19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 12 Ulusal Yarışma’nın jüri üyeleri belli oldu Bu yıl 30 Eylül 4 Ekim tarihleri arasında ikinci kez İstanbul’da düzenlenecek 55. Ulusal Yarışma’nın jüri üyeleri belli oldu. Ulusal Yarışma’nın bu yılki jürisinde usta yönetmen Duygu Sağıroğlu, sinemamızın en büyük yıldızlarından Fatma Girik, Türkiye edebiyatının öncü isimlerinden Murat EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: eMİNE BİLGET han Mungan, çağdaş sanatçı Gülsün Karamustafa ve sinema yazarı Uğur Vardan’ın yanında geçen sene Ulusal Yarışma’dan ödülle dönen iki isim de yer alıyor: En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan Daha’nın yönetmeni Onur Saylak ve Kar ile En İyi Kadın Oyuncu seçilen Hazar Ergüçlü. [email protected] Perşembe 6 Eylül 2018 Bir dünya yaratmakAni Çelik Averyan Sergisi: ÖLÜMÜNÜN 10. YILI Karaköy’de, Galata Rum Okulu’na girdiğimiz an, farklı bir dünyadan içeri adımımızı attığımızı hissediyoruz. Hem çok bildik, hem de hiç ama hiç bilmediğimiz bir dünya... O andan sonra sanki bir ayindeyiz. Ayinin teması IŞIK ve ZAMAN! Burada zamanı belirleyen, saat değil, zamanı belirleyen ışık. Geçmişteki ışık, gelecekteki ışık... Zamanı belirleyen çağrışımlar, anılar, duygular, düşünceler... Yok böyle olmaz baştan başlamalıyım. Ani Çelik Averyan’ın Galata Rum Okulu’nda açılan “Olduğu Gibi” başlıklı fotoğraf sergisindeyim. Tanımayanlar için açıklayayım: Benim için o dünya çapında bir fotoğraf sanatçısı. Belki de “fotoğraf yaratıcısı” demek daha doğru... Galeri Nev’de, Diyarbakır’da, İstanbul Kadın Kütüphanesi’ndeki sergilerini; dünya merkezlerindeki müzelerde eserlerini görmüş olanlar tanığımdır. Yaratıcılık “Fotoğraf yaratıcısı” dedim... Zaten kendi de “İşlerimi yaratma sürecini fotoğraf çekmekten çok fotoğraf yapmak diye tanımlıyorum” diyor. Fotoğrafı, estetik dönüşümün bir aracı olarak kullanıyor. Görsel algıyı, bizlere iletirken sadece karşısındaki fiziksel gerçekliği değil, hayal gücünü, geçmişini, çağrışımlarını, kayıp ya da saklı referanslarını da katıyor. Bir bakıma düşünceyi fotoğraflıyor. Ama bu demek değil ki siz de onun fotoğraflarına baktığınızda onun gibi düşüneceksiniz. Hayır, hayır. Herkes o fotoğraflar karşısında kendi okumasını yapacak, kendi kilimini dokuyacak, ken di kurgusunu kuracak, kendi öyküsünü anlatacak... Herkes farklı bir şey “görecek”... Böyle böyle anlamlar çoğalacak... Belki de (belki değil öyle) bu serginin, bu fotoğrafların, bunca davetkâr olmasının, beni de gör, beni de gör, diye haykırmasının, sizi her bir fotoğrafın içine çekmesinin, içine çektikten sonra da bırakmak istememesinin nedeni bu. (“Davetkâr” sözcüğünü, Ayşegül Sönmez’in Sanat Atak’ta, Ani ile yaptığı muhteşem röportajın başlığından aldığımı söylemeliyim. Başlık şöyleydi: “Evet, bu bir Davet”) İkili öyküler Ani Çelik Averyan bu sergiyi 3 yılda hazırladığını söylüyor. Ancak sergi nice yılların birikimi. Dünyanın her yerinden çektiği yüz bin kadar fotoğrafın arasına, kendi arşivine dalmış. Çok titiz ve özenli çalışmayla, bunları ikişer ikişer, aklında, zihninde, yüreğinde, duygularında ve duyularında birleştirmiş, yan yana kur gulamış. Ortaya çıkan ikili öyküler, adeta ucu açık bir film şeridi gibi... Tüm bir yaşam gibi... Seni seviyorum der gibi... Yeryüzü harika ya da yeryüzü korkunç der gibi... En çok da ben değiştim der gibi... Hemen belirteyim, iki fotoğrafı yan yana getiren kesinlikle konu birliği falan değil, mantıklı bir açıklama da beklemeyin. Sadece sanatçının farklı görsel deneyimler yaratma tutkusu... Minik bir ipucu: İkili öykülerde bağlantıyı kuran bir form, bir çizgi, bir renk ve dikkat, en çok da bir ışık olabilir... Işığın suda yansıması, çimende ya da tuğlada yansıması elbet farklı bir serüven... Kimi zaman bir düşünce, bir anı, kimi zaman sadece bir duygu, bir dürtü... Ani’nin deyişiyle: “Seriye devam ederken ortaya çıkan düşünce alanı, fotoğrafik bilincim ve bir sanatçı olarak gelişimim hakkında bir geri bildirim döngüsü yarattı.” Haldun Dosdoğru’nun küratörlüğü, Nevzat Sayın’ın sergi mimarisi, buna müthiş olanak sağlıyor! Öyle ki New York’taki bir gökdelenle, Venedik’teki bir kubbeyi; İstanbul’daki bir ağaçla Versaille’daki bir ayrıntıyı; Londra’daki bir vitrinle Provence’daki bir sarmaşığı; gökyüzündeki bulutla göldeki yansımayı bir araya getirmesine şaşmadığımız gibi, bu birliktelikten bir de kazançlı çıkıyoruz. Serginin adı: “Olduğu Gibi”... Ama inanın bana burada hiçbir şey olduğu gibi değil. Sanatçının yarattığı gibi... Sergi, 30 Eylül’e dek sürüyor. Kaçırmayın derim... Biret ve öğrencileri Ayvalık’ta büyüledi Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde faaliyet gösteren Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AİMA), dünyaca ünlü Türk piyanist İdil Biret tarafından verilen ve 9 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen piyano ‘masterclass’ı, konserle tamamlandı. Ayvalık Belediyesi’ne ait Alibey Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konsere sanatseverlerin ilgisi yoğun oldu. Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AİMA) bünyesinde; 11 yıldan bu yana Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerin konservatuvar bölümü öğrencilerine yönelik akademik eğitimler veren Biret, 9 öğrencisiyle “masterclass” (ustalık sınıfı dersleri) programı kapsamında konser verdi. İki bölümden oluşan konserin finalinde bu kez İdil Biret sahneye geldi. Konserin ardından AİMA Başkanı Prof. Filiz Ali ile öğrencileri tarafından çiçeklerin takdim edildiği ünlü piyanist, albümlerini ve kitaplarını hayranları için imzaladı. l İHA Gülsin Onay Beste Yarışması Son başvuru 12 Eylül... Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi, ülkemizin kültür sanat yaşamına katkıda bulunmak amacıyla, dünyaca ünlü Devlet Sanatçımız piyanist Gülsin Onay adına, solo piyano parçalarını içeren bir beste yarışması düzenliyor. Çoksesli çağdaş Türk müziğini desteklemek ve Türk müzik kültürüne yeni eserler kazandırmak amacıyla düzenlenen yarışmada birinci olan eser 10 bin TL, ikinci olan eser 7 bin 500 TL, üçüncü olan eser 5 bin TL ve mansiyon almaya hak kazanan eserler 2 bin TL ödül alacak. Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Bisanthe Gülsin Onay Ulusal Beste Yarışması’na www.suleymanpasa.bel.tr/ besteyarismasi adresinden başvurular alınmaya başlanır ken 12 Eylül tarihine kadar başvurular devam edecek. Jüri üyeliklerini besteciler Turgay Erdener ve Hasan Uçarsu, piyanistler Ayşegül Sarıca, Gülsin Onay ve Emre Şen ile bestecipiyanist orkestra şefi Serdar Yalçın’ın yapacağı yarışmaya 40 yaşını aşmamış Türk vatandaşları, solo piyano ic¸in; prelu¨d, noktu¨rn, vals ve ballad biçimlerinde en az 7, en fazla 10 dakika süreli eserler ile katılabilecek. Ekim ayında yapılacak değerlendirmenin ardından finale kalan yapıtlar 1 Kasım tarihinde www.suleymanpasa.bel.tr/besteyarismasi adresinden açıklanacak ve 7 Aralık tarihinde Namık Kemal Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenlenecek özel konserde dereceye giren eserler belirlenecek. Aspendos, ‘Turandot’ ile başladı 25. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali 1842 yıllık tarihi Aspendos Antik Tiyatro’da Pucci’nin sevilen operası ‘Turandot’ ile başladı. Sahne performansında, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan da rol aldı. Karahan’ın ve ekibin performansı uzun süre alkış aldı. Festivalde ayrıca 25’inci yıl dolayısıyla özel gösteriler de sergilendi. Yaklaşık 2 saat süren gösterilere yerli ve yabancı izleyiciler büyük ilgi gösterdi. Çeşme’de Klasik Müzik Akademisi... Çeşme’de bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Klasik Müzik Akademisi 12 Eylül’e kadar devam edecek. Festival kapsamında gerçekleşen ustalık sınıfları ve konserleri, bir kez daha dünyaca ünlü klasik müzik sanatçılarını Çeşme’de ağırlayarak, genç kuşaklara eğitim imkânı sunuyor. Çeşme Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan projenin sanat yönetmenliğini Prof. Çiğdem İyicil üstleniyor. Bu yıl keman, viyola, viyolonsel, kontrbas ve flüt dallarında eğitim alan katılımcılar tüm bu ünlü virtüöz müzis yenler ile 10 gün boyunca çalışma fırsatının yanı sıra Akademi kapsamında düzenlenecek konserlerde de kendilerini gösterme şansını elde ediyorlar. Festival kapsamındaki konserler Çeşme’nin merkezindeki tarihi Aya Haralambos Kilisesi’nde düzenlenecek. LaenyıslıanaGesenrcgeir İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), 20. yüzyılın en önemli opera sanatçıları arasında gösterilen, yaşamını yitirdiği 2008 yılına kadar İKSV’nin Mütevelliler Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Leyla Gencer’i ölümünün 10. yılında özel etkinliklerle anıyor. Küratörlüğünü Prof. Yekta Kara’nın üstlendiği “Leyla Gencer: Primadonna ve Yalnızlık” başlıklı sergi 11 Eylül’de Borusan Müzik Evi’nde kapılarını açacak. Leyla Gencer’in kişisel eşyalarından hazırlanan seçki, büyük sopranomuzun yaşamının farklı kesitlerinden kayıtlarla bir araya getiriliyor. Sergi 10 Ekim’e kadar açık kalacak. İKSV, Borusan Sanat ve La Scala Tiyatrosu Akademisi tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek Leyla Gencer Şan Yarışması’nın final serisi 23–28 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Yarışmanın final serisinde, Uzakdoğu’dan Amerika’ya 15 ülkeden, aralarında Türkiye’den de 14 sanatçının bulunduğu toplam 44 şancı yarışacak. 28 Eylül Cuma akşamı saat 20.00’de Lütfi Kır dar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek 9. Leyla Gencer Şan Yarışması finalinde sekiz genç yetenek büyük ödüller için yarışacak. Yarışmacılara şef Pietro Mianiti yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşlik edecek. Final galaksının biletleri 14 Eylül’den itibaren İKSV ana gişe ve Biletix satış noktalarından temin edilebilir. Leyla Gencer Arşivi’ni bünyesinde bulunduran İKSV, vefatının 10. yılında Leyla Gencer’i daha da yakından tanıma fırsatı yaratmak adına arşivindeki verilerden de yararlanarak hazırlanan belgesel projesini de izleyiciyle buluşturacak. İKSV prodüksiyonu, Ahmet Erenli ve Yekta Kara danışmanlığında hazırlanan belgeselin senaryosu Zeynep Oral’a aitken yönetmenliğini de Selçuk Metin üstleniyor. Çekimleri Milano ve İstanbul’da gerçekleştirilen, aralık ayında gösterimi planlanan belgeselde Leyla Gencer’le birlikte çalışma fırsatı bulmuş, kendisini tanımış isimlerle yapılan özel röportajlar da yer alıyor. Ayvalık Film Festivali 5 Ekim’de başlıyor Sami Kariyo Başka Sinema Ayvalık Film Festivali, Kariyo & Ababay Vakfı ana sponsorluğunda 510 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Festivalin direktörü ise 9 yıl boyunca İstanbul Film Festivali’nin, 2016’dan bu yana da Başka Sinema’nın direktörlüğünü yapmış olan Azize Tan. Festival boyunca dünyadan ve Türkiye’den 40’a yakın film sinemaseverlerle buluşacak, aynı zamanda festival boyunca söyleşiler, paneller, atölyeler ve konserler gerçekleşecek. Uluslararası festivallerde ödüller kazanmış, bağımsız sinemanın tanınmış yönetmenlerinin imzasını taşıyan filmlerin yanı sıra, festival programında sinema klasikleri ve Türkiye’den son dönem ön plana çıkan yapımlar da yer alacak. Başka Sinema Ayvalık Film Festivali filmleri ve etkinlikleri 4 farklı mekânda izleyicilerle buluşacak. Bu mekânlar; festival için sinema olarak düzenlenen, panel ve söyleşilere de ev sahipliği yapacak Ma’adra Binası, Azize Tan Ayvalık’ın tek sinema salonu olan Vural Sineması, Ayvalıklı sanatseverlere pek çok etkinlikte ev sahipliği yapan Sanat Fabrikası ve Belediye Amfitiyatrosu. Festival süresince ayrıca her akşam Ayvalık ve Cunda’nın çeşitli mekânlarında açık hava film gösterimleri yapılacak. Festival biletleri Biletiva üzerinden 10 TL olarak satışa sunulacak. Hafta içi gündüz seansları 65 yaş üstü izleyiciler ve öğrenciler için 5 TL olacak. Festivalin ana sponsoru Kariyo & Ababay Vakfı adına bir konuşma yapan Sami Kariyo da şunları söyledi: “Kariyo & Ababay Vakfı Yılın Yönetmeni Ödülü’nü bu yıl ilk kez vereceğiz. Dileğimiz, bu ödülü bir geleneğe dönüştürmek.” İlk kez bu yıl seçilecek Yılın Yönetmeni’ne Vakıf tarafından 100 bin TL para ödülü verileceği açıklandı. Seçilen yönetmene ödülü, 5 Ekim akşamı Ayvalık Amfitiyatro’da yapılacak Başka Sinema Ayvalık Film Festivali açılış töreninde takdim edilecek. Amasya’da Pers kalıntıları Amasya’da süren Oluz Höyük kazılarında Pers döneminden kalma yaklaşık 2 bin 500 yıllık bir saraya ait sütun kaideleri ortaya çıktı. 12 yıldır süren kazıların geçen yılki etabında Pers kentine ait yol, malikâne ve ateş tapınağının kalıntılarının bulmaları sonrası çalışmayı derinleştirdiklerini belirten Kazı Başkanı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, “Bu sene ilk defa ‘Apadana’ denilen sütunlu bir kabul salonu, bir taht salonu, bir yönetici salonu açığa çıkmaya başladı. Henüz daha kazılarının başlangıcındayız. Ama şu anki bulgular bile çok heyecan ve rici. Herodot’ta ‘Kritalla’ diye bir kentten bahsediliyor. Orta Anadolu’da. Kritales Yunancası. Muhtemelen Pers Kralı I. Kserkes’in ordularını topladığı Kritalla’nın burası olması lazım” dedi. l İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle