18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 13 Temmuz 2018 12 ‘Ben ben ben Cumhuriyeti’ ve ‘faşizmnazizim’ Geçen pazar akşamı, “Nat. Geo. Wild” kanalında, “Hitler Gençliği” adında bir film yayınlandı. “Hitler Dönemi” gençliğinin nasıl yetiştirildiğini, dolaysiyle Hitler’i de anlatan dört dörtlük bir belgesel; üstelik ülkemiz yönünden de tam zamanında... Özellikle gençliğin yaptığı dikkat çekici o gösterilerde yer alan gençlerden, doksanına gelmiş tanıklar da yaşadıklarını anlatırken ünlü “Heil Hitler!” selamının, “tek lider, tek bayrak, tek imparatorluk” vurgusu olduğunu da dile getirdiler. Gelin de sevinmeyin, “Erdoğan”ın gençliğinin “Rabia”sının, Hitlerin’kini aşmasına... “Hitler Faşizmi”nin daha sonraları “Nazizm”inin halk arasında yayılıp gelişerek, “seçim”le iktidara gelmesi, İngiltere’nin desteği olmasaydı, gerçekleşmesinin düşünülemeyeceği vurgulanır hep. Bilmem ki anımsar mıyız, ABD’nin Türkiye B. Elçisi Abromovitz’in, Erdoğan, İst. Büyükşehir Belediye Başkanı’yken yaşanan yoğun ilişkilerini... Elçi’yle birlikte ABD’ye uçuşlarını... Daha sonra ABD Başkanı B. Obama’nın ziyaretini, “ılımı İslam” projesini... “Nazizm” de, “faşizm” de “kişisel bir rejim”dir, “tek kişi egemenliği”dir. Bu “kişisel yönetim”in, “özgür düşünce”ye katlanamadığı bilinir. Ayrıca bu tür yönetimleri sağlayanlar, “kişilikli insan”ı pek yaşatmazlar çevrelerinde; “...hükümetlerindeki bütün bakanlar, danışmanlar, onların istediklerini söylerler, gösterdiği yere giderler, dur dediği yerde dururlar.” (*) Ve yine bu tür yönetimde, bu tek kişinin iradesi “yasa” niteliğinde olduğundan, “ulusal irade”den pek söz edilmez; ülkemizde de bu durum geçerli değil mi? Hafta başında, daha doğrusu pazar gününden bu yana açıklananlar, bildirilenler neyin nesi? Şöyle bir değinmek için Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarla başlarsak ilkin en önemli sorunun, “kendisine nasıl hitap edileceği olduğu” görüldü... Haklı. Böyle “tek kişilik yönetim”lerde, yöneticinin hep özel bir “unvan”ı olmuştur. Nitekim, gazeteciler, “Size nasıl hitap edelim” diye sorduklarında, Erdoğan bu geleneği sürdüren bir bağlamda yanıt verdi: “Bana ‘Başkan’ deyin!”... Bir bakıma, böyle “tek kişilik” yönetimlerin daha doğrusu “rejimler”in, 20. yy’ın ilk yarısındaki ünlü örneklerini oluşturan “Duçe” gibi, “Führer” gibi... “1927”de, Roma’da yaptığı ünlü konuşmasında Duçe Mussolini, “tüm demokratik kurumları, dolaysiyle demokrasiyi de tıpkı bir hekimin, insan yapısındaki iltihabı kaldırması gibi, yok ettiklerini” bildirip, “demokrasi”yi açıkça “iltihap”a benzetmişti... Eh, yine bir üstünlüğü (!) var bizim “Başkan Erdoğan”ın; hiç olmazsa demokrasiyi “tramvay”a benzetiyor... Öte yanda, Führer Hitler’in, “evlilik kurumu”na, toplum yararına işleyen, “sağlam nesiller yetiştirme makinesi” gözüyle bakması, bizim “Başkan”ın “üç çocuk” istemi ve “doğal doğum” diyerek “sezaryen”e karşı çıkması çakışmıyor mu? Ayrıca değerli dostlar, “1920’lerin Faşizmi ve Duçe’si”, “1930’ların Nazizm ve Führer’i”, o yılların Türkiyesi’nin “Mustafa Kemal Atatürk” dönemiyle ya da kısaca dillendirilen, “Kemalizm” ile aynı döneme rastlar. Ve bu dönem bilindiği gibi, “Ulusal Kurtuluş Savaşı”yla başlar; bu savaş yalnızca dış düşmanla değil, işgal kuvvetleri güdümündeki İstanbul’daki “Hükümet” ile, dolaysiyle de arkasında dünya Müslümanlarının olduğu “Hilafet”le, dönem emperyalizminin beslediği “iç isyanlar”la da, Atatürk ve İnönü’nün önderliğindeki Türk ulusunun zaferiyle sonuçlanır; ardından, “Kemalizm”in, “1923 Türk Devrimi”yle çağdaşlaşma sürecine girilir. Ve değerli dostlar, bu süreçte “Meclis” (TBMM) bütün varlığıyla birlikte, “olupbiten”in, bir ulusun “ölümkalım” savaşımının tam ortasındadır; üstelik görevini, kurucusu olan Atatürk’ü, “yurttaşlık haklarından yoksun kılmak” amacı ile üç milletvekilince hazırlanan bir yasa tasarısını (Seçim Yasası) gündeme alıp tartışacak kertede. (2.12.1922) Dolaysiyle, “Atatürk Dönemi”yle (Kemalizm ile) Erdoğan’ın yöntemini, dönemini eşleştirmek, olsa olsa bir “fantazi” gibidir... Gazetemizin buna yer vermesi de “basın özgürlüğü”nün, dört dörtlük bir örneğidir... Ne dersiniz değerli dostlar? (*) Kaynak: H.V. Velidedeoğlu, “12 Mart Faşizmin Felsefesi”, Evrim Yayınl. Ocak 1990. 13 TEMMUZ 2018 SAYI: 33882 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:41 03:33 03:33 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:36 13:16 17:13 05:24 13:00 16:56 05:24 13:00 16:56 Akşam 20:44 20:25 20:25 Yatsı 22:30 22:08 22:08 yorum/haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY CHP’nin Türkiye genelindeki kemikleşmiş oy oranının yüzde 25 olduğunu söylüyoruz. Bu oranla parti her genel seçimden doğal olarak “yenik” çıkıyor. Her yenilgiden sonra da parti içinden yönetime istifa çağrıları yükseliyor. Yönetim değişikliği bu yenilgi sorununa bir çözüm olabilir mi? Konuyu tartışmaya açmak için Avrupa ülkelerinden örnekler vermek istiyorum. Bilindiği gibi dünyanın en köklü partilerinden biri ilk kongresini 1869 yılında yapmış olan Almanya Sosyal Demokrat Partisi’dir (SPD). Partinin 2017 genel seçimlerindeki oy oranı yüzde 20.5’tir. Bu oran SPD’nin 1972 yılındaki oy oranının (yüzde 45.8) yarısından azdır. Sosyal demokrasinin en güçlü olduğu ülkelerden biri olan İsveç’te Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin son genel seçimlerdeki oy oranı yüzde 31.01’dir. İtalya’da Sosyalist Parti yıllar önce kapanmış, 1970’li yıllarda yüzde 40’lara yakın oy alan İtalyan Komünist Partisi’nin bu yıl yapılan seçimlerde ulaştığı oy oranı yüzde 0.33’tür. Fransa’da uzun yıllar iktidar olmuş Sosyalist Parti’nin 2017 yılında yapılan seçimlerdeki oy oranı yüzde 7.44’tür. Parti bu seçimlerde 2012 seçimlerine göre oylarının yüzde 21.91’ini yitirmiştir. İspanya’da 2016’da yapılan seçimlerde Sosya Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2) list İşçi Partisi’nin eriştiği oy oranı yüzde 22.63’tür. Bu çerçeveyi Portekiz ve Yunanistan ile genişle tebiliriz fakat genel eğilim değişmeyecektir. HHH Avrupa genelinde tüm komünist, sosyalist ve sosyal demokrat partiler 1980’lerde esmeye başlayan neoliberal rüzgârların etkisiyle güç yitirmeye başlamışlardır. Bu partilerin ortak yanlışı kendi temel ilkelerinden ödün vererek rakiplerine benzemeye, bir başka deyişle “sağ’ı sağdan geçmeye” çalışmak olmuştur. Bu eğilimin en belirgin örneğini 1998 2005 yılları arasında Federal Almanya’da Şansölye (Başbakan) olarak görev yapan Gerhard Schröder’de gördük. Bu dönemden sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi kendini toparlayamadı, oy oranı yüzde 20’lere kadar düştü. Oysa Avrupa’da emekçi sınıflarının sermaye ile çelişkileri hiç değişmemişti. Emeksermaye arasındaki çelişki bugün de temel çelişkidir ve komünist, sosyalist, sosyal demokrat partilerin başat görevleri bu çelişkiyi emekçi sınıfların lehine çözmek, çözümü yolunda öneriler üretmektir. Cumhuriyet Halk Partisi de bu yanlışa düşmüştür. “Sağ’ı sağdan aşmaya” çabalayarak sürekli oy yitirmeye, yüzde 25 dolaylarında kalmayı “başarı” saymaya başlamıştır. Bu ülkede yüzde 25 oy oranıyla iktidar olmak olanaksızdır. CHP bu gerçeğin bilincinde olarak kendini değiştirmelidir. Bu kafayla başta Kemal Kılıçdaroğlu ya da bir başkası olmuş, fark etmeyecektir. Belirleyici olan kişinin değil, kafanın değiştirilmesidir. Eğer bir “olağanüstü kurultay” talep ediliyorsa bu kurultayın amacı yeni bir yönetim seçmek değil, yerel seçimler yönünde gerçekçi bir eylem programını hayata geçirmek olmalıdır. Konu üzerinde duracağız. Önce tahliye sonra tutuklama Mahkemenin ‘Balyoz davası’ hâkimi Diken hakkında verdiği tahliye kararı, savcılığın itirazı üzerine bozuldu FETÖ darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kabul ederek Diken’in tutukluluk halinin devamına hükmetti. tırarak duruşmayı erteledi. Diken, 17 Temmuz 2016’da Uşak’ta yakalanmış, hakkında kapsamında hakkında da İzmir 16. Ağır Ceza “silahlı terör üyesi olmak” suç va açılan “Balyoz darbe Mahkemesi’nde dün görü lamasıyla 15 yıla kadar hapis planı davası” hâkimi es len duruşmada tutuklu sa cezası istemiyle dava açılmış ki İstanbul 10. Ağır Ce nık Diken ve avukatı ha tı. Savunmasında FETÖ ile bağ za Mahkemesi Başkanı Ömer Diken için mahke Ömer Diken zır bulundu. Sabit adresi bulunduğunu, kaçma ihti lantısının olamadığını ileri sürerek ‘Balyoz darbe planı dava me, yurtdışı çıkış yasağı ve ad mali olmadığını belirten Diken, sında FETÖ dahil hiç kimseden li kontrol şartıyla tahliye kararı tahliye talebinde bulundu. Mah talimat almadığını söyleyen Di verdi. Akşam saatlerinde İzmir keme heyeti, Diken’in yurtdışı ken “Verdiğim kararların arka 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Cum çıkış yasağı ve adli kontrol şar sındayım” ifadelerini kullan huriyet Başsavcılığı’nın itirazını tıyla tahliye edilmesini kararlaş mıştı. l Haber Merkezi Hisseler devlete geçecek FETÖ davasında eski Boydak Holding yöneticilerine ceza yağdı 72 kişiyeKöprü davasında karar müebbet 15Temmuz Şehitler Köprüsü davasında 72 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Erol Olçok ve oğlunun şehit edilmesine ilişkin 12 sanığa da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davaya, 133 tutuklu sanık, müştekiler ve avukatlar katıldı. Davayı karara bağlayan mahkeme, aralarında tutuklu sanıklar eski Yarbay Turgay Ödemiş ve eski Binbaşı Ahmet Taştan’ın da bulunduğu 72 sanığı müebbet hapisle cezalandırdı. Mahkeme, 22 sanığa 17 yıl 7’şer ay, 5 sanığa da 15’er yıl hapis cezası verdi. Mahkeme ayrıca Erol Olçok ve oğlunun şehit edilmesine ilişkin 12 sanığı “kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. l İSTANBUL Kayseri’deki FETÖ davasında, eski Boydak Holding yöne ticilerine ceza yağdı. Tutuklu sa nıklar Hacı Boydak’a 11 yıl 10 ay 15 gün, Memduh Boydak’a 18 yıl, Şükrü Boydak’a 10 yıl, tutuksuz sanıklar Mustafa, Erol, Bekir ve 1 İlyas Boydak ile Murat Bozdağ’a 7’şer yıl 6’şar ay hapis cezası ve rildi. Diğer tutuksuz sanık Halit Bayhan ise beraat etti. Mahke 2 me, ceza verilen 7 sanığa ait şir ket hisselerinin de müsaderesine (devlete aktarılması) karar verdi. 34 şirkete sahip, 8 ayrı sektör de faaliyet gösteren Boydak Holding yöneticilerine ilişkin Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan FETÖ davasının 10’uncu duruşmasında karar çıktı. Tutuklu sanıklar holding eski yönetim kurulu başkanı Hacı Boydak, eski Kayseri’de FETÖ’den yargılanan Mustafa Boydak (1) 7 yıl 6 ay, Şükrü Boydak (2) 10 yıl, Bekir Boydak (3) 7 yıl 6 ay, Memduh Boydak (4) 18 yıl ve Hacı Boydak (5) 11 yıl 10 ay ceza aldı. holding CEO’su Memduh Boydak, len ailenin diğer fertlerine iliş eski yönetim kurulu üyesi Şük kin davada da karar çıktı. Du rü Boydak, duruşmaya cezaevin ruşmada, “silahlı terör örgütü den SEGBİS sistemiyle katıldı. Tu ne üye olmak ve yardım etmek” tuksuz sanıklar Erol, Mustafa, İl suçlarından yargılanan 6 sanık yas, Bekir Boydak ile damat Mu tan Yusuf Boydak’a 7 yıl 6 ay, İb rat Bozdağ duruşmada hazır bulu rahim Boydak’a 2 yıl 1 ay, Sami nurken, şirket eski insan kaynak Boydak’a 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ları müdürü Halit Bayhan ise ame cezası verildi. Ayşe Sema Boydak, liyat olduğu için katılmadı. Merve Boydak ve Mehmet Emin Aynı mahkemede sabah görü Boydak ise beraat etti. l DHA 43 5 MİT kumpasında 24 gözaltı kararı FETÖ’nün 7 Şubat MİT kumpasına yönelik soruşturma kapsamında 24 şüpheli hakkında gözaltı ve yakalama kararı verildi. Şüpheliler arasında Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Serdar Bayraktutan, Oğuzhan Ceylan, Erol Demirhan ve FETÖ’nün sözde MİT imamı Murat Karabulut ile kumpas soruşturmasını yürüten eski savcılar Sadettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar da bulunuyor. Soruşturma kapsamında gazeteci Mustafa Gökkılıç, iki polis memuru ve bir avukat yakalandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet 2 FETÖ’cü yakalandı FETÖ ile mücadele kapsamında yurtdışında operasyonlarına devam eden MİT, haklarında arama kararı bulunan iki örgüt üyesini daha yakaladı. FETÖ’nün “Azerbaycan kasası” olarak bilinen İsa Özdemir Azerbaycan’da, Mersin’de işadamlarının imamlığını yürüttüğü tespit edilen Salih Zeki Yiğit ise Ukrayna’da yakalanarak dün öğleden sonra özel uçakla İstanbul’a getirildi. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] SOLDAN SAĞA: 1/ İzmir’in Seferihisar ilçesine özgü, kıyma ve 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 S ÜMDÜK M İ 2 İ MAR ANAÇ pirinçle yapılan 3 N İ Ş A N G E Ç bir yemek. 2/ 4 E T G L İ K O Z Özgün çizim, harita, plan gibi şeylerin fotoğraf tekniğiyle çoğaltılması... Bir nota. 3/ 5 C GO R E İ 6 E S EME SOF 7 NE VA L E HO 8 PENEPLEN 9 H İ N ME V L A Bir renk... “Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın değil” (Yunus Emre). 4/ Okullarda öğrencilerin bilgisini an lamak için yapılan küçük sınav. 5/ Rusların ünlü bir destanı... Azerbaycan’ın plaka imi. 6/ Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde antik bir kent. 7/ Bir şeyin kenarı... Parapsikolojide, ruhun bedenden ayrılarak yaptığı seyahata verilen ad. 8/ Rüyaların görüldüğü uyku evresine verilen ad... İçkiye düşkün olan, ayyaş. 9/ Özensiz ve gelişigüzel yapılmış olan... Otomatik para çekme makineleri için kullanılan kısaltma. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yahudilerin en önemli dinsel bayramı. 2/ Yunan rakısı... Küçük tahta köprü. 3/ Taş kırmakta kullanılan büyük çekiç... Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası. 4/ Bir renk... Geminin rüzgâr alan yanı. 5/ Atın eşkin yürüyüşü... Metrenin kabul tari hi olan 1 Nisan 1931’e kadar yurdumuzda da kullanılmış, 283 cm tutarında uzunluk ölçüsü birimi. 6/ Yunan mitolojisinde, çok hızlı koşmasıyla tanınmış kız. 7/ Polonya’ya özgü bir dans ve müzik. 8/ İyi yetişmiş, de ğerli kimse... Orta Asya Türklerinin, bölge halkıyla alışveriş yapan İranlılara verdikleri ad. 9/ Halk şairi... “Misket limonu” da de nilen, acı sulu küçük limon cinsi.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle