22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 19 Temmuz 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ zamma çöGzıüdma iothlmaaladtııHYEUMRTDTEAVŞLIENTCEEHBEİNMEDZEARAR 119 milyon TL’lik ithalata karşın koyun etinin kilosu 43 TL’den 50 TL’ye yükselirken 468 milyon TL’lik kırmızı et ithalatına rağmen, dana eti de 39 TL’den 43 TL’ye çıktı Gıda ve tarım ürünlerinde fiyat artışı yaşanmasının su bir artış kırmızı ette de yaşandı. 2017’nin OcakMayıs döneminde 6.9 milyon çu, ürünleri depoda bek dolar olan kırmızı et itha lettiği gerekçesiyle stok latı, bu yılın aynı döne çulara atılırken fiyatları aşağı çekmek için ithalata GAMZE BAL minde 122.1 milyon dolara (468.3 milyon TL) çık başvuruluyor. Ancak ta tı ancak ithalattaki bu ar rımda yapılan ithalatlar fiyatları tış, kırmızı et fiyatlarını geri aşağı çekmediği gibi, zamlanan letmek bir yana sabit bile tuta ürünler de yine yurttaşın cebi madı. 2018’e 39 TL’den başla ni yakıyor. yan dana etinin kilogram fiya Türkiye İstatistik Kurumu’na tı, geçen ay 43 TL’yi aştı. Ay (TÜİK) göre, 2017 OcakMa nı şekilde 2017 Haziranı’nda 31 yıs döneminde koyun ithalatı TL olan sakatat fiyatları, 2018 na 3.8 milyon TL harcanmışken Haziranı’nda 34 TL’ye yükseldi; 2018’in aynı dönemindeki tutar 2017 Haziranı’nda 56 TL olan su 119.3 milyon TL’ye ulaştı. Ancak cuğun kilogram fiyatı ise 2018 koyun eti fiyatlarında herhangi Haziranı’nda 63 TL’ye çıktı. bir düşüş görülmedi. Buna göre 2017’de 4143 TL arasında deği Döviz saçılıyor şen koyun eti fiyatları, 2018’e 42 Diğer yandan gıda ve tarım TL’den başlayıp, 2018 Haziran’da ürünlerindeki yüksek fiyatlar it 50 TL’ye kadar yükseldi. Benzer halat ile düşmediği gibi, ithala YUMURTAYa ENFLASYONUN ta ödenen döviz miktarı da sürekli artıyor. Türkiye’nin ithal sığırın bir kilo canlı ağırlığı için 2010’da ödediği miktar 6.35 TL ÜZERİNDE ZAM iken, bu yıl bu miktar yüzde 135 artışla 14.92 TL’ye ulaştı. Buna Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUMBİR) Genel Sekreteri Hüseyin Sungur, yumurta fiyatlarının yılbaşından bu yana ortalama göre 2017 OcakMayıs arasında sığır ithalatına ödenen tutar 455 milyon dolar iken, bu yılın aynı döneminde 677 milyon dolara yükseldi. Bu durum, sığır ithala yüzde 18 arttığını açıkladı. tının bir yılda yüzde 57, ithalata 2018’in başında 1250 lira ödenen dövizin de yüzde 49 art olan yumurta yeminin tonu masına sebep oldu. 2017’nin ilk nun şu anda 1550 lira olduğunu belirten Sungur, “Yem fiyatları 6 ay içinde yaklaşık yüzde 25 arttı. Maliyetlerimizin yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Kurdaki artışlar da etkiledi. Bir yumurtanın ortalama maliyeti 2728 kuruş” dedi. beş ayındaki buğday ithalatı da 389 milyon dolardan 2018’in aynı döneminde 601 milyon dolara yükseldi. Ocakmayıs dönemi buğday ithalatı geçen yıla göre yüzde 56, ödenilen döviz yüzde 54 ve karşılığı TL yüzde 64 daha yüksek seyretti. DIŞALIM, İç desteği solladı Maliye Bakanlığı 2017’de tarıma verilen desteklerin 12.7 milyar TL olduğunu açıklasa da, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre yalnızca 8 tarım ve gıda ürünü ithalatına 20.6 milyar TL harcandı. Buna göre söz konusu 8 ürünü oluşturan kırmızı et, sığır, koyun, buğ day, mısır, soya, ayçiçeği ve pamuk ithalatına, 2018 OcakMayıs arasında toplam tarımsal destekten yüzde 62 oranında daha fazla harcama yapılmış oldu. Türkiye’deki tarımsal desteklerin üretimi planlamaya yetmediği için eleştiri konusu olmasının üzerine bir de, yapılan ithalat destekten fazla olunca, hangi ürünü ne kadar üreteceğini tek başına planlayamayan çiftçi, üretimden uzaklaşıyor. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’na göre, Türkiye’nin ana vatanı olduğu buğdaydan para kazanamayan çiftçi, son 15 yılda 17 milyon dekar alanda buğday ekmekten vazgeçti. Öte yandan, yalnızca gıda ürünlerinde değil, çoğu durumda ‘tekstil ülkesi’ olmakla övünülen Türkiye’deki pamuk ithalatı da bir yılda 22 milyon dolar yükseldi. Geçen yılın ocakmayıs dönemindeki pamuk ithalatı 386 bin ton olan Türkiye, bu yılın aynı döneminde 390 bin ton pamuk ithal etti. Bu ithalata ödenen miktar da 691 milyon dolardan, 713 milyon dolara çıktı. Fon işsize akmıyor CHP’li Murat Bakan, konuyu TBMM gündemine taşıdı. Star’da 700 işçi zehirlendi İzmir Aliağa’daki Star Rafinerisi şantiyesinde çalışan 700 işçi, önceki akşam yedikleri tavuk yemeğinden zehirlenerek bölgedeki hastanelere kaldırıldı. Daha önce de aynı işyerinde zehirlenme olayı yaşandığını anımsatan işçiler, “Ya bu yemek şirketi değişecek ya da biz öleceğiz” diye duruma tepki gösterdi. İzmir İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur, yemekten aldıkları örnekleri tahlile gönderdiklerini bildirdi. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan geçen yıl temmuz, bu yıl mayıs ayında işçilerin yine yemekten zehirlendiklerini anımsattı. TBMM’de soru önergesi veren Bakan, “Bugüne dek Star Rafinerisi’nde meydana gelen zehirlenmelere ilişkin soruşturma yürütüldü mü, yürütüldüyse soruşturmalar ne şekilde sonuçlandı, yürütülmediyse neden yürütülmedi” diye sordu. l İZMİR Çinli şirkette maaş eylemi Tuzla’da faaliyet gösteren Çin merkezli güneş paneli üreten özel firma CSUN fabrikasında çalışan işçiler, üç aydır maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylem yaptı. İstanbul Fındıklı’da toplanarak Tophane’deki İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önüne yürüyen işçilere Birleşik Metalİş Başkanı Adnan Serdaroğlu destek verdi. 18 Hazirandan beri fabrikada üretimin durdurulduğuna dikkat çeken Serdaroğlu, işçilerin bu süre zarfında fatura ve zaruri ihtiyaçlarını ödeyemediklerine vurgu yaparak, “Hükümetin bu soruna acilen çözüm bulması gerek” dedi. l Ekonomi Servisi Mart 2002’den bu yana İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işsize 20.6 milyar lira ödeme yapılırken fonda biriken para bunu 6’ya katladı Amaç dışı kullanımlarıyla kamuoyunun tepkisini çeken İşsizlik Sigortası Fonu’nun büyüklüğü, bu yılın ilk yarısında yaklaşık 8.3 milyar lira artarak 125 milyar liraya ulaştı. Fon’dan Mart 2002’den geçen ayın sonuna kadar 6 milyon 182 bin 363 kişiye toplam 20 milyar 657 milyon 493 bin lira ödeme yapıldı. İşsizlik Sigortası Fonu, geçen yıl sonu itibarıyla 116 milyar 720 milyon 522 bin liraydı. İşsizlik ödeneğinden yararlanmak için geçen ay 113 bin 989 kişi fona başvurdu. Önceki dönemde başvuranlarla birlikte haziranda 417 bin 903 kişiye yapılan ödeme miktarı, 366 milyon 148 bin 97 lira oldu. Doğum yapan kadın ile evlat edinen kadın veya erkeğe, yarım gün çalışmayı tercih etmeleri halinde verilen yarım çalışma ödeneğinden haziran ayında 1870 çalışan faydalandı. Toplam 1 milyon 604 bin 798 lira yarım çalışma ödemesi yapıldı. Meslek eğitimleri İşverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleriyle ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde çalışanların ödenmeyen ücretinin ödenmesine imkân veren Ücret Garanti Fonu’na geçen ay başvuran bin 160 kişiye toplam 4 milyon 609 bin 996 lira ödendi. Şubatta istihdam destekleri için İşsizlik Sigortası Fonu’ndan 3.4 milyar lira kaynak kullanılacağı açıklanmıştı. Geçen yıl mesleki eğitim için 3.7 milyar lira kaynak kullanılırken, işbaşı eğitimleri için 1.9 milyar lira, işsizlik ödeneği için 3.8 milyar lira harcandı. l Ekonomi Servisi Son bir yılda 400’ü sendikalı, 100’ü sendikasız toplam 500 işçi, sendikalaşma çabaları nedeniyle işinden oldu. TEKSİF, Türkİş ve Güvenliİş Sendikası’ndan işçilere destek geldi. Hugo Boss çalışanlarına destek Türk İş’e bağlı Türkiye Tekstil Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası’ndan (TEKSİF), sendikalaşma çabaları sonucu işlerinden olan Hugo Boss işçilerine destek geldi. Ege Serbest Bölgesi’nde kurulu Almanya menşeili Hugo Boss firması, bir yıldır haksız işten çıkarmalarla gündeme geliyor. Dün de işçiler için İstinye Park’ta basın açıklaması yapıldı. TEKSİF, Türkİş ve Güvenliİş Sendikası’nın katıldığı basın açıklamasında konuşan TEKSİF Ge nel Başkan Yardımcısı Ersin Çelik, bir yılda 400’ü sendikalı, 100’ünün ise sendikasız olmak üzere toplam 500 işçinin işten atıldığını aktardı. “Geçen gün bir arkadaşımız ceket kol düğmelerini yanlış diktiği gerekçesiyle atıldı. 9 yıllık emeği hiçe sayıldı, tek kuruş tazminat verilmedi” diyen Çelik, “Kurulan odalara çekilip zorla istifa ettirilmeye çalışılmaktadır ve ayrıca Hugo Boss işçisinin anayasal hakkını kullanma arzusu yönetimin baskılarıyla engellenmeye çalışılıyor. An cak biz burada haksızlığın ve adaletsizliğin karşısında olmaya devam edeceğiz” dedi. TEKSİF sendikasına bağlı işçilerin anayasal hakkını kullanmak için başlatmış olduğu Hugo Boss mağazasındaki örgütlenmede çalışan işçilerin iş hakkının feshedildiğini ifade eden Türkİş İstanbul 1. Bölge Temsilciliği Başkanı Adnan Uyar da, “Biz bu ülke için ölürken, birileri bu ülkeyi sömürüyorsa itirazımız bunadır” diye konuştu. l Ekonomi Servisi ekonomi 11 ‘Büyük Dönüşüm’ “Utanç verici”, “haince”, “Putin’in kuklası”. Bu ifadeler, pazartesi günü Helsinki’de yapılan TrumpPutin zirvesinde, Trump’ın bir rakip ülkenin liderinin önünde kendi istihbarat örgütlerine güvensizliğini belirtmesinin ardından, Washington Post, New York Times, Politico, Wall Street Journal gibi yayınların yorumlarında, Cumhuriyetçi Parti liderlerinde, kimi Trump taraftarlarında oluşan öfkeyi yansıtıyor. Trump yönetiminden, adını vermek istemeyen bir üst düzey görevli, “Trump inanılmaz derecede zayıf göründü. Putin ise bir şampiyon gibi duruyordu” diyormuş. Bu fiyasko yalnızca Trump’ın yetersizliğinden, belki de 2016 seçimlerinden dolayı Putin’e olan bir borcundan kaynaklanmıyor. Bu fiyasko, gelişmekte olan bir “büyük dönüşümün” semptomu... Küreselleşmeden sonra... Reagan’dan, Trump’a gelene kadar, ABD dış politikasının önceliği, serbest piyasa modeline dayalı küreselleşmenin önünü açmaktı. 11 Eylül 2001’in ardından yayımlanan Savunma Stratejisi bile küreselleşmenin korunmasının önemini vurguluyordu. Büyük mali kriz, 2007’de uluslararası mali sermayenin ekonomik modeline, kültürel egemenliğine (“Davos Man”) ve siyasi gücüne büyük bir darbe vurdu. Böylece de dünya yeniden, Karl Polanyi’nin “Büyük Dönüşüm” (1944) başlıklı yapıtının, “100 Yıllık Barış” bölümünde işaret ettiği “faza” girmeye başladı: Mali sermayenin gücü kırılınca, sanayi sermayesinin çıkarları öne çıkmaya başlar, ondan sonra, artık kimse büyük savaşı önleyemez... Mali krizden bu yana küreselleşmeden geri dönülmekte olduğundan söz ediliyordu. Ancak, ilk kez ABD güvenlik politikası çevrelerinde serbest ticaretin, küreselleşmenin stratejik bir tehlike olarak görülmeye başlandığını duyuyoruz. Bu açıdan bakınca da Trump’ın ekonomi politikaları daha anlaşılır olmaya başlıyor. Sorunlar adamın yetersizlikleri bir yana, tutarlı bir “büyük strateji” yokluğunun ürünü yalpalamalardan kaynaklanıyor. Financial Times’dan Rana Foroohar’in aktardığına göre, haziran sonunda ABD’de Ulusal Savunma Üniversitesi’nde düzenlenen bir toplantıda, çok sayıda uzman, askeri ve sivil liderler, iş çevrelerinin temsilcileri tam da bu konuyu konuşmuşlar. Katılımcılar, II. Dünya Savaşı sonrası düzenin artık bozulduğunu, Çin’in yükselişini, bu koşullarda, ABD’nin sanayi ve savunma yapılanmasını güçlendirmek, “bir sanayi politikası” düşünmek gerektiğini vurgulamışlar. Eve dönüş başlarken Bu toplantıda, ABD ile Çin ekonomileri arasındaki entegrasyonun, özellikle tedarik zincirleri üzerinden getirdiği tehlikeler tartışılmış. Toplantıya katılanlar, sanayide, yalnızca ticaret savaşlarına değil, gerçek savaşlara da dayanabilecek bir tedarik zinciri yapılanması gerektiğini vurgulamışlar. Tartışmalardaki genel hava, şirketlerin küreselleşmiş yapılanmalarında “laissez faire döneminin” bittiği yönündeymiş. Foroohar, “Çokuluslu şirketler tedarik zincirlerini zaten kısaltmaya başlamışlardı” diyor ve ekliyor, “eğer ABD’deki askeri sınai kompleksin istedikleri olursa, bu tedarik zincirleri eve yakın noktalara taşınarak daha da kısalacak”. Trump’ın, NATO ve AB’yi zayıflatma çabaları, geçen hafta Avrupa’yı “ekonomik düşman” olarak tanımlamasına yol açan ticaret savaşları politikası, aktardığım toplantıda egemen olan mantıkla yakından bağlantılı. Ancak, Çin’in yükselişini, serbest ticareti, bir güvenlik riski olarak gören yaklaşım, siyasi alanda “ittifaklarla ve rakipler arasındaki ayrımı bulanıklaştırarak” daha büyük risklere yaramaya başlıyor. Örneğin, ABD’nin II. Dünya Savaşı sonrasında kurduğu uluslararası düzende en önemli müttefikleri, Almanya ve Japonya ile ABD arasındaki bağlar zayıflıyor. Batı ittifakı dağılırken, AB ve NATO zayıflarken, Almanya ve Japonya (II. Dünya Savaşı, öncesinin militarist güçleri) ittifakın koyduğu sınırlamalardan kurtulmaya başlıyorlar. Almanya savunma harcamalarını artırıyor. Avrupa Birliği ile Japonya, ABD’nin korumacılık önlemlerine karşı bir serbest ticaret anlaması imzalıyor. ABD Çin karşısında giderek yalnızlaşıyor. Manzara, Polanyi’nin yapıtında betimlediği dünyaya benzemeye devam ediyor. Eski Fed yöneticileri krize karşı uyardı ABD Merkez Bankası (Fed) eski yöneticileri Ben Bernanke, Timothy Geithner ve Henry Paulson, son finans krizinden 10 yıl sonra ABD’nin başka bir finansal erimeyle mücadele kabiliyetine ilişkin çeşitli endişelerini dile getirdi. Üçlü, bankacılık sisteminin krizi dönemine göre çok daha güçlü olduğu görüşüne katılmakla birlikte ABD’nin mücadele araçlarında bazı zayıf noktalar görüyorlar. Üçlü, ABD’nin giderek şişen bütçe açığına da dikkat çekti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle