19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA CIA Türkçe konuşan ajan arıyor ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), kuruluşun yeni dönemde “rakip ulus devletlere karşı casusluk faaliyetlerine ağırlık vereceklerini”, bu kapsamda ise Türkçe, Arapça, Çince ve Farsça konuşan ajanlar yetiştirmeyi amaçladığını duyurdu. CIA Başkanı Gina Haspel, teşkilatın denizaşı rı terörle mücadele operasyonları sarmalından çıkarak 11 Eylül 2011 saldırıları öncesi benimsediği taktiğe geri döneceğini söyledi. Casuslarla analistlerin en ağır, en zorlu meselelerle ilgili istihbarat toplamaya daha fazla odaklanacağını da dile getiren Haspel, “Rakip ulus devletlere odaklanmamızı keskinleştiriyoruz’’ diye konuştu. İran’a AB’den nefesÇarşamba26Eylül2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7 ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la nükleer Washington’ın nükleer anlaşmadan çekilmesinin anlaşmasından çekilmesi sonrasında anlaşmaya taraf olan ve ardından uyguladığı yaptırımları aşmak üzere Tahran İran ile iş yapan diğer ülkeler, İranAvrupa Birliği (AB) kapsamında fi AB hattında yeni bir ticari yapı için uzlaşmaya varıldınansal bir mekanizma üzerinden petrol satışı gelirleri dahil ithalat, ihracat yapmak için anlaşmaya vardı. İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve İran’ın dışişleri bakanla ki diğer ortaklara da açılabilir” dedi. Mogherini yeni finans mekanizmasının “operasyonel hale getirilmesi” için teknik uzmanlardan oluşan bir nin kilit unsuru ve çok taraflı diplomasinin önemli bir başarısı” olarak nitelendirildi. Trump, geçen mayısta anlaşma rı yeni finansal ödeme mekanizma toplantı düzenleneceğini açıkladı. dan çekileceğini açıklamış, ancak sı ile ilgili olarak yayımladıkları ortak bildiride “Özel Amaçlı Araç” adı ‘Anlaşmaya bağlıyız’ AB üye ülkeleri anlaşmaya bağlı kalacaklarını açıklamıştı. Trump, İran verilen yeni sistemin, “Tahran’la Yayımlanan ortak bildiride nük üzerinde özellikle petrol endüstrisi meşru iş yapan işletmelere yardım leer uzlaşıya imza atan devletlerin ni hedef alan çeşitli yaptırımlar uy cı olmak ve güvence vermek” amacını taşıdığını açıkladı. Bakanlar düzeyindeki görüşmenin ardından İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile birlikte açıklama yapan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Po MOGHERINIABBAS ZİRVESİ... AB Dış İliş kiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, BM Genel Kurulu kapsamında Filistin lideri Mahmud Abbas ve Dışişleri Bakanı Riyad Maliki ile bir araya geldi. nükleer anlaşmanın “iyi niyetle ve yapıcı bir ortamda tam ve etkili bir şekilde uygulanmasına olan bağlılıklarını yeniden teyit ettikleri” vurgusu dikkat çekti. Bildiride Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun gulamaya başladı. Ağustosta uygulamaya giren ilk yaptırımların ardından, kasımda devreye girmesi beklenen yeni yaptırımlar öncesi ABD, müttefiklerine İran ile iş yapılmaması konusuna uyarılarda bu litikası Yüksek Temcilsici Federi tüzel kişilik kurulacağı anlamına ge İran’ın yükümlülüklerine uygun lunmayı sürdürüyor. ABD’nin bas ca Mogherini, “Pratik olarak bu AB’ye liyor. Avrupalı şirketlerin İran ile ti davrandığını 12 kez onaylandığı be kı ve tehditleri sonucu Alman, İngi üye ülkelerin İran ile meşru finansal carete AB yasalarına uygun olarak de lirtilirken nükleer anlaşma “Küresel liz ve Fransız şirketleri birer birer işlemleri kolaylaştırmak için yasal bir vam etmesini sağlayacak ve dünyada nükleer silahsızlanmanın mimarisi İran’dan çekiliyor. l ÇİN TİCARET BAKAN YARDIMCISI ‘ABD bıçağı boğazımıza dayadı’ ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşı, iki ülkenin birbirlerinden ithal ettikleri ürünlere ek gümrük vergileri getirmesinin ardından yeni bir boyut kazanırken Pekin’den “olası uzlaşının gittikçe zorlaştığı” açıklaması geldi. Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Wang Shouwen, Washington’ı Pekin yönetiminin “boğazına bıçak dayamakla” suçlarken “bu atmosferde ticaret savaşı’nın çözümü konusunda görüşmelerin yapılamayacağını” vurguladı. Shouwen, “ABD çok büyük bir ticari kısıtlama önlemini hayata geçirdi. Görüşmeler nasıl ilerleyecek ki? Bu eşitçe yapılan bir görüşme değil” ifadelerini kullandı. ABD’nin 200 milyar dolarlık Çin malına ek gümrük vergisi, Çin’in de misilleme olarak 60 milyar dolarlık ABD menşeli ürüne getirdiği ek gümrük vergileri dün itibarıyla hayata geçmişti. Diğer yandan, WashingtonPekin hattındaki ticaret savaşında karşılıklı hamleler sürüyor. Wall Street Journal’ın haberine göre, Çin, ABD’nin bir savaş gemisini ziyaret çerçevesinde Hong Kong’a girişini izin verilmesi talebini reddetti. Washington’ın ise Pekin’in bağımsızlığını tanımadığı Tayvan’a 330 milyon dolarlık askeri yardım paketini onayladığı bildirildi. Şerif’e ‘vatana ihanet’ suçlaması Pakistan’da geçen mayısta verdiği bir söyleşide devletin 2008’de 150 kişinin yaşamını yitirdiği Bombay saldırılarını düzenleyen İslamcı militanlara göz yumdu ğunu iddia etmesi, eski Başbakan Navaz Şerif’e bir kez daha mahkeme yolunu açtı. Yolsuzluk suçlamasıyla10 yıl hapis cezasına çarptırılŞerif masının ardından geçen hafta temyiz sürecinde tahliye edilen Şerif, “vatana ihanet” suçlamasıyla 8 Ekim’de yine hâkim karşısına çıkacak. Şerif ile röportaj yapan gazeteci Cyril Almeida hakkında da tutuklama kararı çıkartıldığı belirtildi. AB Varşova’dan şikâyetçi Avrupa Komisyonu, yargı bağımsızlığını ihlal ettiği gerekçesiyle Polonya’yı Avrupa Adalet Divanı’na sevk etti. Komisyon, mahkeme kararı belli olana kadar Varşova hükümetinin yüksek yargıya ilişkin düzenlemelerinin askıya alınmasını da istedi. Birlik ve ülkedeki muhalifler tarafından sert bir şekilde eleştirilen düzenlemelerle yüksek yargıdaki hakimlerin emeklilik yaş sınırı düşürülerek yargı sisteminden eski kadroları tasfiye edilmesinin planlandığı belirtiliyor. Avrupa Komisyonu’nun bir başka itirazı da yeni düzenlemeyle yargı sisteminin kurumsal işlemlerini yürütmekle görevli adliye başkanı hâkimlerin, adalet bakanı tarafından azledilebilecek olması. ABD Başkanı Trump, 73. BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında pek çok ülkeyi eleştirdi. Trump’ın kendi yönetiminin daha öncekilerden başarılı olduğu yönündeki sözleri ise gülüşmelere neden oldu (altta). Trump açtı ağzını yumdu gözünü Birleşmiş Milletler’in (BM) 73. Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitap eden ABD Başkanı Donald Trump, pek çok ülkeye meydan okuduğu konuşmasında yönetiminin icraatlarını anlatırken uluslararası ilişkilerde kendi ülkesinin çıkarlarını savunacağını vurguladı. Geç kaldığı için sırasını kaçıran Trump, konuşmasını yönetiminin daha önceki tüm ABD yönetimlerinden daha başarılı olduğunu söyleyerek açınca salonda gülüşmeler yaşandı. Trump’ın, salondaki hareketlilik üzerine söylediği “Çok doğru söylüyorum” sözlerine de pek çok üye gülerek karşılık verdi. ABD Başkanı ikinci kez yaptığı BM Genel Kurul konuşmasında Suriye’den İran’a, Venezüella’dan Avrupa Birliği’ne, Rusya’dan Çin’e pek çok ülke ve bölgeye mesajlar verirken seçim kampanyasında kullandığı “Önce Amerika” sloganını hatırlatır şekilde “ABD halkının hakları ve barış için çalıştıklarını” belirtti. Türkiye’yi anmadı Suriye’de kimyasal silah kullanılması halinde yanıt vereceklerini söyleyen Trump, İran’ı terörizmi finanse etmekle suçladı. Türkiye’ye atıfta bulunmayan ABD Başkanı, mültecilerle ilgili tavrı nedeniyle ise Ürdün’e teşekkür etti. Çin’le daha önce yapılan ticari anlaşmalar nedeniyle ülkesinin zarar gördüğünü savunan Trump, bu ülkeyle girişilen ticaret savaşına ilişkin ise “Yurttaşlarımızı savunduğumuz için özür dilemeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Almanya ve Avrupa’yı, enerji bakımından Rusya’ya bağımlı olmakla eleştirdi. ABD Başkanı, Polonya’yı ise Moskova’dan bağımsız politika geliştirdiği gerekçesiyle kutladı. Venezüella ve Küba’yı ağır sözlerle eleştiren Trump, Caracas’a yeni yaptırımlar getirdiklerini hatırlattı ve sosyalizme yönelik suçlamalarda bulundu. Küreselleşme ideolojisine de karşı olduğunu belirten Trump tüm ülkelerin “yurtseverliği” savunması gerektiğini öne sürdü. Uluslararası kuruluşlara da eleştiriler yönelten Trump, OPEC’i petrol fiyatlarını yüksek tutmakla suçlarken, desteği çektiği Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ise gayrimeşru olduğunu savundu. BM İnsan Hakları Konseyi’nden çekildiklerini hatırlatan Trump, “utanç kaynağı” olduğunu iddia ettiği kurumda gerçek bir reform yapılmadan geri dönmeyeceklerini belirtti. Kuzey ve Güney Kore’yle nükleerden arınma çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti. Tump, Suudi Arabistan, İsrail, Hindistan’dan da övgüyle söz etti. Küstahlık ve kibir dorukta BM Genel Kurulu’na girişinden kürsüye çıkışına, konuşmasına başlayış ve icra edişin İsrail’i bir kez daha “bağrına basarak” Ortadoğu ve dünyada bu konuda “Benim borum öter” demeye getirdi den kürsüden ayrılışına kadar, ade bir kez daha. ta “Siz kimsiniz ya?..” tavrı içindeki “Hak etmeyen hiç kimse, bundan bir Amerika Başkanı izledik. Hani, benzetmek gibi olmasın, “Muhtarlara hitap eden bir Beştepe ZAFER ARAPKİRLİ böyle bizden yardım beklemesin” diyerek, “BenBiz ve Siz” gibi bir kamplaşmanın altını bir kez daha kalınca Başkanı” havası vardı Donald Trump’ta. çizdi küstah ABD Başkanı. Kendini övdü. ABD’yi övdü ve bir kez da Göreve geldiğinden bu yana, 2 yılda ken ha meydan okudu. disinden önceki hiçbir ABD Başkanı’nın ba “Küreselleşme diye bir şeyi tanımam” şaramadıklarını başardığını savunarak, dedi. Obama ve Bush dönemlerinin bile üzerini “Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tanı çiziverdi bir çırpıda. mam” dedi. Kibrin doruğuna çıktığı bölümde de “Bir “İran’a yaptırımlarımıza katılmayanları çi şey benim hoşuma gitmiyorsa, kimsenin zerim” dedi. hoşuna gitmemeli” diyerek işin “suyunu” Rusya’nın adını bile anmadı. iyice çıkardı. Türkiye’nin T’sinden söz etmedi. Suriye Hepsini bir araya topladığımızda, dünya li sığınmacılar konusundaki fedakârlıklarını nın bundan böyle giderek daha da endişe bir kalemde çizercesine “Ürdün ve bölge lenmesini gerektirecek pek çok neden ol deki bazı diğer ülkeler” diyerek cümle ara duğunu hatırlattı bizlere. Sadece Rusya ve sında ima yoluyla geçiştirdi. Çin başta olmak üzere büyük güçlerin de ğil, Avrupa Kıtası’nın ve Ortadoğu’da kendisine yüzde yüz sadık kalmayan hemen herkesin “adeta düşman” konumuna konulduğu bir “Yeni Amerikan Doktrini”ni acı bir manifesto gibi dünyanın suratına çarpıverdi. Ülke bazında “Kendisini merkeze koyan ve kendinden başka hiçbir şeyi iplemeyen Tek Adam” manifestolarına alışkın bizlere pek bir aşina geldi. Demokrasiyi dert edinen dünyanın geri kalan kısmına pek alışık olmadıkları bir meydan okumaydı bu. Genel kurul salonundan çıkışta koridorda tesadüfen karşılaştıkları T.C. Cumhurbaşkanı ile ayaküstü “buz gibi bir merhaba” demeleri, kaderin garip bir cilvesiydi belki de. “Ben sıramı savdım. Kürsü sana emanet” gibilerden bir bakışla merhabalaştıklarını sezdim, servis edilen ilk fotoğraflardan. “Tanrı dünyayı ve Türkiye’yi korusun” diyorum. Başka bir şey diyemiyorum. İsveç’te seçim sonrası KAOS Sosyal Demokrat Parti’ye meclis şokuStefan Lofven İsveç’te 9 Eylül’de yapılan genel seçimlerde yaşanan siyasi deprem etkilerini göstermeye başladı. Görevinden istifa etmeyeceğini açıklayan Sosyal Demokrat Partili Başbakan Stefan Lofven dün yapılan meclis oylamasında güvenoyu alamadı. İsveç yasalarına göre Lofven’in istifa etmesi ve meclis başkanının başka bir isme kabine kurması için yetki vermesi gerekiyor. Sosyal demokrasinin kalelerinden İsveç’teki seçimlerde Sosyal Demokrat Parti 100, Yeşiller Partisi ve Sol Parti’yle kurduğu blok ise toplamda 144 sandalye almıştı. Ilımlı Muhafazakâr Parti liderliğindeki sağ blok 143, göçmen karşıtı aşırı sağcı İsveç Demokratları (İD) ise 62 vekillik sahibi olmuştu. Kendi liderliğinde geniş bir koalisyon isteğini dile getiren Lofven meclisteki oylamayı 142’ye 204 kaybetti. Halihazırdaki meclis aritmetiğinde hiçbir blokun çoğunluğu sağlayamadığı İsveç’te her iki taraf da kilit pozisyona yerleşen aşırı sağcılarla ittifak yapmak istemedikleri yönünde açıklamalarda bulunmuştu. Öte yandan, önceki gün yapılan meclis başkanlığı seçimini de İD desteğiyle Ilımlı Muhafazakâr Andreas Norlen kazandı. Norlen’in hükümeti kurma görevini partisinin lideri Ulf Kristersson’a vermesi bekleniyor. Lofven, Ilımlı Muhafazakâr Parti’yi, azınlık hükümeti kurmanın İD’ye bağımlı kalmak anlamına geleceği konusunda uyardı. Hükümet kurma girişimleri dört kez başarısızlığa uğradığı takdirde, İsveç tarihinde ilk kez yeniden seçime gidecek. Göçmenler için son anda uzlaştılar Akdeniz’e kıyısı olan Avrupa ülkelerinin, denizde kurtarılan göçmenlere dönük katı uygulamaları sürüyor. Haziran ayında kurtardığı 600’den fazla göçmenle İtalya ve Malta tarafından kabul edilmeyen SOS Mediterranee adlı yardım kuruluşuna ait Aquarius gemisi bu kez 58 göçmenle Fransa’nın Marsilya limanına yanaştırılmadı. Yardım kuruluşunun İtalya ve Malta’nın kabul etmemesi üzerine Marsilya’ya yöneldiklerini açıklamasının ardından Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire geminin limana yanaşmasına izin vermediklerini duyurdu. Kurtarma gemisiyle ilgili AB ülkeleri arasında dün yapılan müzakerelerin ardından ise Portekiz, İspanya ve Fransa’nın göçmenleri paylaşmak konusunda anlaştıkları bildirildi. IŞİD militanları İdlib’de iddiası Gözler Türkiye ile Rusya arasında geçen hafta Soçi’de varılan İdlib’de silahsızlandırılmış bölge uzlaşısındayken vilayete militanların tahliyesi ile ilgili bir haber de Deyr ez Zor’dan geldi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 400’den fazla IŞİD militanının önceki gün Deyr ez Zor’a bağlı Ebu Kemal kasabasından İdlib’in doğu kırsalına getirildiğini duyurdu. Rudaw’ın haberine göre ise IŞİD militanları örgütün ağustos başında Suveyda’da rehin aldığı 30 Dürzinin serbest bırakılması karşılığında bölgeden çıkartıldı. Daha önce Şam hükümeti ile çeşitli muhalif gruplar arasında varılan anlaşmalarla cihatçılar İdlib’e tahliye edilmişti. Öte yandan Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, “İdlib’de de muzaffer olacağız ve herkese mesaj açık: Savaşla ya da barışçıl, İdlib’e geliyoruz. ABD’ye güvenenler ordumuzun Suriye’nin her tarafına ulaşacağını bilsin” dedi. El Vatan’ın haberine göre, Mikdad Soçi mutabakatını, ülkenin diğer yerlerinde “çatışmasızlık bölgeleri” kurulması ile sonuçlanan daha geniş çaplı diplomatik yöntemin bir parçası olarak niteledi. Rusya’dan ‘uçuşa kapalı bölge’ hamlesi Suriye’de ordunun hava savunma sistemlerinin geçen hafta saldırı düzenleyen İsrail uçakları tarafından kalkan olarak kullandığı belirtilen Rus uçağını düşürmesinin yankıları sürüyor. Rus güçlerinin güvenliği için Suriye’ye S300 savunma sistemi gönderilmesiyle ilgili konuşan Rusya Federasyon Konseyi Savunma Komitesi Başkanı Viktor Bondarev, Suriye’deki Rus Hmeymim üssünün bulunduğu bölgede uçuşa yasak bölge kurulmasını önerdi. Bondarev, bu hamlenin “her şeyi yapma hakkını kendinde gören ülkeleri sakinleştireceğini” ifade etti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle