19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 28 Eylül 2018 EDİTÖR: GAMZE BAL TASARIM: SERPİL ÜNAY Yoksulluk sınırı 6 bin lirayı aştı ekonomi 11 Türkİş’in hesaplamasına göre gıda enflasyonu eylülde Ankara’da yüzde 4.45 arttı. Açlık sınırı 1893 lira oldu Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş), Ankara’da hesaplanan gıda enflasyonunun eylülde bir önceki aya göre yüzde 4.45 arttığını; dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.893 lira, yoksulluk sınırının 6.167 lira olduğunu açıkladı. Geçen yıl eylülde açlık sınırı 1.523 lira, yoksulluk sınırı 4.960 lira; bir önceki ay açlık sınırı 1.812 lira, yoksulluk sınırı 5.904 liraydı. Türkİş’ten yapılan açıklamada, “2018 yılının ilk altı aylık döneminin ardından gıda fiyatları son sürat yükselmeye devam ediyor. Etiketler neredeyse her gün değişmeye başladı. Mevsim etkileri nedeniyle yaz mevsiminde genellikle gerile me gösteren sebzemeyve fiyatı bile arttı. Ücretli çalışanlar başta olmak üzere dar ve sabit gelirli kesimlerin geçim şartları dayanılmaz boyutlara ulaştı” görüşüne yer verildi. Yüzde 8 artış Rapora göre, şarbon tartışmaları kırmızı et fiyatlarını pek etkilemedi ve kıyma et ile kuşbaşı etin kilogram fiyatı 3’er TL arttı. Tavuk fiyatı da bu artışa eşlik etti. Et ve tavuk fiyatındaki ar tış mutfak harcamasına olumsuz yansırken, av mevsiminin başlamasıyla tezgâhlarda boy gösteren balık gerek çeşit gerek fiyat olarak iyi bir alternatif oldu. Verilere göre ağustosta sınırlı gerileyerek 4.63 TL olan ortalama sebzemeyve fiyatı eylülde ortalamada yüzde 8.4 artışla 5.02 TL’ye yükseldi. Ortalama kilogram fiyatı 4.43 TL olan sebze fiyatları yüzde 19.2 artışla 5.28 TL olurken, ortalama kilogram fiyatı geçen ay 4.91 TL olan meyve fiyatları bu ay 4.64 TL’ye geriledi. TÜİK’in aylık enflasyon verilerini açıklama tarihinden önce açıklanan Türkİş raporu, TÜİK enflasyon tahminlerine dair göstergelerden biri olarak değerlendiriliyor. l Ekonomi Servisi Güven depremi Eylül ile birlikte ekonomideki kötü gidişat hızlandı. Ekonomik güven endeksi yüzde 15.4 düştü. İnşaatta düşüş yüzde 16.7 oldu. Gerileme ekimde de sürecek TOFAŞ KAP’a açıklama yaptı. Üretime 9 gün ara Otomotiv sanayii şirketi TOFAŞ’ın Bursa fabrikası, üretime ekim ayında 9 gün ara verecek. Şirket, Kamu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada gerekçe olarak ‘yurtiçi pazarında yaşanan daralmayı’ gösterdi. Tofaş Bursa fabrikasında yıllık planlı bakımonarım çalışmaları ve stok planlaması nedenleri ile 2018 Temmuz ve Ağustos’ta da 18 işgünü üretime ara verileceğini duyurulmuştu. Fortune 500 listesindeki Tofaş 11.8 milyar lira ihracatla Türkiye’nin en fazla ihracat yapan 4. şirketi olmuştu. Diğer yandan Türkiye otomotiv sektörü toplam pazarı 2018 Ağustos’ta yüzde 53 azalarak 35 bin 174 adet olurken, OcakAğustos döneminde ise yüzde 20 düşüşle 455 bin 943 adet oldu. l Ekonomi Servisi Ekonomik krizin etkileri tüm alanlarda artarak hissediliyor. Ekonomik güven endeksi eylülde bir önceki aya göre yüzde 15.4 oranında azalarak 83.9 değerinden 71 değerine düştü. Ekonomik güven endeksindeki düşüş, tüketici, reel kesim (imalat sanayii), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. Tüm sektörlerde düştü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, eylülde tüketici güven endeksi 59.3 değerine, reel kesim (imalat sanayii) güven endeksi 90.4 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 79.4 değerine, perakende ticaret sektörü güven endeksi 88.5 değerine ve inşaat sektörü güven endeksi 57.3 değerine geriledi. Eylülde en büyük gerileme yüzde 16.7 ile inşaat sektöründe yaşandı. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. 2018’in ilk çeyreğinde 102.7 olan endeks ortalaması, ikinci çeyrekte 94’e, üçüncü çeyrekte 82.3’e gerilemiş oldu. Kur ve faiz şoku nedeniyle ekonomik güvendeki gerilemenin yılın son çeyreğinde devam etmesi bekleniyor. l Ekonomi Servisi Endeks 71 puan ile küresel krizden bu yana görülen en 2009’dan düşük seviyeye geldi. Sene başında 87 puan olan inşaat sektörü güven endeksi eylülde 57.3’e geriledi. İlk 9 ay beri daki düşüş yüzde 35’i buldu. Konut kredi faizlerinin ve inen büyük şaat maliyetlerinin katlanması, konut satışlarının ağustos düşüş ta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12.5 gerilemesine neden olmuştu. Gerileme ekimde de sürecek. Enka hedef yükseltti Enka İnşaat bünyesinde faaliyetlerine 2017’de başlayan Enka Systems, 5 yıllık süreçte küresel ölçekte önde gelen 250 müteahhitlik şirketinin yazılımsal altyapısında yer almayı hedefliyor. “Hedefimiz, inşaat sektörüne teknoloji üreten dünyanın en büyük yazılım firması olmak” diyen Enka Systems Üst Yöneticisi (CEO) Kenan Özer Kılıçtepe, sektöre yönelik 6 ürün geliştirdiklerini ve her birinden yıllık bazda 500 milyon dolarlık gelir elde etmeyi planladıklarını kaydetti. Limak’tan yatırım Limak Holding, Makedonya’nın başkenti Üsküp’te başlatılan Limak Diamond Karma Kullanımlı Üstyapı Projesi’ne 250 milyon Avro’luk yatırım yaptı. Projenin tanıtım etkinliğine Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ve Limak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Bacaksız’ın yanı sıra birçok davetli katıldı. Bacaksız, “Bu tesis en yüksek sismolojik ve diğer uyumlu standartlarla inşa edilecek. Üsküp Müzesi de otantik bir şekilde bu tesis kapsamına dahil olacak” derken; Makedonya Başbakan Yardımcısı Angyuşev ise “Bu yatırımın Makedonya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na aylık 5 milyon Avro etkisi olacağı tahmin ediliyor” dedi. Türkiye’de istihdam edilen 28 milyon 189 bin kişinin 8 milyon 729 bininin kadın olduğu belirtilen gerekçede, “Türkiye’de işveren erkek sayısı bir milyon 167 bin olurken kadın sayısı ise sadece 112 bin olarak hesaplanmıştır” denildi. Gerekçede, kendi hesabına çalışan kadın sayısının erkeklere oranla 4 kat daha düşük olduğuna işaret edildi. Kadının yükü arttı MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, ekonomik kriz dolayısıyla işsizlik riskinin erkeklerde yüzde 17.5 olurken, kadınlarda yüzde 28 olduğuna dikkat çekerek krizin kadınlar üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması önergesi verdi. Önergenin gerekçesinde kamudaki sosyal harcamalardaki ke sintilerin kadınların iş yükünü artıracağına dikkat çekildi. Gerekçede, ekonomik kriz dolayısıyla kamu harcamalarının kısılmasını öngören kemer sıkma politikalarının öncelikle eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere yönelik kısıtlamaları yaratacağı nedeniyle olumsuz etkilerin başında genellikle kadınlar tarafından üstlenilen ücretsiz bakım yükünün artacağına vurgu yapıldı. Kadınların ekonomik şiddet gör dükleri ve bu nedenle ciddi biçimde yoksullaştığı, bu kapsamda ruh sağlıklarının bozulduğu ifade edildiği gerekçede, ekonomik şiddet dolayısıyla kadınların çiftçi, seyyar satıcı, ev işleri, çıraklık gibi vasıfsız ya da kayıt dışı işlere mecbur bırakıldığı belirtilerek, ekonomik krizin uzun vadeli sosyoekonomik etkilerinin ve kadınların krizden olumsuz etkilerinin araştırılması gerektiği belirtildi. l Ekonomi Servisi Mısra’nın sessiz çığlıkları Hiç Mısra’nın sessiz çığlıklarına kulak veriyor musunuz? Duyuyor musunuz onu? Tam 81 günden beri her sabah isyanını, acısını bize ulaştırmaya çalışıyor. Sadece devletin değil herkesin, hepimizin vicdanlarına sesleniyor. Balık hafızaları “sakın unutma” diye dürtüyor. “Sakın unutma”... “Sakın unutma”... Küçücük mezar mı olur? diye soruyor. Yanıtını da kendi veriyor: Oldu. İş bilmez birkaç mühendisin sorumsuzluklarından, denetlemeyen liyakatsiz yönetim şeklinden küçücük mezar oldu! Bu mezarda yatan oğlum adalet bekliyor! Kim bu ülkede ölenlerin sorumlusu? Kimse sormuyor 25 vatandaşını!? Mısra Öz Sel bir anne. 8 Temmuz’da Çorlu’daki tren kazasında ölen 25 yolcudan biri olan 9 yaşındaki Oğuz Arda’nın annesi. Hiç tanışmadım ama sanki çok yakınımmış gibi tanıyorum onu, her sabah güne, onun yazdıklarını yüreğimde taşıyarak başlıyorum. Mısra’nın sessiz çığlıkları Türkiye’ye tutulan ayna gibi. İnşaat Mühendisleri Odası, Çorlu’da 25 yolcunun yaşamını yitirdiği tren kazasıyla ilgili raporunu açıklamıştı: “Suçlu yağmur değildir! Yapanlar, yaptıranlar ve yapılmış olan yapıları denetlemeyenlerdir.” Benzer raporları TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası da açıkladı. Bu kadar açık işte. Ama hattın hangi şirket tarafından yapıldığı bile hâlâ belirsiz. İhaleyi alan Ünitek firması ben yapmadım diyor. Öyleyse kim? Dava dosyasının kayıp olduğu, yargı sürecinin bile bir türlü başlamadığı bir durum söz konusu... Mısra “Hep soruyorum! Cevap alamıyorum? Çorlu’daki tren kazası neden oldu? Onarılmayan raydan tren nasıl geçirildi? Denetlemeyen kim? Bunca insan neden öldü? Oğlum neden öldü?” diye sormakta haksız değil mi? Bu ülkede kaza diye geçiştirilen bütün cinayetler için geçerli değil mi bu sorular? 3. havaalanı inşaatında devletin resmi rakamlarına göre 27 işçi hayatını kaybetti. Resmi olmayan rakam ise dudak uçuklatıcı: 400 kişi. Ya 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma maden faciası... Torunlar Center’ın inşaatı sırasında asansörün düşmesi sonucu 10 işçinin hayatını kaybetmesi... Her yaz kasalarına çoğu kadın ve çocuk istif edilerek tarlalara taşınan kamyonların devrilmesi sonucu hayatını kaybeden tarım işçileri... Mısra’nın acısını bir nebze de olsa ne dindirir, yarasına ne merhem olur? Biliyor musunuz? Yapım aşamasından denetime kadar tüm sorumluların cezalandırıldığı, ihaleyi alan firmanın başka ihalelere girmesinin yasaklandığı, hatta Ulaştırma Bakanı’nın bile istifa ettiği bir sistemin yaşama geçmesi. Yandaş firmaların korunması; dosyaların kaybedilmesine, davaların uzatılmasına göz yumulması değil... Çok uzun yıllar TCDD’de çalışmış ve sonra emekli olmuş bir dost anlatıyor: “Benim çalıştığım dönemde insanlar işini iyi yapardı ve hepimiz bunu bilip güvenirdik. Hızlı tren projesinin ani kararla hızlandırılmış tren projesine dönüştüğü zaman buna karşı çıkmıştık. Kimse dinlemedi. Ben yakınlarıma sakın binmeyin demiştim o zamanlar. Ne oldu? 2004 yılında Pamukova’da devrildi ve 41 can gitti.” Küçük bir örnek. Bir inşaat mühendisi anlatıyor: Tren raylarının döşenmesinde bir malzemenin dolgu malzemesi olarak kullanılabilir kabul edilmesi için bir dizi deneyden yeterlilikler sağlaması gerekir. Alınan numuneler “bağımsız” laboratuvarlarda test edilip, uygunluğu devlet adına denetim yapan müşavir firmalarca onaylanmadan bir kova malzeme bile dökemezsiniz. İlgili bölgelerde dolgu tamamlandıktan sonra da en fazla 25’er metre ara ile çökme tablası testi yapılır ve imalatın uygunluğu kontrol edilir. Sıkıştırma işlemi hayati önem taşır.  Bağımsız laboratuvar, doğru denetim, onay, liyakat... Aslında bu kadar basit. Ve ne yazık ki 16 yıllık AKP iktidarı ile ne kadar uzak... Buna bir de toplumun tepkisizliğini, her şeyi hızla “normalleştirme” eğilimini ekleyin... Hal böyle olunca elde kala kala Mısra’nın ve diğerlerinin sessiz çığlıkları kalıyor... Hurda oksijen tüpü patladı: 2 işçi yaralı İstanbul Büyükçekmece ilçesinin Tepe cik mevkii Çatalca Yolu üzerinde metal hurda işlemlerinin yapıldığı bir işyerinde hurda olarak alınan oksijen tüpü çalışanlar tarafından kesilirken patladı. Dün meydana gelen patlamada biri Afganistan uyruklu iki işçi yaralandı. Olay yerinde çok sayıda polis inceleme yaparken, Beylikdüzü ve Kanuni Sultan Süleyman hastanelerine kaldırılan yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenildi. l DHA/ İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle