Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Perşembe 6 Eylül 2018 10 Ekonomi hemen düzelecek! Yabancı ekonomistlerin, ekonomimizin durumu konusunda yaptıkları aşırı karamsar açıklamaları dinleyenler sanki her şey bitmiş, gemiyi kayalara çarpmışız gibi yanlış izlenimlere kapılabilirler. Evet, şu anda bazı sıkıntılarımız var ama bunları önce atlatmak, sonra unutmak ve en sonunda da bize “batacaksınız!” diyenleri çatlatmak için yapabileceklerimiz henüz tükenmemiştir. Bu konuda birkaç atılım yapmak düze çıkmamız için yeter de artar bile: 1. Pullara paralara resim atılımı: Yurttaşlarımız arasında resimlerini paralara ve pullara bastırmak isteyenlere şans tanımalı ve iki yüz, yüz ve elli liralıklar için ihaleler açıp en yüksek teklifi verenlerin resimleri pullara ve banknotlara basılmalıdır. 2. Sokaklara ad verme atılımı: Bülbül caddesi, Pıtırcık sokak gibi gereksiz adlar taşıyan sokak ve caddelerin isimleri hemen silinmeli ve belediyeler sokak sokak açık arttırmalar düzenleyerek yastığının altından en çok döviz çıkaranların isimleri törenlerle bu sokaklara verilmelidir. Ek bir ücret karşılığında sokağa adını veren için yapılacak tören, yandaş gazetelerde ve TV kanallarında yayınlanabilir. Haberin iç sayfalarda mı, başlıklarda mı yer alacağı da ayrı bir ek ödeme konusu olabilir. Sokak ve cadde adlarının büyük çapta değiştirilmesi tabelacılık sanayiinde hareketlenmelere yol açacak, çok sayıda adres düzeltilmesi, yeni baştan kartvizit ve broşür basılması gerekliliği, piyasalarda canlanma sağlayacaktır. 3. Köprü ve otoyollarına ad verme ihaleleri sonunda da birçok yerde isimler değişeceğinden karayolları haritalarının yeniden ve çok sayıda bastırılması gerekecek, böylece matbaacılık ve basım işleri piyasası canlanacaktır. 4. Anatomi atılımı: İnsan vücudunda 206 tane kemik vardır. Anatomi hocalarından acilen bir heyet oluşturup kemiklerin tümünün adlarını değiştirsek ve yüze yakın tıp fakültemiz ve bunlarda okuyan 75 binden fazla öğrencimiz bulunduğunu düşünürsek yeni baştan çok sayıda basılması gerekecek anatomi kitaplarının sağlayacağı gelirle tüm fakültelerimizin ihya edilebileceğini anlayabiliriz. Anatomi öğrenmesi gereken Sağlık Bilimleri öğrencilerinin sayıları da katılırsa sağlanacak gelirden IMF’ye borç bile verilebilecektir. 5. Şarbonlu sığır hastaneleri: Dünyanın dört bir tarafından bu sefer resmen şarbonlu, deli dana illetli sığırları toplayacak, sonra hasta olduklarından çok ucuza alacağımız bu hayvanları tedavi edip bu sefer pahallıya yeniden ihraç ederek ulusça köşeyi döneceğiz. Bu atılım sırasında karşılaşabileceğimiz tek risk, bazı üçkâğıtçısı bol ülkelerden bize sağlam hayvanların şarbonlu diye yutturulmasıdır. Bu olasılığa karşı uyanık olmalıyız. ‘Mahkeme kararı uygulansın’ Beşiktaş’ta bulunan İsmail Tarman Ortaokulu’nun imam hatibe dönüştürülmemesi için uzun süre mücadele veren ve konuyu yargıya taşıyarak kazanan veliler, mahkeme kararının uygulanmadığını söyleyerek dün okulun önünde eylem yaptı. “Davamızı kazandık, İsmail Tarman Ortaokulu eğitime devam edecek” yazılı pankartın taşındığı eylemde iki yılı aşkın süredir yürüttükleri hukuk mücadelesini kazandıklarını vurgulayan veliler, “Mahkeme kararı uygulansın, çocuklarımız ve veliler mağdur edilmesin” dedi. Eyleme CHP İstanbul milletvekilleri İbrahim Kaboğlu ve Ali Şeker, eski CHP milletvekili Melda Onur ve çok sayıda yurttaş katıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet 6 EYLÜL 2018 SAYI: 33937 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:00 04:47 05:13 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:28 13:09 16:45 06:14 12:53 16:29 06:38 13:16 16:51 Akşam 19:37 19:21 19:42 Yatsı 21:00 20:42 21:01 haber/yorum EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: SERPİL ÜNAY “Nereye gidiyoruz? Tuvalet kâğıdı: 58.90” yazıyordu bir sosyal medya kullanıcısı yaptığı paylaşımda. “Hadi canım” dedim. “Ne zaman yükseldi bu kadar. Kesin zamlarla dalga geçiyordur.” Ama ‘araştırmacı’ gazeteciliğime yenik düşüp Google’da küçük bir tarama yapmaktan kendimi alıkoyamadım. Ne yazık ki gördüğüm rakamlar o paylaşımı doğruluyordu. Bildiğim markalar, bilmediğim markalar… Fiyatları üç aşağı beş yukarı aynıydı. Hatta öyle ki bazı alışveriş siteleri fiyatı 80 liralardan açıyordu. Sonra indirim üzerine indirim yapıp 40 küsurlara getiriyordu. Üç beş gün arayla fiyatları yukarı doğru seyreden her şey gibi tuvalet kâğıtları da yukarı doğru gidiyordu. Bir arkadaşıma söyleyince hiç de şaşırmadı. Daha 10 gün önce aldığı tuvalet kâğıdına bugün 2 liradan fazla zam yapıldığını söyledi. “Bu gidişle her seferinde tek yaprak kullanacağız sanırım” dedi. Çok boktan bir durum değil mi? Hayır aslında hiç değil. Günlerdir hâlâ konuşabilen ve yazabilen ekonomi uzmanları sesini duyurmaya çalışıyor: “Henüz krizin tam olarak içine girmedik. Çok daha derin bir kriz geliyor.” İşte o derin kriz böyle yavaş yavaş, meşhur deyimle iğneden ipliğe yapılan zamlarla geliyor. ‘Taş devri’ne hoş geldiniz Limonu, soğanı, patatesi konuşuyoruz ya işte onların son noktası olan tuvalet kâğıtları da bundan nasibini alıyor. Sonuçta o da kâğıttan üretiliyor. Üstelik hammaddesi selüloz da ithal ediliyor. Ambalajı, nakliyesi derken her şeye gelen zam zaten kullanımı düşük olan temizlik yani tuvalet kâğıtlarının fiyatlarını da uçuruveriyor. Tıpkı yıllardır ayakta durmaya çalışan ama buna rağmen gazetecilik yapmakta direnen üç beş gazetede olduğu gibi. (Malumunuz gazeteler de kâğıda basılıyor. Üstelik tuvalet kâğıtlarından daha kaliteli olduğu için daha pahalılar.) Dün Evrensel’in Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, iktidarın kontrolünde olmayan basın kurumlarının içinde bulundukları kâbusu aşmak için nasıl çabaladıklarını anlatıyordu. Küçülen mizah dergileri, sayfa azaltan ve zam yapan gazeteler ve bu gidişle hiç basılamayacak olan gazeteler.. İşsiz kalacak emekçiler.. Sonuçta gerçeklerden habersiz kalacak insanlar.. Polat, “İktidar ilişkilerinin her gün yeniden üretildiği haber ve iletişim mecralarına mahkum edilmek istemeyenlerin, kendi seslerine, sözlerine alan açan basın kurumlarına sahip çıkmaları son derece hayati bir ihtiyaç” diyordu. Polat’ın ve diğer üç beş gazetenin benzer çağrıları karşılık bulur mu? İnsanlar bu krizde gazeteler için de bir bütçe ayırabilir mi? Aksi halde muktedirin istediği olacak. Susturamadığı o birkaç gazete de kendiliğinden susacak. Ve sonuçta o arkadaşın ‘Nereye gidiyoruz’ sorusunun yanıtı da ortaya çıkacak. Taş devrine doğru gidiyoruz büyük bir hızla. Tuvalet kâğıdı alınamadığı için taşa silinilecek. Basılacak kâğıt alınamadığı için taşa yazılacak. Ama taş bulursanız tabii. Malum her yer beton. Düğünlerde gelin ve damada protesto edilen dolar yerine tuvalet kâğıdı bile takılabilir. Bu manzaralar uzak değil. ‘Yeni Türkiye’ dedikleri ‘Taş Devri’ymiş meğer. Mücadelemiz adalet içinÖldürülen Maltalı gazeteci Daphne Caruana Galizia’nın oğlu Matthew Galizia: ESİN İLERİ / BETÜL BERİŞE AB’nin küçük ada ülkesi Malta’da siyasetten iş dünyasına uzanan kirli ilişkilere, küresel çaplı yolsuzluklara ilişkin yaptığı haberlerle tanınan araştırmacı gazeteci, blog yazarı Daphne Caruana Galizia’nın katledilmesinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti... Adeta “faile meçhule” dönüştürülmeye çalışılan kadın gazeteciye yönelik suikasta ilişkin soruşturmada fazla bir yol alınmış değil... Gözler iktidarla bağlantılı çevrelere çevrilirken Galizia’nın gerçekleri ortaya çıkarmak için verdiği mücadelenin bayrağı şimdi çocuklarında... Gazetemizi ziyaret eden Galizia’nın üç çocuğundan en büyük olan Matthew Caruana Galizia, annesini kendilerinden koparan cinayetin tüm yönleriyle, gerçek sorumluları ifşa edilecek şekilde ortaya çıkarılması için uluslararası destekli yoğun bir kampanya yürütüyor. Annesinin yarım kalan araştırmalarına ilişkin çalışmalara destek veriyor. 53 yaşında yaşamını yitiren Galizia, son olarak Panama belgeleri üzerine çalışmıştı. Merkez solda yer alan Başbakan Joseph Muscat’ın yakın çevresine yönelik yolsuzluk suçlamalarıyla dikkat çekmişti. Muscat ve eşi, Azerbaycan’dan Aliyev ailesinden gelen ödemeleri gizlemek için offshore banka hesapları kullandığı yönündeki suçlamaları reddetmişti. Galizia, son makalesinde “Sahtekârların her yerde olduğunu belirterek ülkedeki siyasi durumu umutsuz” olarak nitelendiriyordu... Gelecek ay sadece Malta’yı değil dünyayı sarsan suikast bir yılını dolduracak ancak olayın ardındaki sır perdesi hâlâ aralanabilmiş değil. Gazetemize bir ziyaret gerçekleştiren Galizia’nın en büyük oğlu Matthew Caruana Galizia, Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve Yazıişleri Müdürümüz Bülent Özdoğan ile bir araya geldi. “Annemin de Cumhuriyet’i ziyaret edebilmiş olmasını çok isterdim” diyen Matthew, mücadelelerinin bir daha böyle bir cinayet yaşanmaması, cezasız kalmaması için olduğunu vurguladı. Murat Sabuncu, “Biz de onun burada olmasını isterdik. Bizler Uğur Mumcuların, Kışlalı’ların gazetesinde ça Matthew Galizia, gazetemizi ziyaret etti, yöneticilerimizle görüştü. lışıyoruz. Onun mücadelesi, bizim mücadelemiz. Halkların aydınlatılması için, bu nedenle sizlerin burada olması, omuz omuza olmak bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı. Matthew Galizia ile sohbetimizde araştırmacı gazeteci, anne Daphne’yi, yaşadıkları zorlu günleri, soruşturmada gelinen noktayı, mücadele süreçlerini konuştuk.... n Soruşturma nasıl ilerliyor? Üç kişi cinayetle ilgili yargılanıyor ancak yetkililer soruşturmada daha derine inmiyor gibi? 2016’dan beri Malta’da altı araca bomba konuldu ancak bunların hepsi kaçakçılıkla uğraşan kişilerdi. Ayrıca bu Malta için yeni bir cinayet yöntemiydi. Önceki saldırılar, bombayı yapanlar ve yaptıranlar için bir alıştırma niteliğindeydi. Annemin cinayeti çok iyi planlanmıştı, güpegündüz onu tam olarak planladıkları noktada öldürdüler. Annemin durumundaki fark öldürüldüğü gün ABD elçiliğinin Malta hükümeti ile irtibat kurarak Almanya’da eğitim veren FBI ajanları olduğunu, soruşturmaya destek olabileceklerini söylemesiydi. FBI ajanları yetkililerden aldıkları verileri kendi programları ile değerlendirerek bu üç kişinin kimliğini tespit etti. Ama bu tesadüf olmasaydı asla annemin cinayetini gerçekleştirenlerin kim olduğu bilinmeyecekti, başkalarının onları tuttuğu kesin. FBI bir bakıma Malta hükümetini zorladı. Annemin Libya’dan petrol kaçakçılığını araştırdığı hikâyesini yaymak istediler ama o hükümetteki yolsuzlukları soruşturuyordu. Bombayı patlatan kişinin telefonu istihbarat servisi tarafından dinleniyordu. Hükümet ne yaptığını biliyordu ama bu konu da hiçbir şey yapmadılar. n Başbakan Muscat yolsuzluk iddialarının ardından erken seçim talep etti ve yine kazandı... Erken seçim kararı 2016’da alınmış, çalışmalara başlanmıştı. Matbaada çalışan bir kişi annemi aradı ve seçim pusulalarını basmak için emir aldıklarını söyledi. Ama seçim kararını annem Panama belgeleri ile ilgili haberi yapınca açıkladılar. Annem neden erken seçim kararı alındığını merak ediyordu. O dönemlerde kötü bir şey olacak, bu yüzden seçim yapılacak diye düşünüyorduk. Muscat klasik popülist politikalarıyla yine seçimi kazandı. n Hükümet annenizin katilini bulmaya yardım edecek kişiye bir milyon Avro ödül vaat etti... Ödüle karşı çıktık, kan parasını istemedik. Ayrıca sürecin şeffaf olmadığını ve kara para aklamak için kullanılabileceğini düşündük. Zaten cinayetin ardında devletin olduğunu düşünüyoruz, ödülü kendilerine mi verecekler... Aile olarak bir basın bildirisi yayımladık, arkasında olmadığımıza dair. Zaten parayı almak için kimse başvurmadı. n Anneniz ölüm tehditleri alıyordu. Polis koruması var mıydı? Devlet tarafından yapılan yolsuzluk varsa devletin görevlendirdiği korumaların hiçbir anlamı yok. Korumalar yüzünden kaynakların gelip evinde seninle konuşamıyor, her şeyi takip ediyorlar. n Malta yeni Panama diyebilir miyiz? Malta Panama’dan daha kötü durumda. Çünkü Panama’da hâlâ bağımsız savcılar var, işleri zor ama savcılar ellerinden geleni yapıyor. Eski Cumhurbaşkanı Ri KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr cardo Martinelli yolsuzluktan ev hapsinde. Malta gelişen bir demokrasi. Tabii ki yolsuzluk vardı ancak bu nispeten küçük çaplıydı. Ancak 2013’ten sonra hükümet o kadar yolsuzluğa bulaştı ki Muscat artık bakanlarını takip edemiyordu. Fark ettiğimiz başka bir şey de yabancı devletlerden bile rüşvet alındığıydı. 70’ler ve 80’lerde Kaddafi vardı, Malta da Kaddafi’nin küçük bebeğiydi. Şu anda ise Azerbaycan var, Malta onların oyuncağı gibi, istediklerini yapabiliyorlar. n Daphne projesi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Projeyi başlatan Laurent Richard’i daha önceden tanıyordum. Bize ulaşarak gazetecileri bir araya getiren ve annemin araştırmalarını devam ettirecek bir platformdan bahsetti. Bu proje ile bir gazeteciyi öldürdüklerinde ötekinin onun yerini alacağını, haberlerin daha geniş olarak işleneceği mesajını vermeyi amaçladık. Ekonomi Bakanı Christian Cardona’nın tutuklanan kişilerden ikisiyle aynı bara gittiğini biliyoruz. Bunu da Daphne project ortaya çıkardı. Kardeşlerim ile tehditler nedeniyle yurtdışında yaşıyoruz. Babam hâlâ Malta’da, hem avukatlığı hem de annemle beraber inşa edip 27 yıl boyunca yaşadıkları evi bırakmak istemedi. Annem öldürülmeden önce yolda bazı insanlar ona hakaret eder, bazı insanlar ise teşekkür edip sarılırlardı. Benim de başıma geldi, insanlar yanıma gelip bu işi yaptığın için teşekkür ederim diyorlardı. Annemin cenazesinden beri Malta’ya iki kez döndüm ancak biri beni tanısa bile gelip kulağıma fısıldıyor. Herkes korkuyor, kimse konuşmak istemiyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Doğu Anadolu’da çift sürülürken hep bir ağızdan söylenen türkü. 2/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 PERVANE P 2 E C E MOB İ L 3 R E ŞME E T A 4 V MOR S A T 5 AMER İ KA O 6 NO SKA L A Siyah, sert ve 7 E B E A L A C A ağır bir tahta... 8 İ T A A C A R Bir gösterme sıfatı. 3/ “Ye 9 PLATO ARK dikleri yoksul eti / İçtikleri olmuştur” (Ataol Behramoğlu)... Yerli bir limon cinsi. 4/ Ormanlarda oldukça yaygın olan bir mantar cinsi. 5/ Şarkı, türkü... Hayvanlara vurulan damga... Kimse, kişi. 6/ Atın eşkin yürüyüşü... “Dosta el değmedik bulamadım” Pir Sultan Abdal). 7/ Deniz Kuvvetleri’nde bir rütbe... Tavlada “iki” sayısı. 8/ Kitap getirmiş peygamber... Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. 9/ Bir yazının sonuna yapılan ekleme. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anadolu’nun bazı yörelerinde gelin alayına ve alayda bulunanlara verilen ad. 2/ En kü çük izci kuruluşu... Kirpik boyası. 3/ Güzel, hoş, latif... Kuran’da bir sure. 4/ Tarla sınırı... İslam dininde, dince yasaklanmadığı halde ya pılmaması istenen şey. 5/ Kadın giysilerinin etek ucu, kol gibi yerlerine verev kesilmiş ku maştan yapılan süs... Yüce, yüksek. 6/ Namaz çağrısı... Hollanda’nın plaka imi. 7/ Kumarda ortaya sürülen para... Bir nota. 8/ İnşaat ya pabilmek amacıyla bir akarsu üstüne yapılan geçici bent. 9/ Silah, zırh gibi savaş aracı... Vücutta biriken azotlu bileşik. C MY B