Bunu gerçekleştirebilmeleri için de öncelikle başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere tüm ayrımcılık biçimlerine kapalı, çağdaş bir eğitim ortamının sağlanması şarttır. Kızlara kitap çok yakışıyor. Çünkü okumak özgürleştirir, bu da umutlarımızı artırır” diyerek okumayı özendiren bir program hazırladıklarını açıkladı. ‘Güçlü kızlar güçlü yarınlar’ Aydın Doğan Vakfı da yarın saat 09.30’da Hilton İstanbul Bosphorus’ta kız çocuklarının sosyal değişim yaratmadaki öncü rolünü vurgulamak, güçlerini ve haklarını desteklemek amacıyla “Güçlü kızlar güçlü yarınlar” başlıklı konferans düzenlenecek. Bu yıl 5’incicisi yapılacak konferansın teması “Kız Çocuklarının Güçlenmesinde Başarı Hikâyeleri: Görünmez Engelleri Aşmak.” l Kültür Servisi BİFO’ya geri sayım Borusan İstanbul Filarmoni Or Elena Maximova (mezzosoprano), kestrası (BİFO), 20192020 se Ekaterina Siurina (soprano), Alois zonunun açılışını 17 Ekim Per Glassner (koro şefi) ve Salzburg şembe akşamı, klasik müziğin Bach Korosu ile aynı sahneyi pay yıldızlarından Ray Chen ile ya laşacak. pacak. BİFO Sanat Yönetme Ayrıca bu sezon BİFO; konuk ni ve Sürekli Şefi Sascha Go şefler Diego Matheuz, Ludovic etzel yönetimindeki BİFO, bu Morlot ve John Nelson’ın yöneti yıl Borusan Sanat çatısı altın minde de konserler verecek. da geçen 20. yılını kutluyor. BİFO 20192020 sezonu etkin BİFO, sezon boyunca İstanbul liklerinin biletleri 5 Ekim Lütfi Kırdar ICEC’te yapılacak tarihinde genel satışa su konserlerinde; Jay Yang (sop nuldu. Konser biletleri Bi rano), Yeol Eum Son (piya letix internet sitesi (www. no), Milos Karadaglic (gitar), biletix.com), Biletix Çağ Dorothea Röschmann (sopra rı Merkezi (0850 755 55 no), Angela Gheorghiu (sop 55) ve Biletix pera rano), Alexander Gavry kende satış noktala lyuk (piyano), Andreas Ot rından; ayrıca yal tensamer (klarnet), Yuri nızca konser günle Bashmet (viyola), Pablo rinde saat 18.00’den Ferrández (viyolonsel), itibaren İstanbul Harriet Krijgh (viyolon Lütfi Kırdar ICEC’ten sel), Bogdan Baciu (ba temin edilebiliyor. riton), Peter Sonn (tenor), l Kültür Servisi Ray Chen Biret ile Trio akşamı Süreyya Operası’nda devlet sanatçısı ef sane piyanist İdil Biret, Bilkent orkestrası başkemancısı Irina Nikotina ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrası viyolonsel grup sefi Julya Krepak ile birlikte oluşturdukları üçlü ile 6 ve 7 Ekim günleri, yoğun talep üzerine, ardı ardına iki oda müziği konseri verdi. Üçlü, İstanbul’da ilk kez verdikleri kaydı da yapılan bu konserde Çaykovski Trio, Op. 50 ve Mendelssohn Trio, Op. 49 eserlerini seslendirdi. Üçlü, 2020 yılında Beethoven’e ithaf edilecek, Muğla’daki 2. İdil Biret Müzik Festivali’nin açılışında da konser verecek. l Kültür Servisi Kansu Şiir Ödülü sahibini arıyor Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne 2020 yılı için katılma koşulları açıklandı. Her yıl düzenlenen Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne, 2020 yılı için katılma koşulları şöyle: n Ödüle aday olan yapıtlarda Ceyhun Atuf Kansu’nun şiir anlayışı göz önüne alınarak, çağdaş bir dünya görüşü ve dil bilinci temel ölçüt olacaktır. n 1 Ocak 2019 1 Ocak 2020 tarihleri arasında yayımlanan bütün şiir kitapları ödüle katılabilir. Ayrıca, Ödül Yazmanlığı, bu kitaplar arasından, çeşitli nedenlerle katılamayan kimi yapıtları da, ödüle aday olarak gösterebilir. n Çeşitli nedenlerle kitap halinde basılmamış, ancak kitap bütünlüğü taşıyan şiirlerle de ödüle aday olunabilir. n Seçici kurul; Alper Akçam, Cengiz Bektaş, Adnan Binyazar, Ali Cengizkan, Bahar Gökler (ailesi adına), Ahmet Özer ve Ferruh Tunç’tan oluşmaktadır. n Ödül kazanan yapıt, Ceyhun Atuf Kansu’nun ölüm yıldönümü olan 17 Mart 2020 tarihinde açıklanacaktır. n Ödüle son katılma ve aday gösterilme tarihi 1 Ocak 2020’dir. n Ödül, tek bir şiir yapıtına (kitap ya da kitap bütünlüğü taşıyan şiirlere) verilecektir. n 2020 yılı için ödülün parasal tutarı 1000 Türk Lirası’dır. n Ödüle aday olacak yapıtlar, şairin adı, açık adresi ve kısa yaşam öyküsüyle birlikte 7 adet kitap ya da 7 kopya dosyayla (Işık Kansu, Güvenevler Mahallesi, Güneş Cad. No:8/1 06690 Çankaya/ANKARA) adresine gönderilecektir. n Ödüle katılan yapıtlar, sahiplerine geri gönderilmeyecektir. l ANKARA Cumhuriyet 1310 EKİM 2019 PERŞEMBE Savaştan anladıklarım... Herkes bir anda savaş ve savaş stratejileri uzmanı kesildi. Renkli kalemlerle haritalar, dikenli çitlerle yeni sınırlar çiziliyor, kaç kilometre içeri girmek, kaç kilometre çıkmak, ha bugün ha yarın, havadan karadan, yok yok havadan yasak, F35, S400, bir gece ansızın... Ben bunlardan hiçbir şey anlamıyorum. Anladığım şunlar, özetliyorum: Bize var da, Suriye’ye yok mu? Davutoğlu Erdoğan ikilisinin başlattığı yanlış dış politikalarla Ortadoğu batağına saplanmış debelenmekteyiz. Emperyal güçlerin kendi çıkarları için üzerinde tepiştiği batağa ne uğruna bulaştığımızı, hangi hayallerle girdiğimizi yinelememe gerek yok. (Nerede namaz kılacaklardı? Hani İslam dünyasının lideri? Hani halifelik? Şaşaalı Osmanlılık?) Biz kendi toprak bütünlüğümüzü koruyacağız ama Suriye’nin toprak bütünlüğünü yok sayacağız, yıkmak için her yola başvuracağız. Bu ne ahlaksızlıktır! Belki biraz geç ama umut yolu tek: Atatürk’ün dehasıyla, yeteneğiyle, bilgeliğiyle, olağanüstü öngörüsüyle, deneyimleriyle, diplomasi gücüyle sağladığı “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine dönmenin yollarını aramak ve bir an önce Suriye yönetimiyle diyalog kurmak. Megaloman açıklamalar: Haklısınız ben de çok öfkelendim Trump soytarısının tweet’lerine, rezilliğine, küstahlığına... Ama inanın “Benim büyük ve eşsiz bilgeliğim” diye çırpınan bu yaratığın tek derdi kendi “şeyini”, yani koltuğunu korumak... Şu sırada görevinden “azledilmek” tehlikesiyle karşı karşıya. (Rakibini alt etmek için kullandığı yöntemler sorgulanıyor vb.) Özetle içeriye oynuyor. Trump’ın derdi hem kendini kurtarmak hem de gelecek se çimlere yatırım yapmak... Bakarsınız bu akşam, dün söylediklerinin tam tersini söyler... Hem oldum olası ve özellikle şu sıralar tüm politikacıların, tüm başkanların derdi aynı değil mi! Koltuğu kurtarmak, seçmene seslenmek, popülariteyi artırmak... Ondan bugün böyle; yarın öyle... Ama bu arada Ama onlar konuştukça bizi yine karpuz gibi ikiye bölmeyi başardılar... “Savaşa hayır” diyenler vatan hainliğiyle, teröristlikle suçlanırken; savaş tamtamlarıyla coşanlar kahraman ilan ediliyor. Ama bu anlı şanlı kahramanlığa karşı, inanın savaşın kazananı olmaz. Sadece zenginler biraz daha zenginleşir; yoksullar biraz daha yoksullaşır. Savaş isteyenler, kendi çocuklarının savaşa gitmeyeceğini bilenlerdi. Savaş sonunda ekmek daha ucuza satılmayacak, işsizliğe çare bulunmayacak “ekonomimiz harika, enflasyon düşüyor” sevinç nidalarına karşın zamlar durmayacak. Savaş var, “birlik beraberlik” nutukları arasında düşünce ve ifade özgürlüğü biraz daha yok edilecek; hak hukuk biraz daha çiğnenecek; baskı, yasaklar ve sömürü biraz daha artacak. Bugün Ankara Garı... Bugün 10 Ekim. Dört yıl önce sadece barış taleplerini, barış önerilerini bir araya getirmek için Ankara Garında toplananların katledildiği gün. 103 can, 103 güzel insan iyi insan, vicdanlı insan, IŞİD vahşetiyle yok edildi. Katliamın yıldönümünde (adına ister IŞİD deyin, ister DEAŞ hiç fark etmez) din uğruna katliam yapanlar yine kucağımızda! Şimdi savaşı beklerken aklımda hep o gerçek: “2 bini yabancı savaşçı, yaklaşık 10 bin IŞİD’li artık Türkiye’nin sorumluluğunda olacak...” Başka söze, bilmem gerek var mı... Dilime Brecht’ten iki dize takıldı: “Yarasından kan boşanan ve doktoru bekleyen biri gibi: / Kan durmaz, hep boşanır.” Umutsuzluk benim işim değil ama... İşte savaştan anladıklarım bunlar... NOT: Sevgili okurlar, 12 Ekim Cumartesi günü saat 16.00’da Moda Kadıköy’deki Tarihçi Kitabevi’nde söyleşim var. O tarafa yolu düşenleri beklerim... Türk ve Rus ressamlar bir arada Türk ve Rus ressamların eserlerinden oluşan “İstanbulSt. Petersburg, Suya Yansıyan Tarih” isimli karma resim sergisi, 16 Ekim’de Kethüda Hamamı Beşiktaş Kültür Merkezi’nde açılacak. Sergide Mahir Güven, Kadir Ablak, Memduh Kuzay, Hikmet Barutçugil, Hakan Esmer, Taner Alakuş, Aygül Okutan, İldar Ahmetvaliev, Azat Galimov, Salavat Gilazetdinov, Aleksey Talaşçuk, Sergey Temerev, Oleg Şirinkin ve Oleg Yudin’in eserleri yer alacak. Projeyle Türk ve Rus sanatçılar arasında kültürel bir köprü kurulması amaçlanıyor. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle