18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 7 Nisan 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET İran’ın Şam desteği sıkıntı yarattıAsdönezkslaetreraink,iRoEulsaharaadnkri’egnöijnimrüinyeor Suriye gündemiyle Rusyaİran ve Türkiye liderlerinin bir araya geldi ği toplantının ardından Anka ra, mayıs ayında Astana toplan tısının yapılmasını bekliyor. As tana Süreci’nin, Suriye’de ye ni anayasa yazımı için komite oluşturma göre vi verdiği BM Su riye Özel Temsil cisi De Mistura’ya garantör ülkele rin isim sunmala DUYGU GÜVENÇ rının tamamlanmadığı öğrenildi. Ankara, rejim adı na isim sunacak olan Rusya ve İran’ın, rejimin sahadaki galibi yeti nedeniyle süreci geciktirdiği görüşünde. İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Afrin’de kontrolün rejime verilmesine yönelik söz lerini ise Ankara, rejimin meşru iyetini artırma çabası olarak gö rüyor. Ankara’ya göre, arazide İran ile sıkıntı yaşanmıyor. Afrin operasyonunun Tel Rıfat’a uzan ması beklenmezken, ABD ile Mınbiç’ten YPG/PYD’lilerin çıka rılmasına yönelik görüşmelerin ise bakan atama süreci nedeniy le mayıs ayına kaldığı öğrenildi. Suriye’de 7 yılı geride bırakan iç savaşın ardından bir yandan Rusya ve İran ile diğer yandan da ABD ile uzlaşı arayan Ankara için gelinen aşama şöyle: l ABD’den atama bekleni yor: ABD ile sorunların çözümü için ‘yapıcı egzersiz’in başladı ğını belirten yetkili, bu sürecin özellikle Mınbiç’e yansıması ve YPG/PYD’lilerin buradan çıka rılması üzerinde bir mutabaka ta varılması için Kongre’nin ye ni Dışişleri Bakanı’nı ataması nı onaylamasını bekleniyor. Bu onayın mayıs ayını bulabileceği belirtilirken, ardından da bakan ların görüşmesi ve ortak bir me tinde uzlaşılması hedefleniyor. ABD ile vize ve konsolosluk sü recine dair sorunların ele alındı ‘İdlİb’De tehlİkede olan bİzİz’ İdlib’de Türkiye’nin oluşturduğu 8 gözlem noktasında asıl tehlikenin Türkiye’de olduğuna işaret eden üst düzey yetkili, rejim ile diğer garantörlerin terörist olarak tanım ladığı muhalif grupların arasına Türk güvenliğinin girdiğine işaret etti. Yetkili, gerginliği azaltma bölgelerinin başta başarılı olduğunu, ancak yakın zamanda ihlallerin arttığını be lirtti. Doğu Guta’dan tahliyelerin çoğunun İdlib’e yapıldığına işaret edilirken, Ankara’nın bu tahliyelerin Fırat Kalkanı bölgesine yerleştirilmesine karşı olduğu belirtildi. ğı çalışma grubunun toplanması için ise devam eden yargı süreçlerinin beklendiği öğrenildi. Yargı kararlarına bağlı olarak çalışma grubunun bakanları beklemeden toplanması gündemde. l Cenevre Astana’yı bekliyor; rejim geciktiriyor: Suriye’de çözüm için Ankara’nın da temel kabul ettiği Cenevre sürecinin, Astana sürecini beklediği belirtilirken bu toplantının mayıs ayı ortasında yapılması planlanıyor. Ancak Ankara, Astana çerçevesinde BM Suriye Özel Temsilcisi De Mistura’ya verilen ve yeni anayasa için garantörler tarafından 50’şer ismin oluşturul ması görevinin rejim tarafından geciktirildiği görüşünde. Ankara, rejimin sahada güçlendiği için bu süreci geciktirdiğini düşünüyor. l ‘Adı yok, kendi var’: Üç liderin yaptığı toplantıda Türkiye’nin terörist kabul ettiği YPG/PYD’den söz edilmemesine karşın, Ankara, “sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimin reddedilmesi”ne dair ifadelerin yeterli olduğu görüşünde. Türkiye’nin terörist kabul ettiği Mihraç Ural’ın Suriye Diyalog Kongresi’ne çağrılmasını büyütmeyen Ankara’ya göre, Rusya da bu tutumu benimsiyor. Üst düzey bir yetkili, “Rusya’nın Afrin operasyonunda hava sahasını açması, Soçi Kongresi’nde bir YPG’linin bile olmaması, Rusya ile YPG konusunda işbirliğimizin göstergesi. Ortak deklarasyonda bir tek adını söylemiyoruz” dedi. l Tel Rıfat’tan YPG’li sızmasın: Afrin operasyonunun sınırının da Tel Rıfat olacağı netleşti. TSK’nin ilerleyişi dururken, Cumhurbaşkanı, zirve sırasında bölgede üçlü koordinasyon önermişti. Üst düzey bir yetkili de bölgenin YPG için sığınılacak bir yer haline gelmemesinin önemli olduğunu vurguladı. l ANKARA İstismara büyük ceza Çocuklara karşı cinsel istismar ile ilgili düzenleme Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı. Tasarıda, bu suçlara müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezaları öngörülüyor Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, çocuklara karşı cinsel istismar ile ilgili düzenlemede, “müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet cezalarını getirdiklerini” belirterek, “Bir çocuğa tecavüz ve sonrasındaki ölümle ilgili o kadar ağır hüküm getiriyoruz ki, ağırlaştırılmış müebbet hapis getiriyoruz. Yatacağı üst sınırı artırıyoruz. Somut olarak 50 sene hapis yatmaya dönüşüyor. TCK’de böyle bir ceza şu anda yok. Bu kadar ağır bir ceza, ilk olacak” dedi. Düzenlemenin 12 maddeden oluştuğunu kaydeden Akdağ, “uzman kararıyla kimyasal hadıma yönelik uygulamaların da olacağını” açıkladı. TBMM Madde Bağımlılığını Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Akdağ, 7 bakan ile birlikte çocuklara karşı cinsel istismar ile ilgili acil eylem planı hazırladıklarını belirterek, burada herkesin üstünde ısrarla durduğu konulardan birinin cezalar olduğunu vurguladı. “Cezaların ağırlaştırılacağını” dile getiren Akdağ, “Özellikle çocuklara, bildiğimiz o ağır tecavüz vakaları ve öldürme vakaları, bu kısımda ciddi ağırlaştırma getiriyoruz. Bazı alanlarda müebbet, bazı alanlarda ağırlaştırılmış müebbet hapse kadar cezalar getiriyoruz. TCK’de en ağır cezayı, bir çocuğa tecavüz etme veya onu öldürme suçuna verecek şekilde getiriyoruz” diye konuştu. Bu suçlardan ceza alan ve cezasını çekerek, cezaevinden çıkacak kişilerin de tahliye edildikten sonra belli bir dönem rehabilite edilmesi gerektiğini söyleyen Akdağ, “eğer ilgili hâkim heyeti karar verirse, uygun görülen vakalarda da cinsel isteğin baskılanması amacıyla AudyauleşttuBraukcaundı:a5n5cbezinae2v6i6ndkeişi Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de komisyonda, çocuklara yönelik cinsel istismar ile ilgili düzenlemenin en kısa zamanda Meclis’e geleceğini dile getirerek, uyuşturucu ile ilgili suçlardan cezaevinde bulunan hükümlü ve tutuklu sayılarını açıkladı. Gül, şunları söyledi: “2009 yılında uyuşturucu ile ilgili suçlardan cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısı 23 bin 82 kişidir. 2017 yılında 48 bin 311 kişi olmuştur. Bugün itibarıyla 55 bin 266 uyuşturucudan tutuklu ve hükümlü bulunmakta dır. Bunlardan 520’si suça sürüklenen çocuklardır. Gerek cezaların artırılması, gerek suça dönük infaz rejiminde değişikliklerden kaynaklanmaktadır. 2015 yılından itibaren uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçlarının oranında azalma görülmektedir. 191. madde kapsamında suç sayıları 2010 yılında 128 bin, 2011 yılında 117 bin, 2012 yılında 138 bin, 2013 yılında 171 bin, 2014 yılında 155 bin, 2015 yılında 60 bin, 2016 yılında 69 bin, 2017 yılında 72 bin olarak tespit edilmiştir.” belli hormonlar verilebileceğini” kaydetti. Akdağ, şunları söyledi: “Bunu her yıl ilgili mahkeme gözden geçirecek ve devam edip etmeyeceğine karar verecek. Aynı zamanda da ciddi bir rehabilitasyon gerçekleştirilecek. Çocuklara istismardan dolayı ceza alanların, cezaevinde yattıkları süre içinde de rehabilitasyona tabi tutulması söz konusu olacak. Bu suçlardan ceza alanların, çocukların bulunduğu yerlerde çalıştırılmaması şeklinde de ted birler getiriyoruz. Zaten devlet memuru olamıyorlar ancak bir şekilde özel sektörde de çalışmamalarını sağlayacak bütün tedbirleri alıyoruz.” “Fuhuşa teşvik edenlere de adli para cezalarında, alt sınırı artırdıklarını” ifade eden Akdağ, çocuk izlenim merkezleri bulunduğunu, zaman zaman, özellikle adli mekanizmalarla, bu merkezler arasında istenilen uyumun sağlanamadığını kaydetti. “Bu merkezlerde savcıların gö revlendirileceğini yasaya yazdıklarını” açıklayan Akdağ, “çocukların bu merkezlerin dışında hiçbir şekilde ifadelerinin alınmayacağını ve ifade alınırken de asla örselenmeyeceğini kayıt altına alacak birtakım detayları içeren yasa maddeleri getirdiklerini” de vurguladı. ‘Düzenleme 12 madde’ Bu yasa düzenlemesinin Meclis’e sevk etmek üzere olunan maddelerinin dışında, 2018 yılına ait farklı tedbirlerin ve farkındalığı artıran benzer tedbirlerin de alınacağını değinen Akdağ, “Zina olacak mı” sorusuna da “Çocuklarla ilgili husus dışında pakete herhangi bir şey koymadık” yanıtını verdi. Akdağ, “İyi hal olacak mı” sorusuna da “İyi hal diye bir kavram şu anda kanunda yok. Hâkimlerin takdir indirimleri var. Küçük bir indirim bu. Bütün cezaların altıda biri. Bu suçlarla alakalı bir hüküm falan değil” savunmasını yaptı. Tecavüze 50 yıl hapis TCK’ye de bir madde getirileceğini söyleyen Akdağ, şöyle konuştu: “Sadece bu suçlar için değil, herhangi bir davada, eğer mahkeme bir takdir indirimi yapacaksa, bunun gerekçesini açıkça yazma mecburiyeti getiriyoruz. Bunu Yargıtay’la da görüştük. Onların da işini kolaylaştıracak. Hâkimler, Yargıtay üyeleri, konuyu görüştüğümüzde, aslında mahkemelerin gerekçesini açıkça belirlemek kaydıyla, takdir indirimiyle ilgili maddeye daha fazla dokunmamayı uygun gördük.” l ANKARA / Cumhuriyet haber 5 Her yerde Fethullah Tarihe not düşmek için 38 Ortaklık, karmakarışık ilişkileri de ortaya koyuyor. Bu arada lığı müfettişleri Yılmaz Onat, Şefik Erdem ve Asım Seyrek yayınımız üzerine Özel kimi soruları da gündeme Yamanlar Lisesi’nde ince getiriyor... leme yapmışlardı. İnceleme Akyazılı Vakfı Başkanı konusu da şuydu: Tahsin Şimşek, ruhsatlı “1 Laikliğe aykırı eğitim silahıyla niçin tehdit ediyor yapıldığı. 2 Yaz tatilinde Mehmet Toker’i? Mehmet düzenlenen kurslarda da bu Toker, işin çözümlenme faaliyetlerin devam ettiği.” si için Fethullah Hoca’yı Üç Milli Eğitim müfettişi neden ziyaret ediyor? Ha yaptıkları inceleme sonucu kem heyeti niçin Fethullah şu görüşe varmışlardı: Gülen’in avukatı Feti Ün’le “Okulda ve kampta laikliğe birlikte toplanıyor? aykırı ve şeriatçı eğitim yap Hem Fethullah Hoca’nın madıkları, inandırıcı ve kesin hem de Sevgi İnşaat’ın sahibi Recep Uzunallı’nın adresinin Zaman gazetesi delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu yüzden gerekirse soruşturma yapılması emre İzmir temsilciliği olarak gös dildiği halde soruşturmaya terilmesi neyi doğruluyor? Olay tam anlamıyla bir polisiye öykü, daha önce de yazdığımız gibi. Akyazılı Vakfı, Fethullah Hoca, Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu, Sızıntı dergisi, başyazar Fehmi Koru, Avukat Feti, kurban derileri, özel okullar, dershaneler ve yurtlar... Bir ilişki zinciri çıkıyor ortaya. Van Özel Serhat Lisesi, Özel Samanyolu Lisesi, İzmir Özel Yamanlar Koleji, Fatih Koleji, Fırat Eğitim Merkezi akla geliyor hemen. Fethullah Gülen Hoca’nın adı her yerde geçiyor. Bir din adamı, ortaklar arasında çatışma çıkınca devreye giriyor. Mehmet Toker, dilekçesinin bir bölümünde bakın neler söylüyor: “Sanıkların ifadeleri gerçekleri gizlemek amacıyla söylenmiş yalanlardır. Profesyonelce hazırlanmış gasp olayını saptırarak, sanki rızaen yapılmış bir anlaşma hüviyeti vermeye çalışmışlardır. Şayet karşılıklı anlaşma olsaydı; bana bu anlaşma karşılığında hisselerimin bedelini öderler veya yazılı belge verirlerdi. Özellikle Fethullah Gülen, Recep Uzunallı ve Nurca Aktaş’ın tehdit ile gasp olayı ile ilgili tanıklar olarak dinlenmesini istiyorum.” geçilmemiştir...” Üç Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi; okul yöneticileriyle ve kimi öğrenci velileriyle görüştükten sonra bu sonuca varmıştır. Öğrenci velileri arasında Akyazılı Vakfı İkinci Başkanı Osman Gürbüz Özkara da bulunmaktadır. Özkara, Özel Yamanlar Lisesi’nde şeriatçı eğitim yapılmadığını, çocuğunun kampta karate ve komando eğitimi görmediğini öne sürmüş ve şöyle demiştir: “Şeriatçı eğitim yapılsa çocuğumu okuldan alırdım...” HHH Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri, Özel Yamanlar Lisesi’nde “şeriatçı eğitim yapılıp yapılmadığını” Akyazılı Vakfı’nın ikinci başkanına sorarlarsa, Mehmet Toker de “şirket anlaşmazlığını” çözmek için Fethullah Hoca’ya gider. Gördüğünüz gibi işimiz oldukça zor... Akyazılı Vakfı, Maltepe Askeri Lisesi’ne “sahte sağlık raporuyla” öğrenci sokmamış mıydı? Evet! Gelin DGM tutanaklarına bir göz atalım ve sanıklarla ilgili bölümü özetleyelim: “Gizli toplantılarda Fethullah Gülen’in kasetleri dinletil HHH Maltepe Askeri Lisesi’ne miş, subayların dinsiz olduğu söylenmiş, bu düzenin yıkılıp “sahte sağlık raporuyla” öğ şeriat düzeninin kurulacağı renci sokan Akyazılı Vakfı, anlatılmıştır...” Özel Yamanlar Lisesi’nin Bir tuhaf ilişkidir bunlar... binalarının sahibidir. Akyazılı Akyazılı Vakfı her yerde Vakfı, binaları Şelale Eğitim karşımıza çıkar. Fethullah AŞ’ye kiralamıştır. Hoca’nın her yerde kasetleri Mehmet Toker ile Akyazılı dağıtılır. Vakfı Başkanı Tahsin Şimşek Bir fotoğrafa bakıyorum. arasındaki şirket anlaşmaz Fethullah’ın sağında Kasım lığı ortaya çıkınca “eski def Gülek, solunda Çevre Baka terleri de” karıştırdık. Hakem nı Rıza Akçalı bulunuyor. heyetinde yer alan Akyazılı Biliyorum kafanızı bir hayli Vakfı İkinci Başkanı Osman karıştırdım. Ama sizlere il Gürbüz Özkara’nın adının ginç bir fotoğraf sundum. hiç de bize yabancı gelme Sahte Müslümanların bir kez diğini anımsadık. daha gerçek kimliklerini or Bir yıl önce Özel Yamanlar taya çıkardım. Lisesi’yle ilgili bir yayınımız Bir zincirin halkalarını çöz olmuştu. Milli Eğitim Bakan dük sanırım. İki Türk’e 1’er yıl hapis Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl mayıs ayındaki Washington ziyareti sırasında Büyükelçilik konutu önünde çıkan kavgaya karışan Türk kökenli Amerikan va tandaşı Sinan Narin ve Eyüp Yıldırım için mahkeme 12 ay 1 gün hapis cezasına hükmetti. Buna göre iki sanık Sinan Narin ve Eyüp Yıldırım nisan ayının ortalarında hapisten çıkacaklar. Sarraf’ın rüşvet verdiği gardiyan tutuklandı New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde yargılanan Rıza Sarraf’tan kaldığı cezaevinde rüşvet aldığı iddia edilen gardiyan Victor Casado tutuklandı. New York Güney Bölgesi Savcısı Geoffrey S. Ber man, iddialara göre gardiyan Victor Casado’nun, Metropolitan Cezaevi’nde federal mahkumlara yasak olan maddeleri rüşvet almak suretiyle sağladığını belirterek, kendisine verilen görevi kötüye kullandığını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle