18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Ağustos 2018 8 EDİTÖR: SERKAN OZAN / ASLAN YILDIZ haber 9 24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı TürkiyeABD krizinin daha da derinleştiği bir zamanda olsak dahi, 24 Haziran günü oy verme işlemi sürerken yayılan “uçan mürekkepli mühür” dezenformasyonunun anatomisi hakkında yazmayı tercih ediyorum. 24 Haziran giderek geride kalırken elimde bu dezenformasyonun kaynağı ve yayılımı hakkında bana göre ilginç ve özel bilgiler var. Paylaşmazsam yazık olur. Kriz hakkında ise “Bu pilav daha çok su kaldırır” diye düşünüyor ve okurlardan mehil rica ediyorum. Twitter’daki bazı iktidar yanlısı ağların (network) yayılmasında bir aşamada kritik rol oynadıkları “Uçan mürekkepli mühür” dezenformasyonu şöyle gelişti: 24 Haziran’da saat 10.59’da, oy verme işlemi başladıktan üç saat sonra, muhalif tutumuyla bilinen kıdemli bir medya mensubunun attığı tweet kısa sürede “viral” oldu. Orijinal haliyle alıntılıyorum: “Arkadaşlar sabah bir arkadaşın kayınpederi oy kullandiktan sonra 1 2 dk toparlanmak için kabinde oyalanmış sonra bakmışki bastığı mühür uçup gitmiş .üçucu mühür göndermişler chp nin kesin kazanacağı yerlere kıyamet kopmuş tutanaklar falan tutulmuş. Lütfen herkese duyurun.” Bu tweet 2800’den fazla kez “RT” edildi ve 3800’den fazla da beğeni aldı. Noktası virgülüyle aynı tweet metni Whatsapp’tan da yayıldı. Bir de tanıdığım bazı kerli ferli, iyi eğitim almış kişilerin, dezenformasyon olduğu hakkında kuşkuya yer bırakmayan bu tevatürü Whatsapp’da paylaştıklarını görmek beni gerçekten üzdü. Sorumlu bir vatandaş olarak harekete geçmeye karar verdim. 24 Haziran’da seçime katılımı düşürmekten başka bir sonuç doğurması mümkün olmayan bu dezenformasyonun önü, yayıldığı mecra olan Twitter’da kesilmeliydi. Bu da ancak sandık başında kontrol sağlayan platformların resmi Twitter hesapları vasıtasıyla yapılabilirdi. İhbarımın gözden kaçmayıp ivedilikle değerlendirilmesi için Twitter hesabımı kullandım. Saat 11.43’te ilgili hesapları “mention”layarak şu tweeti attım: “CHP’nin güçlü olduğu sandıklara uçucu mürekkepli mühür gönderdiği iddiaları hakkında bir açıklamanız var mı @ adilsecimnet @tgmcelebi @ OyveOtesi @sandikgucu”. Dezenformasyonu önlemek amacıyla hareket ederken, diğer taraftan yayılmasına hizmet etmiş olmamak için tweetimi yarım saat yayında tuttuktan sonra sildim. Ayrıca, “dezenformasyon” teşhisini koymayı Adil Seçim Platformu’na bırakmak maksadıyla “uçucu mürekkepli mühür” hikâyesini nitelemek için özellikle “iddia” sözcüğünü kullandım. Bu arada tweetim 388 kez RT edildi, 394 beğeni aldı. Tweetin yayında kaldığı süre ve etkisi, ihbarımın “mention”ladığım hesaplar tarafından dikkate alınıp değerlendirilmesi için bence yeterliydi. Nitekim öyle oldu. Tweetimi silmemin üzerinden yaklaşık 15 dakika geçtikten sonra “Adil Seçim Platformu”nun resmi Twitter hesabı @adilsecimnet şu tweeti paylaştı: “Uçan mürekkepli evet mühürü kullanıldığı iddiası tamamen dezenformasyondur. Bu yöndeki mesajlara itibar etmeyiniz. Sandık başında motivasyonunuzu düşürmeyin, yeter ki sandıklar uçmasın :)” 6900’den fazla RT edildi ve 15600 kez de beğenildi bu tweet... Seçime katılım ve sandık güvenliğinin selameti açısından kritik önemde olan, Adil Seçim Platformu’nun “uçan mürekkepli mühür” iddiasının bir dezenformasyon olduğunu teyit etmesiydi. Twitter’da @ adilsecimnet’in tweetini alıntılayarak kendilerine teşekkür ettim. Mamafih @adilsecimnet’in tweetini müteakip “olay”ın niteliği hızla farklılaştı ve “hayali mühür” el değiştirdi. İktidar yanlısı bazı Twitter kullanıcıları ve troller, yazıp sildiğim o ihbar tweetini fırsat bilerek, beni “uçan mürekkepli mühür” palavrasına inanacak kadar saf olmakla ya da bu dezenformasyonu yaymakla suçladılar. Bunlardan bir kısmının “iddia” sözcüğünün “ispatlanması gereken sav” manasına geldiğini bilmeyecek kadar nasipsiz oldukları kanaatindeyim. Benim çok ciddiye aldığım, elbette ki uçan mürekkepli mühür hikâyesi değildi, bu hikâyenin ciddiye alınıp yayılmasıydı. Sorumlu bir vatandaş olarak şu saikle hareket ettim: Oy verme işlemi sırasında “Bu kadarı da olmaz” dedirten asılsız hile iddialarının yayılması, gerçek seçim yolsuzlukları hakkındaki doğru haberlerin inandırıcılığını azaltır. Şüphe etmekte haklıydım, çünkü bunun daha önce başka ülkelerde kullanılmış bir sosyal medya manipülasyonu olduğunu biliyordum. Sonrasında, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) bünyesindeki “Siber Politikalar & Dijital Demokrasi Programı”, bu “uçan mürekkepli mühür” hakkında Twitter’la sınırlı bir araştırma yaptı ve dezenformasyonun diyagramını çıkardı. Bu araştırmaya göre konumuzla ilgili ilk tweet saat 10.26’da bir Ankara Üniversitesi SBF öğrencisi tarafından atılıyor. Tweet, “CHP nin kesin kazanacağı bölgelerde mühürler uçucu mürekkeple doldurmuşlar” diye başlıyor, “Mührü bastıktan sonra biraz bekleyip atınız” diye bitiyor. Bu ilk paylaşım sadece 18 kişi tarafından RT’lendiği için belirleyici olmadı. Tweeti 2800 defa RT edilen medya mensubu ile bu öğrenci arasında bir ilişki yok. Birbirlerini takip etmiyorlar. Bu da, dezenformasyonun Facebook, Whatsapp gibi platformlarda yayıldıktan sonra Twitter’da gündem olduğunu işaret ediyor. Hedef alınmasını istemediğim için adını paylaşmadığım kıdemli medya mensubunun Twitter hesabı, dezenformasyonun ilk aşamasında en merkezi faktör. Adil Seçim Platformu’nun uçucu mürekkep iddiasını yalanlayan tweetiyle birlikte ikinci aşama başlıyor. Dijital Demokrasi Programı, Adil Seçim Platformu tweetinin ilk 10 bin kullanıcı tarafından RT edilip beğenilmesinde birbirini takip etmeyen iki “ağ” saptıyor: Muhalefet ve iktidar yanlısı Twitter hesapları. Bu aşamada en büyük küme, dezenformasyonu alay ederek paylaşmaya başlayan ve dolayısıyla dezenformasyonun yayılmasını sürdüren iktidar yanlısı hesap ağı. Bu kümede beş hesap çok etkili. Bunlardan sadece biri gerçek bir kişiye ait. Bu bir medya mensubu. Diğer üçü troll, biri de anonim hesap. Bu hesapları da paylaşmayacağım. Bu büyük iktidar yanlısı ağ, Adil Seçim Platformu tarafından yalanlandıktan sonra alay etmek maksadıyla da olsa uçucu mürekkepli mühür palavrasını en çok yayan küme. Muhalefet kümesi ise daha küçük. Adil Seçim Platformu’nun yalanlaması üzerinden konuyu takip etmeye devam etmiş. Dijital Demokrasi Programı’na göre, Türkiye’de sosyal medya üzerinden yayıldığı tespit edilen dezenformasyonlar içerisinde devlet destekli bir kaynak tarafından üretilme ihtimali en düşük olanlardan biri, bu uçucu mürekkep hikâyesi... Arz ederim... Ankara krizden çıkış arıyorHükümet, ABD ile yaşanan rahip Brunson krizinde tansiyonu düşürmek istese de üst düzey bir yetkili ‘Yaptırımlardan sonra geri adım atmamız zor’ dedi ABD’nin peş peşe attığı ve yaptırım öngören 3 ayrı kararla Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde ‘alarm zilleri’ çalıyor. Ankara, bu aşamada yaptırımları haya ta geçirecek karşı yaptırımlar la yanıt vermek yerine Türk ka muoyuna yönelik açıklamalar la yetindi. İki ülke ilişkileri ta rihi bir dönemeçte yer alırken gözler bugün sabah saatlerinde Singapur’da bira raya gelecek olan Çavuşoğlu ile Pompeo’nun ya pacağı görüşme de. Dışişleri’nin DUYGU amacı karşılık ve GÜVENÇ rerek krizi tır mandırmak yeri ne tırmanan tansiyonu dindir mek. Ancak üst düzey bir yetki li, “Bu kadar büyük bir yaptırım kararından sonra geri adım at mamız zorlaşıyor” dedi. ABD’nin ‘uluslararası finans kuruluşlarından fon ve hibe alı mını durdurma’, ‘iki bakanın mal varlıklarını dondurma’ ve ‘Türkiye’nin S400 alımı nede niyle F35’lerin Türkiye’ye tes limatını durdurmayı’ öngören yaptırım kararlarına Ankara sa dece sözle yanıt verdi. Bir haf tadır tırmanan krizde Anka ra, ABD’ye karşı yaptırımlarla karşılık vermeden bir çıkış yo lu bulmayı hedefliyor. ABD’deki seçim atmosferinde, Brunson’ın durumunun “iç politika nede niyle” tırmandırıldığına işa ÇÖZÜM DAHA ZOR İki ülke arasında, Brunson ile doruğa tırmanan krize karşın masada çözüm bulmak artık daha zor. Geçmişe kıyasla masada şunlar var: 1. Türkiye’nin Fethullah Gülen ve FETÖ’ye yönelik beklentileri 2. Halbank’a ABD Hazinesi tarafından kesilecek ceza ve hapiste bulunan eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın durumu 3. Türkiye’nin F35 konsorsiyumundan çıkarılmasını öngören yasa teklifi 4. Türkiye’ye uluslararası kuruluşlarda fon verilmesini önleyen teklif 5. İki bakana yönelik mal varlıklarını dondurma kararı 6. Brunson’ın yanı sıra 3 ABD konsolosluk çalışanı ile tutuklu ABD vatandaşlarının durumu ret edilirken, bir diplomat, “Türkiye, Beyaz Saray’ı yeniden kazanmak zorunda. Ancak bu şekilde yasada değişiklikler yapılabilir. Bunun yolu da Brunson’dan geçiyor. Artık bundan bir çıkış yolu yoksa, o zaman siz geri adım atmak zorundasınız. Ama artık geri adım da zor çünkü pazarlık masası büyüdü” değerlendirmesini yaptı. Türkiye için ABD’nin attığı adımlar arasında en kritik olanı ABD Senatosu’nun 716 milyar dolar tutarında savunma harcaması öngören yasayı onaylaması oldu. Yasanın Senato’dan geçen hali F35 savaş uçaklarının Türkiye’ye teslim edilmesini ha zırlanacak bir rapora bağlıyor. Temsilciler Meclisi’nde geçen hafta onaylanan yasa, onaylanması için ABD Başkanı Trump’a gönderildi. Gözler o buluşmada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun bugün sabah saatlerinde Singapur’da, ASEAN toplantısı sırasında bir araya geleceği öğrenildi. ABD’nin Brunson’ın tahliye edilmemesi nedeniyle geçen haftadan bu yana peş peşe uygulamaya koyduğu yaptırım kararları sırasında iki bakan 3 defa telefonla görüştü. l ANKARA Mike Pence: Sert yaptırımlar sürecek ABD Hazine Bakanlığı’nın iki Türk bakana yönelik yaptırım kararı tartışılırken ABD yönetiminden yaptırımların süreceğine ilişkin bir mesaj geldi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye uygulanan sert ekonomik yaptırımlara Erdoğan ve Türkiye hükümeti rahip Brunson’ı serbest bırakıp geri gönderinceye kadar devam edileceğini” duyurdu. l Dış Haberler F35’lere engel Senato’dan geçti ABD’de Türkiye’ye yeni nesil savaş uçağı F35’lerin teslimatını engellemeyi öngören tasarı ise Temsilciler Meclisi’nin ardından Senato’da da kabul edildi. F35’lerin Türkiye’ye satışına ve devrine sınırlama getiren bütçe tasarısı, 10’a karşı 79 oyla geçti. Temsilciler Meclisi’nden de geçen hafta 54’e karşı 359 oyla kabul edilen tasarı ABD Başkanı Donald Trump’ın imzalamasıyla yürürlüğe girecek. Satışın önlenmesi kararından önce, F35’lerle ilgili Türk pilotların eğitim için ABD’de bulundukları duyurulmuştu. l Dış Haberler ‘Brunson gerilimden tedirgin’ Erdoğan’ın çıkış yolu en nefret ettiği şey: Geri adım atmak ABD’li rahip Andrew Brunson’ın avukatı İsmail Cem Halavurt, Brunson’ın ABD ile Türkiye arasındaki gerilimden ‘tedirgin olduğunu’ söyledi. BBC Türkçe’nin haberine göre, avukat Halavurt, “Pastör Brunson cezaevindeki durumundan daha iyi bir durumda şu an. Cezaevindeyken ciddi psikolojik sorunlar yaşıyordu. Ciddi sağlık sorunları var. Ama şu anda evinde biraz daha kendisini iyi hissediyor” dedi. Halavurt şöyle devam etti: “Kendisi tüm bu siyasi gelişmelerden tedirgin. Tabii ki Amerikan hükümetinin haklarını savunmasından memnun ancak olayda gerilim tırmandıkça o da rahatsızlık duyuyor. Durumun öznesi durumunda kalıyor. Bu da onu tedirgin ediyor, rahatsız ediyor. Ama bir an önce ülkesine Amerika’ya dönmek istiyor.” Halavurt, aldığı bilgilere göre dosyaya yeni gizli tanıkların eklendiğini dile getirdi. Çavuşoğu Lavrov’la görüştü Türkiye ile ABD arasında yaşanan pastör Andrew Brunson krizi, ABD’nin yaptırım kararıyla tırmanırken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Singapur’da düzenlenen 51. Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda iki temaslarda bulunuyor. Çavuşoğlu, dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la bir araya geldi. Bakan Çavuşoğlu ve Rus mevkidaşı Lavrov ikili işbirliği alanlarının yanı sıra başta Suriye olmak üzere bölgesel gelişmeleri değerlendirdi. Çavuşoğlu, ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında önceki gün Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile, dün de Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile ayrı ayrı ikili görüşmeler gerçekleştirdi. ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı dış basında da geniş yer buldu. BBC muhabiri Mark Lowen ABD’nin iki bakana yaptırımlarını bir NATO ülkesi için “eşi görülmemiş” olarak nitelendirdi. New York Times’ın haberinde ise eski başkan yardımcısı Joe Biden’ın ulusal güvenlik danışmanı Julianne Smith’in sözlerine yer verildi. Smith, “ABDTürkiye ilişkisi krizde ve Erdoğan’ın çıkış yolu, en nefret ettiği şeyi yapmak, yani geri adım atmak” ifadelerini kullandı. Sputnik’in konuştuğu Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma’nın Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Aleksey Çepa da “Eğer güçlü bir Avrupa olursa, Washington, AB’nin karşısında durur. Çin güçleniyor, Çin de ABD’nin düşmanı olacak. Eğer Türkiye, ABD’nin gerekli gördüğü şekilde hareket etmezse, Washington hemen yaptırım uygulamaya, ticari savaş açmaya başlar” ifadelerini kullandı. l Dış Haberler Askeri hat açık kalacak ABD’li general Scaparrotti’nin, Akar ve Güler ile görüşmesinde “güçlü askeri ilişkilerin” önemine işaret edildi, Mınbiç’te eğitim merkezlerinin oluşturulması değerlendirildi DUYGU GÜVENÇ Türkiye ve ABD tarihi krizin eşiğindeyken, ziyareti devam eden ABD Avrupa Kuvvetleri ve NATO Müttefik Kuvvetler Harekât Komutanı unvanlarını taşıyan ABD’li Orgeneral Curtis Michael Scaparrotti’nin, Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ile görüşmesinde iki ülkenin askerleri arasında hatların açık olması taahhütlerinin devam etmesinde anlaştıkları öğrenildi. İki ülke askerleri, “güçlü askeri ilişkilerin” önemine işaret ederken, Güler ile Scaparrotti’nin görüşmesinde birçok konunun yanı sıra Mınbiç yol haritası detaylı olarak masaya yatırıldı. Bir NATO askeri yetkilisi, Mınbiç’te ortak devriyelerin başlaması için provalar çerçevesinde eğitim merkezlerinin oluşturulmasının değerlendirdiğini aktardı. NATO askeri yetkilisi ayrıca, Güler ile görüşmede Türkiye ve İzmir’de alarm İncirlik Üssü’nün ziyaretinin ardından dün İzmir’e gelen ABD’li komutan Scaparrotti, konaklayacağı otele yerleşti. Otelin, ABD’li rahip Brunson’ın evine olan yakınlığı dikkat çekti. Scaparrotti’nin konaklayacağı otel ile Brunson’ın evinin arasındaki mesafe, yaklaşık 1 kilometre. Olası bir ziyaret ihtimaline karşı, sokak araç trafiğine 2 saat kapatıldı. Bir süre sonra araç trafiğine açılan sokağa, çevik kuvvet ekipleri de yerleştirildi. l DHA ABD’nin askeri lider se deme gelip gelmediği so viyesinde karar meka rusuna NATO askeri yet nizmalarının geliştiril kilisi, “Hangi askeri ka mesinin önemini vurgu pasiteye sahip olunacağı, ladıklarını belirtti. Ay Scaparrotti her ülkenin kendi verece rıca bu görüşmede NATO ittifa ği bir karar; bu soru Türk yetkili kı içerisinde ortaklıkların geliş lere iletilmeli. NATO’nun önem tirilmesinin önemi de ele alındı. sediği, her müttefikin ortak sa ABD’li komutan Güler’i yeni gö vunmamıza getireceği katkıdır. revi nedeniyle de tebrik etti. Türkiye’nin NATO’ya katkısı net Dün İzmir’i ziyaret eden ve güçlüdür” karşılığını verdi. Scaparrotti’nin görüşmelerinde Türkiye’nin de içinde yer aldığı Türkiye’nin S400 alımının gün NATO Acil Müdahale Birliği’nin (NRF) ‘Mızrak Ucu’, yani ‘Öncü Kuvveti’’nde 2021’de komutayı üstlenme önerisiyle ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirten yetkili, nihai kararın Aralık 2018’te verileceğine dikkat çekti. Türkiye’nin irtibat karargâhı tahsis etme önerisinin ise NATO karargâhında tartışılmaya devam ettiği öğrenilirken, üye ülkelerin buna verecekleri askeri birliklerini 2020’ye kadar tahsis etmesi gerektiği belirtildi. l ANKARA ‘Önceliğimiz diplomasi’ ABD’nin yaptırım kararının ardından Ankara’dan sert mesajlar verilirken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden Bakan Berat Albayrak ılımlı açıklamalar yaptı ABD’nin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik yaptırım kararına karşı Ankara’dan gelen tepkiler arasında iki tanesi dikkat çekti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Sürecin güçlü tarihi geçmişe ve müttefikliğe sahip iki ülke ilişkilerine uygun şekilde, diplomasi ve yapıcı çabalarla sonuçlanması önceliğimizdir” dedi. AKP Sözcüsü Mahir Ünal da “Mütekabiliyet esasına göre Türkiye gerekli cevabı verecek” dedi ancak, “ABD’nin içinde farklı kanatların bir taraftan Türkiye ile değişik alanlarda ilişkilerini geliştirmek için çalışmalar yaptığını da biliyoruz” ifadelerini kullandı. Ankara’dan dün yükselen tepkiler şöyle: n İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Amerika’da bir malımız var; FETÖ. Onu da orada bırakmayız, alacağız. n Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Büyük devlet olmak, uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etmeyi, yapılan anlaşmalara bağlı olmayı, adalet ve saygınlık ilkesine sadık kalmayı, halkının çıkarlarını küçük çıkar gruplarının üstünde tutmayı ve daima mazlumların yanında olmayı gerektirir. Biz, bayrağı, vatanı ve milletiyle birlikte büyük bir devletiz. n Meclis Başkanı Binali Yıldırım: Türkiye’deki yargılama süreçlerine karşı saygısız bir tutumun göstergesi olan bu kararı şiddetle kınıyor ve bu yanlıştan dönülmesini bekliyoruz. n Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak: Sürecin güçlü tarihi geçmişe ve müttefikliğe sahip iki ülke ilişkilerine uygun şekilde, diplomasi ve yapıcı çabalarla sonuçlanması önceliğimizdir. Bu yanlışta ısrar edilmesi durumunda ortaya çıkacak tablonun Türkiye’ye ve Türk ekonomisine etkisi sınırlı olacaktır. Gelişmeler sonrası ekonomiye yönelik ataklar kısa dönemlidir. Bu süreç içerisinde spekülatif hamlelerle piyasalarda olumsuz ha va oluşması için yapılan girişimlerin tamamı da boşa çıkacaktır. n AKP Sözcüsü Mahir Ünal: ABD yönetimi Türkiye ile ilişkilerinde son derece rasyonel bir zeminde kalmak durumundadır. Bu irrasyonel bir zemindir. Türkiye, ABD ile ilişkilerinde soğukkanlı ve kararlı davranmaya devam edecek. ABD’nin içinde farklı kanatların bir taraftan Türkiye ile değişik alanlarda ilişkilerini geliştirmek için çalışmalar yaptığını da biliyoruz. Burada mütekabiliyet esasına göre Türkiye gerekli cevabı verecek. n MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Kepazeliğin somutlaşmış hali. ABD yönetimini tesir altına alan karanlık zihniyetin halen görevlerini başarıyla yürüten iki Bakanımız hakkında aldığı yaptırım kararları hukuken geçersiz, ahlaken çürük, esasen yok hükmündedir. ABD yönetimi haddini çoktan aşmış, kırmızı çizgiyi çoktan geçmiş, hakkında şaibe ve şayiaların zirve yaptığı tartışmalı bir papaz uğruna müttefiklik müktesebatını hiçe saymış tır. Mütekabiliyet ilke ve esasları kapsamında aynen misillemede bulunulmalı, Türkiye’ye parmak sallayanlara haddi bildirilmelidir. Papaz isteyen papaz vermeye de hazır olmalıdır. n HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz: Her hukuk devletinde olduğu gibi yargılama faaliyeti içinde yürütmenin görevi ve işlevi bulunmaz, hâkim ve savcılar ceza yargılaması içinde karar verirken hukuka uygun elde edilen ve kanaat verici deliller dışında hiçbir olaydan etkilenmezler. Hiç akıldan çıkarılmamalı ki; hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız yargı, adil yargılanma ilkelerine inanmış her ülke yargısı aynı derecede saygındır ve aynı derecede saygı görmeye layıktır. Saydığımız ilkelere sahip ve inanan her ülke yargısını takdir edip, aynı takdiri görmeyi bekliyor, Türk yargısına yersiz müdahale niteliği taşıyan bu yanlış kararın geri alınmasının uluslararası hukuka ve bağımsız yargıya saygının gereği olduğunu hatırlatıyoruz. l ANKARA/ Cumhuriyet Kılıçdaroğlu: Türk halkının onuru rencide ediliyor İstanbul’da tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun eşi Oya Berberoğlu’nu ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye ile ABD arasında ya şanan krizi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, ABD’nin iki bakanla ilgili aldığı yaptırım kararıyla ilgili soru üzerine “Amerika’nın aldığı karar Türk halkının onurunu rencide ediyor. Eğer bir sorun varsa oturulur, konuşulur, görüşülür. İki bakanla ilgili alınan kararı doğru bulmuyoruz. Parlamentoda bu konuda hazırlanan ve parlamentonun iradesini yansıtan bir bildiriye CHP olarak imza attık. Müttefikiz ABD ile, müttefiklik ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde ve antlaşmayla çözülmesi gerekir. 15 Temmuz darbe girişimini yaşadık. Bu darbe girişiminin ardında Pensilvaya’da oturan kişinin olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin iade talebinde bulunması son derece doğal. Yanlışlık ‘ver papazı, al papazı’ söyleminden kaynaklanıyor. Biz Türkiye’de yargı nın bağımsız olduğunu ifade ediyoruz, bağımsız olması gerektiğini ifade ediyo ruz ama bu ülkede en önemli koltukta oturan kişi yargının bağımsız olmadığını, sen onu bana verirsen ben de bunu sana verebilirim algısını karşı tarafa yerleştirdi. Bu son derece tehlikeliydi ve doğru olmayan bir cümleydi. O cümlenin ma liyetini yaşıyoruz” yanıtını verdi. Aynı kararı alalım Dış politikada “mütekabiliyet” diye kavram olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Yani bir devlet bana hangi kuralı uyguluyor sa ben de aynı kuralı o ülkeye uygularım. Yapılması gereken mütekabiliyet kurallarına uygun olarak, ABD’deki iki bakan hakkında onların bizim bakanlar hakkında aldıkları kararın aynısını almaktır. Biz bunu bekliyoruz hükümetten. Bunu yapabilirlerse o zaman kozlar eşitlenmiş olur”diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet German Marshall Fonu Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı: Onurlu çözüm yolu bulunmalı DUYGU GÜVENÇ TürkiyeABD ilişkilerini yakından takip eden German Marshall Fonu Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Türkiye’nin 1974’ten bu yana en sert ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya olduğunu belirtirken, Türkiye’nin ABD yaptırımlarından ancak Brunson’ı serbest bırakarak kurtulabileceğini söyledi. Ünlühisarcıklı gelinen noktada Türkiye’nin tek taraflı adım atamayacağını vurgularken “Türkiye tek başına bir adım atmaz; eşzamanlı olarak, karşılıklı adım atılması lazım. Onurlu bir çıkış yolu bulunması lazım” dedi. Ünlühisarcıklı’nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: n Türkiye ve ABD ilişkileri tarihi bir kırılma noktasında mı? F35’lerle ilgili yaptırımı öngören tasarı 1974 deki silah ambargosu dahil Türkiye’ye uyguladığı en sert yaptırım paketlerinden biri. Bu yaptırım paketinin sonbaharda genel kurula gelmesi bekleniyor. Türkiye, S400 satın alırsa, F35 konsorsiyumundan çıkarılacak. ABD şirketleri Türkiye’ye yeni teknoloji silah sistemini de satamayacak. Eğer Brunson serbest bırakılmazsa Türkiye’nin ABD’nin söz sahibi olduğu herhangi bir kuruluştan kredi veya hibe almasının önüne geçilecek. Bunlar da özellikle Dünya Bankası ve IMF. Tüm bunlar Türkiye’nin ciddi yaptırım paketi ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. n Bu süreçten nasıl çıkılır? Süreç öyle bir noktaya geldi ki her iki tarafın da geri adım atması çok zor. Türkiye, konuyu ‘hukuk sistemine dış baskı meselesi’ olarak konumlandırdı. ABD ise konuyu oldukça sıcaklaştırdı; orada da ara seçimler geliyor. Dolayısıyla her iki tarafın diplomatları birlikte çalışıp, her iki tarafı da mahcup etmeyecek bir çözüm bulamazlarsa maalesef ben bu krizin çok olumsuz bir noktaya doğru gittiğini düşünüyorum. Sorun aşılmazsa olumsuz bir kısırdöngü yaratabilir ve bu olay aslında Türkiye ve ABD arasında kalıcı bir hasara yol açacağı gibi yavaş yavaş Türkiye’yi Batı’dan ve NATO’dan uzaklaştıran bir dinamiği de başlatabilir. Hal böyleyken, NATO’nun düşmanlarının da Rusya gibi böyle bir kısır döngüyü körüklemekten kaçınmayacaklarını unutmamak gerek. Tasarının dili önemli n F35 yaptırımını önlemek mümkün mü? Bu yasa teklifinin tümüyle reddedilmesi söz konusu değil; ama dili Genel Kurul’da değiştirilebilir. Türkiye öncelikle tasarıdaki dilin değiştirilmesi için çabalamalı. Gelinen noktada Türkiye karşılığında bir şey alarak Brunson’ını serbest bırakmak zorunda. Ama ABD’liler buna diyecek ki ‘Türkiye ile bizim zaten bir anlaşmamız vardı ve karşılığında İsrail’deki tutuklu vatandaşı da aldık. Dolayısıyla ABD ‘Biz vereceğimizi verdik, sıra Türkiye’de’ diyecektir. n Türkiye’nin adım atması dünden daha zor değil mi artık? Tabii. Elbette kararı Türk yargısı verecektir, benim yargı kararı ile ilgili bir yorumum olamaz. Ama bu durumdan (yaptırımlardan) kaçınmak ancak Brunson’ı serbest bırakmakla mümkün olabilir. n Türkiye’nin atabileceği adımlar nelerdir? Türkiye kesinlikle Beyaz Saray’ı yeniden kazanmak, ABD Kongresi’ni sakinleştirmek zorunda. n İki bakanla ilgili alınan kararın bağlayıcılığı nedir? İki bakan da işadamı değil. Bu kararın hayatlarında pratik bir değişikliğe yol açacağını sanmıyorum. Bu karar, daha çok ABD’nin kararlılığını ve ciddiyetini sergilemek açısından önem taşıyor. İki bakanın da hayatında telafi edemeyecekleri bir değişiklik olmaz. nTürkiye için adım atmak dünden çok daha zor mu? Türkiye de tek başına bir adım atmaz; eşzamanlı olarak, karşılıklı adım atılması lazım. Onurlu bir çıkış yolu bulunması lazım. O kadar laf edilmişken, Türkiye’nin tek başına adım atması onurlu bir çıkış olmaz. Türkiye’nin onurlu bir çıkışa ihtiyacı var o da birlikte, eşzamanlı, karşılıklı adım atılmasından geçer. n F35’lerle ilgili savunma bütçesi ile ilgili onay takvimi nasıl işleyecek? Türkiye’nin ne kadar vakti var? Eylül ayı içerisinde onaylanması ge rek. Bir aydan uzun bir süre var. Dolayısıyla ne yapılacaksa bu bir ayda yapılacak. Bu süre zarfında teklif Genel Kurul’a gelecek. Kongre’de ve daha sonra da Başkan tarafından onaylanacak. Ama Başkan öncesinde Kongre’de Cumhuriyetçi Parti kanadıyla çalışarak ‘ben bunu onaylarım ama dilinde şöyle değişiklik yaparsanız’ diyerek kararda değişiklik sağlayabilir. Ama Başkan’ın, ki kendisi Rusya ile işbirliği yapmakla suçlanırken, Rusya ile işbirliği yaptığı için Türkiye’ye uygulanacak F35 yaptırımını onaylamaması kolay değil. Dolayısıyla, o da onaylamamaktan ziyade öncesinde Kongre liderleriyle görüşüp tasarının dilinde değişikliğe gidecektir. ‘En somut kart İncirlik’ n Türkiye için karşılık vermek yanlış adım mı olur? İki bakan için de aynı karar alınması düşüncesi var. Ki oradaki İçişleri Bakanı milli parklardan sorumlu genel müdürmüş. Ama diyelim ki bu adımı attık, Türkiye’nin oy hakkı olan hangi kuruluşlardan ABD’nin kredi almasını engelleyebiliriz? Veya ABD, ‘yüksek teknolojili silah satmıyorum’ dediğinde biz de ABD’ye mi yüksek teknolojili silah satmayacağız. Türkiye’nin elinde başka kartlar var; İncirlik var, Ortadoğu’da ABD ile işbirliği yapma veya yapmama tercihi var. Türkiye bunları masaya koyabilir. n Sizce 1974’teki krizden büyük mü? Tabii. Kaldı ki artık Soğuk Savaş da yok; 1974’te iki tarafı bir arada tutan bir Soğuk Savaş vardı. Bebekleri silahtan koruyan melekler uçuşmuyor üzerimizde Ne sanıyorsunuz? Silahların üzerinde çocuk, kadın ya da masumları diğerlerinden ayıran bir sensör olduğunu mu? Savaş denilen kâbusun sadece yetişkinlerin, erkeklerin ya da kötülerin öldürüldüğü kanlı bir arenada geçtiğini mi? Korunaklı bir şiddet mi var yeryüzünde? Bebekleri ve kadınları silahlardan koruyan muhteşem melekler mi uçuşuyor insanlığın üzerinde? Savaş, kâh anayasalarla, kâh direniş masalıyla meşrulaştırılmış bir cinayet hakkıdır. Her savaşta envai çeşit silah kullanılır. O silahlar için gizlice kurulmuş fabrikalar yoktur. Hepsi açık seçik bir şiddet pornografisiyle üretilir. Modelleri, güçleri, etkileri, kapasiteleri, becerileri, hedefleri sanki bir marifetmiş gibi... Silah fabrikalarını devletler resmen kurarlar. Silahları devletler resmen satın alırlar. Tüm devletler silah ekonomilerine dayanan bütçeler yaparlar. Silah üretenler bu işten zengin olurlar, silah satın alanlar bu işten fakir olurlar. Silah satın alanların çoğu devamlı savaşırlar. Silah satanlar onlara daha çok silah satarlar. O silahların bir piyasası olsun diye çıkar tüm dış ve iç savaşlar. Silah denen şey insan öldürmek için üretilir. Silah denen şey insan öldürmek için tüketilir. Bu silah satışları üzerinden devletler hem açık hem de gizli politik anlaşmalar yaparlar. Legal olarak üretilen silahların bir kısmı o yüzden yeraltına kayarlar. Tüm devletler silah kaçakçılığına kör ve sağırdırlar. Yeraltında dönenen illegal ekonomi aynı zamanda yeryüzünü de besler. Cumhurbaşkanları, başkanlar, krallar, kraliçeler ve diktatörler bu ekonomilerden semirirler. Dağa çıkanlar ve kışlaya girenler ellerindeki silahın kimi öldüreceğiyle aslen ilgilenmezler. Gözlerini kapar ve vatan için ve direniş için ve bayrak için ve kurtuluş için ve toprak için... tetiği çekerler. O vatan da, direniş de, bayrak da, kurtuluş da, toprak da ortak bir vahşeti büyük küçük demeden insan kanıyla beslerler. Ölenin çocuk ya da yetişkin, kadın ya da erkek, masum ya da suçlu olması durumu değiştirir zannedenler hiç düşünmezler; Silah nedir, ne işe yarar, neden üretilir, neden üretimi desteklenir, devletler ne yüzle silah ürettikleri için böbürlenir, silah aldıkları için horozlanır, kendini korumakla saldırmak arasında bir fark olduğuna ikna olan insanlık, bu hatalı farkındalığın bedelini neyle ödediğini nasıl olur da görmezden gelir? HHH Bu ülkede savaş ve direniş adına dün de bebekler öldürüldü, yarın da öldürülecek. Ve her bebek ölümünde ortaya çıkan şu çok sert ve net gerçeklik hiç kayda geçmeyecek. Silah insan öldürmek için üretilir. Ordu insan öldürmek için kurulur. Dağa insan öldürmek için çıkılır. Silah bir namlu ve bir tetikten oluşur. Tetiğin karşısında bazen düşman, bazen dost, bazen de bir masum olur. Siz kamplaşırsınız ve karşılıklı kimin öldürülüp kimin öldürülemeyeceği konusunda zıt ya da ortak bir fikre varırsınız. Halkların kardeşliğiyle halkların kalleşliği arasında bir taraf tutmayı marifet sanırsınız. Oysa... Silahlı mücadele postuna bürünen tüm illegal ordular ve ülke güvenliği postuna bürünen tüm legal ordular aynı kalibrede günahkârdırlar. Ve maalesef bebekleri silahtan koruyan melekler uçuşmuyor üzerimizde. HDP dışlandı Dört partinin ABD’nin yaptırım kararını kınadığı ortak açıklama için HDP’ye davet bile yapılmadı. MAHMUT LICALI ABD’nin yaptırım kararı, dün gece yarısı AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti gruplarının ortak açıklamasıyla protesto edildi. Ortak açıklama için HDP’ye davet bile yapılmadı. ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararının ardından geç saatlerde AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, TBMM’de grubu bulunan CHP, MHP ve İYİ Parti gruplarıyla iletişime geçti. AKP tarafından hazırlanan ortak bildiri metnine diğer partilerin onay vermesinin ardından söz konusu bildiri dört partinin imzasıyla dün saat 03.16’da gazetecilere gönderildi. “ABD’nin tehditlerine halkımızın ortak dayanışması ve kararlılığıyla ‘hayır’ diyoruz” başlığıyla yayımlanan bildiride HDP’nin imzasının olmamasının nedeni HDP’ye bu konuda hiçbir teklif gitmemesinden kaynaklandığı ortaya çıktı. HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, kendilerine herhangi bir davet gelmediğini belirterek, “Konunun esası kadar bu boyutu da önemli. Sonuç olarak biz katılırız, ya da katılmayız; imza atar ya da atmayız bir partinin dış politika konusunda dışlanması sorgulanmaya değer bir tutumdur” dedi. l ANKARA C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle