22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 3 Ağustos 2018 4 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU / TAMER KAYAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Karmaşa bitmedi Dinci eğitimin iflası Cumhuriyetin kurucuları, çağdaş demokrasi ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirmenin önünde kimi toplumsal eksiklikler olduğunu biliyorlar ve etapları, aydınlanma ve eğitim seferberliğiyle aşmayı amaçlıyorlardı. Cumhuriyetin ilk dönem başarısının temelinde, laik, üretirken öğrenen, üretici, yaratıcı eğitim vardı. Ulaşım ve iletişim olanaklarının o denli kısıtlı olduğu dönemlerde Cumhuriyetin mayasının tutmasında birinci etken milli eğitim olmuştur. Laik eğitimin temeli ise 3 Mart 1924 Tevhidi Tedrisat Kanunu olmuştur. Cumhuriyetin o zaman da var olan, ama bugünkü gibi gemi azıya alamamış olan karşıtları, Cumhuriyetin başarısının temelindeki etkeni, tıpkı Cumhuriyetin kurucuları gibi çok doğru saptamışlar ve modernleşme çabalarına oradan, milli eğitimden saldırarak baltalamaya koyulmuşlardı. Saldırılar erken başladı, dünyanın en ilginç eğitim hamlelerinden biri olan Köy Enstitülerini kuran CHP, laik eğitime saldırının ilk taşını atmakta beis görmemiştir. Laik öğretime saldırı hamlesinin öncüsü Reşat Şemsettin Sirer, DP’nin değil, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı idi. HHH Cumhuriyet artık evvel Allah tarihe karışmıştır, tabii laik eğitimle birlikte. Tevhidi Tedrisat yerini, birbirleriyle rekabet halinde değil, bir hiyerarşik yapı içinde, tek tarikatın egemenliğini amaçlayan “ikinci” mi, yoksa “üçüncü” mü olduğu tartışma götüren yeni Cumhuriyette, yerini Tevhidi Tarikat’a bırakmış, laik eğitimin yerine dinci eğitim ikame olunmuştur. Yeni fetva makamı olan Diyanet İşleri Başkanlığı ile el ele çalışan, Milli Eğitim’in antilaik uğraşı içindeki koçbaşları Imam hatipler olmuştur. Bir yandan müfredat programlarıyla tüm eğitim dinselleştirilirken, iktidarın “arka bahçe” olarak gördüğü imam hatiplere öğrencilerin yöneltilebilmesi için cebir ve hileye başvurulmaktan çekinilmemiş, öğrencilerin zorla imam hatipli olması için çeşitli yöntemler uygulanmıştır. Sınavların ve Pisa değerlendirme ölçütlerinin gösterdiği gerçek ise imam hatiplerin en imtiyazlı kuruluşlar olduğu dinci eğitimin yuvası, odağı Milli Eğitimin kalitesinin düşmekte olduğudur. İlk iş olarak, oyun sırasında kuralların değiştirilmesi yönteminin bırakılacağını açıklayan Milli Eğitim Bakanı bu faciayı kucağında bulmuştur. Daha yüksek puan alan öğrencilerin tercih ettikleri kurumlara giremeyerek sınava katılan 1 milyon 200 bin öğrenciden 200 bini herhangi bir tercih yapamayarak, sistem dışı kaldılar. Sınav kâğıtları ise öğrencilerin düzeylerinin yerlerde süründüğünü gösteriyor. Yeni sistemde sayısalcıların yüzde 65’i, sözelcilerin yüzde 25’i baraj altında kalmıştır. Öğrencilerin girmeleri zorunlu olan Türkçede 2 milyon 260 bin adayın 40 soru üzerinden ortalaması, yalnızca 16. Sosyal bilimlerde 170 soruya 6.003 ortalama, temel matematikte ise 40 soruya 5.642 ortalama yanıt verebilmişlerdir. HHH Bu yürek sızlatan manzara ortasında, barajı 2 milyon 260 bin öğrenciden yalnızca 735 bini aşıp, sisteme dahil olabilmişlerdir. İstediği ilk tercihe girmeyi başaran öğrenci ise 33 bindir. Bu perişan ortamda sisteme girip de istediği kuruma yerleştirilemeyen öğrenciler şimdi başarı sıralamasında sonuncu gelen imam hatiplere girmemeye çalışmaktadır. İmam hatiplerin çok eleştirilmesi yandaşlarının tepkilerine neden oldu. Oysa pratikte zorunlu hale getirilen imam hatipler aracılığıyla eğitimin dinselleştirilmesine karşı çıkıyorduk. Şimdi de çıkmaktayız. Türkiye bu eğitim sisteminden kurtulamadan hiçbir yere varamaz. CHP’de olağanüstü kurultay isteyen muhaliflerin topladığı imzalar teslim edildi. Usluer ‘630 imza var’ derken Erkek, ilk incelemede yeterli sayının olmadığını söyledi CHP’de imza sonucuna ilişkin beklenen gün geldi. Muhalifler, topladıkları tüm belgeleri Genel Merkez’e sundu. Heyetin ver diği bilgiye göre; delegenin salt ço ğunluğu olan eşik aşıldı ve 622’ye ulaşıldı. Ancak Genel Başkan Yar dımcısı Muharrem Erkek ilk incele melere göre yeterli sayının bulunma dığı bilgisini verdi. Ge nel Merkez’in en kısa sürede tabloyu ortaya koyup sayıyı netleştire ceği öğrenildi. İKLİM ÖNGEL CHP’de 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerinin ardından başlayan parti içi tartışma larda sona yaklaşıldı. Muhaliflerin 16 Temmuz Pazartesi günü başlattığı res mi imza toplama süreci 30 Temmuz Pazartesi günü sona erdi. İmza tesli mi için bir hafta daha süresi bulunan muhalifler, bu süreyi kullanmamayı tercih ederek 6 Ağustos Pazartesi gü nün beklemeden dün ıslak imzalı bel geleri Genel Merkez’e sundu. Islak imzalı belgelerin sunumu için, kurultay isteyen delgeler adına par tinin tüm organlarını temsilen seçi len isimler; Bilecik Milletvekili Ya şar Tüzün, Bolu Milletvekili Tanju Öz can, PM Üyesi Gaye Usluer, Kırkla reli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, Yüksek Disiplin Kuru lu (YDK) Üyesi Gonca Yelda Orhan ve Sakarya İl Başkanı Erdoğan Isır Genel Merkez’e ellerinde çiçekleriyle geldi. İmzaların sunumundan önce heyet bir basın toplantısı düzenledi. Heyet adına konuşan PM Üyesi Us luer, bir düğüm olduğunu belirterek, “Biz diyoruz ki, bu düğümü gelin hep birlikte bir düğüne çevirelim ve biz diyoruz ki, CHP’nin kurultayları aynı zamanda CHP’nin düğünleridir” dedi. ‘630 imzamız var’ Olağanüstü kurultayın toplanabilmesi için Siyasal Partiler Yasası’na dikkat çeken Usluer, “Delege imzaları için bir noter şartının olmadığını görüyoruz. Delegelerin salt çoğunluğunun beşte birinin talebi ile olağanüstü kurultay toplanabiliyor” dedi. Ancak CHP tüzüğünde mutlaka noter şartı arandığını ve yüzde 50 artı bir şartı olduğunu belirten Usluer, “Süreçte çeşitli nedenlerle delegeliği düşen arkadaşlarımız var. Bunları ayıkladığımzda bugün için toplam delege sayımız 1240. Dolayısıyla noter tasdikli imza sayımızın 621 olması gerekiyor. Noter tasdikli imza sayımız 630’dur” dedi. ‘622’si noter kayıtlı’ 630 noter tasdikli imzanın 622’sini Ankara 47. Noteri’ne kayıt ettirdiklerini belirten Usluer, belgelerini göndermeyen delegelere de “Artı 8 belgemiz daha var. Ancak bunun ötesinde 50 delegemizin daha notere giderek olağanüstü kurultay için imza verdiklerini biliyoruz. Elimizde henüz bu belgeler yok. Biliyorsunuz belgelerin teslimi için son gün; hafta başı pazartesi 17.00’ye kadar olan süreç. Dolayısıyla imza veren delege arkadaşlarımız pazartesi akşamına kadar belgelerini ulaştırdıklarında bunlar da işleme alınacak” çağrısında bulundu. Bazı delegelerin olağanüstü kurultay yapılsın yönünde imza verip, noter tasdikli imzalarını Genel Merkez’e gönderdiklerini belirten Usluer, onların rakamını bilmediklerini ve açıklanmasını beklediklerini kaydetti. Kamuoyunda geri çekilen imzaların tartışıldığını söyleyen Usluer, başta böyle bir şeye ihtimal vermediklerini Genel Merkez SÜRECİ UZATMAYACAK Edinilen bilgiye göre Genel Merkez yalnızca ıslak imzaları kabul edecek ve kendilerine getirilen ıslak imzalı belgelerin sayılarına ilişkin kamuoyuna bilgi verilecek. Daha sonra mevcut ıslak imzalar üzerinden delege listesi mercek altına alınacak. Genel Merkez kendilerine sunulan ıslak imzaları; ölümler, istifalar, imzasını geri çekenler ve mükerrerleri dikkate alarak inceleyecek ve son tabloyu ortaya çıkaracak. İmzalarda bu durumlardan herhangi birisi söz konusu olduğunda toplam rakamdan düşülecek. Genel Merkez’in olası bir kurultay durumunda en az 15 gün önceden delegelere haber vermesi gerekiyor. Bu nedenle Genel Merkez’in imzaları değerlendirmek için önünde 1 aylık bir zaman bulunuyor. Ancak parti yönetimi, kamuoyu önünde yaşanan kurultay tartışmalarıyla partinin yıprandığı nı ve buna bir an önce son vereceklerini belirtiyor. Bu nedenle de Genel Merkez’in inceleme sürecini bir an önce tamamlaması ve rakamı netleştirmesi bekleniyor. Genel Merkez’in incelemeyi tamamlamasının ardından imzalara ilişkin detaylı bilgi vereceği belirtildi. Kaç mükerrer, kaç istifa veya ölüm olduğu ve kaç delegenin imzasını geri çektiğini Genel Merkez kamuoyuna açıklayacak. Muhalifler imzaları Genel Merkez’e ilettikten sonra bir açıklama yaparak binadan ayrıldı. ama sonradan farklı bir şekilde farklı illerden imzasını çeken delegelerin olduğunu öğrendiklerini paylaştı. ‘CHP’de bir çığlık var’ Taleplerinin “sayısal değil, siyasal” olduğunu vurgulayan Usluer, “Bu talebi yapanlar sadece CHP delegeleri değil, tüm seçmenlerden gelen bir talebi bir olağanüstü kurultay çağrısına dönüştürerek yapmıştık. CHP’de bir çığlık var, bu çığlığı hepimiz görüyoruz. CHP’de bir arayış var. Sadece CHP’de değil tüm Türkiye’de demokrasi istiyoruz. CHP olarak diyoruz ki demokrasinin talebini biz yapıyoruz. Türkiye’ye demokrasiyi biz getireceğiz. Türkiye’de demokrasi istiyorsak önce CHP’de demokrasi olmalı” dedi. Kurultay çağrısı Konuşmasında 59 il başkanı ile 129 milletvekilinin “olağanüstü kurultay yapılmasın” yönündeki talebini anımsatan Usluer, “Bu destek önemli diye düşünüyorum. Böyle bir destek varken Genel Merkezimizin kurultaydan çekinecek her hangi bir şeyleri de olmamalı. Kurultay delegemizin karşısına çıkamazsak, siyasal ve akademik çevrelerin analizini yapamazsak, daha demokratik tüzük ve program içeriği ile toplanamazsak biz yarın milletimizin karşısına nasıl çıkacağız, nasıl oy isteyeceğiz, bunları da sorguluyoruz. Olağanüstü kurultay tabi ki bir felaket değildir, doğal süreçler olarak kabul edilmelidir. Bu noktada Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’ndan beklentimiz; imzaların takibini, devam eden süreç içerisinde olağanüstü kurultay sürecinin bir an önce sayın genel başkanımız tarafından başlatılmasıdır. Sağ duyunun, ortak aklın bizzat sayın genel başkanımız tarafından oluşturulmasıdır” diye konuştu. Usluer konunun yargıya taşınıp taşınmayacağına da son noktayı koydu. “Atatürk’ün kurduğu partiyi asla ve asla AKP’nin mahkemelerinde tartışı lır duruma getirmeyeceğiz” diyen Usluer, olağanüstü kurultayın, CHP’nin tüm örgüt ve üyeler için birleştirici güç olacağını kaydetti. . İmzalar tutanak altında Toplantının ardından heyeti, Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İzmir Milletvekili Murat Bakan, Genel Sekreter Yardımcısı Serkan Topal ve Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarından Veli Özdemir karşıladı. Heyet, Muharrem Erkek’in Genel Merkez’in 8. katındaki odasına alındı. Edinilen bilgiye göre; imzaların tesliminde iki taraf arasında kısa bir anlaşmazlık yaşandı. Heyet imzaların bulunduğu klasörleri teslim ederken, Genel Merkez tüm imzaların tutanak altına alınması gerektiği aksi takdirde hukuki sorun olacağı uyarısında bulundu. Görüşmedeki diğer bir tartışma konusu da noter tasdikli fotokopiler nedeniyle oldu. Heyet bunların da sayılması gerektiğini söylerken, parti yönetimi yalnızca ıslak imzalı belgelerin işleme konabileceğini dile getirdi. İki tarafın uzlaşmasıyla ıslak imzalar tek tek tutanak altına alındı. ‘Fotokopi de var’ Her iki tarafında temsilcilerinin bulunduğu bir ortamda sayım döküm işlemi sürerken Genel Başkan Yardımcısı Erkek basın toplantısı düzenledi. Noter onaylı belgelerin tek tek dökümünün yapıldığını belirten Erkek, “İlk incelemelere ve verilen sayılara göre olağanüstü kurultay için tüzüğümüzün öngördüğü sayının olmadığı görülüyor. Ama incelemeler devam ediyor. Çünkü hukuken ve tüzüğümüz gereği delegelerimizin noter onaylı beyanlarının sunulması ancak hukuki sonuç doğurabilir. Sunulan belgeler içerisinde az da olsa fotokopilerin başka bir notere onaylatılmış belgeler olduğu da beyan edildi” dedi. Muamma sürüyor Muhalefetin verdiği delege sayısı Muharrem İnce ‘Yarışarak ama birleşerek’ Muharrem İnce, twitter üzerinden “Topluma güven verecek, umut olacak, geleceği kazanacak bir değişime ihtiyacımız var. İmza verenlere, toplayanlara, örgütümüze sonsuz teşekkürler. Biz bu süreçten yarışarak ama her koşulda birleşerek çıkacağız. İmza verenler de, vermeyenler de partimizin evlatlarıdır” mesajını verdi. ile Genel Merkez’in delege sayısı arasında yalnızca 2 fark bulunuyor. Noter tasdikli belgelerin sayısının 622 olduğunu söyleyen muhalefet, Genel Merkez’in elinde bulunan toplam delege sayısına göre de salt çoğunluğa ulaşıyor. Ancak imza çekenlerin muhaliflerin söylediği rakam olan 622’den düşürülmesiyle muhalefetin salt çoğunluğu kaybedeceği belirtiliyor. Genel Merkez kaç delegenin imzasını geri çektiğine ilişkin bilgi vermezken, kulislerde en az 20’den en çok 70’e kadar rakam dillendiriliyor. ‘Sayı yeterli olmasa da kurultay olsun’ Kulislerde, 600’ü bulması durumunda Kılıçdaroğlu’nun kurultay çağrısı yapması gerektiğini savunanlar bulunduğu gibi, rakamın netleşmesi ve sayının yeterli olmaması durumunda tartışmalara ve kurultay çağrılarına bir son verilmesi gerektiğini belirtenler de yer alıyor. Parti yönetimi ancak yeterli imzada kurultaya gidileceğinin altını çizerken, sonuç ne olursa olsun kurultaya ilişkin son söz, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun olacak. l ANKARA HDP’nin milletvekili adayı tutuklandı 24Haziran seçimlerinde Bingöl’den HDP milletvekili adayı olan ancak seçilemeyen eski İHD Bingöl Şube Baş kanı Nihat Aksoy, hakkında başlatılan so ruşturma kapsamın da, önceki akşam işye rinde gözaltına alındı. Sosyal medyadan ör güt propagandası yap tığı gerekçesiyle emni yette ifadesi alınan Ak soy dün adliyeye sevk edildi. Fransa’nın başkenti Paris’te öldürü Nihat Aksoy len, terör örgütü PKK’nin kurucularından Sakine Cansız’ın mezarı başında çektir diği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşan Aksoy, “terör örgütü propagan dası yapmak” suçundan tutuklanarak ce zaevine konuldu. l DHA CHP LİDERİNE VERİLEN 7 TAZMİNAT CEZASI YARGIDAN DÖNDÜ ‘Kılıçdaroğlu seçmeni temsil ediyor’ ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan yolsuzluk olaylarını gündeme getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 7 davada toplam 25 bin 500 TL tazminata mahkum edilmesiyle, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Tazminat davalarında yeniden yargılama kararına hükmeden AYM, ihlalden dolayı Kılıçdaroğlu’na 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Kararda, “Seçmenleri temsil eden başvurucu, açıklamalarında temel olarak seçmenlerinin menfaatlerini savundu ve kamusal yararı yüksek bir meseleyi ele aldı” denildi. Kılıçdaroğlu, 2010 yılında Kayseri Belediyesi’nde yaşanılan yolsuzluk iddialarını, çeşitli tarihlerde yaptığı konuşmalarda dile getirdi. Açıklamalarda işaret edilen belediye bürokratları ve çalışanları Kılıçdaroğlu hakkında tazminat davaları açtı. Kılıçdaroğlu, hakkında açılan davalarından 7’sinde toplam 25 bin 500 TL tazminat ödemeye mahkum edildi. Kararların kesinleşmesinin ardından Kılıçdaroğlu, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun başvurusunu kabul ederek, verilen tazminat kararlarıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. AYM, Kılıçdaroğlu’na 20 bin TL tazminat ödemesine, tazminat ödemeye mahkum edildiği davalar yönünde yeniden yargılanma kararı verdi. AYM gerekçeli kararında, seçilmiş kimseler için ifade özgürlüğünün özellikle değerli olduğu tespiti yaparak özetle şu değerlendirmelerde bulundu: n Hoşgörülü olmalılar: Eleştirilerin hedefinde olan kişiler kamusal görev üstlenmiş olan Belediye çalışanları olduğu için kabul edilebilir eleştiri sınırları, sade bir vatandaş ile karşılaştırıldığında daha geniştir. Bu sebeplerle eldeki başvuruya konu olayın tarafları olan kamu görevlilerinin gördükleri işlev nedeniyle kendilerine yönelik eleştirilere diğer vatandaşlara göre daha fazla hoş görü göstermeleri gerekir. n Denetlenmesi tabii: Önemli ka musal hizmetler sunan bir belediyenin görevlilerinin adının karıştığı soruşturmaların bir siyasi parti lideri olan başvurucunun sıkı ve yakın denetimi altında olması tabiidir. n Caydırıcı etki olabilir: Toplam tazminatın başvurucunun ifade özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale olduğu kanaatine varılmıştır. Başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı ve orantılı da olmadığı; bu sebeplerle de demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle