18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 16 Temmuz 2018 2 MÜLTECİSPOR! Savaştan kaçıp Barış Takımı kuran Afganlar Afganistan’daki iç savaştan kaçarak, Türkiye’ye gelen Afgan göçmenler yerleştikleri Gümüşhane’de ‘Barış ve Kardeşlik Takımı’ adıyla futbol takımı kurdu. 2017 yılında kurdukları futbol takımları için kendi imkânlarıyla forma yaptıran göçmenler, geçen yıl da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından organize edilen amatör futbol turnuvasını 4’üncü sırada bitirerek başarı yakaladı. Afgan gençler amaçlarının kenti en iyi şekilde temsil etmek, gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmak ve onlara örnek olmak olduğunu ifade etti. ‘Aile gibi davrandılar’ Gümüşhane halkının kendilerine çok sıcak davrandığını ve asla yabancı muamelesi göstermediğini anlatan takım başkanı Kurban Rezai şunları söyledi: “5 yıldır Gümüşhane’de yaşıyorum. Bize hiç mülteci gibi bakmadılar. Bağırlarına bastılar. Ailelerinden biriymişiz gibi bizleri ağırladılar. Tek amacımız spor yapmak ve kültürel faaliyetleri devam etmek. Afganistan’da savaş var. Bizim orada hiç böyle imkânlarımız olmadı. Hiç top oynayacak bir sahamız ya da Kurban Rezai gençlerimizin güven içerisinde spor yapabilecekleri, kültürel faaliyet yürütebilecekleri bir ortamları olmadı.” ‘Kardeşçe yaşıyoruz’ Türkiye’de kardeşçe yaşadıklarını da anlatan Kurban Rezai, “Yaklaşık 1 yıl önce takımı kurduk. Burada kardeşçe yaşıyoruz. Takım formalarının ön tarafına ‘Barış ve kardeşlik’, arka tarafında oyuncu isimlerinin yazılı olduğu yerde ise ‘Asker’ yazmaktadır. En genç oyuncumuz 16, en büyük oyuncumuz ise 25 yaşında. Takım vasıtası ile hem gençlerimiz kendilerini kötü alışkanlıkların dışında tutuyorlar hem de spor yaparak yaşadığımız şehri tanıtmaya böylelikle vefa borcumuzu ödemeye çalışıyoruz” dedi. l DHA 8 ayda madalya kazandı Reyhan Polat Önce kırmızı ruj sonra şampiyonluk Doğuştan akondroplazi sedromlu Reyhan Polat (25), iş başvurusu için gittiği çağrı merkezinde tanıştığı kişinin yönlendirmesiyle halter sporuyla tanıştı ve 8 ay önce antrenörü Ekrem Celil gözetiminde Antalya Spor Salonu’nda antrenmanlara başladı. Polat, 31 Mart 1 Nisan tarihlerinde Konya’da düzenlenen Halter Türkiye Şampiyonası’nda 45 kilo kaldırarak altın madalya kazandı. Polat; hedefinin, gelecek yıl düzenlenecek Dünya Şampiyonası’nda ve 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda altın madalyayı kazanmak olduğunu söyledi. 12 yaşında boy uzatma ameliyatı olduğunu anlatan Polat, “Kısa boylu olmam nedeniyle gündelik hayatta da bazı zorluklar çekiyorum, ama ben güler yüzümü eksik etmiyorum. Halteri kaldırmaya hazırlanırken her zaman gülüyorum, gülümsüyorum. Boyum kısa diye üzülmüyorum, gündelik yaşamda topuklu ayakkabı giyiyorum, makyajımı mutlaka yapıyorum. Rujumu sürüyorum, ağırlığımı kaldırıyorum. Rujsuz podyuma çıkmam. Bu benim uğurum” dedi. l DHA haber TASARIM: EMİNE BİLGET Bir erkeği değil, bir kadını seviyor diye bir kadının linç edilmeye kalkılması... Özel görüntülerinin internete saçılması, gizlice çekilen daha da özel videolarının WhatsApp gruplarında paylaşılması... Önüne gelenin ağzına geleni söylemesi... Görüntüler sızar sızmaz çalıştığı yapım şirketiyle ilişiğinin kesilmesi... Bu olanların ardından İntizar ile Sinem Gedik’in ne hissettiğini bilmek mümkün değil. Bazılarının kafasındaki sözde ‘ahlak’ tanımına uymadığı için bir kadına bunların yaşatılması o kadına ne hissettirir, yaşamayan bilemez ama... Olan biteni izleyen ve bağnazca dayatılan ‘normal’i sorgulayan herkes öfkelenmeli, buna şüphe yok. Kim, ne hakla birinin cinsel yönelimini ona doğrultulmuş bir silah olarak kullanabilir? İnsanlar nasıl bu kadar alçalabilir, alçaklaşabilir? Hem de her şey bir yana, bunun en büyük zararı bir çocuğa dokunacak iken. Eğer olması gerektiği gibi çocuğun üstün yararı düşünülseydi olaylar böyle gelişmezdi. Bu görüntüler asla gizlice elde edilmez ve sızdırılmazdı. Eğer sızdıran Mustafa Ceceli ise evladına en büyük kötülüğü kendisinin bu durumu çocuğa yansı tıp yansıtmadığı ya da na sıl yansıttığıdır. Suç işlediler Bu olaydaki gibi, özel hayatın gizliliği ihlal edi lerek ‘delil’ elde edilecek, İkiyüzlü ahlak sonra o deliller sızacak, o özel hayat ortaya saçılacak, o hayatın sahipleri açık hedef haline gelecek. Ve böylece çocuğun vela yaptığını bilmeli. Çocuğun istismar edildiğini savunuyor madem, mahkemede kriter eski karısının bir kadınla ilişkisi olmayacak. Kriter, kadının velayeti kötüye kullanıp kullanmadığı olacak. Ve bir ilişki yaşaması kadın veya erkekle velayeti kötüye kullandığı anlamına gelmiyor. Eğer öyle olsaydı, bu ülkede boşanmış ve çocuğunun velayetini almış hiç kimsenin yeni bir ilişkisi olamazdı. Çocuğa yönelik ihmal var mı? yeti anneden alınıp babaya verilecek, öyle mi? Bir kere, hangi yollardan elde edildiği bilinmediği için, mahkeme bu görüntüleri delil olarak kabul edemez. İkincisi, insanların mahremine girip görüntü almak ve bunları sızdırmak suçtur. O nedenle, tüm şüphelerin üzerinde yoğunlaştığı Mustafa Ceceli hakkında suç duyurusunda bulunmak gerekir. İntizar hakkında “Haberleri şaş Anne bakım yükümlülüğünü yeri kınlıkla okuduk. Kendisinin bugün ne getirmiyor mu? Mahkemeye gizlice çekilmiş gö rüntüleri delil diye sunacağına, var itibarıyla şirketimizle hiçbir bağı kalmamıştır” diye açıklama yapan yapım şirketi, ertesi gün bü sa bu ihmalleri kanıtlasın Ceceli. yük ihtimalle İntizar’ın suç duyu Sosyal Çalışma Görevlileri, kimilerinin beklemeyeceği üzere, seks işçilerine velayetin verilme rusu yapma ihtimaline karşı tedbir almak, tazminat ödememek için “Aslında İntizar’la yollarımızı sini isteyebiliyor. Veriliyor da. Zi ayırma sebebimiz kişisel tercihle ra, bir kadının cinsel yönelimi ri değildir, dürüstlüğün korunma ni veya ekmeğini nasıl kazandığı sı ilkesini sarsmasıdır” minvalin nı kimse yargılayamaz; konumuz de ikinci bir açıklama yaptı. Cin velayet ise burada önemli olan sel yönelimi nedeniyle birinin işi ne son vermenin ayrımcılık suçunu oluşturduğu herkesin malumu. Bu şirket hepimizin gözleri önünde alenen suç işledi. Sanatçı özel hayatını şirketle paylaşmak zorunda değil. Sanatçının özel hayatından şirkete ne? Böyle profesyonellik mi olur? Eğer kadının yatak odasına gizli kamera koydurarak ve/veya bu görüntüleri basına sızdırarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işleyen Mustafa Ceceli ise... Bu demektir ki, ahlakdışı davranan da o. Böyle birine de velayet verilmez doğrusu. Eğer onun bu işte parmağı yoksa diyelim, sırf bu görüntüleri mahkemeye delil olarak sunması bile hakkında çok şey söylüyor aslında. Hesabı her kim yaptıysa görmüştür ki, evdeki hesap çarşıya uymadı ve kadınlara doğrulttuğu silah kendi elinde patladı. Buradaki ucuzluk, zalimlik herkesçe fark edildi; neticede tepki alan söz konusu iki kadın değil, çocuğunun annesini hiç olmayacak yerden vurmaya çalıştığı düşünülen Mustafa Ceceli ile İntizar’ın işine son veren yapım şirketi oldu. Şairin dediği gibi, ahlak aslında sevmediğimiz kişilere karşı takındığımız tavırdır. Bazılarının ahlakının bu denli ikiyüzlü olması da bundan kaynaklanıyor olsa gerek. 12 yıldır çocuklara ‘yaz’ getiriyorlar Halkevleri’nin yaz okullarında hazırlıklar tamam. Yöneticiler, okullarını “mutlu bir dünya özleminin harekete geçmiş hali” olarak tanımlıyor Halkevleri 12 yıldır yaz aylarında çocuklarla buluşuyor. Gerçekleş tirilen etkinlikler, katılmak is teyen her çocuğa açık. İstanbul Halkevleri Başkanı Cihan Uya nık, bu yıl 20 il de 40’ın üzerinde mahallede, Trab zon ve Artvin’in köylerinde çocuk larla buluşacak İLAYDA KAYA larını belirterek “İstanbul’da 16 Temmuz 5 Ağus tos tarihlerinde Ataşehir, Mal tepe, Sarıgazi, Okmeydanı, Sarı yer Dağevleri, Sarıyer Tarabya üstü, Beşiktaş, İkitelli, Bahçeli evler ve Esenyurt’ta çalışmaları mız sürecek” dedi. Uyanık, Yaz Çocuk Buluşmaları’nda binlerce çocuğun gerçekleşen etkinlikler de bilimsel bilgiye, sanata erişti ğini, doğa sevgisinin, paylaşma nın, birlikte üretmenin keyfine vardıklarını vurguladı. Tarikatlara karşı Yaz etkinliklerini, “çocuklar için özgür, eğlenceli, yaratıcı, oyunlarla dolu, mutlu bir dünya özleminin harekete geçmiş hali” şeklinde tanımlayan Uyanık, şunları anlattı: “Öğrenciler önüne konulan bilim dışı müfredatla, cemaattarikatlar eliyle yapılan faaliyetlerle iktidarın belirlediği bir kalıba sokulmak istenirken, eğitim hakkı yok sayılırken, bizim etkinliklerimiz çocuklar için, bu ülke için hayalle Çocuk Festivali için tatlı bekleyiş Çocuk buluşmalarını her yıl şenliklerle sonlandırdıklarını söyleyen Uyanık, “Bu yıl da İstanbul için Beşiktaş Abbasağa’da tüm İstanbul’daki çocukları davet edeceğimiz bir çocuk festivalinin hazırlıklarını yapıyoruz” dedi. ri olan herkesin gönüllü olarak bugünden elini taşın altına koyması çabasıdır.” Bugüne dek birçok mahalle halkı ve gönüllülerle birlikte çocuk parkları kurduklarını, müzik ve ritm çalışmaları yaptıklarını, kurdukları çocuk korusu ve ‘Şubadap Çocuk’ ile birlikte “Bilmiş Çocuğun Şarkıları” adlı bir çocuk şarkıları albümü çıkardıklarını anlatan Uyanık “Çalışmalarımızın bir başka ürünü ise Uçurtma Çocuk Dergisi. Gönüllülerin ortak çabasıyla çıkardığımız dergi, ikinci yılını doldurdu” diye konuştu. Etkinliklerin tüm çocuklara açık olduğunu kaydeden Uyanık, başvuruların etkinliğin yapıldığı bölgelerdeki Halkevleri şubeleri ve sosyal medya kanallarında paylaşılan katılım formları aracılığıyla yapıldığını söyledi. Uyanık, etkinlikler ile ilgili de şu bilgileri paylaştı: “Çalışmalarımız gönüllü emek üzerine kurulu olduğu için önceden belirlenmiş bir program yerine, gönüllülerin yeteneklerine ve deneyimlerine göre çeşitleni yor. Bilim, uzay, fotoğraf, oyuncak yapımı, ekoloji, pandomim, tiyatro, arkeoloji, felsefe, kukla, dans, heykel, ritm, resim, origami, drama, karikatür gibi etkinliklerin yanı sıra arkeoloji, bilim, oyuncak müzelerine geziler düzenliyoruz. Yaz buluşmalarında çocukları eğlenerek vakit geçirirken aileler, çocuk kadın sağlığı seminerlerine, çocuk istismarına karşı bilgilendirmeden, eğitim hakkı toplantıları başta olmak üzere birçok etkinliğe katılırlar.” l İSTANBUL Sevgiyle iyileşiyor 5 yıl önce tanıştığı koruyucu ailesiyle, mutlu luğa kavuşan zihinsel engelli R.U (7), eğitim ve sosyalleşme anlamında da gelişme gösterdi Muğla’da Merkez ilçe Menteşe’de yaşayan ev kadını Gülşen Çaktuğ (39) ve özel güvenlik görevlisi Ahmet Çaktuğ (38), kızları Sudenaz’ın kardeş istemesi ısrarına dayanamayıp 5 yıl önce, Muğla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne giderek koruyucu aile olmak istedi. Tüm şartları yerine getiren aile, kurum yetkililerinin “Engelli çocuğumuz var” önerisini tereddüt etmeden kabul etti. GülşenAhmet Çaktuğ, 5 yıldır koruyucu ailesi olduk ları engelli R.U’yu öz kızları Sudenaz’dan ayırt etmeyerek, her ihtiyacını yerine getiriyor. ‘İlişkileri çok güzel’ Gülşen Çaktuğ süreci ve duygularını şöyle anlattı: “Kızımız kardeş istedi. Rahatsızlığımdan dolayı ikinci çocuğum olmayacaktı. Koruyucu Aile Projesi’ni araştırdık. Engelli olduğunu bilmemize rağmen ailemize dahil ettik. Bu çocukların sevgisi çok başka oluyor. Sizi anne olarak kabul etmeleri, onlara gösterdiğiniz sev Muğla’da yaşayan Gülşen Çaktuğ (arkada solda), eşi Ahmet Çaktuğ (sağdan ikinci) ve kızları Sudenaz Çaktuğ (önde soldan ikinci). gi ve şefkatin karşılığını alabilmek gerçekten bambaşka bir şey. Biyolojik değil, ama oğlumu gerçekten çok seviyorum. Herkese koruyucu aile olmayı tavsiye ediyorum. Bir çocu ğun hayatını kurtarırlar. Kızım ve oğlumun ilişkileri çok güzel. Birbirlerini koruyorlar. Öz kardeş olmadıklarını biliyorlar, ama öz anne ve babadanız diyorlar.” l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle