18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 13 Temmuz 2018 EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Cumhurbaşkanlığı’nca yayımlanan kararname ile ‘genel müdürlük’ statüleri kaldırılan ve ‘tüzelkişilikleri’ son bulan Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’ni, yıllarını sanata vermiş isimlere sorduk.... haber 7 MÜJDAT GEZEN “Cumhuriyet lağvediliyorken, Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ‘Planlanan bir olaydı’RUTKAYAZİZ ve Balesi’nin lağvedilmesi şaşırtıcı değil.” TİLBE SARAN “Yeni Devlet Tiyatroları’ndan çağdaş, yaratıcı, deneysel oyunlar bekliyoruz...” YÜCEL ERTEN “Türkiye’de sanatçılar, yıllardır ödenekli sanat kurumlarının özgürleşmesi, özerkliği, demokratik yerinden yönetim için mücadeleler verdiler. Gel gör ki şimdi bir KHK ile Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi gibi Cumhuriyet kurumları çökertilmiş oluyor. Mevcut yapının yerine hangi akillerin nasıl bir keramet koyacakları da meçhul. Artık devletin tiyatrosu değil de, Cumhurbaşkanının tiyatrosu olacak. Oysa uygarlığın şiarı şudur: Bilim ve sanat özgürdür. Nokta.” NESRİN KAZANKAYA “Uzun yıllar emek vermiş bir Devlet Tiyatrolu olarak derin üzüntüler içindeyim. Böyle bir kurumu kapatmakla kültürsanat yaşamımıza büyük bir darbe vurulduğu açıktır ancak tiyatronun yeni yaşam alanları yaratacağı da o denli açık bir gerçektir. Söyleyecek sözümüzle, özgür arayışlarımızla işimizi yapmaya devam edeceğiz. Öyle ya da böyle!” Zaten uzun zamandır sistemli bir biçimde planlanan bir olaydı bu. Bundan önce Devlet rin tiyatrosu gibi görüldü ne yazık ki. Oysa onların kamuya açık son derece önemli ve tarihsel görevleri var. Tiyatroları’ndan opera ve baleyi dev Muhsin Hoca’nın (Ertuğrul) yaratısı re dışı bırakmak, özerkliğini yok et dır bu. Bu anlamda yaptıkları bu gi mek... Zaten şimdiye kadar bir bi rişimi ben hem Devlet Tiyatroları’na çimde Devlet Tiyatroları, opera ve ba hem de opera ve baleye karşı sanat le de olsun, gelen giden hükümetle sal bir darbe olarak nitelendiriyorum. GENCO ERKAL ZELİHA BERKSOY ‘Sanata vurulabilecek en öldürücü darbe’ “DT, DOB gibi diğer devlet kurumları içinde tek ve en Bu iktidar Devlet Tiyatroları, Opera ve Balesi’ni özelleştirip, bu kurumlardan kurtulmak istiyor. önemli varoluşu özerkliği olan Bu konuda hazırlanan tasarı toplumdan gelen büyük tepkiler sonucu, seçimdi, referandumdu, daha fazla tepki çekmemek için uyutuldu. İşte tam da yeni rejimin kurulduğu gün niyetler açı yetmiş yıllık sanat kurumuna yapılan bu uygulama ğa çıktı ve anında, tartışılmadan kanunlaştı. Aynı günlerde Orhan Aydın’ın gözaltına alınması, Fazıl Say’ın konserinin iptal edilmesi, yeni düzende, kültür sanat alanında neler yaşayacağımızın ilk uygar ülkelerde ve ileri toplumlarda görülmeyen bir göstergeleri oluyor. Devlet Tiyatroları’nın, Opera ve Balesi’nin lağvediliyor olması ülkemiz sanatına vurulabilecek en öldürücü darbedir bence. Bu cinayeti işleyenler tarihe kara harflerle yazılacak uygulamadır. Toplumumuzun birçok şehrinde lar. Bugün tüm dünyada bir Türk tiyatrosundan söz edilebiliyorsa bu Cumhuriyetimizin eseridir. Doğru temeller üzerine kurulmuş, bugüne dek çok değerli sanatçılar yetiştirmiş, ti halka ucuz biletle kaliteli sanatkültür götüren yatro sanatını tüm Anadolu’ya ulaştırıp sevdirmiştir. Bu saygın yapıyı çağın gereklerine göre düzenlemek varken, onu tümüyle ezip yok etmek barbarlıktır, sanat düşmanlığıdır. bu kurumlardır. Tiyatrooperabaleorkestralar... Seksen Tiyatro, serbest piyasa ekonomisinin eline bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. yılın büyük birikimi!” T.C. SİLİVRİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2018/219 KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Silivri, Alipaşa PARSEL NO: 6621 VASFI: Tarla MALİKİN ADI VE SOYADI: Müveddet Siyahi, Yaşar Durgun, Neşe Doğan, Ferhan Karabulut, Soner Sökmen, Nilgün Turgu, Emine Örkün KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: Karayolları Genel Müdürlüğü KAMULAŞTIRMANIN VE BELGELERİN ÖZETİ: Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2018/219 Esas sayısında dava açılmıştır. a) Meşruhatlı davetiyenin tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıdamaddi hatalara karşı düzeltim davası açılabilir. b) Açılacak davalarda husumet yukarıda belirtilen idareye yöneltilmelidir. c)30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malkamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilecektir. d) Mahkemece tespit edinilecek kamulaştırma bedeli haksahipleri adına T.C Vakıflar Bankası Silivri Şube Müdürlüğüne yatırılaçaktır. e) Konuyave taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin davetiyenin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. f) Yukarıda esas numaraları yazılı dosyanın duruşması 13/09/2018 günü saat:09:30’a itibaren Silivri3.Asliye Hukuk Mahkemesinde başlamıştır. Keyfiyet 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun 4650 sayılı kanunu 5. Maddesi ile değişik 10.maddesinin 5. Fıkrası uyarınca İLAN olunur. 06/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 837057) T.C. MİHALIÇÇIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI DOSYA NO: 2018/136 Esas Davacı, T.C. MALİYE HAZİNESİ ADINA ESKİŞEHİR MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile Davalılar, AHMET DÖNMEZ, ALİ İHSAN DÖNMEZ, AMİLE TUNÇEL, GÜRSEL DÖNMEZ, HATİCE ÖCAL, HURİYE KILIÇ, ÜNZİLE KAHRAMAN, ÜLFET KAHRAMAN arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Sekiören Mahallesi, 570 parselde kayıtlı bulunan 220,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının mülkiyetinin Davacı İdare tarafından 2942 Sayılı yasa gereğince kamulaştırma bedelinin ve varsa müştemilat ve ağaç bedelleri ile birlikte tespiti ile Hazine Adına Tesciline karar verilmesi talebiyle davacı idare tarafından davalı hakkında 20/04/2018 tarihinde mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosya ile kayda alınan dava açılmış olup, duruşması 26/07/2018 günü saat: 10:50’de Mihalıççık Adliyesi Duruşma Salonunda yapılacaktır. 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/4. Maddesi gereğince ilan olunur. 01/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 834578) T.C. SİLİVRİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2018/209 KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Silivri, Fenerköy PARSEL NO: 2992 VASFI: Tarla MALİKİN ADI VE SOYADI: Günay Ertan, Mustafa Açık, Hanife Durmaz, Hatice Açık, Sevil Börüteçene, Sergül Açık, Serpil Açık, Hüseyin Açık, Seal Açık Güngör, Mustafa Arslankaya, Ramazan Açık, Fatma Kargı, Aycan Açık, Arife Özakbulut, Gülten Berberoğlu, Tülün Bahçecioğlu, Selçuk Arslankaya, Sezgin Arslankaya, Kadriye Kınay, Sevgi İskender, Gülcan Gültekin KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: Karayolları Genel Müdürlüğü KAMULAŞTIRMANIN VE BELGELERİN ÖZETİ: Kamulaştırmayı yapan davacı idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarıda yazılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tarafından mahkememizin 2018/209 Esas sayısında dava açılmıştır. a) Meşruhatlıdavetiyenin tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıdamaddi hatalara karşı düzeltim davası açılabilir. b) Açılacak davalarda husumet yukarıda belirtilen idareye yöneltilmelidir. c)30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde kamulaştırma işlemi kesinleşecek ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malkamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilecektir. d) Mahkemece tespit edinilecek kamulaştırma bedeli haksahipleri adına T.C Vakıflar Bankası Silivri Şube Müdürlüğüne yatırılaçaktır. e) Konuyave taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin davetiyenin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. f) Yukarıda esas numaraları yazılı dosyanın duruşması 13/09/2018günü saat:09:35’a itibaren Silivri 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde başlamıştır. Keyfiyet 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun 4650 sayılı kanunu 5. Maddesi ile değişik 10.maddesinin 5. Fıkrası uyarınca İLAN olunur. 06/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 837048) T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/91 KARAR NO: 2018/301 Davacı ABUZER YAMAN aleyhine mahkememizde açılan Nüfus davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: 1 Davacının davasının KABULÜNE; Adıyaman ili, Kahta İlçesi, Belenli mah/köy, cilt 18, hane 54, BSN 48’de nüfusa kayıtlı 13084393708 T.C. kimlik numaralı Nezif ve Bedriye oğlu, Kahta 01/02/1995 doğumlu ABUZER YAMAN’IN adının “HAKAN” olarak değiştirilerek nüfusa bu yönde kayıt ve tesciline karar verildiği ilan olunur. 06/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 837045) Benzetmeler Topaldır, Bu Ölü... Aşağıdaki paragraftaki “teze” itiraz etmek zorundayım. HHH “Bugün yürürlüğe giren rejimin (...) baskın ve baskıcı karakteri iktidarın kişileştirilmesinden güç ve ilham alıyor. Erdoğanizm, Cumhuriyet tarihinde, Kemalizmden sonra, bir kişiyle tamamen bütünleşmiş ikinci otoriter rejimdir. Otoriterliği dışında, Kemalizmle başka benzerliği, kendi makbul vatandaşını yaratma, bunu yayma ve güçlendirme politikası olarak hırslı bir sosyal mühendislik projesi içermesidir.” HHH Neresinden başlayacağımı bilemiyorum. En iyisi “Erdoğanizm”den başlamak. Yazarımız tarifini vermiş: “Popülizmin ve İslamcımilliyetçi karması bir ideolojinin desteğinde seçimle meşruiyeti tazelenen bir otokrasi bu, Türkiye’nin yeni rejimine baskın rengini, bütünü anlamlandıran niteliğini veren bu. Bunun adı Erdoğanizmdir.” HHH Türkiye’nin yeni rejimi İslamcı bir ideolojiye dayanıyor. Bu ideolojinin siyasal anlamda Erdoğan adıyla “izmleştirilmesi” ise olanaksız. Çünkü siyasal eylemlerde bir süreklilik, iç tutarlık yok. Tam tersinin yöntem olarak benimsendiği ortada. İzm olabilmeniz için öteki yaklaşımlardan ideolojik, sistemli, bütünsel bir farklılık göstermeniz gerekir. HHH Aydınlanma ideolojisinden beslenmiş, ana çizgisi “bağımsız laik cumhuriyet” olarak bağımsızlık savaşı verenlere örnek olmuş, alt başlıklar bakımından iç tutarlılığa sahip rejimin, Kemalizmin “siyasi ideoloji” olarak “izmleştirilebileceği” savunulabilir. Yine de Kemalizmin evrensel anlamıyla bir izm, farklı bir ideolojik yapı olduğu iddiası tartışmalıdır. HHH Asıl tuhaf olan ise, “Erdoğanizm” ile Mustafa Kemal arasında müthiş bir benzerlik keşfedilmiş olmasıdır! “Kişiyle bütünleşmiş otoriterlik bu iki kişiyi ve rejimlerini bir ve aynı” yapıyormuş. Önce en zorunlu düzeltmeyi yapalım. Mustafa Kemal dönemi bir kurtuluş savaşı ile, “demokratik devrim” özellikleri taşıyan dönüşümlerle anlatılabilir, anlaşılabilir. HHH Dönemin eleştirisi tarihsel koşulları dikkate alarak, “gereklilik”, “yeterlilik”, “hatalar yanlışlar”, “süreklilik” vb. kıstaslarla yapılabilir, yapılmıştır. İkirciksiz söylenmelidir ki 1919 sonrasında bir “devrim” söz konusudur. Yazarımızın devrim kavramıyla, devrimlerle ilgili fikri bu yazıda kendine bir yer bulamamış. Ama bulsaydı zaten yazı gereksizleşmez miydi? HHH Erdoğan dönemi, Kurtuluş ve Kuruluş döneminin devrimci atmosferine, Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan son Osmanlı hanedanının yaklaşımına. Meclis’te ikinci gruba denk düşer. Bir benzerlik aranacaksa burada aranmalıdır. Peki, yazarımız neden her iki lideri “otoriterlik” parantezine almak istiyor. Burada otoriterliğin bir güzellemeye gereksinim duyduğu, yazarımızın da bunu Mustafa Kemal üzerinden rejime armağan etmek istediği anlaşılıyor, HHH Yineleyelim, Mustafa Kemal’in “otoriterliği” gerçek bir devrimin bir kurtuluş savaşının, devrimci dönüşümlerin genellikle zorunlu, kimi zaman yanlışlarla zedelenmiş “otoriterliğidir.” Tarihçilerin ele aldıkları konuları gerçekleştiği dönem içinde o dönemin koşulları içinde ele almak, değerlendirmek gibi bir sorumlulukları vardır. Tarihin siyasal ideolojik açıdan istismar edilmesine karşı çıkmak, olguların kurgulara kurban edilmesine itiraz etmek de bu sorumluluğun gereğidir. HHH “Ama ben yalnızca iki açıdan, otoriterliğin kişiye bağlılığı ve otoriterin kendi makbul vatandaşını yaratma çabası açısından benzerlik kurmuştum” diye bir itiraz gelecek gibi bir his var içimde. Hemen söyleyeyim, bu iki “benzemezden” çıksa çıksa Mustafa Kemal üzerinden günümüz otoriterliğine övgü çıkar. Yazarın amacı budur demek istemem aslında, ama yazının amacı kesinlikle bu... Kırmızı listedeki PKK’li öldürüldü İçişleri Bakanlığı, Bitlis’in Hizan ilçesinde 28 Haziran’da öldürülen 10 terör örgütü PKK üyesi arasında, terörden arananlar listesinin “kırmızı” kategorisinde yer alan PKK’nin “Garzan Eyaleti sorumlusu” olan “Welat Gever” kod adlı Sefer Açar’ın da aralarında bulunduğunu açıkladı. Sefer Açar’ın 1998 yılında Irak’ın kuzeyindeki operasyon esnasında Skorsky tipi jandarma helikopterinin PKK terör örgütü mensupları tarafından düşürülmesi sonucu 15 şehidin verildiği terör saldırısının faili olduğu belirtildi. Sefer Açar’ın toplam 18 suçtan arandığı tespit edildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle