Katalog

DUNYA Lübnan’a 11 milyar dolar kredi sözü Ortadoğu’daki savaşlar ve beraberindeki göçmen akınının da etkisiyle iflasın eşiğinde olan Lübnan’ın Başbakanı Saad Hariri, yatırım planlarına fon sağlamak için Fransa’ya çıkarma yaptı. Lübnan’a destek amacıyla dün Paris’te gerçekleşen uluslararası konferansta, Beyrut yönetimine yaklaşık 11 milyar dolarlık kredi sözü verildi. Geçen yıl Lübnan’da siyasi krize yol açan Suudi Arabistan’dan 1 milyar dolarlık taahhüt gelirken Fransa ise 450 milyon dolar vereceklerini açıkladı. Putin’e ticari kıskaçCumartesi7Nisan2018 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: EMİNE BİLGET 13 ABD yönetimi, Rusya ile Batı arasında yaşanan gerilim ateşine yeni yaptırımlarla benzin döktü. Kırım’ın ilhakı ile başlayan, Suriye politikası, 2016 ABD başkanlık seçimlerine müdahale iddiaları ve son olarak eski Rus çifte ajan Sergey Skripal’in Britanya’da zehirlenmesiyle tavan yapan kriz ortamında ABD Hazine Bakanlığı dün yaptırım uyguladığı Rusların arasına çok kritik yeni isimler ekledi. 24 işadamı ve bürokratın yanı sıra 14 de kuruluşun yaptırım kapsamına alınmasına, “Rusya’nın Ukrayna, Suriye, ABD başkanlık seçimlerine müdahale ve Batı demokrasisine zarar verdiği iddiaları” gerekçe gösterildi. Hazine Bakanlığı’nın yeni yaptırımları ABD’de seçimlere Rusya’nın müdahale edip etmediğine yönelik yürütülen soruşturmada Rus oligarkların sorgulanması iddialarıyla aynı günlere denk geldi. Oleg Deripaska, Süleyman Kerimov’un da aralarında olduğu yaptırım kararı alınan 7 işadamı için bir ABD’li yetkili “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın halkası” nitelemesi yaptı. İşadamlarının, Rusya yönetiminin Batı demokrasisine zarar verici faaliyetleri sayesinde zenginleştiği veya bu faaliyetleri destekledikleri iddia edildi. Trump yönetimi, Rusya’nın enerji ve silah devlerini de içeren 24 işadamı, bürokratla 14 kuruluşu yaptırım listesine ekledi Toplantıda Rus ve Britanya elçileri karşılıklı sert suçlamalarda bulunurken diplomatlıklarını da konuşturarak birbirleriyle gülerek tokalaştı. BMGK’DE TANSİYON YÜKSELDİ Batı ile Rusya arasında gerilim, Britanya’nın Salisbury kentinde eski Rus ajanı Sergey Skripal ile kızı Yulia’nın zehirlenmesi olayındaki suçlamaları görüşmek üzere önceki gün toplanan BM Güvenlik Konseyi’ne de yansıdı. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, ajan krizi nedeniyle Rusya’nın diğer ülkelerle ilişkilerini “zehirlemekle” suçladığı Londra’ya “Ateşle oynuyorsunuz, üzüleceksiniz” sözleriyle yüklendi. Rusya’nın Skripal’ın zehirlenmesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını savunan Rus temsilci, bu olayda Moskova’ya karşı yürütülen bir “propaganda savaşı”nın söz konusu olduğunu dile getirdi. ‘Skripal iyileşiyor’ Nebenzia’nın suçlamalarını reddeden Britanya’nın BM Büyükelçisi Karen Pierce ise “yaşananların Rusya’nın sorumsuz davranışlarının bir örneği” olduğu suçlamasında bulundu. Öte yandan kızının ardından Sergey Skripal’in de durumunun iyileşmeye başladığı, bilincinin açıldığı haberleri dün gündeme düştü. Yaptırım kararı alınan şirketler arasında devlet askeri ihracat şirketi Rosoboronexport ve GAZ grup da yer alıyor. Ayrıca listede Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev, Rusya Ulusal Muhafızı Komutanı Viktor Zolotovi, Devlet Başkan Yardımcıları Andrey Fursenko ve Yevgeniy Şkolov, enerji devi Gazprom’un Başkanı Aleksey Miller gibi önemli askeri ve sivil bürokratlar da yer alıyor. Yaptırımlar, söz konusu kişi, kurumların ABD’yle bağlantılı şirketlerle ticaret yapmalarını kısıtlarken ABD’deki mal varlıklarını dondurma anlamına da geliyor. Şirketlere ilave destek Yaptırımlarla ilgili Moskova’dan ilk tepki Rus parlamentosunda uluslararası ilişkiler komitesinin başında olan Konstantin Kosaçev’den geldi. Kosaçev, “Dayanaktan yoksun, düşmanca” dedi. Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanı Denis Manturov ise yaptırım listesine eklenen kuruluşların ilave hükümet desteği alacağını açıkladı, yaptırımlar nedeniyle bu şirket lerle ticari ilişkisini kesen kuruluşlara ise ceza uygulanacağını vurguladı. Rosoboronexport’un yöneticisi ise yaptırımlarla ABD’nin Rusya’yı uluslararası silah ticaretinde oyunun dışına itmeye çalıştığını savundu. S400 sevkıyatı Öte yandan Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, devlet askeri ihracat şirketi Rosoboronexport’un yaptırım listesine dahil edilmesinin Türkiye’ye S400 sevkıyatını etkilemeyeceğini söyledi. Duma’ya yine ölüm yağdı... Suriye’nin Doğu Guta bölgesinde Rusya’nın arabuluculuğunda Şam yönetimi ile cihatçılar arasında varılan tahliye anlaşması günler sonra dün sekteye uğradı. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Ceyş ül İslam militanlarının aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle tahliyelere ara verildiğini açıkladı. Ardından ise Duma’ya Suriye ordusunun bombardıman düzenlediği, 27 kişinin yaşamını yitirdiği duyuruldu. Karadan da operasyonların sürdüğü kaydedildi. MgöarcürşotnüPutin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek Suriye’deki siyasi ve askeri duruma ilişkin değerlendirmede bulundular. Elysee Sarayı’nın açıklamasına göre, Macron Putin’den sivilleri etkileyen şiddetin sona ermesi ve siyasi geçişe yönelik müzakereleri sürdürmesi için Şam üzerindeki etkisini kullanmasını istedi. Kremlin ise Putin’in Ankara’da yapılan Astana liderler zirvesi toplantısının sonuçlarını Macron’la paylaştığını duyurdu. Liderlerin görüşmesinin gündemlerinden biri de Doğu Guta’daki gelişmelerdi. Duma’dan bir süredir devam eden tahliyeler dün askıya alındı. Kapıları birbirlerine kapattılar Panama’nın, Venezüel la Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun da aralarında olduğu yaklaşık 50 Venezüellalıyı “terörü finanse etmek, para aklamak” konusunda “büyük risk içerenler” listesine almasının ardından taraflar arasında sular durulmuyor. Panama’dan ülkenin finansal sisteminin Venezüella vatandaşlarınca “yolsuzluk” için kullanıldığı çıkışı geldi. Buna tepki gösteren Caracas ise Panamalı siyasiler ve şirketlerle ticari ilişkilerini durdurduğunu, buraya sivil uçuşların 90 gün boyunca askıya alındığını bildirdi. Panama ise Venezülla’dan elçisini çekeceğini, aynısını karşı taraftan beklediğini duyurdu. ‘Ateş Cuması’ Gazze’de dün İsrail karşıtı protestolar sırasında biri 16 yaşında çocuk olmak üzere yedi Filistinli daha yaşamını yitirdi, 250 kişi yaralandı. Bölgede ABD’nin İsrail elçiliğini Kudüs’e taşıma kararıyla birlikte halihazırda yüksek olan gerilim, İsrail askerlerinin açtığı ateşle silahsız 6 Arap gencinin yaşamını yitirdiği 30 Mart 1976 tarihli günün anısına geçen cuma binlerce Filistinlinin gerçekleştirdiği “Toprak Günü” yürüyüşünün kana bulanmasıyla daha da artmıştı. İsrail güçlerinin gerçek mermilerle açtıkları ateşte 17 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Ağır durumda olan üç kişi de hafta arasında yaşamlarını yitirirken dün gelen son ölüm haberiyle birlikte Gazze’de 30 Mart’tan bu yana acı bilanço 27’ye yükseldi. İsrail ordusu geçen cuma günü Gazze sınırına keskin nişancılar yerleştirmiş, “tel örgülere ve sınırı koruyan yapılara müdahale edilmesi halinde gerçek mermi kullanılacağını” duyurmuştu. Filistinlilerin dünkü eylemleri öncesinde ise BM’den sağduyu çağrısı geldi. Örgütün İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü Elizabeth Throssell, İsrail güvenlik güçlerine “orantısız güç kullanmama” uyarısında bulundu. Dün sabahın erken saatlerinden itibaren ise Filistinliler Han Yunus yakınında toplanarak İsrail ordusunun güvenlik hattının olduğu alanda eylemlerine başladı. Filistinliler tarafından “Ateş Cuması” olarak adlandırılan protestolarda, çoğu gençlerden oluşan gruplar İsrail keskin nişancılarının hedef almalarını engelleme amacıyla lastikleri ateşe verdi. Taş atan eylemcilere karşı İsrail güçleri gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz kullandı. İsrail ateşinde yedi kişinin öldüğü duyurulurken yaralananlar arasında altı gazetecinin de olduğu savunuldu. Britanya Basra’ya konuşlandı Filistin, Suriye ve Yemen krizleriyle tansiyonun yükseldiği, Rusya ve ABD’nin yeni askeri üslere sahip olduğu Ortadoğu’da Britanya da kalıcı askeri güç olarak yerleşti. Bahreyn’in Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını ilan ettiği 1971’den sonra Ortadoğu’da kalıcı üssü bulunmayan Britanya, bu ülkedeki HMS Cufeyr deniz üssünü yeniden hizmete açtı. Süveyş Kanalı’nın doğusundaki Bahreyn’de bulunan üs sayesinde Britanya bir yandan Kızıl Deniz, Aden ve Basra Körfezi’ndeki gerilimlere müdahale olanağına sahip olacak, bir yandan da korsanlık ve terör olaylarının yaşandığı bölgede deniz ticaretini koruma şansı elde edecek. York Dükü Prens Andrew ve Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamad el Halife tarafından önceki gün resmi açılışı gerçekleştirilen Selman Limanı’ndaki üste 500 kişinin görev yapabileceği öğrenildi. Bahreyn bağımsızlığını kazandıktan sonra ABD’nin kullanımına geçen, ardından kapatılan üs için yeniden inşa çalışmalarına 2014’te başlanmış tı. Törende konuşan Veliaht Prens El Halife, açılışın Bahreyn’in “terörizmle mücadelede uluslararası koalisyonu destekleme, dünya barışını, uluslararası su yolları ve küresel ticaret hareketini koruma konusundaki çalışmalarında” önemli bir kilometre taşı olduğunu söyledi. İran’a baskı Stratejik konumu nedeniyle önem taşıyan, Arapçada “iki denizin arasında” anlamına gelen Bahreyn aynı zamanda Amerikan 5. Filosu’na da ev sahipliği yapıyor. Nüfusunun çoğunluğu Şii olan Bahreyn’de yönetimdeki Halife ailesi Sünni. Bahreyn, İran karşıtlığı, Yemen’de Husilere karşı yürütülen uluslararası operasyon, Katar’ın yalnızlaştırılması gibi bölge siyasetinin kilit gündemlerinde Riyad’ın yanında yer aldı. Suriye’de silahlı muhalefetin de ana sponsorlarından olduğu iddialarının merkezindeki Bahreyn’de üs adımıyla birlikte İran’a yönelik baskının artacağı belirtiliyor. Tahran’ın üssü yeni bir tehdit olarak göreceğine işaret ediliyor. Selman’ın ABD ziyaretinde iki ülke arasında savunma dahil pek çok anlaşmaya imza atılmıştı. Trump’tan Körfez trafiği ABD Başkanı Donald Trump göreve gelir gelmez Körfez’de var olan İhvan, İran politikalarına yönelik gerilimi harlayarak RiyadDoha arasında krizi derinleştirmesinin ardından bu kez arabuluculuğa soyundu. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad el Sani ile geçen hafta üst üste telefon görüşmeleri yapan Trump’ın 10 Nisan’da Katar Emiri’ni Beyaz Saray’da ağırlayacağı açıklandı. Trump, Selman’la da 21 Mart’ta Washington’da görüşmüştü. El Sani’yle 4 Nisan’da telefonla görüşen Trump’ın “Terörün finansmanına karşı gösterdiği kararlılık” dolayısıyla Katar’a teşekkür ettiği, görüşmede İran’a karşı önlemlerin ele alındığı gündeme yansımıştı. Trump’ın El Sani sonrasında da Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zeyid ile bir araya geleceği açıklandı. Katalan krizini AB’ye taşıyan Puigdemont’a cezaevi çıkışında yoğun ilgi vardı. Puigdemont ‘diyalog’ dedi İspanya’ya bağlı Katalonya Özerk Yönetimi’nin eski lideri Carles Puigdemont, Almanya’da 25 Mart’tan beri tutulduğu cezaevinden şartlı tahliye kararıyla serbest bırakıldı. Mahkeme, İspanya Yüksek Mahkemesi’nin Puigdemont hakkındaki “isyan” suçlamasının şiddet içermediğinden iade için kabul edilemeyeceği kararı verdi. “Yolsuzluk” suçlamasının ise iade için geçerli olabileceğini ancak tutukluluk hakkının sürmesine neden olmadığını belirtti. Puigdemont, tahliye için gereken şartlar arasında bulunan 75 bin Avro’luk teminatın ödenmesinin ardından dün Neumuenster’daki cezaevinden ayrıldı. Berlin: Hükümeti kurun Basına yaptığı açıklamada Madrid yönetimine diyalog çağrısında bulunan Puigdemont şu ifadeleri kullandı: “İspanyol yetkililerin Katalan liderlerle siyasi bir diyalog başlatmaması için hiçbir bahane olamaz. Siyasi tutuklular derhal serbest bırakılmalı ve diyalog süreci başlamalı.” Diğer yandan Almanya Dışişleri Bakanı da dün Katalonya Özerk Yönetimi’ne hükümeti derhal kurma ve siyasi istikrar yönünde adım atmaları çağrısında bulundu. Katalonya’da 27 Ekim’deki tek taraflı bağımsızlık ilanı sonrası haklarında başlatılan soruşturmanın ardından Belçika’ya sığınan Puigdemont’un Almanya’da nerede yaşayacağı konusunda ise avukatları henüz bir açıklama yapmadı. Park’a 24 yıl hapis cezası Güney Kore’nin eski Devlet Başkanı Park Geunhye, 21 ayrı suçtan yargılandığı yol suzluk davasında 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ülkede politikacılar ve şirketler arasındaki yolsuz luk ağının ortaya çıkmasıyla patlak veren skanda lın ardından geçen yıl görevinden azledilen Park, dün görülen karar davasında siyasi iltimaslar kar şılığında ülkenin en büyük bazı şirketlerinden rüş vet almak ve görevini kötüye kullanmak dahil 16 suçtan suçlu bulundu. Mahkeme ayrıca, Park’ı 17 milyon dolar para cezasına mahkum etti. Ülkenin demokratik seçimlerle göreve ge len ilk lideri ve ilk kadın cumhurbaşkanı olan Park’ın destek çileriyse karar duruşması sıra sında protesto gösterisi düzen ledi. Başkent Seul’deki mah keme binası önünde bir ara ya gelen binler ce kişi, Park’a yönelik “siyasi intikam oyunu Güney Kore’nin eski lideri Park. nun sonlandırılmasını” istedi. Eski bir askeri diktatörün kızı olan Park Geun hye, toplumda kutuplaşmaya neden olan tartış malı bir isimdi. En yakın dostu ve aynı zamanda bir tarikat liderinin kızı olan Choi Soonsil’e dev let işlerinin dizginlerini verdiğinin ortaya çıkma sının ardından azledilmişti. Park duruşma önce si tüm suçlamaları reddetmiş ancak Choi’ye her hangi bir yetkisi olmadığı halde devlet işlerine karıştırdığı için özür dilemişti. Choi, geçen sene çıkarıldığı mahkeme tarafından 3 yıl hapis ceza sına çarptırılmıştı. ‘YETERLİ DEĞİL’ Slovakya’da siyasilerle mafya arasındaki ilişkileri, yolsuzlukları haberleştiren araştırmacı gazeteci Jan Kuciak ile nişanlısı Martina Kusnirova’nın şubat ayında katledilmesinin ardından adalet çağrıları eşliğinde protestolar sürüyor. Tepkilerin hedefindeki Başbakan Robert Fico geçen ay görevini bırakmıştı ancak yeni yönetimdeki isimlerin de kendisine yakın olanlardan oluştuğu yorumları dikkat çekmişti. Cinayete ilişkin soruşturmada ilerleme sağlanamazken önceki akşam başta başkent Bratislava olmak üzere pek çok bölgede yine protestolar vardı. On binlerce eylemci Polis Şefi Kibor Gasper’ın da istifa etmesi çağrısını yineledi. Sorumlu olan herkesin hesap vermesini isteyen kalabalık, Kuciak ile Kusnirova’nın fotoğraflarıyla birlikte üzerinde “Yeterli Değil” yazısının yer aldığı pankartlar taşıdı. Kuciak, Slovakya tarihinde öldürülen ilk gazeteci. C MY B