18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HKUP’YE kapatma girişimi Uzun yıllar süren Britanya hâkimiyetinin ardından 1997’de Çin’e bağlı özel yönetim statüsüne geçen Hong Kong’da DUNYA bağımsızlık yanlısı Hong Kong Ulusal Partisi’nin (HKUP) kapatılması girişimi tepkilere neden oldu. Yetkililer önceki gün ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle HKUP hakkında kapatma başvurusunda bulunulduğunu açıklamıştı. Britanya’nın Dışişleri Bakanlığı gelişmeleri kaygıyla izlediklerini duyurdu. Perşembe 19 Temmuz 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 13 Suç ortağı serbest Tartışmalı NSU davasında örgütün ‘akıl hocalığını’ yaptığı düşünülen Ralf Wohlleben tahliye edildi. Kritik ismin salıverilmesi tepkilere neden oldu Almanya’da kanlı neoNazi terör hücresi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün suç ortaklarından biri daha tahliye edildi. 20002007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren NSU’nun geçen hafta görülen karar duruşmasında örgüte silah tedarik etmekten 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Ralf Wohlleben’in cezaevinde geçirdiği süreyi göz önünde bulunduran mahkeme ile federal başsavcılık tahliye kararı verdi. NSU davası, Almanya’daki nasyonal sosyalist örgütlenmelerle devlet arasındaki bağlantı açısından kritik öneme sahipti. Kurbanların yakınları ve insan hakları örgütleri Münih Eyalet Wohlleben’in cinayetlerde kullanılan silahları tedarik ettiği tespit edilmişti. Mahkemesi’nin geçen hafta açıkladığı kararların ardından, NSU cinayetlerinin arka planı ve devlet ile örgüt arasındaki istihbarat bağlantılarının ortaya çıkarılmadığını savunarak dosyanın kapanmamasını istemişti. Baş sanık Beate Zschäpe’yi “10 cinayet, terörist bir örgüte üye olmak ve kundaklama” suçlarından ömür boyu hapis cezasına çarptıran mahkeme, örgüte destek verdiğine hükmedilen Andre Eminger’in ise tahliyesine hükmetmişti. ‘Büyük darbe’ Tahliye edilen ikinci isim olan, 6 yıl 7 aydır cezaevinde bulunan, eski Nasyonal Demokrat Parti yöneticilerinden Wohlleben, örgütün işlediği 9 cinayette kullanılan Ceska 83 tipi silahı tedarik ederek örgüte yardım ve yataklıkta bulun maktan hüküm giymişti. Federal başsavcılık ve mahkeme, kaçma şüphesi bulunmadığı ve cezasının kesinleşmemiş olduğu gerekçesiyle Wohlleben’in tahliyesine karar verdi. Cezaevinden salıverilen Wohlleben’in, hapiste bulunduğu süre göz önüne alınarak bir daha cezaevine girmesi beklenmiyor. Kararla ilgili açıklamada bulunan Sol Parti milletvekili Niema Movassat, “Kurbanlar ve yakınları için daha büyük bir darbe olamazdı” ifadelerini kullandı. Savcılar, şu ana kadar soruşturmada hep suskun kalan, politik geçmişi de bulunan Wohlleben’in NSU’nun “akıl hocalarından” biri olduğunu düşünüyordu. İran’dan yeni nükleer tesis ABD’nin, İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan (JCPOA) çekilmesinin ardından Tahran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesini artırma resti gerçek oluyor. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, gelişmiş santrifüjler üretmek için ihtiyaç duyulan “rotor” üretim tesisinin inşasının tamamlandığını duyurdu. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, JCOPA’nın durumunda belirsizlik oluşması ve Avrupa Birliği’nin ABD yaptırımları karşısında ticari güvence vermemesi gerekçesiyle geçen ay, santrifüj üretiminin artırılması için hazırlıkların yapılması talimatını vermişti. Salihi, ülkesinin halihazırda 900 ile 950 ton arasında uranyum stokuna sahip olduğunu, günde 60 santrifüj üretim kapasitesine sahip yeni tesisin ise anlaşmayı ihlal etmediğini savundu. İran’la 2015’te imzalanan JCPOA, nükleer silah üretimini engellemek üzere Tahran’a yüzde 3.67 oranında uranyum zenginleştirme hakkı veriyor. Irak’ta şiddet durulmuyor Irak’ta Basra’da başlayarak orta kesimlere ve Bağdat’a yayılan, 8 Temmuz’dan bu yana devam eden protestolar devam ediyor. AFP’nin yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre polis ile göstericiler arasındaki çatışmalar nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 8’e yükseldi. Emniyet kaynakları ise eylemler sırasında toplamda 262 polisin yaralandığını bildirdi. Diğer yandan hükümetin ve güvenlik güçlerinin aldığı tüm sert önlemlere rağmen eylemlerin yayılmasına engel olunamaması üzerine Bağdat’tan şiddetin azaltılması için yeni bir talimat geldi. Irak ordusuna bağlı Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Yahya Rasul başkent Bağdat’ta düzenlediği basın toplantısında, Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı’nın, “barışçıl göstericilere karşı gerçek mermi kullanılmaması” yönünde verdiği talimata emniyet güçlerinin uyacağını söyledi. Irak güvenlik güçleri eylemlerin etkili olduğu Necef’te devriye gezdi. Gazze’ye acil önlem çağrısı Birleşmiş Milletler (BM) İnsa ni Yardım Koordinatörü Jamie McGoldrick, İsrail’in Gazze’ye yönelik kısıtlamalarını artırmasının ardından bölgedeki durumun çok daha kritik bir hal aldığı uyarısında bulunarak Filistin halkı için acil önlemler alınması çağrısında bulundu. McGoldrick, İsrail ve Mısır’ın eşzamanlı aldığı gümrük kapılarını kapatma kararıyla Gazze’de sağlık başta olmak olmak üzere birçok alanda insani kriz yaşanabileceğini belirtti. 19 ölü, 25 kayıp, 103 kişi kurtarıldı KaGıçÖbırÇkıMlsaErNınFAdCaİASI KKTC ile Mersin Taşucu arasındaki uluslararası sularda Suriyeli göçmenleri taşıyan geminin batması sonucu 19 kişi yaşamını yitirdi, 25 kişi kayboldu. 103 kişi ise çalışmalar sonucunda kurtarıldı. Kurtarılan göçmenlerden 1’inin çocuk, 1’inin kadın, 101’inin erkek olduğu, kayıplardan 1’inin ise hamile bir kadın olduğu öğrenildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, dün sabah 05.37’de, yaklaşık 150 kişilik göçmen grubunu taşıyan bir gemiden, KKTC’nin 30 kilometre açıklarında bulundukları bildirilerek yardım talep edildi. Bunun üzerine sahil güvenlik ekipleri olay yerine sevk edildi. KKTC Sahil Güvenlik Komutanlığı ile iletişim kuruldu ve bölgede bulunan tüm ticari gemilere acil yardım çağrısı yapıldı. Batan geminin yerinin tespit edilmesinin ardından sahil güvenlik ekipleri 103 göçmeni kurtardı. 19 göçmenin cansız bedenine ulaşıldı. Hayati tehlikesi bulunan bir göçmen Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı helikopteri ile Girne’ye götürülürken, 102’si ise botlarla Mersin’in Silifke ilçesindeki Taşucu Limanı’na getirildi. Göçmenlerden bazıları ambulanslarla hastaneye ulaştırıldı. Kayıp olduğu değerlendirilen yaklaşık 25 kişi için ise bölgede arama çalışması başlatıldı. Uzmanlar, Akdeniz sularının rüzgârsız ve dalgasız olduğuna dikkat çekerek, geminin batmasının şaibeli olduğuna dikkat çekiyor ve gemi personeli tarafından batırılmış olmak ihtimalini dile getiriyor. l Haber Merkezi Çark etti ama ikna edemedi Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı görüşmedeki tavrı ülkesinde hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kanattan yoğun eleştiri alan ABD Başkanı Donald Trump çark etti. Ülkesinin istihbarat servislerinin raporlarına rağmen, “Rusya’nın 2016 seçimlerine müdahale etmesi için bir neden göremiyorum” yorumuyla tepki çeken Trump, önceki gün yaptığı basın toplantısında, “Cümleyi şöyle sarf etmiş olmam gerekirdi: Rusya’nın seçimlere müdahale ‘etmesi’ için değil, ‘etmemesi’ için neden göremiyorum. Dolayısıyla bu düzeltmeyi yapıp böyle söyledim varsayın” şeklinde konuştu. Toplantıda gergin olduğu gözlenen Trump ay rıca, “ABD istihbarat servislerine inancının ve desteğinin tam olduğunu, istihbarat servislerinin Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğine dair vardığı sonucu da kabul ettiğini, ancak tüm bunların seçimlerin sonucunu değiştirmediğini” söyledi. ABD Başkanı’nın bu sözleri kâğıttan okuması da dikkat çekti. Helsinki zirvesi boyunca “jeopolitik rakibine dost ve müttefik ülke muamelesi yaptığı” eleştirilerinin merkezindeki Trump, yaptığı son açıklamasında ikna edici bulunmadı. Zira ABD Başkanı, zirvenin ardından Fox News’a verdiği demeçte de, “Putin’in iddiaları reddettiğini ve kendisinin bunu çok inandırıcı bulduğunu” sözleriyle aynı görüşü tekrarlamıştı. Demokrat Senatör Charles Schumer Donald Trump de Trump’ın bu çelişkili tavrına dikkat çekerek, “Eğer Başkan Putin’e yanıldığını, bizim ve istihbarat servisimizin haklı olduğunu yüz yüzeyken söyleyemiyorsa daha kötü” ifadelerini kullandı. ABD’deki 2016 seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği sonucuna varan Amerikan istihbaratı, devlet onaylı kampanyalarla Demokrat aday Hillary Clinton’ın siber saldırılar ve sosyal medyadaki sahte haberlerle itibarsızlaştırıldığını duyurmuştu. Seçimlere ilişkin soruşturmada 12 Rus ajanı, Demokrat Parti’ye siber saldırıda bulunmakla suçlanmıştı. İdlib’de büyük tahliye Suriye’de cihatçı güçlerin etkin olduğu tek vilayet olan İdlib’deki iki Şii kasabasında tahliye anlaşmasına varıldığı duyuruldu. El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam, İdlib’in ortasında bulunan Fua ve Kefraya’yı yaklaşık üç yıldır kuşatma altında tutuyordu. Bölgede tahliyeler için Türkiye ile Rusya arasında görüşmelerin sürdüğü, dün muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SİHG) tarafından duyurulmuştu. SİHG’den dün yapılan açıklamada ise Şii köylerinden 7 bine yakın kişinin Halep yakınlarında, Şam’ın kontrolünde olan bölgelere sevk edileceği buna karşılık Suriye hükümetinin hapiste tuttuğu 1500 civarında cihatçının serbest bırakılacağı öne sürüldü. Anlaşmanın ayrıca Hizbullah’ın elinde bulunan 34 cihatçının serbest kalmasını da içerdiği belirtildi. Suriye devlet televizyonu, tahliyeler için bölgeye 121 otobüsün sevk edildiğini duyurdu. Göçmenlere karşı sert tedbirler uygulayan Macaristan’ın sınıra ördüğü dikenli teller tepki çekmişti. Macaristan’dan BM’ye göçmen resti Avrupa’da göçmen/sığınmacı politikasında sağ kanadın öncülerinden Macar hükümeti, ABD dışındaki Birleşmiş Milletler (BM) ülkelerinin kabul ettiği göçmen sözleşmesine dahil olmayacağını duyurdu. BM Genel Kurulu’nda geçen hafta yapılan oturumda ABD hariç 192 ülke, tam adı “Güvenli, Düzgün ve Düzenli Göç İçin Küresel Sözleşme” olan metne onay vermişti. “Hiçbir ülkenin göçün yarattığı fırsatlar ve zorluklarla tek başına edemeyeceğini” vurgulayan, göçmenlerin haklarının da güçlendirilmesini hedefleyen 34 sayfalık metne Macaristan şartlı onay vermişti. Zirvede yok Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında, BM’nin göçmenlerle ilgili işlettiği sürecin ülkesinin güvenlik çıkarlarına aykırı olduğu gerekçesiyle sözleşmeden çekilme kararı aldıklarını duyurdu. Macar hükümetinin, BM’nin küresel göç paketini “sağduyuya ve Avrupa’nın güvenliğinin tekrar sağlanması niyetine ters” olarak değerlendirdiğini söyleyen Szijjarto, sözleşmenin “olağanüstü tehlikeli, radikal, ön yargılı ve göçe teşvik edici olduğunu” savundu. Macar Bakan, ülkesinin Fas’ın Marakeş kentinde aralıkta düzenlenecek olan ve sözleşmenin kabul edilmesinin beklendiği bakanlar düzeyindeki zirveye katılmayacağını, metnin BM Genel Kurulu’nda oylamaya sunulması halinde ise ülkesinin “Hayır” oyu kullanacağını da duyurdu. Victor Orban liderliğindeki Macar hükümeti, Avrupa Birliği’nde (AB) uygulanan sığınmacı kotasına ilk karşı çıkan hükümetlerden biriydi. Orban’ın katı duruşunun, geçen ay sonunda yapılan ve göçmenlere kapıları kapatma eğiliminin öne çıktığı AB liderler zirvesinde de etkili olduğu biliniyor. Sınırda dayanışma için gözaltı kararı Fransa’nın Briançon kentinde, “düzensiz göçmenlerin ülkeye geçişini sağladıkları ve yardım ettikleri” gerekçesiyle 4 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Önceki gün gözaltına alınan 4 kişinin, 22 Nisan’da Fransa’nın İtalya sınırındaki Col de L’Echelle bölgesinde göçmenlerin geçişinin engellenmesine karşı gerçekleştirilen yürüyüşe katılmış oldukları öğrenildi. İnsani yardım faaliyeti yürüten kuruluşlar gözaltıların Anayasa Mahkemesi kararına aykırı olduğunu savunurken Briançon Jan darma Komutanlığı önünde bir protesto gösterisi düzenlendi. Fransa Anayasa Mahkemesi, yaklaşık 10 gün önce düzensiz göçmenleri sınırdan geçirdiği için 4 ay hapis cezasına çarptırılan Fransız çiftçi Cedric Herrou’nun, Fransa Anayasası’nın temelini oluşturan “dayanışma” prensibi gereğince yargılanamayacağına hükmetmişti. Herrou’nun göçmenlerin bölgeden geçişlerine ve Fransa’da barınmalarına yardımcı olduğu gerekçesiyle açılan dava, ülke kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. ‘Direniş merkezi’ hükümetin elinde Hükümetin emeklilik reformuna karşı protestoların kanlı çatışmalara dönüştüğü Nikaragua’da güvenlik güçlerinin, Masaya kentindeki protestolarında direniş merkezi haline gelen Monimbo mahallesinde kontrolü yeniden ele geçirdiği duyuruldı. Muhaliflerin barikat kurarak kontrol ettiği bölge, yaklaşık 7 saat süren operasyon sonucunda güvenlik güçlerinin eline geçti. Nikaragua İnsan Hakları Derneği, operasyonda polisin orantısız güç kullandığını savunurken ağır bombardıman sonucunda biri polis üç kişinin 7 saat süren operasyona milis güçler de katıldı. yaşamını yitirdiğini açıkladı. Hükümet güçleri, hafta başında Masaya kenti ile Niquinohomo, Catarina ve Monimbo bölgelerinde operasyon başlatmıştı. Ülkede 18 Nisan’da başlayan gösteriler sırasında en az 280 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. May’den muhaliflere erken seçim tehdidi Britanya Başbakanı Theresa May’in, ülkenin Avrupa Birliği’nden ayrılmasına (Brexit) ilişkin meclis oylaması öncesinde Muhafazakâr Parti içerisindeki muhalif milletvekillerini erken seçimle tehdit ettiği belirtildi. The Times’ın haberine göre önceki gün yapılan ve May’in küçük farkla kazandığı bir Brexit oylamasından birkaç dakika önce, eski bakanlardan Stephen Hammond ve Nicky Morgan’ın başını çektiği AB yanlısı muhaliflere, “Eğer plan kabul edilmezse bu yaz seçime gidebi liriz” mesajı verildi. AB ile gümrük düzenlemeleri konusunda parlamentoda yapılan oylamayı May hükümeti, 301’e karşı 307 gibi küçük bir çoğunlukla kazandı. Theresa May C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle