18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Yerli oyunlar kazandırdı DOLAR Türk oyun geliştiricilerin 2017 ihracatı önceki yıla göre yüzde 40 artarak 700 milyon EKONOMİ dolaraulaştı. 4.2990 3.5 kuruş AVRO 5.0970 1.2 kuruş FAİZ 15.47 0.14 puan ILO’da kriz büyüyor10 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA 99.363 1.503 puan ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 1210.00 3 lira 180.62 34 kuruş Çarşamba 9 Mayıs 2018 Hükümetin ILO Konferansı’na MemurSen’i göndermekte ısrar etmesi taraflar arasında gerginliğe neden oldu. Türkİş çekildi, iptal için ILO’ya başvuracak Hükümetin bu yıl Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Konferansı’na MemurSen’i gönderme kararı alması kri ze neden ol du. En fazla iş çi üyeye sa hip olan Türk İş, konferansa MUSTAFA ÇAKIR katılmayacağını, hükümetin ILO’ya suna cağı delegasyon listesinde de yer almayacağını bildir di. Ayrıca MemurSen dele geliğinin iptali için ILO’da komitelere başvuru yapa cağını da duyuran Türkİş, Çalışma Bakanlığı’na bir de rapor gönderdi. 107. ILO Konferansı bu yıl 28 Mayıs 8 Haziran arasında Cenevre’de yapılacak. Konferansa işçi konfederasyonu Türkİş yerine memur konfederasyonu olan MemurSen gidecek. Hükümetin kararına tepki gösteren Türkİş, MemurSen’in Türkiye işçi delegesi olarak belirlenmesinin ILO Anayasası ve ILO kararlarına aykırı olduğunu belirtti. Böyle bir görevlendirmenin uluslararası sendikal hareket ve Türkiye işçi hareketi tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirten Türk İş, “en fazla temsili haiz” tüm konfederasyonların tam mutabakatı olmadan delege belirlenmesi ve ‘MemurSen ITUC üyesi değil’ Sadece sayı üzerinden konuya yaklaşan ideolojik yazıların, hükümeti ILO’da siyasi sıkıntıya sokmayı hedeflediğini belirten Türkİş, şu uyarıda bulundu: “Konferansta ve özellikle Aplikasyon Komitesi işçi grubunda Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) dışında hareket etmenin müm kün olmadığı dikkate alınırsa, ITUC üyeliğine kabul edilmeyen bir konfederasyonun Türkiye işçi delegesi olması Türkiye’ye karşı, dünya işçi hareketini karşı taraf haline getirecektir. ILO Konferansı’na katılacak işçi delegesinin belirlenmesi özenle üzerinde durulması gereken bir konudur.” hükümetin bu kararı değiştirmemesi durumunda, hükümetin delegasyon listesinde de yer almayacağını bildirdi. Ruhuna aykırı ILO Anayasası’na aykırı bir şekilde belirlenen delegeliğin iptali için ILO’daki ilgi li komitelere başvuruda bulunacağını da vurgulayan Türkİş, Çalışma Bakanlığı’na bir de rapor sundu. Raporda, ILO Anayasası’nın 3. maddesine dikkat çekildi. Maddeye göre, üye ülkeler en fazla temsil ağırlığı bulunan işçi kuruluşlarıyla mutabık kalarak, de lege ve teknik danışmanları belirleme görevini üstleniyor. “En fazla temsili haiz işçi kuruluşları” ile mutabakat aranması da zorunlu tutuluyor. Ayrıca Uluslararası Daimi Adalet Divanı’nın aldığı karara göre de bu zorunluluk “basit bir ahlaki görev değil, tarafları bağlayıcı” bir zorunluluk. Raporda, Türkİş’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Yüksek Hakem Kurulu, Ulusal İSG Konseyi, Mesleki Yeterlilik Kurumu gibi pek çok kuruluşta yer aldığı, ILO’ya katılan işveren delegesini belirleyen TİSK’in de tek muhatabı olduğuna dikkat çekildi. l ANKARA Emekçinin bütçesi delindi Kamu Sen araştırmasına göre, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 2 bin 740.32 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik ailenin asgari geçim haddi ise 5 bin 624.85 lira İşbirliği 2015’ten beri devam ediyor. Göçmen işçi için işbirliği İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Türkiye’deki Suriyeli mülteciler ve Türk çalışanların işgücüne katılımı için iş birliği yapacak. Türkiye’de 4 milyon Suriyelinin olduğunu anımsatan İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, ILO’nun Türkiye’de kayıtlı Suriyeli istihdamını artırmayı öngören programı için bir araya geldiklerini belirterek, “İşbirliği programımızda önceliğimiz Suriyeli istihdam eden ve etmeyi planlayan firmalarımız olacak. Bu firmaların üretim, sosyal uygunluk ve insan kaynakları yönetimi gibi operasyonlarını sahada koordine edeceğiz” dedi. 2015’ten bu yana Suriyeli mültecilerin Türk iş piyasasına entegrasyonu üzerine çalışmalar yaptıklarını kaydeden ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan ise, “Mültecilerin sağlıklı bir şekilde iş gücü piyasasına girmelerine katkıda bulunmaya çalışıyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Sanayi 4.0, işsiz bırakacak mı? YUSUF ÖZKAN Sanayi devriminin son aşamasını simgeleyen “Sanayi 4.0”ın ne denli masum olduğu, İzmir’de bugün düzenlenecek uluslararası sempozyumda ele alınacak. İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, Türkiye’nin konuyu tüm boyutlarıyla ele almadan, toplum, çalışanlar üzerindeki olası etkilerini incelemeden Sanayi 4.0 konusuna yöneldiğini belirterek, “Sanayici hangi sermaye olanakları, hangi kredi, hangi işgücüyle Sanayi 4.0’a geçecek. Hâlâ Sanayi 2.0 seviyelerinde üretim yapıyoruz. 3.0’ı atlayarak 4.0’a geçilmesiyle, 1 milyon kişinin işsiz kalacağını düşünüyoruz. Olaya tek bir açıdan bakılmasını doğru bulmuyoruz. Konu tüm yönleriyle ele alınmalı. Acaba 4.0 bu denli masum mu?” diye sordu. Uğurtaş sempozyumda, İrlanda’nın eski Başbakanı John Bruton, Bosch Türkiye loT Endüstri 4.0 Direktörü Mustafa Ayhan, Bilkent Üniversitesi İİSBF Dekanı Prof. Erinç Yeldan’ın ana konuşmacı olarak yer alacağını bildirdi. Öğleden sonra da TEPAV İcra Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, Yorumcusu Dr. Mahfi Eğilmez ve Uluslararası Saraybosna Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sencer Yeralan’ın görüşlerini aktaracağını vurguladı. l İZMİR mustafa çakır Hükümetin sık sık dile getirdiği “çalışanları enflasyona ezdirmedik” açıklaması gerçek hayatla örtüşmüyor. Hükümetin verdiği yüzde 4’lük toplusözleşme zammı enflasyon karşısında 4 ayda eriyen memurun aylık açığı 2 bin 478 liraya çıktı. Türkiye KamuSen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin araştırmasına göre, çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 2 bin 740.32 TL olarak hesaplandı. Dört kişilik ailenin asgari geçim haddi 5 bin 624.85 lira. Çalışan tek kişinin açlık sınırı da 2 bin 103.36 liraya çıktı. 4 kişilik ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı 2 bin 154.32 lira olarak hesaplandı. Türkiye KamuSen Genel Başkanı Önder Kahveci, 4 kişilik ailenin aylık zorunlu harcamaları 5 bin 625 liraya ulaşmışken memur maaşlarının 3 bin 147 lirada kalmış olmasının, kamu çalışanlarının yaşadığı geçim sıkıntısını ortaya koyduğuna dikkat çekti. Kahveci, hükümetin emeklilere verileceğini açıkladığı bayram ikramiyesinin memurlara da verilmesini istedi. İşçinin açığı 470 lira Asgari ücret yıl başında bekâr bir işçi için 1603 liraya çıkarıldı. Yıl boyunca da aynı ücret devam edecek. Türkİş’in son araştırmasına göre bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 2 bin 73 liraya ulaştı. Buna göre asgari ücret ile işçinin yaşayabilmesi için yapması gereken asgari harcama arasında 470 lira fark bulunuyor. l ANKARA Krediyi piyasa fiyatından kullandırmak zorundayız Yapılandırma için iyi niyetle yaklaşan herkese kapılarının açık olduğunu söyleyen Gökhan Erün, kredileri de piyasa fiyatlarından vermek zorunda olduklarını dile getirdi. Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, kredi yapılandırmalarına ilişkin iyi niyetle yaklaşan herkese kapılarının açık olduğunu be lirterek, “Eğer bu ahlaki bir çöküntüye gidecek noktada olursa buna bankacılık sektörü izin vermez. BDDK da, kimse de izin vermez. Suiistimale izin vermeyiz” dedi. Erün, yılbaşında atan dığı görevinde geçen 100 günü ve bankanın geleceğine yönelik planlarını değerlendirdiği toplantıda, gazetecilerin bankacılık sektörüne ilişkin sorularını da yanıtladı. Son dönemde gündeme gelen Yıldız Holding ve Doğuş Holding’deki yapılandırmalar konusunda, “Likidite nedeniyle ya da zamanlama nedeniyle bazı müşterilerde bu durumla karşılaşıldı. Bankacılıkta problemli kredi de var, kredi yapılandırması da var. Bazen bunlara hiç ihtiyaç duyulmadığı zamanlarda, aldığı kredinin vadesinin kısa olması nedeniyle daha uzun vadeli kredi tercih eden müşterilerimiz olabilir. Bunlara Yapı Kredi’nin yaklaşımı her zaman pozitif olacak. Her zaman müşterinin yanında olacağız” diyen Erün, bankaların ve müşterilerin vadeler anlamında aldığı pozisyonda hatalar yapmış olabileceğini dile getirdi. l Ekonomi Servisi Gökhan Erün Erün: Düşerse biz de veririz “Faizler, kampanya ya da istekle düşer mi, kampanyaya katılacak mısınız” sorusu üzerine de, “Piyasa fiyatlarından kredi kullandıracağız. Konut kredilerinde bir payımız var. Piyasa fiyatları daha aşağıya gelecekse bununla birlikte mevduat tarafı da aşağı gelecek. Kendi fonlamalarımız aşağı gelirse, biz de memnuniyetle aşağı getiririz. Ama şu anda aşağı gelecek şey görmüyoruz” şeklinde yanıt verdi. Erün, sektörün önündeki en büyük riskleri de makrodur ve jeopolitik olarak sıraladı. 2020 hedefleri Bankanın daha önce açıkladığı sermaye artış kararı ve 2020 hedefleri ile ilgili de Erün şu açıklama ve bilgilendirmeleri yaptı: n İlk çeyrekte 1 milyar 244 milyon liralık dönem net kârı elde edildi. Ülke ekonomisine 289 milyar liralık kaynak sağlandı. n 2020 planı temelinde iki ana eksen var; Birincisi, müşteriyi merkeze alan hizmet modeli. İkincisi de, özellikle güçlü bilanço yapısıyla kârlılıkta liderliği hedefleyen bir kurum olarak geleceğin bankacılığını bugünden inşa etme istek ve gücü... n Sermaye artışı kapsamındaki 1 .5 milyar dolarlık sermaye artışının 1 milyar dolarlık kısmı haziran sonuna kadar tamamlanacak. n 2020’de temüttü dağıtılması planlanıyor. n Banka, Türkiye’de 850’den fazla şube ve 4 bin 400’ün üzerinde ATM ile faaliyet gösteriyor. S&P’ye kızmak en kolayı Barış taleplerinin gözaltı, tutukluluk, görevden ihraç, ceza kovuşturmalarına konu olduğu bir “hukuk devleti”nde yaşıyoruz. Yaşamı boyunca şiddete bulaşmamış, büyük bölümü insanlık adına hizmet veren meslek sahibi sayısız insan, eğer cezaevine gönderilmiyorsa, düzenli bir geliri sağlayacak işlerden yoksun bırakılmış durumda. Bu durumun istisnası var kuşkusuz. Yeni barış kelimesinin ferahfeza makamında kullanılacağı bir durum hiç yok değil. Fakat bu istisnanın da iki koşulu mevcut: Barış kelimesini AKP’nin iktidar kadroları kullanacak. İktidar kadroları bu kelimeyi, insanın insan olmaktan kaynaklanan hayat hakkı için değil, bazı insanların açgözlülüğü sonucu sahip olduğu mal mülk için kullanacak. İşte bu iki unsur bir araya geldiğinde barış kelimesi, yerlerde sürüklenme, nezarette tutulma, işsiz kalma, cezaevine girme korkusu olmaksızın rahat rahat kullanılabilir. Her satırı ve unsuruyla düpedüz seçim kazanmaya dönük bir hamle olan “torba kanun”, ilk önce “imar barışı” diye takdim edildi. Daha sonra imar barışını içine alan kapsamlı bir “mali af” paketine dönüştü. Türkiye’deki erken seçim dönemlerinin kaçınılmaz bir beklentisi olan muhtelif af serileri bu kez de karşımıza böyle çıktı. Bütçeye getireceği ek yükü, Başbakan Yıldırım’ın açıkladığı gibi 24 milyar TL değil çok daha yüksek olduğunu geçen hafta duyurduğumuz bu paketi için o kadar acele ediliyor ki, hızla komisyondan geçirilip TBMM gündemine getirildi. Seçim paketi görüşmeleri, TBMM’de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standart &Poors’un (S&P), Türkiye’nin kredi notu görünümünü durağandan negatife indirmesinin hemen ardından başladı. Maliye Bakanı Naci Ağbal, geçen hafta Meclis oturumunda S&P’yi sertçe eleştirmiş, “Anlaşılmaz şekilde, seçime gidilen bir ülkede, yeni ve olağanüstü hiçbir gelişme yokken neden bu raporu yazdılar? Seçime yakın zamanlarda bu tür değerlendirme raporları yazılmaz” demişti. Diyelim, Maliye Bakanı Ağbal objektif kriterler üzerinden yerden göğe haklı. Diyelim seçime yakın zamanlarda bu tür değerlendirme raporları hiç yazılmıyor, dahası varsayalım ki S&P art niyetli. Peki Ziraat Bankası’nın, konut sektörünün “çarklarını” döndürmek, stokları eritmek üzere hükümet isteğiyle devreye sokulması çok mu normal? En büyük kamu bankasının siyasi talimatla iktidar partisine yakın müteahhitlere destek olması, Türkiye’ye daha mı yatırım yapılabilir ülke ligine taşıyor? Milyonlarca vatandaş ve vergi yükümlüsü ödemediği borçları uygun koşullarla ödeyecek diye onlara yaptırımda vazgeçtiğinizde, nasıl vergi toplayacaksınız? Vergisini zamanında ödeyenleri kendisini fazlasıyla iyi niyetli hissetmesini nasıl telafi edeceksiniz? Böyle bir dert olmadığını, tek derdin iktidarı kaybetmemek olduğunu biliyoruz da görevimiz hatırlatmak. Kamu kaynaklarını kendi paranız gibi saçmıyor gibi yapıp S&P’ye posta atmak en kolayı. Nestle ve Starbucks 7.1 milyar dolara anlaştı Nestle, markalı kahve ürünlerini marketlerde satabilmek için Starbucks’a 7.1 milyar dolar ödeyeceğini açıkladı. Nescafe ve Nespresso kahve markalarının da sahibi olan İsviçreli gıda devi, bu anlaşmayla Starbucks markalı kahve ürünlerini Starbucks mağazaları dışında satma hakkına sahip olacak. Starbucks’ın bu bölümü yıllık 2 milyar dolarlık satış yapıyordu. Nestle’nin kahve bölümü ise yıllık 17 milyar dolar ciroya sahip. Bu, şirketin toplam satışının beşte birine denk. Anlaşmayla Nespresso kahve makinelerini kullananlar, Starbucks markalı kahve kapsülü kullanabilecek. l Ekonomi Servisi Migros 241 milyon lira zarar açıkladı Bu yılın ilk çeyreğinde Migros’un konsolide satışları yüzde 26.5 artarken, şirket birinci çeyrekte 241 milyon lira zarar açıkladı. Şirket geçen yıl aynı dönemde 907 milyon lira net kâr elde etmişti. Migros’un konsolide brüt kârı ilk çeyrekte yüzde 31.8 artış kaydetti ve brüt kâr marjı yüzde 27.3 oldu. Yılın ilk çeyreğinde konsolide VAFÖK (Vergi, Amortisman ve Faiz Öncesi Kâr) 211 milyon TL’ye ulaştı. Şirket operasyonel kâr yaratmasına rağmen, kur farkı giderleri ve tek seferlik giderler nedeniyle ilk çeyrekte 241 milyon TL konsolide net zarar yazdı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle