18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 23 Temmuz 2018 8 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber ‘Sivil darbe hukuku’ CHP, OHAL’i kalıcı hale getiren yasa önerisine muhalefet şerhi koydu. Şerhte, ‘Yeni yasa önerisinin içeriği hukuk sistemimize seri şekilde kurşun sıkmaktadır’ denildi Sahi, Osman Kavala neden tutuklu? Yazının başlığı bir soru cümlesi. Ancak soru okurlara yöneltilmiyor. Silivri Cezaevi tutuklularından Osman Kavala’nın dosyasını elinde tutan, iddianameyi yazmakla yükümlü ve görevli savcıya sesleniyor. O savcının adını bilmiyorum. Öğrenmek için kılımı kıpırdatmaya da gerek duymuyorum. Beni, o koltukta oturan, masasında Osman Kavala dosyası duran, hukuk eğitimi görmüş olması gereken zatın kimliği, kişiliği ilgilendirmiyor. Ancak ona yönelttiğim sorunun cevabını dehşetli merak ediyorum. Osman Kavala arkadaşımın tutukluluğu dokuzuncu ayı devirdi, onuncu aydan gün yemeye başladı. Dokuz aydır Kavala dosyasının sorumlusu ve yükümlüsü savcı (kadınsa “hanım”, erkekse “efendi”) iddianameyi yazmadı. Osman Kavala, eşi, bencileyin dostları, arkadaşları, Türkiye’de demokrasi ve hukuk sorunlarını kendine dert edinmiş erkek ve kadınlar Osman Kavala’nın ne ile suçlandığını, dokuz ay boyunca iddianame yazılmadan hapiste tutulmasını gerektirecek ne gibi suçlar işlediğini bilmek istiyorlar… HHH Soruşturma savcısı şunu bilmelidir: Bu Tırmık Osman Kavala’yı aklamak amacıyla yazılmıyor. Tam tersine savcıya yardım etmeyi amaçlıyor. Öyle ya ortada dokuz aydır bir iddianameyi yazmayan bir savcı var. “Tembelliğinden böyle yapıyor” demem. Hâşâ, AKP iktidarında bir savcının tembellik yapacağına kim inanır? Ama belki savcının iddianamesine koyacağı suçları ve iddianamede mutlaka bulunması gereken kanıtları derleyip toparlamakta zorluğu vardır. Bak, bu mümkün. Öyleyse yardımcı olayım. HHH Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de gözaltına alındı, 1 Kasım 2017’de de tutuklandı. O  zamanlar AKP Genel Başkanı, AKP’nin Reisi ve Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, 24 Ekim 2017’de, yani Kavala’nın gözaltına alınmasından sadece 6 gün sonra partisinin grubunda konuştu. O konuşmadan alıntılıyorum: “…Türkiye’nin Soros’unun havası çıktı ortaya. Bağlantıları çıktı ortaya. Ya siz kime neyi yutturuyorsunuz? Taksim olaylarının arkasında bakıyor sunuz aynı kişi. Bakıyorsunuz belli yerlere ciddi manada kaynak aktarımının arkasında bunu görüyorsunuz…” Vay be… Daha başka kanıta ihtiyaç kalır mı? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bunu diyorsa mutlaka somut bilgilere, sağlam kanıtlara dayanıyordur. Demek ki bazı ülkelerde serbest piyasa ekonomisinin uygulanması için ayaklanma kışkırtan kara ünlü George Soros ile bizim Osman Kavala’nın gizli ve karanlık bağlantıları varmış. (Şey… Türkiye 38 yıldır hele hele AKP’nin iktidara geldiği 16 yıldır zaten serbest piyasa ekonomisinin çok sadık bir uygulayıcısı. Ama olsun. Belki daha serbest piyasa ekonomisi için Osman Kavala, Soros ile el ele vermiştir. Koskoca Cumhurbaşkanı yanılacak değil ya!..) Devam edelim: Erdoğan söylüyor, Osman Kavala belli yerlere kaynak aktarıyormuş Doğru. O belli yerleri ben de biliyorum. Mesela Anadolu Kültür gibi bu ülkenin yüz akı bir sivil kültür girişimine sahiden kaynak aktarıyor. Sonra çok saygın yayın kuruluşu İletişim’in kuruluşunda da Osman Kavala’nın katkısı çok önemliydi. “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemini örgütleyen Yurttaş Girişimi’nde de Osman Kavala karınca kararınca katkıda bulundu. Bitmedi. Taksim olaylarının (yani Gezi Direnişi’nin) arkasında da Osman Kavala varmış. Hatta AKP medyasına göre Gezi Direnişi’nin finans kaynağı da Osman Kavala imiş. (Şey… Gezi Direnişi’ne katılanların neden bir finansmana yani paraya ihtiyacı vardı ki? Biber gazına karşı süt, su, ayran filan almak için mi dersiniz?) Erdoğan medyası döndüre döndüre yayımladı. Bugünlerde Osman Kavala gibi hapiste volta atan Selahattin Demirtaş’ın dillendirdiği “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganını da meğer Osman Kavala bulmuş. (Şey… Demirtaş’ın mizahı ve yaratıcılığı biliniyor. Benim tanıdığım Osman Kavala bu alanda pek namlı biri değildir. Ama boş verin. Koskoca Erdoğan yanılmış olamaz değil mi?) HHH Bu kadarı yetsin. Sayın savcı işte size yeteri kadar güvenilir suç kanıtı. Haydi yazın iddianamenizi de şu berbat günlerde biraz gülümseyelim, hatta kahkahalarla gülelim. KEMAL TÜRKLER, KATLEDİLİŞİNİN 38. YILINDA ANILDI KURTULUŞ ARI Gençler umudunuAnma törenine katılanlar, sendikal hareketin öncüsü Kemal Türkler’in mezarına karanfiller bıraktı. yitirmesin DİSK’in ilk genel başkanı ve Türk Madenİş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 38. yılında, Topkapı’daki kabri başında düzenlenen törenle anıldı. Anma öncesinde aralarında Türkler’in kızı Nilgün Soydan, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, eski DİSK genel başkanları Süleyman Çelebi, Rıdvan Budak ve CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Birleşik Metalİş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile DİSK’e bağlı sendikaların genel başkanları ve üyeleri Türkler’in mezarına kadar yürüdü. Burada Kemal Türkler için yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Nilgün Soydan, “Bugünlerde daha çok birlik ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Bugün burada babamın birleştirici özelliğini görüyorum. DİSK’in geçmişteki güçlü günlerine kavuşacağına olan inancımı da ifade etmek istiyorum. İçinden geçtiğimiz zorlu ülke koşullarından hep birlikte mücadele ederek çıkabileceğiz. Genç arkadaşlarımda bu umudunu yitirmesin”dedi. Adnan Serdaroğlu ise 38 yıldır Türkler’in mezarı başında inatla ve daha da kalabalık bir şekilde toplandıklarını belirterek şunları söyledi: “Gözlerimiz kuru ağlıyoruz. Düşmanlarımızı sevindirmiyoruz. Biz burada matem tutmuyoruz. Bugün yaşadığımız ortamda Kemal Türkler’in ortaya koyduğu mücadele ve ilkeleri daha geçerli hale geldi. Bazı insanlara ölüm yakışmaz. Kemal Türkler ölümün yakışmadığı isimlerdendi. 38 yıldır bizi, Birleşik Metalİş Sendikası’nı ne yapıyor diye izliyor. Onun bıraktığı geleneklere asla zeval vermeden taşımaya çalışıyoruz.” Arzu Çerkezoğlu da Türkiye’de yeni bir sistem kurulduğunu ve 150 yıllık demokrasi birikiminin ortadan kaldırıldığı bir süreç yaşandığını söyledi. Yeni kurulan sistemin işçilerin lehine olmadığını kaydeden Çerkezoğlu şöyle konuştu: “DİSK’i Cumhurbaşkanlığı bürosu haline getirmeye çalışanlar bilsin ki geçmişimize ve bütün birikimimize sahip çıkacağız. Bizler Kemal Türkler’in tertemiz, aydınlık ve onurlu mirası ile geleceğe yürüyoruz. Ülkemize, cumhuriyete, demokrasiye ve emeğe sahip çıkacağız.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Şemdinli’de roketli saldırı: 1 şehit Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi kırsalındaki Balkayalar Arguş2 bölgesine sınırın diğer tarafındaki Avaşin Basyan bölgesinden PKK’li teröristler tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi. Saldırıda1 güvenlik korucusu şehit oldu, 1 güvenlik korucusu ile 2 sözleşmeli er yaralandı. l DHA T.C. AKÇAKALE 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN DOSYA NO: 2016/31 Esas KARAR NO: 2018/524 Karar Basit Yaralama suçundan Sanık Abdulaziz ABDULLAH ve Sanık Abdurrahman ALİ hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verildiği, Faysal ve Beşe oğlu, 1995 DEİREZZOR doğumlu, Sanık Abdulaziz ABDULLAH veHalaf ve Rece oğlu, 1991 DEİREZZOR doğumlu, Sanık Abdurrahman ALİ ile Ali ve Gazala oğlu, 1977 doğumlu, Müşteki Antar ALİ ALİ, Suriye uyruklu olmaları sebebi ile tüm aramalara rağmen açık ikametgah adreslerinin temin edilemediğinden aşağıda içeriği yazılı mahkeme kararının ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; Akçakale 2 Asliye Ceza Mahkemesinin 05/07/2018 tarih ve 2016/31 esas 2018/524 karar sayılı ilamı ile, Basit Yaralama suçundan Sanık Abdulaziz ABDULLAH ve Sanık Abdurrahman ALİ hakkında 100 TAM GÜN PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA karar verildiği, 5271 sayılı CMK.nın 231/56. Maddeleri gereğince sanıklar hakkında HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA, sanıkların Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. Maddesi uyarınca 5 YIL SÜRE İLE DENETİM SÜRESİNE TABİ TUTULMASINA karar verildiği, ilamın yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı Sanık Abdulaziz ABDULLAH, Sanık Abdurrahman ALİ ve Müşteki Antar ALİ ALİ’ye ilanen tebliğine, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Şanlıurfa Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde İTİRAZ yolu açık olmak üzere karar verildiği, dosya kapsamında sanıkların ve müştekinin adreslerinin yetersiz olması, yabancı uyruklu olmaları sebebiyle mernis adreslerinin de bulunamaması ve ilgili kurumlarla yapılan yazışma neticesinde adres bilgilerine ulaşılamaması nedeniyle verilen kararın sanıklara ve müştekiye tebliğ edilemediği ve adreslerinin meçhul olduğu anlaşılmakla, yukarıda ayrıntısı belirtilen kararın ilanen tebliğine, yayınlandığı tarihten itibaren 7 gün sonra hükmün tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 841529) T.C. AKÇAKALE 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN DOSYA NO: 2016/219 Esas KARAR NO: 2017/160 Karar Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan suçundan Sanık Ahmed EL KESMO hakkında BERAATİNE kararı verildiği, Sanık Muhammed ve Nufa oğlu, 1987 SURİYE doğumlu, Ahmed EL KESMO’nun Suriye uyruklu olması sebebi ile tüm aramalara rağmenaçık ikametgah adresi temin edilemediğinden aşağıda içeriği yazılı mahkeme kararının ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla; Akçakale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/10/2017 tarih ve 2016/219 esas 2017/160 karar sayılı ilamı ile, Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan suçundan Sanık Ahmed EL KESMO hakkında verilen BERAAT kararının ilanen tebliğine, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içersinde tebliğ edilmiş ve kesinleşmiş sayılacağı ilan ve tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 841525) T.C. MİHALIÇÇIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI DOSYA NO: 2018/187 Esas Davacı, T.C.MALİYE HAZİNESİ ADINA ESKİŞEHİR MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile Davalılar, ALİ UZUN, ASLI ATACAN, AYŞE ATAŞ, DİLAVER UZUN, DİLEK GEYVELİOĞLU, FATMA DEMİRTAŞ, FERİZE ÇİMEN, GANİMET ÖNCÜ, GONCA ATACAN, GÜLSER DEMİRTAŞ, HATİCE DEMİRTAŞ, İHSAN ATACAN, KISMET ARSLAN, LEVENT UZUN, MELİS ATACAN, MESUT AKIN UZUN, MİHRİYE ATACAN, MÜRSEL ATACAN, SABRİ UZUN, SAİM UZUN, SAİT UZUN, SIDIKA KAVAK, ŞENGÜL KÖK, ÜMİT ATACAN, VEYSEL ATACAN, ZELİHA ATACAN arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Sekiören Mahallesi, 503 parselde kayıtlı bulunan 1.490,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının mülkiyetinin Davacı İdare tarafından 2942 Sayılı yasa gereğince kamulaştırma bedelinin ve varsa müştemilat ve ağaç bedelleri ile birlikte tespiti ile Hazine Adına Tesciline karar verilmesi talebiyle davacı idare tarafından davalı hakkında 20/04/2018 tarihinde mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosya ile kayda alınan dava açılmış olup, duruşması 16/08/2018 günü saat: 10:12’de Mihalıççık Adliyesi Duruşma Salonunda yapılacaktır. 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/4. Maddesi gereğince ilan olunur. 15/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842084) T.C. ERBAA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN METNİ ESAS NO: 2017/509 Davacı TEİAŞ tarafından davalı Şükrüye AY aleyhine açılan Kamulaştırma ve Kamulaştırma Yoluyla İrtifak Hakkı Tesisinin Bedel Tespiti ve Tapuya Tescil davasının yapılan duruşmasında verilen ara karar uyarınca; Davalı Şükrüye AY ( Besim ve Firdes kızı, 01/03/1954 Erbaa d.lu, Tokat ili Erbaa ilçesi Demirtaş Köyü nüfusuna kayıtlı, T.C. NO: 46381829236)’e gösterilen adreste tebliğat yapılamamış, geçerli adresi zabıta tahkikatına rağmen bulunamamış, mernis kaydı da olmadığından, dava konusu Tokat ili, Erbaa ilçesi, Ağcaalan Köyü, Pamukluk mevkii, 127 ada, 96 parselin Kamulaştırma Kanunu md. 10 (h) bendi gereğince değerine ilişkin tüm savunma ve delillerini tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmesi, ayrıca duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, duruşmanın bırakıldığı 01/11/2018 günü saat 10.20’de mahkememizde bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde yokluğunda Yargılamaya devam olunacağı ilan olunur. 12/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842063) CHP, bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanacak OHAL’i kalıcı hale getiren yasa önerisine muha lefet şerhi koydu. Partinin Adalet Komisyonu üyelerince verilen muhalefet şerhinde özetle şu görüşler yer aldı: n Sivil ayakkabılarla eziliyor: OHAL süre cinin demokrasimiz ve hukuk sistemimizde açtığı derin yarayı sarmamız gerekirken, bu gün daha zarar verici bir sürecin başlangıcı nı yaşamaktayız. Yerleştiril mek istenen bu sistem hem soyut hem de somut anlamıy la ‘sivil darbe hukuku’dur. Evet OHAL’in kalktığı doğru dur ancak şeklen kalkmıştır; EMİNE KAPLAN içerik açısından, özellikle 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası yürürlüğe giren yeni ana yasal sistemle yani Cumhurbaşkanlığı ka rarnameleriyle birlikte ele alındığında hu kuk sistemimize ve devlet yapılanmamıza adeta seri şekilde kurşun sıkılmaktadır. 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimine karşı hep birlikte savunduğumuz demok rasimiz, parlamenter rejimimiz 20 Tem muz 2016 tarihinde yürürlüğe giren OHAL ile sarsılsa da düşe kalka yol almaya çalışır ken, bugün tekrardan yere serilerek, bu kez sivil ayakkabılar tarafından ezilmektedir. n Valiler ‘sıkıyönetim komutanı’ gibi: Va lilere tanınan, ildeki belirli yerlere giriş ve çı kışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bo zabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınır layabilme yetkisi hukuka aykırıdır. Valilerin, söz konusu kısıtlama ve yasağı koyabilme kri teri ise ‘ciddi belirti’ ifadesine bağlanmış. Ka nunların genel, anlaşılabilir, açık olması şar tı dikkate alındığında ‘ciddi belirti’ ifadesi, bir kamu görevlisine kamu gücünü sübjektif şe kilde kullanma yetkisinin verilmesi anlamına gelmektedir. Söz konusu yetki ile valiler, bu teklif kapsamında kaldırılan sıkıyönetim ko mutanının yerine geçirilmiş olmaktadır. n Toplantı ve yürüyüşe keyfi sınırlama: Anayasa Mahkemesi’nin ‘vatandaşların gün lük yaşamını zorlaştırmayacak’ ibaresini iptal etmesi üzerine ‘aşırı ve katlanılmaz derecede’ ifadesi eklenerek mahkemenin kararı arka dan dolaşılmıştır. Bu ifade, kanunların genel, anlaşılabilir, açık olması şartıyla da çelişmek tedir. Muğlak ifadelerle anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hak kına keyfi şekilde müdahale edilmesi yolunu açan madde hükmü, anayasanın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, hak arama hür riyeti maddelerine aykırılıklar taşımaktadır. n MİT şeffaflıktan muaf: Teklifin MİT’in taraf olduğu davalarda arabuluculuk usu lünün uygulanmaması, Bilgi Edinme Yasa sı kapsamı dışında tutulmasına ilişkin hü kümleri, anayasanın ‘hak arama hürriyeti’ ile ‘idarenin her türlü eylem ve işlemlerine kar şı yargı yolunun açık olması’, ‘dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hak kı’ maddelerine aykırıdır. Düzenlemeyle is tihbari konularda soruya cevap verme yü kümlülüğü olmayan MİT, idari ve mali konu larda da şeffaflıktan muaf tutuluyor. n Gözaltı süresinin uzatılması evrensel ilkelere aykırı: Gözaltı süresinin bireysel suç larda 6, toplu suçlarda 12 güne kadar uzatıl masına ilişkin düzenleme, anayasanın ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ maddesine, Ceza Mu hakemesi Yasası’na, evrensel hukuk ilkeleri ne ve tarafı olduğumuz sözleşmelere açıkça aykırılık taşımaktadır. Anayasanın 19. mad desindeki bireysel suçlarda gözaltı süresinin 48 saat, toplu suçlarda 4 günü geçemeyeceği, bu süreler dolduktan sonra kimsenin hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bı rakılamayacağı kuralının arkasından dolanıl mak istenmektedir. n Askere karşı güvensizlik: Askeri mahal lerde aramaların kolluk kuvvetleri tarafından yapılmasına ilişkin hüküm, askere karşı gü vensizliğin göstergesi olarak değerlendirilebi lir. Askerin, emniyet güçlerinin kullanımın daki bina ve tesislerde yapılan aramalara eş lik etmesi ne kadar sorunlu bir durum ortaya çıkaracaksa, Emniyet güçlerinin askeri ma hallerdeki aramalara eşlik etmesi de o kadar sorunlu olacaktır. n OHAL 3 yıl daha sürecek: Teklifin 23. maddesi, 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edi len ve 7 kez uzatıldıktan sonra 19 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla sona eren OHAL’in 3 yıl daha sürmesini düzenlemektedir. Bu madde, OHAL dönemindeki gibi idari kararlarla ih raçların devam etmesi amaçlandığı gibi ih raç edilenlerin işlerinin dışında sosyal birçok hakkından mahrum kalmasını da içermekte dir. Dolayısıyla OHAL kalkmış değildir. n Suçsuzluğu kanıtlanan kişiler mağdur olur: Kamudan ihraç kararı geri alınan kişi lerin, eski kadro ve pozisyonlarının dışında başka kadro ve pozisyona atanabilmelerinin yolunu açan değişiklik, bu kişilerin mali ve sosyal haklarını faiziyle alabilmesi ile mad di ve manevi tazminat talebinde bulunmala rının önünü de kesmektedir. Yükseköğretim kurumlarında ayrıca kişilerin başka şehirle re gönderilmesi de söz konusudur. Bu madde, hukuk devleti ilkeleriyle aykırılık taşımakta dır. İade edilenlere vebalı muamelesi yapılıp bulundukları kadro, rütbe ve makamda değil de araştırma merkezi adı altındaki birimlerde görevlendirilmeleri ve farklı illere gönderile cek olmaları, aslında yine yargı kararına bü tünüyle uyulmadığı ve hak ihlali yapıldığı an lamı taşımaktadır. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle