18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Ağustos 2018 2 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN NEMLE BİRLİKTE BUNALTACAK Çöl sıcakları geliyor Yurt geneli bu haftadan itibaren yazın en sıcak günlerinin yaşanacağı, günümüzdeki adıyla “Afrika”, “cehennem” ve “çöl” sıcakları, eskilerin deyimiyle de “eyyamı bahur”un etkisine girecek. Meteoroloji Mühendisleri Odası 2. Başkanı Ahmet Köse, “İstanbul’da hava sıcaklıkları bu haftadan itibaren 35 dereceye çıkacak, güney ve güneydoğu bölgelerinde sıcaklık 40 derece ve üzerinde seyredecek. Nemin etkisiyle 35 derecelik sıcaklık, 45 derece olarak hissedilecek. Sıcak hava dalgasından etkilenmemek için saat 10.00 ila 16.00 arasında mümkün olduğu kadar güneşten uzak durulması, gölgenin tercih edilmesi, şapka kullanılması, güneş koruyucu sürülmesi ve cildin örtülmesi gibi önlemler alınabilir. Sıcak hava dalgalarından kötü bir şekilde etkilenmek istemiyorsanız, gölgede, hafif, sulu ve yavaş bir yaşam sürdürmeye dikkat edin” dedi. Ahmet Köse, sıcak zamanlarda yerden yükselen buhar anlamına da gelen eyyamı bahurda güney illerinde yakıcı bir rüzgârın da estiğini dile getirerek “Eskiler, eyyamı bahur sıcaklarının ve yakıcı rüzgârın estiği tarihlerde denize girme ve güneşlenme konusunda dikkatli davranmış. Çünkü bugünlerde insan vücudunda beyaz lekeler yapan ‘ala’ düştüğüne inanılır” diye konuştu. Sanayi devriminin ardından hızlı ve çarpık şehirleşme, iklime ve bilime uygun olmayan yüksek katlı beton ve cam giydirme binalar ile asfalt yüzeylerin şehir ısı adalarına neden olduğunu belirten Köse, bunun şehir merkezlerinde sıcaklığı kırsal alandan çok daha yüksek hissedilmesine neden olduğunu kaydetti. l AA Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi • Bilgisayar Mühendisliği • ElektrikElektronik Mühendisliği • Endüstri Mühendisliği • Biyoinformatik ve Genetik İşletme Fakültesi • Yönetim Bilişim Sistemleri • İşletme • Uluslararası Ticaret ve Finans • Bankacılık ve Sigortacılık Uygulamalı Bilimler Fakültesi • Gayrimenkul ve Varlık Değerleme • Uluslararası Ticaret ve Lojistik AVUSTRALYA, TARİHİNİN EN KURAK GÜNLERİNİ YAŞIYOR Yeni Güney Galler eyaletinin yüzde 98’i kuraklıkla boğuşuyor. Çiftçiler hayvanları için her gün pahalılaşan yem satın almak zorunda.. dMeağrisl Kuraklık yüzünden mali kriz kapıda Hayvan yetiştiricisi May McKeown (79), “Büyük büyükbabam 1901’de bu topraklara yerleşti. Gelirlerimiz her geçen yıl azalıyor. Saman fiyatları sürekli artıyor. Böyle giderse son 100 yılın en kötü mali kriziyle karşı karşıya kalacağız” diyor. Gunnedah kentinde kuruyan bir baraj gölü ve susuzluktan çatlamış toprak. “Tanıtım Günleri” 31 Temmuz 14 Ağustos 2018 Bilim insanlarının on yıllardır uyardığı küresel ısınma, kendini yangınlar, seller, kasırgalar ve kuraklıkla göstermeye başladı. İklim değişikliğinin en fazla etkilediği ülkelerden Avustralya, tarihinin en kurak dönemini yaşıyor. Reuters muhabiri David Gray, ülkedeki kuraklığı fotoğrafladı. Çiftlik sahipleriyle görüşen ve arazilerini fotoğraflayan Gray’in yansıttıkları pek iç açıcı değil. Ülkenin doğusundaki bir çiftliğin sahibi May McKeown’un arazisindeki yalnız ağaç ve hemen yakınındaki bir suluk, fotoğrafta görünen tek yaşam belirtisi... McKeown, 2010’dan beri yağışların giderek azaldığından söz ediyor. Çiftlik, Avustralya’nın güneydoğusundaki Yeni Güney Galler olarak adlandırılan bölgede. Ülkede kurulan ilk eyaletin yüzde 98’i kuraklığın etkisi altında. Çiftçiler, hayvanlarını beslemek için yem satın almak zorunda, bu da maliyetleri önemli ölçüde artırıyor. Çiftçi Tom Wollaston, depodan su içen ineğe bakarak anlatıyor: “İşleri döndüremiyorum, yapabildiğim tek şey onları beslemek. Kuraklık benden bir adım önde.” Baraj kurudu Eyaletin Gunnedah kentinde kurumuş bir baraj gölü, kuraklığın boyutlarını gözler önüne seriyor. Çatlamış toprağın görüntüsü, sanki Kızıl Gezegen Mars’tan dünyaya ulaşan bir kare... Dairesel pulluk izleri gerçeküstü tabloları andırıyor. Ama çiftçi Ash Whitney fotoğraflarda herhangi bir güzellik göremiyor, aksine “Bu gördüğünüz kan, ter ve gözyaşı” demek diyor ve ekliyor: “Doğduğumdan beri buralardayım. 30 yıldan bu yana gördüğüm en kurak dönem, daha buralarda olacak gibi görünüyor.” AralıkŞubat arasında kaydedilen sıcaklık rakamlarına göre, Avustralya’nın bazı bölgelerinde tarihin en sıcak ikinci yaz mevsimi yaşandı. Temmuz 2002’den beri ise en kurak dönem. Tarım zorda Avustralya’nın tarımsal üretiminin yaklaşık dörtte biri Yeni Güney Galler’den geliyor, bu yüzden kuraklık tarım sektörünü zorluyor. Başbakan Malcolm Turnbull, yaşanan kuraklığın iklim değişikliğiyle bağlantısının açık olduğunu söylüyor. Büyükbaş hayvan yetiştiricisi Tom Wollaston 70 yaşında. Çocuklarına bırakacağı miras için endişeli. 2 bin 300 hektarlık arazisine endişeli gözlerle bakarken söylediği bir söz korkusunu anlatıyor: “Belki de artık botları asmanın zamanı geldi. Yani emekli olmanın...” Eşi Margo ise, kuraklığı gün geçtikçe daha da kötüleşen bir hastalığa benzetiyor. Çiftlikte son yıllarda gelirin de azaldığını söylüyor. Avustralya hükümeti kuraklıktan zarar gören çiftçiler için acil yardım paketi açıkladı. Ama küresel ısınmanın önü alınamazsa, insanoğlunu büyük bir açlığın beklediği ortada. l Cumhuriyet İnönü 1961’de başarabilir miydi? Umut18 Dünkü yazımda “İnönü Çok Partili Düzen’e geçerek Demokrasi’yi kurabilir miydi?” sorusuna yanıt aramış ve bu yanıtın olumlu olmadığını belirtmiştim. Bugün “Yine İsmet İnönü, ikinci atılımında, Menderes’in ‘Tahkikat Encümeni’ darbesine karşı yapılan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nin arkasından, CHP’nin ‘İlk Hedefler Beyannamesi’ üzerine inşa edilen 1961 Anayasası ile Türkiye’yi Demokratikleştirebilir miydi?” sorusuna yanıt arayacağım. HHH İnönü 1961 Anayasası ile de Demokrasiyi kuramazdı; çünkü: 1) Başta İfade ve Basın Özgürlüğü olmak koşuluyla, bütün Temel Hak ve Özgürlükler, bir toplumsal ve siyasal mücadele sonunda değil, 1961 Anayasası ile tepeden inme verildi. 2) Sendikacılık ve örgütlü emek, işçi sınıfının gelişmesi ve mücadelesi sonunda değil, yine Anayasa ile tepeden verilen haklarla güçlendirilmeye çalışıldı. 3) 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi, Demokrasi korumak ve geliştirmek amacıyla yapılmış da olsa, Menderes, Zorlu ve Polatkan’ı asarak, siyaseti kana bulamış ve ülkede bir kan davası başlatmıştı. 4) Toprak reformu hâlâ yapılamamıştı. Din/Tarım Toplumu yapısı, toprak ağalığı, dincilik ve milliyetçilik yoluyla, emperyalizmin de desteğiyle, varlığını ve egemenliğini sürdürüyordu. 5) Din/Tarım Toplumunun kalıntıları, Milliyetçilik ve Dincilik ideolojilerinin takipçileri, Demokrasiyi sadece kendileri için isteyen sağcı bir seçmen kitlesi oluşturmuşlardı. 6) Sağın temsilcisi olarak seçimle iktidara gelen Demirel, “Bu Anayasa lükstür, bununla devlet yönetilemez” diyordu. 7) Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi, Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’ın ifadesiyle “Ekonomik kalkınmayı aşan sosyal uyanışın bastırılması gerektiğini” düşünüyor, kendi içindeki kıpırdanmalardan da korkarak, faşist bir darbe hazırlığı yapıyordu. 8) Zaten henüz emekleme devresinde olan sol örgütlenmeler ve hareketler, derhal kendi içlerinde de bölünmeye başlamış, gerek sendikal, gerek siyasal, gerekse goşist yapılar, hem kendi aralarında kavgaya tutuşmuş, hem de Demokrasiye sahip çıkmak yerine, Demokrasi dışı çözümler aramaya başlamışlardı. 9) Demokratik kültürün düşmanı olan din eğitimi ve gecekondulaşma, on yılda toplumda iyice kök salmıştı. 10) Emperyalizm, 1961 Anayasası’ndan, Türkiye’yi sola açtığı için korkuyordu. HHH Türkiye’yi Parlamenter Demokrasiden koparan ve Tek Adam Yönetimine mahkum eden süreçler, Sağ İktidarların, Emperyalizmin ve Askeri Darbelerin ittifak halinde Atatürk Cumhuriyeti’nin altını oymaları sonucuda olarak ortaya çıktı... DİREN DEMOKRATİK, LAİK VE SOSYAL, HUKUK DEVLETİ! 2017 yılı kavurdu www.khas.edu.tr Hukuk Fakültesi İletişim Fakültesi • Halkla İlişkiler ve Tanıtım • Görsel İletişim Tasarımı • Radyo, Televizyon ve Sinema • Reklamcılık • Yeni Medya İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi • Ekonomi • Psikoloji • Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi • Uluslararası İlişkiler Sanat ve Tasarım Fakültesi • Endüstri Ürünleri Tasarımı • İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı • Mimarlık • Tiyatro Adalet Meslek Yüksekokulu Uzman Rehber Öğretmenler Eşliğinde Tercih Danışmanlığı Canlı Destek Hattı: www.khas.edu.tr Telefon: 0212 533 65 32 Kadir Has Kampüsü, Kadir Has Cad. Cibali 34083 İstanbul Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), 2017’nin en sıcak yıllar arasında yer aldığını açıkladı. 65 ülkeden 500 araştırmacının katıldığı çalışmaların sonuçlarına yer verilen 300 sayfalık raporda, 2017 en sıcak 3’üncü yıl olarak kayıtlara geçti. 2017 böylece, 2016’nın (en sıcak) ve 2015’in (en sıcak ikinci) ardından üçüncü sırada yer aldı. Meteorolojik kayıtların tutulduğu 19. yüzyılın sonlarından başlayan ölçümlerin baz alındığı rapora göre, karbondioksit ve metan gibi sera gazları miktar olarak da 2017 yılında rekor düzeye çıktı. l Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle