22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 7 Nisan 2018 TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘VicdanlarınızdaESKİŞEHİR’DE KATLEDİLEN 4 AKADEMİSYENİN CENAZE TÖRENİnde öfke vardı boğulacaksınız!’ Üniversitedeki törende matem isyana dönüştü, ‘rektör istifa’ sesleri yükseldi. Törendekiler, katliamın nasıl göz göre göre geldiğini anlattı SİNAN TARTANOĞLU/CAN HACIOĞLU Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde katledilen 4 akademisyen dün “Rektör istifa”, “Asıl FETÖ’cüler burada”, “Vicdanlarınızda boğulacaksınız” sloganları ile üniversitelerinden uğurlandı. Saldırıda öldürülen Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mikail Yalçın, Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, Dr. Öğr. Üyesi Serdar Çağlak ve Arş. Gör. Yasir Armağan’ın cenazelerinin otopsi işlemleri dün sabah saatlerinde tamamlandı. Daha sonra saat 11’de cenazeler polisin geniş güvenlik önlemleri eşliğinde üniversite rektörlüğünün önüne getirildi. Uğurlama töreninde katledilenlerin yakınları ve akademisyenler gözyaşlarına boğuldu, sinir krizleri geçirdi. ‘Kardeşim öldürtüldü’ Cenazelerin alınması sırasında Mikail Yalçın’ın babası Ömer Yalçın ve ağabeyi Habil Yalçın, üniversite yönetimine tepki gösterdi. Habil Yalçın, “Kardeşim öldürülmedi, öldürtüldü. Vicdanınızda boğulacaksınız” diye bağırdı. Rektör Hasan Gönen, törene gelmesi ile birlikte, “Rektör istifa. Asıl FETÖ’cüler burada” sloganları ile karşılaştı. 4 akademisyenin cenazeleri Türk bayrağına sarılı olarak rektörlük binasına getirildi. Vatandaşlık göreviymiş! Bayar’ın şikâyeti ile ihraç edilen akademisyen Yalçın Bay da törende, “Ölene kadar bekleyin sonra da dua edin. Bugüne kadar bize ne oluyor diye sormayan vali ancak bugün geliyor. Sorumlu rektördür, YÖK’tür. Bu böyle giderse Eskişehir yanar, Türkiye yanar. Eşi Aylin Bayar serbest bırakılmasın. Çünkü beni ve eşimi hesabını soracağım diye tehdit etti. Can güvenliğimiz tehlike altında. Kendisi FETÖ’cü olmasına rağmen milliyetçi, Atatürkçü akademisyenleri ‘FETÖ’cü’ diye şikâyet ediyor. Türkiye genelinde 102 akademisyeni şikâyet etmiş. İftira attığı için savcılığa başvurmuştum. Savcılık, onun ‘vatandaşlık görevini yaptığını’ söyledi. Şimdi Volkan Bayar vatandaşlık görevi mi yapıyor? Kimin adına bunu yapıyor? Gerçek FETÖ’cüler korundu” tepkisini gösterdi. ‘DDK’ye de aktardık’ Törene, Vali Özdemir Çakacak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan, eski Milli Eğitim Bakanı olan AKP Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, CHP Eskişehir milletvekilleri Cemal Okan Yüksel ve Utku Çakırözer, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de katıldı. Bir akademisyen üniversitedeki tüm olayların Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’na da şikâyet ettiklerini Nabi Avcı’ya aktardı. Pişman değilmiş! Volkan Bayar tutuklandı. Katil zanlısı Volkan Bayar ile boşandığı eşi Saadet Aylin Bayar, dün Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Bayar’ın ilk sözlerinin “Pişman değilim, hayatımı yaktılar” olduğu öğrenildi. Bayar çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olaya iştirak ettiği iddiasıyla gözaltına alınan Volkan Bayar’ın bir yıl önce boşandığı eşi araştırma görevlisi Saadet Aylin Bayar ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı. Tutuklanan Bayar, Eskişehir H tipi Cezaevi’ne götürüldü. Üç savcı olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün de FETÖ iddialarına ilişkin ayrı bir soruşturma yürüttüğü belirtildi. YÖK’ün görevlendirdiği Prof. Dr. Mehmet Şişman da idari soruşturma yürütmek üzere dün Eskişehir’e gitti. Öte yandan Eskişehir soruşturma ile ilgili gizlilik kararı alındığı belirtildi. Tepkilerin odağındaki Rektöre polis kordonu Akademisyenlerin yakınları tepkiyle Rektör Gönen’in sına girdi. Törenin ardından Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Serdar Çağlak’ın cenazesi Kayseri’ye, Fakülte Sekrete üzerine yürümek istedi. Ancak rek Öğr. Üyesi Mikail Yalçın ve Arş. ri Fatih Özmutlu’nun cenazesi de tör ve Eskişehir Valisi Çakacak, po Gör. Yasir Armağan’ın cenazele Eskişehir’in Seyitgazi ilçesine bağlı lis kordonu altında rektörlük bina ri defnedilmek üzere Tokat’a, Dr. Kırka beldesine götürüldü. Rektörlük binası önündeki törene geniş katılım vardı. Tepkilerin hedefindeki rektör, törende polislerin arkasında ürkek bir tavır sergilerken acılı ailelerin feryatları yürek burktu. Katledilenlerin yakınları güçlükle sakinleştirilebildi. Tahsili de karanlık Katil zanlısının muhbirliği, silah taşıdığı biliniyordu. Şimdi de ABD’deki üniversitede hangi bursla okuduğunun da belirsiz olduğu ortaya çıktı Zanlı Volkan Bayar hakkında çeşitli tarihlerde rektörlük ve YÖK’e ulaştırılan şikâyet dilekçelerinde zanlı ve eski eşinin geçmişine ilişkin ilginç bilgiler ortaya çıktı. İşleme konu olmayan şikâyet dilekçelerine Cumhuriyet ulaştı. Bayar ve eski eşinin MEB bursu ile ABD’ye yüksek lisans eğitimine gidişlerine ilişkin iddialara göre Volkan Bayar 2004, eşi Aylin Bayar ise 2006 yılında Gazi Üniversitesi’nde mezun oldu. Dilekçelerde, Gazi Üniversitesi’nde okudukları bölümün Ana Bilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Hayati Akyol’un, “Volkan Bayar benim dersimden 3 defa kaldı. Üçüncü seferde bütünlemede zor geçti. Volkan Bayar’ın MEB yurtdışı bursunu kazanması şaibeli. ALES puanı incelenmeli” dediği aktarıldı. ‘Diploma sunamadılar’ Bayarlar ABD’de yüksek lisansı tamamlayıp doktora eğitimine 2007’de başladı. Doktora tez aşamasında, Volkan Bayar eşi Aylin Bayar’a üniversite koridorlarında şiddet uyguladı. Volkan Bayar’ın yine aynı dönemde MEB bursu ile aynı okulda yüksek lisans yapan başka bir arkadaşını da darp ettiği, MEB’in mağduru bir başka ülkeye gönderdiği, fakat Bayar hakkında işlem yapılmadığı beyan edildi. Dilekçeye göre ikisi de bu nedenle Nisan 2011’de doktora eğitiminden atıldı. Ancak dilekçelere göre Volkan Bayar, okuldan atılma kararından hemen önce öğrenci işlerine giderek ABD’ye giderken aldığı MEB bursunun devam edebilmesi için doktora eğitiminin 3 ay sonra biteceğine ilişkin belge aldı. Bu belgeyle Türkiye’ye dönme yi başaran Volkan Bayar, Milli Eğitim Bakanlığı’na 7 Nisan 2011’de ABD’den aldığı belgeyi sunarak 7 Temmuz 2011’de MEB’de göreve başladı. Bayarlar Nisan 2011’de Türkiye’ye giriş yapmalarına karşın yurtdışı burslarını almaya da devam ettiler. Göreve başladıkları halde 3 ay sonra ibraz etmeleri gereken doktora diplomasını da MEB’e bildiremediler. MEB: Kayıtlarımızda yok Bu arada dilekçe veren akademisyenlerin avukatı Mustafa Algam tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderilen ve Volkan Bayar’ın MEB bursunu soran yazıya, 18 Mayıs 2017’de Bakanlık, Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü’nde görevli daire başkanı Tuba Korkmaz’ın imzasıyla verdiği yanıtta “genel müdürlüğümüz kayıtlarında Volkan Bayar adına herhangi bir kayda rastlanılmamıştır” ifadelerini kullandığı ortaya çıktı. qVolkan Bayar ve eski eşinin 2011 yılında dönemin MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Baloğlu tarafından Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ne araştırma görevlisi olarak atandığı belirtilen dilekçede, “sahte beyanda bulunmak ve devleti yanıltmak suçundan dolayı iki isim hakkında da yasal işlem başlatılması” istendi. Baloğlu’nun da kendisine yönelik küfür ve tehditler nedeniyle Bayarlar hakkında dava açtığı da dilekçede aktarıldı. Bayarlarla davası devam eden Baloğlu, 20 Ocak 2017’de Volkan Bayar hakkında BİMER’e şikâyet dilekçesi verdi. Ayrıca Baloğlu, Volkan Bayar’ın tehditleri üzerin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçeye göre Bayarlar doktoradan atıldıkları için Ankara’daki üniversitelerden kabul alamadı ve ÖYP üzerinden Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ne girdiler. ‘İftİralarıyla karİyer yaptı’ Öğretim üyelerinin verdiği söz konusu dilekçede şunlar kaydedildi: “Üniversitenin enstitü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Aypay ile ilgili husumetlerinin nedeni doktora yeterlik sınavına Volkan Bayar, bütün hocaların gelmesine rağmen gelmemiş, ikinci yeterlik sınavına gelmiş, yine çok pişkin bir şekilde ‘hazırlanmadım, kendimi iyi hissetmiyorum’ diyerek sınava girmiş, ancak yeterlikten geçememiştir. Enstitüde verilen hiçbir görevi yerine getirmemekten dolayı Aypay, hak kında soruşturma açmış ve Bayar’ın kadrosunun bulunduğu Tokat’taki Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ne geri gönderilmesine ilişkin talebini üniversite senatosuna sunmuştur. Senato ise bir şans daha verelim diyerek kendisinin doktoraya devamına karar vermiştir. Aypay’a ve fakültedeki diğer hocalara karşı husumeti gitgide artmış, 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilerek fakültemizde 24 öğretim üyesi hakkında iftira dilekçeleri yazarak ilgili makamlara iletmiştir.” haber 7 Yiten 4 yaşam yıkılan aileler ‘Tek çocuğu engelli’ Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Mikail Yalçın: Tokat’ın Turhal ilçesinde, 1985 yılında dünyaya gelen Yalçın, 2006 yılında Cumhuriyet Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Yalçın, 20062011 yıllarında matematik öğretmenliği yaptı. Yüksek lisans eğitimini Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde tamamlayan Yalçın, 2011’de ESOGÜ’de araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Yalçın, ESOGÜ’de “Eğitim Yönetimi Teftişi Planlaması ve Ekonomisi” alanında doktorasını tamamlayarak 2016’da Dr. Öğ Mikail Yalçın retim Üyesi oldu. 2 Ocak 2018’de ESOGÜ Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcılığı’na atanan Yalçın, evli ve 1 çocuk babasıydı. Yalçın, 2014’te Facebook hesabından yaptığı paylaşımda “Kızımız, symbrachydactyly adlı doğumsal bir el anomalisi ile dünyaya gelmiştir. 40.000 canlı doğumda bir görülen bu anomaliden etkilenmiş olan insanlarla tanışmak ve deneyimlerimizi paylaşmak için grup kurdum. El anomalisi olanları grubumuza yönlendirebilirseniz çok seviniriz” yazmıştı. ‘2 çocuğu var’ Eğitim Fakültesi Sekreteri Mehmet Fa tih Özmutlu: Eskişehir’in Seyitgazi ilçesin de, 1970 yılında dünyaya geldi. Anadolu Üniversitesi’nde 2006 yılında lisans eğitimi ni tamamlayan Özmut lu, 1993 yılında Seyitga zi Belediyesi’nde memu riyet hayatına başladı, 1994 yılında ESOGÜ’ye atandı. Üniversitenin Fatih Özmutlu çeşitli birimlerinde me mur, teknisyen ve şef olarak görev yapan Özmutlu, 2011 yılında ESOGÜ Turizm Fa kültesi Sekreterliğin’e, 2012 yılında ise Eğitim Fakültesi Sekreterliği’ne atandı. Öz mutlu, evli ve 2 çocuk babasıydı. ‘Daha 33 yaşındaydı’ Dr. Öğretim Üyesi Serdar Çağlak: Kayseri’nin Han ilçesinde, 1985 yılın da dünyaya gelen Çağlak, 2007 yılın da Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü’nden mezun ol du. Yüksek lisansını Flori da State Üniversitesi’nde fen eğitimi alanında 2010 yılında tamamlayan Dr. Öğretim Üyesi Serdar Çağlak, aynı üniversitede 2015 yılında “Eğitimde Serdar Çağlak Ölçme ve Değerlendirme” alanında dokto rasını yaptı. ESOGÜ Eğitim Fakültesi’nde 2016 yılında araştırma görevlisi olarak gö reve başlayan Çağlak, 2017 yılında Dr. Öğ retim Üyesi unvanı kazandı. ‘Emek dolu bir ömür’ Araştırma görevlisi Yasir Armağan: Tokat’ta, 1983 yılında dünyaya gelen Ar mağan, 2005 yılında 19 Mayıs Üniver sitesi İlköğretim Matematik Öğretmen liği Bölümü’nden mezun oldu. 2005 2013 yıllarında matematik öğretmenli ği yapan Armağan, yüksek lisans eğiti mini Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde tamam ladı. Armağan, 2012 yı lında ESOGÜ’de Eğitim Yönetimi Teftişi, Planla ması ve Ekonomisi Ana bilim Dalında doktora eğitimine başladı. Bar Yasir Armağan tın Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 2013 yılında araştırma görevlisi olarak göreve başlayan Armağan, aynı yıl ESOGÜ Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde görevlendirilerek, akademik çalışmalarına devam etti. Arma ğan, evli ve 2 çocuk babasıydı. TEPKİLER DİNMİYOR ‘Cinnet ile kapatılmamalı’ n CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer: Psikolojik sorunları olduğu ve bunu çevresine yansıttığı bilinen ve onlarca akademisyeni belgesiz kanıtsız FETÖ’cü diye ihbar ettiği üniversite yönetimince de kabul edilen bu saldırganın böylesine gergin ortamda aylardır görevine devam etmesine kim, nasıl izin verdi? Bu kadar çok şikâyetin, suç duyurusunun odağındaki bu saldırgan rahatsızlığı bilinmesine rağmen nasıl silah ruhsatı edinebildi? Yaşanan katliam olayı ‘hakaret ve tehdit’ şikâyetleriyle başlatılan bir soruşturmaya duyulan aşırı öfke ve geçirilen cinnete bağlanarak kapatılmamalı.” ‘OHAL’in frankensteIn’ı’ n Eğitim Sen Eskişehir Şubesi: Barış imzacısı üyelerimizin ihracı sağlanarak, akademinin eleştiren, üreten beyinleri tasfiye edilmiştir. Üniversiteler adeta sessiz bir cadı kazanı haline gelmiştir. Bu kazanda kendi cemaatindeki yol arkadaşlarını ihbar eden itirafçılar; bu cemaatle ilişkilerini gizlemek için yüzlerce masumu ihraç eden idareciler; fırsattan istifade kişisel husumeti olan meslektaşlarına iftira atan, iktidara yaslanan akademisyenler vardır. Toplumsal cinnet ve paranoya hali kampüsleri esir almıştır. Ve nihayetinde dünkü olayla barut fıçısı patlamış, OHAL kendi Frankenstein’ını yaratmıştır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle