24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 16 Temmuz 2018 4 Saray ‘ferman’ları haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ Cumhurbaşkanlığı 7 kararname daha yayımladı. Buna göre ordu Saray’ın denetimine alınırken, DDK’nin yetkileri ‘olağanüstü’ genişletildi Cumhurbaşkanlığı 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde 7 yeni kararname daha yayımladı. 800 maddelik 4 nu maralı Cumhurbaşkanı Kararname si ile 52 kurum ve kuruluşun teşki lat, görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirlendi. Di ğer Cumhurbaşkanlı ğı kararnameleri ile de Devlet Denetleme Ku rulu, Milli Güvenlik SİNAN TARTANOĞLU Kurulu Genel Sekreterliği, Yüksek Askeri Şura, Savunma Sana yii Başkanlığı’nın kuruluş yasaları da silbaştan değiştirildi. Diyanet İş leri Başkanlığı’nın teşkilatına ilişkin düzenleme ise henüz yapılmadı. Dün yayımlanan Cumhurbaşkanlı ğı kararnamelerinde dikkat çeken un surlar şöyle: n DDK’ya en geniş yetki: Geçmiş te de Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Dev let Denetleme Kurulu’nun (DDK) yet ki ve sorumlulukları arttırıldı. Kurul, tüm devlet sistemi içindeki teftiş sis teminin üst denetleme organı olarak tanımlandı. Bakanlıklardaki teftiş ku rullarının inceleme ve soruşturma faa liyetlerinin tüm ilkelerini belirlemek le yetkilendirildi. Bürokrasideki tüm soruşturmalara ilişkin usul ve esas lar ile soruşturmacıların niteliklerinin bile DDK tarafından belirlenmesinin önü açıldı. Kurul, ivedi durumlarda doğrudan kurul başkanının onayı ile inceleme görevine başlayabilecek. n Soruşturma ve görevden alma yet kisi: Kurul, bugüne kadar; incelenen konularla ilgili rapor hazırlar, rapor da teftişi ve tahkiki veya dava açılma sını istediği konuları belirtirdi. Dava açılması gereken konular, adli ve ida ri mercilere parlamenter sistemde ta rafsız olan Cumhurbaşkanı tarafından iletilirdi. Daha önce sadece inceleme raporu hazırlayan Kurul, artık, soruş turma ve disiplin soruşturması rapor ları da düzenleyebilecek. Devlet De netleme Kurulu, her kademe ve rütbe deki görevlilerin kamu kurum ve ku ruluşundan ihracını bile isteyebile cek veya ilgililer hakkında suç duyu rusunda bulunabilecek. Yeni karar nameye göre Devlet Denetleme Kuru lu, denetimi güçleştiren veya engel leyen davranışlarda bulunan, görev de kalması halinde kamu zararını art tıracağı, suç delillerini karartacağı an laşılan her kademe ve rütbedeki gö revliler hakkında görevden uzaklaş tırma tedbiri uygulayabilecek veya gö revlinin görevinden uzaklaştırılması nı ilgili kurumdan talep edebilecek. Devlet Denetleme Kurulu, soruşturdu ğu alanda, yargı organları dışında tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki, ka mu kurumunu niteliğinde olsun olma sın tüm meslek kuruluşlarındaki, ka muya yararlı tüm derneklerdeki, va kıflardaki, tüm askeri birimlerdeki gö revlileri rütbesi ve kademesinden ba ğımsız olarak görevden uzaklaştırabi lecek. Soruşturma sonucunda suç iş lendiği belirlenemeyen veya ihraç dı şında yaptırım önerilen görevliler der hal görevine başlatılacak. n Başkan orduyu denetleyecek: Da ha önce Devlet Denetleme Kurulu yar gı ve Silahlı Kuvvetleri denetleyemi yordu. Kurul artık, Genelkurmay Baş kanlığı, kuvvet komutanlıkları, Mil li Savunma Üniversitesi ile her türlü askeri okul, birlik ve birimlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı ve savunma sanayii şirketlerinde de netleme yapacak. Raporlar gizlenebilecek: Kurulda es kiden olduğu gibi yine başkan dahil 9 üye ile çalışacak. Yine eskiden olduğu gibi kurul üyeleri Cumhurbaşkanı ta rafından atanacak. Devlet Denetleme Kurulu’nun raporları gizli kalabilecek. n Cumhurbaşkanı bildiri yayımlaya cak: Cumhurbaşkanlığı bundan böy le bildiri yayımlayacak. TRT ise Cum hurbaşkanlığı bildirilerini yayımla makla yükümlü olacak. TRT, olağa nüstü haller ile seferberlik ve savaş hallerinde de Cumhurbaşkanlığı ko nuşmalarını yayımlama zorunda. n İcraatın içinden: TRT ayrıca Cumhurbaşkanı’nın faaliyetleri hak kında bilgilendirme yapmak zorun da da olacak. Cumhurbaşkanı faaliyet lerinin gerekçelerinin, yararlarının, usul ve esaslarının kamuoyuna “be nimsetilmesi için” haber bültenlerinin dışında, ayda 30 dakika radyo ve tele vizyon programları hazırlayacak. Bu programlarda, “TRT’nin yayın esas larına uymak, cevap hakkı doğura cak nitelikte olmamak ve siyasi çıkar amacı taşımamak” koşulları olacak. n TRT yayınları artık ‘tarafsız’ değil: dPrüzoefnelseömreoslinmdaeynagnerriekatdöımr Uyum yasası ile rektörlerin profesörler arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanması usulü değiştirilmiş, rektör olmak için ‘profesör olma’ usulü kaldırılmıştı. Bu düzenlemeden, yürürlüğe girmesinden kısa bir süre sonra vazgeçildi. Cumhurbaşkanı’nın rektörleri, 3 yıl profesörlük yapmış akademisyenler arasından ataması usulüne geri dönüldü. Merkez Bankası’nda bağımlılığa adım adım Çıkarılan son uyum KHK’si ile Merkez Bankası Yasası’nda reyle atanmaları” şartları da kaldırılan hükümler arasında yer almıştı. Bu konularda Cumhurbaşkanı’na yeni yetkiler tanınmış, da Cumhurbaşkanı’nın yetkili olması bek bankanın hükümetle ilişkisinin, Cumhur leniyor. Merkez Bankası başkan yardımcı başkanı veya görevlendireceği bir bakan ları da artık görev sürelerinin sonunda ye aracılığıyla sağlanmasının önü açılmış niden atanamayacak. tı. Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan ilk genelge ile de aralarında Merkez Emlak Bankası yeniden Bankası’nın da olduğu kurum ve kuruluş Kararnamelerle Türkiye Emlak Banka ların hangi bakanlıklarla “ilgilendirilece sı da yeniden kuruldu ve Çevre ve Şehir ği” belirlendi. Buna göre daha önce eko cilik Bakanlığı ile ilişkilendirildi. Musta nomiden sorumlu Başbakan fa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 3 Haziran Yardımcılığı’nın alanında bu 1926’da “Emlak ve Eytam Bankası” adı lunan Merkez Bankası, Ha altında kurulan banka, 1 Eylül 1946’da zine ve Maliye Bakanlığı Türkiye Emlak Kredi Bankası Anonim tSvePaşKzvgiskeutççetani ile “ilgilendirildi.” Ayrıca, BDDK, SPK, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Kalkınma Bankası; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Merkezi Finans ve İhale Birimi de Hazine ve Maliye Bakanlığı ile ilgilendirildi. Uyum KHK’si ile, “Merkez Bankası Ortaklığı’na dönüşmüştü. 1980’lerin sonunda, yolsuzluk iddialarıyla da anımsanan kurumun, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme yetkisi, 3 Temmuz 2001 tarihinde sona erdirilerek tasfiye edilmişti. Bankanın şubeleri de Ziraat Bankası ve Halkbank’a devredilmişti. Emlak Bankası’nın tasfiyeden çıkarılarak yeniden bankacılık yapabilmesinin Sğlstide“eylklaylcKaatukkdı.ayikrüddıy.ümğlszraoladllTnava.argiçgrralaeaıeznoauieülsauğeeıürp1lmeürnGariyıüKnnled3sceotnaznralnne,tıEtrsşl”yaıveıluta.aenıaaiymrkıtyll“uoaudr0kyürçonanyeımDbSelrrnZizslğiğaiıalOo.oereenrypl7mue;llmrhP(vaneoıtmaavadtdıiaTniSseemnğmr.nnmlrışreanKattnd2ebğaksaaiüüvıagPKao’ildleeelnviyy,0aııyyetıeekiaaebğrğyskndğKart“amçnremeadaerkeeny1zyasreıuüllalnddri8ı)ogdnnrıenaiüelkıvruiirakç,ityepd“iıCPoahzeöğnadavl’nu3nceitSı1rrBıçnçvmbekrk,ai3kiağdaeıetmaandgnıer1kye”ık’eıoıniisiiminmybknnrlrildlrıveAüreiTğaKartşgsgemryöardikruaaımsevheıidmssnseratitiğa1usayiorüazrarlonı5airıkilioaaddszeiymesaaıbnarrui.odçnndn.dkir.ruksdlımuzriieuı0tnvlCnıasanıtarğüluenaenumıokvrıaioalameuğtr7inlyçamiuarnyikeKnalenKş’nonmlezbaziau.iıceisnluaayşnlun32dnumtruuuaa”d.mkyssıöuzbrsariişaı0l0drerdltş.Dysnd’kyaaoge’adçıamyirauaddbaaez1rlC/eunaaainneareaönnae8llnrslaaoi8uınekSiiiatlşahıtrn,işmrşarzkoiııfs3mtıarpısşnlPrlbinaüoaKrıtoanlabçeaelsdalo,ed1pıeidtalKisşiiryomuıırsşlladirrrmprfüsnkaramuraaentıalai”idtuarzulepnıBhanlürricdmrkiuenzşizia.iiılafmıiavunnillydo şaaşeeaat Başkanı’nın, Bakanlar Kurulu kararıyla 5 yıllık bir dönem için atanacağı, bu sürenin sonunda yeniden atanabileceği” hükmü de yürürlükten kaldırılmış, yerine ise herhangi bir düzenleme yapılmamıştı. Bu konuda Cumhurbaşkanı’nın yetkili olması bekleniyor. Merkez Bankası başkan yardımcılarında aranan “meslekleri ile ilgili olarak en az 10 yıl çalışmış olma” koşulu ile “başkanın önerisi üzerine müşterek kararla 5 yıl sü önünü açan düzenleme geçen yıl yasa laşmıştı. Öte yandan Kişisel Verileri Koruma Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Ada let Bakanlığı ile; yeni sistemin ilk kurumlarından biri olan Nükle er Düzenleme Kurumu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile; Ata türk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kültür Bakanlığı ile, Türkiye İhracat Kre di Bankaları ise Ticaret Bakanlı Murat ğı ile ilişkilendi Çetinkaya rildi. ‘Dışarıda’da doğrudan onay “M illetlerarası Antlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre Türkiye adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak anlaşmalar Cumhurbaşkanı kararıyla onaylanacak. Eskiden olduğu gibi yasalarda değişiklik getiren hükümler içeren her türlü milletlerarası anlaşmanın onaylanması veya bunlara katılım için ise Meclis’in onayı veya bir kanun çıkarması gerekecek. TBMM tarafından onay ya da katılım konusunun uygun bulunması zorunlu olan milletlerarası anlaşmaların Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’ye gönderilmesi kapsamındaki hazırlık çalışmaları ise Dışişleri Bakanlığı’nca yürütülecek. “Milletlerarası bir anlaşmaya dayanılarak yapılan anlaşmalar ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari veya teknik anlaşmalar” ile “ekonomik, ticari veya teknik münasebetleri düzenleyen anlaşmalardan devlet maliyesi bakımından yüklenme gerektirmeyen, kişi hallerine ve Türk vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmayan anlaşmalar” da Cumhurbaşkanı’nca doğrudan onaylanacak. Ayrıca NATO Anlaşması’na taraf olan devletler ve NATO ile yapılan anlaşmalardan Türk kanunlarına değişiklik getirmeyenler Cumhurbaşkanı’nca doğrudan onaylanacak. TRT’nin kuruluş yasasında yer alan yayınların tarafsızlığı ile ilgili ilkelerin tamamı kararname ile çıkarıldı. TRT’nin artık, “Kişilerin özel hayatlarına, şeref ve haysiyetlerine saygılı olmak”, “Dürüstlük anlayışına bağlı kalmak”, “Haberlerin toplanması, seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk ve çabukluk ilkeleri ile çağdaş habercilik teknik ve metotlarına bağlı olmak”, “Haberleri ve yorumları ayırmak ve yorumların kaynaklarını açıklamak”, “Tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerına alet olmamak” gibi yasal zorunluluk ları kalmadı. Yayınlarının tarafsızlığına ilişkin hükümleri kuruluş yasasından kaldırılsa da TRT’nin “Tarafsız bir kamu tüzelkişiliğine sahip” olma tanımı korundu. n Karar ve genelgeler gizlenebilir: Daha önce Başbakanlık tarafından yayımlanan Resmi Gazete’nin Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanması benimsendi. Buna göre Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Resmi Gazete’de yayımlanması gerekecek. Ancak Cumhurbaşkanlığı bazı karar ve genelgelerin Resmi Gazete’de yayımlanmasına onay vermeyebilecek. n Şartlı, şartsız bağış kabulü: Başbakanlık’a bağlı kurumlardan AFAD İçişleri Bakanlığı’na, TİKA ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlandı. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok yardım kampanyası düzenleyen AFAD’ın teşkilat şemasında daire başkanlıklarına “Gönüllü ve Bağışçı İlişkileri Dairesi Başkanlığı” da eklendi. Bu daire başkanlığının görev tanımında yer alan “Her türlü şartlı, şartsız bağışlar ile yardımları kabul etmek” ve “Her türlü ürün, hizmet, menkul, irat ve vasiyet bağışları ile ayni ve nakdi yardımları kabul etmek” maddeleriyle kuruma bağış adı altında her türlü ayni ve nakdi yardımın aktarılabilecek olması dikkat çekiyor. l ANKARA Botanik Bahçesi... Bir uygarlık köşesidir “Botanik Bahçesi.” İstanbul Üniversitesi’nin biyoloji bölümünün eğitim bahçesi. Tıp fakültesinin ilk yılını “fizik kimya zooloji botanik” eğitimi alarak yaşadık. Botanik bahçesi bizim anılarımızdır. Orada çekilmiş fotoğraflarımız var. Prof. Dr. Heilbronn kurmuştu bahçeyi. Eşi Prof. Dr. Sara ile. Dört profesör de Hitler zulmünden kaçıp Türkiye’ye sığınmıştı. Fizikte Prof. Zuber, kimyada Prof. Breusch, botanikte Prof. Heilbronn. Üç profesör de Yahudi idi. Zooloji profesörü Kurt Cosswig Yahudi değildi. Eşi de ari ırktandı. Ama Yahudilere yapılan haksızlığı protesto etmek için kürsüsünü ve vatanını terk etmişti. Aydın kişilik örneği. Botanik bahçesi bu nedenlerle sadece bahçe değildir, bir uygarlık simgesidir. Alman faşizmine karşı çıkışın simgesidir. Botanik bahçesi, bir diktatörün zulmüne karşı dikilen ağaçların, güneşe uzanan dalların, yaprakların gür sesidir. Alman faşizminden kaçan bilim insanlarına kollarını açan Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetinin doğasıdır bu bahçe. Yıkın şimdi bu bahçeyi. Yıkın şimdi bu uygarlık köşesini. Yıkın. Size yakışmıyor zaten. Uygarlıkla kan uyuşmazlığınız var. Botanik bahçesini yıkın. Müftülüğe verin. Tekke yapın. Zaviye yapın. Dergâh yapın. Ama doğayı hapsedemezsiniz, unutmayın. Ağaçlar, size inat göklere yükselirler. Yapraklar, size inat başlarını güneşe kaldırırlar. Onları burada sökersiniz, ummadığınız yerde çıkıverirler. Doğayı hapsedemezsiniz. HHH Öğrencileri hapsetmişsiniz. Bir karikatürü pankart yapmışlar, hakaret sayılmış, tutuklanmışlar. O karikatür daha evvel yargı konusu olmuş, beraat etmiş. Şimdi suç sayılmış. Öğrenciler tutuklanmış. Hapiste kaç öğrenci var, biliyor musunuz? Yeni Milli Eğitim Bakanı bu konuyla ilgilenebilecek mi acaba? Prof. Ziya Selçuk’u tanıyanlar beğeniyor da ondan soruyorum. O da ne yapacak? İlgilense “hukukun işi” diyecekler. İlgilenmese içi rahat etmeyecek. Bakanın yetkisi var mı ki? Varsa da nereye kadar? İş “Reis”e dayanınca akan sular duracak. Prof. İbrahim Kaboğlu, Erdoğan’a “monokrat” demeyi önermiş. Doğru terim. “Tek muktedir” demek. Ali Sirmen kestirmeden gidiyor, “Reis” demeyi öneriyor. Haklı. Reis, başkan, kaptan hepsi olur. Sonuçta “tek adam” demek. Sultanlar, padişahlar, krallar, imparatorlar hep “tek adam iktidarı” sürmüşlerdir. Başlangıçta rahat görünür. Toplumsal korkuya dayalı bir güçle yönetmek kişileri bireysel sorumluluk yükünden kurtarır. İtaat ve biat kültürü temel davranış kalıbı olur. Ama kısa zamanda yapılan hatalar, yanlışlar, haksızlıklar ortaya çıkmadan gizlenir, üstü örtülür. Kısa zaman içinde hanedan kavgaları başlar. Güç kavgaları yaşanır, hiçbir şey açık olmadığı için gizlilik, sinsilik, tuzakçılık yaygınlaşır. Bu da yürütülmek istenen sistemi içinden çürütür. “Diktatörlüğün Psikolojisi” adlı kitabında, İran asıllı Amerikalı psikoloji profesörü Fathali M. Moghaddam çeşitli örneklerle bu gidişi açıklamaktadır. (Çeviri Hakan Kabasakal, 3 P Yayıncılık 2014). Demokratik usullerle gelen “tek adam” rejimi de bu hastalıklı gidişten kurtulamaz. Uygar toplumlar, bu aşamaların hepsini yaşamışlar, sonuçta demokrasinin kurumları ile kurallarının güvenli yapısını bulmuşlardır. Türkiye de yaşaması gerekenleri yaşayacak, sonuçta kazandıklarını ve kaybettiklerini önüne koyarak yolunu bulacaktır. Botanik bahçesini yıkacaklar mı? Yıksınlar. Biz çok daha büyüğünü yeniden yapacağız. Diktiğimiz ağaçlar dimdik gökyüzüne yükselecek, yaprakları güneşe uzanacaktır. Merak etmeyin, ben de göreceğim... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle