19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 28 Eylül 2018 TASARIM: SERPİL ÜNAY NECATİ SAVAŞ haber 9 ANKARA Pazar el yakıyorPazarcı esnafı ve vatandaşa göre zam şampiyonu ‘domates’. Domatesin market fiyatı 11.5, pazar fiyatı ise 6 lira. Pazarcılara göre artış ‘mevsimsel’. Başkentin Sıhhiye pazarında fiyatları görünce şaşkınlık yaşayan emekli yurttaş tepkisini ‘vay anam vay’ sözleriyle dile getiriyor Çarşı pazardaki fiyatlar el yakıyor. acaba” diye sorduğumuzda pazarcı Pazarcıya göre ların hepsinin ya de alışveriş yapana gö nıtı ortak: “Hayır re de zam şampiyonu do abi. Dolarla alaka mates. Fiyatı markette 11.5 liraya kadar çıkan domates, pazarda 6 MUSTAFA ÇAKIR sı yok. Tamamen mevsimsel. Artık tarla bitiyor. Sera lira. “Bu domates özel” di ya geçiyoruz.” yen pazarcıya göre fiyatlardaki artış “mevsimsel.” Köy ‘Vay anam vay’ biberi bulabilmek için paza Az da olsa bazı pazarcılar rı dolaşan, fiyatları görün ise “Elimizi vicdanımıza ko ce şaşkınlık geçiren emekli yalım. Fırsatçılık da var” di nin tepkisi ise doğal olarak ye mırıldanıyor. “Yoksa ge “Vay anam vay” oluyor. çen hafta 3.5 lira olan doma Başkentin merkezi nokta tes bir hafta da nasıl 6 lira ları arasında yer alan Sıhhi olur” diye devam ediyor. An ye pazarını dolaştık. Pazar cak “Tarlada 4 lira, bize 5 li cılar ile konuştuk. Başken raya geliyor. Maliyetler yük tin birden 14 dereceye inen sek. Mazot olmuş kaç lira. soğunda pazardaki fiyatlar Yüksek ama aşağıya da sat “yakıyor.” Şu anda tam mev sak zarar ederiz” demeyi de simi olan üzüm tezgâhlarda ihmal etmiyor. “Buğdayı va çeşit çeşit. Siyahı da var be tandaştan 1 liraya alıyorlar. yazı da. Çekirdeklisi de var Yurtdışından 1.5 liraya ithal çekirdeksizi de. Ancak hep ediyorlar. Bu adam gelecek sinin fiyatı ortak: 5 lira. Pa yıl buğday eker mi? Madem zarcıya “Nasıl gidiyor” diye dışıradan 1.5 liraya alacak sorduk: “Alan yok” yanıtını sın, neden kendi insanın aldık. “Niye” diye üsteledik, dan almıyorsun? Samanı bi “Marketlerden” dedi. “Mar le ithal ediyoruz” diye söyle ketten alıyorlar” diye de ek nen pazarcılar da var. Pazar ledi. Biraz erken de olsa yi da dolaşanların büyük bölü ne mevsiminde sayılabilecek mü emekliler. Yanımızda do bir diğer meyve mandalina. laşan bir emeklinin fiyatla Fiyatı: 3.5 lira. Ancak “Şeker ra bakıp “Vay anam vay. Bir gibi abi Hatay’dan 2.5 liraya şey almadan mı gideceğiz!” olur” diyen de var. Elma da dediğini duyuyoruz. Yakla çeşit çeşit. Fiyatları 2 lira ile şıp “Pahalı mı” diye sordu 3 lira arasında. Kış denilince ğumuzda, “Görmüyor mu akla gelen sebzelerden ıspa sun fiyatları” yanıtıyla, bi nak 5 liraya da var 2 liraya raz da azarlanıyoruz. Emek da. Salatalık 34 lira. Ama li amca “Hanım köy biberi 6 liraya satan da var. Fasül arıyordu bulabildi mi acaba” yebarbunya “kardeş kar diyerek yanımızdan ayrılı deş” yan yana tezgâhlarda. yor. Biraz ileride köy bibe Onların da fiyatları ortak: 5 ri satan tezgâha yanaşıp fi lira. Patlıcan, kabak 3 lira. yatını soruyor. Pazarcı eliy Biberin “köy” olanı da var, le “4” işareti yapıyor. Emek “sivrisi” de. Fiyatları 4 lira. li söylenerek tezgâhtan ay Marul, maydanoz, taze so rılıyor. Karıkoca alışverişe ğan 1 lira, 2 lira. gelmiş iki emekliye rastlıyo ‘Dolarla alakası yok abi’ ruz. “Nasıl fiyatlar” diye soruyoruz: “Maydonoz 2 lira olmuş. Mandalinanın yanı Bamyanın ise yanına yaklaşılmıyor: 15 lira. “Yüksek mi biraz” diye soruyoruz. “Hep böyleydi. En düşük 1213 liraydı” yanıtını alıyoruz. Fiyat bamyaya göre “normal” bulunuyor. Yan yana tezgâhlardaki soğan, patates na bile yaklaşamadık, 5 lira” diyorlar. Bize de “başarılar” dileyerek ayrılıyorlar. Başka bir emekli, “rezalet, rezillik” diye başlıyor, “Öğretmen emeklisiyim. Emekliler için bu fiyatlar çok yüksek. Peri ise 23 liradan satılıyor. An şanları oynuyor cak bir sebze var ki pazarcı herkes. Emekli ya göre de alışveriş yapana nasıl geçinsin” di göre de “şampiyon” o. Doma ye devam edi tes. Marketlerde 11.5 liraya yor. Arka kadar çıkan dometes pazar sından da da tek fiyat: 6 lira. Pazarcı son nok ya soruyoruz “niye böyle” di tayı ko ye “Ürün az abi. 5 liraya alı yuyor: yoruz, 6 liraya satıyoruz” di “Siz yor. Fiyatları yüksek bulan yaz lara, “Markette 10 lira. Bizde sanız 6 lira. Pazarcı olmasa kim da, se bir şey yiyemez” karşılı çiz ğını veriyorlar. Tezgâhlarda se çoğunlukla Ankara’ya has niz “Ayaş” domatesi var. Bunu de bilen pazarcılar “Bu özel do fayda mates abi” diye ekliyor. “Pe yok. Böyle...” ki, İstanbul’daki, İzmir’de Pazarda az da ki domateste mi Ayaş? On olsa alışveriş ya lar da pahalı ama...” diyo pan gençlere de ruz, ‘yanıt alamıyoruz.’ Ba rastlıyoruz. “Gaze zı pazarcılar ise az olduğu teciyiz, fiyatlar...” için domatesin fiyatının yük diyoruz, “Teşek sek olduğunu ekliyor. “Do kür ederim” diye lar yüksek olduğu için mi rek uzaklaşıyorlar. domatesin fiyatı da yüksek l ANKARA İSTANBUL Tezgâh fiyatları ikiye katlandı İstanbul’da geçen yıl 60 TL ile pazara çıkan bir yurttaş, bu yıl aynı ürünleri alabilmek için en az 120 liraya ihtiyaç duyduğunu anlatıyor. Türkiye genelinde olduğu gibi İstanbul’da da pazar ve market fiyatları cep yakıyor. İl çelere göre fiyatlar değişse de diğer semtlere göre daha uygun fiyatların bulun duğu Avcılar ve Esenyurt pazarın da dahi fiyatlar, geçen seneye gö GAMZE BAL re yüzde 50 zamlı. Bir haftalık pazar alışverişini ge çen sene 60 TL’ye yapabildiği ni aktaran bir yurttaş, bu yıl ay nı ürünleri alabilmek için en az 120 TL ile pazara çıkmak gerek tiğini anlatarak dert yanıyor. Pazarcı ve yurttaşın nabzını ölçmek için gezdiğimiz Avcılar, Esenyurt ve Fatih pazarlarında yalnızca bir kilo domatesin iki hafta önce 2.5 TL iken bu haf ta 5 TL’ye satıldığını öğreniyo ruz. Marketlerde ise kilosu 12 TL’ye kadar çıkıyor. Fiyatlar daki ani yükselmenin nedenini sorduğumuz pazarcı, hem ürü nün azlığından hem de benzine gelen fiyat artışlarından dolayı nakliyatın zamlanmasının tüm ürünlerde zamma sebep oldu ğunu söylüyor. Zam üstüne zam Geçen yıl yarım kilosu 4 TL’ye satılan köy biberi bu yıl yüzde 50 zamlanarak 8 TL’ye çıktı. Pazarcıların aktardığına göre nakliyatın zamlanması sebebiyle fiyatı en fazla artan ürünlerden bir diğeri de salamura yaprak. Geçen yıl kilosunun 13 liraya satılan yaprak, bu yıl Avcılar’da 18 TL, Fatih’te 20 TL’ye satılıyor. Pazarcılara bu durumun sebebini sorduğumuzdaysa, “Trakya’dan geliyor. Benzin zamlanınca bizim de maliyetimiz katlandı” cevabını alıyoruz. Taze fasulyenin 2017 Eylül’de 7 TL iken 2018 Deterjan, çay, tuvalet kâğıdı... Pazar alışverişini yapan yurttaşlar, sebze ve meyve fiyatlarının haricinde marketten yaptıkları diğer ev ve temizlik ürünlerini satın almada da geçen seneye göre zorlandıklarını anlattı. Aynı semtlerde gezdiğimiz marketlerden birinde konuştuğumuz bir yurttaş, bir iki ay önce 30 TL’ye satılan 5 kilo çamaşır deterjanının şimdi 42 TL’ye satılmasından dert yandı. Aynı ürünün 2017 Eylül’deki etiketine baktığımızdaysa 28 TL olduğunu görüyoruz. Geçen yıl 5 litre sıvı yağını 32 TL’ye aldığını anlatan bir diğer yurttaş da bu yıl aynı ürünün 4042 TL’ye yükselmesinden şikâyetçi. Market alışverişi sırasında satın almada en çok güçlük yaşadığı ürünleri sorduğumuz yurttaşlardan biri, “Çay, şeker, çamaşır deterjanı, sabun, şampuan... Saymakla bitmez” diyor. Bu ürünlere son birkaç aydır tuvalet kâğıdının da eklendiğini kaydeden yurttaş, “Geçen sene 32 TL’ye aldığımız tuvalet kâğıdı bu yıl 56 TL’ye çıkmış. Avcılar ve Fatih’te dolaştığımız semt pazarlarında alışverişe gelen ev hanımları tuvalet kâğıdı, peçete, deterjan gibi temel ev ürünlerininin de aşırı zamlı olmasından yakındı. Eylül’de 10 TL’ye yükseldiğini anlatan pazarcılar, geçen sene kilosu 3 liradan satılan salatalığın ise bu yıl 5 TL’ye çıktığını söylüyor. Salatalığın marketlerdeki fiyatı ise 6 TL’den başlıyor. Birkaç ay önce fahiş fiyat artışlarıyla gündeme gelen patates, soğan ve limon fiyatlarının ise düştüğünü görüyoruz. Yaz aylarında kilosu 10 TL’yi aşabilen limon, şimdilerde 5 TL’ye inmiş. Patatessoğan fiyatları marketlerde bile en fazla 3 TL. İthal edilen patatesler ise büyük marketlerde halen 10 TL’ye satılıyor. Bir gazeteci krala bakabilir mi? Olay Almanya’da geçecek. Yurtdışına kaçan bir gazeteci, kaçtığı ülkeye ziyarete gelecek olan kendi ülkesinin cumhurbaşkanına tutuklu gazetecilerle ilgili soru soracak. Kaçtığı yerden. Güvenli olduğu bir bölgeden. O yabancı ülkedeki demokrasiye güvenerek ve soru sorduğu için ipe gitmeyeceğini bilerek... Dolayısıyla soruyu sorarken dik duracak ve Cumhurbaşkan’ın gözlerinin içine bakacak. O gözlerde belki meslektaşlarının artık bu ülkede sorgulamaktan çekindiği şeyi kurcalayacak; Belki bir yandan da kişisel bir hesaplaşmanın hazzını yaşayacak. Terk ettiği ülkesindeki gazetecilerden biri bu duruma laf atıyor. “Alman korumasında, Alman kucağında, Alman himayesinde, Alman mandasında istediğin kadar okkalı sorular sor. Asla kahraman olamazsın! Asla yiğit olamazsın” diyor. Diğeri hemen cevap veriyor: “Tahir Elçi’ye aslan, iktidara kedi olanlar, ‘yiğitlik’ mevzuuna hiç girmemeli.” Ve biz bir tenis maçı izler gibi bu atışmayı izliyoruz. Kaçanın cesaretini sorguluyoruz ve kalanın samimiyetini. Asıl meselenin, neden bir devlet adamına soru sormanın cesaret ya da himaye gerektirmesi olduğu noktasına varamadan... Magazin bir tartışmanın içinde bir kez daha aklımızı ve vicdanımızı yitiriyoruz. Sorularının gölgesinde kalan korkunç gerçek yine es geçiliyor. Gazetecilik nedir, ne değildir? Himaye ne işe yarar, ne işe yaramaz? Bir gazeteci bir başbakanın yüzüne hangi koşullarda bakabilir, hangi koşullarda bakamaz? Bir başbakan gazetecilere nasıl olur da yüzüne baktırmaz? Cesaret hangi koşullarda işe yarar, hangi koşullarda sayılmaz? Tüm bunlar umurumuzda değil. Aklımızda başka şeyler... Kâbus gibi bir çağ. Bu kâbus gibi çağda gazetecilik yapmak da, soru sormak da, köşe yazmak da kirli bir uğraş. Bu utanç verici tartışmalar üzerinden gazeteciliği masaya yatıramayan; Böyle bir cumhurbaşkanına sahip olmanın ülke için ne anlam taşıdığını hiç sorgulamayan aklımızın, kaçanlar ve kalanlar üzerinden kuracağı her cümle lekelidir. Yaşadığımız coğrafyada demokrasinin yoksunluğu ve hukukun güvensizliği artık baştan sona tescilli. O yüzden ülkeden “kaçmış” bir gazeteci ülkesinin başkanının yüzüne, gözlerinin içine bakarak soru sorabileceği güvenli bir bölgede cesaret taslıyor diye ona çıkışan “kaçmamış” gazetecinin aklıyla... O “kaçmamış” gazeteciyi koşullara göre davranma beceresinden vuran “kaçak” gazetecinin intikamcı enerjisi arasına sıkışmış bir algı üzerinden kurduğumuz dil hiçbir işe yaramaz. Burada asıl mesele; Her iki gazetecinin de Cumhurbaşkanı’nın gözlerinin içine bakarak soru sormanın tehlikeli olduğu konusunda hemfikir olmasıdır. Bu ülkede insan hakları, basın özgürlüğü, adalet gibi kavramlar var mı, yok mu, hâlâ tam anlamayanlar... Ve gerçek gazetecilerin de hiç hesap yapmadan, tıpkı kediler gibi her koşulda, sürgünde de hapiste de kralın gözlerinin içine bakabileceğini bilmeyenler.. Bu tartışmaya bakıp kolayca bir Z raporu alabilirler. zam DiçoinğkaolglaayzldıkayEdöPenDğeKti’şmdikeelnilğiki MUSTAFA ÇAKIR Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Doğalgaz Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde dikkat çeken bir değişiklik yaptı. Bundan böyle “parametrelerde önemli değişiklikler meydana geldiği” gerekçesiyle EPDK tarifelerde değişiklik yapabilecek. Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu’na göre, yönetmelik değişikliği ile artık fiyat artışları çok daha kolay gündeme gelebilecek. Son zam ağustosta BOTAŞ ağustos başında elektrik üretimi için kullanılan doğalgaza yüzde 49.5, konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 9, büyük işletmelerde kullanılan doğalgaza da yüzde 14 zam yapmıştı. Yeni yönetmelik, öncesinde EPDK tarafından gerekli görülmesi halinde tarife uygulama dönemine ilişkin belirlenmiş olan parametrelerde değişiklik yapılması için inceleme başlatılıyordu. İnceleme sonucunda pa rametrelerde gerekli değişiklik yapılabiliyordu. Değişikliklerin tarifelere etkisi de bir sonraki tarife uygulama dönemine yansıtılıyordu. Yeni yönetmelik değişikliği ile EPDK tarafından tarifeler, inceleme yapılmasına gerek olmadan “resen” revize edilebilecek. Yani bir anlamda süreç hızlandırılmış oldu. Sanayi de etkilenecek Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu, değişikliğin “fiyat artışlarını kolaylaştıran bir düzenleme” olduğuna dikkat çekti. Özel doğalgaz şirketleri ile BOTAŞ’ın maliyet artışlarını gerekçe göstererek tarifelerde değişiklik yapılmasını istemesi halinde “fiyat artışlarının çok daha kolay gündeme geleceğine” işaret eden Enerji Çalışma Grubu, “Şimdi EPDK resen bunu yapma olanağına sahip. Bu fiyatların daha kolay artması anlamına gelir” değerlendirmesini yaptı. Grup, artışlardan doğrudan yurttaşların yanı sıra doğalgaz kullanan sanayi kuruluşlarının da etkileneceğine işaret etti. Tarım Bakanı: Girit yağı alıyorum, mutluyum İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nde yır, “Milli ve yerli hükümetin Tarım Bakanı sadece ta zeytin ve zeytinyağı re rım ürünlerini ithal etmekle kolte tahmini toplantısın yetinmemiş, evdeki zeytin da Tarım ve Orman Baka yağını bile ithal etmiş” diye nı Bekir Pakdemirli, “Za belirtti. Yunan yağını yedik man zaman Yunan Ada Pakdemirli ten sonra mutlu olduğunu larına gidip hediyelik eşya almı ifade eden bakana eleştirilerde yorum. Girit yağı alıyorum. Kah bulunan Bayır, “Ne acıdır ki, it valtıda yiyorum ve mutlu oluyo halattan mutluluk duyan bir Ta rum” dedi. Bakanın bu sözlerine rım Bakanımız var. Girit zeytin CHP’den tepki geldi. yağının reklamını yapıyor, pes CHP Milletvekili Tacettin Ba vallahi” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle