22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Nisan 2018 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY AB’DEN ‘Seçimleri erteleyin’TÜRKİYE’YE haber 7 AKPM, mevcut koşullarda seçimlerin Avrupa kriterlerine uygun olmayacağını söyledi Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), mevcut koşullarda düzenlenecek seçimlerin “Avrupa kriterlerine uygun olmayacağı” gerekçesiyle Türk hükümetine 24 Haziran seçimlerini erteleme çağrısında bulundu. AKPM Denetim Komisyonu adına bu sabah Strasbourg’da alınan kararda, seçim kanununun seçim kararından sadece bir ay önce değiştirilmiş olması, OHAL uygulamasına devam edilmesi, seçimlerin güvenliği ve saydamlığı konusundaki şüpheler ve tartışmalı mühürsüz oy pusulası kararının “seçimlerin demokratik bir ortamda düzenlenemeyeceğini” gösterdiği belirtildi. Kararda, yeni seçim kanunu ile seçimlerin düzenleneceği tarih arasındaki kısa sürenin siyasi partilere adapte olma ve hazırlanma süresi bırakmadığı not edildi. Seçim kurallarının se YILDIRIM: AB İŞİNE BAKSIN Başbakan Binali Yıldırım’dan Avrupa Konseyinin seçim ertelensin çağrısına tepki geldi. Yıldırım açıklamasında “AKPM önce terörist Salih Müslim’i konuşturmasın. Kendi işlerine baksın, seçimi Türkiye yapacak.Türkiye yüzlerce seçim yaptı. Ve yüzde 85’in altına düşmeyen katılımla adeta demokrasi şöleni havasında seçim yaptı. Avrupa Konseyi Parlamentosu bunu söyleyeceğine, binlerce insanın kanına girmiş bir terörist başını getirip orada konuşturmasın. Salih Müslim denilen, katil olduğu tescillenmiş birini getirip o parlamentoda konuşturmakla ne barışa hizmet eder, ne Avrupa’nın değerlerine ” dedi. AB Bakanı Ömer Çelik, AKPM Denetim Komisyonu’nun Türkiye’de gerçekleştirilecek seçimlerin “AB kriterlerine uygun olmayacağı” yönündeki açıklamalarını eleştirerek, “Denetim Komisyonu haddini her bakımdan aşmış, tamamen siyasi bir karar almış. Türkiye’nin demokratik seçim yapma kapasitesine ve halkımızın iradesine kimse laf söyleyemez. Haddini aşmak budur. Türkiye’nin ne zaman seçim yapacağına nasıl karar vereceği bellidir” dedi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ ise AKPM açıklamasına, “Bu çağrı, Türkiye’nin içişlerine ve seçimlerine açık müdahaledir” sözleriyle tepki gösterdi. çim tarihinden üç ay önce değiştirilmesinin Venedik Komisyonu tarafından belirlenmiş ilkelere aykırı olduğu hatırlatıldı. Seçim barajının yüz de 10’da kaldığı ve bu durumun siyasi çoğulculuk anlayışıyla bağdaşmadığı kaydedildi. Denetim Komisyonu, yeni seçim sis temine göre polisin seçim bürolarına girebilecek olmasını da “kaygı verici” olarak değerlendirdi. Bir önceki seçimlerden sonra AKPM ve AGİT’in medyanın seçimlerle ilgili haberleri ve siyasi partilerin finansmanına dair tavsiyelerinin de yerine getirilmemiş olduğu hatırlatıldı. Bu tespitlerden yola çıkan Denetim Komisyonu, mevcut koşullarda “gerçek anlamda demokratik seçimler düzenlenemeyeceği” ve seçimlerin “meşruluğunun sorgulanacağı” mesajı verdi. Seçimlerin ertelenmesi tavsiyesinde bulundu. Kararın şu aşamada herhangi bir yaptırımı bulunmuyor. Ancak AKPM Denetim Komisyonu demokratik standartlar konusunda Avrupa genelinde referans olduğundan, aldığı karar diğer Avrupa kurumları tarafından da destekleniyor. AKPM Nisan 2016’da Türkiye’yi denetim sürecine almıştı. Yurttaşlar örgütleniyorÇavuşoğluMaasgörüşmesi Seçim çalışmaları başladı. Sandık güvenliği için adım atılıyor Algıdan Kuşkudan Uzak Herkes merak ediyor. Taksi şoförü merak ediyor. Bakkal, manav, bankada çalışan Tijen Hanım, Oktay Bey merak ediyorlar. Sabahın alaca karanlığında sokağı süpüren Mehmet Usta, biz usta diyoruz ona, o da bize ağız alışkanlığı Hocam der, merak ediyor. Neyi merak ediyorlar? İkinci turda kim kazanacak onu merak ediyorlar. Birinci tur onların gözünde tamamdır. Ama içlerinde yine de bir kuşku var. Benim kaç gündür yazmaya çalıştığım, bu kazansak da vermezler algısı derin bir kuşkuya dönüşmüş durumda. HHH Bu kuşkuda haklı bir yan hiç yok mu? Var, evet, itiraf etmek durumundayım. Ama kabul etmek durumunda değilim. Akşener’in partisinin önünü kesme çabalarının bir türlü bitip tükenmeyişinden de bellidir ki, iktidar partisi yitirme telaşındadır, elinden ne geliyorsa, yasa masa dinlemeden yapmak çabasından vazgeçmiyor. Topu bir kere daha Yüksek Seçim Kurulu’na iadeli taahhütlü havale ediyor. Adeta “ne yap yap kes şu partinin önünü” der gibidir. Gibi midir? Seçim kampanyası tartışması Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Yüksek Düzeyli Toplantısına katılmak üzere New York’ta bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Mart ayında göreve başlayan Alman mevkidaşı Heiko Maas ile ilk kez bir araya geldi. İki bakanın görüşmesinde Suriye krizi ile Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarının durumu ele alınan konular arasındaydı. İki bakanın da Suriye krizinin çözümü için hedeflenen siyasi sürece Türkiye’nin de dahil olması gerektiği konusunda görüş birliği içinde olduğu aktarıldı. Görüşmede, Maas’ın Türkiye’de siyasi nedenlerle halen tutuklu bulunan beş Alman vatandaşının durumunu da gündeme getirdiği kaydedildi. Alman haber ajansı DPA’nın haberine göre, yarım saatten fazla süren görüşmeyi Alman tarafı “yapıcı bir atmosferde geçen iyi bir görüşme” olarak değerlendirdi. Görüşmede Maas’ın iki ülke arasındaki ilişkilerde geçen aylarda görülen olumlu sinyallerin yapıcı adımlara dönüşmesini umduğunu ifade ettiği belirtildi. Dpa’nın haberinde, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Alman mevkidaşı Maas ile yaptığı görüşmede ele alınan konulardan birinin de erken seçimler öncesinde Türk siyasetçilerin Almanya’da yapacağı olası seçim kampanyaları olduğu belirtildi. Ancak haberde, içeriğe ilişkin bilgi verilmedi. Maas, görüşmeden bir gün önce yaptığı açıklamada, yabancı siyasetçilerin Almanya’da seçim kampanyası yürütmesine kesinlikle izin verilmeyeceğine dikkat çekmişti. Alman hükümeti geçen yıl, Avrupa Birliği dışında bir ülkede yapılacak seçimlerden üç ay önceki dönemde, yabancı siyasetçilerin Almanya’da seçim kampanyası yürütmesini yasaklayan bir yasal düzenleme yapmıştı. Solingen tartışması Almanya Dışişleri Bakanı Maas, Türk mevkîdaşı Çavuşoğlu’nun Solingen saldırısının 25’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek törende konuşma yapmasını ise “seçim etkinliği” olarak değerlendirmemişti. Maas, Çavuşoğlu’nun 29 Mayıs’ta Solingen’deki törene katılacak olmasına ilişkin olarak, “Bu bizim için bir seçim etkinliği değil, çünkü bunun farklı bir arka planı var” şeklinde konuşmuştu. Maas, bu törende “korkunç saldırının kurbanlarının anılacağına” dikkat çekmişti. Muhafeletten tepki Yeşiller partili milletvekili Cem Özdemir Augsburger Allgemeinen gazetesine yaptığı açıklamada, Çavuşoğlu’nun Solingen’deki anma törenine katılarak bir konuşma yapacak olmasını eleştirdi. Sol Partili milletvekili Sevim Dağdelen ise aynı gazeteye yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin anma töreninin seçim kampanyası olarak kullanılmasına “açık bir şekilde izin vermesini” eleştirerek, bunu “utanç verici” olarak nitelendirdi. 2018 yılınının Haziran ayına alınan kritik başkanlık seçimleri ön cesinde yurttaşlar kendi insitiyatifleri doğrultusunda seçim güvenliğini sağ lamak için çalışmalara başladı. Geçen ocak ayında Şişli’de çeşitli siyasi parti lere oy veren yaklaşık 400 yurttaş “Se çim Süreci Meclisleri”ni oluşturarak sandık ve seçim güvenliği için ilk adımı attı. Bugüne ka dar çeşitli ilçelerde on larca toplantı gerçekleş ALİ AÇAR tiren topluluk, amaçlarının yurttaş iradesinin hiç bir tartışmaya neden olmadan sandığa yansıması olduğunu söylüyor. n Bu grup kimlerden oluşuyor. Na sıl ortaya çıktı? Birsen Ayışık: 2017 referandumun da hayır sonucunun ortaya çıktığını bi liyoruz. Bizde kritik seçim öncesinde partiler dışında bir halk örgütlenmesi olması gerektiğini düşünerek yola çık tık. 20 Ocak’ta çeşitli siyasi partilere oy veren yaklaşık 400 yurttaş bir araya gelerek sandık ve seçim güvenliği ko nusunda ne yapabilirizi tartıştık. İstan bul genelinde büyük oranda örgütlen memizi sağladık. n Peki Türkiye genelinde örgüt lenmeyi nasıl sağlayacaksınız. Ana dolu ve Doğu illerindeki tartışmalara nasıl çözüm bulacaksınız? Nur Tezel: İnsanların televizyon başında ve sosyal medyada ahlanıp vahlanmak yerine kendi iradelerine sahip çıkması için ilk adımı attık. Do ğu bölgeleri ve Anadolu da örgütlen me konusunda meclisden çıkan karar doğrultusunda harekete geçiyoruz. Sandık güvenliği konusunda daha ön ce avukatlar vardı. Belki geçmiş tec rübelerimizden de yola çıkarak avu katların bürolarda yoğunlaşması yeri ne oralarda olmasını sağlamaya çalı şacağız. Sahipsiz hiçbir sandık bırak mamak gibi bir hedefimiz var. n Sesinizi duyurmakta zorlanıyormusunuz? Eymen Demircan: Medyanın da tek elde toplanmasıyla sesimizi duyurmakta zorlandığımız doğru. Sokakta insanlarla bire bir temas ederek anlatıyoruz. Zaten bizim oluşumumuz bir taban ve sokak hareketi. Toplantılarımızda yurttaşlar geliyor ve önerilerini sunarak çalışmalara katılıyor. Sandık güvenliği ordusu n Sandıklara nasıl sahip çıkacak sınız? Nur Tezel: Türkiye genelinde seçim lerde 180 bin sandık olacağı söyleniyor. Sandık kurul görevlileri ve 4 müşahit ile her sandığa an az 7 kişilik bir görevlendirme yapılacak. Onun dışında o gün sandık başında bulunacak yurttaşlarla birlikte 1,5 milyonluk sandık görevlisi ve müşahit ordusu kurulacak. Birsen Ayışık: Bizim dışımızda sahada başka STK’lar da var. Seçim güvenliği ile ilgili çalışma yapan tüm kuruluşlarla iletişim ve eş güdüm sağlanması için bu kurumlarla görüşmelerin Grubun sosyal medya hesapları Facebook: Istanbulsecimsureci Twitter: @secimsureci Instagram:secimsureci web sitesi: secimsureci.org başlamasına karar verildi. Her bir sandıktan alacağımız ıslak imzalı belgeleri kendi datalarımızda kayıt etmeyi planlıyoruz. CHP ve İYİ Parti ile birlikte bazı STK’ların oyların işleneceği bir sistem üzerinde çalıştığını biliyoruz. Belki o sistem üzerinden bizde faydalanarak seçimlerin ve sandıkların gerçek iradesinin ortaya konması için katkı sunacağız. n 8 ve 20 Nisan’da büyük buluşmalar gerçekleşti. Alınan kararlar nelerdir? Eymen Demircan: Orada ortaya çıkan en önemli karar AKP, CHP, İYİ Parti ve HDP’ye oy veren seçmenlerin ortak bir düşünce ile herkesin oyunun sandığa gerçek anlamda yansıması için çalışma yapılması gerektiği iradesinin konması. Birsen Ayışık: İlçe ve il meclislerinin kuruluşlarının hızlanmasına karar verildi. Bu görev için örgütlenme komisyonu kuruldu. Seçim güvenliği konusunda gönüllü masalarının meclislerin oluştuğu tüm iller ve ilçelerde açılmasına karar verildi. l İSTANBUL HHH Her neyse ama artık zordur; bu türden çabalar arttıkça Akşener partisinin de şansı artmaktadır. Bu arada kuşkusunu dile getiren umutsuzluğa kapılanlar aynı zamanda birinci tur konusunda da oldukça kesin konuşuyorlar. Peki, bu nasıl oluyor, diye sorduğunuzda da algının da kuşkunun da kaynağını keşfediyorsunuz. “Kesinlikle istemiyoruz”, birinci turun sloganıdır. Vermez bunlar ise deneyimin dile gelişi. O kadar çok şey duydular ve hep tersi oldu. Bu kez de seçimlerin söylendiği gibi dürüst bir şekilde yapılabileceğine inanamıyorlar. İkinci turun bu algıya dayalı kuşkusunun sloganı da böylece şekilleniyor: “Vermezler.” HHH “Verirler mi vermezler mi” tartışmasını dile getirenler, örneğin yukarıda isimlerini saydığım yurttaşlar kendilerini üçüncü tekil şahıs yerine koyuyorlar. Oysa onlar bu kendilerine dayatılmış oyunun etkin karar sahibi öznesidirler. Bunu kavradıkları ay, gün, dakikada algı da kuşku da ortadan kalkacak, algının yerini kılgı yani eylem, yani sandığa sahip çıkma, kuşkunun yerini kararlılık alacaktır. HHH Bu yazıyı her zamankinden daha kısa tutmak zorundayım. Çünkü şimdi Cumhuriyet gazetesi davasında yargılananlar ve bu yargılama ile “gerçekleri yazan, korkmayan Cumhuriyet her devirde yargılanır, vurulur, engellenir” kuralını bir kez daha doğrulamış olan arkadaşlarımla birlikte Silivri Kapalısı’na doğru yola çıkacağız. Ağır Ceza’nın yargıçlarına savcının ne kadar uydurma bir iddianame ile karşımıza çıktığını, esas hakkında mütalaanın da bir kere daha yargılananın gazetecilik olduğunu kanıtladığını anlatacağız. HHH Siz bu yazıyı okurken ise bir günü geride bırakmış, seçimlere bir gün daha yaklaşmış olacağız. Algıdan ve kuşkudan uzak, tehlikenin farkına vararak vereceğiz kararımızı ve oyumuzu. Güneş Motel’i bırak Uzun Otel’e bak Ankara’da Mebus Pazarı’nı ilk kuran parti güvenoyu için 5 milletvekiline ihtiyacı olan Adalet Partisi oldu Türk siyasi tarihine “mebus pazarı” deyimini kazan dıran kişi gazetemizin müteve fa yazarı İlhan Selçuk’tur. Son radan bu deyimi rahmetli Uğur Mumcu da yazılarında sıklık la kullanmıştı. Peki “Mebus Pa zarı kuruldu” lafını Güneş Motel pazarlıkları sıra sında mı kullan mıştı. Tabii ki ha yır. Çünkü ilk me bus pazarı Güneş Motel olayından 8 MİYASE İLKNUR yıl önce 1970’de Ankara’da Uzun Otel ve Anadolu Kulübü’nde kurulmuştu. Pazarı kuran o günlerde hü kümeti kurmakla görevli olan AP’ydi. Güvenoyu için 5 milletve kiline ihtiyacı vardı. AP içindeki Sadettin Bilgiç grubu Demirel’e kazan kaldırmış ve bir öğrenci nin ölümü nedeniyle hükümet aleyhine gensoru önergesi vere rek hükümeti düşürmüştü. Oy lamaya katılmayan Bilgiç ve ar kadaşları ihraç istemiyle disip line verilmiş ancak disipline ve rilenler bu durumu protesto için AP’den istifa etmişti. Senatoda salt çoğunluğu elinde bulundur duğu için AP dışında iki partinin koalisyonu da yasamanın tıkan Güneş Motel Olayı Ecevit, yılbaşı gecesi MC hükümetini düşürmeye karar verince İstanbul Çınar Otel’de dönemin Belediye Başkanı Aytekin Kotil AP’den transfer edecekleri 11 milletvekili ile Ecevit’i görüştürmek üzere önlemler alır. Bu iş için Cankurtaran’da Kalyon Otel bulundu. Ecevit’i İstanbul’a Kalyon Otel’e giderken arabanın ön koltuğunda oturunca vatandaşlar gördü ve haber basına iletildi. Basın da otele gele rek Ecevit’i sorunca apar topar milletvekilleri gizlice Florya’daki Güneş Motel’e aktarıldı. Bir süre sonra, Ecevit de Güneş Motel’e gelerek milletvekilleriyle görüşüp her birine bakanlık vererek transferi tamamlar. Aslında 11 milletvekilinin bakanlık istekleri yoktur. Ancak Ecevit, bu milletvekillerine sonradan çengel atılıp hükümetin düşürülmesini riske etmek istemedi. Güvenoylamasına kadar transfer edi len vekiller Güneş Motel’de saklandı. AP’lilerin temasını önlemek için vekillerin başına CHP Gençlik Kollarından koruma verildi. Silahlı olan korumalar arasında bugün İBB CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, biri sonradan DSP milletvekili olan Ahmet Güzel diğeri ise CHP Gençlik Kolları eski başkanlarından rahmetli Ahmet Sözer, CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Süha Akıncı ve Şemsettin Şen de vardı. masına neden olacaktı. O nedenle hükümet kurma görevi yeniden AP’ye verildi. Ancak AP’nin 5 oya ihtiyacı vardı. Meclisteki bir diğer parti de sonradan adı nı değiştirerek TBP olacak olan Birlik Partisi’ydi. Önce koalisyon teklifi götürüldü ancak BP Genel Sekreteri Haydar Özdemir, iki bakanlık verilmesinin yanında Si yasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi şartını öne sürünce AP bunun olmayacağını görüp milletvekili avına çıktı.Dışkapı’daki Uzun Otel’deki özel odalarda ve Ana dolu Kulubü’nde BP’den Hüseyin Balan, Kazım Ulusoy, Ali Naki Ulusoy, Yusuf Ulusoy ve Hüseyin Çınar’la pazarlıklara başlandı. Bu söylentileri duyan BP, AP’ye güvenoyu vermeme konusunda grup kararı aldı. Ancak 15 Mart günü yapılan güven oylamasında AP’liler tarafından ablukaya alınan bu 5 BP’li vekil AP’ye güvenoyu verdiler. BP MYK’sı acilen toplanarak AP’ye güvenoyu veren 5 milletvekilini partiden ihraç etti. İlhan Selçuk, Cumhuriyet’teki “ Pencere” adlı köşesinde “Hz. Ali’yi de sattılar” başlıklı bir yazı yazdı ve “Mebus Pazarı” deyimini ilk kez kullandı. ANT Dergisi “Fiyatlarını bulanlar” başlığıyla olayı ele aldı. 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde katledilen Aşık Nesimi Çimen de bu beş milletvekilinden özellikle Ulusoy ailesine munsup olanları yazdığı bir şiirle yerden yere vurdu. Aslında sağın milletvekili transferleri 60’lı yıllarda da yoğundu. Özellikle Osman Bölükbaşı’nın partisinden seçilen milletvekillerine çengel atılırdı. Bu duruma bozulan Osman Bölükbaşı, bunu önlemek için seçim öncesinde milletvekili adaylarını notere götürerek “Parti değiştirmeyeceğim” diye senet imzalatırdı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle