18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 7 Nisan 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 BATIDA BAHAR, AĞRI’DA KAR Antalya’da dün yerli ve yabancı turistler denizin keyfini çıkarırken Ağrı’nın Taşlıçay ilçesinde ise ekipler 2 bin 800 metre rakımlı karla kaplı Gündoğdu köyünün yolunu ulaşıma açtı. Parça parça 190/8 0 290/1 2 0 200/1 3 0 150/5 0 TARİHTE BUGÜN 230/9 0 170/9 0 250/1 3 0 1948: Dünya Sağlık 140/7 0 Örgütü (WHO) kuruldu. 180/6 0 70/4 0 1969: İnternetin 220/3 0 150/8 0 sembolik doğum günü. 180/3 0 230/7 0 240/1 2 0 270/1 2 0 230/1 0 0 180/9 0 170/6 0 170/9 0 120/0 0 180/1 4 0 1978: Gazetemiz yazarı, anayasa hukuku profesörü Server Tanilli, silahlı saldırıya uğradı. koptu Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önceki gün çıkan büyük yangının ardından hastanede incelemeler sürüyor. Hastaneye dün sabah randevusu olan hastalar çevre hastanelere yönlendirilirken acil servisi dahil tüm klinikler hasta giriş ve çıkışlarına kapatıldı. Yangının bir kişinin alev alan su ısıtıcısını camdan dışarı atması sonucu dış cephenin tutuşmasıyla çıktığı öne sürüldü. Yangına 80 itfaiye aracı ve 200 itfaiye personelinin müdahale ettiği belirtildi. Kısa süreli panik yaşandı Hastanedeki yangının boyutu dün sabah ışığıyla gün yüzüne çıktı. Hastanenin dış cephesi tamamen kullanılamaz hale gelirken camlarda kırıklar oluştu. Yangın ile ilgili çalışmalar sürerken rüzgârın etkisiyle binanın dış cephe kaplama malzemeleri bir bir düşmeye başladı. Kopan parça klimaya çarparken, küçük çapta patlama meydana geldi. Patlama sonrası klima gazı dışarı çıkarken kısa süreli panik yaşandı. Ara ara binadan parçaların kopması nedeniyle hastaneye kimse yaklaştırılmadı. 300 hasta çeşitli hastanelerde İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da yangının çıktığı yere gelerek incelemelerde bulundu. Memişoğlu, “Savcılık soruşturması sürüyor. Yaklaşık 300’ün üzerinde hastamız çeşitli hastanelerde. Sağlıkla ilgili hiçbir sıkıntıları yok. Önümüzdeki haftadan itibaren de burada ve ek binada sağlık hizmetini en iyi şekilde sunmaya devam edeceğiz” dedi. Memişoğlu “Yoğun bakım ünitelerinin üst katlarda olması tahliyeleri zorlaştırdı mı” sorusunu “Tahliyelerde zorluk yaşanmadı. Personel 326 hastayı bir anda çok kısa sürede tahliye etti” karşılığını verdi. Ofis kısmında oldu Gaziosmanpaşa İtfaiye Grup Amiri Abidin Vişne, hastane önünde açıklamalarda bulundu. Daha çok ofis kısımlarının olduğu yerde yangının çıktığını söyleyen Vişne, “Yataklı yerlerde sorun yok. Dışarıdaki tahribat çok fazla. Çok hızlı yanma ile bu tür malzemelerde yangın çok kısa sürede yayılabiliyor. Alarmın çalışıp çalışmadığını bilmiyoruz. Bize ihbar 16.16’da geldi. 16.20’de olay yerindeydik. Sigara izmariti mi başka bir sebep mi ancak incelemeler sonra belli olur” ifadelerini kullandı. ‘Baştan aşağı yanlış’ Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, “Tepeden aşağı yanlışlarla dolu bir yer izliyoruz. Baştan aşağı yanlış bir uygulama. Sistem yanlışlığı var, malzemeler yanıcı. Bunları bile bile böyle bir uygulamanın yapılması büyük talihsizlik” diye konuştu. Şen, şöyle devam etti: “Duvarın üzerine yapıştırma ile arada boşluk bırakılıp, son kat kaplama ile giydirme cephe yapılırsa buna bugünkü mevzuatta izin vermiyor. Dolayısıyla yapılan baştan sona yanlışlık. Arkada kullanılan yalıtım malzemesi izin verilmeyen bir yalıtım malzemesi. Son kat kaplama olarak gördüğünüz bu sarı renkli olan da yanıcı bir malzeme. Bu tür giydirme cephelerde bu tür malzemelere kullanım izni verilmez. Yasak. 2011’de de doğru olmadığını ifade etmiştik. Malzemeler yanıcı malzemeler. Kullanılmaması gereken yerde kullanılmış ancak son kat kaplama, açık renkli olan, bu da yanıcı.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Yangın nedeniyle boşaltılan hastane binasından parçalar düşmeye devam ediyor. Dış cepheden kopan bir parça, klimaya çarptı. Yaşanan küçük çaplı patlama çevrede panik yarattı... AlarmI DUYAN OLMADI SU ISITICISI MI? Yangının, bir kişinin alev alan su ısıtıcısını camdan atmasıyla çıktığı ileri sürüldü. Hastanedeki yangının yol açtığı felaket havadan böyle görüntülendi. l İHA Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çıkan yangın sırasında MS hastası kızlarıyla 8. katta kalan bir aile yaşananları anlattı. Baba Mehmet Görgeç, “Bizim hastamız yürüyordu ama yanımızda yatan bir hasta vardı. Onu kucakladığımız gibi can havliyle kendimizi dışarı attık. Alarm sesi duymadık” dedi. Görgeç, kızının hastalığında son aşamaya geldiklerini dile getirerek “Tahlillerle ilgili hiçbir şey söylemiyorlar bilmiyoruz. Kayboldu mu kaybolmadı mı, yandı mı tahliller hiçbir bilgimiz yok. Bunlarla ilgili bilgi almak istiyoruz” diye konuştu. Yaşananları anlatırken gözyaşlarına hâkim olamayan anne Fadime Görgeç ise “8. kattaydık. Panikle çocuğumuzu aldık kaçtık. Çok duman içerisindeydi içerisi. Panik anında çocuğum ve yaşlı teyzeyle birlikte kaçtık. Alarm çalmadı, biz duymadık” dedi. l İHA Sorumlu kim? Ümraniye Trafo Merkezi’nde patlama Olay yeri inceleme ekipleri hastanenin dış cephe kaplamasından numune aldı. l DHA KİMYASAL FAKTÖr İstanbul Tabip Odası heyetiyle önceki gün incelemelerde bulunan Genel Sekreter Dr. Samet Mengüç, yangının çıkış sebebinin henüz belli olmadığını belirtti. Tahminlerini açıklayarak, “Çöp konteynırına atılan bir sigaradan kaynaklandığı ve dolayısıyla binanın ön cephesinde kullanılan birtakım kimyasal izolasyon malzemelerin yanıcı özelliğinin yüksek olması nedeniyle yangının çok hızlı yayıldığı, senaryolardan biri. Bir diğer söylem direkt olarak çatından çıktığı yönünde. Yangının kapladığı alan göz önünde bulundurulursa aşağıdan yukarıya ya da yukarıdan aşağıya ilerleyen vertikal bir düzlem var. Bu da yanıcı kimyasalların yangının büyümesinde büyük bir faktör olduğu izlenimini veriyor” diye konuştu. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Battal Kılıç, dış cephede kullanılan malzemenin ve duman tahliye sisteminin yetersiz olduğunu belirtti. Kılıç, çöp konteynırı veya klima cihazının ısınması sonucu yangının çıkmış olabileceğine dikkat çekti. “2011’de aynı binada meydana gelen yangında önlem alınmış olsaydı bugün buna sebebiyet verilmeyecekti” diyen Kılıç şöyle devam etti: “Sorumlusu kimlerdir? Kullanılan malzeme yangın yönetmeliğine uygun bir malzeme değil. Yönetmeliğe göre yüksekliği 28.50 metreden fazla olan binalarda dış cephenin zor yanan malzemelerden oluşması gerekir. Yapı denetim şirketleri, kontrol mühendisleri, bu inşaatın sahipleri... Bu tür yangınların çıkmasında hepsinin sorumluluğu var. 2013 yılından sonra ruhsat ve iskân alma görevi belediyelere verildi.” Teknisyen yaşamını yitirdi Ümraniye Dudullu Trafo Merkezi’ndeki çalışma sırasında meydana gelen patlamada trafo teknisyeni yaşamını yitirdi. Patlama ile meydana gelen yangın itfaiyenin çalışmasının ardından söndürüldü. Dün saat 12.30 sıralarında bilinmeyen bir nedenle patlama meydana geldi. Çıkan yangın trafo binasını kapladı. Yangın güçlükle kontrol altına alındı. İçeriye giren ekipler trafo teknisyeni Ahmet Gençhan’ın (35) cenazesini buldu. Polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Nefret ortamı Defalarca yazıldı ancak tekrar etmekte fayda var. Sayın Erdoğan’ın siyaset yapma tarzı özgün değil. Hele günümüzde hiç değil. Otoriter, popülist siyasetçilerin yükseldiği bir dönemdeyiz. Cumhurbaşkanı da bu siyasetçilerle ortak özellikler taşıyor. Yani dünyaya bir defa gelecek, istisnai biri değil. Otoriter popülist siyasetçilerin ortak özelliği toplumu bölmeleri ve kutuplaştırmaları. ABD Başkanı da, Macaristan Başbakanı da, Hindistan Başbakanı da ve daha niceleri aynı metotlara başvuruyor. Kendinden olanı millet olarak belirlemek ve kendine destek vermeyenleri millet dışı görmek. Böylelikle toplumun yaklaşık yarısı gayri milli olarak resmedilmekte. Yine bu liderlerin ortak özelliği “yerlicilik”leri. Bu da haliyle ancak kendisi gibi düşünenlerin yerli ve milli, halkın geri kalanının ise handiyse yabancı unsur şeklinde görülmesine yol açıyor. Toplumsal kutuplaşma bir yandan da bir kültür savaşına çevriliyor. Böylelikle yaşam tarzı etrafında kenetlenme sağlanırken aynı zamanda toplumun ezilen kesimlerinin ortak çıkarlarını tahrip eden politikalar gizlenebiliyor. Muhalefetin özellikle ekonomi politikalarına yönelik söylemleriyle, AKP’nin kendi bahçesi bildiği seçmene erişmesinin de önü kesilmeye çalışılıyor. Kutuplaştıran, dışlayan, bölücü siyaset yapma tarzıysa toplumsal gerginliğe sebep olmakta. Nefret ve tepki üzerine kurulu bir siyasi ortam içinden çıkılması güç bir sarmal yaratıyor. Gayri milli ve yabancı unsur ilan edilen geniş halk kesimlerinin gelecekten umudunu kesmesiyse gayet doğaldır. Sürekli itilip kakılan ve daimi bir baskı hisseden insanların yurtdışına gitmeyi amaçlaması da öyle. Üniversite öğrencileriyle biraz teması olan herkes, öğrenciler arasında yurtdışına gitmek arzusunun geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak kadar arttığının farkında. Bir devletin cumhurbaşkanının toplumun yarısının ülkeden ümidini kesmesinden üzüntü ve utanç duyması gerekir. Ancak otoriter popülist bir siyasetçi için bu ancak toplumun kendinden bilmediği kesimine vurmak için yeni bir fırsat anlamına gelmekte. Sayın Erdoğan’ın “Gitmek isteyenlere uçak biletini verip yollayalım” diyerek dalga geçmesinin sebebi bu. ABD’den ithal “ya sev, ya terk et” sloganının yeniden güçlendiği ve toplumun yarısını hedeflediği günlerden geçiyoruz. Kutuplaştırıcı siyaset sonsuza kadar sürmez ve ancak zorla yürütülebilir. AKP’nin yanına MHP’yi yedeklemek zorunda kalması da işlerin zor yürütüldüğünün işaretlerinden biri. Muhalefetin, Sayın Erdoğan’ın kutuplaştırıcı söyleminin asıl amacını ortaya koyması ve kutuplaştırma perdesini çekip AKP’ye oy veren yurttaşlara ulaşması gereklidir. Son referandumda üç büyük şehrin “Hayır” dediği bir ülkedeyiz. Bunca baskı, medya ve partileşen devletin imkânlarına rağmen hem de. AKPMHP ittifakı zannedildiğinden çok zayıf olabilir. Otoriter popülist söylemlerin oluşturduğu dışlayıcı nefret ortamı dağıtılırsa geriye pek de gücü kalmayacaktır. Dün Ali Sirmen’in çok yerinde saptaması da bu konuda yaşamsal önemde. Muhalefetin, AKP’yle onun kullandığı dışlayıcı dille mücadele etmesi sadece AKP’ye yarar. Adliye karardı Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda ilki 09.30’da başlayacağı duyurulan duruşmalar 10.50’de başladı. Asansör bakım işlemleri nedeniyle adliyede 11.0012.00 saatleri arasında elektriğin kesileceği duyurulmuştu. İlk duruşmada bir, ikinci duruşmada iki kez elektrik kesintisi oldu. Mahkeme başkanı duruşmaların kalemde izleyicisiz bir şekilde devam edebileceğini söyledi. Ancak izleyiciler ve avukatların talebi üzerine davaların12.00’de duruşma salonunda görülmesine karar verildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle